
2007-10-24 - 14:30
Ceza ve İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulları Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa tasarısı ve Milletlerarası Özel Hukuk Kanunu ve Usul Hakkında Kanun Tasarısı TBMM Adalet Komisyonu'nda benimsendi.
Komisyonda, ayrıca Hükümetin yenilediği Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun Tasarısı da benimsendi.Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulları Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa tasarısı, TBMM Adalet Komisyonunda benimsendi.
Tasarıya göre; izleme kurullarının 5 olan asıl üye sayısı aynen korunurken, yedek üyelik getiriliyor. İzleme kurulları, 5 asıl ve 3 yedek üyeden oluşacak. İzleme kurulları raporlarının süresi 4 aya kurulların 2 ayda bir yaptıkları toplantıların süresi 3 ayda bire çıkarılıyor, toplantı yeter sayısı yerine salt çoğunlukla toplanmasına imkan tanınıyor.
Tasarı uyarınca, Adalet Bakanlığı, her yıl, bir önceki yıla ait izleme kurullarınca düzenlenen raporları kamuoyuna açıklayacak.
MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK KANUNU ve USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN TASARISI..
Komisyonda ayrıca, yine 22. Dönem'den kadük kalan ve hükümetin yenilediğiKomisyonda, ayrıca Hükümetin yenilediği Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun Tasarısı da benimsendi.
Tasarıya göre, yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi halinde, Türk hukuku uygulanacak. Uygulanacak yabancı hukukun kurallarının başka bir hukuku yetkili kılması, sadece kişinin hukuku ve aile hukukuna ilişkin ihtilaflarda dikkate alınacak.
Hukuku uygulanacak devlet, iki veya daha çok bölgesel birime ve bu birimlerde değişik hukuk düzenlerine sahipse, hangi bölge hukukunun uygulanacağı, o devletin hukukuna göre belirlenecek. O devlet hukukunda belirleyici bir hüküm yoksa, ihtilafla en sıkı ilişkili bölge hukuku uygulanacak.
Kanunda aksi olmadıkça, vatansızlar ve mülteciler hakkında yerleşim yeri, bulunmadığı hallerde mutat mesken, o da yoksa dava tarihinde bulunduğu ülke hukuku; birden fazla devlet vatandaşlığına sahip olanlar hakkında, bunların aynı zamanda Türk vatandaşı olmaları halinde Türk hukuku; birden fazla devlet vatandaşlığına sahip olup, aynı zamanda Türk vatandaşı olmayanlar hakkında daha sıkı ilişki halinde bulundukları devlet hukuku uygulanacak.
Kişinin milli hukukuna göre kazandığı erginlik, vatandaşlığının değişmesiyle sona ermeyecek. Tüzel kişilerin, kişilerin veya mal topluluklarının, hak ve fiil ehliyetleri, statülerindeki idare merkezi hukukuna tabi olacak, ancak fiili idare merkezinin Türkiye'de olması halinde Türk hukuku uygulanabilecek.
Statüsü bulunmayan tüzel kişiler ile tüzel kişiliği bulunmayan kişi veya mal topluluklarının ehliyeti, fiili idare merkezi hukukuna tabi olacak.
TÜRKİYE'DE ZORUNLU KALANLARA DA TÜRK HUKUKU
Vesayet veya kısıtlılık kararı verilmesi veya sona erdirilmesi sebepleri, hakkında talepte bulunulan kişinin milli hukukuna tabi olacak. Yabancının milli hukukuna göre vesayet veya kısıtlılık kararı verilmesi mümkün olmayan hallerde, bu kişinin mutat meskeni Türkiye'de
ise Türk hukukuna göre vesayet veya kısıtlılık kararı verilecek veya kaldırılacak.
Kişinin zorunlu olarak Türkiye'de bulunduğu hallerde de Türk hukuku uygulanacak. Böylece yabancı bir kişinin 1 yılı veya daha uzun süreli hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkumiyeti veya trafik kazası gibi bir nedenle Türkiye'de kalması durumunda, Türk hukukunun uygulanmasına olanak sağlanacak.
Gaiplik veya ölmüş sayılma kararı, hakkında karar verilecek kişinin milli hukukuna tabi olacak.
NİŞANLANMA ve EVLİLİK
Nişanlanma ehliyeti ve şartlarında, taraflardan her birinin nişanlanma anındaki milli hukuku geçerli olacak. Evliliğin genel hükümleri, eşlerin ortak milli hukukuna tabi olacak. Tarafların ayrı vatandaşlıkta olmaları halinde ortak mutat mesken hukuku, bulunmadığı takdirde Türk hukuku uygulanacak. Bu hükümler, boşanma ve ayrılık sebepleri için de geçerli olacak.
Evlilik malları için, eşler evlenme anındaki mutat mesken veya milli hukuklarından birini açık olarak seçebilecekler; seçim yapılmamışsa, evlilik malları hakkında eşlerin evlenme anındaki ortak milli hukuku, bu yoksa evlenme anındaki ortak mutat mesken hukuku, bunun da bulunmaması halinde Türk hukuku uygulanacak.
Malların tasfiyesinde, taşınmazlar için bulundukları ülke hukuku esas alınacak.
Soy bağının hükümleri, soy bağını kuran hukuka tabi tutulacak. Ancak ana, baba ve çocuğun müşterek milli hukuku bulunuyorsa, soy bağının hükümlerine o hukuk, bulunmadığı takdirde müşterek mutat mesken hukuku uygulanacak.
Nafaka talepleri, nafaka alacaklısının mutat meskeni hukukuna tabi olacak. Taşınırlar ve taşınmazlar üzerindeki mülkiyet hakkı ve diğer ayni haklar, işlem anında malların bulunduğu yer hukukuna tabi olacak.
HAVA, DENİZ VE RAYLI TAŞIMA ARAÇLARI
Hava, deniz ve raylı taşıma araçları üzerindeki mülkiyet ve diğer ayni haklar, menşe ülke hukukuna tabi tutulacak.Hava ve deniz taşıma araçlarında uygulamada güvenliği sağlamak için ayni hakların tescil edildiği ''sicil yeri ülkesi'' esas alınacak. Deniz taşıma araçlarında sicile tescil edilmeyen taşıma araçları hakkında ''bağlama limanı'' ülkesi, raylı taşıma araçlarında ise ''ruhsat yeri'' ülkesi menşe ülke olarak kabul edilecek.
FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI
Fikri mülkiyete ilişkin haklar, hangi ülkenin hukukuna göre koruma talep ediliyorsa, o ülke hukukuna tabi tutulacak. Taraflar, fikri mülkiyet hakkının ihlalinden doğan talepler hakkında, ancak hakkın ihlalinden sonra, mahkemenin hukukunu seçebilecek.
SÖZLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ
Sözleşmeden doğan borç ilişkilerinde, tarafların açık olarak seçtikleri hukuk geçerli olacak. Sözleşme hükümlerinden veya halin şartlarından tereddüte yer vermeyecek biçimde anlaşılabilen hukuk seçimi de geçerli sayılacak. Taraflar, seçilen hukukun, sözleşmenin tamamına veya bir kısmına uygulanacağını kararlaştırabilecekler.
Hukuk seçimi, taraflarca her zaman yapılabilecek veya değiştirilebilecek. Ancak tarafların borç sözleşmesinin kurulmasından sonra yaptıkları hukuk seçimi veya hukuk seçimi değişiklikleri, üçüncü kişilerin kazanılmış haklarını ihlal etmeyecek. Taşınmazlara veya onların kullanımına ilişkin sözleşmeler, taşınmazın bulunduğu yer hukukuna tabi olacak.
PAKET TUR, TÜKETİCİ SÖZLEŞMELERİ KAPSAMI İÇİNDE
Mesleki veya ticari olmayan amaçla mal veya hizmet ya da kredi sağlanmasına yönelik tüketici sözleşmelerinde, tüketicinin mutat meskeni hukukunun emredici hükümleri uyarınca, sahip olacağı asgari koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuk geçerli olacak.
Tarafların hukuk seçimi yapmamış olması halinde, tüketicinin mutat meskeni hukuku uygulanacak. Taşıma ve konaklama ücreti dahil tek fiyat uygulanan ve ''paket tur'' diye tanımlanan sözleşmeler, tüketici sözleşmeleri kapsamı içinde yer alacak.
Bireysel iş sözleşmelerinde, mutat işyeri hukuku geçerli olacak. İşçi, işini devamlı olarak farklı ülkelerde yapıyorsa, her iki tarafı da korumak için, işverenin iş yeri merkezinin bulunduğu ülke anlamında ''esas işyeri'' hukuku uygulanacak.
Fikri mülkiyet haklarına ilişkin sözleşmeler, tarafların seçtikleri hukuk içinde ele alınacak.
İşçi buluşları ile işçilerin meydana getirdiği diğer fikri ürünlerde, işçi ile işveren arasında doğabilecek ihtilaflar, taraflar arasında yapılan iş sözleşmesine uygulanan hukuka tabi tutulacak.
EŞYA TAŞIMA SÖZLEŞMELERİ
Eşyanın taşınmasına ilişkin sözleşmelerde, tarafların seçtikleri hukuk uygulanacak. Tarafların hukuk seçimi yapmamaları halinde, sözleşmenin kuruluşu sırasında taşıyıcının esas iş yerinin bulunduğu ülke, aynı zamanda yüklemenin veya boşaltmanın yapıldığı ülke veya gönderenin esas iş yerinin bulunduğu ülke ise, bu ülkenin sözleşmeyle en sıkı ilişkili
olduğu kabul edilecek ve sözleşmeye bu ülkenin hukuku benimsenecek. Tek seferlik charter sözleşmeleri ve esas konusu eşya taşıma olan diğer sözleşmeler de bu hükümlere tabi olacak.
HAKSIZ FİİLLER
Haksız fiilden doğan borçlara, haksız fiilin işlendiği ülke hukuku
uygulanacak. Haksız fiilin işlendiği yer ile zararın meydana geldiği
yerin farklı ülkelerde olması halinde, zararın meydana geldiği ülke
hukukunda ele alınacak. Haksız fiilden doğan borç ilişkisinin başka bir
ülkeyle daha sıkı ilişkili olması halinde bu ülke hukuku göz önüne
alınacak. Haksız fiile veya sigorta sözleşmesine uygulanan hukuk imkan
veriyorsa, zarar gören, talebini doğrudan doğruya sorumlunun
sigortacısına karşı ileri sürebilecek.
Taraflar, haksız fiilin meydana gelmesinden sonra, uygulanacak hukuku
açık olarak seçebilecek.
-KİŞİLİK HAKLARININ İHLALİ-
Kişilik haklarının, basın, radyo, televizyon gibi medya yoluyla internet
veya diğer kitle iletişim araçları ile ihlalinden doğan taleplere, zarar
görenin seçimine göre çeşitli alternatifler sunulacak. Buna göre, zarar
veren, zararın bu ülkede meydana geleceğini bilecek durumda ise zarar
görenin yaşadığı ülke hukuku, zarar verenin iş yeri veya mutat
meskeninin bulunduğu ülke hukuku veya zarar veren, zararın bu ülkede
meydana geleceğini bilecek durumda ise zararın meydana geldiği ülke
hukuku uygulanacak.
Kişilik haklarının ihlalinde cevap hakkı, süreli yayınlarda, münhasıran
baskının yapıldığı ya da programın yayınlandığı ülke hukukuna tabi
olacak.
-İMALATÇININ SORUMLULUĞU-
İmalatçının sözleşme dışı sorumluluğu da düzenleniyor. İmal edilen
şeylerin sebep olduğu zarardan doğan sorumluluğa, zarar görenin seçimine
göre, zarar verenin mutat meskeni veya işyeri hukuku ya da imal edilen
şeyin iktisap edildiği ülke hukuku uygulanacak. İktisap yeri hukukunun
uygulanabilmesi için zarar verenin, mamulün o ülkeye rızası dışında
sokulduğunu ispat edememiş olması gerekecek.
-HAKSIZ REKABETTEN DOĞAN TALEPLER-
Haksız rekabetten doğan talepler, haksız rekabet sebebiyle piyasası
doğrudan etkilenen ülke hukukuna tabi kılınacak. Haksız rekabet
sonucunda zarar görenin münhasıran işletmesine ilişkin menfaatleri ihlal
edilmişse, söz konusu işletmenin iş yerinin bulunduğu ülkenin hukuku
uygulanacak.
Rekabetin engellenmesinden doğan talepler, bu engellemeden doğrudan
etkilenen piyasanın bulunduğu ülkenin hukukuna tabi olacak. Türkiye'de
rekabetin engellenmesine yabancı hukuk uygulanan hallerde, Türk
hukukunda verilecek tazminattan daha fazla tazminata hükmedilemeyecek.
Sebepsiz zenginleşmeden doğan talepler, zenginleşmeye sebep olan mevcut
veya mevcut olduğu iddia edilen hukuki ilişkiye uygulanan hukuka tabi
olacak. Diğer hallerde sebepsiz zenginleşmeye, zenginleşmenin
gerçekleştiği yer hukuku uygulanacak.
Bireysel iş sözleşmesinden veya iş ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda,
işçinin işini yaptığı iş yerinin Türkiye'de bulunduğu yer mahkemesi
yetkili olacak.
-TÜKETİCİ SÖZLEŞMESİ-
Tüketici sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda, tüketicinin seçimine
göre, tüketicinin yerleşim yeri ya da karşı tarafın iş yeri veya
yerleşim yerinin bulunduğu Türk mahkemeleri yetkili olacak.
Sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda, sigortacının esas iş yeri
veya sigorta sözleşmesini yapan şubesinin ya da acentesinin Türkiye'de
bulunduğu yer mahkemesi yetkili kabul edilecek. Ancak, sigorta ettirene,
sigortalıya karşı açılacak davalarda yetkili mahkeme, onların yerleşim
yeri mahkemesi olacak.
Yer itibariyle yetkinin tayin edilmediği hallerde, taraflar,
aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan
uyuşmazlığın, yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda
anlaşabilecekler. Anlaşma, yazılı delille ispat edilmesi halinde geçerli
olacak. Dava, ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya
Türk mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması halinde yetkili Türk
mahkemesinde görülecek.
Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan
yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı
tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği
teminatı göstermek zorunda olacaklar.
Komisyon gündeminde yer alan Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine
Dair Kanunda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifini ise
görüşmedi.
Tasarıya göre; izleme kurullarının 5 olan asıl üye sayısı aynen korunurken, yedek üyelik getiriliyor. İzleme kurulları, 5 asıl ve 3 yedek üyeden oluşacak. İzleme kurulları raporlarının süresi 4 aya kurulların 2 ayda bir yaptıkları toplantıların süresi 3 ayda bire çıkarılıyor, toplantı yeter sayısı yerine salt çoğunlukla toplanmasına imkan tanınıyor.
Tasarı uyarınca, Adalet Bakanlığı, her yıl, bir önceki yıla ait izleme kurullarınca düzenlenen raporları kamuoyuna açıklayacak.
MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK KANUNU ve USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN TASARISI..
Komisyonda ayrıca, yine 22. Dönem'den kadük kalan ve hükümetin yenilediğiKomisyonda, ayrıca Hükümetin yenilediği Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun Tasarısı da benimsendi.
Tasarıya göre, yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi halinde, Türk hukuku uygulanacak. Uygulanacak yabancı hukukun kurallarının başka bir hukuku yetkili kılması, sadece kişinin hukuku ve aile hukukuna ilişkin ihtilaflarda dikkate alınacak.
Hukuku uygulanacak devlet, iki veya daha çok bölgesel birime ve bu birimlerde değişik hukuk düzenlerine sahipse, hangi bölge hukukunun uygulanacağı, o devletin hukukuna göre belirlenecek. O devlet hukukunda belirleyici bir hüküm yoksa, ihtilafla en sıkı ilişkili bölge hukuku uygulanacak.
Kanunda aksi olmadıkça, vatansızlar ve mülteciler hakkında yerleşim yeri, bulunmadığı hallerde mutat mesken, o da yoksa dava tarihinde bulunduğu ülke hukuku; birden fazla devlet vatandaşlığına sahip olanlar hakkında, bunların aynı zamanda Türk vatandaşı olmaları halinde Türk hukuku; birden fazla devlet vatandaşlığına sahip olup, aynı zamanda Türk vatandaşı olmayanlar hakkında daha sıkı ilişki halinde bulundukları devlet hukuku uygulanacak.
Kişinin milli hukukuna göre kazandığı erginlik, vatandaşlığının değişmesiyle sona ermeyecek. Tüzel kişilerin, kişilerin veya mal topluluklarının, hak ve fiil ehliyetleri, statülerindeki idare merkezi hukukuna tabi olacak, ancak fiili idare merkezinin Türkiye'de olması halinde Türk hukuku uygulanabilecek.
Statüsü bulunmayan tüzel kişiler ile tüzel kişiliği bulunmayan kişi veya mal topluluklarının ehliyeti, fiili idare merkezi hukukuna tabi olacak.
TÜRKİYE'DE ZORUNLU KALANLARA DA TÜRK HUKUKU
Vesayet veya kısıtlılık kararı verilmesi veya sona erdirilmesi sebepleri, hakkında talepte bulunulan kişinin milli hukukuna tabi olacak. Yabancının milli hukukuna göre vesayet veya kısıtlılık kararı verilmesi mümkün olmayan hallerde, bu kişinin mutat meskeni Türkiye'de
ise Türk hukukuna göre vesayet veya kısıtlılık kararı verilecek veya kaldırılacak.
Kişinin zorunlu olarak Türkiye'de bulunduğu hallerde de Türk hukuku uygulanacak. Böylece yabancı bir kişinin 1 yılı veya daha uzun süreli hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkumiyeti veya trafik kazası gibi bir nedenle Türkiye'de kalması durumunda, Türk hukukunun uygulanmasına olanak sağlanacak.
Gaiplik veya ölmüş sayılma kararı, hakkında karar verilecek kişinin milli hukukuna tabi olacak.
NİŞANLANMA ve EVLİLİK
Nişanlanma ehliyeti ve şartlarında, taraflardan her birinin nişanlanma anındaki milli hukuku geçerli olacak. Evliliğin genel hükümleri, eşlerin ortak milli hukukuna tabi olacak. Tarafların ayrı vatandaşlıkta olmaları halinde ortak mutat mesken hukuku, bulunmadığı takdirde Türk hukuku uygulanacak. Bu hükümler, boşanma ve ayrılık sebepleri için de geçerli olacak.
Evlilik malları için, eşler evlenme anındaki mutat mesken veya milli hukuklarından birini açık olarak seçebilecekler; seçim yapılmamışsa, evlilik malları hakkında eşlerin evlenme anındaki ortak milli hukuku, bu yoksa evlenme anındaki ortak mutat mesken hukuku, bunun da bulunmaması halinde Türk hukuku uygulanacak.
Malların tasfiyesinde, taşınmazlar için bulundukları ülke hukuku esas alınacak.
Soy bağının hükümleri, soy bağını kuran hukuka tabi tutulacak. Ancak ana, baba ve çocuğun müşterek milli hukuku bulunuyorsa, soy bağının hükümlerine o hukuk, bulunmadığı takdirde müşterek mutat mesken hukuku uygulanacak.
Nafaka talepleri, nafaka alacaklısının mutat meskeni hukukuna tabi olacak. Taşınırlar ve taşınmazlar üzerindeki mülkiyet hakkı ve diğer ayni haklar, işlem anında malların bulunduğu yer hukukuna tabi olacak.
HAVA, DENİZ VE RAYLI TAŞIMA ARAÇLARI
Hava, deniz ve raylı taşıma araçları üzerindeki mülkiyet ve diğer ayni haklar, menşe ülke hukukuna tabi tutulacak.Hava ve deniz taşıma araçlarında uygulamada güvenliği sağlamak için ayni hakların tescil edildiği ''sicil yeri ülkesi'' esas alınacak. Deniz taşıma araçlarında sicile tescil edilmeyen taşıma araçları hakkında ''bağlama limanı'' ülkesi, raylı taşıma araçlarında ise ''ruhsat yeri'' ülkesi menşe ülke olarak kabul edilecek.
FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI
Fikri mülkiyete ilişkin haklar, hangi ülkenin hukukuna göre koruma talep ediliyorsa, o ülke hukukuna tabi tutulacak. Taraflar, fikri mülkiyet hakkının ihlalinden doğan talepler hakkında, ancak hakkın ihlalinden sonra, mahkemenin hukukunu seçebilecek.
SÖZLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ
Sözleşmeden doğan borç ilişkilerinde, tarafların açık olarak seçtikleri hukuk geçerli olacak. Sözleşme hükümlerinden veya halin şartlarından tereddüte yer vermeyecek biçimde anlaşılabilen hukuk seçimi de geçerli sayılacak. Taraflar, seçilen hukukun, sözleşmenin tamamına veya bir kısmına uygulanacağını kararlaştırabilecekler.
Hukuk seçimi, taraflarca her zaman yapılabilecek veya değiştirilebilecek. Ancak tarafların borç sözleşmesinin kurulmasından sonra yaptıkları hukuk seçimi veya hukuk seçimi değişiklikleri, üçüncü kişilerin kazanılmış haklarını ihlal etmeyecek. Taşınmazlara veya onların kullanımına ilişkin sözleşmeler, taşınmazın bulunduğu yer hukukuna tabi olacak.
PAKET TUR, TÜKETİCİ SÖZLEŞMELERİ KAPSAMI İÇİNDE
Mesleki veya ticari olmayan amaçla mal veya hizmet ya da kredi sağlanmasına yönelik tüketici sözleşmelerinde, tüketicinin mutat meskeni hukukunun emredici hükümleri uyarınca, sahip olacağı asgari koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuk geçerli olacak.
Tarafların hukuk seçimi yapmamış olması halinde, tüketicinin mutat meskeni hukuku uygulanacak. Taşıma ve konaklama ücreti dahil tek fiyat uygulanan ve ''paket tur'' diye tanımlanan sözleşmeler, tüketici sözleşmeleri kapsamı içinde yer alacak.
Bireysel iş sözleşmelerinde, mutat işyeri hukuku geçerli olacak. İşçi, işini devamlı olarak farklı ülkelerde yapıyorsa, her iki tarafı da korumak için, işverenin iş yeri merkezinin bulunduğu ülke anlamında ''esas işyeri'' hukuku uygulanacak.
Fikri mülkiyet haklarına ilişkin sözleşmeler, tarafların seçtikleri hukuk içinde ele alınacak.
İşçi buluşları ile işçilerin meydana getirdiği diğer fikri ürünlerde, işçi ile işveren arasında doğabilecek ihtilaflar, taraflar arasında yapılan iş sözleşmesine uygulanan hukuka tabi tutulacak.
EŞYA TAŞIMA SÖZLEŞMELERİ
Eşyanın taşınmasına ilişkin sözleşmelerde, tarafların seçtikleri hukuk uygulanacak. Tarafların hukuk seçimi yapmamaları halinde, sözleşmenin kuruluşu sırasında taşıyıcının esas iş yerinin bulunduğu ülke, aynı zamanda yüklemenin veya boşaltmanın yapıldığı ülke veya gönderenin esas iş yerinin bulunduğu ülke ise, bu ülkenin sözleşmeyle en sıkı ilişkili
olduğu kabul edilecek ve sözleşmeye bu ülkenin hukuku benimsenecek. Tek seferlik charter sözleşmeleri ve esas konusu eşya taşıma olan diğer sözleşmeler de bu hükümlere tabi olacak.
HAKSIZ FİİLLER
Haksız fiilden doğan borçlara, haksız fiilin işlendiği ülke hukuku
uygulanacak. Haksız fiilin işlendiği yer ile zararın meydana geldiği
yerin farklı ülkelerde olması halinde, zararın meydana geldiği ülke
hukukunda ele alınacak. Haksız fiilden doğan borç ilişkisinin başka bir
ülkeyle daha sıkı ilişkili olması halinde bu ülke hukuku göz önüne
alınacak. Haksız fiile veya sigorta sözleşmesine uygulanan hukuk imkan
veriyorsa, zarar gören, talebini doğrudan doğruya sorumlunun
sigortacısına karşı ileri sürebilecek.
Taraflar, haksız fiilin meydana gelmesinden sonra, uygulanacak hukuku
açık olarak seçebilecek.
-KİŞİLİK HAKLARININ İHLALİ-
Kişilik haklarının, basın, radyo, televizyon gibi medya yoluyla internet
veya diğer kitle iletişim araçları ile ihlalinden doğan taleplere, zarar
görenin seçimine göre çeşitli alternatifler sunulacak. Buna göre, zarar
veren, zararın bu ülkede meydana geleceğini bilecek durumda ise zarar
görenin yaşadığı ülke hukuku, zarar verenin iş yeri veya mutat
meskeninin bulunduğu ülke hukuku veya zarar veren, zararın bu ülkede
meydana geleceğini bilecek durumda ise zararın meydana geldiği ülke
hukuku uygulanacak.
Kişilik haklarının ihlalinde cevap hakkı, süreli yayınlarda, münhasıran
baskının yapıldığı ya da programın yayınlandığı ülke hukukuna tabi
olacak.
-İMALATÇININ SORUMLULUĞU-
İmalatçının sözleşme dışı sorumluluğu da düzenleniyor. İmal edilen
şeylerin sebep olduğu zarardan doğan sorumluluğa, zarar görenin seçimine
göre, zarar verenin mutat meskeni veya işyeri hukuku ya da imal edilen
şeyin iktisap edildiği ülke hukuku uygulanacak. İktisap yeri hukukunun
uygulanabilmesi için zarar verenin, mamulün o ülkeye rızası dışında
sokulduğunu ispat edememiş olması gerekecek.
-HAKSIZ REKABETTEN DOĞAN TALEPLER-
Haksız rekabetten doğan talepler, haksız rekabet sebebiyle piyasası
doğrudan etkilenen ülke hukukuna tabi kılınacak. Haksız rekabet
sonucunda zarar görenin münhasıran işletmesine ilişkin menfaatleri ihlal
edilmişse, söz konusu işletmenin iş yerinin bulunduğu ülkenin hukuku
uygulanacak.
Rekabetin engellenmesinden doğan talepler, bu engellemeden doğrudan
etkilenen piyasanın bulunduğu ülkenin hukukuna tabi olacak. Türkiye'de
rekabetin engellenmesine yabancı hukuk uygulanan hallerde, Türk
hukukunda verilecek tazminattan daha fazla tazminata hükmedilemeyecek.
Sebepsiz zenginleşmeden doğan talepler, zenginleşmeye sebep olan mevcut
veya mevcut olduğu iddia edilen hukuki ilişkiye uygulanan hukuka tabi
olacak. Diğer hallerde sebepsiz zenginleşmeye, zenginleşmenin
gerçekleştiği yer hukuku uygulanacak.
Bireysel iş sözleşmesinden veya iş ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda,
işçinin işini yaptığı iş yerinin Türkiye'de bulunduğu yer mahkemesi
yetkili olacak.
-TÜKETİCİ SÖZLEŞMESİ-
Tüketici sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda, tüketicinin seçimine
göre, tüketicinin yerleşim yeri ya da karşı tarafın iş yeri veya
yerleşim yerinin bulunduğu Türk mahkemeleri yetkili olacak.
Sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda, sigortacının esas iş yeri
veya sigorta sözleşmesini yapan şubesinin ya da acentesinin Türkiye'de
bulunduğu yer mahkemesi yetkili kabul edilecek. Ancak, sigorta ettirene,
sigortalıya karşı açılacak davalarda yetkili mahkeme, onların yerleşim
yeri mahkemesi olacak.
Yer itibariyle yetkinin tayin edilmediği hallerde, taraflar,
aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan
uyuşmazlığın, yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda
anlaşabilecekler. Anlaşma, yazılı delille ispat edilmesi halinde geçerli
olacak. Dava, ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya
Türk mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması halinde yetkili Türk
mahkemesinde görülecek.
Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan
yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı
tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği
teminatı göstermek zorunda olacaklar.
Komisyon gündeminde yer alan Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine
Dair Kanunda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifini ise
görüşmedi.