2009-12-20 - 16:13
2010 YILI BÜTÇESİ TBMM GENEL KURULU'NDA...
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Bakanlığı ile ilgili, 2010 yılı ocak ayında yürürlüğe girecek olan stratejik planın, gelecek yıllar için bir yol haritası niteliğinde olacağını bildirdi.

TBMM Genel Kurulunda, Milli Eğitim Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurulu
(YÖK), Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) ile 94 devlet üniversitesinin
2010 yılı bütçesi görüşülüyor.

Bütçe üzerinde Hükümet adına söz alan Bakan Çubukçu, temel önceliklerinin
eğitimin tüm kademelerinde çocukların ve gençlerin en iyi şekilde yetişmesini
sağlamak olduğunu söyledi.

Çubukçu, bu nedenle 2010 yılı Ocak ayında yürürlüğe girecek olan
stratejik planın büyük önem arz ettiğini, planın, gelecek yıllar için de bir yol
haritası niteliğinde olacağını dile getirdi.

Bakan Çubukçu, Milli Eğitim Bakanlığında yeni bir dönemi başlatacak olan
bu planla, hizmetlerin planlı üretilmesi ve uygulamanın etkin şekilde
işlenmesinin baz alındığını vurguladı.

Milli Eğitim Bakanlığının 2010 yılı hedeflerini anlatan Çubukçu,
2008-2009 öğretim yılında okul öncesi okullaşma oranının yüzde 33'e çıkarıldığını
bildirdi. Okul öncesi eğitimde okullaşma oranı yüzde 51'in üzerinde olan 32 ilde
pilot uygulamaya geçildiğini belirten Çubukçu, hedeflerinin bu illerde yüzde 100,
ülke genelinde de yüzde 40'a ulaşmak olduğunu söyledi.

Çubukçu, okul öncesi eğitimin yaygınlaşmasının kız çocuklarının
okullaşmasında doğrudan etki yaptığını belirtti. Bakan Çubukçu, okul öncesi
eğitimi yaygınlaştırmak amacıyla önümüzdeki dönemlerde de ihtiyaç duyulan
alanlarda öğretmen atamalarının gerçekleşeceğini bebildirdi.

Bakan Çubukçu, stratejik plan hedeflerine göre 2014 yılında okul öncesi
eğitimi yüzde 70'e çıkaracaklarını anlattı.

-''İLKÖĞRETİMDE HEDEF, YÜZDE 100''-

Bakan Çubukçu, ilköğretim alanında 2008-2009 öğretim yılında yüzde 98
olan net okullaşma oranını yüzde 100'e çıkarmayı hedeflediklerini, bu amaçla
zorunlu ilköğretim çağında olup okula kayıtlı olmayan ya da devam edemeyen
öğrenciler için uygulamaya konulan e-okul sistemiyle takip çalışmalarının devam
ettiğini belirtti.

Çubukçu, takip çalışmaları sonucunda ilköğretime kayıtsız ve kayıtlı
olduğu halde devamsız 326 bin öğrencinin, Eylül 2009 tarihi itibariyle
ilköğretime erişimlerinin sağlandığını söyledi.

İlköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısının 2008-2009 öğretim
döneminde yüzde 32'ye düştüğünü kaydeden Çubukçu, 9. Kalkınma Planı ve Hükümet
Programındaki 30 öğrenci hedefine ulaşılmak için çalışmalara devam edildiğini
bildirdi.

-KIZ ÇOCUKLARININ OKULLAŞMA ORANI-


Çubukçu, orta öğretim alanında, kız çocuklarının okullaşma oranının
artırılması için kız ve erkek öğrenciler arasındaki makasın 5 yıl içinde yüzde
2'nin altına indirilmesinin, en önemli hedeflerinden biri olduğunu kaydetti.

Bakan Çubukçu, gelecek dönemde, mesleki eğitim sisteminin, katsayı
sorununun da çözüldüğü ölçüde, payının ve kalitesinin artacağına inandığını dile
getirdi.

Mesleki ve teknik eğitimin genel eğitim içindeki oranının 2002-2003
öğretim yılında yüzde 28 olduğunu anımsatan Çubukçu, kendi dönemlerinde tüm
olumsuzluklara rağmen bu oranın yüzde 43'e yükseltildiğini belirtti. Çubukçu,
hedeflerinin bu alanda 2012 yılına kadar yüzde 50'ye ulaşmak olduğunu söyledi.

Engellilerin eğitimi alanında da önemli gelişmeler olduğunu, eğitim alan
her öğrenciye ödeme yapıldığını belirten Çubukçu, ''Göreve geldiğimizde 27 bin
özürlü eğitim görürken, bugün bu rakam 210 bine ulaştı. Eğitilebilir engelli
sayısının 300 bin olduğunu düşünürsek, yüzde 100 hedefe ulaşmakta az bir miktar
kaldı'' dedi.

-YENİ KURULAN ÜNİVERSİTELER-

Bakan Çubukçu, 2003-2009 yılları arasında 41'i devlet, 22'si vakıf olmak
üzere 63 üniversite kurulduğunu ve 81 ilin üniversiteye kavuşturulduğunu söyledi.
Üniversitelerin kaderlerine terk edilmediğini ifade eden Çubukçu, şöyle devam
etti:

''Türkiye'yi dolaşıyorum. Yeni kurulan üniversiteleri özellikle ziyaret
ediyorum. Bir çok üniversitenin, çok ilerisine geçtiklerini görüyoruz.

Burada, 'bir ev parasına üniversite kuruluyor...' itirazları dile
getirildi. 2007 yılından bu güne kadar, üniversite bütçelerini imzalarken gördüm
ki hepsinin bütçeleri milyonların üzerinde. Elbette üniversitelere daha fazla
destek vermek istiyoruz. Yüksek öğrenime yaptığımız yatırımlar, dönemimizin
parlak çalışmalarından birisidir.''

-''EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLANDI''-

e-dönüşüm alanında Milli Eğitim Bakanlığı olarak önemli adımlar
atıldığını belirten Çubukçu, ADSL internet erişimi sağlanan ilköğretim
kurumlarının sayısının yüzde 95'e, orta öğretim kurumlarının sayısının ise yüzde
100'e ulaşarak, eğitimde fırsat eşitliğine yönelik gelişme sağlandığını ifade
etti.

Çubukçu, 2003-2009 yılı arasında, öğrencilerin annelerine 1 milyar 269
milyon lira ödeme yapıldığını anımsattı. İlköğretimde burs alan öğrenci sayısının
2009 yılında 184 bin olduğunu belirten Çubukçu, 2010 yılında bu rakamı 225 bine
çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.

Hayırseverlere de eğitime yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür eden
Bakan Çubukçu, tüm Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan dersliklerin üçte 1'inin AK
Parti döneminde yapıldığını, bu başarıyı gölgelemeye kimsenin hakkı olmadığını
sözlerine ekledi."



Çubukçu, TBMM Genel Kurulunda, Milli Eğitim Bakanlığı, Yüksek Öğretim
Kurulu (YÖK), Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) ile 94 devlet
üniversitesinin 2010 yılı bütçesi üzerinde milletvekillerinin sorularını
yanıtladı.

Bakanlık sistematiği içinde bazı uygulamaların merkezi ve objektif
kurallara bağlı olduğu vurgusunu eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in ve
kendisinin yaptığını belirten Çubukçu, kadrolaşma, yandaş getirme gibi
itirazların tam da bu nedenle ortadan kaldırıldığını söyledi.

Çubukçu, ''İlk defa bizim dönemimizde atamalarda objektif ve adil
kurallar getirilmiştir'' diye konuştu.

''Kadrolaşma'' eleştirielerini de yanıtlayan Çubukçu, özellikle 657
Sayılı Kanunun 76. maddesine göre, bakanların atama yetkisinin olduğunu
hatırlattı. Çubukçu, ''Bu da hukuki bir yetki ve bu yetki ilk kez sayın bakan
tarafından da kullanılmadı. Daha önceki bakanlarca defalarca kullanıldı.
Dolayısıyla siyasi kadrolaşma iddialarında bulunmadan, kadrolaşma konusunda çok
mahir gruplar olarak karşımızda duruyorsunuz. Hangi dönemde hangi kadrolaşmalar
yapıldığını çıkarırım'' dedi.

Bakan Çubukçu, bir soru üzerini, Türk cumhuriyetlerinden 9 bin 529
öğrencinin eğitim için Türkiye'ye geldiğini bildirdi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'a yöneltilen eleştirileri de
yanıtlayan Çubukçu, şöyle konuştu:

''(Hukuku dolanmak) şeklinde bir kelime kullanmadığını defalarca
açıklamış olmasına rağmen, bugün yanlış yer alan bir şeyin o kişiye
yakıştırılması söz konusu. 'Hukuku dolanma' konusunda herhangi bir kötü niyet
sahibi olmadığı gibi, böyle bir niyeti ne YÖK Başkanının ne de bizlerin söz
konusu. Ama hukukun nasıl dolanıldığına, nasıl dolanarak hukuksuzluk
yaratıldığına bu ülke çok yakından şahittir, biz de şahidiz. Hukuk çok
dolanılıyor ve hukuku dolananlar da belli...''

Rektör atamalarına da değinen Çubukçu, ''En az oy alanın rektör olduğuna
şahitlik ettiğimiz dönem sizin siyasi yandaşlarınızın dönemidir. Tek oy aldığı
halde rektör atanan dönem, sizin siyasi yandaşlarınız atama yaptığı dönemdir.
Biz, öyle hareket etmiyoruz'' dedi.

Rektör atamalarına ilişkin düzenlemede herhangi bir değişiklik
yapılmadığını belirten Çubukçu, ''Dün nasıl yapılıyorsa atamalar, bugün de aynı
değerlendirmelerle yapılıyor. Bu değerlendirmelerin siyasi değerledirme olduğu
itirazını kabul etmiyorum. Ama siyasi değerlendirme yapanların çoğunun bu yönde
atamalar yaptığını bildiğimiz için, dervişin fikri neyse, zikri odur diyorum''
diye konuştu.

Polis koleji sınavlarında soruların çalındığı iddiasının
soruşturulduğunu, sınavın da iptal edildiğini belirten Çubukçu, dolayısıyla bu
konuda gereken adımların atıldığını söyledi.

Çubukçu, eğitim-öğretim dönemi içinde yapılan atamaların büyük
aksaklıklar yarattığını dile getirerek, Ağustos ayında tek bir atama yapılacağını
bildirdi.

Bakan Çubukçu, bu yıl 7 bin öğretim görevlisi kadrosu verileceğini
anımsattı.

-TARTIŞMA-

CHP'li Koçal'ın ''Gazetelerden okuduğumuza göre Başbakan Rize gezisinde
üşütmüştür. Umarız bu üşütme sadece fiziki üşütmedir. Bu anlamda kendisine sağlık
diliyorum'' sözlerine tepki gösteren Çubukçu, ''Şu kürsüde eğitim adına konuşma
yapanların da eğitilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu ülkenin Başbakanı hakkında
ima yoluyla da olsa söylediğiniz sözleri size aynen iade ediyorum. Hem argo, hem
de eğitime ihtiyaç duyulan imaların bu kürsüye yakışmadığını düşünüyorum''
dedi.

-''FİZİKİ OLMAYAN ÜŞÜTENLERE AİTTİR''-


AK Parti Grup Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı da söz alarak, ''Bu
beyan, bu kürsüye, iktidarda muhalefette olalım hiç birimize, milletvekili olma
vasfıyla bağdaşır bir beyanat değildir'' diye konuştu. Bahçekapılı, şöyle devam
etti:

''Başbakanımız hastalanmıştır. Hastalanmayı siyaset aracı haline
getirmeyi ben ve grubum, insanlık anlayışımızla bağdaştırmıyoruz. Hasta olmayı
siyasi araç haline getirmeyi, insana ait olan hasletlerden erdemli olmaya da hiç
yakıştırmıyoruz. Sayın Koçal lütfen sözünüzü geri alınız. Bizim başbakanımız,
ülkesini, insanını, vatanını ve milletini sevdiği için hiç bir kimsede
görmediğimiz şekilde çalışmaktadır ve çalışmaya devam edecektir. Bir Başbakan
hakkında bu kürsüden böyle konuşmak ancak beyin olarak veya düşünce olarak fiziki
olmayan üşütenlere aittir.''

TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, itiraz eden CHP Gaziantep Milletvekili
Yaşar Ağyüz'e ''el hareketlerini bırakın. Burası sokak değil'' sözleriyle
uyardı.

CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, Çubukçu'nun konuşmasında sataşma
olduğu gerekçesiyle söz istedi.

Bunun üzerine Başkanvekili Yakut, Milli Eğitim Bakanı Çubukçu'ya,
sözlerinin kime yönelik olduğu sordu.

Çubukçu'nun, ''Özellikle sayın Başbakan'a yönelik ve içeriği itibariyle
argo bulunduğumu, bu Meclis kürsüsüne yakıştırmadığımı ifade ettiğim CHP
Milletvekili Ali Koçal'ın sözlerine üzerine söyledim'' demesi üzerine, Yakut,
Koçal'a söz verdi.

Koçal, ''Ben sayın Başbakan ile ilgili üşütmüş derken, bu üşütmüş
ifadesini arkasından açıkladım. Grup başkanvekilinize de ifade ettim'' dedi.

Koçal, ''Milli Eğitim Bakanın konuşan milletvekilleriyle ilgili 'bunların
eğitme ihtiyacı' olduğunu söylemesi kadar abesle iştigal bir şey yoktur. Milli
Eğitim Bakanı'nın kendisinin, müsteşarının, bürokratlarının, YÖK Başkanı'nın
eğitime ihtiyacı vardır. Milli Eğitim Bakanı milletvekillerine böyle bir
suçlamada bulunuyorsa derhal istifa etmelidir'' diye konruştu.

Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK, ÖSYM ve 94 devlet üniversitesinin
201 yılı bütçesinin bölümlerinin okunarak oylamasına geçildi.