2006-03-22 - 14:50
Anavatan Genel Başkanı Erkan Mumcu; ''Bu millet, iktidara Anayasa'yı değiştirme gücü verdi mi vermedi mi? Ha, eksiğiniz mi var, işte biz varız. Gelin şu yasakları, düşmanlığı kaldıralım, tartışmayı bitirelim.''
Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, kılık-kıyafet konusunda, ''Bu millet, iktidara Anayasa değiştirme gücü verdi mi vermedi mi? Ha, eksiğiniz mi var, işte biz varız. Gelin şu yasakları, düşmanlığı kaldıralım, tartışmayı bitirelim'' dedi.
Mumcu, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Merkez Bankası başkanlığına yapılacak atamaya ilişkin gelişmeleri değerlendirdi. Erkan Mumcu, bu mevkiinin aniden boşalmadığını, yıllar öncesinden Merkez Bankası başkanının hangi gün ve saatte emekliye ayrılacağının belli olduğunu söyledi.
Bir süreden bu yana Merkez Bankası'na atanacağı yazılan kişinin eşinin kılık kıyafetiyle ilgili tartışmalar yaşandığına dikkati çeken Mumcu, tartışmalara anlam verilmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Halkın oylarıyla iktidara gelen Hükümetin, makam ve mevkilere kimi getireceği konusunda irade kullanma hakkı olduğunu belirten Mumcu, ''Hükümet, siyasi sorumluluğu üstlenecektir, başarılı olursa başarının ödüllerini, başarısız olursa bunun cezasının kendisi çekecektir. Bu demokrasinin kuralıdır'' dedi.
Atanacakların, gerekli ehliyet ve liyakata sahip olması gerektiğini vurgulayan Mumcu, şöyle devam etti:
''Hükümet, var olduğunu iddia ettiği hak ve yetkisini kullanamıyor. Ortada, iktidar olduğunu söyleyen, bir türlü muktedir olamayan topluluk var. Günler geçti, ortada bir Merkez Bankası Başkanvekilliğini yürüten kişinin eşinin etrafında yürüyen tartışma var. Bu tartışmaları açarak, kılık kıyafet eleştirisi yapanlar, hükümete can suyu verdiklerinin, can üflediklerinin farkında değil.
Hükümet, eleştirilmesi gereken konularda eleştirilmiyor. 21 milyon insan açlık ve yoksulluk sınırı altına gelmiş, 10 milyar liranın altındaki hesaplarda yüzde 35 daralma var. Bu memleketin çalışıp çabalayıp küçük tasarruflar yapan insanların gücü, kudreti erirken, varlıkları trilyonlarla ifade edilenlerin gücü kudreti büyüyor. Bu adaletsizliğe itiraz etmesini beklediğimiz aydın muhalefet, dönüp dolaşıp konuyu baş örtüsüne getiriyor.''
''CHP'NİN KOMPLEKSİ...''
Erdem Başçı'nın kararnamesinin Çankaya Köşkü'ne gönderilmediğinin açıklandığını bildiren Mumcu, ''Şu ciddiyetsizliğe bakar mısınız, Hükümet'in atadığı kişiyi açıklayacak cesareti yok. Açık yap, göstere göstere yap, yeter ki yap'' dedi.
Türkiye'nin, zenci-beyaz ayrımıyla tarif edilmeye çalışıldığını savunan Mumcu, şunları söyledi:
''Şimdi, belli ki Başbakan bu konuyu sömürmekten hoşlanıyor. Ne yazık ki Türkiye böyle birkaç konu etrafında bir kamplaşmaya, kutuplaşmaya sürükleniyor. Açıkça söylemek gerekirse Türkiye, AKP ve CHP'nin kompleksleri arasında sıkıştırılıyor, bunaltılıyor. 'Eşi başörtülü olanı Cumhurbaşkanı yapmam' diyen bir ana muhalefet... Allah Allah nasıl yapmazsın yani... CHP'de böyle bir kompleks var. Yapmam, yaptırmam... Bana bir anlat, nasıl yapmazsın, yaptırmazsın? Yani siz bu milletin gerçek sahibi, biz kiracısı... Öyle mi zannediyorsunuz? İster iktidar, ister muhalefet olsun, ne kadar oy aldığı önemli değil, siz yapmazsınız, yaptırmazsınız. Nedir bu? Bu nasıl bir kompleks, psikolojidir.''
''SANKİ, AYDAN GELDİLER''
Başörtüsünün ''sanki yeni çıkmış bir adet'' gibi gösterildiğini ifade eden Mumcu, ''Sanki, başını örten kadınlar bu ülkeye aydan geldiler. Sanki bin yıldır başını örtmüyorlar... Anlamak mümkün değil. Bu, kadına karşı hürmetsizliktir. Size ne kardeşim, örten örter, örtmeyen örtmez. Siz bunu siyasi konu yaptıkça, siyaseten bundan geçinmeye alışmış bir kümeyi, hiç hak etmediği halde iktidarda tutuyorsunuz'' diye konuştu.
Mumcu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Atadığınız Başkan'ın kuruma getireceği politikalar, milyonlarca insanın derdine derman olabilecek mi bundan bahset, millete bunu açıkla. Sözüm ona bu ülkenin milyonlarca insanı, geleneksel kıyafetleriyle giyinen insanlar zenci, o da zencilerin temsilcisi Marten Luther King; insan onuru için hayatını adamış insandır. İnsanlara ayrımcılığı, bölücülüğü tavsiye etmiyordu. Husumete, kine, gareze davet etmiyordu. Ötekine saygı göstermeye, muhtaç olana merhamet etmeyi öğretiyordu. Siz ne yapıyorsunuz? Onların hissiyatını sömürmekten başka hiçbir şey yapmıyorsunuz. Öğrenciler, yasak mağduru mu değil mi?
Bu millet, iktidara Anayasa değiştirme gücü verdi mi vermedi mi? Ha, eksiğiniz mi var. İşte biz varız. Gelin şu yasakları, düşmanlığı kaldıralım, tartışmayı bitirelim. Gelin, bu ülkeye kardeşlik, huzur iklimi getirelim.''
Eşinin başı açık, annesinin ve kız kardeşinin başörtülü olduğunu bildiren Mumcu, ''Kaldıralım şu yasakları artık. İnsanların hissiyatını sömürmekten vazgeçin. 'Biz çözelim' derken 'CHP ile mutabakat lazım' diyen Başbakan, bu meseleyi sömürmekten başka hiçbir şey yapmıyor. O zaman bir daha sormak lazım. Kim zenci, kim beyaz, kim Michael Jackson?
Eğer sen bu insanların mağduriyetlerine samimi ilgi gösteriyorsan, elindeki kudretini Kemal Ağabey'in oğulları için değil, bu mazlumlar için kullan."
AK Parti'nin ''başörtü meselesini'' siyasal sömürü konusu haline getirdiğini öne süren Mumcu ''Hislerini, mağduriyetlerini sömürdüğü insanların kendisine atfettiği güçle ikbal, servet, şöhret sahibi olanlar, bu insanları acılarıyla, yasaklarla, itilip kakılmışlıklarıyla baş başa bırakmışlardır'' dedi.
"CHP VE AKP BOZUK DÜZENİN NİMETLERİNDEN BESLENİYOR"
CHP'nin, cumhurbaşkanı seçimine ilişkin yaklaşımlarını eleştiren Mumcu, anamuhalefet partisinin, 'Eşi başörtülü olan birini, Köşk'e çıkarmayız'' diye fetva verdiğini; laiklik duyarlılığı yüksek vatandaşların duygularının sömürüldüğünü ileri sürdü.
Mumcu, şöyle konuştu:
''Memleketi statükoya mahkum ediyorsunuz. Cumhurbaşkanlığı sisteminin bugünkü işleyişi demokrasiye aykırıdır. Sistemi demokratik bir sistem olmaktan çıkarıp, bir bürokratik vesayet sistemi haline getiren en önemli faktör cumhurbaşkanlığı sisteminin çarpık yapısıdır. Türkiye'nin demokratikleşmesi, kaynaklarının verimli kullanılabilmesi, temsilde adalet ve yönetimde istikrarın sağlanabilmesi için atılması gereken en önemli adım cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesidir.''
CHP ve AK Parti'nin, statükoyu değiştirmek istemediklerini savunan Mumcu, ''CHP ve AKP, bu ülkede bozuk düzeni değiştirmekten yana hiç bir şey yapmazlar. Çünkü onlar, bozuk düzenin nimetlerinden besleniyorlar'' diye konuştu.
YÖK REFORMU
ANAVATAN lideri Mumcu, bakanlık yaptığı dönemde YÖK konusunda hazırladığı üniversiteler reformunun rafa kaldırıldığını ileri sürerek, ''Gizli kapaklı anlaşmalarla, gizli buluşmalarla neyin pazarlığını yaptınız da reformu rafa kaldırdınız? Yüz binlerce insanın acısı üzerinden siyaset yapmak için mi? Biriniz anamuhalefet koltuğunda, biriniz iktidar koltuğunda rahat. Tahterevalliniz altında ezilen milletin canı çıksın, öyle mi? Bu çağdışı düzeni, topluma verdiğiniz bütün sözlere rağmen değiştirmemekte ve bu düzenin bekçiliğinde mutabakat yaptınız'' dedi.
''Ufak atışmalarla, kimseyi kandırmayın'' diyen Mumcu, ''Siz bir madalyonun iki yüzüsünüz. AKP ve CHP bir madalyonun iki yüzüdür. İkisi de devleti kendi kadrolarıyla yönetme saplantısından öteye, en küçük bir vizyonu, en küçük bir değişim ufku olmayan ve hesaplarında millet olmayan zihniyetin temsilcileridir. Millet, bu tahterevalli oyununa kanmasın'' diye konuştu.
YÖK reformunun, AK Parti ile ve CHP arasında mutabakat olmadan gerçekleştirilemeyeceğinin açıklandığını ifade eden Mumcu, ''İttifak halinde seçime girsinler, barajı öyle aşacaklar'' dedi.
ERMENİ SOYKIRIMI İDDİALARI
Mumcu, Ermeni soykırımı iddiaları konusunda yeniden deklarasyon yayınlanması durumunda, buna imza atmayacakları ifade ederek, şunları kaydetti:
''TBMM'nin itibarını düşürecek, adresi, muhatabı belli olmayan, kendi iradesini net bir şekilde ortaya koymayan metinlerin altına imza atmayacağız. Sizin, bir şey yapıyormuş gibi milleti avutmanıza, milleti aldatmanıza alet olmayacağız. Adam gibi bir irade koyun ortaya. Adresi belli olmayan yerlere mektup yazıp, Türkiye'nin itibarını iki paralık hale getiriyorsunuz. İngiltere Parlamentosu, gönderdiğiniz mektubu paçavra gibi dürdü büktü, yüzünüze fırlattı. Fırlatılan milletimizdir. Bilmediğiniz işler konusunda, bilenlere müracaat edin. Her şeyi biliyormuş gibi yapmakla memleket idare olunmaz.''
''PAHALI SAATLERE DEĞİL, MİLLETİN NABZINA BAKIN''
Türkiye'de ekonominin kötüye gittiğini, esnaf, işçi, memur ve köylü çocuklarının hayal kuramadıklarını söyleyen Mumcu, ''Türkiye'nin saati sizin dediğiniz gibi çalışmıyor. Kolunuzdaki pahalı saatlere değil, milletin nabzına bakın'' dedi.
Mumcu, Anavatan Partisi'nin, ilk seçimlerde milleti çaresiz ve alternatifsiz bırakmayacağını ifade ederek, Türkiye'ye çağ atlatmak için iktidara geleceklerini söyledi.
Mumcu, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Merkez Bankası başkanlığına yapılacak atamaya ilişkin gelişmeleri değerlendirdi. Erkan Mumcu, bu mevkiinin aniden boşalmadığını, yıllar öncesinden Merkez Bankası başkanının hangi gün ve saatte emekliye ayrılacağının belli olduğunu söyledi.
Bir süreden bu yana Merkez Bankası'na atanacağı yazılan kişinin eşinin kılık kıyafetiyle ilgili tartışmalar yaşandığına dikkati çeken Mumcu, tartışmalara anlam verilmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Halkın oylarıyla iktidara gelen Hükümetin, makam ve mevkilere kimi getireceği konusunda irade kullanma hakkı olduğunu belirten Mumcu, ''Hükümet, siyasi sorumluluğu üstlenecektir, başarılı olursa başarının ödüllerini, başarısız olursa bunun cezasının kendisi çekecektir. Bu demokrasinin kuralıdır'' dedi.
Atanacakların, gerekli ehliyet ve liyakata sahip olması gerektiğini vurgulayan Mumcu, şöyle devam etti:
''Hükümet, var olduğunu iddia ettiği hak ve yetkisini kullanamıyor. Ortada, iktidar olduğunu söyleyen, bir türlü muktedir olamayan topluluk var. Günler geçti, ortada bir Merkez Bankası Başkanvekilliğini yürüten kişinin eşinin etrafında yürüyen tartışma var. Bu tartışmaları açarak, kılık kıyafet eleştirisi yapanlar, hükümete can suyu verdiklerinin, can üflediklerinin farkında değil.
Hükümet, eleştirilmesi gereken konularda eleştirilmiyor. 21 milyon insan açlık ve yoksulluk sınırı altına gelmiş, 10 milyar liranın altındaki hesaplarda yüzde 35 daralma var. Bu memleketin çalışıp çabalayıp küçük tasarruflar yapan insanların gücü, kudreti erirken, varlıkları trilyonlarla ifade edilenlerin gücü kudreti büyüyor. Bu adaletsizliğe itiraz etmesini beklediğimiz aydın muhalefet, dönüp dolaşıp konuyu baş örtüsüne getiriyor.''
''CHP'NİN KOMPLEKSİ...''
Erdem Başçı'nın kararnamesinin Çankaya Köşkü'ne gönderilmediğinin açıklandığını bildiren Mumcu, ''Şu ciddiyetsizliğe bakar mısınız, Hükümet'in atadığı kişiyi açıklayacak cesareti yok. Açık yap, göstere göstere yap, yeter ki yap'' dedi.
Türkiye'nin, zenci-beyaz ayrımıyla tarif edilmeye çalışıldığını savunan Mumcu, şunları söyledi:
''Şimdi, belli ki Başbakan bu konuyu sömürmekten hoşlanıyor. Ne yazık ki Türkiye böyle birkaç konu etrafında bir kamplaşmaya, kutuplaşmaya sürükleniyor. Açıkça söylemek gerekirse Türkiye, AKP ve CHP'nin kompleksleri arasında sıkıştırılıyor, bunaltılıyor. 'Eşi başörtülü olanı Cumhurbaşkanı yapmam' diyen bir ana muhalefet... Allah Allah nasıl yapmazsın yani... CHP'de böyle bir kompleks var. Yapmam, yaptırmam... Bana bir anlat, nasıl yapmazsın, yaptırmazsın? Yani siz bu milletin gerçek sahibi, biz kiracısı... Öyle mi zannediyorsunuz? İster iktidar, ister muhalefet olsun, ne kadar oy aldığı önemli değil, siz yapmazsınız, yaptırmazsınız. Nedir bu? Bu nasıl bir kompleks, psikolojidir.''
''SANKİ, AYDAN GELDİLER''
Başörtüsünün ''sanki yeni çıkmış bir adet'' gibi gösterildiğini ifade eden Mumcu, ''Sanki, başını örten kadınlar bu ülkeye aydan geldiler. Sanki bin yıldır başını örtmüyorlar... Anlamak mümkün değil. Bu, kadına karşı hürmetsizliktir. Size ne kardeşim, örten örter, örtmeyen örtmez. Siz bunu siyasi konu yaptıkça, siyaseten bundan geçinmeye alışmış bir kümeyi, hiç hak etmediği halde iktidarda tutuyorsunuz'' diye konuştu.
Mumcu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Atadığınız Başkan'ın kuruma getireceği politikalar, milyonlarca insanın derdine derman olabilecek mi bundan bahset, millete bunu açıkla. Sözüm ona bu ülkenin milyonlarca insanı, geleneksel kıyafetleriyle giyinen insanlar zenci, o da zencilerin temsilcisi Marten Luther King; insan onuru için hayatını adamış insandır. İnsanlara ayrımcılığı, bölücülüğü tavsiye etmiyordu. Husumete, kine, gareze davet etmiyordu. Ötekine saygı göstermeye, muhtaç olana merhamet etmeyi öğretiyordu. Siz ne yapıyorsunuz? Onların hissiyatını sömürmekten başka hiçbir şey yapmıyorsunuz. Öğrenciler, yasak mağduru mu değil mi?
Bu millet, iktidara Anayasa değiştirme gücü verdi mi vermedi mi? Ha, eksiğiniz mi var. İşte biz varız. Gelin şu yasakları, düşmanlığı kaldıralım, tartışmayı bitirelim. Gelin, bu ülkeye kardeşlik, huzur iklimi getirelim.''
Eşinin başı açık, annesinin ve kız kardeşinin başörtülü olduğunu bildiren Mumcu, ''Kaldıralım şu yasakları artık. İnsanların hissiyatını sömürmekten vazgeçin. 'Biz çözelim' derken 'CHP ile mutabakat lazım' diyen Başbakan, bu meseleyi sömürmekten başka hiçbir şey yapmıyor. O zaman bir daha sormak lazım. Kim zenci, kim beyaz, kim Michael Jackson?
Eğer sen bu insanların mağduriyetlerine samimi ilgi gösteriyorsan, elindeki kudretini Kemal Ağabey'in oğulları için değil, bu mazlumlar için kullan."
AK Parti'nin ''başörtü meselesini'' siyasal sömürü konusu haline getirdiğini öne süren Mumcu ''Hislerini, mağduriyetlerini sömürdüğü insanların kendisine atfettiği güçle ikbal, servet, şöhret sahibi olanlar, bu insanları acılarıyla, yasaklarla, itilip kakılmışlıklarıyla baş başa bırakmışlardır'' dedi.
"CHP VE AKP BOZUK DÜZENİN NİMETLERİNDEN BESLENİYOR"
CHP'nin, cumhurbaşkanı seçimine ilişkin yaklaşımlarını eleştiren Mumcu, anamuhalefet partisinin, 'Eşi başörtülü olan birini, Köşk'e çıkarmayız'' diye fetva verdiğini; laiklik duyarlılığı yüksek vatandaşların duygularının sömürüldüğünü ileri sürdü.
Mumcu, şöyle konuştu:
''Memleketi statükoya mahkum ediyorsunuz. Cumhurbaşkanlığı sisteminin bugünkü işleyişi demokrasiye aykırıdır. Sistemi demokratik bir sistem olmaktan çıkarıp, bir bürokratik vesayet sistemi haline getiren en önemli faktör cumhurbaşkanlığı sisteminin çarpık yapısıdır. Türkiye'nin demokratikleşmesi, kaynaklarının verimli kullanılabilmesi, temsilde adalet ve yönetimde istikrarın sağlanabilmesi için atılması gereken en önemli adım cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesidir.''
CHP ve AK Parti'nin, statükoyu değiştirmek istemediklerini savunan Mumcu, ''CHP ve AKP, bu ülkede bozuk düzeni değiştirmekten yana hiç bir şey yapmazlar. Çünkü onlar, bozuk düzenin nimetlerinden besleniyorlar'' diye konuştu.
YÖK REFORMU
ANAVATAN lideri Mumcu, bakanlık yaptığı dönemde YÖK konusunda hazırladığı üniversiteler reformunun rafa kaldırıldığını ileri sürerek, ''Gizli kapaklı anlaşmalarla, gizli buluşmalarla neyin pazarlığını yaptınız da reformu rafa kaldırdınız? Yüz binlerce insanın acısı üzerinden siyaset yapmak için mi? Biriniz anamuhalefet koltuğunda, biriniz iktidar koltuğunda rahat. Tahterevalliniz altında ezilen milletin canı çıksın, öyle mi? Bu çağdışı düzeni, topluma verdiğiniz bütün sözlere rağmen değiştirmemekte ve bu düzenin bekçiliğinde mutabakat yaptınız'' dedi.
''Ufak atışmalarla, kimseyi kandırmayın'' diyen Mumcu, ''Siz bir madalyonun iki yüzüsünüz. AKP ve CHP bir madalyonun iki yüzüdür. İkisi de devleti kendi kadrolarıyla yönetme saplantısından öteye, en küçük bir vizyonu, en küçük bir değişim ufku olmayan ve hesaplarında millet olmayan zihniyetin temsilcileridir. Millet, bu tahterevalli oyununa kanmasın'' diye konuştu.
YÖK reformunun, AK Parti ile ve CHP arasında mutabakat olmadan gerçekleştirilemeyeceğinin açıklandığını ifade eden Mumcu, ''İttifak halinde seçime girsinler, barajı öyle aşacaklar'' dedi.
ERMENİ SOYKIRIMI İDDİALARI
Mumcu, Ermeni soykırımı iddiaları konusunda yeniden deklarasyon yayınlanması durumunda, buna imza atmayacakları ifade ederek, şunları kaydetti:
''TBMM'nin itibarını düşürecek, adresi, muhatabı belli olmayan, kendi iradesini net bir şekilde ortaya koymayan metinlerin altına imza atmayacağız. Sizin, bir şey yapıyormuş gibi milleti avutmanıza, milleti aldatmanıza alet olmayacağız. Adam gibi bir irade koyun ortaya. Adresi belli olmayan yerlere mektup yazıp, Türkiye'nin itibarını iki paralık hale getiriyorsunuz. İngiltere Parlamentosu, gönderdiğiniz mektubu paçavra gibi dürdü büktü, yüzünüze fırlattı. Fırlatılan milletimizdir. Bilmediğiniz işler konusunda, bilenlere müracaat edin. Her şeyi biliyormuş gibi yapmakla memleket idare olunmaz.''
''PAHALI SAATLERE DEĞİL, MİLLETİN NABZINA BAKIN''
Türkiye'de ekonominin kötüye gittiğini, esnaf, işçi, memur ve köylü çocuklarının hayal kuramadıklarını söyleyen Mumcu, ''Türkiye'nin saati sizin dediğiniz gibi çalışmıyor. Kolunuzdaki pahalı saatlere değil, milletin nabzına bakın'' dedi.
Mumcu, Anavatan Partisi'nin, ilk seçimlerde milleti çaresiz ve alternatifsiz bırakmayacağını ifade ederek, Türkiye'ye çağ atlatmak için iktidara geleceklerini söyledi.
