2009-06-09 - 17:35
TBMM GENEL KURULU...
TBMM Genel Kurulu, TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu başkanlığında toplandı.Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, buğdayda belirlenen fiyatlarla, üreticilerin geçen yıllara göre daha iyi gelir elde edeceklerini söyledi.

TBMM Genel Kurulu, TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu başkanlığında
toplandı.Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, buğdayda belirlenen fiyatlarla,
üreticilerin geçen yıllara göre daha iyi gelir elde edeceklerini söyledi.

Hasat mevsiminin başlaması nedeniyle gündemdışı söz alan CHP Muğla
Milletvekili Gürol Ergin, resmi kuruluşların tespitine 55,4 kuruşa mal edilen 1
kilogram buğdayın taban fiyatının 50 kuruş olarak açıklandığını belirtti.

Maliyetin altındaki alım fiyatının, çiftçileri perişan edeceğini ifade
eden Ergin, kilogram başına 15 kuruş prim desteği verilmesi gerektiğini söyledi.
Ergin, çiftçi borçlarının 3 yıla yayılmasını, sıfır faizli yeni kredi
kullandırılmasını, elektrik borçlarının faizlerinin silinmesini istedi.

MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy, 50 TL olarak açıklanan
buğdayın tonunun 110 TL'ye çıkarılarak, çiftçilerin zarar etmesinin önlenmesi
gerektiğini söyledi.

Paksoy, buğday üreticilerin taban fiyattan ürününü satması durumunda,
evlerini geçindiremeyecek duruma düşeceğini savunarak, ''Partinize 'AK' denmesini
istiyorsanız, vatandaşa 'Ak' dedirtecek icraatlar yapın. Hasat döneminde ürününü
satmak zorunda olan çiftçilerimizi, tüccarın insafına bırakmayın'' dedi.

"GEÇEN YILLARA GÖRE DAHA İYİ GELİR"

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, gündemdışı konuşmalara verdiği
yanıtta, 2009-2010 döneminde TMO tarafından satın alınacak Anadolu kırmızı sert
buğdayı, yani ekmeklik buğdayın müdahale alım fiyatı ton başına haziran, temmuz,
ağustos ayları için 500 lira, eylül ayı için 510 lira, ekim ayı için 520 lira
kasım ayı için de 530 lira olarak belirlendiğini anımsattı.

Eker, bu yıl ilk defa AB alım sistemi standartlarının uygulanacağını,
bunun da fiyat, prim ve üretici lehine yüzde 2'lik bir artış sağlayacağını
kaydetti. Alım kriterlerindeki iyileştirmeler dikkate alındığında, üretici geliri
açısından geçen yılki emanet uygulanmasında belirlenen fiyata göre yüzde 8,5
oranında bir artışın söz konusunu olduğunu vurgulayan Eker, bunun yüzde 6,5'inin
fiyat ve prim uygulamasından, yüzde 2'sinin de kriterlerin üretici lehine
değiştirilmesinden kaynaklandığını söyledi.

Mehdi Eker, müdahale alım fiyatının; üretim miktarı, dünya
piyasalarındaki gelişmeler, geçen yılki fiyatlar, maliyetler, enflasyon oranı ve
üretimin sürdürülebilirliğinin dikkate alınarak belirlendiğini bildirdi.

Açıklanan fiyatların müdahale alım fiyatı olduğunu vurgulayan Eker,
''2007 ve 2008 yıllarındaki kuraklıktan sonra bu yıl beklenen yüksek verim
gözönüne alındığında, belirlenen fiyatlarla üreticilerimiz geçtiğimiz yıllara
göre daha iyi gelir elde edeceklerdir'' dedi.

Ürün bedellerinin 1 ay içinde üreticilerin banka hesaplarına
yatırılacağını belirten Eker, üreticilere, uygulanacak kademeli fiyatları dikkate
alarak, ürünlerini hemen ve müdahale alım fiyatlarının altında satmamaları
çağrısında bulundu.

Ürünlerini TMO'ya emanete bırakan çiftçilere isterlerse yüzde 30 avans
verileceğini, bu ürünlerin piyasaya satılması halinde ise depo ücreti
alınmayacağını bildiren Eker, makbuz karşılığı TMO'ya bırakılan ürünlere
istinaden bankalardan kredi kullanan çiftçilere faiz desteği sağlanacağını
söyledi.

''BASIN HER ANLAMDA ÖZGÜR OLMALIDIR''

AK Parti Samsun Milletvekili Fatih Öztürk, Türkiye Gazeteciler
Cemiyetinin (TGC) kuruluş yıldönümü nedeniyle gündemdışı söz aldı.

TGC'nin; ''gazete, dergi, radyo ve televizyon gibi yazılı, işitsel,
görsel ve elektronik iletişim alanlarını kapsayan gazetecilik mesleğini; mesleğin
geleneklerini, ahlak ilkelerini korumak; herkesin bilgi edinme, gerçekleri
öğrenme hakkının bir aracı olan iletişim ve düşünce özgürlüğünü sağlamak,
gazetecileri meslekleri içinde maddi ve manevi yönleriyle ilerletmek ve
yüceltmek'' amacıyla kurulduğunu vurgulayan Öztürk, özellikle demokratik sistemin
hakim olduğu toplumlarda kitlelerin doğru ve tarafsız bilgiye ulaşmasının önemine
dikkati çekti.

Gazeteciliğin, demokratik toplumlarda dördüncü güç olarak anıldığını
ifade eden Öztürk, şöyle devam etti:

''Gazetecilik mesleği özverili ve yürekli çalışmayı gerektirir. Bu
meslekle uğraşanların en önemli özelliği ise mesleğe gönül vermiş olmalarıdır. Bu
nedenle, gazetecilik mesleğini yapanlar her dönemde yüksek ahlaki değerlere sahip
olmadıkça halkın geleceğe güvenle bakması imkansız hale gelecektir. En zor
mesleklerden olan gazetecilik, aynı zamanda da oldukça onurlu bir meslek olarak
karşımıza çıkmaktadır.

Basın her anlamda özgür olmalıdır. Basının özgür hareket edemediği bir
ülkede gerçek ve sağlıklı bir demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Herkesin
bildiği ve tartışmasız kabul ettiği gibi, basın hürdür, sansür edilemez. Basın
özgürlüğü denilince sadece sansür veya basının siyasal iktidara karşı özgür
olması akla gelmemelidir. Asıl basın özgürlüğü; gazetecilerin patronlarına karşı
özgür olmalarıdır. Bu özgürlük ve teminat, gazetecilerin görevlerini meslek
kuralları kapsamında sürdürebilmelerinin asgari şartıdır. Gazete patronlarının
veya iktidarların hoşlanmadıkları gazetecilerin işlerine son verilmesinin üzücü
örneklerine de geçmiş dönemlerde şahit olunmuştur. Basın çalışanlarının, medya
patronları karşısındaki güçsüzlüğü, sendikal örgütlenme haklarını kullanmaktan
yoksun olması, medya sahiplerinin ticari kaygılarla hareket etmesi, sansür ve
otosansürü birlikte getirmekte; dolayısıyla basın ve ifade özgürlüğünün
kullanılabilmesinin koşulları da zedelenmektedir.''

Gazeteler ve gazetecilerin, bilgi ve haberi toplumla en doğru şekilde
paylaşmaları, topluma okumayı sevdirerek doğru ve tarafsız bilgi akışını sunarak
tirajlarını artırmaları gerektiğini ifade eden Öztürk, Norveç'te bin kişiden
600'ü gazete alırken Türkiye'de bu oranın bin kişide 73'e düştüğünü sözlerine
ekledi.