
2015-01-29 - 12:15
İşverenlere bazı yükümlülükler getiren İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nda değişiklik öngören kanun tasarısının 35 maddesi TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda kabul edildi.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda görüşülmeye başlandı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, çalışma hayatında işverene yeni yükümlülükler getiren İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nu herkesin sahiplenmesi için sonuna kadar diyalogdan yana olduklarını söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, 2012 yılında yürürlüğe giren yasanın çağdaş ve Avrupa standartlarında olduğunu ifade ederek, "Çıkardığımız yananın, yaşanan kazalar sonrasında ceza ağırlıklı değil, rehberlik ağırlıklı olması gayretlerimizi akamete uğratacak düzenlemeler ihtiva ettiğini gördük. Bu tasarıyla müeyyideler getiriyoruz" dedi.
Çelik, 580 meslek standardını belirleyen Mesleki Yeterlilik Kurumu'nun ilk kez bu tasarıyla birikimlerini pratiğe dökeceğini anlatarak, standardı belirlenen mesleklerde sertifika almayanların çalışmasının mümkün olmayacağını, bu dönüşümün devrim niteliğinde olduğunu belirtti.
Tasarının katkı sunmak isteyenlere açık olduğunu dile getiren Çelik, "Tasarının mükemmel olmasını isteriz ama en azından mükemmele yakın düzenleme olarak Genel Kurul'a inmesi ve hepimizin sahiplenmesi için sonuna kadar diyalogdan yanayız" diye konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nda değişiklik öngören tasarının merkezinde cezaların bulunduğunu belirterek, "Son zamanlarda 5 madencimiz kapalı kalması gereken madene girerek yaşamını yitirdi. Bana göre çağ dışı olan bu müeyyidelere zorlanıyoruz" dedi.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'ndaki görüşmelerinde sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin görüşleri dinlenildi.
Kömür Üreticileri Derneği Temsilcisi olan maden işletmecisi Muzaffer Polat, 2014'ün maden sektörü ve kömür madenciliği açısından sorunlu bir yıl olduğunu dile getirdi.
Madencilik sektörünün hedef tahtasına konulduğunu ve herkesin sektöre saldırmaya başladığını ifade eden Polat, "Dünya ne yapıyorsa yapmaya hazırız. Yasaların uygulanabilir olmasını istiyoruz. Sıfır hatayla ocak yönetmek zorundayız. Bu konuda gerek devletten gerek taraflardan destek istiyoruz" diye konuştu.
Türkiye'de madenlerin, ruhsatların nasıl verileceğini düzenleyen kanuna göre işletildiğini ve madencilik faaliyetlerine ilişkin yasal eksiklik olduğunu belirten Polat, kömür madenciliğine ilişkin ayrı bir yasa çıkarılması gerektiğini de söyledi.
Polat, madencilerin çalışma saatlerinin düşürülmesi ve işletmelerin sorumlularına hapis cezalarının gözden geçirilmesini isteyerek, "Sokaktaki açlar, evdeki toklar rahat bırakmayacak. Herkes bize vuruyor" dedi.
Madenciler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Akdur da düzenlemeyle işletmelere ek külfetler getirildiğini savundu.
Maden fiyatlarının uluslararası borsalarda belirlenmesi nedeniyle ek maliyetlerin fiyatlara yansıtılamayacağını anlatan Akdur, çalışma sürelerinin düşürülmesi, ücretin iki asgari ücrete çıkarılması nedeniyle kıdem tazminatının iki kat artacak olması nedeniyle maliyetlerin paylaşılmasını talep etti.
Devlete kömür sağlayan işletmecilere çalışanların sigorta primlerinde teşvik getirildiğini anımsatan Akdur, diğer madencilerin sigorta primleri için de teşvik istedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Polat'ın, sektörün hedef tahtası yapıldığına ilişkin sözlerine, "Kimi azarladık? Böyle bir şey olabilir mi?" cevabını verdi.
Yasanın merkezinde müeyyidelerin olduğunu dile getiren Çelik, "Arzu etmememize rağmen buna mecbur kaldık. Keşke herkes sorumluluk bilincinde hareket etse, kapatılan iş yerinin mührünü sökmese. Son zamanlarda 5 madencimiz kapalı kalması gereken madene girerek yaşamını yitirdi. Bana göre çağ dışı olan bu müeyyidelere zorlanıyoruz. İşletmeci mühür söküyor, adeta 'ben buna devam edeceğim, hapis cezası getirin' diyor" şeklinde konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Hülya Güven'in Türkiye'nin iş kazalarında Avrupa birincisi ve dünya üçüncüsü olduğunu söylediği sırada araya giren Çelik, "Bu değerlendirmeyi kim yapmış? Böyle bir istatistiki veri yok. Bu söylem yaygınlaştırıldı. Böyle bir veri bulamadık. Bu haksızlığı Türkiye?ye yapmayalım" dedi.
İşverenlere bazı yükümlülükler getiren İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nda değişiklik öngören kanun tasarısının 35 maddesi TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda kabul edildi.
Komisyondaki görüşmelerde, iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının işveren ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bildireceği yakın tehlike durumu, "hayati tehlike" olarak değiştirildi.
CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, kamuda yönetici düzeyindeki personel görevden alındığında veya görev süresi sona erdiğinde yapılacak atamalar için uygun boş kadro bulunmaması halinde Başbakanlık Merkez Müşavirliği kadrosu ihdas edilmesini öngören maddeyi eleştirdi.
Düzenlemenin kamuda yeni bir operasyonun habercisi olduğunu savunan Çelebi, iktidarın kadrolaşmasının önünün açılacağını söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ise Çelebi'nin eleştirilerini, "Görevden alınan kamu görevlisinin nereye atanacağı mevzuatta belli değil. Mutlaka düzenleme yapılmalı. 'Eksiklik var' derseniz tartışmaya açığız" diye yanıtladı.
Sigortalı sayısının yanlış hesaplanması sebebiyle sigorta primi desteğinden yersiz yararlandığı tespit edilen işverenlerin, teşvikten usulüne uygun yararlandığının kabul edilmesine ilişkin düzenlemede de Çelebi ile Çelik arasında tartışma yaşandı.
CHP'li Çelebi, kurallara uyan işverenlerin cezalandırıldığını, uymayanların ödüllendirildiğini söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, "konuya yüzeysel bakınca Çelebi'nin eleştirisinin doğru olduğunu, ancak teşvik sistemindeki karmaşıklıktan dolayı bu düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu" belirtti.
Maddenin gözden geçirilmesini isteyen Çelebi, iddiasını doğrulayacak kanıtlar getirebileceğini ifade etti.
Çelik de teşvikten yararlanmak için 6-7 şart bulunduğunu, bunların birini yerine getirmeyenin art niyetli olamayacağını dile getirerek, Çelebi'ye, "Kanıtlarsanız bu maddeyi Genel Kurul'da çıkaracağıma söz veriyorum" dedi.
Bunun üzerine madde oylanmadı.
Yapı denetim kuruluşlarının, onaylanmış yapı projesine uygun olarak çalışmaların yapıldığını kontrol etme görevi tasarı metninden çıkarıldı.
Uzaktan çalışmanın esaslarını belirleyen maddeyi de eleştiren Çelebi, düzenlemenin AB direktiflerini karşılamadığını söyledi. Bu sistemin denetimden uzaklaşma anlamına geldiğini savunan Çelebi, "Daha çok sömürü düzeninin yaygınlaşmasına yönelik projenin hayata geçirilmesidir" diye konuştu.
Komisyon, çalışmalarına 3 Şubat Salı günü devam edecek.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, çalışma hayatında işverene yeni yükümlülükler getiren İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nu herkesin sahiplenmesi için sonuna kadar diyalogdan yana olduklarını söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, 2012 yılında yürürlüğe giren yasanın çağdaş ve Avrupa standartlarında olduğunu ifade ederek, "Çıkardığımız yananın, yaşanan kazalar sonrasında ceza ağırlıklı değil, rehberlik ağırlıklı olması gayretlerimizi akamete uğratacak düzenlemeler ihtiva ettiğini gördük. Bu tasarıyla müeyyideler getiriyoruz" dedi.
Çelik, 580 meslek standardını belirleyen Mesleki Yeterlilik Kurumu'nun ilk kez bu tasarıyla birikimlerini pratiğe dökeceğini anlatarak, standardı belirlenen mesleklerde sertifika almayanların çalışmasının mümkün olmayacağını, bu dönüşümün devrim niteliğinde olduğunu belirtti.
Tasarının katkı sunmak isteyenlere açık olduğunu dile getiren Çelik, "Tasarının mükemmel olmasını isteriz ama en azından mükemmele yakın düzenleme olarak Genel Kurul'a inmesi ve hepimizin sahiplenmesi için sonuna kadar diyalogdan yanayız" diye konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nda değişiklik öngören tasarının merkezinde cezaların bulunduğunu belirterek, "Son zamanlarda 5 madencimiz kapalı kalması gereken madene girerek yaşamını yitirdi. Bana göre çağ dışı olan bu müeyyidelere zorlanıyoruz" dedi.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'ndaki görüşmelerinde sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin görüşleri dinlenildi.
Kömür Üreticileri Derneği Temsilcisi olan maden işletmecisi Muzaffer Polat, 2014'ün maden sektörü ve kömür madenciliği açısından sorunlu bir yıl olduğunu dile getirdi.
Madencilik sektörünün hedef tahtasına konulduğunu ve herkesin sektöre saldırmaya başladığını ifade eden Polat, "Dünya ne yapıyorsa yapmaya hazırız. Yasaların uygulanabilir olmasını istiyoruz. Sıfır hatayla ocak yönetmek zorundayız. Bu konuda gerek devletten gerek taraflardan destek istiyoruz" diye konuştu.
Türkiye'de madenlerin, ruhsatların nasıl verileceğini düzenleyen kanuna göre işletildiğini ve madencilik faaliyetlerine ilişkin yasal eksiklik olduğunu belirten Polat, kömür madenciliğine ilişkin ayrı bir yasa çıkarılması gerektiğini de söyledi.
Polat, madencilerin çalışma saatlerinin düşürülmesi ve işletmelerin sorumlularına hapis cezalarının gözden geçirilmesini isteyerek, "Sokaktaki açlar, evdeki toklar rahat bırakmayacak. Herkes bize vuruyor" dedi.
Madenciler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Akdur da düzenlemeyle işletmelere ek külfetler getirildiğini savundu.
Maden fiyatlarının uluslararası borsalarda belirlenmesi nedeniyle ek maliyetlerin fiyatlara yansıtılamayacağını anlatan Akdur, çalışma sürelerinin düşürülmesi, ücretin iki asgari ücrete çıkarılması nedeniyle kıdem tazminatının iki kat artacak olması nedeniyle maliyetlerin paylaşılmasını talep etti.
Devlete kömür sağlayan işletmecilere çalışanların sigorta primlerinde teşvik getirildiğini anımsatan Akdur, diğer madencilerin sigorta primleri için de teşvik istedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Polat'ın, sektörün hedef tahtası yapıldığına ilişkin sözlerine, "Kimi azarladık? Böyle bir şey olabilir mi?" cevabını verdi.
Yasanın merkezinde müeyyidelerin olduğunu dile getiren Çelik, "Arzu etmememize rağmen buna mecbur kaldık. Keşke herkes sorumluluk bilincinde hareket etse, kapatılan iş yerinin mührünü sökmese. Son zamanlarda 5 madencimiz kapalı kalması gereken madene girerek yaşamını yitirdi. Bana göre çağ dışı olan bu müeyyidelere zorlanıyoruz. İşletmeci mühür söküyor, adeta 'ben buna devam edeceğim, hapis cezası getirin' diyor" şeklinde konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Hülya Güven'in Türkiye'nin iş kazalarında Avrupa birincisi ve dünya üçüncüsü olduğunu söylediği sırada araya giren Çelik, "Bu değerlendirmeyi kim yapmış? Böyle bir istatistiki veri yok. Bu söylem yaygınlaştırıldı. Böyle bir veri bulamadık. Bu haksızlığı Türkiye?ye yapmayalım" dedi.
İşverenlere bazı yükümlülükler getiren İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nda değişiklik öngören kanun tasarısının 35 maddesi TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda kabul edildi.
Komisyondaki görüşmelerde, iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının işveren ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bildireceği yakın tehlike durumu, "hayati tehlike" olarak değiştirildi.
CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, kamuda yönetici düzeyindeki personel görevden alındığında veya görev süresi sona erdiğinde yapılacak atamalar için uygun boş kadro bulunmaması halinde Başbakanlık Merkez Müşavirliği kadrosu ihdas edilmesini öngören maddeyi eleştirdi.
Düzenlemenin kamuda yeni bir operasyonun habercisi olduğunu savunan Çelebi, iktidarın kadrolaşmasının önünün açılacağını söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ise Çelebi'nin eleştirilerini, "Görevden alınan kamu görevlisinin nereye atanacağı mevzuatta belli değil. Mutlaka düzenleme yapılmalı. 'Eksiklik var' derseniz tartışmaya açığız" diye yanıtladı.
Sigortalı sayısının yanlış hesaplanması sebebiyle sigorta primi desteğinden yersiz yararlandığı tespit edilen işverenlerin, teşvikten usulüne uygun yararlandığının kabul edilmesine ilişkin düzenlemede de Çelebi ile Çelik arasında tartışma yaşandı.
CHP'li Çelebi, kurallara uyan işverenlerin cezalandırıldığını, uymayanların ödüllendirildiğini söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, "konuya yüzeysel bakınca Çelebi'nin eleştirisinin doğru olduğunu, ancak teşvik sistemindeki karmaşıklıktan dolayı bu düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu" belirtti.
Maddenin gözden geçirilmesini isteyen Çelebi, iddiasını doğrulayacak kanıtlar getirebileceğini ifade etti.
Çelik de teşvikten yararlanmak için 6-7 şart bulunduğunu, bunların birini yerine getirmeyenin art niyetli olamayacağını dile getirerek, Çelebi'ye, "Kanıtlarsanız bu maddeyi Genel Kurul'da çıkaracağıma söz veriyorum" dedi.
Bunun üzerine madde oylanmadı.
Yapı denetim kuruluşlarının, onaylanmış yapı projesine uygun olarak çalışmaların yapıldığını kontrol etme görevi tasarı metninden çıkarıldı.
Uzaktan çalışmanın esaslarını belirleyen maddeyi de eleştiren Çelebi, düzenlemenin AB direktiflerini karşılamadığını söyledi. Bu sistemin denetimden uzaklaşma anlamına geldiğini savunan Çelebi, "Daha çok sömürü düzeninin yaygınlaşmasına yönelik projenin hayata geçirilmesidir" diye konuştu.
Komisyon, çalışmalarına 3 Şubat Salı günü devam edecek.