2007-02-26 - 12:00
Kırıkkale Milletvekili ve NATO PA Türk Grubu Başkanı Vahit Erdem, 18-20 Şubat 2007 tarihlerinde Brüksel'de yapılan NATO Parlamenter Asamblesi Savunma ve Güvenlik, Siyasi ve Ekonomik Komitelerinin müşterek toplantılarında ele alınan konular ve Türk grubunun temasları hakkında bir basın toplantısı düzenledi.
NATO'nun siyasi gündeminin, operasyonlarının ve bu operasyonların geleceğiyle NATO-AB ilişkilerinin görüşüldüğü NATO Parlamenter Asamblesi Savunma Savunma ve Güvenlik, Siyasi ve Ekonomik Komitelerinin toplantıları 18-20 Şubat tarihleri arasında Riga'da yapıldı. Toplantıya Türkiye'den katılanlardan, Kırıkkale Milletvekili ve NATO PA Türk Grubu Başkanı Vahit Erdem, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, NATO Operasyonları içinde Afganistan'ın NATO için hayati önem taşıdığını söyleyerek, "Bu yıl NATO Afganistan'da yayılma planını tamamlayacaktır. Hem bu yayılma planı, hem de ilkbaharda EL-Kaide ve Taliban'ın saldırıya geçme ihtimali Afganistan'a ilave birlik göndermeyi gündeme getirmiştir. İttifak üyelerinden ilave asker ihtiyacı bu toplantılarda vurgulanmıştır" dedi.
Afganistan operasyonunun NATO için bir test niteliği taşıdığı ve NATO'nun geleceğinin bu operasyondaki başarısına bağlı olduğu konusunda yaygın bir görüş birliği mevcut olduğunu söyleyen Erdem, "1991 yılından itibaren NATO yeni dünya şartlarına göre transformasyondan geçmektedir. Askeri yapısı yanında politik bir hüviyet de kazanarak küresel güvenlik gücüne dönüşmektedir" dedi.
Riga Zirvesi'ned alınan kararla NATO'nun olaylara sadece askeri değil, politik ve sivil yaklaşım da getireceğini söyleyen Erdem, NATO-AB ilişkilerinin de toplantının önemli tartışmalarından birini oluşturduğunu sözlerine ekledi.
NATO-AB İLİŞKİLERİ - AVRUPA'YA FÜZE SAVUNMA SİSTEMİ..
Erdem; "Bilindiği üzere Türkiye NATO üyesi olmayan ülkeleri Güney Kıbrıs'ı NATO'nun resmi toplantılarına kabul etmemekte ve NATO'nun bilgi kaynaklarına erişilmesini engellemektedir. Bu sorun devamlı üyeler tarafından gündeme getirilmektedir. Ancak asıl sorun başta Fransa olmak üzere bazı AB ülkelerinden kaynaklanmaktadır" dedi.
NATO Genel Sekreteri ve NATO nezdindeki büyükelçilerin ve NATO PA ülkelerinin heyet başkanlarının bir toplantıyla NATO'nun mevcut operasyonlarının değerlendirildiğini ve geleceğe dair konuların tartışıldığını belirten Erdem, NATO'nun gündeminde olan bir diğer konunun da Amerika'nın Avrupa'yı füze saldırısından korumak üzere Polonya ve Çek Cumhuriyeti'ne füze savunma sistemleri yerleştirmek olduğunu söyledi.
Erdem: "Bu projeye Rusya karşı çıkmaktadır. ABD ise bu savunma sistemlerinin daha çok İran'dan Avrupa'ya yönelik füze sistemlerine karşı koruma amaçlı yerleştirildiğini ileri sürmektedir" dedi.
"SOYKIRIMA ULUSLARARASI MAHKEMELER KARAR VERİR, PARLAMENTOLAR DEĞİL"
Riga Zirvesi vesilesiyle Brüksel'de bulunan ABD Kongre üyelerine, bu yıl Amerikan Kongresi'ne sunulan sözde soykırım tasarısına ilişkin bir mektup sunduklarını ifade eden Erdem, "Kongre üyelerine yazılan mektup tarafımdan kaleme alınmıştır. Bu mektup ve temaslar son derece faydalı olmuş, Kongre üyelerinin çoğunluğu ülkelerine döndüklerinde bu konuda çalışacaklarını vaat etmişlerdir" dedi.
Erdem kaleme aldığı mektupta, Türk Amerikan ilişkilerinin geçmişine yer verilerek, "Amerikan Kongresi'nin, hiçbir faydası olmayan ve ilişkilerimizi bozacak böyle bir kararı onaylamayacağını ümit ederim" diyerek, "Bu tasarının Amerikan Kongresi'nden geçmesi, Türk Amerikan ilişkilerine darbe vuracaktır. Türkiye Ermenistan ilişkilerini normalleştirilmesi çabasına katkıda bulunmayacak, aksi tesir icra edecektir. Tarihi konularda parlamentoların hüküm verme görevi olmadığından, bazı Avrupa Parlamentoları gibi, Amerikan Kongresi de bu hataya düşmüş olacaktır" ifadelerine yer veriyor.
Ermeni nüfusu ile ilgili ölüm ve göç rakamlarının abartılı, tek taraflı iddialara dayandığının belirtildiği mektupta, referans verilen belgelerin de eksik ve tarafsız tarihçi ve bilim adamlarının süzgecinden geçmiş belgeler olmadığının altı çiziliyor.
Afganistan operasyonunun NATO için bir test niteliği taşıdığı ve NATO'nun geleceğinin bu operasyondaki başarısına bağlı olduğu konusunda yaygın bir görüş birliği mevcut olduğunu söyleyen Erdem, "1991 yılından itibaren NATO yeni dünya şartlarına göre transformasyondan geçmektedir. Askeri yapısı yanında politik bir hüviyet de kazanarak küresel güvenlik gücüne dönüşmektedir" dedi.
Riga Zirvesi'ned alınan kararla NATO'nun olaylara sadece askeri değil, politik ve sivil yaklaşım da getireceğini söyleyen Erdem, NATO-AB ilişkilerinin de toplantının önemli tartışmalarından birini oluşturduğunu sözlerine ekledi.
NATO-AB İLİŞKİLERİ - AVRUPA'YA FÜZE SAVUNMA SİSTEMİ..
Erdem; "Bilindiği üzere Türkiye NATO üyesi olmayan ülkeleri Güney Kıbrıs'ı NATO'nun resmi toplantılarına kabul etmemekte ve NATO'nun bilgi kaynaklarına erişilmesini engellemektedir. Bu sorun devamlı üyeler tarafından gündeme getirilmektedir. Ancak asıl sorun başta Fransa olmak üzere bazı AB ülkelerinden kaynaklanmaktadır" dedi.
NATO Genel Sekreteri ve NATO nezdindeki büyükelçilerin ve NATO PA ülkelerinin heyet başkanlarının bir toplantıyla NATO'nun mevcut operasyonlarının değerlendirildiğini ve geleceğe dair konuların tartışıldığını belirten Erdem, NATO'nun gündeminde olan bir diğer konunun da Amerika'nın Avrupa'yı füze saldırısından korumak üzere Polonya ve Çek Cumhuriyeti'ne füze savunma sistemleri yerleştirmek olduğunu söyledi.
Erdem: "Bu projeye Rusya karşı çıkmaktadır. ABD ise bu savunma sistemlerinin daha çok İran'dan Avrupa'ya yönelik füze sistemlerine karşı koruma amaçlı yerleştirildiğini ileri sürmektedir" dedi.
"SOYKIRIMA ULUSLARARASI MAHKEMELER KARAR VERİR, PARLAMENTOLAR DEĞİL"
Riga Zirvesi vesilesiyle Brüksel'de bulunan ABD Kongre üyelerine, bu yıl Amerikan Kongresi'ne sunulan sözde soykırım tasarısına ilişkin bir mektup sunduklarını ifade eden Erdem, "Kongre üyelerine yazılan mektup tarafımdan kaleme alınmıştır. Bu mektup ve temaslar son derece faydalı olmuş, Kongre üyelerinin çoğunluğu ülkelerine döndüklerinde bu konuda çalışacaklarını vaat etmişlerdir" dedi.
Erdem kaleme aldığı mektupta, Türk Amerikan ilişkilerinin geçmişine yer verilerek, "Amerikan Kongresi'nin, hiçbir faydası olmayan ve ilişkilerimizi bozacak böyle bir kararı onaylamayacağını ümit ederim" diyerek, "Bu tasarının Amerikan Kongresi'nden geçmesi, Türk Amerikan ilişkilerine darbe vuracaktır. Türkiye Ermenistan ilişkilerini normalleştirilmesi çabasına katkıda bulunmayacak, aksi tesir icra edecektir. Tarihi konularda parlamentoların hüküm verme görevi olmadığından, bazı Avrupa Parlamentoları gibi, Amerikan Kongresi de bu hataya düşmüş olacaktır" ifadelerine yer veriyor.
Ermeni nüfusu ile ilgili ölüm ve göç rakamlarının abartılı, tek taraflı iddialara dayandığının belirtildiği mektupta, referans verilen belgelerin de eksik ve tarafsız tarihçi ve bilim adamlarının süzgecinden geçmiş belgeler olmadığının altı çiziliyor.
