2008-12-04 - 15:30
İnsan Hakları Gününü konu alan konuşmaların ardından, Türk Ticaret Kanunu Tasarısının görüşmelerine geçildi.
TBMM Genel Kurulunda, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü görüşüldü.
MHP Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici, Dünya İnsan Hakları Günü
dolayısıyla yaptığı gündemdışı konuşmada, insan hakları konusunun, Mecliste özel
oturumla ele alınmasını istedi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül de yerinden
söz alarak, Türkiye'nin ilk imzalayan ülkeler arasında bulunduğu İnsan Hakları
Evrensel Beyannamesi'nin, asgari düzeyde korunması gereken insan haklarının
listesini sunduğu belirtti.
İnsan haklarını etkin bir şekilde güvence altına alma çabasının, AK Parti
iktidarıyla birlikte hız kazandığını ve büyük adımlar atıldığını ifade eden
Üskül, Türkiye'nin şu anda BM'nin temel insan hakları sözleşmelerinin tümüne
taraf olduğunu söyledi. Yapılan yasa ve Anayasa değişiklikleri hakkında bilgi
veren Üskül, ''Sadece yasalarla yeterli bir insan haklarını koruma mekanizmasının
ortaya çıkmadığını ne yazık ki acı örnekleriyle hepimiz görüyoruz. İnsan
haklarının korunmasında asıl mesele, zihniyetlerde yaşanması gereken bir değişimi
ve uygulamada etkin bir denetimi gerçekleştirmektir'' diye konuştu.
Üskül, artık güvenlik güçlerinden yargıçlara, devlet memurundan sokaktaki
insana kadar herkesin, 'insan' denilince, dokunulamaz hakları olan bir bireyden
söz edildiğini anlamak ve buna göre davranmak zorunda olduğunu belirterek, bir
güvenlik görevlisinin, etkisiz hale getirmek ya da gözaltına almak durumunda
kaldığı bir kişinin, öncelikle ''evrensel hukuk kurallarıyla korunan ve
dokunulamaz hakları olan bir varlık olduğunu'' bilmek ve buna uygun davranmak
zorunda olduğu söyledi. Üskül, şunları kaydetti:
''Gösterilen bunca duyarlılıktan ve verilen emekten sonra ülkemizde hala
işkence ve kötü muamele olaylarının yaşanması, ülkemizin adının bu olaylarla
gündeme gelmesi, bu iradeyi gösteren Meclisimize de insanımıza da yapılan büyük
bir haksızlıktır. Hangi nedenle olursa olsun, bunların kabul edilmesi mümkün
değildir. Çünkü, insandan daha büyük bir değer yoktur. Devlet adına görev yapan,
yetki ve güç kullanan tüm görevliler, insan haklarına uygun bir zihniyet içinde
olmak ve davranmak zorundadır.''
-CEZAEVLERİNDEKİ UYGULAMALAR-
CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir de yerinden söz alarak,
Türkiye'de insan hak ve özgürlüklerine yönelik ihlallerin giderek arttığını öne
sürdü. Özdemir, ''Türkiye'nin insan hakları karnesi giderek kararmaktadır'' dedi.
Cezaevlerinde hükümlü ve tutuklulara yönelik keyfi uygulamalar olduğunu iddia
eden Özdemir, hükümlü ve tutuklu yakınlarının da üst araması yapılırken zaman
zaman cinsel tacize varan uygulamalara tabi tutulduklarını savundu. Özdemir, ''En
son gittiğimiz Metris Cezaevinde mahkumlar şikayet ettiler. Cezaevine ilk girişte
üst araması gerekçesiyle yapılan aramada, üzülerek ifade ediyorum; insanlar iç
çamaşırları dahil soyunduruluyor ve makat kontrolü yapılıyor. Hangi çağda
yaşıyoruz? Bundan daha büyük insan onurunu kırıcı hareket olabilir mi?'' diye
konuştu.
DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal da yerinden yaptığı konuşmada,
insan hak ve özgürlükleri konusunun hala ülkenin ''kanayan bir yarası'' olduğunu
söyledi.
DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise ''Söz bitti, bir şey yapmak
gerekir'' diyerek, Meclisin, ''çatışma ortamının nasıl bitirileceğini özel
gündemle tartışmasını'' önerdi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, insan hakları konusunun sınırlı
şekilde ele alınmış olmasının da kazanç olduğunu söyledi. Vural, Meclisin konuyu
özel gündemle ele almasını sağlamayan Hükümeti eleştirdi.
Türk kadına seçme ve seçilme hakkı verilişinin 74. yıldönümü dolayısıyla
gündemdışı söz alan CHP İstanbul Milletvekili Necla Arat, Atatürk'ün çağdaşlaşma
atılımının en önemlilerinden birisinin, kadınlara seçme ve seçilme hakkı
verilmesi olduğunu söyledi. Kadınların laiklikten ödün vermemesini isteyen Arat,
kadın haklarına yönelik yaygın söylemlere rağmen, kadınlara karar
mekanizmalarında yeterince temsil olanağı sağlanmadığını belirtti.
DTP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan da kadınlara seçme ve seçilme hakkı
verilişinin 74. yıldönümü dolayısıyla yaptığı gündemdışı konuşmada, kadınların,
siyaset başta olmak üzere karar süreçlerinde yer alamadıklarını, kadın-erkek
eşitliğinin ''kağıt üzerinde kaldığını'' söyledi. İsim vermeden, bir dönem
başbakanlık yapan Tansu Çiller'i de eleştiren Buldan, Çiller zamanında ülkenin
''en karanlık dönemini yaşadığını'' iddia etti.
-''REFORM NİTELİĞİNDE ADIMLAR ATILDI''-
Gündemdışı konuşmalara Hükümet adına yanıt veren Devlet Bakanı Murat
Başesgioğlu, kadın-erkek eşitliği konusunda önemli adımlar atıldığını, ancak hala
çözülmesi gereken sorunlar olduğunu belirtti.
İnsan hakları kavramının gelişimi hakkında bilgi veren Başesgioğlu, insan
haklarının, ulusal bir konu olmaktan çıktığını ve uluslararası toplumun en önemli
gündem maddelerinden biri haline geldiğini bildirdi.
Başesgioğlu, insan hakları alanında Anayasa'da belirtilen hedeflerin
gerçekleştirilmesi amacıyla son yıllarda önemli çalışmalar yapıldığını ifade
ederek, 2001 ve 2004 Anayasa değişiklikleri başta olmak üzere insan haklarını
doğrudan ilgilendiren birçok alanda kapsamlı düzenlemelerle demokrasinin ve
hukukunun üstünlüğünün güçlendirilmesi, insan hak ve özgürlüklerine saygının
sağlanması için ''reform'' niteliğinde oldukça önemli adımlar atıldığını
söyledi.
-''...SINIRLARI GENİŞLETİLDİ''-
İnsan hak ve özgürlüklerine yönelik kısıtlamaların önemli ölçüde
giderildiğini, evrensel standartlara ulaşma yolunda ilerleme kaydedildiğini
anlatan Başesgioğlu, ''Düşünce ve ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, işkence
ve kötü muamelenin önlenmesi, kişi özgürlüğü ve güvenliği, basın özgürlüğü,
kadın-erkek eşitliği, temel haklara ilişkin uluslararası sözleşmelerin statüsü,
sivil-asker ilişkileri ve daha pek çok konuda yapılan değişikliklerle insan hak
ve özgürlüklerinin sınırları genişletilmiştir'' diye konuştu.
Başesgioğlu, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi amacıyla
yapılan çalışmaların yalnızca iç hukukla sınırlı kalmadığını, uluslararası
sözleşmelerin onaylandığını ve bunların iç hukukun parçası haline geldiklerini
belirterek, şöyle konuştu:
''Ülkemiz, yapılan bu çalışmalarla önemli bir mesafe katetmiştir. Tüm
insanlığının ortak birikimiyle oluşan evrensel değerleri, bireylerin yaşamına tam
manasıyla yansıtabilmenin amaçlandığı bu gelişmelerin başarıya ulaşması için
yasal ve kurumsal anlamda bir yeniden yapılanmayla birlikte insan hakları
alanında belli bir zihinsel dönüşüm gerekmektedir. Ülkemizde, insan hakları
alanında gerçekleştirilen çalışmalar da bu eksen üzerinde gelişmektedir.
Demokrasimizin güçlendirilmesi, insan hakları bilincinin geliştirilmesi,
ihlallerinin önlenmesi ve herkesin çağdaş yaşamın öngördüğü temel hak ve
özgürlüklerden tam anlamıyla yararlanabilmesi için bugüne değin yapılan
çalışmalarımız, aynı hız ve kararlılıkla devam edecektir. İnsan hakları alanında
yapılan reformların uygulamaya tam olarak yansıtılabilmesi, ülkemiz içinde
yaşayan tüm insanların eşit bir şekilde tüm hak ve özgürlüklerden
yararlanabilmesi bundan sonraki çalışmalarımızın temel hedefi olacaktır. Bunun
için yasal ve kurumsal düzeydeki gelişmelerle birlikte zihinsel dönüşümün
gerekliliği ortadadır.''
-''BU TOPRAKLARDAKİ İKLİM...''-
Türk Ceza Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişiklikler
hakkında da bilgi veren Başesgioğlu, şöyle devam etti:
''Günümüzün insan hakları değerlerinin ruhuna her zaman sahip olan bu
topraklarda, pek çok farklı din, mezhep ve etnik kökenden topluluğun yüzyıllarca
barış içinde yaşayabilmesini sağlayan bir hoşgörü iklimi vardır. Bu iklim, insan
haklarıyla ulaşılması arzu edilen temel hedefler için ideal bir bilgi ve düşünce
zeminin varlığı anlamına gelir. Bu açıdan bakıldığında, insan haklarının, ithal
bir kavram değil, medeniyetimizin yitik bir malı olduğunu belirtmek
gerekmektedir. İnsan hakları konusunda zihinsel dönüşüm de esas olarak,
insanımızın fikir ve gönül dünyasında zaten mevcut bulunan değerlerin, evrensel
dil ve içerikle bütünleşmesini sağlayacaktır.''
Genel Kurulda, daha sonra Türk Ticaret Kanunu Tasarısının görüşmelerine
geçildi.
MHP Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici, Dünya İnsan Hakları Günü
dolayısıyla yaptığı gündemdışı konuşmada, insan hakları konusunun, Mecliste özel
oturumla ele alınmasını istedi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül de yerinden
söz alarak, Türkiye'nin ilk imzalayan ülkeler arasında bulunduğu İnsan Hakları
Evrensel Beyannamesi'nin, asgari düzeyde korunması gereken insan haklarının
listesini sunduğu belirtti.
İnsan haklarını etkin bir şekilde güvence altına alma çabasının, AK Parti
iktidarıyla birlikte hız kazandığını ve büyük adımlar atıldığını ifade eden
Üskül, Türkiye'nin şu anda BM'nin temel insan hakları sözleşmelerinin tümüne
taraf olduğunu söyledi. Yapılan yasa ve Anayasa değişiklikleri hakkında bilgi
veren Üskül, ''Sadece yasalarla yeterli bir insan haklarını koruma mekanizmasının
ortaya çıkmadığını ne yazık ki acı örnekleriyle hepimiz görüyoruz. İnsan
haklarının korunmasında asıl mesele, zihniyetlerde yaşanması gereken bir değişimi
ve uygulamada etkin bir denetimi gerçekleştirmektir'' diye konuştu.
Üskül, artık güvenlik güçlerinden yargıçlara, devlet memurundan sokaktaki
insana kadar herkesin, 'insan' denilince, dokunulamaz hakları olan bir bireyden
söz edildiğini anlamak ve buna göre davranmak zorunda olduğunu belirterek, bir
güvenlik görevlisinin, etkisiz hale getirmek ya da gözaltına almak durumunda
kaldığı bir kişinin, öncelikle ''evrensel hukuk kurallarıyla korunan ve
dokunulamaz hakları olan bir varlık olduğunu'' bilmek ve buna uygun davranmak
zorunda olduğu söyledi. Üskül, şunları kaydetti:
''Gösterilen bunca duyarlılıktan ve verilen emekten sonra ülkemizde hala
işkence ve kötü muamele olaylarının yaşanması, ülkemizin adının bu olaylarla
gündeme gelmesi, bu iradeyi gösteren Meclisimize de insanımıza da yapılan büyük
bir haksızlıktır. Hangi nedenle olursa olsun, bunların kabul edilmesi mümkün
değildir. Çünkü, insandan daha büyük bir değer yoktur. Devlet adına görev yapan,
yetki ve güç kullanan tüm görevliler, insan haklarına uygun bir zihniyet içinde
olmak ve davranmak zorundadır.''
-CEZAEVLERİNDEKİ UYGULAMALAR-
CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir de yerinden söz alarak,
Türkiye'de insan hak ve özgürlüklerine yönelik ihlallerin giderek arttığını öne
sürdü. Özdemir, ''Türkiye'nin insan hakları karnesi giderek kararmaktadır'' dedi.
Cezaevlerinde hükümlü ve tutuklulara yönelik keyfi uygulamalar olduğunu iddia
eden Özdemir, hükümlü ve tutuklu yakınlarının da üst araması yapılırken zaman
zaman cinsel tacize varan uygulamalara tabi tutulduklarını savundu. Özdemir, ''En
son gittiğimiz Metris Cezaevinde mahkumlar şikayet ettiler. Cezaevine ilk girişte
üst araması gerekçesiyle yapılan aramada, üzülerek ifade ediyorum; insanlar iç
çamaşırları dahil soyunduruluyor ve makat kontrolü yapılıyor. Hangi çağda
yaşıyoruz? Bundan daha büyük insan onurunu kırıcı hareket olabilir mi?'' diye
konuştu.
DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal da yerinden yaptığı konuşmada,
insan hak ve özgürlükleri konusunun hala ülkenin ''kanayan bir yarası'' olduğunu
söyledi.
DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise ''Söz bitti, bir şey yapmak
gerekir'' diyerek, Meclisin, ''çatışma ortamının nasıl bitirileceğini özel
gündemle tartışmasını'' önerdi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, insan hakları konusunun sınırlı
şekilde ele alınmış olmasının da kazanç olduğunu söyledi. Vural, Meclisin konuyu
özel gündemle ele almasını sağlamayan Hükümeti eleştirdi.
Türk kadına seçme ve seçilme hakkı verilişinin 74. yıldönümü dolayısıyla
gündemdışı söz alan CHP İstanbul Milletvekili Necla Arat, Atatürk'ün çağdaşlaşma
atılımının en önemlilerinden birisinin, kadınlara seçme ve seçilme hakkı
verilmesi olduğunu söyledi. Kadınların laiklikten ödün vermemesini isteyen Arat,
kadın haklarına yönelik yaygın söylemlere rağmen, kadınlara karar
mekanizmalarında yeterince temsil olanağı sağlanmadığını belirtti.
DTP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan da kadınlara seçme ve seçilme hakkı
verilişinin 74. yıldönümü dolayısıyla yaptığı gündemdışı konuşmada, kadınların,
siyaset başta olmak üzere karar süreçlerinde yer alamadıklarını, kadın-erkek
eşitliğinin ''kağıt üzerinde kaldığını'' söyledi. İsim vermeden, bir dönem
başbakanlık yapan Tansu Çiller'i de eleştiren Buldan, Çiller zamanında ülkenin
''en karanlık dönemini yaşadığını'' iddia etti.
-''REFORM NİTELİĞİNDE ADIMLAR ATILDI''-
Gündemdışı konuşmalara Hükümet adına yanıt veren Devlet Bakanı Murat
Başesgioğlu, kadın-erkek eşitliği konusunda önemli adımlar atıldığını, ancak hala
çözülmesi gereken sorunlar olduğunu belirtti.
İnsan hakları kavramının gelişimi hakkında bilgi veren Başesgioğlu, insan
haklarının, ulusal bir konu olmaktan çıktığını ve uluslararası toplumun en önemli
gündem maddelerinden biri haline geldiğini bildirdi.
Başesgioğlu, insan hakları alanında Anayasa'da belirtilen hedeflerin
gerçekleştirilmesi amacıyla son yıllarda önemli çalışmalar yapıldığını ifade
ederek, 2001 ve 2004 Anayasa değişiklikleri başta olmak üzere insan haklarını
doğrudan ilgilendiren birçok alanda kapsamlı düzenlemelerle demokrasinin ve
hukukunun üstünlüğünün güçlendirilmesi, insan hak ve özgürlüklerine saygının
sağlanması için ''reform'' niteliğinde oldukça önemli adımlar atıldığını
söyledi.
-''...SINIRLARI GENİŞLETİLDİ''-
İnsan hak ve özgürlüklerine yönelik kısıtlamaların önemli ölçüde
giderildiğini, evrensel standartlara ulaşma yolunda ilerleme kaydedildiğini
anlatan Başesgioğlu, ''Düşünce ve ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, işkence
ve kötü muamelenin önlenmesi, kişi özgürlüğü ve güvenliği, basın özgürlüğü,
kadın-erkek eşitliği, temel haklara ilişkin uluslararası sözleşmelerin statüsü,
sivil-asker ilişkileri ve daha pek çok konuda yapılan değişikliklerle insan hak
ve özgürlüklerinin sınırları genişletilmiştir'' diye konuştu.
Başesgioğlu, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi amacıyla
yapılan çalışmaların yalnızca iç hukukla sınırlı kalmadığını, uluslararası
sözleşmelerin onaylandığını ve bunların iç hukukun parçası haline geldiklerini
belirterek, şöyle konuştu:
''Ülkemiz, yapılan bu çalışmalarla önemli bir mesafe katetmiştir. Tüm
insanlığının ortak birikimiyle oluşan evrensel değerleri, bireylerin yaşamına tam
manasıyla yansıtabilmenin amaçlandığı bu gelişmelerin başarıya ulaşması için
yasal ve kurumsal anlamda bir yeniden yapılanmayla birlikte insan hakları
alanında belli bir zihinsel dönüşüm gerekmektedir. Ülkemizde, insan hakları
alanında gerçekleştirilen çalışmalar da bu eksen üzerinde gelişmektedir.
Demokrasimizin güçlendirilmesi, insan hakları bilincinin geliştirilmesi,
ihlallerinin önlenmesi ve herkesin çağdaş yaşamın öngördüğü temel hak ve
özgürlüklerden tam anlamıyla yararlanabilmesi için bugüne değin yapılan
çalışmalarımız, aynı hız ve kararlılıkla devam edecektir. İnsan hakları alanında
yapılan reformların uygulamaya tam olarak yansıtılabilmesi, ülkemiz içinde
yaşayan tüm insanların eşit bir şekilde tüm hak ve özgürlüklerden
yararlanabilmesi bundan sonraki çalışmalarımızın temel hedefi olacaktır. Bunun
için yasal ve kurumsal düzeydeki gelişmelerle birlikte zihinsel dönüşümün
gerekliliği ortadadır.''
-''BU TOPRAKLARDAKİ İKLİM...''-
Türk Ceza Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişiklikler
hakkında da bilgi veren Başesgioğlu, şöyle devam etti:
''Günümüzün insan hakları değerlerinin ruhuna her zaman sahip olan bu
topraklarda, pek çok farklı din, mezhep ve etnik kökenden topluluğun yüzyıllarca
barış içinde yaşayabilmesini sağlayan bir hoşgörü iklimi vardır. Bu iklim, insan
haklarıyla ulaşılması arzu edilen temel hedefler için ideal bir bilgi ve düşünce
zeminin varlığı anlamına gelir. Bu açıdan bakıldığında, insan haklarının, ithal
bir kavram değil, medeniyetimizin yitik bir malı olduğunu belirtmek
gerekmektedir. İnsan hakları konusunda zihinsel dönüşüm de esas olarak,
insanımızın fikir ve gönül dünyasında zaten mevcut bulunan değerlerin, evrensel
dil ve içerikle bütünleşmesini sağlayacaktır.''
Genel Kurulda, daha sonra Türk Ticaret Kanunu Tasarısının görüşmelerine
geçildi.
