
2013-11-05 - 11:49
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın 2014 yılı bütçelerinin görüşüldü.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın 2014 yılı bütçelerinin görüşmelerine başlandı.
Komisyonda, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, bağlı kurumların bütçelerine ilişkin sunum yaptı.
Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun bütçeleri de bugün komisyonda görüşülecek.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesinin yapılan görevler düşünüldüğünde yeterli olmadığını belirterek, "Başkanlığımızın bütçesi, Türkiye'deki bakanlıkların bütçesinden daha büyük olduğu şeklinde eleştiri konusu yapılsa bile, bu bütçe tamamiyle personel giderleri odaklı ve çok az yatırım giderleri olan bir bütçedir" dedi.
Bozdağ, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Diyanet İşleri Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı ile Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA)?nın 2014 yılı bütçelerine ilişkin sunumda, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, Anayasa ve yasalar çerçevesinde kendisine verilen görev ve yetkiler doğrultusunda görevini yurtiçinde ve dışında başarıyla yerine getirdiğini belirtti.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kadın ve aile konusunda Türkiye genelinde 233 Aile İrşat ve Rehberlik büroları kurduğunu, kadınların cami ve cemaate daha çok katılımını sağlamak amacıyla da Türkiye'deki camilerden 11 bin 222'sinin fiziki yapısında değişiklikler yaptığını anlatan Bozdağ, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla da Başkanlığın 208 cezaevinde vaiz bulundurduğunu ve toplam 700 civarında personelin cezaevlerinde görevli olduğunu vurguladı.
Camilerin fiziki şartlarının engelliler için uygun hale getirilmesi amacıyla yapılan çalışmaları aktaran Bozdağ, bugün itibariyle 4 bin 500 camide engelli vatandaşlara cevap verecek şekilde yeniden düzenlemeler yapıldığını, yeni yapılan camilerin de engelli ve kadınların ihtiyaçları dikkate alınarak yapılmasına özen gösterildiğini ifade etti.
Türkiye'nin 22 ilindeki 30 camide işaret dili ile engelli vatandaşa hizmet verildiğini söyleyen Bozdağ, engellilere yönelik Kuran-ı Kerim ve benzeri pekçok konuda kitaplar çıkarıldığını, işitme engellilere yönelik de din eğitim setinin hazırlandığını belirtti.
İbadetlerin sağlıklı yerine getirilmesinde din görevlilerinin etkinliğini artırmak için hizmet içi eğitim kursları yapıldığını dile getiren Bozdağ, hac ve umre konusunda Türkiye'nin gün geçtikçe vatandaşına daha iyi hizmet verdiğine de dikkati çekti.
Kurban kesiminde şehirleşmenin getirdiği sıkıntılar nedeniyle vatandaşın vekaletle kesimi tercih ettiğine işaret eden Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu yıl Diyanet Vakfı aracılığıyla 130 merkezde 89 bin 362 kurban kesimi gerçekleştirerek ihtiyaç sahiplerine dağıttığını bildirdi.
Kuran kurslarında hem örgün hem de hafızlık eğitiminde binlerce çocuğun Kuran-ı Kerim'i öğrendiğini söyleyen Bozdağ, yaz kurslarından da bu yıl 3 milyon 52 bin 300 öğrencinin istifade ettiğinin altını çizdi.
Uluslararası İlahiyat Programı ile yurt dışında yaşayan vatandaş ve soydaşların lise mezunu çocuklarına 2006-2007 eğitim-öğretim yılından itibaren Türkiye'de dini yükseköğrenim alma imkanı sağlandığını hatırlatan Bozdağ, böylelikle mezun olanların geldikleri ülkelere dönerek orada hizmet sunmalarının önünün açıldığını anlattı.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesinin yapılan görevler düşünüldüğünde yeterli olmadığını söyleyen Bozdağ, şöyle devam etti:
"Her ne kadar başkanlığımızın bütçesi, Türkiye'deki bakanlıkların bütçesinden daha büyük olduğu şeklinde eleştiri konusu yapılsa bile, bu bütçe tamamiyle personel giderleri odaklı ve çok az yatırım giderleri olan bir bütçedir. Bütçenin yüzde 94'ü personel giderlerine gidiyor. Bu önemli bir rakamdır. Bu rakamın eleştirilmesini doğru bulmuyorum. Eğer, 'Diyanet İşleri Başkanlığı yurt içinde ve dışında milletimizin birliği ve beraberliği için çok önemli görevler ifa ederken yatırım bütçesi niye bu kadar az? Bunu artırmak lazım' şeklinde bir eleştiri olsa onu kabul edeceğim."
Bozdağ, muhalefet sıralarından yükselen "Eleştiri olacak tabii" itirazları üzerine, her türlü eleştiriye açık olduklarını ve herkesin görüşlerini dinleyeceklerini vurguladı.
TİKA'nın, Türkiye'nin dış politikasındaki en etkin yumuşak güçlerinden biri olduğunu söyleyen Bozdağ, bu kurumun kalkınma yardımları konusunda dünyada bir model oluşturduğunu vurguladı.
Ajansın 1992 ile 2002 yılları arasında faaliyet gösterdiği ülkelerdeki gerçekleştirdiği proje sayısının 2 bin 241 iken 2002-2012 arasında 12 bin 964 projeyi hayata geçirdiğini anlatan Bozdağ, "Bu, tartışmasız bir başarı hikayesi, büyük bir artış, büyük bir gelişmedir" diye konuştu.
Bozdağ, TİKA ve 70 sivil toplum kuruluşunun işbirliğinde geçen yıl 150?ye yakın proje ve faaliyet gerçekleştirildiğini kaydetti.
Merkezi Londra olan "Kalkınma İnisiyatifleri" adlı bağımsız kuruluşun hazırladığı Küresel İnsani Yardım Raporu?na göre, Türkiye'nin insani yardımlar alanında harcadığı 1,04 milyar dolarla İngiltere?nin hemen ardında yer aldığını ve dünyada 4. olduğunu belirten Bozdağ, bu artışta Suriyeli mülteciler için harcanan barınma ve gıda yardımının payının oldukça yüksek olduğuna işaret etti.
TİKA'nın yurtdışındaki ecdad yadigarı eserlerin yaşaması için elinden geleni yaptığını söyleyen Bozdağ, bu kapsamda Mevlana Celaleddin Rumi?nin doğduğu ev olan Sultan Bahauddin Veled Medresesi?nin restorasyonuna ilişkin çalışmaların Afganistan?da yürütüldüğünü, Etiyopya?da Mekele?de bulunan Habeş Kralı Necaşi Asame?nin türbesinin restorasyonunun son aşamaya geldiğini, Kosova?da şehit düşen Sultan Murat Hüdavendigar?ın sancaktarı ve muhafızı için yapılan Gazi Mestan Türbesi?nin restorasyonunun yapıldığını, Macaristan?da Zigetvar Kalesi içerisinde bulunan Kanuni Sultan Süleyman Camisi?nin restorasyonunun gerçekleştirilmesi amacıyla protokoller başlatıldığını ve Gül Baba ile İdris Baba türbelerinin restorasyonları için gerekli ön çalışmaların yapıldığını anlattı.
Mustafa Kemal Atatürk?ün babası Ali Rıza Efendi?nin doğup büyüdüğü evin de yeniden inşa edildiğini söyleyen Bozdağ, yine 1926 yılında bizzat Atatürk?ün emriyle yaptırılan Kabil?in ilk hastanesi ve tıp fakültesi olan Kamil Rıfkı Urga Sanatoryumu'nun restorasyon çalışmalarının sürdürüldüğünü kaydetti.
TİKA'nın sağlık alanında da önemli çalışmalar yaptığını ve marka hastaneler kurduğunu belirten Bozdağ, Sudan, Somali, Senegal, Moldova, Filistin, Pakistan, Afganistan, Tacikistan ve Özbekistan'da çok önemli projelerin hayata geçirildiğini ve geçirileceğini söyledi.
Etiyopya'da bulunan Harar Türklerine ilişkin de çalışmalar yapıldığını ifade eden Bozdağ, yine TİKA marifetiyle Alevi-Bektaşi derneklerine ilişkin de önemli çalışmalar yürütüldüğünü belirtti.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı'nın çalışmaları hakkında da bilgi veren Bekir Bozdağ, yurtdışında yaşayan vatandaşlarla ilgili çalışmalar yapan ve sorunlarına çözüm üreten bu kurumun, soydaş ve akraba topluluklar ile sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla faaliyetler yürüttüğünü söyledi.
Bu kurum için "Türkiye'nin diasporası" demenin yanlış olmayacağını vurgulayan Bozdağ, başkanlık sayesinde yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın aile sorunlarına ve Gençlik Daireleri ile ilgili yaşadığı sıkıntılara yönelik çalışmalar ve saha araştırmalar yapıldığını ve uluslararası öğrencilere yönelik burs sisteminin yeniden yapılandırıldığını anlattı.
Türkiye?nin nitelikli öğrenciler için çeşitli fırsat ve imkanlar sunarak bir cazibe merkezi haline getirilmesi doğrultusunda yapılan mevzuat değişiklikleriyle sağlık sigortası yardımı ve öğrenim ücreti muafiyeti getirildiğini hatırlatan Başbakan Yardımcısı Bozdağ, ayrıca yurtdışında bulunan 6 bin civarında tutuklu ve hükümlü Türk vatandaşının bulunduğunu ve bu kişilere ilişkin verilerin toplanması çalışmalarına başlandığını da söyledi.
Ahıska Türkleri ile ilgili önemli çalışmalar yürütüldüğünü ve AK Parti hükümeti döneminde 27 bin 728 Ahıska Türkünün vatandaşlığa kabul edildiğini hatırlatan Bozdağ, Gürcistan hükümeti ile işbirliğinde yürütülen çalışmalar kapsamında da bin civarında kişiye geri dönüş statüsü verildiğini ifade etti.
Eğitim alanında kurumun yaptığı çalışmalara da değinen Bozdağ, ABD, İngiltere, Avustralya, Kanada gibi uluslararası öğrencilerden büyük gelir elde eden ülkeler olduğuna dikkat çekerek, bunun olumlu siyasi ve sosyal etkilerinin olduğunu da belirtti. Bu konuda bir strateji belgesi hazırladıklarını ifade eden Bozdağ, bu çerçevede geçen yıl tüm bursları birleştirerek Türkiye Bursları adını verdiklerini anlattı.
Bu yıl Türkiye'ye müracaat eden öğrenci sayısının geçen yıla göre katlanarak 56 bine çıktığına işaret eden Bozdağ, şunları kaydetti:
"Bunun anlamı Türkiye'nin tercih edilen bir ülke durumuna geldiğidir. Ama bu konuda bir sıkıntımız var, o da bizim vakıf ve diğer üniversitelerimizin kapılarını uluslararası öğrencilere açma konusunda çekingen davranmalarıdır. Biz, 2012 yılında 4 bin 300 civarında Türkiye burslarıyla öğrenci aldık. 2014 yılında ise 5 bin 500 öğrenci alacağız. Ama bunun dışında kendi parasıyla Türkiye'de okumak isteyen pek çok uluslararası öğrenci var. Üniversitelerimiz bu konuda parasıyla okumak isteyenlere karşı da yeteri kadar rahat davranmamaktadır.
Burada bu üniversitelere bir çağrı yapıyorum. Dünyada bu pazar ortada. Türkiye'nin bu pazardan aldığı pay da ortada. Biz bu konuda önemli adımları atıyoruz. İnşallah ülkemizi bu alandan ileride en çok payı alan, burslu okuttuğunun en az on katını kendi namı hesabına okuyan öğrencilerin olduğu bir Türkiye dönüştüren adımı hep beraber atacağız."
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın bütçeleri görüşülüyor.
Toplantıda, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağı'ın konuşmasının ardından kameraların salondan çıkarılmasına muhalefet milletvekilleri tepki gösterdi.
Komisyon Başkanı Lütfi Elvan ise teknik bir komisyon toplantısı yaptıklarını, görüşmelerin daha sağlıklı sürdürülmesi için bu uygulamamanın geçmişten beri sürdürüldüğünü ifade etti.
CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, AK Parti iktidarından önce de bu komisyonun çalıştığını, ancak kameraların ilgili Bakanın konuşmasından sonra çıkarılması gibi bir uygulamanın olmadığını söyledi.
MHP Iğdır Millitvekili Sinan Oğan, Iğdır'da Müftülük eliyle halkın fişlendiğini iddia etti. Oğan, Bekir Bozdağ'a yönelik, "Bu fişleme işleri sizin talimatınızla mı yapılıyor? O Müftü neden halen görevde neden görevden almıyorsunuz?" dedi.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, çözüm sürcine yeterince katkı sağlamadığını savundu.
Suriyeli mültecilerin durumuna değinen Kaplan, bin 500 mülteci kadının imam nikahı ile evlilik yaptığını, zor koşullar altında yaşamlarını sürdürdüklerini belirtti. TİKA'nın, dünyanın dört bir yanına çeşitli yardımlar, yatırımlar götürdüğünün anlatıldığını ifade eden Kaplan "Ülkede, yanıbaşınızda kadın, çocuk, namus, şeref, haya ayaklar altında. O kadar uzağa gitmenize gerek yok, camilerin önünde aç yatanlara yardım edin" dedi.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın siyasi konularda açıklama yapmayı sevdiğini savunarak, "Üzerine vazife olmayan konularda açıklama yapıyor. Camilerde vaazlarda da görüyoruz bunu. İmamın kalkıp 'Başbakan Yardımcımız Bekir Bozdağ da buradalar' demesini ben yadırgıyorum. Biraz garip kaçıyor. Bu durumun önüne geçilmesi gerekiyor" diye konuştu.
CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın personel giderlerinin çok fazla olduğunu savundu. Kurumun, en fazla personel alan kurum haline geldiğini belirten Çetin, "Diyanet İşleri Başkanlığı, personelin diğer kurumlara geçişi için köprü görevi üstlenmiş" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı, Türkiye'de din hizmetlerine ne kadar para harcandığını öğrenemediklerini söyledi. Sarı, "Din hizmetlerine ayrılan kaynakların kullanılışı, AKP'nin dine ilişkin algısının bir uzantısı. AKP mezhepçi bir din anlayışı içinde. Din eğitimini sadece bir mezhebin yorumu gibi algılamakta ve kaynaklarını buna aktarmaktadır" diye konuştu.
Sarı, Türkiye'nin en adaletsiz kurumunun Diyanet İşleri Başkanlığı olduğunu ileri sürdü.
AK Parti Manisa Milletvekili Uğur Aydemir, Diyanet İşleri Başkanlığı için yapılan eleştirilerin haksızlık olduğunu söyledi.
Bazı konuların açıklığa kavuşturulması gerektiğini nlatan Aydemir, "Alevilik tarikat mıdır mezhep midir? Cami ile cemevi birbirinin karşıtı mıdır ortak ibadet yeri midir? Bunların en doğru bilgisini kim verebilir? Diyanet İşleri Başkanlığı. Bu tartışmaların noktalanması gerekiyor" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın AK Parti'nin "din bürosu" haline geldiğini iddia etti. Alevilerin cemevi ile ilgili taleplerinin karşılanmadığını ifade eden Özkes, "Türkiye'de Alevi sayısı daha çok olsaydı Başbakan alevici olurdu" dedi.
CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer, Bekir Bozdağ'a, Hakkari Çukurca'da 13 teröristin ölü ele geçirildiği bilgisinin doğru olup olmadığını sordu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Denizli örneğini vererek kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kaldıkları konusundaki açıklamasını eleştiren Seçer, Erdoğan'ın bu konuda dikte ettiğini ileri sürdü.
AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, AK Parti iktidarı öncesinde, yapılan camilere personel ataması konusunda ciddi sıkıntılar yaşandığını, ancak bu sorunun artık çözüldüğünü, yetkin personeller atandığını söyledi.
İbadet etmek için camilere giden engellilerin fiziki şartlar nedeniyle bazı sıkıntılar yaşadığını belirten Şahin, camilerin ve cami tuvaletlerinin, engellilerin daha kolay kullanımına imkan sağlayacak şekilde dizayn edilmesini istedi.
Vahap Seçer'in, eleştirisine değinen Şahin, Erdoğan'ın bu konudaki açıklamasanın, Anayasanın, gençlerin ve çocukların korunmasına ilişkin hükmünün yerine getirilmesi olduğunu kaydetti. Anayasanın ilgili maddelerini okuyan Şahin, gençlerin alkol, uyuşturucu, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan korunması gerektiğini ifade etti.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, çözüm sürecine yeterince katkı sağlamadığını ileri sürdü.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın bütçeleri görüşülüyor.
Toplantıda, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağı'ın konuşmasının ardından kameraların salondan çıkarılmasına muhalefet milletvekilleri tepki gösterdi.
Komisyon Başkanı Lütfi Elvan ise teknik bir komisyon toplantısı yaptıklarını, görüşmelerin daha sağlıklı sürdürülmesi için bu uygulamamanın geçmişten beri sürdürüldüğünü ifade etti.
CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, AK Parti iktidarından önce de bu komisyonun çalıştığını, ancak kameraların ilgili Bakanın konuşmasından sonra çıkarılması gibi bir uygulamanın olmadığını söyledi.
MHP Iğdır Millitvekili Sinan Oğan, Iğdır'da Müftülük eliyle halkın fişlendiğini iddia etti. Oğan, Bekir Bozdağ'a yönelik, "Bu fişleme işleri sizin talimatınızla mı yapılıyor? O Müftü neden halen görevde neden görevden almıyorsunuz?" dedi.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, çözüm sürcine yeterince katkı sağlamadığını savundu.
Suriyeli mültecilerin durumuna değinen Kaplan, bin 500 mülteci kadının imam nikahı ile evlilik yaptığını, zor koşullar altında yaşamlarını sürdürdüklerini belirtti. TİKA'nın, dünyanın dört bir yanına çeşitli yardımlar, yatırımlar götürdüğünün anlatıldığını ifade eden Kaplan "Ülkede, yanıbaşınızda kadın, çocuk, namus, şeref, haya ayaklar altında. O kadar uzağa gitmenize gerek yok, camilerin önünde aç yatanlara yardım edin" dedi.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın siyasi konularda açıklama yapmayı sevdiğini savunarak, "Üzerine vazife olmayan konularda açıklama yapıyor. Camilerde vaazlarda da görüyoruz bunu. İmamın kalkıp 'Başbakan Yardımcımız Bekir Bozdağ da buradalar' demesini ben yadırgıyorum. Biraz garip kaçıyor. Bu durumun önüne geçilmesi gerekiyor" diye konuştu.
CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın personel giderlerinin çok fazla olduğunu savundu. Kurumun, en fazla personel alan kurum haline geldiğini belirten Çetin, "Diyanet İşleri Başkanlığı, personelin diğer kurumlara geçişi için köprü görevi üstlenmiş" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı, Türkiye'de din hizmetlerine ne kadar para harcandığını öğrenemediklerini söyledi. Sarı, "Din hizmetlerine ayrılan kaynakların kullanılışı, AKP'nin dine ilişkin algısının bir uzantısı. AKP mezhepçi bir din anlayışı içinde. Din eğitimini sadece bir mezhebin yorumu gibi algılamakta ve kaynaklarını buna aktarmaktadır" diye konuştu.
Sarı, Türkiye'nin en adaletsiz kurumunun Diyanet İşleri Başkanlığı olduğunu ileri sürdü.
AK Parti Manisa Milletvekili Uğur Aydemir, Diyanet İşleri Başkanlığı için yapılan eleştirilerin haksızlık olduğunu söyledi.
Bazı konuların açıklığa kavuşturulması gerektiğini nlatan Aydemir, "Alevilik tarikat mıdır mezhep midir? Cami ile cemevi birbirinin karşıtı mıdır ortak ibadet yeri midir? Bunların en doğru bilgisini kim verebilir? Diyanet İşleri Başkanlığı. Bu tartışmaların noktalanması gerekiyor" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın AK Parti'nin "din bürosu" haline geldiğini iddia etti. Alevilerin cemevi ile ilgili taleplerinin karşılanmadığını ifade eden Özkes, "Türkiye'de Alevi sayısı daha çok olsaydı Başbakan alevici olurdu" dedi.
CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer, Bekir Bozdağ'a, Hakkari Çukurca'da 13 teröristin ölü ele geçirildiği bilgisinin doğru olup olmadığını sordu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Denizli örneğini vererek kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kaldıkları konusundaki açıklamasını eleştiren Seçer, Erdoğan'ın bu konuda dikte ettiğini ileri sürdü.
AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, AK Parti iktidarı öncesinde, yapılan camilere personel ataması konusunda ciddi sıkıntılar yaşandığını, ancak bu sorunun artık çözüldüğünü, yetkin personeller atandığını söyledi.
İbadet etmek için camilere giden engellilerin fiziki şartlar nedeniyle bazı sıkıntılar yaşadığını belirten Şahin, camilerin ve cami tuvaletlerinin, engellilerin daha kolay kullanımına imkan sağlayacak şekilde dizayn edilmesini istedi.
Vahap Seçer'in, eleştirisine değinen Şahin, Erdoğan'ın bu konudaki açıklamasanın, Anayasanın, gençlerin ve çocukların korunmasına ilişkin hükmünün yerine getirilmesi olduğunu kaydetti. Anayasanın ilgili maddelerini okuyan Şahin, gençlerin alkol, uyuşturucu, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan korunması gerektiğini ifade etti.
***HABERİN DEVAMINA İLGİLİ DOKÜMANLAR KISMINDAN ULAŞABİLİRSİNİZ***
Komisyonda, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, bağlı kurumların bütçelerine ilişkin sunum yaptı.
Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun bütçeleri de bugün komisyonda görüşülecek.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesinin yapılan görevler düşünüldüğünde yeterli olmadığını belirterek, "Başkanlığımızın bütçesi, Türkiye'deki bakanlıkların bütçesinden daha büyük olduğu şeklinde eleştiri konusu yapılsa bile, bu bütçe tamamiyle personel giderleri odaklı ve çok az yatırım giderleri olan bir bütçedir" dedi.
Bozdağ, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Diyanet İşleri Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı ile Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA)?nın 2014 yılı bütçelerine ilişkin sunumda, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, Anayasa ve yasalar çerçevesinde kendisine verilen görev ve yetkiler doğrultusunda görevini yurtiçinde ve dışında başarıyla yerine getirdiğini belirtti.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kadın ve aile konusunda Türkiye genelinde 233 Aile İrşat ve Rehberlik büroları kurduğunu, kadınların cami ve cemaate daha çok katılımını sağlamak amacıyla da Türkiye'deki camilerden 11 bin 222'sinin fiziki yapısında değişiklikler yaptığını anlatan Bozdağ, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla da Başkanlığın 208 cezaevinde vaiz bulundurduğunu ve toplam 700 civarında personelin cezaevlerinde görevli olduğunu vurguladı.
Camilerin fiziki şartlarının engelliler için uygun hale getirilmesi amacıyla yapılan çalışmaları aktaran Bozdağ, bugün itibariyle 4 bin 500 camide engelli vatandaşlara cevap verecek şekilde yeniden düzenlemeler yapıldığını, yeni yapılan camilerin de engelli ve kadınların ihtiyaçları dikkate alınarak yapılmasına özen gösterildiğini ifade etti.
Türkiye'nin 22 ilindeki 30 camide işaret dili ile engelli vatandaşa hizmet verildiğini söyleyen Bozdağ, engellilere yönelik Kuran-ı Kerim ve benzeri pekçok konuda kitaplar çıkarıldığını, işitme engellilere yönelik de din eğitim setinin hazırlandığını belirtti.
İbadetlerin sağlıklı yerine getirilmesinde din görevlilerinin etkinliğini artırmak için hizmet içi eğitim kursları yapıldığını dile getiren Bozdağ, hac ve umre konusunda Türkiye'nin gün geçtikçe vatandaşına daha iyi hizmet verdiğine de dikkati çekti.
Kurban kesiminde şehirleşmenin getirdiği sıkıntılar nedeniyle vatandaşın vekaletle kesimi tercih ettiğine işaret eden Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu yıl Diyanet Vakfı aracılığıyla 130 merkezde 89 bin 362 kurban kesimi gerçekleştirerek ihtiyaç sahiplerine dağıttığını bildirdi.
Kuran kurslarında hem örgün hem de hafızlık eğitiminde binlerce çocuğun Kuran-ı Kerim'i öğrendiğini söyleyen Bozdağ, yaz kurslarından da bu yıl 3 milyon 52 bin 300 öğrencinin istifade ettiğinin altını çizdi.
Uluslararası İlahiyat Programı ile yurt dışında yaşayan vatandaş ve soydaşların lise mezunu çocuklarına 2006-2007 eğitim-öğretim yılından itibaren Türkiye'de dini yükseköğrenim alma imkanı sağlandığını hatırlatan Bozdağ, böylelikle mezun olanların geldikleri ülkelere dönerek orada hizmet sunmalarının önünün açıldığını anlattı.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesinin yapılan görevler düşünüldüğünde yeterli olmadığını söyleyen Bozdağ, şöyle devam etti:
"Her ne kadar başkanlığımızın bütçesi, Türkiye'deki bakanlıkların bütçesinden daha büyük olduğu şeklinde eleştiri konusu yapılsa bile, bu bütçe tamamiyle personel giderleri odaklı ve çok az yatırım giderleri olan bir bütçedir. Bütçenin yüzde 94'ü personel giderlerine gidiyor. Bu önemli bir rakamdır. Bu rakamın eleştirilmesini doğru bulmuyorum. Eğer, 'Diyanet İşleri Başkanlığı yurt içinde ve dışında milletimizin birliği ve beraberliği için çok önemli görevler ifa ederken yatırım bütçesi niye bu kadar az? Bunu artırmak lazım' şeklinde bir eleştiri olsa onu kabul edeceğim."
Bozdağ, muhalefet sıralarından yükselen "Eleştiri olacak tabii" itirazları üzerine, her türlü eleştiriye açık olduklarını ve herkesin görüşlerini dinleyeceklerini vurguladı.
TİKA'nın, Türkiye'nin dış politikasındaki en etkin yumuşak güçlerinden biri olduğunu söyleyen Bozdağ, bu kurumun kalkınma yardımları konusunda dünyada bir model oluşturduğunu vurguladı.
Ajansın 1992 ile 2002 yılları arasında faaliyet gösterdiği ülkelerdeki gerçekleştirdiği proje sayısının 2 bin 241 iken 2002-2012 arasında 12 bin 964 projeyi hayata geçirdiğini anlatan Bozdağ, "Bu, tartışmasız bir başarı hikayesi, büyük bir artış, büyük bir gelişmedir" diye konuştu.
Bozdağ, TİKA ve 70 sivil toplum kuruluşunun işbirliğinde geçen yıl 150?ye yakın proje ve faaliyet gerçekleştirildiğini kaydetti.
Merkezi Londra olan "Kalkınma İnisiyatifleri" adlı bağımsız kuruluşun hazırladığı Küresel İnsani Yardım Raporu?na göre, Türkiye'nin insani yardımlar alanında harcadığı 1,04 milyar dolarla İngiltere?nin hemen ardında yer aldığını ve dünyada 4. olduğunu belirten Bozdağ, bu artışta Suriyeli mülteciler için harcanan barınma ve gıda yardımının payının oldukça yüksek olduğuna işaret etti.
TİKA'nın yurtdışındaki ecdad yadigarı eserlerin yaşaması için elinden geleni yaptığını söyleyen Bozdağ, bu kapsamda Mevlana Celaleddin Rumi?nin doğduğu ev olan Sultan Bahauddin Veled Medresesi?nin restorasyonuna ilişkin çalışmaların Afganistan?da yürütüldüğünü, Etiyopya?da Mekele?de bulunan Habeş Kralı Necaşi Asame?nin türbesinin restorasyonunun son aşamaya geldiğini, Kosova?da şehit düşen Sultan Murat Hüdavendigar?ın sancaktarı ve muhafızı için yapılan Gazi Mestan Türbesi?nin restorasyonunun yapıldığını, Macaristan?da Zigetvar Kalesi içerisinde bulunan Kanuni Sultan Süleyman Camisi?nin restorasyonunun gerçekleştirilmesi amacıyla protokoller başlatıldığını ve Gül Baba ile İdris Baba türbelerinin restorasyonları için gerekli ön çalışmaların yapıldığını anlattı.
Mustafa Kemal Atatürk?ün babası Ali Rıza Efendi?nin doğup büyüdüğü evin de yeniden inşa edildiğini söyleyen Bozdağ, yine 1926 yılında bizzat Atatürk?ün emriyle yaptırılan Kabil?in ilk hastanesi ve tıp fakültesi olan Kamil Rıfkı Urga Sanatoryumu'nun restorasyon çalışmalarının sürdürüldüğünü kaydetti.
TİKA'nın sağlık alanında da önemli çalışmalar yaptığını ve marka hastaneler kurduğunu belirten Bozdağ, Sudan, Somali, Senegal, Moldova, Filistin, Pakistan, Afganistan, Tacikistan ve Özbekistan'da çok önemli projelerin hayata geçirildiğini ve geçirileceğini söyledi.
Etiyopya'da bulunan Harar Türklerine ilişkin de çalışmalar yapıldığını ifade eden Bozdağ, yine TİKA marifetiyle Alevi-Bektaşi derneklerine ilişkin de önemli çalışmalar yürütüldüğünü belirtti.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı'nın çalışmaları hakkında da bilgi veren Bekir Bozdağ, yurtdışında yaşayan vatandaşlarla ilgili çalışmalar yapan ve sorunlarına çözüm üreten bu kurumun, soydaş ve akraba topluluklar ile sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla faaliyetler yürüttüğünü söyledi.
Bu kurum için "Türkiye'nin diasporası" demenin yanlış olmayacağını vurgulayan Bozdağ, başkanlık sayesinde yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın aile sorunlarına ve Gençlik Daireleri ile ilgili yaşadığı sıkıntılara yönelik çalışmalar ve saha araştırmalar yapıldığını ve uluslararası öğrencilere yönelik burs sisteminin yeniden yapılandırıldığını anlattı.
Türkiye?nin nitelikli öğrenciler için çeşitli fırsat ve imkanlar sunarak bir cazibe merkezi haline getirilmesi doğrultusunda yapılan mevzuat değişiklikleriyle sağlık sigortası yardımı ve öğrenim ücreti muafiyeti getirildiğini hatırlatan Başbakan Yardımcısı Bozdağ, ayrıca yurtdışında bulunan 6 bin civarında tutuklu ve hükümlü Türk vatandaşının bulunduğunu ve bu kişilere ilişkin verilerin toplanması çalışmalarına başlandığını da söyledi.
Ahıska Türkleri ile ilgili önemli çalışmalar yürütüldüğünü ve AK Parti hükümeti döneminde 27 bin 728 Ahıska Türkünün vatandaşlığa kabul edildiğini hatırlatan Bozdağ, Gürcistan hükümeti ile işbirliğinde yürütülen çalışmalar kapsamında da bin civarında kişiye geri dönüş statüsü verildiğini ifade etti.
Eğitim alanında kurumun yaptığı çalışmalara da değinen Bozdağ, ABD, İngiltere, Avustralya, Kanada gibi uluslararası öğrencilerden büyük gelir elde eden ülkeler olduğuna dikkat çekerek, bunun olumlu siyasi ve sosyal etkilerinin olduğunu da belirtti. Bu konuda bir strateji belgesi hazırladıklarını ifade eden Bozdağ, bu çerçevede geçen yıl tüm bursları birleştirerek Türkiye Bursları adını verdiklerini anlattı.
Bu yıl Türkiye'ye müracaat eden öğrenci sayısının geçen yıla göre katlanarak 56 bine çıktığına işaret eden Bozdağ, şunları kaydetti:
"Bunun anlamı Türkiye'nin tercih edilen bir ülke durumuna geldiğidir. Ama bu konuda bir sıkıntımız var, o da bizim vakıf ve diğer üniversitelerimizin kapılarını uluslararası öğrencilere açma konusunda çekingen davranmalarıdır. Biz, 2012 yılında 4 bin 300 civarında Türkiye burslarıyla öğrenci aldık. 2014 yılında ise 5 bin 500 öğrenci alacağız. Ama bunun dışında kendi parasıyla Türkiye'de okumak isteyen pek çok uluslararası öğrenci var. Üniversitelerimiz bu konuda parasıyla okumak isteyenlere karşı da yeteri kadar rahat davranmamaktadır.
Burada bu üniversitelere bir çağrı yapıyorum. Dünyada bu pazar ortada. Türkiye'nin bu pazardan aldığı pay da ortada. Biz bu konuda önemli adımları atıyoruz. İnşallah ülkemizi bu alandan ileride en çok payı alan, burslu okuttuğunun en az on katını kendi namı hesabına okuyan öğrencilerin olduğu bir Türkiye dönüştüren adımı hep beraber atacağız."
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın bütçeleri görüşülüyor.
Toplantıda, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağı'ın konuşmasının ardından kameraların salondan çıkarılmasına muhalefet milletvekilleri tepki gösterdi.
Komisyon Başkanı Lütfi Elvan ise teknik bir komisyon toplantısı yaptıklarını, görüşmelerin daha sağlıklı sürdürülmesi için bu uygulamamanın geçmişten beri sürdürüldüğünü ifade etti.
CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, AK Parti iktidarından önce de bu komisyonun çalıştığını, ancak kameraların ilgili Bakanın konuşmasından sonra çıkarılması gibi bir uygulamanın olmadığını söyledi.
MHP Iğdır Millitvekili Sinan Oğan, Iğdır'da Müftülük eliyle halkın fişlendiğini iddia etti. Oğan, Bekir Bozdağ'a yönelik, "Bu fişleme işleri sizin talimatınızla mı yapılıyor? O Müftü neden halen görevde neden görevden almıyorsunuz?" dedi.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, çözüm sürcine yeterince katkı sağlamadığını savundu.
Suriyeli mültecilerin durumuna değinen Kaplan, bin 500 mülteci kadının imam nikahı ile evlilik yaptığını, zor koşullar altında yaşamlarını sürdürdüklerini belirtti. TİKA'nın, dünyanın dört bir yanına çeşitli yardımlar, yatırımlar götürdüğünün anlatıldığını ifade eden Kaplan "Ülkede, yanıbaşınızda kadın, çocuk, namus, şeref, haya ayaklar altında. O kadar uzağa gitmenize gerek yok, camilerin önünde aç yatanlara yardım edin" dedi.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın siyasi konularda açıklama yapmayı sevdiğini savunarak, "Üzerine vazife olmayan konularda açıklama yapıyor. Camilerde vaazlarda da görüyoruz bunu. İmamın kalkıp 'Başbakan Yardımcımız Bekir Bozdağ da buradalar' demesini ben yadırgıyorum. Biraz garip kaçıyor. Bu durumun önüne geçilmesi gerekiyor" diye konuştu.
CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın personel giderlerinin çok fazla olduğunu savundu. Kurumun, en fazla personel alan kurum haline geldiğini belirten Çetin, "Diyanet İşleri Başkanlığı, personelin diğer kurumlara geçişi için köprü görevi üstlenmiş" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı, Türkiye'de din hizmetlerine ne kadar para harcandığını öğrenemediklerini söyledi. Sarı, "Din hizmetlerine ayrılan kaynakların kullanılışı, AKP'nin dine ilişkin algısının bir uzantısı. AKP mezhepçi bir din anlayışı içinde. Din eğitimini sadece bir mezhebin yorumu gibi algılamakta ve kaynaklarını buna aktarmaktadır" diye konuştu.
Sarı, Türkiye'nin en adaletsiz kurumunun Diyanet İşleri Başkanlığı olduğunu ileri sürdü.
AK Parti Manisa Milletvekili Uğur Aydemir, Diyanet İşleri Başkanlığı için yapılan eleştirilerin haksızlık olduğunu söyledi.
Bazı konuların açıklığa kavuşturulması gerektiğini nlatan Aydemir, "Alevilik tarikat mıdır mezhep midir? Cami ile cemevi birbirinin karşıtı mıdır ortak ibadet yeri midir? Bunların en doğru bilgisini kim verebilir? Diyanet İşleri Başkanlığı. Bu tartışmaların noktalanması gerekiyor" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın AK Parti'nin "din bürosu" haline geldiğini iddia etti. Alevilerin cemevi ile ilgili taleplerinin karşılanmadığını ifade eden Özkes, "Türkiye'de Alevi sayısı daha çok olsaydı Başbakan alevici olurdu" dedi.
CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer, Bekir Bozdağ'a, Hakkari Çukurca'da 13 teröristin ölü ele geçirildiği bilgisinin doğru olup olmadığını sordu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Denizli örneğini vererek kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kaldıkları konusundaki açıklamasını eleştiren Seçer, Erdoğan'ın bu konuda dikte ettiğini ileri sürdü.
AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, AK Parti iktidarı öncesinde, yapılan camilere personel ataması konusunda ciddi sıkıntılar yaşandığını, ancak bu sorunun artık çözüldüğünü, yetkin personeller atandığını söyledi.
İbadet etmek için camilere giden engellilerin fiziki şartlar nedeniyle bazı sıkıntılar yaşadığını belirten Şahin, camilerin ve cami tuvaletlerinin, engellilerin daha kolay kullanımına imkan sağlayacak şekilde dizayn edilmesini istedi.
Vahap Seçer'in, eleştirisine değinen Şahin, Erdoğan'ın bu konudaki açıklamasanın, Anayasanın, gençlerin ve çocukların korunmasına ilişkin hükmünün yerine getirilmesi olduğunu kaydetti. Anayasanın ilgili maddelerini okuyan Şahin, gençlerin alkol, uyuşturucu, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan korunması gerektiğini ifade etti.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, çözüm sürecine yeterince katkı sağlamadığını ileri sürdü.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın bütçeleri görüşülüyor.
Toplantıda, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağı'ın konuşmasının ardından kameraların salondan çıkarılmasına muhalefet milletvekilleri tepki gösterdi.
Komisyon Başkanı Lütfi Elvan ise teknik bir komisyon toplantısı yaptıklarını, görüşmelerin daha sağlıklı sürdürülmesi için bu uygulamamanın geçmişten beri sürdürüldüğünü ifade etti.
CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, AK Parti iktidarından önce de bu komisyonun çalıştığını, ancak kameraların ilgili Bakanın konuşmasından sonra çıkarılması gibi bir uygulamanın olmadığını söyledi.
MHP Iğdır Millitvekili Sinan Oğan, Iğdır'da Müftülük eliyle halkın fişlendiğini iddia etti. Oğan, Bekir Bozdağ'a yönelik, "Bu fişleme işleri sizin talimatınızla mı yapılıyor? O Müftü neden halen görevde neden görevden almıyorsunuz?" dedi.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, çözüm sürcine yeterince katkı sağlamadığını savundu.
Suriyeli mültecilerin durumuna değinen Kaplan, bin 500 mülteci kadının imam nikahı ile evlilik yaptığını, zor koşullar altında yaşamlarını sürdürdüklerini belirtti. TİKA'nın, dünyanın dört bir yanına çeşitli yardımlar, yatırımlar götürdüğünün anlatıldığını ifade eden Kaplan "Ülkede, yanıbaşınızda kadın, çocuk, namus, şeref, haya ayaklar altında. O kadar uzağa gitmenize gerek yok, camilerin önünde aç yatanlara yardım edin" dedi.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın siyasi konularda açıklama yapmayı sevdiğini savunarak, "Üzerine vazife olmayan konularda açıklama yapıyor. Camilerde vaazlarda da görüyoruz bunu. İmamın kalkıp 'Başbakan Yardımcımız Bekir Bozdağ da buradalar' demesini ben yadırgıyorum. Biraz garip kaçıyor. Bu durumun önüne geçilmesi gerekiyor" diye konuştu.
CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın personel giderlerinin çok fazla olduğunu savundu. Kurumun, en fazla personel alan kurum haline geldiğini belirten Çetin, "Diyanet İşleri Başkanlığı, personelin diğer kurumlara geçişi için köprü görevi üstlenmiş" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı, Türkiye'de din hizmetlerine ne kadar para harcandığını öğrenemediklerini söyledi. Sarı, "Din hizmetlerine ayrılan kaynakların kullanılışı, AKP'nin dine ilişkin algısının bir uzantısı. AKP mezhepçi bir din anlayışı içinde. Din eğitimini sadece bir mezhebin yorumu gibi algılamakta ve kaynaklarını buna aktarmaktadır" diye konuştu.
Sarı, Türkiye'nin en adaletsiz kurumunun Diyanet İşleri Başkanlığı olduğunu ileri sürdü.
AK Parti Manisa Milletvekili Uğur Aydemir, Diyanet İşleri Başkanlığı için yapılan eleştirilerin haksızlık olduğunu söyledi.
Bazı konuların açıklığa kavuşturulması gerektiğini nlatan Aydemir, "Alevilik tarikat mıdır mezhep midir? Cami ile cemevi birbirinin karşıtı mıdır ortak ibadet yeri midir? Bunların en doğru bilgisini kim verebilir? Diyanet İşleri Başkanlığı. Bu tartışmaların noktalanması gerekiyor" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın AK Parti'nin "din bürosu" haline geldiğini iddia etti. Alevilerin cemevi ile ilgili taleplerinin karşılanmadığını ifade eden Özkes, "Türkiye'de Alevi sayısı daha çok olsaydı Başbakan alevici olurdu" dedi.
CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer, Bekir Bozdağ'a, Hakkari Çukurca'da 13 teröristin ölü ele geçirildiği bilgisinin doğru olup olmadığını sordu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Denizli örneğini vererek kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kaldıkları konusundaki açıklamasını eleştiren Seçer, Erdoğan'ın bu konuda dikte ettiğini ileri sürdü.
AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, AK Parti iktidarı öncesinde, yapılan camilere personel ataması konusunda ciddi sıkıntılar yaşandığını, ancak bu sorunun artık çözüldüğünü, yetkin personeller atandığını söyledi.
İbadet etmek için camilere giden engellilerin fiziki şartlar nedeniyle bazı sıkıntılar yaşadığını belirten Şahin, camilerin ve cami tuvaletlerinin, engellilerin daha kolay kullanımına imkan sağlayacak şekilde dizayn edilmesini istedi.
Vahap Seçer'in, eleştirisine değinen Şahin, Erdoğan'ın bu konudaki açıklamasanın, Anayasanın, gençlerin ve çocukların korunmasına ilişkin hükmünün yerine getirilmesi olduğunu kaydetti. Anayasanın ilgili maddelerini okuyan Şahin, gençlerin alkol, uyuşturucu, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan korunması gerektiğini ifade etti.
***HABERİN DEVAMINA İLGİLİ DOKÜMANLAR KISMINDAN ULAŞABİLİRSİNİZ***