2009-11-03 - 18:22
TBMM GENEL KURULU?
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, genetiği değiştirilmiş organizmalı (GDO) ürünlerle ilgili yönetmeliğin amacının; GDO'lu ürünlerin ithalatını kolaylaştırmak değil, aksine ithalatını zorlaştırmak, kontrol ve denetim altına almak olduğunu söyledi.

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, genetiği değiştirilmiş organizmalı (GDO)
ürünlerle ilgili yönetmeliğin amacının; GDO'lu ürünlerin ithalatını kolaylaştırmak değil,
aksine ithalatını zorlaştırmak, kontrol ve denetim altına almak olduğunu söyledi.

Eker, TBMM Genel Kurulunda CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer'in gündem
dışı konuşmasında GDO'lu ürünlerle ilgili yönetmeliğe ilişkin eleştirilerini
yanıtladı.

Yönetmeliğin, amacının dışında, yanlış bir şekilde topluma aktarıldığını
ifade eden Eker, Türkiye'nin 2004 yılında bu konuyla ilgili Cartagena Anlaşmasına
taraf olduğunu anımsattı.

Türkiye'nin GDO'larla ilgili bugüne kadar herhangi bir mevzuata sahip
olmadığını belirten Eker, sadece 1998 yılında çıkarılan bir bakanlık talimatıyla
işlemlerin sürdüğünü, bu talimatın GDO'larla ilgili beyana tabi olarak işlem
yaptığını ifade etti. Eker, ''Biri gelse dese ki 'bende GDO var', o içeri
alınmıyor. Onun dışında bir işlem yapabilmeniz, daha sıkı denetim altına
alabilmeniz, kontrolünü daha iyi yapabilmeniz için bir mevzuatımızın olması
gerekiyor'' dedi.


''BİYOGÜVENLİK YASA TASARISI BAKANLAR KURULUNDA...''


Biyogüvenlik Yasa Tasarısı Taslağının Bakanlar Kurulunda olduğunu ifade
eden Eker, bu konunun dünyada sürekli değişen bir mevzuata sahip olduğunu,
dünyada bu konuyla ilgili 120-125 milyon hektar alanda 27-28 ülkenin GDO ile
ilgili üretim yaptığını, bunun iki, üç katı kadar ülkenin de bu ürünleri
tükettiğini kaydetti.

Hükümetin kararının bu konulara liberal şekilde yaklaşma değil, aksine
''daha titiz, dikkatli, bu anlamda muhafazakar yaklaşmak'' olduğunu belirten
Eker, henüz riskleri tam olarak belirlenmemiş, tam olarak bilinmeyen bir alanda
bunu serbestleştirmenin aksine, bunu denetim, kontrol altına alma ve zararlı
olabilecekleri de engellemeye dönük ara, acil mevzuat olarak -kanun çıkıncaya
kadar- bu yönetmeliği çıkardıklarını kaydetti.


"YÖNETMELİK AB STANDARDIYLA UYUMLU"


Bununla ilgili tasarının da Meclise geleceğini belirten Eker, şunları
kaydetti:

''(Biz bunu mahkemeye götürürüz) demek, (bugünkü mevzuatı kaldırmak)
demek, açık söylüyorum ki kesinlikle GDO'ya kapı açmak demek olur. Böyle bir şey
yapmaya kalkarsanız millet de sizi tarih önünde GDO'yu engelleyen bir yönetmeliği
kaldırdığınız için mahkum edecektir.

Bu yönetmelik, AB standartlarıyla tamamen uyumludur. AB'den daha ileri
olduğumuz hükümler de var. GDO'lu ürünlerin bebek mamaları ve formülleri, devam
mamaları ve devam formülleriyle, bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde
kullanılması kesinlikle yasak. AB'de bu yasak değil. Bizim yönetmeliğimiz AB'nin
mevcut yönetmeliğinden daha ileri. İngiltere dışında bebek mamalarıyla ilgili
durum serbesttir. İnsan ve hayvan tedavisinde kullanılan antibiyotiklere karşı
direnç genleri içeren GDO'lu ürünlerin ithalatı ve piyasaya sunulması yasak.
Burada da AB'den ileriyiz. Değer maddeleri ise AB ile uyumlu.

Bugünden itibaren işlem şu; Vatandaş getirdi herhangi bir gıda maddesi.
Biz, kesinlikle analize tabi tutuyoruz. Eğer içinde herhangi bir GDO varsa, bunun
ithalatına izin vermiyoruz. Birisi 'ben şu gıda maddesini, ürünü, ham maddeyi
ithal ediyorum. Bunun içerisinde GDO var' dedi. Müracaat ediyor, alıyoruz. 15
ayrı belge hazırlamasını istiyoruz. Bu, 91 kişiden oluşan bilimsel komiteye
havale edilecek ve incelenecek. Üç alanda; insan sağlığı, çevre sağlığı ve hayvan
sağlığıyla ilgili en küçük bir risk gördüğü takdirde buna izin vermiyor.
Dolayısıyla, bu yönetmelikle birlikte Türkiye'ye GDO'lu ürünün ithal edilmesi
fiilen mümkün değildir. Yani sıfır düzeyindedir. Nedir peki bu mesele? Bizim bu
işin büsbütün dışında kalmamız, bu teknolojiden bigane kalmamız mümkün mü? O da
doğru değil. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlet. Türkiye Cumhuriyeti de bu
teknoloji nedir, nasıl kullanılıyor? Bunu bilecek. Onun için bizim
yönetmeliğimiz, bir çerçeve yönetmeliktir, bu yönetmeliğin gayesi GDO'lu
ürünlerin ithalatını kolaylaştırmak değil, aksine ithalatını zorlaştırmak,
kontrol ve denetim altına almaktır.''


''YÖNETMELİKLE İLGİLİ SÖYLENENLER YANLIŞ''


Bu yönetmeliğin yakın tarihte çıkacak olan Biyogüvenlik Kanunuyla
birlikte daha üst bir hüküm normuna kavuşacağını ve böylece Türkiye'nin bu alanda
çok daha ileri bir noktaya gelmiş olacağını belirten Eker, ''Bizim, Türkiye'nin
insan, toplum, çevre sağlığı ve Türkiye'nin biyolojik, tarımsal kaynaklarına
zarar verecek herhangi bir kararın altında imzamızın bulunması asla mümkün
değildir. Ne uluslararası kuruluşlar, ne başka devletler ne de hiç bir kişi ve
kuruluş için asla ve kata böyle bir uygulamanın içerisinde olmadık, bundan sonra
da olmayacağız'' dedi.

Tarımla, tarımsal ürünlerle, tohumculukla ilgili attıkları adımların
Türkiye'de tarım sektörünün önünü açtığını belirten Eker, Türkiye'nin geçen 5
yılın 4 yılında şiddetli kuraklık problemine rağmen, tarımda büyüdüğünü, diğer
sektörlerde küçülme yaşanmasına rağmen, bu yılın ilk 6 ayında da yüzde 4,5
oranında büyüme gösterdiğini kaydetti. Eker, ''Tarımda istihdam arttı. Tarım bu
anlamda bir tampon sektör görevi görüyor'' diye konuştu.

Bakanlığının yaptığı çalışmalarla ilgili bilgiler veren Eker, Türkiye'nin
tarımsal üretim değerinin Dünyada 8. olduğunu söyledi.

Eker, sözlerini, ''Bu yönetmelikle ilgili söylenenler yanlıştır.
Kamuoyunu yanlış yönlendirmeye matuftur. Bu yönetmelik, GDO'nun Türkiye'ye fiili
olarak girmesini kesinlikle engelleyen bir yönetmeliktir'' dedi.

CHP Mersin Milletvekili Seçer de bu kadar önemli bir konunun akşamdan
sabaha bir yönetmelikle düzenlenmesinin doğru olmadığını savundu.

Konunun Mecliste tartışılmadığını belirten Seçer, bu yönetmeliğin iptali
konusunda CHP'nin üzerine düşeni yapacağını ifade etti.

MHP İzmir Milletvekili Şenol Bal da hükümetin yönetmeliği geri çekmesini
istedi.