2007-10-23 - 10:50
Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, hükümete çağrıda bulundu. "Milletimiz bölücülük ve terörle mücadelede derhal harekete geçmenizi ve sonuç almanızı beklemektedir. Meydanlardan yükselen tepkiyi bunun sonucu olarak görmek gerekir"
Bugün toplanan MHP grubu, Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin konuşmasıyla başladı. Konuşmasında terörü ön planda tutan Bahçeli; "Bizim ödeyeceğimiz bedel kalmamıştır, şimdi zaman bedel ödeme değil, ödettirme zamanıdır" dedi.
Bölücü terörün ülkemizde büyük acılara neden olduğunu vurgulayan Bahçeli hükümete çağrıda bulundu. "Milletimiz bölücülük ve terörle mücadelede derhal harekete geçmenizi ve sonuç almanızı beklemektedir. Meydanlardan yükselen tepkiyi bunun sonucu olarak görmek gerekir" diyen Bahçeli; "Dileğimiz hükümetin toplum desteğini arkasına alarak cesur ve kararlı adımlar atmalıdır. Milletimizin sabrı bu kez gerçekten taşmak üzeredir. Şehitlerine sahip çıkan Türk milletinin kendi haysiyetini ve birliğini kendisinin kurtarmaya çalışacağı aşikardır" ifadesini kullandı.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaşanan son terör olaylarına değindi. Geçen hafta içinde TBMM'nin Hükümete sınır ötesi operasyon için
yetki verdiği bir süreçte, çatışmaların Irak'ın kuzey sınırına yakın bir bölgede gerçekleşmiş olmasının, olayın vahametini ve önemini daha da
artırdığını vurgulayan Bahçeli, ''Yaşanan bu vahim gelişme, tezkere kararının, terörist unsurlar ve bölücüler üzerinde hiçbir tesir
uyandırmamış olduğunun en açık göstergesidir'' dedi.
Hükümetin, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Irak'ın kuzeyinden kaynaklanan ve desteklenen, açık, yoğun ve sistematik bir düşmanca tutumla karşı
karşıya olduğunu artık anlaması ve kabul etmesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, Türk milletinin, bu gerçeği görerek ayağa kalktığını bildirdi.
Türkiye'nin şehitlerini uğurladığı ''kurşun gibi ağır bu ortamda'', Başbakan Erdoğan'ın ''Türkiye-İngiltere Stratejik Ortaklık Belgesini''ni
imzalamak amacıyla İngiltere'ye gittiğini belirten Bahçeli, şöyle dedi:
''Hangi taahhütlere gireceği de meçhuldür. 2006 yılının Temmuz ayında ABD ile imzaladığı 'Stratejik Vizyon Belgesi'nin mürekkebi henüz
kuramamıştır. O belgenin gereği olan terörle mücadelede verilen hangi sözler tutulmuştur da şimdi başka bir ülkeyle evrak imzalanmasından
sonuç alınacaktır? Geçen ay Irak ile imzalanan ve adına mutabakat muhtırası denen, içeriği tartışmalı sözleşmenin gereğini yapmaktan aciz
bir hükümetin bütün diplomatik girişimlerinin sonuçsuz ve tavizkar olması muhtemeldir. Tezkerenin geçtiği gün, Irak'tan telaşla gelerek
Sayın Başbakan ile görüşen Irak Başbakan Yardımcısının, 'Görüşmelerden istediğimi aldım' diyerek, gönül rahatlığıyla ülkesine dönmesi,
kuşkumuzu haklı çıkarmaktadır. Ne tür rahatlatıcı bir mesaj verilmiştir de harekattan korkarak gelen bu ziyaretçi, huzur içinde ülkesine
dönmüştür. Milletimiz haklı olarak bir cevap beklemektedir.''
-''NE KADAR ŞEHİT VERMEK GEREKİYOR''-
MHP Lideri Bahçeli, en son meydana gelen ve 12 şehit verilen terör saldırısının ardından bile Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün,
''Operasyonun aciliyeti yok'' mesajının, gafletin hala sürdüğünün işareti olduğunu ifade ederek, ''Bir harekatın yapılabilmesi için, daha
ne kadar şehit vermek gerekmektedir? Bunun, Hükümet nezdinde ve AKP zihniyetinde bir sınırı vardır mıdır?'' diye sordu.
Önceki akşam Cumhurbaşkanlığı Köşkünde yapılan toplantının basın açıklamasında, terörle mücadeledeki kararlılık vurgulanırken, 'gereken
bedel ne ise ödemekten kaçınılmayacağına' dair bir ibare bulunduğuna dikkati çeken Bahçeli, ''Teröre göz yumarak, bölücülüğe göz kırparak
gidilen gaflet yolculuğunda, Türk milleti, zaten bu teslimiyetin bedelini şehitleriyle, gazileriyle yeterince ödedi'' dedi. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bizim ödeyeceğimiz bir bedel artık kalmamıştır. Şimdi bu bedeli ödeme sırası başkalarındadır. Şimdi zaman, bedel ödeme değil, bedel ödettirme zamanıdır. Ben buradan huzurunuzda, bu kutlu çatı altında Sayın Başbakana ve hükümetine sesleniyorum. Milletimiz, bölücülük ve terörle mücadelede derhal harekete geçmenizi ve sonuç almanızı beklemektedir.
Meydanlardan yükselen milli kararlılığı ve tepkiyi, bunun işareti olarak görmek gerekmektedir.''
-''MİLLETE SAĞDUYU ÇAĞRISI''-
''Terörle mücadeleden sonuç alınamayacağına'' yönelik bir kanaatin oluşması durumunda sokaklara taşan tepkinin kontrol edilemez boyutlara
ulaşabileceği uyarısında bulunan Bahçeli, ''Dileğimiz ve beklentimiz; bu hassas dönemde Hükümetin toplum desteğini arkasına alarak, cesur ve
kararlı adımları atmasıdır. Yaşanan son gelişmeler bizlere göstermiştir ki; milletimizin sabrı, mutat söylemlerin ötesinde bu kez gerçekten
taşmak üzeredir'' dedi.
Bahçeli, Hükümetin yasal yetkilerini kullanmaktan kaçınması ve çekinmesi veya gecikmesi halinde, Türkiye'nin gücünün sorgulanacağı,
caydırıcılığının tartışılacağı ve bölücülüğün ilave kazanımlar elde edebileceği bir sürecin başlamasının kaçınılmaz olacağını kaydetti.
''Ben buradan, içinde bulunduğumuz olumsuz gelişmelere, tahrik ve tacizlere rağmen aziz milletimize itidal ve sağduyu tavsiye ediyorum''
çağrısında bulunan Bahçeli, devletin, her zorluğun üstesinden gelmeye muktedir olduğunu bildirdi.
-''MHP, YAPAY HAVAYI DAĞITTI''-
MHP Genel Başkanı Bahçeli, terörle mücadelenin, bugünün sorunu olmadığını, terörün, yıllardır süregelen ve çok sayıda can ve mal
kaybına yol açan bir tehdit olarak milli birlik ve beraberliği derinden sarsacak boyutlara ulaştığını anlatarak, ''Terör, şayet şimdi
milletimizin bekasını tehdit eder boyutuyla karşımıza çıkmışsa, bunun nedeni Milliyetçi Hareket Partisi'nin 22 Temmuz seçimlerinden sonra
Meclise girerek, yapay çatışmanın bulandırdığı havayı dağıtmış olmasındandır'' dedi.
Bahçeli, terörle mücadelede gelinen süreçte sözün bittiğini, inisiyatifin artık Hükümette olduğunu belirterek, ''keskin bir viraja doğru giden bu çok tehlikeli yolda'' Türk milletinin kendini savunma reflekslerinin yok edilmek istendiğini savundu.
-''SİLAHI BIRAK, MASAYA GEL'' ÇAĞRISINA TEPKİ-
Yaşanan gelişmelerin, Hükümetin bölücülük algısında sakatlıklar bulunduğunu, silahsız bölücülüğü meşru ve makul görme eğiliminde
olduğunu ortaya çıkardığını ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:
''Geçmişte 'Silahı bırak, masaya gel' çağrısının benzerinin önceki gün tekrarlanmış olması, Sayın Başbakanın teröristle pazarlığa oturma
niyetini bir kez daha açığa çıkarmıştır. Bu itibarla sınır ötesi bir operasyon, bölücülüğün yalnızca silahlı unsurlarının etkisizleştirilmesinde bir yol olarak görülmelidir. Aksi takdirde bu operasyonu tek çare olarak sunmak, toplumun umutlarını buna bağlamak, bölücülüğün bundan sonraki kazanımlarının önünü açabilecek çok tehlikeli bir yaklaşımdır. Silahlısının, silahsızından destek ve moral bulduğu, yardım ve yataklık gördüğü bir şer cephesinin tümü, aynı ihanet yolunun yolcularıdır. Bu nedenle, bir yandan Kandil'de terörist ararken, unutmayalım ki uzantıları, belediye binalarında, üniversite konferans salonlarında ve batta Meclis koridorlarında boy göstermektedir.
Bu açıdan Milliyetçi Hareket Partisi, artık ve mutlaka bir son verilmesi gereken bölücülük ve uzantısı terörle ilgili olarak, TBMM'den başlamak
üzere yurt içini ve yurt dışını da kapsayacak tedbirlere her türlü desteği sonuna kadar vermeye hazırdır. Bunu yapamayan bir Meclis, varlık
nedenini inkar ediyor, kuruluş gerekçesini çiğniyor demektir. Milliyetçi Hareketin buna izin vermesi, asla ve asla mümkün değildir.''
''BAZI MİHRAKLAR ŞAŞIRDI VE KORKTU''
Türkiye'nin, bu harekat ile dünyaya bu konudaki kararlılık ve iradesini gösterme imkanı bulacağına işaret eden Bahçeli, ''Son günlerde aziz milletimizin artan heyecanı ve şehitlerini kucaklayışı bazı mihrakları şaşırtmış ve hatta korkutmuştur'' diye konuştu.
Sınır ötesine yapılacak harekat ihtimalinin son günlerde iyice artması üzerine Türkiye'deki odaklarının da derhal harekete geçtiğini bildiren Bahçeli, şunları söyledi:
''Bunlardan bir kısmı, operasyon bölgesinin bir risk taşıdığını söyleyerek terörle yaşamaya alışmamız gerektiğini tavsiye etmektedir.
Bir kısmı ise bir gün bile kaygısını duymadıkları Mehmetçiğimizin sağlığını düşünerek, Türkiye'nin batağa sürükleneceği gibi bir hezeyan ile harekata karşı çıkmaktadırlar. Kime ve neye hizmet ettiği belli olan bu şahısların, dezenformasyon çabaları milletimiz gözünden kaçmamaktadır.
Mademki askeri tedbirler bir risk oluşturuyor, bugüne kadar hangi yaptırımları uygulaması için hükümete önerilerde bulunulmuştur?
Habur hala açıktır. İncirlik hizmettedir. Türkiye, Barzani'nin şirketlerine para kazandırmaktadır. Peşmerge elektriği Türkiye'den almaktadır. Irak'ın Kuzeyini Türk firmaları inşa etmektedir. Bu odaklar, hangi sivil yaptırımın arkasında durarak ısrarcı olmuştur da bugün askeri tedbirlere karşı çıkmaktadırlar.
Elbette ki yalnızca askeri bir tedbir yeterli olmayacaktır. Ancak bu gerçeği, sinsi emellerine paravan yaparak tıpkı bir beşinci kol faaliyeti gibi milli direnci kırmaya çalışanların bağlantılarını yurt dışında aramak lazımdır. 'Ver kurtul' diyemeyen zihniyetler, sözde risk adı verilen bahanelerle terörle mücadeleyi sulandırmaya çalışmaktadırlar.''
-''BÖLÜCÜLÜĞÜ KÖKÜNDEN KAZIMANIN ÇARESİ...''-
Türkiye'nin, terörle ve bölücülükle ''ufalana ufalana'' yok olacağı bir sürecin mahkumu olamayacağını ifade eden MHP lideri Bahçeli, 1984 ve 1998 yılları arasında otuz bin kayıp verildiğine dikkati çekerek, bölücülüğü kökünden kazımanın çaresinin düşünülmesinin zorunlu olduğunu kaydetti.
Bahçeli, şöyle devam etti:
''Ama bu çarenin bulunacağı yer, Türkiye'nin bölünme ve ayrışma senaryolarının yapıldığı konferans salonlarında, gazete köşelerinde, sözde aydın platformlarında değildir.
Çözümün ve çarenin yeri öncelikle TBMM'nin iradesi olmalıdır. Herkesçe bilinmeli ve anlaşılmalıdır ki gücünü aziz milletimizin birliğinden ve tarihsel kardeşliğinden alan bu kutlu mekan, en zor ve imkansız görülen zamanlarda bile milletimizin geleceği ile ilgili en isabetli kararları verebilmiştir.''
Devlet Bahçeli; konuşmasında, ''Türkiye'nin bir savaş tehdidi ile karşı karşıya'' olduğunun da altını çizerek, bu kapsamda alınacak sosyo ekonomik tedbirlere ilave olarak; sorunun Türk milletinin bekasını etkileyecek boyutta ve stratejik düzeyde olduğunu bildirdi.
Son gelişmeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, PKK terör örgütünün yönetiminin İmralı'dan çıktığı ve Irak'ın Kuzeyindeki peşmerge reisinin idaresine geçtiğini dile getiren Bahçeli, ''Ülkemizdeki bölücülük ve terörün elebaşı artık Barzani denen çete reisidir'' dedi.
Bahçeli, Irak'a yapılacak operasyonun PKK terör örgütünün imhasının yanı sıra, peşmerge tehdidini de önleyecek şekilde planlanması ve icra edilmesi gerektiğini belirterek, ''Türklere 'bir kedisini bile vermeyeceğini' zırvalayan zihniyete Türk milleti ile alay etmenin ne demek olduğu ayrıca hatırlatılmalıdır'' ifadesini kullandı.
-''ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMALIDIR''-
''Bölücülükle mücadele stratejisi hazırlanmalı ve derhal uygulamaya konulmalıdır'' diyen Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yapılacak bir operasyonda, güvenlik birimlerinin talepleri dikkate alınarak, bölge halkının huzur ve emniyetini sağlamak maksadıyla hükümet, bölgede olağanüstü hal uygulaması için gerekli düzenlemeleri kararlaştırılmalı ve Meclis'e sunmalıdır. Bunun yanı sıra, terörle mücadele konusunun bütün yönleriyle ele alınması amacıyla TBMM bünyesinde bir 'araştırma komisyonu' kurulması için Meclis zemininde bir girişim başlatılmalıdır.''
Bahçeli, ''Ancak sorun ne kadar vahim olursa olsun Türk milleti sükunetini koruyacaktır. Milliyetçiler durumun farkında ve şuurundadır. Milliyetçi Harekete rağmen Türkiye'nin bölünmesi, milletimizin parçalanması düşünce boyutunda bile söz konusu olamaz'' diye konuştu.
Konuşmasında; tarihin ''son on yıldan ibaret'' olmadığını ifade eden Bahçeli, ''Binlerce yıldır varlığını yaşatan ve geliştiren büyük Türk milleti için bu, karşısına çıkan ne ilk ne de son mücadele alanı olacaktır. Tarih boyunca büyük buhranları atlatan ve küresel devletler kuran Türk milleti bu sorunu da aşacak kudrete sahiptir'' dedi.
-''MHP TARTIŞMALARIN ÖNÜNE GEÇTİ''-
MHP lideri Devlet Bahçeli, grup toplantısında pazar günü yapılan ''Anayasa Referandumunun'' sonuçlarını değerlendirirken de halk oylamasına katılım oranının yüzde 67.54 olduğunu, anayasa değişikliklerinin yüzde 31 'Hayır' oyuna karşılık, yüzde 69 'Evet' oyuyla benimsendiğini anımsattı.
Cumhurbaşkanlığı konusunun yeni bir siyasi gerginlik ve çatışma unsuru halinde olmaması için MHP olarak siyasi sorumluluk gereğince iki çıkış yolu önerdiklerini ifade eden Bahçeli şunları kaydetti:
''Birinci yol halk oylaması sürecinin durdurulması, bu konuların hazırlıkları sürdürülen yeni Anayasa kapsamında ele alınması olmuştur.
Diğer önerimiz ise 11. Cumhurbaşkanlığı'na atıfta bulunulan kanun paketinin geçici 18 ve 19. maddelerinin kanun metninden çıkarılması idi.
Bu önerimiz kabul görmüş ve referandum bu çerçevede yapılmıştır.
Böylelikle, Milliyetçi Hareket Partisi sürece müdahil olmuş ve Türkiye'nin yeni bir siyasi ve hukuki tartışma ortamına çekilmesinin önüne geçmiştir.
Yapılan referandumda, partimiz baştan beri söylediği ilkelerin takipçisi olmuş ve popülist kaygılardan uzak bir tavırla tercihini 'Hayır' yönünde kullanmıştır.
Nihayetinde sekiz milyon yediyüz elli bin vatandaşımız, yalnızca partimizin dile getirdiği 'Hayır' tercihi benimsemiş ve oyunu bu yönde kullanmıştır.''
Bölücü terörün ülkemizde büyük acılara neden olduğunu vurgulayan Bahçeli hükümete çağrıda bulundu. "Milletimiz bölücülük ve terörle mücadelede derhal harekete geçmenizi ve sonuç almanızı beklemektedir. Meydanlardan yükselen tepkiyi bunun sonucu olarak görmek gerekir" diyen Bahçeli; "Dileğimiz hükümetin toplum desteğini arkasına alarak cesur ve kararlı adımlar atmalıdır. Milletimizin sabrı bu kez gerçekten taşmak üzeredir. Şehitlerine sahip çıkan Türk milletinin kendi haysiyetini ve birliğini kendisinin kurtarmaya çalışacağı aşikardır" ifadesini kullandı.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaşanan son terör olaylarına değindi. Geçen hafta içinde TBMM'nin Hükümete sınır ötesi operasyon için
yetki verdiği bir süreçte, çatışmaların Irak'ın kuzey sınırına yakın bir bölgede gerçekleşmiş olmasının, olayın vahametini ve önemini daha da
artırdığını vurgulayan Bahçeli, ''Yaşanan bu vahim gelişme, tezkere kararının, terörist unsurlar ve bölücüler üzerinde hiçbir tesir
uyandırmamış olduğunun en açık göstergesidir'' dedi.
Hükümetin, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Irak'ın kuzeyinden kaynaklanan ve desteklenen, açık, yoğun ve sistematik bir düşmanca tutumla karşı
karşıya olduğunu artık anlaması ve kabul etmesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, Türk milletinin, bu gerçeği görerek ayağa kalktığını bildirdi.
Türkiye'nin şehitlerini uğurladığı ''kurşun gibi ağır bu ortamda'', Başbakan Erdoğan'ın ''Türkiye-İngiltere Stratejik Ortaklık Belgesini''ni
imzalamak amacıyla İngiltere'ye gittiğini belirten Bahçeli, şöyle dedi:
''Hangi taahhütlere gireceği de meçhuldür. 2006 yılının Temmuz ayında ABD ile imzaladığı 'Stratejik Vizyon Belgesi'nin mürekkebi henüz
kuramamıştır. O belgenin gereği olan terörle mücadelede verilen hangi sözler tutulmuştur da şimdi başka bir ülkeyle evrak imzalanmasından
sonuç alınacaktır? Geçen ay Irak ile imzalanan ve adına mutabakat muhtırası denen, içeriği tartışmalı sözleşmenin gereğini yapmaktan aciz
bir hükümetin bütün diplomatik girişimlerinin sonuçsuz ve tavizkar olması muhtemeldir. Tezkerenin geçtiği gün, Irak'tan telaşla gelerek
Sayın Başbakan ile görüşen Irak Başbakan Yardımcısının, 'Görüşmelerden istediğimi aldım' diyerek, gönül rahatlığıyla ülkesine dönmesi,
kuşkumuzu haklı çıkarmaktadır. Ne tür rahatlatıcı bir mesaj verilmiştir de harekattan korkarak gelen bu ziyaretçi, huzur içinde ülkesine
dönmüştür. Milletimiz haklı olarak bir cevap beklemektedir.''
-''NE KADAR ŞEHİT VERMEK GEREKİYOR''-
MHP Lideri Bahçeli, en son meydana gelen ve 12 şehit verilen terör saldırısının ardından bile Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün,
''Operasyonun aciliyeti yok'' mesajının, gafletin hala sürdüğünün işareti olduğunu ifade ederek, ''Bir harekatın yapılabilmesi için, daha
ne kadar şehit vermek gerekmektedir? Bunun, Hükümet nezdinde ve AKP zihniyetinde bir sınırı vardır mıdır?'' diye sordu.
Önceki akşam Cumhurbaşkanlığı Köşkünde yapılan toplantının basın açıklamasında, terörle mücadeledeki kararlılık vurgulanırken, 'gereken
bedel ne ise ödemekten kaçınılmayacağına' dair bir ibare bulunduğuna dikkati çeken Bahçeli, ''Teröre göz yumarak, bölücülüğe göz kırparak
gidilen gaflet yolculuğunda, Türk milleti, zaten bu teslimiyetin bedelini şehitleriyle, gazileriyle yeterince ödedi'' dedi. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bizim ödeyeceğimiz bir bedel artık kalmamıştır. Şimdi bu bedeli ödeme sırası başkalarındadır. Şimdi zaman, bedel ödeme değil, bedel ödettirme zamanıdır. Ben buradan huzurunuzda, bu kutlu çatı altında Sayın Başbakana ve hükümetine sesleniyorum. Milletimiz, bölücülük ve terörle mücadelede derhal harekete geçmenizi ve sonuç almanızı beklemektedir.
Meydanlardan yükselen milli kararlılığı ve tepkiyi, bunun işareti olarak görmek gerekmektedir.''
-''MİLLETE SAĞDUYU ÇAĞRISI''-
''Terörle mücadeleden sonuç alınamayacağına'' yönelik bir kanaatin oluşması durumunda sokaklara taşan tepkinin kontrol edilemez boyutlara
ulaşabileceği uyarısında bulunan Bahçeli, ''Dileğimiz ve beklentimiz; bu hassas dönemde Hükümetin toplum desteğini arkasına alarak, cesur ve
kararlı adımları atmasıdır. Yaşanan son gelişmeler bizlere göstermiştir ki; milletimizin sabrı, mutat söylemlerin ötesinde bu kez gerçekten
taşmak üzeredir'' dedi.
Bahçeli, Hükümetin yasal yetkilerini kullanmaktan kaçınması ve çekinmesi veya gecikmesi halinde, Türkiye'nin gücünün sorgulanacağı,
caydırıcılığının tartışılacağı ve bölücülüğün ilave kazanımlar elde edebileceği bir sürecin başlamasının kaçınılmaz olacağını kaydetti.
''Ben buradan, içinde bulunduğumuz olumsuz gelişmelere, tahrik ve tacizlere rağmen aziz milletimize itidal ve sağduyu tavsiye ediyorum''
çağrısında bulunan Bahçeli, devletin, her zorluğun üstesinden gelmeye muktedir olduğunu bildirdi.
-''MHP, YAPAY HAVAYI DAĞITTI''-
MHP Genel Başkanı Bahçeli, terörle mücadelenin, bugünün sorunu olmadığını, terörün, yıllardır süregelen ve çok sayıda can ve mal
kaybına yol açan bir tehdit olarak milli birlik ve beraberliği derinden sarsacak boyutlara ulaştığını anlatarak, ''Terör, şayet şimdi
milletimizin bekasını tehdit eder boyutuyla karşımıza çıkmışsa, bunun nedeni Milliyetçi Hareket Partisi'nin 22 Temmuz seçimlerinden sonra
Meclise girerek, yapay çatışmanın bulandırdığı havayı dağıtmış olmasındandır'' dedi.
Bahçeli, terörle mücadelede gelinen süreçte sözün bittiğini, inisiyatifin artık Hükümette olduğunu belirterek, ''keskin bir viraja doğru giden bu çok tehlikeli yolda'' Türk milletinin kendini savunma reflekslerinin yok edilmek istendiğini savundu.
-''SİLAHI BIRAK, MASAYA GEL'' ÇAĞRISINA TEPKİ-
Yaşanan gelişmelerin, Hükümetin bölücülük algısında sakatlıklar bulunduğunu, silahsız bölücülüğü meşru ve makul görme eğiliminde
olduğunu ortaya çıkardığını ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:
''Geçmişte 'Silahı bırak, masaya gel' çağrısının benzerinin önceki gün tekrarlanmış olması, Sayın Başbakanın teröristle pazarlığa oturma
niyetini bir kez daha açığa çıkarmıştır. Bu itibarla sınır ötesi bir operasyon, bölücülüğün yalnızca silahlı unsurlarının etkisizleştirilmesinde bir yol olarak görülmelidir. Aksi takdirde bu operasyonu tek çare olarak sunmak, toplumun umutlarını buna bağlamak, bölücülüğün bundan sonraki kazanımlarının önünü açabilecek çok tehlikeli bir yaklaşımdır. Silahlısının, silahsızından destek ve moral bulduğu, yardım ve yataklık gördüğü bir şer cephesinin tümü, aynı ihanet yolunun yolcularıdır. Bu nedenle, bir yandan Kandil'de terörist ararken, unutmayalım ki uzantıları, belediye binalarında, üniversite konferans salonlarında ve batta Meclis koridorlarında boy göstermektedir.
Bu açıdan Milliyetçi Hareket Partisi, artık ve mutlaka bir son verilmesi gereken bölücülük ve uzantısı terörle ilgili olarak, TBMM'den başlamak
üzere yurt içini ve yurt dışını da kapsayacak tedbirlere her türlü desteği sonuna kadar vermeye hazırdır. Bunu yapamayan bir Meclis, varlık
nedenini inkar ediyor, kuruluş gerekçesini çiğniyor demektir. Milliyetçi Hareketin buna izin vermesi, asla ve asla mümkün değildir.''
''BAZI MİHRAKLAR ŞAŞIRDI VE KORKTU''
Türkiye'nin, bu harekat ile dünyaya bu konudaki kararlılık ve iradesini gösterme imkanı bulacağına işaret eden Bahçeli, ''Son günlerde aziz milletimizin artan heyecanı ve şehitlerini kucaklayışı bazı mihrakları şaşırtmış ve hatta korkutmuştur'' diye konuştu.
Sınır ötesine yapılacak harekat ihtimalinin son günlerde iyice artması üzerine Türkiye'deki odaklarının da derhal harekete geçtiğini bildiren Bahçeli, şunları söyledi:
''Bunlardan bir kısmı, operasyon bölgesinin bir risk taşıdığını söyleyerek terörle yaşamaya alışmamız gerektiğini tavsiye etmektedir.
Bir kısmı ise bir gün bile kaygısını duymadıkları Mehmetçiğimizin sağlığını düşünerek, Türkiye'nin batağa sürükleneceği gibi bir hezeyan ile harekata karşı çıkmaktadırlar. Kime ve neye hizmet ettiği belli olan bu şahısların, dezenformasyon çabaları milletimiz gözünden kaçmamaktadır.
Mademki askeri tedbirler bir risk oluşturuyor, bugüne kadar hangi yaptırımları uygulaması için hükümete önerilerde bulunulmuştur?
Habur hala açıktır. İncirlik hizmettedir. Türkiye, Barzani'nin şirketlerine para kazandırmaktadır. Peşmerge elektriği Türkiye'den almaktadır. Irak'ın Kuzeyini Türk firmaları inşa etmektedir. Bu odaklar, hangi sivil yaptırımın arkasında durarak ısrarcı olmuştur da bugün askeri tedbirlere karşı çıkmaktadırlar.
Elbette ki yalnızca askeri bir tedbir yeterli olmayacaktır. Ancak bu gerçeği, sinsi emellerine paravan yaparak tıpkı bir beşinci kol faaliyeti gibi milli direnci kırmaya çalışanların bağlantılarını yurt dışında aramak lazımdır. 'Ver kurtul' diyemeyen zihniyetler, sözde risk adı verilen bahanelerle terörle mücadeleyi sulandırmaya çalışmaktadırlar.''
-''BÖLÜCÜLÜĞÜ KÖKÜNDEN KAZIMANIN ÇARESİ...''-
Türkiye'nin, terörle ve bölücülükle ''ufalana ufalana'' yok olacağı bir sürecin mahkumu olamayacağını ifade eden MHP lideri Bahçeli, 1984 ve 1998 yılları arasında otuz bin kayıp verildiğine dikkati çekerek, bölücülüğü kökünden kazımanın çaresinin düşünülmesinin zorunlu olduğunu kaydetti.
Bahçeli, şöyle devam etti:
''Ama bu çarenin bulunacağı yer, Türkiye'nin bölünme ve ayrışma senaryolarının yapıldığı konferans salonlarında, gazete köşelerinde, sözde aydın platformlarında değildir.
Çözümün ve çarenin yeri öncelikle TBMM'nin iradesi olmalıdır. Herkesçe bilinmeli ve anlaşılmalıdır ki gücünü aziz milletimizin birliğinden ve tarihsel kardeşliğinden alan bu kutlu mekan, en zor ve imkansız görülen zamanlarda bile milletimizin geleceği ile ilgili en isabetli kararları verebilmiştir.''
Devlet Bahçeli; konuşmasında, ''Türkiye'nin bir savaş tehdidi ile karşı karşıya'' olduğunun da altını çizerek, bu kapsamda alınacak sosyo ekonomik tedbirlere ilave olarak; sorunun Türk milletinin bekasını etkileyecek boyutta ve stratejik düzeyde olduğunu bildirdi.
Son gelişmeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, PKK terör örgütünün yönetiminin İmralı'dan çıktığı ve Irak'ın Kuzeyindeki peşmerge reisinin idaresine geçtiğini dile getiren Bahçeli, ''Ülkemizdeki bölücülük ve terörün elebaşı artık Barzani denen çete reisidir'' dedi.
Bahçeli, Irak'a yapılacak operasyonun PKK terör örgütünün imhasının yanı sıra, peşmerge tehdidini de önleyecek şekilde planlanması ve icra edilmesi gerektiğini belirterek, ''Türklere 'bir kedisini bile vermeyeceğini' zırvalayan zihniyete Türk milleti ile alay etmenin ne demek olduğu ayrıca hatırlatılmalıdır'' ifadesini kullandı.
-''ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMALIDIR''-
''Bölücülükle mücadele stratejisi hazırlanmalı ve derhal uygulamaya konulmalıdır'' diyen Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yapılacak bir operasyonda, güvenlik birimlerinin talepleri dikkate alınarak, bölge halkının huzur ve emniyetini sağlamak maksadıyla hükümet, bölgede olağanüstü hal uygulaması için gerekli düzenlemeleri kararlaştırılmalı ve Meclis'e sunmalıdır. Bunun yanı sıra, terörle mücadele konusunun bütün yönleriyle ele alınması amacıyla TBMM bünyesinde bir 'araştırma komisyonu' kurulması için Meclis zemininde bir girişim başlatılmalıdır.''
Bahçeli, ''Ancak sorun ne kadar vahim olursa olsun Türk milleti sükunetini koruyacaktır. Milliyetçiler durumun farkında ve şuurundadır. Milliyetçi Harekete rağmen Türkiye'nin bölünmesi, milletimizin parçalanması düşünce boyutunda bile söz konusu olamaz'' diye konuştu.
Konuşmasında; tarihin ''son on yıldan ibaret'' olmadığını ifade eden Bahçeli, ''Binlerce yıldır varlığını yaşatan ve geliştiren büyük Türk milleti için bu, karşısına çıkan ne ilk ne de son mücadele alanı olacaktır. Tarih boyunca büyük buhranları atlatan ve küresel devletler kuran Türk milleti bu sorunu da aşacak kudrete sahiptir'' dedi.
-''MHP TARTIŞMALARIN ÖNÜNE GEÇTİ''-
MHP lideri Devlet Bahçeli, grup toplantısında pazar günü yapılan ''Anayasa Referandumunun'' sonuçlarını değerlendirirken de halk oylamasına katılım oranının yüzde 67.54 olduğunu, anayasa değişikliklerinin yüzde 31 'Hayır' oyuna karşılık, yüzde 69 'Evet' oyuyla benimsendiğini anımsattı.
Cumhurbaşkanlığı konusunun yeni bir siyasi gerginlik ve çatışma unsuru halinde olmaması için MHP olarak siyasi sorumluluk gereğince iki çıkış yolu önerdiklerini ifade eden Bahçeli şunları kaydetti:
''Birinci yol halk oylaması sürecinin durdurulması, bu konuların hazırlıkları sürdürülen yeni Anayasa kapsamında ele alınması olmuştur.
Diğer önerimiz ise 11. Cumhurbaşkanlığı'na atıfta bulunulan kanun paketinin geçici 18 ve 19. maddelerinin kanun metninden çıkarılması idi.
Bu önerimiz kabul görmüş ve referandum bu çerçevede yapılmıştır.
Böylelikle, Milliyetçi Hareket Partisi sürece müdahil olmuş ve Türkiye'nin yeni bir siyasi ve hukuki tartışma ortamına çekilmesinin önüne geçmiştir.
Yapılan referandumda, partimiz baştan beri söylediği ilkelerin takipçisi olmuş ve popülist kaygılardan uzak bir tavırla tercihini 'Hayır' yönünde kullanmıştır.
Nihayetinde sekiz milyon yediyüz elli bin vatandaşımız, yalnızca partimizin dile getirdiği 'Hayır' tercihi benimsemiş ve oyunu bu yönde kullanmıştır.''
