Komisyon, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı.
Toplantıda, Cumhurbaşkanlığı 2024 yılı bütçesinin yanı sıra Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Arşivleri Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı, İletişim Başkanlığı, Savunma Sanayi Başkanlığının 2024 yılı bütçeleri ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Yatırım Ofisi Başkanlığı, Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı, Finans Ofisi Başkanlığı, İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığının Sayıştay raporları görüşülecek.
Komisyonda ayrıca 2024 yılı Gelir Bütçesi, 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2022 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin maddeleri ele alınacak.
Toplantının başında usule ilişkin söz alan CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, kesin hesap kanunu teklifini, bütçe görüşmelerinden bağımsız olarak ayrı bir toplantıda ele alınmasını talep ettiklerini söyledi.
2022 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nde, 4 milyar liradan fazla ödenek üstü harcama bulunduğunu dile getiren Türeli, "Tamamlayıcı ödenek olayının açık ve net olarak Anayasa'ya aykırı olduğuna Anayasa Mahkemesi hükmetmişti. Bu kesin hesap kanunu teklifinde de ödenek üstü harcamalar var. Bütçe hakkını, liyakatli bir şekilde anayasal çerçevede kullanmak gerekir." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığının bütçesi üzerinde sunum yaptı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Cumhurbaşkanlığı ve Cumhurbaşkanlığına bağlı, ilgili ve ilişkili kurum, kuruluşların 2024 yılı bütçelerinin sunumunu yaptı.
Cumhurbaşkanlığının 2022 yılı harcamasının 5 milyar 363 milyon 434 bin lira olarak gerçekleştiğini belirten Yılmaz, Cumhurbaşkanlığının 2024 yılı bütçesinin 12 milyar 283 milyon 843 bin lira olarak öngörüldüğünü ifade etti.
Yılmaz, bu ödeneğin yüzde 39'unun barışı destekleme faaliyetleri ve acil destek giderleri kapsamında diğer kurum ve kuruluşlara, yüzde 9'unun Hazine yardımı olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile kurulan ofislere, yüzde 52'sinin ise Cumhurbaşkanlığı Merkez Teşkilatı ihtiyaçlarına ayrıldığını bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı Merkez Teşkilatına ayrılan kaynakta Millet Kütüphanesinin giderlerinin de yer aldığını dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
"Kütüphanemizde, Devlet Arşivleri Başkanlığının sayısallaştırılmış 70 milyon belgesine ve Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığının 500 bin kitabının künye bilgisine ve 100 binin üzerinde nadir/yazma eserin dijital görüntüsüne ulaşılabilmektedir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın büyük hedefler ile kuruluşuna öncülük ettiği Millet Kütüphanesi, Türkiye'nin en büyük kütüphanesi olmakla birlikte ilerleyen zamanlarda hem koleksiyon hem de sunulan hizmetler açısından dünyanın sayılı kütüphaneleri arasında olmayı hedeflemektedir. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bünyesinde yer alan Millet Kütüphanesi 125 bin metrekarelik alanda 5 bin kişilik oturma kapasitesi ile 7 gün 24 saat hizmet vermektedir. Kütüphanenin koleksiyonunda, 2 milyon 360 bin basılı kitap, 2 milyonun üzerinde süreli yayın mevcuttur. Ayrıca, 64 adet veri tabanı içeriğinde 750 bin e-kitap, 7 milyon tez, 77 bine yakın e-dergi olmak üzere toplamda 300 milyonun üzerinde e-kaynak bulunmaktadır. Millet Kütüphanesi açıldığı günden itibaren yaklaşık olarak 4,5 milyon ziyaretçi sayısına ulaşmıştır."
Yılmaz, Millet Kütüphanesinde ziyaretçi ve öğrencilere ücretsiz çeşitli ikramlarda bulunulduğunu, bu kapsamdaki harcamaların Cumhurbaşkanlığı bütçesinden karşılandığını söyledi.
- "Dijitalin Yüzyılı çalışmaları aralıksız sürüyor"
Cumhurbaşkanlığına bağlı 8 başkanlık, bir Genel Sekreterlik, 4 ofis ve 9 politika kurulunun, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin strateji, politika ve öneriler geliştirilmesi ve uygulanmasının önemli birer parçası olduğunu anlatan Yılmaz, "Dijitalleşme, çağımızın temel eğilimleri arasında olup hazırladığımız tüm makro politika dokümanlarında ülkemizin dijital dünyaya her alanda hızlı uyumu temel bir öncelik olarak yer almıştır." dedi.
Dijital Dönüşüm Ofisinin, Türkiye Yüzyılı'nı Dijitalin Yüzyılı yapmak, çağa yön veren bir ülke olmak adına çalışmalarına kararlı ve aralıksız şekilde devam ettiğini söyleyen Yılmaz, şunları kaydetti:
"Dijitalin Yüzyılı'nda, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde vatandaşlarımıza en üst düzeyde nitelikli, hızlı ve güvenli hizmet sunabilmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Nitekim bu çalışmalarımız sonucunda, uluslararası endekslerde ülkemizin üst sıralara yükseldiğini görüyoruz. Ülkemiz Dünya Bankası Devlet Teknolojileri Olgunluk Endeksi'nde 198 ülke arasında ilk yüzde 35'lik dilime girmiş ve 'GovTech liderleri' olarak nitelendirilen A grubunda diğer 68 ülke ile birlikte yer almıştır. Avrupa Komisyonu 2023 yılı e-Devlet Kıyaslama Raporu'nda ülkemiz 35 ülke arasında ilk kez 10. sırada yer almıştır. Ayrıca bu raporda ülkemiz, kullanıcı desteği ve dijital posta kutusu alt kırılımlarında 100 tam puan alarak genel sıralamada, Fransa, Almanya, Norveç, İspanya, İtalya ve İsveç gibi ülkeleri geride bırakmıştır."
Cevdet Yılmaz, 6 Şubat'taki deprem felaketinde, vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak ve yaraları sarmak için e-Devlet kapısı üzerinden sunulan toplam 21 hizmetle yaşanan afetler sırasında kamu yönetiminde dijitalleşmenin ne kadar önemli olduğunun bir kez daha görüldüğüne işaret etti.
Azerbaycan ile e-Devlet entegrasyonunu sağladıklarını anlatan Yılmaz, Türkiye'de yaşayan Azerbaycanlı vatandaşlarla Azerbaycan'da yaşayan Türk vatandaşlarının hizmetlere e-Devlet üzerinden kolaylıkla erişebildiğini dile getirdi.
Türkiye'nin e-Devlet Kapısı'nda edindiği tecrübe ve birikimi KKTC'ye de taşıdıklarını ifade eden Yılmaz, program kapsamında başlatılan projelerin gerçekleşme oranının bugün itibarıyla yüzde 90 seviyesine ulaştığını belirtti.
Yılmaz, Dijital Avrupa Programı'na Katılım Anlaşmasının 1 Eylül 2023 itibarıyla Türkiye ile Avrupa Birliği arasında imzalandığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Toplam bütçesi 7,5 milyar avro olan programla sanayicilerimizin, KOBİ'lerimizin ve kamu kurumlarımızın dijital dönüşümünü destekleyecek ve uluslararası arenada rekabet güçlerinin artmasına katkı sağlayacağız. Dijitalleşme alanında yapay zekadan siber güvenliğe her sektörde yerli-milli ürün ve teknoloji geliştirerek, bu ürünleri başta dost ve kardeş ülkelere yaygınlaştırma perspektifi ile Türkiye Yüzyılı'nı dijitalin yüzyılı haline getireceğiz. Dijital Dönüşüm Ofisi'nin, 2022 yılı harcaması 252 milyon 722 bin 187 lira olmuştur. Cumhurbaşkanlığı bütçesinden Ofise 2024 yılında aktarılması öngörülen kaynak 293 milyon lira olarak öngörülmüştür."
- "Yatırım sürecinin her aşamasında destek"
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisinin, Türkiye'nin yatırım fırsatlarının küresel iş dünyasına tanıtımını, Türkiye'deki uluslararası doğrudan yatırımları artırmayı, bu kapsamda ekonominin büyümesine ve kalkınmasına katkı sağlamayı amaçladığını ifade eden Yılmaz, ofisin, uluslararası çapta yürüttüğü tanıtım faaliyetlerinin yanı sıra, Türkiye'ye yatırım yapmaya karar vermiş yatırımcılara yatırım sürecinin her aşamasında destek sağladığını söyledi.
Cevdet Yılmaz, ofisin, Türkiye'ye yatırım yapmış mevcut uluslararası yatırımcıların genişleme türü yatırımlarına da destek olduğunu, Türkiye'nin yatırım ortamının iyileştirilmesi için çalıştığını aktararak, şöyle devam etti:
"Ofis tarafından uluslararası düzeyde yürütülen yatırım destek ve tanıtım faaliyetleri çerçevesinde, 2022 yılından itibaren ülkemizde toplam değeri 4,5 milyar dolar olan 69 yatırım projesi faaliyete geçmiştir. Bu projelerle yaklaşık 16 bin 800 kişiye istihdam sağlanmıştır. Faaliyete geçen bu yatırımların 43'ü üretime, 12'si AR-GE merkezine, 4'ü lojistik/dağıtım merkezine, 2'si bölgesel yönetim merkezine ve 8'i hizmet sektörlerine yöneliktir. Bu projeler Almanya, ABD, Fransa, Rusya, İsviçre, Çin ve İspanya başta olmak üzere 22 ülkeye aittir. Faaliyete geçen bu projelerin yüzde 76'sı ülkemizin ihtiyaç duyduğu yüksek ve orta-yüksek teknoloji grubunda bulunmaktadır.
2022 yılının başından itibaren yatırım kararı alınan 65 yatırım projesinin toplam yatırım tutarı 11,1 milyar dolar ve toplam istihdam potansiyeli 14 bin 125 kişidir. Bu projeler Rusya, ABD, Almanya, İtalya ve İsviçre başta olmak üzere 19 ülkeye aittir. 2023 yılı Kasım ayı itibarıyla, Yatırım Ofisi bünyesinde toplam 287 yatırım projesi takip edilmektedir. Söz konusu projelerin toplam yatırım değeri yaklaşık 62 milyar dolar olup 89 bin kişiye istihdam sağlama potansiyeline sahiptir."
Ofisin özellikle katma değeri yüksek, yeşil ve dijital dönüşümü önceleyen, yüksek teknolojili, nitelikli istihdam sağlayan ve sürdürülebilirlik odaklı yatırımların Türkiye'ye çekilmesi için çalışmalarına devam edeceğini vurgulayan Yılmaz, "Mayıs seçimleri sonrası siyasi belirsizliklerin ortadan kalktığı, hazırladığımız plan ve programlarla politika çerçevesinin netleştirildiği, böylece öngörülebilirliğin arttığı bir ortamda uluslararası doğrudan yatırımların önümüzdeki dönemde ivme kazanmasını bekliyoruz." diye konuştu.
- "İstanbul'da yeni bir finansal ekosistem"
Yatırım Ofisi'nin 2022 yılı harcamasının 169 milyon 158 bin lira olduğunu belirten Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı bütçesinden ofise 2024 yılında 507 milyon lira kaynak aktarılmasının öngörüldüğünü söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisinin, Türkiye'de finans sektörünün etkin bir şekilde ilerlemesini sağlamayı amaçladığını, hazırladığı vizyon ve strateji belgeleriyle sektörünün geleceğine ışık tuttuğunu dile getiren Yılmaz, şunları söyledi:
"Türkiye Yüzyılı vizyonu ile hayata geçirilen İstanbul Finans Merkezinin (İFM) bankalar etabı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleri ile 17 Nisan 2023 tarihinde açılmıştır. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı ekonomi yaklaşımımızın önemli bileşenlerinden birisi olan İFM, üç kıtanın buluşma noktası olan İstanbul'da yeni bir finansal ekosistem oluşturacaktır. İstanbul Finans Merkezi Portalı, Tek Durak Büro üzerinden kamunun desteğine ulaşarak, hizmetlerden hızlı ve kolay şekilde faydalanabilmesi amacıyla 19 Eylül 2023 tarihinde hayata geçirilmiştir. Yatırımcıların ülkemizde 'fintek'lere yapacakları yatırımlara ilişkin yol gösterici bir belge niteliğinde olan Türkiye Fintek Rehberi 2023 yılı Mart ayında yayımlanmıştır.
Finans Ofisi tarafından, katılım finans alanında beşeri sermayeyi, farkındalığı ve finansal okuryazarlığı artırmak üzere 2021 ve 2022 yılında toplamda üç Katılım Genç Gelişim Programı düzenlenmiştir. 2023 yılında ise 6 Şubat depreminden etkilenen genç yeteneklere yönelik olarak Katılım Genç Gelişim Özel Programı gerçekleştirilmiştir. Ofis, Katılım Finans Derecelendirme Sistemi ve Uluslararası İslami Finans Tahkim mekanizmasının kurulması, Kira Sertifikası Garanti Fonunun kurulmasına ilişkin çalışmalarını sürdürmektedir."
- "Türkiye'yi cazibe merkezi haline getirecek çalışmalar"
İnsan Kaynakları Ofisinin, Türkiye'de başta kamu hizmetlerinde olmak üzere verimliliği artırmak ve insan odaklı yönetim kültürüne geçmek için fırsat eşitliğini gözeten, yenilikçi, şeffaf, veriye dayalı, kapsayıcı ve liyakati önceleyen projeleri hayata geçirmeyi hedeflediğini anlatan Yılmaz, Ofisin, "Yeni Yüzyılın Yetenek Üssü" vizyonuyla Türkiye'yi dünyada bir cazibe merkezi haline getirecek çalışmalar sürdürdüğünü kaydetti.
Yükseköğretim mezunlarının iş gücü piyasası performansını analiz etmek ve politika önerileri üretilmesine destek olmak amacıyla ÜNİ-VERİ Projesi'nin uygulamaya geçirildiğini anımsatan Yılmaz, Yetenek Kapısı Platformu aracılığıyla 1,6 milyon gencin çevrimiçi iş ilanları ve kariyer etkinlikleriyle Türkiye'nin dört bir yanındaki her ölçekten işletmeyle aynı platformda buluştuğunu dile getirdi.
- "Diyanet afetzedelerin yardımına koştu"
Diyanet İşleri Başkanlığının, çalışmalarıyla Türkiye'nin birlik ve beraberliğine, insanlığın barış ve huzuruna destek olduğunu ifade eden Yılmaz, toplumun tüm kesimlerine yaygın din eğitimi hizmetini ulaştırmayı kendine hedef olarak belirleyen Başkanlıkça, son 2 yılda, 3,2 milyon Türkçe, 1,1 milyon yabancı dilde eserin ücretsiz dağıtımının yapıldığını, 268 e-kitabın vatandaşların istifadesine sunulduğunu söyledi.
Başkanlığın, şubat depremlerinde 25 bini aşkın gönüllü personeliyle afetzedelerin çeşitli acil ihtiyaçlarının giderilmesine katkıda bulunduğunu, pek çok alanda milletin yardımına koştuğunu, cami ve eğitim binalarında toplam 726 bin vatandaşın barınmasını sağladığını hatırlatan Yılmaz, Başkanlığın 2024 yılında toplumun birçok kesimine yönelik dini konularda aydınlatma ve rehberlik yapmaya, çalıştay ve ilmi toplantıların icrasına, kurban, hac hizmetlerine, yurt içindeki faaliyetlerinin yanı sıra yurt dışında din hizmetleri ve din eğitimi ile ilgili işlerini yürütmeye devam edeceğini belirtti.
Yılmaz, Başkanlığın 2022 yılı kesin hesap giderinin 23 milyar 552 milyon 361 bin, 2024 yılı bütçesi için teklif edilen ödenek tutarının 91 milyar 824 milyon 805 bin lira olduğunu kaydetti.
Cevdet Yılmaz, Strateji ve Bütçe Başkanlığının, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal kalkınmasını hızlandırmak, kalkınmayı dengeli ve sürdürülebilir kılmak misyonuyla makro dengelerin oluşturulması, konjonktürel gelişmelerin izlenmesi, harcama ve bütçe politikalarının geliştirilmesi ve gerçekleşmesine yönelik çalışmalarını sürdürdüğünü aktardı.
2023 Yılı Yatırım Programı'nın Ocak ayı içinde yayımlandığını anımsatan Yılmaz, programdaki toplam proje tutarının 4,1 trilyon lira olduğunu söyledi.
Yılmaz, "Kamu kaynaklarının daha etkili, ekonomik ve verimli kullanımına katkısı açısından Sayıştay raporlarında yer verilen bulguların gereklerinin yerine getirilmesi hususunda gerekli hassasiyeti gösteriyoruz. Strateji ve Bütçe Başkanlığı bünyesinde kurduğumuz birim vasıtasıyla, merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idarelerine ilişkin denetim raporlarında tespit edilen bulguların çözümüne ilişkin süreçleri takip ediyoruz." diye konuştu.
Devlet yardımlarının etkin bir şekilde izlenmesi için Devlet Yardımları İzleme Sistemi'nin kurulum çalışmalarının 4 pilot kurum bazında başlatıldığı bilgisini paylaşan Yılmaz, "Sistemin kurulum çalışmalarının 2024 yılının ilk çeyreğinde tamamlanması, ardından devlet yardımı uygulayan tüm kurumları kapsayacak şekilde 2024 yılı sonuna kadar yaygınlaştırılması planlanmaktadır." ifadesini kullandı.
Strateji ve Bütçe Başkanlığının 2022 yılı kesin hesap giderinin 1 milyar 913 milyon lira olduğunu, 2024 yılında Başkanlık bütçesi için 217 milyar 183 milyon lira ödenek öngörüldüğünü aktaran Yılmaz, bu ödeneğin 215 milyar 332 milyon lirasının yıl içinde kurumlara aktarılacak olan yedek ödeneklerden oluştuğunu bildirdi.
- "CİMER başvuru sayısı 7 milyona ulaştı"
Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının, stratejik iletişim yaklaşımıyla ulusal ve uluslararası düzeydeki temel meselelere ilişkin Türkiye'nin tezlerini ve iddialarını ortaya koymaya yönelik kamusal iletişim politikalarını belirlediğini, kamuoyunu doğru bilgilendirmeye ve dezenformasyonla mücadeleye yönelik çalışmalar yürüttüğünü anlattı.
2023 yılı Kasım ayı itibarıyla toplam CİMER başvuru sayısının 7 milyona ulaştığını belirten Yılmaz, ayrıca, "Deprem Acil" butonunun CİMER'de vatandaşların kullanımına açıldığını kaydetti.
Basın Kartı Yönetmeliği değişikliğiyle internet haber sitelerinin Basın Kartı Yönetmeliği kapsamına dahil edildiğini, şartları sağlayan internet haber sitesi çalışanlarının basın kartı almasının sağlandığını aktaran Yılmaz, basın kartlarının geçerlilik süresinin on yıl olarak değiştirildiğini de söyledi.
Yılmaz, 2023 yılı Kasım ayı itibarıyla Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca toplamda 19 bin 859 basın kartı verildiğini açıkladı.
Cevdet Yılmaz, "Başkanlık, ülkemizin yürüttüğü etkin dış politika çerçevesinde ulusal ve uluslararası kamuoyunda olumlu ve gerçekçi bir Türkiye algısını tahkim etmek için etkin bir kamu diplomasisi stratejisi oluşturmak, yürütmek ve koordinasyonu sağlamak amacıyla 2024 yılında da çalışmalarını sürdürecektir. İletişim Başkanlığının 2022 yılı kesin hesap gideri 1 milyar 969 milyon 521 bin liradır. 2024 yılında Başkanlığa toplam 4 milyar 126 milyon 595 bin lira ödenek tahsisi öngörülmektedir." dedi.
- "165 yıl sonra ilk defa ziyaretçiyle buluştu"
Milli Saraylar İdaresi Başkanlığının, tarihi eserlerin gün yüzüne çıkartılması ve uluslararası tanınırlığının sağlanmasında önemli bir yere sahip olduğunu belirten Yılmaz, Topkapı Sarayı'nın koleksiyonunun sergilendiği Mukaddes Emanetler Dairesi'nin, 16 yıl aradan sonra yeniden düzenlenerek eser sayısının 60'tan 300'e çıkarıldığını, Saray'da inşa edilen son yapı olan Mecidiye Köşkü'nün 165 yıl sonra tarihinde ilk defa ziyaretçiyle buluştuğunu söyledi.
Yılmaz, Başkanlık himayesindeki tarihi ve kültürel yapıları ziyaret edenlerin sayısının 2023 yılı Ekim sonu itibarıyla 5,3 milyon kişiye ulaştığını bildirdi.
Başkanlığın, 2023 yılı sonunda Topkapı Sarayı Seririyat Binaları, Yıldız Sarayı Şale Köşkü, Dolmabahçe Sarayı Kristal Merdiven, Beylerbeyi Sarayı restorasyonunun tamamlanması öngörülen önemli projeleri olduğunu aktaran Yılmaz, 2022 yılı kesin hesap gideri 465 milyon 267 bin lira olan başkanlığa 2024 yılı bütçesinde 1 milyar 900 milyon 146 bin lira ödenek öngörüldüğünü belirtti.
- "Son 5 yılda 20 milyon belge dijital ortama aktarıldı"
Yılmaz, Devlet Arşivleri Başkanlığının, Osmanlı'dan miras kalan "gönül coğrafyasındaki" arşivleri Başkanlığın envanterine kazandırmak, arşivcilik alanında tecrübesini diğer arşivlere aktarmak ile uluslararası işbirliklerini güçlendirmek amacıyla çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.
Devletin temel hedeflerinden biri olan dijital dönüşüm çalışmaları kapsamında Başkanlığın son 5 yılda yaklaşık 20 milyon belgeyi dijital ortama aktardığını aktaran Yılmaz, 12 milyon belgenin tasnifinin gerçekleştirilerek hizmete sunulmaya hazır hale getirildiğini ifade etti.
Yılmaz, başkanlığın uluslararası işbirliklerini güçlendirmek amacıyla 73 ülke ile Arşivlerarası İşbirliği Protokolü imzaladığını, bu kapsamda pek çok belgenin Milli Arşive kazandırıldığını belirtti.
Cevdet Yılmaz, 2022 yılı kesin hesap gideri 225 milyon 393 bin lira olan başkanlığa 2024 yılı bütçesi için 857 milyon 823 bin lira ödenek öngörüldüğünü bildirdi.
- "90 milyar doların üzerinde bir büyüklüğe ulaştı"
"Ülkemiz, savunma sanayinde bir devrim gerçekleştirmiş ve tam bağımsızlığa giden yolda artık takip eden değil takip edilen bir ülke konumuna ulaşmıştır." diyen Yılmaz, 2002'de savunma sanayi sektöründe sadece 56 firma faaliyet gösterirken, bugün bu sayının 3 bini aştığını, 62 olan proje sayısının 850'yi geçtiğini söyledi.
Savunma sanayi projelerinin, 16 kat artışla 90 milyar doların üzerinde bir büyüklüğe ulaştığını belirten Yılmaz, 2002'de savunma sanayi alanında AR-GE'ye ayrılan bütçenin 49 milyon dolarken, bugün yıllık 2 milyar doları geçtiğini ifade etti. Yılmaz, savunma sanayinde "2002 yılında 248 milyon dolar olan ihracatımızın, 2023 yılında 6 milyar dolara ulaşması beklenmektedir." dedi.
Bu yıl, dünyanın ilk SİHA gemisi, Türkiye'nin en büyük askeri gemisi olan çok maksatlı amfibi hücum gemisi TCG Anadolu ile TCG Heybeliada, TCG Büyükada, TCG Burgazada ve TCG Kınalıada'nın da Deniz Kuvvetlerinin hizmetine sunulduğunu aktaran Yılmaz, ilk milli muharip insansız deniz aracı ULAQ'ın da seri üretimine başlandığını bildirdi.
Milli Muharip Uçak KAAN'ın ilk uçuşunun yıl sonuna kadar gerçekleştirilmesinin hedeflendiğini anımsatan Yılmaz, "Bayraktar KIZILELMA İnsansız Savaş Uçağımız ilk uçuşunu yaparak, bu alanda dünyada öncü oldu. Uçağımızın uçuş manevra testleri ve mühimmat entegrasyonlarına devam edilmektedir." dedi.
Yılmaz, savunma sanayinde hayata geçirilen diğer projelerde gelinen aşamaları da aktardı.
Savunma sanayinde girişim sermayesi yatırımlarını desteklemek amacıyla "Yenilikçi ve İleri Teknolojiler Katılım Girişim Sermayesi Yatırım Fonu"nun kurulduğunu, Fonun orta vadede 1 milyar lira büyüklüğe ulaşmasının beklendiğini bildiren Yılmaz, "Önümüzdeki yıl milletimizin göğsünü kabartan yeni savunma sanayi başarılarıyla ve yenilikçi projelerle ekosistemimizi güçlendirmeyi sürdüreceğiz." değerlendirmesini yaptı.
Yılmaz, Başkanlığın 2022 yılı kesin hesap harcamasının 252 milyon 292 bin lira olduğunu, 2024 yılı bütçesinde kurumun harcamaları için öngörülen toplam 837 milyon 52 bin lira ödeneğin yanı sıra proje harcamaları için Savunma Sanayi Destekleme Fonu'na aktarılmak üzere 78 milyar 852 milyon lira kaynak öngörüldüğünü açıkladı.
- "Dünya çapındaki istihbarat kuruluşları arasında yer almayı sürdürecektir"
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığının, terörle mücadele, istihbarata karşı koyma, dış istihbarat, teknik istihbarat ve siber istihbarat alanlarında ürettiği istihbari verinin devlet politikasına dönüşebilecek kalitede ve öngörüde olmasını esas aldığını ifade eden Yılmaz, MİT'in zorlu süreçleri olağanüstü bir başarıyla yöneterek, ülkedeki güvenlik altyapısının ana unsurlarından biri olduğunu her fırsatta kanıtladığını söyledi.
MİT'in PKK/KCK'nın yöneticilerine yönelik nokta operasyonlarıyla çok sayıda kadroyu etkisiz hale getirdiğini, uluslararası düzlemde sürdürdüğü çalışmalarda, FETÖ'nün terör örgütü niteliğini tüm muhataplar nezdinde vurguladığını ve faaliyet gösterdiği ülkeler açısından arz ettiği tehdit hakkında farkındalık yarattığını anlatan Yılmaz, MİT'in Sudan ve Haiti gibi uzak coğrafyalardan Türk vatandaşlarını kurtararak dünya ölçeğinde güvenlik anlayışına sahip bir istihbarat kuruluşu olduğunu kanıtladığını dile getirdi.
Yılmaz, "Teşkilat, devletimizin menfaatlerinin söz konusu olduğu uzak ve yakın her coğrafyada yürüttüğü istihbari faaliyetleriyle, ülkemizi bölgesel ve küresel arenada rekabet edebilir düzeye ulaştırmayı ve dünya çapındaki istihbarat kuruluşları arasında yer almayı sürdürecektir." ifadelerini kullandı.
Cevdet Yılmaz, 2022 yılı harcaması 5 milyar 937 milyon 445 bin lira olan MİT'e 2024 yılı bütçesinde toplam 17 milyar 447 milyon 418 bin lira ödenek tahsisi öngörüldüğünü bildirdi.
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin, milli güvenliğin sağlanması ve milli hedeflere ulaşılması amacıyla iç ve dış güvenlik ile savunma siyasetine ilişkin hareket tarzlarına ait esasları kapsayan, Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi'ni hazırladığını anlatan Yılmaz, şunları söyledi:
"Genel Sekreterlik, iç ve dış güvenlik ile ilgili olarak yurt içi ve dışında meydana gelen gelişmeleri takip ve analiz ederek milli güvenliğimize ilişkin politika önerilerini içeren stratejik değerlendirme raporları oluşturmaktadır. Ayrıca, savunma siyasetine ilişkin mevzuatın kendisine vermiş olduğu yetkiler dahilinde faaliyetlerini yürütmektedir. MGK Genel Sekreterliğinin öncülüğünde Türk Devletleri Teşkilatı'na üye ve gözlemci üye ülkelerin Milli Güvenlik Kurulu Sekreterleri toplantıları başlatılmıştır. Genel Sekreterliğin 2022 yılı kesin hesap gideri 80 milyon 662 bin lira olmuştur. Genel Sekreterlik için, 2024 yılı bütçesinden 286 milyon 61 bin lira ödenek öngörülmüştür."
Yılmaz, konuşmasının sonunda Cumhurbaşkanlığı ve Cumhurbaşkanlığına bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşların Bütçe ve Kesin Hesaplarının hayırlara vesile olmasını diledi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşların 2024 yılı bütçeleri üzerinde milletvekilleri söz aldı.
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, TBMM'nin bütçe hakkını kullanamadığını, Cumhurbaşkanlığından gelen bütçelerin olduğu gibi komisyondan geçtiğini, bugüne kadar üzerinde hiçbir değişiklik yapamadıklarını söyledi.
Enflasyonla mücadelede yalnızca söylemde kalındığını, asıl meselenin enflasyonu araç gibi kullanmak olduğunu dile getiren Akay, Türk lirasının iç değer kaybının dış değer kaybından yüksek olması nedeniyle gelirlerin yüksek göründüğünü, gayrisafi yurt içi hasılanın da yüksek çıktığını ve ekonominin büyümüş göründüğünü savundu. Akay, bütçenin hazırlanması sürecinde kılavuzluk edecek temel belgelerden olan orta vadeli planların, kalkınma planlarıyla uyum içerisinde olmadığını anlattı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye'ye zarar verdiğini öne süren Akay, "Demokrasiyi zedeledi, adaleti tahrip etti, hukuku zedeledi, ekonomik bozukluklara sebep teşkil etti, maliyeyi tahrip etti, gelir dağılımındaki bozukluğu daha da ileri safhalara götürdü, eğitim sisteminde bozulmalara sebep teşkil etti, tarımla ilgili sıkıntılar meydana geldi, sosyal yaşamda düzensizlikler ve bozukluklar meydana geldi, demografik yapı çok bozuldu." diye konuştu.
Akay, bütçenin en önemli kronik sorunlarından birinin de faiz giderleri olduğunu belirterek, "Bu faiz giderlerinden bir an önce kurtulamadığımız müddetçe bütçe disiplinini sağlamamız, rahatlamamız, ekonomiyi rahatlatmamız mümkün değil." dedi.
HEDEP Muş Milletvekili Sezai Temelli, "Kürt sorunu ve yoksulluğun" Türkiye'nin başlıca yapısal sorunları olduğunu ve bu iki sorunun çözülmeden öngörülen hedeflere ulaşılmasının mümkün olmadığını söyledi.
Türkiye'deki yoksulluğun giderek derinleştiğini öne süren Temelli, acilen yoksullukla mücadele edecek bir programa ihtiyaç olduğunu, bunun planlanması ve programlanmasının yapılması gerektiğini dile getirdi. İktidarın, Türkiye'deki yoksulluğu bitirmek yerine yönetilmesine dayalı bir anlayışı olduğunu savunan Temelli, "Bu ülkede bu iki temel, yapısal sorun çok sağlıklı, güçlü bir programla acilen çözüme kavuşturulmadığı sürece diğer bütün sorunların çözüme kavuşmasının çok mümkün olmadığını gördük. Bu sorunların çözümünde bütçe en önemli araçtır." ifadelerini kullandı.
- "AK Parti iktidarının uzak ara en başarısız dönemini yaşıyoruz"
İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale, Cumhurbaşkanlığına bağlı bazı kurum ve kuruluşların bütçelerindeki artış oranının, Türkiye için stratejik öneme sahip Tarım ve Orman Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının bütçelerindeki ödenek artışlarından fazla olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni eleştiren Özlale, "Enflasyon, dış ticaret, cari denge, piyasa faizi, işsizlik, yatırım çekiciliğinden bir endeks hazırladığımızda maalesef AK Parti iktidarının uzak ara en başarısız dönemini yaşıyoruz. Ben bunun yönetim sistemiyle ilgili olduğunu düşünüyorum." dedi.
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Selim Temurci, parlamentoların "yasama" ve "bütçe yapma" olmak üzere iki temel işlevi olduğunu ancak konjonktür nedeniyle milletin vergilerinin nerelere harcandığını denetleyemediklerini belirterek, bütçelerin, Komisyona geldiği gibi geçtiğini savundu.
Diyanet İşleri Başkanlığını da eleştiren Temurci, "Diyanet İşleri Başkanlığımız saygının yeri olmalı, korkunun ya da iktidar meselelerinin konuşulduğu bir merkez asla olmamalı. Bu, bizim inancımıza, dinimize, Cumhurbaşkanımızın milli ve manevi değerler vurgusuna zarar verir." diye konuştu.
- "Çalışanların ve emeklilerin maaşları çok daha yüksek düzeylere ulaşacaktır"
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişle birlikte gerçekleşen kalıcı ve köklü reformun Türkiye'nin önünü açtığını; parlamenter sistemde yaşanan sıkıntıların ortadan kaldırıldığını söyledi.
Enflasyondaki katılık, beklentilerdeki bozulma ve döviz kuru gelişmelerinin bileşik etkisiyle 2023 sonunda yıllık enflasyonun yüzde 65 olmasının beklendiğini aktaran Kalaycı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Enflasyonla mücadelede olumlu sonuçlar alınmaya başlanmıştır. Herkesin ortak şikayeti olan hayat pahalılığı günden güne tesirini kaybedecektir. Başta çalışanlar ve emeklilerimizin enflasyon karşısında alım gücünün korunması ve yapılan desteklerle tüm toplum kesimlerinin enflasyona ezdirilmemesi için peyderpey çok önemli düzenlemeler yapılmıştır. İnşallah önümüzdeki ocak ayında da maaşlara yüzde 40'ın üzerinde zam yapılması beklenmektedir. Bütçe imkanları arttıkça, ümit ediyorum ki çalışanların ve emeklilerin maaşları çok daha yüksek düzeylere ulaşacaktır."
Kalaycı, Türkiye ekonomisinde yüksek oranlı ve istikrarlı büyümenin devam ettirilmesinde, finansmanın, sürdürülebilir ve sağlıklı kaynaklardan temin edilmesi, dış kaynaklara olan bağımlılığın azaltılması ve kaynakların gelir artırıcı, istihdam sağlayıcı ve verimlilik potansiyeli yüksek alanlara yönlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye'deki vergi sisteminin, tabana yayılmamış bir yapıda olduğuna dikkati çeken Kalaycı, "Bu durum bir yandan bazı makroekonomik hedeflerimize ulaşmayı zorlaştırmakta, diğer yandan da vergi yükünün adaletsiz dağılması sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Vergi tabanını genişleten, vergiye uyumu kolaylaştıran, öngörülebilirliği artıran, yatırım ve üretimi destekleyen, herkesin mali gücüne göre vergi ödediği adaletli bir vergi sistemi mutlaka ve bir an önce tesis edilmelidir." diye konuştu.
- "Enflasyon meselesi de mutlaka çözülecektir"
AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı hız, dinamizm ve esnekliğin uygulamaya yansıtıldığını hep birlikte müşahede ettiklerini; milletin ihtiyaçları konusunda en hızlı şekilde aksiyon alıp, bölgesel ve küresel krizlere karşı daha etkin ve daha kapsamlı refleksler verebildiklerini söyledi.
Kırkpınar, "Önümüzdeki dönemde en büyük hedefimiz, demokrasimizi darbe anayasası utancından kurtarıp Cumhuriyetimizin 100'üncü yaşına yakışır sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasaya kavuşturmaktır. İnşallah diğer hedeflerimiz gibi buna da muvaffak olacağız. En büyük baş ağrımız olan enflasyon meselesi de mutlaka çözülecektir. Atılan adımlardan bunu şimdiden görüyor, emeği geçenlere de teşekkür ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tarihten miras kalan kerim devlet vasfına tam manasıyla ilk kez AK Parti döneminde kavuştuğunu anlatan Kırkpınar, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti tek parti faşistlerinin, kendilerini imtiyazlı gören bir avuç siyasi ve ekonomik seçkinin değil, bizatihi bu devlet, 86 milyonun devletidir." dedi.
Kırkpınar'ın bu sözlerine CHP'li milletvekilleri tepki gösterdi. Karşılıklı laf atmaların yaşanması üzerine Komisyon Başkanı Muş, birleşime ara verdi.
Aranın ardından konuşmasına devam eden Kırkpınar, "Cumhurbaşkanlığımızın bütçesi, aynı zamanda savunmanın, milli güvenliğin, savunma sanayinin, yatırım ve istihdamın, tarihin ve kültürün, kısacası pek çok alanda kalkınmayı, gelişmeyi sağlayacak bir bütçedir." dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşların 2024 yılı bütçelerinin görüşmelerinde milletvekilleri söz aldı.
MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmesinin ardından hazırlanan 6'ncı bütçe olduğunu, yeni sistemle demokrasinin daha da güçlendiğini ve Türkiye'nin önünün açıldığının altını çizdi.
Türkiye'nin, küresel ekonomideki olumsuzluklara, "asrın felaketi" depremler ile jeopolitik risklere rağmen yükselişini sürdürdüğünü ifade eden Aksu, "Türkiye kutlu hedeflere doğru emin adımlarla ilerlemektedir. Cumhurbaşkanlığı, bağlı ilgili ve ilişkili kuruluşların görev ve yetkileri itibarıyla kamusal fonksiyonların bir çoğuyla yakından ilişkilidir." dedi.
Son zamanlarda Türkiye aleyhine dezenformasyon faaliyetlerinin dikkat çekici şekilde arttığına dikkati çeken Aksu, şöyle konuştu:
"Uluslararası medya organları, düşünce kuruluşları ve terör örgütleri tarafından yalan, yanlış, yanıltıcı ve yönlendirici faaliyetlerle Türkiye karalanmaya çalışılmaktadır. Bunun nedeni, elbette Türkiye'nin güçlenmesidir. Türkiye'nin attığı adımların dış müdahalelere ve manipülasyonlara açık hale gelmemesi için dünya kamuoyuna Türkiye'nin tezlerinin en doğru ve hızlı şekilde anlatılması dezenformasyona karşı koyma adına teknolojik, fiziki ve insan gücünden oluşan güçlü bir kapasitenin tesisi zorunlu bulunmaktadır. Bu doğrultuda önemli işlev gören İletişim Başkanlığının görev ve yetkilerinde yapılan değişikliklerle gücü artırılmıştır. Bununla birlikte, ilgili kurumlarla yetki çatışması oluşmayacak bir eş güdüm içinde faaliyetlerin yürütülmesi dezenformasyonla mücadele etkinliğini de artıracaktır."
- "Çok daha büyük bir ivmeyi yakalayacağız"
AK Parti Ankara Milletvekili Orhan Yegin, AK Parti iktidarları döneminde yapılan çalışmalardan bahsederek, AK Parti'nin 21 yıldır yükselen bir ivmeyle Türkiye'yi geliştirdiğini anlattı.
Yegin, "AK Parti'nin Türkiye'yi, vatandaşın refahını, huzurunu getirdiği noktadan geriye düşme söz konusudur; doğrudur. Bunu inkar etmemiz mümkün değil ama bu aşağıya doğru inişin sadece AK Parti'nin yönetim anlayışıyla ilişkilendiriliyor olması yanlıştır. Çünkü 3-4 yıl içerisinde hem dünya hem de biz olağanüstü işlerle karşılaştık. Bölgemizde yaşanan hadiseler ve karışıklıklar bizi etkiledi." diye konuştu.
Yegin, "Bu ülkenin insanında, bu ülkenin toprağında, bu ülkenin girişimcisinde, işvereninde, çalışanında, emekçisinde Türkiye'yi çok daha öteye taşıyacak heyecan da potansiyel de kaynak da vardır. Biz bu kaynakları yeniden harekete geçirerek çok daha büyük bir ivmeyi yakalayacağız." dedi.
- "Ortada bir mucize yok"
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, yürütmenin, yasama ve yargı üzerindeki tahakkümü şiddetli bir şekilde devam ettiğini dile getirerek, "Yasama, yürütme ve yargının birbirinden tamamen ayrılacağını söylediğiniz sistemin bizi getirdiği yer, erklerin birleşmesi haline geldi." diye konuştu.
AK Partinin iktidara geldiğinde Türkiye ekonomisinin dünyanın en büyük 17'nci ekonomi olduğunu ifade eden Bakırlıoğlu, "Bugün de 17'nci sıradayız. Nerede mucize, nerede büyüme? 90'lı yıllarda 16'ncı olduğumuz da oldu ama aynı yerdeyiz, bunu inkar etmeyelim, ortada bir mucize yok." dedi.
HEDEP Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ, Türkiye'nin dünya basın özgürlüğü sıralamasında giderek gerilere düştüğünü öne sürerek, Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün Basın Özgürlüğü Listesi'nde Türkiye bu yıl 180 ülke içinde 165'inci sıraya gerilediğini söyledi. Bozdağ, "Basın özgür değilse siyaset de ekonomi de değildir. Bu, hukukun üstünlüğü için de geçerlidir." dedi.
DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, 2021 ve 2023 yıllarında kamuda tasarruf genelgeleri yayımlandığını ancak valilerin hala lüks makam araçlarına bindiğini, bürokraside büyük bir israf olduğunu dile getirerek, kurumların tasarruflarına ilişkin Meclisin bilgilendirilmesi talebinde bulundu.
HEDEP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Diyanet İşleri Başkanlığını eleştirdi. Gergerlioğlu'nun iktidarı "din tüccarlığı" yapmakla suçlaması nedeniyle tartışma çıktı. Gergerlioğlu ile AK Parti'li milletvekilleri arasında laf atmalar yaşandı. Tartışmanın sürmesi üzerine Komisyon Başkanı Mehmet Muş birleşime ara verdi.
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, seçim döneminde CHP'ye yönelik dezenformasyon kampanyası yürütüldüğünü ifade ederek, "Biz hangi terör örgütü ile bir araya gelebiliriz? Daha önce yargılıyordunuz Ergenekon diye. Şimdi PKK'lı olduk öyle mi? Lanet olsun bu düzene. Yıkılsın bu düzen. Oligarşinin emrine giren siyasete lanet olsun." dedi.
Bunun üzerine söz isteyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ağır eleştirilerin demokrasinin bir parçası olduğunu belirterek, "Milletvekili olmamız, burada olmadığı için cevap veremeyecek durumda olan bürokratlara, hem ses tonunuzla hem de cümlelerinizle hakaret etme yetkisini, hakkını vermez. Hiç kimseye, cumhurbaşkanı yardımcısı da olsa bakan da olsa milletvekili de olsa bir insana hakaret etme hakkınız yok. Temiz bir dil kullanma zorunluluğu var içtüzüğe göre." ifadelerini kullandı.
Komisyon Başkanı Muş da Özkan'a içtüzüğün ilgili maddesini hatırlattı. Muş, "Komisyon üyeleri, burada usulü, yöntemi, tarzı biliyorlar. Fakat komisyon üyesi olmayan milletvekillerine söz de veriyoruz. Gereksiz açıklamaların, gereksiz ifadelerin içine girmenin bir manası yok. Birkaç defa uyarmak durumunda kaldım. Burada kimse ilkokul seviyesinde değil. Bunu bir, iki kere hatırlattıktan sonra sürekli söylememin bir manası yok." dedi.
