2006-01-31 - 15:10
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ÖZYÜREK, ''CHP, İŞ BANKASI'NDAN BUGÜNE KADAR BİR KURUŞ KAR PAYI ALMAMIŞTIR''
Özyürek, CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç ile Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün, CHP'ye yönelik ''haksız ve insafsız suçlamalarda'' bulunduğunu söyledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, CHP'nin,
İş Bankası'nda Atatürk'ün vasiyetinin gereği olarak
4 yönetim kurulu üyesi ile gözetim ve denetim görevi yaptığını
belirterek, ''CHP, İş Bankası'ndan bugüne kadar bir kuruş kar payı
almamıştır'' dedi.
Özyürek, CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç ile Parlamentoda
düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
bugün, CHP'ye yönelik ''haksız ve insafsız suçlamalarda'' bulunduğunu
söyledi.
CHP'nin, dünyada, bir banka yönetiminde temsilci bulunduran tek
parti olduğunu ifade eden Özyürek, Atatürk'ün vasiyetnamesinde, İş
Bankası'ndaki hisselerinin yönetim ve gözetimini CHP'ye verdiğini
anımsattı.
Özyürek, CHP'nin, bu vasiyetin gereği olarak 4 yönetim kurulu
üyesi ile burada gözetim ve denetim görevi yaptığını belirterek, ''İş
Bankası'ndan, CHP bugüne kadar bir kuruş kar payı almamıştır, bundan
sonra da almayacaktır. Çünkü Atatürk'ün vasiyetinin gereği budur''
dedi.
Atatürk'ün vasiyetinin gereğinin, buradan elde edilen nemanın,
Türk Dil ve Türk Tarih kurumlarına verilmesi olduğunu ifade eden
Özyürek, şöyle konuştu:
''Bu kurumlar, Atatürk'ün vasiyetinin yapıldığı tarihteki kurumlar
değildir. Bu kurumlar 12 Eylül'de kapatıldı. 12 Eylülcülerin
kendilerine göre dizayn ettikleri iki kurumla karşı karşıyayız.
Bunlar, dava açmak suretiyle kar paylarının kendilerine ödenmesini
istemektedir. Konu yargıdadır. O paralar İş Bankası'nda bloke hesapta
tutularak, nemalandırılmaktadır. Yargı, bu kurumlara ödenmesi yönünde
karar verirse, elbette bu paralar ödenecektir.''

-YASA TEKLİFİ-

Özyürek, Başbakan'ın, bu konularda ''gerçek dışı'' konuştuğunu
savunarak, Erdoğan'ın, CHP ile İş Bankası'nın ilişkisini ilk kez
tespit edip, büyük açıklama yapıyor gibi bir tavır takındığını
söyledi.
Mal bildirimlerini 2005'te yenilediklerini, bunların, TBMM
Başkanlığı'nda kapalı zarfların içinde olduğunu ifade eden Özyürek,
''Biz diyoruz ki Sayın Başbakan çık, 'Oraya verdiğim mal bildiriminin
unsurları şunlardır' de. Biz tahmini olarak bir değerlendirme yapıp,
kamuoyuna sunduk. Oradaki rakam doğru mu yanlış mı hiç değilse bunu
söyle. Bunları söylemiyor'' diye konuştu.
Özyürek, konuyla ilgili bir kanun teklifi hazırladıklarını;
siyasilerin mal bildirimlerinin aleni olmasını, TBMM Başkanı'nın
bunları açıklamasını ve Resmi Gazete'de yayınlanmasını öngördüklerini
bildirdi.
Mal bildiriminin açıklanmasının yetmediğini, bu bildirimdeki
artışların kaynağının da açıklanması gerektiğini vurgulayan Özyürek,
iktidarın, ''nereden buldun yasasını'' kaldırdığını söyledi. Özyürek
''Bunlar servetlerini, servetlerinin kaynağını açıklamaktan
korkarlar'' dedi.

-UNAKITAN HAKKINDA SUÇ DUYURUSU-

Özyürek, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın, vergi inceleme
elamanlarının sahip olduğu bilgileri açıkladığını, Unakıtan ve o
bilgileri ulaştıran bürokratlar hakkında, yarın suç duyurusunda
bulunacaklarını bildirdi.
Haluk Koç da ''Sayın Başbakan, CHP'nin, İş Bankası'nın 1 kuruşluk
kaynağını kullandığını ispat etsin, önünde özür dileyelim. İspat
edemezse, müfteridir'' dedi.

HALUK KOÇ'UN KONUŞMASI
''Hesabını veremeyen bir başbakan, hiçbir şeyden hesap soramaz. Asıl
densizlik ve edepsizlik, millete verilen sözün tutulmamasıdır'' dedi.
Koç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, partisinin TBMM grubunda
yaptığı CHP'ye yönelik eleştirilere, Parlamentoda düzenlediği basın
toplantısında yanıt verdi.
Erdoğan'ın açıklamasını, ''dağ fare doğurdu'' diye nitelendiren
Koç, ''Sayın Başbakan kaçmaya ve kıvırtmaya devam ediyor'' dedi.
Koç, Erdoğan'ın, buharlaştırılan trilyonların hesabını verememiş
bir siyasi çizgiden geldiğini öne sürerek, ''Sayın Başbakan,
Abdülkadir Aksu, Abdullah Gül ve 3 milletvekili, kayıp trilyon
davasından sanık konumumdalar. Erbakan'ın suçu, şu anda milletvekili
olamamak. Böyle bir kadroyu kabinesi ve grubunda taşıyacak, ondan
sonra Hazine yardımlarının şeffaflığından bahsedecek'' diye konuştu.
Koç, Erdoğan'ın kişisel malvarlığını açıklamaktan özenle
kaçındığını iddia ederek, ''Anayasa'nın 71. maddesindeki gizlilik
esasını söylüyor. Sayın Başbakan, bu gizlilik, Allah'ın emri mi?''
sorusunu yöneltti.

-''BAŞBAKAN KAÇACAK, CHP KOVALAYACAK''-

Erdoğan'ın, sığınacak hukuki bir nokta bulmaya çalıştığını ileri
süren Koç, ''Duyan da sanacak ki Sayın Başbakan, hukukun her
aşamasında hukuka saygılı bir devlet adamı portresi çiziyor'' dedi.
''Milletin hakkını aramak, Başbakan'ın söylediği açıklamalar
çerçevesinde yanıt beklemek ve siyaseten zorlamak, edepsizlik mi
densizlik mi?'' diyen Koç, siyasetin itibarını korumanın bir görev
olduğunu söyledi. Koç, bunun için dokunulmazlıkların kaldırılmasını
önerdi.
Gelecek dönemin siyasi parolasının, ''Başbakan kaçacak, CHP
kovalayacak'' şeklinde olacağını ifade eden Koç, ''Başbakan'ın,
CHP'nin banka sahibi olduğu yönünde değerlendirmesini dinledik. CHP,
İş Bankası'nın hissedarı değil, bankacılık işlemlerinde İş Bankası'nın
yaptığı, yapacağı tasarrufların içinde değil. CHP, Atatürk'ün vasiyeti
gereği olarak, kendisine verilen görevi yapıyor'' diye konuştu.
Koç, Başbakan'ın, İGDAŞ, Akbil ve haksız mal varlığı iktisabı
dosyalarından ''yargıya müdahalede bulunduğu'' yönündeki soru
işaretlerinin, kamuoyunda halen cevapsız olduğunu söyledi.

-''DON KİŞOT GİBİ KARGI SALLAR DURUR''-

''Milletin vicdanına seslenen bir başbakanın, önce milletin
vicdanının sesini dinlemesi gerektiğini'' dile getiren Koç, Türk
milletinin yüzde 90'ının Erdoğan'ın malvarlığı hakkında bilgilenmek
istediğini söyledi. Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Sayın Başbakan, bu vicdanın sesini dinlemeyeceksin, ondan sonra
millet vicdanından bahsedeceksin.
Hesabını veremeyen bir başbakan, hiçbir şeyden hesap soramaz.
Kendi hesabını veremeyen bir başbakan, ne yolsuzlukla mücadele
edebilir, ne üzerine gidebilir. Aynen Don Kişot'un yel değirmenlerine
saldırdığı gibi, boşa kargı sallar durur.''

-''MİNAREYE KILIF BULAMIYORSUN''-

Koç, Erdoğan'ın ''yorgun, sinirli, gergin ve konuşmasının eziklik
içinde'' olduğunu, çareyi, CHP'ye, Genel Başkan Deniz Baykal ve
kendisine saldırmakta bulduğunu ileri sürdü.
CHP'li Koç, ''Sayın Başbakan, sen herkesi kör, alemi sersem mi
sanıyorsun. Millet ne kör, ne sersem. Minareye kılıf bulamıyorsun
Sayın Başbakan... Bizim yaptığımız ne edepsizlik, ne densizliktir.
Milletin verdiği görevi yapıyoruz. Asıl densizlik ve edepsizlik,
millete verdiği sözü tutmamaktır'' diye konuştu.
Erdoğan'ın, Kıbrıs ve AB konusunda, ''almadan vermeye
koşullandığını'' iddia eden Koç, Erdoğan'ın, alt-üst kimlik
noktasında, İmralı'daki terörist başıyla aynı şeyleri söyleyen bir
başbakan konumuna düştüğünü öne sürdü.
Koç, Erdoğan'ın kendi sahasında oynamaya alıştığını, deplasmana,
halkın içine çıktığında şaşırıp, bocaladığını iddia etti.
Baykal'ın, yarın yapacağı TBMM grup toplantısında Erdoğan'a ''hak
ettiği'' cevapları vereceğini belirten Koç, ''Kaçma Sayın Başbakan,
kaçamazsın, kaçtığın yere kadar CHP kovalayacaktır seni'' dedi.