2013-11-22 - 12:39
TBMM SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU...
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu, AK Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar?ın başkanlığında toplanarak, dün tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlanan ve "tam gün" olarak bilinen, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşların Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Tasarı'yı görüşmeye devam etti.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, vatandaşlara aile bilgileri ve çocuğu ile ilgili soruların, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün talebi üzerine sorulduğunu belirterek, "Alkol tek bir şekilde soruluyor; içkinin türü, alkol oranı soruluyor, 'yoksa viski mi, bira mı' diye sorulmuyor" dedi.

TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu, AK Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar?ın başkanlığında toplanarak, dün tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlanan ve "tam gün" olarak bilinen, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşların Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Tasarı'yı görüşmeye devam etti.

Muhalefet, vatandaşların dini ve evlilik gibi özel bilgilerinin hekimler aracılığıyla sorularak, Sağlık Bakanlığı'na gönderilmesi ile ilgili eleştirilerini dile getirdi.

Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, vatandaşların gizli bilgilerini istemediklerini söyledi.

Vatandaşlara aile bilgileri ve çocuğu ile ilgili soruların, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün talebi üzerine sorulduğunu belirten Müezzinoğlu, "Bu sorular sorulur ama vatandaş istemezse vermeyebilir. Alkolle ilgili soru ise... Alkol tek bir şekilde soruluyor, içkinin türü, alkol oranı soruluyor, 'yoksa viski mi, bira mı' diye sorulmuyor. Kişilerin bilgi mahremiyetini en iyi şekilde korumalıyız, ancak bizim de bu verileri en maksimum seviyede toplayabilmemiz lazım. 'Hastalarla ilgili hangi teşhisleri koymuşuz, hangi planlamaları yapacağız...' Bunları öğrenebilmemiz için bu bilgiler gerekli. Bu bilgiler de hekimle hasta arasında kalmalı. Bize çalışmalarda yön verecek bütün bilgiler gelmeli ancak biz o hastanın kim olduğunu bilmemeliyiz" diye konuştu.

Müezzinoğlu, hastanın talebi yoksa ona gebelik testi yaptırmanın kimsenin hakkı olmadığının altını da çizerek, "(Ama siz o gebeleri önemsemeyin, size ne zaman gelirse o zaman bakın) deme durumu da olmaz" dedi. Bakan Müezzinoğlu, aile hekimlerinin gebe kadınları takip etme durumu olduğunu ancak bunu zorla yapamayacağını kaydetti.

Tasarının 6 maddesi kabul edildi ve önergeyle 2 madde eklendi.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, muayenesi olan ve kendisine talep olan bazı öğretim üyelerini, devletin bugünkü imkanlarıyla maddi tatmin etme şansı olmadığını belirterek, "Bazı hocalarımızı tam günün içinde üniversitede tutabilme şansımız yok" dedi.

Kamuoyunda "tam gün" tasarısı olarak bilinen, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 'torba tasarının", TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda görüşülmesine devam ediliyor.

Tasarı üzerinde milletvekillerinin eleştirilerini yanıtlayan Bakan müezzinoğlu, çok büyük sorunları olan bir hadiseyi düzene sokmak istediklerini söyledi.

Üniversitelerin beklentileri ile ilgili ortak akıl oluşturmaya çalıştıklarını belirten Müezzinoğlu, "Muayenesi olan ve kendisine talep olan bazı öğretim üyelerini, devletin bugünkü imkanlarıyla maddi tatmin etme şansı yok. 100-200 binli rakamlar konuşuluyor. (Bu hocaları sistemin içinde tatmin edelim) dersek, mümkün değil. Yürütülebilir ve sürdürülebilir bir yapıyı kurmamız lazım. Bazı hocalarımızı tam günün içinde üniversite tutabilme şansımız yok. Onların astronomik bir pozisyonu var. Haklıdır da. Madem bu meziyetleri var, onlara talep var. Onları dışarıda değerlendirelim" dedi.

Bununla birlikte üniversitelerin onların bilimsel kabiiyetlerinden yararlanması gerektiğini vurgulayan Müezzinoğlu, bunun için onlara, sözleşmeli olarak üniversitelerde çalışma hakkı tanıdıklarını kaydetti.

Müezzinoğlu, şöyle konuştu:

"Hocalarımız sabah 8'den akşam 5'e kadar mesaisini tam yapmalı. Bunu tam yaptıktan sonraki kısım ile ilgili düzenleme yapma ihtiyacı var. Hoca mesleğini 5'ten sonra icra etmek istiyorsa, birinci arzumuz kurumunda icra etsin. Bunu ağırlıklı olarak kurumunda yap, çerçevesi de budur. Günlük performansı ikiye ayırıyoruz. Yüzde 50'si bilimsel uygulamalar, yani eğitim, yayın ve akademik çalışmalar... Yüzde 50'si de uygulama. Gündüz bu performansı gösterdiyse akşam çalışma hakkı doğar. Hocanın 5'den sonra gerek kurumunda gerekse dışarıda çalışması, akademik ve uygulama performansı dikkate alınarak belirlenecek.

YÖK ve Sağlık Bakanlığı kanun çıktıktan sonra bir ay içinde kriterleri belirleyecek ve duyuracak. Bu kriterlerde bir arkadaş yüzde 80 aldı, diğer arkadaş yüzde 85 aldı. Bu durumda yüzde 85 alana sözleşme hakkı doğar. Birinci arzumuz hocaların üniversitede olmasıdır, kalmasıdır. Çünkü hocalar o üniversiteler ile büyüsünler, gelişsinler. Kurum da büyüsün hocalar da. Biz gündüzü merkeze alıyoruz, gündüzde de iki temel konu var: Akademik en az yüzde 50, uygulama en az yüzde 50. Gündüzleri bunları yaptıysa, akşam da çalışabilir."

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Özel Kuvvetler Komutanlığı temsilcisi Dr. Şükrü Ural, "Artık profesyonel orduya geçilecek ve kara harekatları bitmiştir. Operasyonlar özel harekatlar şeklinde olacak. Bunun için de böyle bir (sağlıkçı) personelin olması gerekir" dedi.

Kamuoyunda "tam gün" tasarısı olarak bilinen, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 'torba tasarının" TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'ndaki görüşülmeleri devam ediyor.

Tasarının, "Türk Silahlı Kuvvetleri ve özel harekat polislerinden, operasyonlarda görev yapmak üzere eğitimini başarıyla tamamlayanlara acil tıbbi müdahale yapma yetkisi" verilmesine ilişkin maddesi tartışıldı.

CHP, tıbbi müdahaleyi sadece hekimlerin yapması gerektiğini belirterek, bu düzenlemeye karşı çıktı.

Konuyla ilgili görüşüne başvurulan Türk Silahlı Kuvvetleri Özel Kuvvetler Komutanlığı temsilcisi Dr. Şükrü Ural, 1992 yılından beri Türk Silahlı Kuvvetleri'nde tabip olarak görev yaptığını söyledi.

Bir çok operasyonda, karargahta, askeri birimde görev yaptığını, 2003'ten bu yana da özel kuvvetlerde çalıştığını ifade eden Ural, şöyle konuştu:

"Yaralı askerlere acil müdahale edilmesi konusundaki eksikliklerimizi tespit edip, bunu olgunlaştırmaya çalıştık. Fakat bu düzenlemenin kanunla düzenlenmesi gerektiği ortaya çıktı. Bu konuda verilen kursların yeterli olmadığı anlaşıldı. Biz de bu yüzden 2009'ta taslak hazırlamaya başladık, Sağlık Bakanlığı ile 2 yıl görüştük. Bu, bir ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır. Özel kuvvetler en özel birlikler olup, 20 bin fitten havadan atarsınız 11 kişiyi ve bu 11 kişi inilecek yere iner. 11 kişi ya orada ölür ya da geri gelir. Birisi orada yaralanırsa da ona orada müdahale edilmesi gerekir. Bu 11 kişilik timin biri sağlık kadrosudur. Ama 10 yıldır bu kadrolara, bu kabiliyette sağlıkçı bulamadık. Bu iş gönüllülük esasına göre oluyor ve kabiliyet gerektiriyor. Bu konunun dünyadaki örneklerini inceledik. ABD ve NATO sistemlerine baktık ve şunu gördük. O ordularda genellikle ilkyardım yapan personelin sağlıkçı olmadığını gördük. Askerlerin içinden birisine bu görevi verdiklerini gördük. Biz de bunun böyle olması için çalışmalar yaptık.

Standart ilkyardımı zaten veriyoruz, ancak bu, özel birlikler için yeterli değil. Sadece damar yolu açmak ve enjeksiyon yapabilmek istiyoruz. Bu da kontrolsüz bir işlem olmayacak. Er eğitim tugaylarında verilen sağlık eğitimi de bizim için yeterli değil. Artık profesyonel orduya geçilecek ve operasyonlar da özel harekatlar şeklinde olacak. Artık kara harekatları bitmiştir, operasyonlar şeklinde olacaktır. Bunun için de böyle bir personelin olması gerekir. Bu ihtiyaç, silahlı kuvvetlerin zaruri bir ihtiyacıdır. Operasyonlarda birlikle birlikte hareket edecek sağlıkçı yok, bunu 10 yıldır temin edemedik."

Kamuoyunda "tam gün" tasarısı olarak bilinen, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair "torba tasarı" TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda kabul edildi.

Tasarıya göre, denetime tabi olan gerçek ve tüzel kişiler, denetim için gerekli bilgi, belge, defter ve kayıtları vermek, ayniyatı göstermek ve incelenmesine yardım etmek zorunda olacak.

Tasarıyla Kamu Hastaneleri Birlikleri'nde sözleşmeli statüde istihdam edilenlerin sözleşmelerinin kimler tarafından yapılacağı yeniden belirleniyor. Buna göre, genel sekreter, başkan ve hastane yöneticisinin sözleşmeleri kurum başkanının teklifi üzerine bakan tarafından yapılacak. Başhekim, başhekim yardımcısı, müdür, müdür yardımcısı, uzman personel ve büro görevlilerinin sözleşmeleri kurum başkanı tarafından yapılacak.

Yükseköğretim kurumlarının öğretim üyesi kadrosunda bulunanlardan sözleşmeli statüde istihdam edilenlerin sözleşmeli olarak çalıştıkları süreler, yüksek öğretim kurumlarında geçmiş sayılacak.

Kamu Hastaneleri Birlikleri'nde sözleşmeli statüde istihdam edilen personelin iş sonu tazminatı, açıktan sözleşme imzalayanlara verilecek.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun ihtiyacı halinde, denetim hizmetlerini yürütmek üzere merkeze bağlı gruplar oluşturulabilecek.

Sağlık personeli, mesai saatleri dışında da hastane ya da sağlık kuruluşuna çağrılabilecek. Mesai saatleri dışında da hizmetine ihtiyaç duyulması halinde, personelin sağlık kuruluşuna ulaşabilmesi için alınacak tedbirler ve uyulacak kuralları Sağlık Bakanlığı belirleyecek.

Sağlık Bakanlığı'na yapılacak kayıt ve bildirimlerden de ücret alınacak.

Tasarıyla Anayasa Mahkemesi'nce, Devlet Memurları Kanunu'nun iptal edilen maddesi yeniden düzenleniyor.

Buna göre, memurlar, mesleki faaliyette veya serbest meslek icrasında bulunmak üzere ofis, büro, muayenehane ve benzeri yerler açamayacak, gerçek kişilere, özel hukuk tüzel kişilerine veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait herhangi bir iş yerinde veya vakıf üniversitelerinde çalışamayacak.

Memurların üyesi oldukları yapı, kalkınma ve tüketim kooperatifleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve kanunla kurulmuş yardım sandıklarının yönetim, denetim ve disiplin kurulları üyelikleri görevleri, özel kanunlarda belirtilen görevler ile kurumundan izin alınmak kaydıyla yapılan insani ve sosyal amaçlı gönüllü çalışmalar bu yasaklamanın dışında olacak.

Sağlık çalışanlarına ödenen nöbet ücretleri yoğun bakım, acil servis ve 112 acil sağlık hizmetlerinde tutulan nöbetler için yüzde 50 oranında fazla verilecek.

Tasarıyla Yükseköğretim Kanunu'nun Anayasa Mahkemesi'nce yetki yönünden iptal edilen hükmü yeniden düzenleniyor. Yükseköğretim kurumlarının kadrolarında bulunan öğretim elemanları Devlet Memurları Kanunu'na tabi olacak. Ancak tıp ve diş hekimliği fakültelerinde çalışan profesör ve doçentler, ilgili fakültelerin aynı kadrolarındaki öğretim üyesi sayısının yüzde 5'ini geçmemek, bir yılı geçmeyen kurumsal sözleşme yapılmak ve geliri üniversite döner sermayesi hesabına kaydedilmek şartıyla, üniversite yönetim kurulu kararı ile özel sağlık kuruluşlarında veya vakıf üniversitesi hastanelerinde ilgilinin muvafakatıyla çalıştırılabilecek.

Öğretim elemanları üniversitede devamlı statüde görev yapacak. Yükseköğretim kurumlarının kadro ve pozisyonlarında bulunmayan profesör ve doçentler, tıp ve diş hekimliği fakültelerinin ihtiyaç duyulan alanlarında teorik ve uygulamalı eğitim ve öğretim ile araştırma faaliyetlerinde bulunmak ve bu faaliyetlerin gerektirdiği işleri yapmak üzere sözleşmeli öğretim üyesi olarak istihdam edilebilecek.

Sözleşmeli öğretim üyelerine, yapacakları faaliyetin niteliğine göre devamlı statüde çalışan profesör ve doçentler için ilgili kanunda belirlenen ek ders ücretlerinin 10 katına kadar saatlik sözleşme ücreti ödenebilecek. Sözleşmeli öğretim üyeleri rektör, dekan, enstitü, yüksekokul, uygulama ve araştırma merkezi müdürü, senato, yönetim kurulu ve kurul üyesi, bölüm başkanı, anabilim ve bilim dalı başkanı ve başhekim olamayacak.

Tasarıyla öğretim üyelerine mesai saatleri dışında ilave ücret alınmak suretiyle üniversitede sundukları sağlık hizmetlerine karşılık ödenecek ek ödemenin oranları ve kuralları belirleniyor. Dağıtılan gelirlerden kalan tutarların harcanabileceği işler sayılarak, fiilen mesai dışında çalışan diğer personele de yapılacak ek ödemede kullanılabileceği düzenleniyor. Ayrıca üniversite dışındaki hizmetlerinden elde edilen gelirlerin de yüzde 50'sinin limite bağlı olmaksızın öğretim üyelerine ödenmesi öngörülüyor.

Buna göre, öğretim üyelerinin mesai saatleri dışında üniversitede sundukları sağlık hizmetlerinden dolayı alınan ilave ücretler, döner sermaye işletmesinin ayrı bir hesabında toplanacak. Bu şekilde elde edilen gelirin yüzde 50'si, mesai saatleri dışında sağlık hizmeti sunan öğretim üyesine, mesai içinde gerçekleştirilen iş miktarı ve çeşidi dikkate alınarak belirlenen toplam performansı aşmamak kaydıyla, ek ödeme matrahının yüzde 800'ünü geçmemek üzere her ay ayrıca ödenecek.

Yükseköğretim kurumlarında yalnızca eğitim ve araştırma faaliyetlerinde bulunmak ve döner sermaye faaliyetleri kapsamında gelir elde edilen hizmetlerde çalışmamak kaydıyla mesai saatleri dışında yükseköğretim kurumlarından başka yerlerde mesleki faaliyette bulunan öğretim üyeleri, bu düzenlemenin yayım tarihinden itibaren 3 ay içerisinde bu faaliyetlerini sona erdirecek, bu süre içerisinde sona erdirmeyen öğretim üyelerinin üniversite ile ilişikleri kesilecek.

Türk Silahlı Kuvvetleri'ne mensup subaylar, astsubaylar, harp okulları, fakülteler, yüksekokullar ve astsubay okullarında öğrenim yapan askeri öğrenciler, mesleki faaliyette veya serbest meslek icrasında bulunmak üzere ofis, büro, muayenehane ve benzeri yerler açamayacak, gerçek kişilere, özel hukuk tüzel kişilerine veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait herhangi bir işyerinde veya vakıf üniversitelerinde çalışamayacak.

Tasarıyla Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanunu'nun Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen maddesi yeniden düzenleniyor. Böylece, akademideki kadrolu asker ve sivil öğretim elemanları da mesleki faaliyette veya serbest meslek icrasında bulunma yasakları bakımından ilgili kanun hükmüne tabi kılınıyor. Ancak üniversitelerde olduğu gibi, Gülhane Askeri Tıp Akademisinde (GATA) de sözleşmeli profesör ve doçent çalıştırılabilecek.

Sözleşmeler, GATA Akademi Kurulu'nun teklifi ve Genelkurmay Başkanlığı'nın onayı ile yapılacak. Sözleşmeli öğretim üyeleri dekan, enstitü, yüksekokul, uygulama ve araştırma merkezi müdürü; yönetim kurulu ve kurul üyesi, bölüm başkanı, anabilim ve bilim dalı başkanı ve başhekim olamayacak.

GATA'da hasta muayenesi ve tedavisi faaliyetleri kapsamında çalışmamak kaydıyla, Genelkurmay Başkanlığı'nın izniyle mesai saatleri dışında mesleki faaliyette bulunan öğretim üyeleri, bu düzenlemenin yayımı tarihinden itibaren 3 ay içerisinde faaliyetlerini sona erdirecek, sona erdirmeyen öğretim üyeleri istifa etmiş sayılacak.

Tasarıyla sünnet ameliyatının yalnızca tabiplerce yapılabileceği düzenleniyor ancak olağanüstü ve istisnai hallerde Sağlık Bakanlığı'nca düzenlenecek eğitimi alanlar hekim gözetiminde sünnet ameliyatı yapabilecek. Meslek mensubu olmayan bazı askeri ve emniyet personeli, görevde bulundukları süre ve görevle sınırlı olmak üzere hastane öncesi acil tıbbi müdahaleleri yapabilecek.

Kamuda tam gün çalışmanın bir istisnası olarak, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan ve yöneticilik görevi bulunmayan tabipler ile aile hekimleri, çalışma saatleri dışında aylık 30 saatten fazla olmamak şartıyla işyeri hekimliği yapabilecek. Bu düzenlemenin yayımı tarihinde sünnetçilik yapanlar, 31 Aralık 2013 tarihine kadar faaliyetlerini sürdürebilecek.

Tahlil neticesinde, maddelerin saf olmadığı, ruhsat almak için verilmiş olan formüle uymadığı, tedavi vasıflarını azaltacak veya kaybedecek surette imal edildiği anlaşılırsa, ruhsat sahibi ile maddenin bu şekilde imal edildiğini bilerek satan, satışa arz eden veya sattıranlara 100 bin TL'den 500 bin TL'ye kadar idari para cezası verilecek. Tanıtım veya satışların internet üzerinden yapılması halinde, Bakanlık derhal erişimini engelleyecek. Yetkili merciden izin almaksızın veya verilen izne aykırı olarak sağlık beyanı ile ürün tanıtım ve satışını yapanlar hakkında 20 bin TL'den 300 bin TL'ye kadar idari para cezası verilecek.

***HABERİN DEVAMINA İLGİLİ DOKÜMANLAR KISMINDAN ULAŞABİLİRSİNİZ***