2005-04-19 - 14:42
CHP GENEL BAŞKANI BAYKAL: ''ATAMALARLA DEVLET KİŞİSELLEŞTİRİLDİ. BUNUN BEDELİNİ DE TÜRKİYE BAŞARISIZLIKLARLA, YOLSUZLUKLARLA ÖDÜYOR''
CHP Genel Başkanı Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'de yolsuzluklarla ilgili tartışmaların hızla geliştiğini söyledi. Baykal, bunun, Türkiye'nin en temel konusu haline gelmeye başladığını kaydetti.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, atamalarla devletin kişiselleştirildiğini ve Türkiye'nin bunun bedelini ''başarısızlıklarla, yolsuzluklarla ödediğini'' savundu. Baykal, ''Maliye Bakanı, Başbakan'ın ağabeyi, bakanlar yakın dostları, arkadaşları. Türkiye'nin 70 milyon insanı içinde Başbakanı tanıma imtiyazına kavuşamamış milyonlarca halk çocuğu ne olacak? Onlar yabancı mı, onları dışlamak mı, yok saymak mı lazım?'' dedi.

CHP Genel Başkanı Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'de yolsuzluklarla ilgili tartışmaların hızla geliştiğini söyledi. Baykal, bunun, Türkiye'nin en temel konusu haline gelmeye başladığını kaydetti.

İktidarın, kendi kadrolarını devlet yönetimine yerleştirme konusunda ''müthiş bir arayış içinde'' olduğunu öne süren Baykal, her hükümetin kritik noktalara güvendiği kadrolardan atamalar yaptığını, ancak AK Parti İktidarı döneminde yaşananların geçmiş uygulamalara kesinlikle benzemediğini söyledi.

''FASA FİSO DENİLİYOR''
Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkındaki iddialara karşı ''Ben onu tanıyorum, dokunmayın ona'' denildiğini ifade eden Baykal, bunun kabul edilemeyeceğini söyledi. Baykal, Dinçer'in ''İntihalden dolayı cezalandırılması gereken bir kişi olduğunu'', Unakıtan'ın ''Çıkar karşılığı, komisyon karşılığı hayali ihracat içine girdiği''nin raporlarla ortaya konulduğunu ifade etti. Bütün bunlara karşı ''Fasa fiso'' denildiğini kaydeden Baykal, ''Susurluk ortaya çıkınca da kulakları çınlasın, o zamanki Başbakan 'Gulu gulu dansı' demişti'' diye konuştu.

''53 KRİTİK NOKTADA VEKALET''
Müsteşar, müsteşar yardımcısı ve genel müdür düzeyinde 53 kritik noktada vekaletle görev yapan bürokratlar bulunduğuna dikkati çeken Baykal, yaşanan olayların, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in bu kişilerin atama kararnamelerini geri çevirmekte ne kadar haklı olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Baykal, vekalet yöntemi ile ''Cumhurbaşkanı'nın by pass edildiğini, Anayasal yetkisinin yok sayıldığını'' ifade etti. Atamalarla devletin kişiselleştirildiğini kaydeden Baykal, bunun bedelini de Türkiye'nin ''Başarısızlıklarla, yolsuzluklarla'' ödediğini bildirdi.

TARIM VE SANAYİDE YAŞANANLAR
Baykal, grup konuşmasında, son günlerde gerçekleştirdiği yurt gezileri ile ilgili izlenimlerini de anlattı. Çiftçilerin büyük güçlükler yaşadığını gördüklerini söyleyen Baykal, üç yıldır çiftçilerin hemen hemen aynı fiyata ürün sattıklarını belirtti. Tarımda çeşitli oyunlar oynandığını savunan Baykal, ithal olarak getirilen tarım ürünleri ile Türk çiftçilerin rekabet edemediğini söyledi.

Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü'nün ''Tarımda himaye dönemi bitti'' yönündeki açıklamasını ''Garip'' diye niteleyen Baykal, ''Kimse tarımda himaye talep etmiyor, destek istiyor'' diye konuştu.

YOLSUZLUK İDDİALARI
Baykal, konuşmasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndaki yolsuzluk iddialarına da değindi. Doğalgazla ilgili fiyatlandırma modelinde değişiklik yapılmasıyla Hazine'nin 8.5 milyar dolar zarara uğratıldığını savunan Baykal, şöyle devam etti:

''Kim verecek bunun hesabını? Bütün bunlar, 'dostum, arkadaşım, yakınım, bizim çocuğumuz, bizim adamımız, onu oraya yerleştirin' anlayışının sonucudur. Orada kişilikli, sorumluluğun bilincinde bir bürokratın bulunması durumunda bu uygulamayı görebilir misiniz? Ancak vücut dilinden anlarsa olur... Olduktan sonra, ortaya çıkarsa onu atar, işi örtbas edersiniz... Öyle yağma yok. Bürokrasiyi kişiselleştiren iktidar, o bürokrasinin siyasi sorumluluklarını da üstlenmiş olur.''

KKTC'DEKİ SEÇİM
Baykal, konuşmasında KKTC'de gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili değerlendirmelerde de bulundu.

Demokratik bir anlayış içinde, tamamen eşit koşullarda gerçekleştirilen seçimin, KKTC'nin siyasi erginliğini göstermesi açısından önem taşıdığına dikkati çeken Baykal, ''Bu seçimle bir kez daha kanıtlanmıştır ki KKTC denilen bir toplum vardır ve o toplum kendi geleceğini kendi iradesiyle belirlemektedir'' dedi.

BAŞBAKANIN AB İLE İLGİLİ DEĞERLENDİRMELERİ
Baykal, Başbakan Erdoğan'ın AB ile ilgili yaptığı son değerlendirmeler sonrasında, parti olarak bu konudaki tutumlarını yeniden gözden geçirme ihtiyacı içine girdiklerini söyledi.

Başbakanın, AB konusunda ''bir hayal kırıklığı içine girdiğini'' geçen haftalarda yaptıkları tespitlerde dile getirdiklerini ifade eden Baykal, şunları söyledi:

''Ancak Başbakanın son değerlendirmeleri farklı. Sayın Başbakanı bu tespite getiren nedir? Ne olmuştur da Sayın Başbakan bu sözleri söylemiştir. Eğer bu sözler bizim, gerek 6 Ekim'de açıklanan rapora gerekse 17 Aralık'ta yaptığımız tespitlere dayalı ise ve onlara karşı çıkış ise sayın Başbakan çok geç kalmıştır.

İki kez yayınlanan belgelerdeki azınlıklar, ucu açık müzakere, tam üyelik hedefinin olmaması gibi unsurlar bizi üzüntüye sevk ederken, sayın Başbakan bu belgeler yayınlandıktan 1 saat sonra, çok olumlu ve dengeli açıklamalarda bulunmuştu. Hatta sayın Başbakan, 17 Aralık'ta Kızılay'da bayram ilan edip, kutlamalar yapmıştı. Eğer hayal kırıklığı bu belgelerle ilgili ise günaydın sayın Başbakan günaydın, çok geç kaldınız. Ve bu geç kalışınız Türkiye'nin büyük kaybına neden oldu.''

MİLLİYETÇİLİK ANLAYIŞI
Baykal, son günlerde kamuoyunun gündeminde oldukça sık yer alan milliyetçilik konusuna da değinerek, ''Böyle bir değerlendirmeyi, parti ambleminde yer alan 6 oktan biri milliyetçilik olan partinin genel başkanı olarak benim de yapmam gerekir'' diye konuştu.

CHP'nin milliyetçilik anlayışının, bir husumet veya düşmanlığa dayanmadığını, herhangi bir şekilde şiddet ve terörle ilişkilendirilemeyeceğini belirten Baykal, ''Biz yüzyıllardır çeşitli topraklarda büyüyüp gelişen ve daha sonra etnik, ırki, ve dini ögelerini, birbirini dışlamadan, kucaklayarak bir araya getiren yani bir ulus yaratan bir milliyetçilik anlayışına sahibiz'' dedi.