2012-11-26 - 10:18
TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU...
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı, Kamu İhale Kurumu ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın 2013 yılı bütçelerinin görüşülmesine başlandı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı, Kamu İhale Kurumu ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın 2013 yılı bütçelerinin görüşülmesine başlandı.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bakanlığının bütçesinin sunumunu yapıyor.

Komisyonda bugün, Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanunu Tasarısı'nın maddeleri de görüşülecek.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti hükümetleri döneminde toplam 38 milyar dolar özelleştirme geliri elde edildiğini bildirdi.

Şimşek, Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın 2013 yılı bütçesine ilişkin Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı sunumda, Bakanlığın 2011 yılı bütçesine 79,2 milyar lira ödenek konulduğunu, bu ödenekten yıl sonunda gerçekleştirilen toplam harcama tutarının 78,9 milyar lira olduğunu bildirdi.

2011 yılına ilişkin olarak bütçede öngörülen ödeneğin 1,3 milyar lirasının Bakanlığın personel, mal ve hizmet alımları ile yatırım ve diğer giderleri için kullanıldığını belirten Şimşek, kalan 77,6 milyar lirasının da diğer idarelere kamu hizmetlerinin finansmanı için aktarıldığını söyledi.

Şimşek, Sosyal Güvenlik Kurumu'na 31,7 milyar lira, mahalli idare payları olarak 24,9 milyar lira fon payları olarak 5,4 milyar lira, yükseköğretim kurumlarına 11,5 milyar lira, kaldırılan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün devredilen personelinin ücretlerinin karşılanması için 1,5 milyar lira, köylerin altyapısının desteklenmesi projesinde kullanılmak amacıyla il özel idarelerine 550 milyon lira, altyapıların desteklenmesi amacıyla belediyelere de 455 milyon lira aktarıldığını kaydetti.


Maliye Bakanlığı'nın 2013 yılı gider bütçesi için teklif edilen ödenek tutarının 99,2 milyar lira olduğunu belirten Şimşek, bu ödeneğin sadece 1,9 milyar liralık kısmının bakanlık ihtiyaçları için kullanılacağını ifade etti.

Şimşek, söz konusu tutarın; 1,3 milyar lirasının personel ve sosyal güvenlik giderleri, 526 milyon lirasının mal ve hizmet alım giderleri, 130 milyon lirasının sermaye giderleri, 12 milyon lirasının cari transferler ve sermaye transferleri için öngörüldüğünü dile getirdi.

2013 yılı ödenek teklifinin yüzde 98,1'ini oluşturan 97,3 milyar lira tutarındaki ödeneğin ise diğer kamu hizmetlerinin finansmanını karşılamak amacıyla ilgili idarelere aktarılacağını anlatan Şimşek, bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumuna 36,3 milyar lira, mahalli idare payları için 33,4 milyar lira, fon payları için 6,6 milyar lira,yükseköğretim kurumlarına yaklaşık 500 milyon lirası bu yıl kaldırılan öğrenci katkı payı karşılığı olmak üzere toplam 14 milyar ödenek ayrıldığını söyledi.

Şimşek, yedek ödenekler için 2,5 milyar lira, kaldırılan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün il özel idarelerine devredilen personelinin ücretlerinin karşılanması için 1,5 milyar lira, köylerin altyapısının desteklenmesi projesinde kullanılmak amacıyla il özel idarelerine aktarılmak üzere 578 milyon lira, belediyelerin altyapısının desteklenmesi amacıyla da 526 milyon lira ödenek öngörüldüğünü bildirdi.


Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 2013 yılı gider bütçesi için teklif ettikleri ödenek tutarı 2,1 milyar lira olduğunu söyleyen Maliye Bakanı, bu tutarın 1,7 milyar lirasının personel ve sosyal güvenlik giderleri, 205 milyon lirasının mal ve hizmet alım giderleri, 11,4 milyon lirasının cari transferler 147 milyon lirasının sermaye giderleri için öngörüldüğünü kaydetti.

Şimşek, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın 2013 Yılı Gider Bütçesi için teklif ettiğimiz ödenek tutarı 23,6 milyon lira olduğunu, yapılması planlanan bu giderin 22 milyon lirasının Özelleştire Fonu'ndan karşılanacağını dile getirdi.

AK Parti hükümetleri döneminde toplam 38 milyar dolar özelleştirme geliri elde edildiğini belirten Şimşek, şöyle konuştu:

''1986 yılından bu yana toplam 45,1 milyar dolar tutarında özelleştirme gerçekleştirildiği göz önünde tutulursa bu alandaki başarımız daha net ortaya çıkacaktır. Ancak şunu da belirtmek isterim, Hükümet olarak biz özelleştirmeyi bir gelir kapısı olarak görmüyoruz. Aksine, orta ve uzun vadede yatırımları, istihdamı ve verimliliği artıran bir olgu olarak değerlendiriyoruz. Zira hükümetlerimiz döneminde ülkemizin büyüme potansiyeli ve kalkınma hızının artmasına, kamunun üzerindeki istihdam ve finansman yükünün azalmasına büyük katkı sağlayan özelleştirme uygulamalarına öncelik verdik. Bundan sonra da bu uygulamalara aynı kararlılıkla devam edeceğiz.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2-B olarak bilinen orman vasfını kaybetmiş arazilerin satışıyla ilgili 23 Kasım 2012 tarihi itibariyle 427 bin başvuru yapıldığını bildirdi. Şimşek, önümüzdeki ay, bu taşınmazların satış işlemlerini de başlatacaklarını açıkladı.

Kamuoyunda 2-B olarak bilinen orman vasfını kaybetmiş arazilerin satışını düzenleyen 6292 sayılı Kanunun çıkarıldığını hatırlatan Şimşek, kanun kapsamında 23 Kasım 2012 tarihi itibarıyla aldıkları başvuru sayısının yaklaşık 427 bine ulaştığını, başvuruların da tespit edilen 2-B kullanıcı sayısının yüzde 68'ine denk geldiğini söyledi.

Şimşek, Aralık ayında bu taşınmazların satış işlemlerini başlatacaklarını da açıkladı.

Hazine taşınmazlarının yönetimi ve satışı sonucu 2003 yılından 2012 yılı Eylül ayı sonuna kadar yaklaşık 9,4 milyar lira gelir sağladıklarını belirten Şimşek, bu gelirin 1,5 milyar lirasının 2011 yılında; 1,1 milyar lirasının 2012 yılının ilk dokuz ayında elde edildiğini kaydetti.

Harcama programlarını verimlilik artışı sağlamak amacıyla gözden geçireceklerini anlatan Şimşek önümüzdeki yıl bu hedefi gerçekleştirecek idari mekanizmayı oluşturacaklarını söyledi.

Hazırladıkları Kamu Taşıtları Kanunu Tasarısı ile kamu taşıtlarının edinimi, kullanımı ve elden çıkarılmasında kaynakların etkin, ekonomik ve verimli kullanılmasını amaçladıklarını belirten Şimşek, hesabını veren devlet anlayışıyla ''Vatandaş Bütçesi'' çalışmalarını başlattıklarını kaydetti.

Kamu mali yönetiminde karar verme sürecini güçlendirdiklerini ifade eden Şimşek, ''Kamu Mali Yönetim Bilişim Sistemi projesi ile bütçe hazırlık aşamasından kesin hesap sürecine kadar tüm mali işlemleri elektronik ortama taşımayı hedefliyoruz'' dedi.

Belediye şirketlerinin mali verilerini bilişim sistemi üzerinden derlemeye başladıklarını anlatan Şimşek, mahalli idarelerin mali büyüklüğünü belediye şirketlerinin verilerini de dahil ederek değerlendirmeyi hedeflediklerini kaydetti.

2011 yılında yasal düzenlemelerini tamamladıkları Kamu Elektronik Ödeme Sistemini 2012 yılı Haziran ayında tüm muhasebe birimlerinde uygulamaya aldıklarını söyleyen Şimşek, böylece nakit ve borç yönetiminde etkinliği artırdıklarını ifade etti.

Bakanlığın, 2013-2017 dönemini kapsayan yeni Stratejik Planı'nı hazırladıklarını da açıklayan Şimşek, bu sayede bakanlık politikalarının saydamlığını, öngörülebilirliğini ve hesap verebilirliğini artırmayı hedeflediklerini söyledi. Şimşek, mali suçlarla mücadeleyi kararlılıkla sürdürdüklerini de vurguladı.

Şimşek, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin talepleri halinde hukuk danışmanlığı ve muhakemat hizmetlerini yürütmeye devam ettiklerini, AB üyelik sürecine kararlılıkla devam ettiklerini kaydetti.

Gelir Vergisi Kanunu çalışmalarının tamamlanarak Ekonomi Koordinasyon Kurulu'na sunulduğunu söyleyen Mehmet Şimşek, yeni kanunla ilgili şu bilgileri verdi:

''Yeni Gelir Vergisi Kanunu çalışmamızda; vergi sistemini etkinlik, basitlik ve verimlilik ilkeleri doğrultusunda gözden geçiriyoruz. Gelir ve Kurumlar Vergisini tek bir kanunda birleştiriyoruz. Vergi tabanını genişletmek amacıyla istisna ve muafiyetlerin kapsamını daraltıyoruz. Yatırım, üretim ve istihdamı teşvik ediyoruz.''

Şimşek, benzer şekilde Vergi Usul Kanunu'nun da sadeliği, anlaşılabilirliği ve uygulanabilirliği esas alarak yeniden yazdıklarını bildirdi.

Özel kesim tasarruflarını artırmak için önemli reformlara imza attıklarını belirten Şimşek, bireysel emeklilik hesabına, katılımcının katkı payının yüzde 25'i kadar doğrudan destek sağlandığını hatırlattı.

Bakan Şimşek, tasarrufta vadenin uzatılması amacıyla uzun vadeli mevduattaki tevkifat oranını düşüreceklerini de dile getirdi.

6111 sayılı Kanun ile Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı mali yapılandırmasını başarıyla gerçekleştirdiklerini kaydeden Mehmet Şimşek, kanundan yararlanmak üzere 5,3 milyon mükellefin başvuruda bulunduğunu, 39,4 milyar liralık alacağın da yeniden yapılandırıldığını açıkladı.

Şimşek, ''Yapılandırılan alacakların 20 milyar lirasını yani yaklaşık yüzde 54,5'ini tahsil ettik. 6322 sayılı Kanunla, ödemelerini süresinde gerçekleştiremeyen 1 milyon 21 bin mükellefe, 6111 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmaya devam etme imkanını sağladık'' dedi.

Kayıtdışılığa karşı yürütülen etkin mücadele sayesinde önemli başarılar elde ettiklerini ifade eden Şimşek, yapılan uluslararası çalışmaların, Türkiye'de kayıtdışılık oranının son 10 yılda 5 puan azalarak 2012 yılında GSYH'nin yüzde 27,2'sine gerilediğini gösterdiğini söyledi.

Şimşek, kayıtdışılıkla mücadele çerçevesinde elektronik defter ve elektronik sicil merkezinin oluşturulduğunu, kaçak akaryakıt olarak kullanılan ürünlerde vergi oranlarını artırdıklarını, nakil araçlarının ithalat veya imalat ile nihai tüketiciye satış aşamalarını takip ettiklerini dile getirdi.

Bakan Şimşek, şirketlerin doğal gaz, elektrik ve su kullanım verilerinden yararlanarak beyan edilen verginin doğruluğunu tespit edeceklerini, banka POS cihazları ile yazar kasaları uyumlu hale getirerek POS'tan geçen her alışverişin fişinin otomatik kesilmesini sağlayacaklarını kaydetti.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2013 yılı gelir bütçesi hakkında da şu bilgileri verdi:

''2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde; bütçe gelirleri 370,1 milyar lira, vergi gelirleri 317,9 milyar lira, vergi dışı gelirler 52,1 milyar lira olarak tahmin edilmektedir.

2013 Yılı Genel Bütçe Vergi Gelirleri içerisinde; gelir vergisi 62,7 milyar lira, kurumlar vergisi 29,3 milyar lira, dahilde alınan KDV 36,4 milyar lira, ithalde alınan KDV 61,2 milyar lira, Özel Tüketim Vergisi 83,1 milyar lira, Motorlu Taşıtlar Vergisi 7,5 milyar lira, BSMV 6,3 milyar lira, harçlar 11,2 milyar lira, damga vergisi 8,1 milyar lira, Özel İletişim Vergisi 4,9 milyar lira, Gümrük Vergisi 6,1 milyar lira, diğer vergiler 1,1 milyar lira olarak tahmin edilmiştir.

2013 Yılı Genel Bütçe Vergi Dışı Gelirler'e baktığımızda; teşebbüs ve mülkiyet gelirleri 9,1 milyar lira, alınan bağış ve yardımlar ile özel gelirler 2 milyar lira, faizler, paylar ve cezalar 24,3 milyar lira, sermaye gelirleri 9,3 milyar lira, alacaklardan tahsilat 286 milyon lira olarak yer almaktadır.''

2012 yıl sonu gerçekleşme tahminleriyle karşılaştırıldığında, 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri yüzde 12,4 oranında, vergi gelirleri ise yüzde 14 oranında artış gösterdiğini belirten Şimşek, 2013 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri tahminlerinin gerçekçi olduğunu söyledi.

Şimşek, ''Ayrıca, 2012 yılında bazı kalemlerde yaptığımız vergi artışı ile BOTAŞ'ın yükümlülüklerini yerine getireceği varsayımıyla önümüzdeki yıl vergi gelirlerini 17 milyar lira artırmasını bekliyoruz. Bu etkiler hariç vergi gelirlerinde beklediğimiz artış oranı yüzde 7,8'dir'' diye konuştu.

Kamu İhale Kurumu Başkanı Mahmut Gürses, kuruma yapılan şikayet başvurularının 2011'de yüzde 74'ünün, 2012'de ise yüzde 77'sinin 30 günden daha az sürede sonuçlandırıldığı dikkate alındığında, uygulama ve kararlarında kurumun büyük ölçüde oturmuş bir yapıya kavuştuğunun söylenebileceğini kaydetti.

Gürses, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, kurumunun 2013 yılı bütçesini sundu.

Türkiye'de 2011 yılında 91 milyar 771 milyon 406 bin TL kamu alımı yapıldığını belirten Gürses, bu tutarın, 2011 yılı bütçesinin yaklaşık yüzde 29'una tekabül ettiğini söyledi.

Gürses, kuruma 2011 yılında 4 bin 670 şikayet başvurusu yapıldığını, 2012 yıl sonu itibariyle bu sayının 5 bin civarında olacağını tahmin ettiklerini bildirdi. 2011'de şikayet edilebilir ihale sayısının 124 bin 626 olduğu dikkate alındığında, 4 bin 670 olarak gerçekleşen şikayet sayısının, toplam ihale sayısının yaklaşık yüzde 4'üne denk geldiğini ifade eden Gürses, ''Şikayetlerde, bu başvuruların 2011'de yüzde 74'ünün, 2012 yılının ilk altı ayında ise yüzde 77'sinin 30 günden daha az sürede sonuçlandırıldığı dikkate alındığında, uygulama ve kararlarında kurumun büyük ölçüde oturmuş bir yapıya kavuştuğu söylenebilir'' dedi.

Gürses, ihale işlemlerinin etkin, şeffaf ve hızlı bir şekilde yürütülmesi, işlem maliyetlerinin azaltılması, ihalelere katılımın ve rekabetin artırılmasının en etkin yollarından birisinin elektronik ihalenin hayata geçirilmesi olduğunu vurguladı. Türkiye'nin e-Devlete geçiş hedefini gerçekleştirmedeki önemli adımlardan biri olan, Elektronik Kamu Alımları Platformu'nu (EKAP) 1 Eylül 2010 tarihi itibariyle kademeli bir şekilde devreye alındığını dile getiren Gürses, bu sayede idarelerin, ihale dokümanını EKAP üzerinden hazırlamaları imkanına kavuştuğunu söyledi.

2011 yılında 247 kamu kurum ve kuruluşunda 4 bin 397 katılımcıya standart ihale eğitim programı verildiğini kaydeden Gürses, şöyle konuştu:

''Bu bilgi ve istatistiklerden hareketle, Kurumun tüm problemleri çözdüğünü, sorunsuz pürüzsüz bir yapıya kavuştuğunu söylemeye çalışmıyoruz. Bilakis, adeta bütün isteklilerin, ihaleyi kazanmanın kendilerine hak olarak gördükleri ve kendisi dışında biri kazanmışsa mutlaka bir yanlışlık haksızlık yapıldığı kabulüyle hareket ettikleri bir zeminde hakemlik görevinin zorluğunun farkındayız.

Gerek bir meslek personelinin kapsamlı bir incelemeyi iki gün gibi kısa bir sürede tamamlamak zorunda kalması ve gerekse kurulun da haftada ortalama 100 inceleme raporunu karara bağlamak zorunda olması, Kurumun ciddi bir handikabıdır. Bunu aşmak ve daha sağlıklı inceleme ve değerlendirme yapabilmek için artan şikayet sayısını azaltabilmek için, öncelikle düzenleme alanına daha ciddi biçimde eğilmiş bulunuyoruz.''

Mahmut Gürses, 2013 yılına ilişkin hazırlanan kurum bütçesinde elde edilecek gelirin 105 milyon TL olarak tahmin edildiğini bildirerek, bu gelirin 93 milyon TL'sinin kurum giderleri için harcanacağını, geriye kalan 11 milyon 500 bin TL'sini ise gelir fazlası olarak Hazine'ye aktarılacağını ifade etti.

Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Başkanı Seyit Ahmet Baş da Avrupa Birliği'nde 2008 yılında yaşanan ekonomik krizin, kamu gözetimine ilişkin düzenlemelerde çeşitli değişiklikler yapılmasını gündeme getirdiğini, tek yetkili otorite olacak şekilde kamu gözetiminden sorumlu olacak kurumların oluşturulmasını sağlayacak düzenlemelerin yapılması yönünde adımlar atıldığını söyledi.

Türkiye'de bağımsız denetim uygulamalarının geçmişinin çok eski olmadığını belirten Baş, Maliye Bakanlığı başta olmak üzere, Hazine Müsteşarlığı, BDDK, SPK; Enerji Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurulu gibi çeşitli kurum ve kuruluşların sorumluluk alanlarıyla ilgili olarak yapılacak bağımsız denetim faaliyetlerine ilişkin düzenlemeleri bulunduğunu, bunun da çok parçalı ve dağınık bir yapı arzettiğini kaydetti.

Baş, bu çok parçalı yapının, hem işletmeler açısından yarattığı sıkıntılar hem de uluslararası düzenlemelere uyum açısından sürekli eleştiri konusu olduğunu ifade ederek, bu eleştirileri ortadan kaldırarak etkin bir kamu gözetimi sistemi kurmak amacıyla ilk olarak yeni TTK'da çeşitli düzenlemeler yapıldığını anlattı.

''Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu, finansal raporlama standartları hazırlama ve yayımlama konusunda genel kabul görmüş bir otoritedir'' diyen Baş, AB'nin, büyük şirketler için uluslararası muhasebe standartlarının kullanımını 2005 yılından itibaren zorunlu hale getirdiğini bildirdi. Baş, kurumun, kuruluşunun ardından, Türkiye Muhasebe ve Denetim Standartları'nın oluşturulması amacıyla; üyeleri akademisyenler, kamu kurum ve kuruluşları ve meslek örgütleri temsilcilerinden oluşan toplam 20 adet çalışma ve danışma komisyonları oluşturarak çalışmalarına başladığını anlattı.

Baş, Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu'nun kurulmasıyla, AB Şirketler Hukuku faslı kapanış kriterlerinden muhasebe ve denetime ilişkin kriterin sağlandığını vurguladı.

Kurumun kurulmasıyla ayrıca muhasebe, finansal raporlama ve bağımsız denetim konusunda yetkinin tek elde toplandığını ve AB açısından konusunda tek muhatap kurum olduğunu belirten Baş, Türk denetçilerinin uluslararası alanda akreditasyonu sağlanarak denetim piyasasını yurtdışına açılmasının da sağlanacağını söyledi.

***HABERİN DEVAMINA İLGİLİ DÖKÜMANLAR KISMINDAN ULAŞABİLİRSİNİZ***