
2016-10-25 - 17:31
Maliye Bakanı Naci Ağbal, 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısına ilişkin Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı sunuş konuşmasında, küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Komisyonda ayrıca, Vergi dilimi nedeniyle Ekim, Kasım ve Aralık aylarında ücretleri bin 300 TL'nin altına düşen asgari ücretliler için aradaki farkı telafi etmeyi öngören kanun teklifi kabul edildi.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısına ilişkin Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı sunuş konuşmasında, küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Küresel ekonominin bu yıl beklentilerin altında bir büyüme performansı gösterdiğini ifade eden Ağbal, buna karşın, görünümde meydana gelen tedrici iyileştirmelerle, büyümenin gelecek yıl hız kazanacağını söyledi.
ABD ekonomisinin, bu yılın ilk yarısında, beklenenden daha düşük büyümesi, İngiltere'nin AB'den ayrılma kararı ve gelişmekte olan ülkelerde büyümenin tahmin edilene göre yavaşlaması nedeniyle küresel ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 3,1 seviyesinde olmasının beklendiğini anlatan Ağbal, "2016 yılı için tahmin edilen global büyüme oranı küresel finansal krizin meydana geldiği 2009 yılından sonra en düşük büyüme oranını ifade ediyor." diye konuştu.
Ağbal, küresel ekonomik faaliyetlerde canlanma, emtia fiyatlarında nispi toparlanma ve finansal koşullardaki gelişmelerin etkisiyle gelecek yıl büyümenin yüzde 3,4'e doğru ivmelenmesinin beklendiğini aktardı.
Küresel ekonomideki toparlanmanın esas sürükleyicisinin gelişmekte olan ülkeler olmasının beklendiğini dile getiren Ağbal, bu yıl yüzde 2,1 büyüyen Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerin 2017'de yüzde 3 ile belirgin bir şekilde toparlanmasının tahmin edildiğini bildirdi.
Büyümenin hızlanması ve ekonomik canlanmanın sağlanması amacıyla uygulana gelen genişlemeci para politikalarının yeterliliği ve sürdürülebilirliğine ilişkin kaygılar nedeniyle maliye politikasının öne çıkan bir araç olmaya başladığına dikkati çeken Bakan Ağbal, "Potansiyel büyüme oranlarının artırılması için yapısal reformlara daha fazla ağırlık verilmesi gerektiği yaygın bir şekilde ifade edilmektedir." ifadesini kullandı.
Gelişmiş ülkelerde ekonomik faaliyetin beklenene göre zayıf seyrettiğini kaydeden Ağbal, ABD ekonomisi için büyüme tahminin yüzde 2,2'den yüzde 1,6'ya revize edildiğini hatırlattı. Ağbal, ABD ekonomisinn 2017 yılında ise yüzde 2,2 büyümesinin beklendiğini söyledi.
Avro bölgesinde ise ekonomik aktivite ve büyümede ılımlı ve istikrarlı iyileşmenin sürdüğünü anlatan Ağbal, Avrupa'daki olumlu gelişmelerin gelecek yıl Türkiye'yi de olumlu etkileyeceğini belirtti.
Gelişmekte olan ülke ekonomilerinin son yıllarda beklentinin altında bir performans gösterdiğinin altını çizen Ağbal, bu ülkeler için bu yıl yüzde 4,2 olarak öngörülen büyüme oranının, gelecek yıl yüzde 4,6'ya ulaşmasının tahmin edildiğini hatırlattı.
Küresel ticaretin son 5 yılda yüzde 3 gibi düşük bir oranda büyüdüğüne dikkati çeken Ağbal, korumacılık eğilimlerinin de küresel ticareti sınırlandırdığının altını çizdi. Ağbal, bu yıl yüzde 2,3 olarak beklenen küresel ticaret hacminin global talep ve emtia fiyatlarında beklenen canlanma ile gelecek yıl yüzde 3,8'e ulaşmasının beklendiğini söyledi.
Amerikan Merkez Bankasının (Fed) faiz oranlarını kademeli ve sınırlı bir şekilde artırmasının tahmin edildiğini anımsatan Ağbal, küresel düzeyde düşük seyreden faiz ortamının gelişmekte olan ülkelere sermaye akışını desteklemesinin öngörüldüğünü ifade etti.
Türkiye ekonomisine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Ağbal, ekonominin iç ve dış konjoktürdeki olumsuzluklara rağmen yüksek oranda büyümeye devam ettiğine dikkati çekti.
Türkiye'nin yılın ilk yarısında yüzde 3,9 ile Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerin 2,5 katı daha hızlı büyüdüğünün altını çizen Ağbal, "Türkiye, son 27 çeyrektir kesintisiz büyüyerek Çin ve Hindistan hariç diğer gelişmekte olan ülkelerden pozitif olarak ayrışmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Ağbal, 15 Temmuz'daki darbe girişimi, terör saldırıları, turizmdeki daralma ve zayıf dış talebe rağmen bu yılı yüzde 3,2 büyüme ile kapatacaklarını tahmin ettiklerini belirtti.
Dış politikadaki oluşturdukları olumlu gelişmeler ve gerçekleştirdikleri yapısal reformlar sayesinde gelecek yıl ekonominin canlanacağını ve büyümenin yukarı yönlü ivmeleneceğini öngördüklerini dile getiren Ağbal, gelecek yıl ekonominin yüzde 4,4 büyümesini beklediklerini kaydetti.
İşsizlik konusuna değinen Ağbal, Türkiye'nin 2007 yılından bu yana sağladığı 6,8 milyon ilave istihdam ile OECD ülkeleri arasında en yüksek istihdam sağlayan ülke olduğuna dikkati çekti.
Ağbal, bu yıl sonunda yüzde 10,5 bekledikleri işsizlik oranlarının, gelecek yıl sonunda yüzde 10,2'ye düşmesini beklediklerini ifade etti.
Enflasyon beklentilerini de paylaşan Ağbal, bu yıl yüzde 7,5 olarak tahmin ettikleri enflasyonun gelecek yıl yüzde 6,5'e ineceğini tahmin ettiklerini bildirdi.
Ağbal, son 6 yıldır azalma eğiliminde olan cari açığın bu yıl Türkiye'nin dış ticaret ortaklarında talebin beklenenden düşük artması ve turizm gelirlerinde yaşanan gerilemenin cari açıktaki iyileşmeyi sınırladığını kaydederek, geçen yıl yüzde 4,5 olarak gerçekleşen cari açığın milli gelire oranının bu yıl ve 2017'de sırasıyla yüzde 4,3 ve yüzde 4,2 olacağını öngördüklerini aktardı.
Güçlü bankacılık sisteminin ülke ekonomisini dalgalanmalara karşı koruyan en önemli unsurlardan olduğunu dile getiren Maliye Bakanı Ağbal, küresel ekonomideki belirsizliklere rağmen sektörün temel rasyolarının güçlü olduğunu ve sağlıklı yapısını koruduğunu ifade etti.
"Türkiye 2002 yılından bu yana uyguladığı mali disiplin ve ihtiyatlı makro ekonomik politikalar sayesinde kamu maliyesinde küresel ölçekte örnek gösterilen bir ülke haline gelmiştir." diyen Ağbal, 2002 yılında yüzde 10,8 olan genel devlet açığının milli gelire oranının 2015 yılında yüzde 0,1 olarak gerçekleştiğini, bu yıl için yüzde 1,9 olarak öngördükleri oranın gelişmekte olan ülke ortalamalarının yarısından az, OECD ortalamasından ise 1 puan düşük olduğunu söyledi.
2017-2019 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program hakkında da bilgi veren Ağbal, programın temel amaçlarının sürdürülebilir büyüme ve kapsayıcı büyümeyi desteklemek, enflasyonu aşağı çekmek, istihdamı artırmak, cari açığı sınırlamak ve mali disiplini kararlı bir şekilde devam ettirmek olduğunu kaydetti.
Söz konusu program döneminde büyümenin kademeli olarak artarak yüzde 4,4'ten yüzde 5'e yükselmesini hedeflediklerini anlatan Ağbal, "Gerçekleştirdiğimiz ve önümüzdeki dönemde de hızla uygulamaya koyacağımız yapısal reformlar; yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı desteklemek suretiyle ülkemizin potansiyel büyüme oranını yukarı çekecektir." dedi.
Naci Ağbal, gelecek dönemde yapısal reformlara yargı, eğitim, reel ekonomide dönüşüm ve kamu yönetimi olmak üzere 4 temel eksende devam edeceklerini kaydetti.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, 2017 yılı bütçesinde bütçe giderlerini 645,1 milyar lira, faiz hariç bütçe giderlerini 587,6 milyar lira, bütçe gelirlerini 598,3 milyar lira, vergi gelirlerini 511,1 milyar lira, bütçe açığını 46,9 milyar lira, faiz dışı fazlayı ise 10,6 milyar lira olarak öngördüklerini belirtti.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2017 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı'nın sunumunu yapan Ağbal, 2015 yılı Kesin Hesap Kanun
Tasarısı'na göre bütçe giderlerinin 506,3 milyar lira, bütçe gelirlerinin 482,8 milyar lira, bütçe açığının 23,5 milyar lira, faiz dışı fazlanın ise 29,5 milyar olarak gerçekleştiğini bildirdi.
Ağbal, 2016 yılında merkezi yönetim bütçe giderlerinin 581,1 milyar lira, gelirlerinin 546,5 milyar lira, bütçe açığının 34,6 milyar lira, faiz dışı fazlanın ise 16,9 milyar lira olmasını tahmin ettiklerini söyledi.
2017 yılı bütçesinin AK Parti hükümetleri tarafından hazırlanan 15'inci bütçe olduğunu vurgulayan Ağbal, "Bu çok partili siyasi hayatımız döneminde hiçbir iktidara nasip olmamış rekor niteliğinde bir başarıdır. 2017 yılı bütçemizi ülkemizin orta vadeli programda açıkladığımız ekonomik, mali ve sosyal hedeflerine uyumlu olacak şekilde hazırladık. Gelecek yıl ve takip eden yıllarda mali disiplinden taviz vermeden kamu maliyesi alanında elde ettiğimiz kazanımları korumayı hedefliyoruz." diye konuştu.
Maliye Bakanı Ağbal, 2017 yılı bütçesinde bütçe giderlerini 645,1 milyar lira, faiz hariç bütçe giderlerini 587,6 milyar lira, bütçe gelirlerini 598,3 milyar lira, vergi gelirlerini 511,1 milyar lira, bütçe açığını 46,9 milyar lira, faiz dışı fazlayı ise 10,6 milyar lira olarak öngördüklerini bildirdi.
Bütçenin dağılımı hakkında da bilgi veren Ağbal, şöyle devam etti:
"2017 yılı bütçe dağılımında; personel giderleri 162,2 milyar lira, sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri 27,1 milyar lira, mal ve hizmet alım giderleri 52,1 milyar lira, cari transferler 249,3 milyar lira, sermaye giderleri 66,2 milyar lira, sermaye transferleri 10,9 milyar lira, borç verme giderleri 12,9 milyar lira, yedek ödenekler 6,4 milyar lira, faiz giderleri ise 57,5 milyar liradır.
Bu hedefler çerçevesinde 2017 yılında bütçe açığımızın milli gelire oranının yüzde 1,9, faiz dışı fazlanın ise yüzde 0,4 olmasını öngörüyoruz. Devam eden yıllarda bu oranları daha da iyileştirmeyi hedefliyoruz. 2017 yılında bütçe gelirlerinin 2016 yılsonu tahminine göre yüzde 9,5 oranında artarak 598,3 milyar liraya ulaşmasını tahmin ediyoruz."
Naci Ağbal, 2017 yılı vergi gelirlerinin alt kalemleri hakkında da "Gelir vergisi 108,9 milyar lira, kurumlar vergisi 46,2, dahilde alınan KDV 57,1 milyar lira, özel tüketim vergisi 136,4 milyar lira, ithalde alınan KDV 83,7 milyar lira, motorlu taşıtlar vergisi 11,3 milyar lira, BSMV 13 milyar lira, damga vergisi 15,2 milyar lira, harçlar 19,8 milyar lira, diğer vergiler ise 19,5 milyar liradır." bilgisini paylaştı.
Özelleştirme gelirleri hakkında da bilgi veren Ağbal, 2002-2015 yıllarında gerçekleştirilen özelleştirme gelirinin 58,8 milyar dolar olduğunu belirtti. Ağbal, bu yıl 21 Ekim itibarıyla 3,3 milyar dolar özelleştirme geliri elde edildiğini bildirerek, yılsonuna kadar toplam gelirin 5 milyar dolara ulaşmasını beklediklerini, 2017 yılında ise 13 milyar liralık bir gelir hedeflendiğini aktardı.
Ağbal, bütçe giderleri içerisinde faiz giderlerindeki azalışa dikkati çekerek, "Son 14 yılda bütçeden faiz ödemelerine ayrılan kaynağı sürekli bir şekilde aşağı çekiyoruz. 2002 yılında bütçe giderlerimizin yüzde 43'u faiz harcamalarına giderken bu oranı 2017 yılında yüzde 8,9'a düşürüyoruz." dedi.
Ağbal, 2002 yılında her 100 liralık verginin 86 lirasının faize giderken, 2017 yılında sadece 11 lirasının faiz harcamalarına gittiğini söyledi.
Gelecek yıl bütçesinin büyümeyi esas aldığını belirten Ağbal, kamu yatırımları ve reel ekonomiye verilecek desteklerle yatırımları ve ihracatı artırmayı hedeflediklerini kaydetti.
Ağbal, 2016 yılında bütçeden yatırıma ayırılan 60 milyar liralık kaynağın 2017 yılında 78 milyar liraya çıkarılacağını anlatarak, yatırımlara daha fazla kaynak ayırma politikasına OVP döneminde devam edeceklerini bildirdi.
Kamu yatırımları içerisinde en yüksek payı 22,1 milyar lira ile ulaştırma sektörüne ayırdıklarını belirten Ağbal, eğitim alanındaki yatırımlar için 13,7 milyar lira, tarım sektöründeki yatırımlar için 10,3 milyar lira ve sağlık sektöründeki yatırımlar için 7,1 milyar lira kaynak tahsis edileceğini dile getirdi.
Ağbal ayrıca 2002 yılında 8,5 yıl olan kamu yatırımlarının ortalama tamamlanma süresini önemli bir iyileşme sağlayarak 2016 yılı itibarıyla 3,7 yıla indirdiklerinin altını çizdi.
Bakan Ağbal, 2017 yılı bütçesinde reel sektör desteklerinin de önemli ölçüde artırılacağını söyledi.
Özel sektör aracılığıyla büyüme stratejisinin devam ettiğini vurgulayan Ağbal, "Geçen yıl iki katına çıkardığımız reel kesim desteklerini bu yıl da yüzde 16 artırarak 32,4 milyar lira seviyesine çıkarıyoruz." diye konuştu.
Gelecek yıl işletmelerin sosyal güvenlik kurumuna ödemesi gereken 22 milyar lira tutarındaki işveren priminin de devlet bütçesinden karşılanacağını belirten Ağbal, BAĞ-KUR primlerindeki 5 puanlık indirimle esnafın ödediği primde 82 lira ila 530 lira arasında indirim sağladıklarını, bu destek için bütçeden 1,5 milyar lira kaynak ayırdıklarını bildirdi.
Ağbal, özel sektör yatırımlarının artırılması amacıyla sosyal güvenlik prim desteği, faiz desteği ve enerji desteği verildiğini, bu destekler için bütçeden 2017 yılında yaklaşık 600 milyon lira kaynak ayrıldığını kaydetti.
Bakan Ağbal, ihracatın desteklenmesine yönelik ayrılan kaynağın da 1 milyar liradan 3 milyar liraya çıkarıldığını vurgulayarak, bu çerçevede mevcut desteklere ayrılan kaynağın artırıldığını, yeni destek unsurlarının hayata geçirildiğini belirtti.
Yeni açılacak teşvik programları hakkında da bilgi veren Ağbal, "Yeni açacağımız teşvik programlarında ihracatçımızın rekabetçi gücünü artıracak şekilde maliyetleri aşağı çeken destekler getiriyoruz. Teknoloji yoğun ürünlerin ihracatına ve ihracatın finansmanına destek sağlıyoruz. İhracatta uyguladığımız KDV iadesi sistemi ile 2016 ve 2017 yılları için ihracatçılarımıza sırasıyla 26,8 ve 30,1 milyar lira KDV iadesi yapılacağını tahmin ediyoruz." dedi.
Ağbal, 2017 yılında turizm sektörüne verilen destekleri yaklaşık 4 katına çıkararak bütçeden 522 milyon liralık kaynak ayırıldığını bildirdi. Genç girişimcilere KOSGEB üzerinden hibe veya faizsiz kredi olarak 2017 bütçesinden 650 milyon lira kaynak ayırdıklarını anlatan Ağbal, KOSGEB'e bütçeden 1,1 milyar lira kaynak aktarılacağın söyledi.
Reel sektörün finansmana ucuz erişiminin önemine de değinen Ağbal, 2017 yılında bu amaçla Halk Bankası aracılığıyla kullandırılan esnaf kredileri için faiz desteği olarak 1,3 milyar lira, tarım ve hayvancılık sektöründe düşük maliyet finansman için Ziraat Bankası aracılığıyla verilecek tarımsal kredilere faiz destek tutarı olarak 2,4 milyar lira kaynak ayrıldığını dile getirdi.
Ağbal, 2017 yılında Ar-Ge harcamaları için yaklaşık 5,8 milyar lira kaynak ayrılacağının altını çizdi.
Bakan Ağbal, hükümetin reform alanlarından birinin de kamu yönetimi olduğunu belirterek, 2017 yılında mahalli idarelere 58,4 milyar liralık kaynak aktarılacağını bildirdi.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Cazibe Merkezleri Programının önemine vurgu yapan Ağbal, bu çerçevede 2017 yılı bütçesinde yaklaşık 12 milyar lira kaynak ayırıldığını, yatırımcıların bu programı dört gözle beklediklerini kaydetti.
Ağbal, 2017 yılında ise KÖYDES projesi için 840 milyon lira, SUKAP projesi için yaklaşık 700 milyon lira, kalkınma ajanslarına 532 milyon lira, SODES projesi için de 264 milyon lira kaynak ayırdıklarını dile getirdi.
Tarım sektörünü güçlü bir şekilde desteklemeye devam ettiklerini kaydeden Ağbal, "2017 yılında bütçemizden tarıma ayırdığımız kaynağı yüzde 21,5 oranında artırarak 30,9 milyar liraya çıkartıyoruz. Tarımsal destek programları için ayırdığımız kaynağı 2016 yılı ödeneklerine göre yüzde 10,3 oranında artırarak 12,8 milyar liraya çıkarıyoruz. Tarım sektörü yatırım ödeneklerini 10,3 milyar liraya yükseltiyoruz. Yemde ve gübrede KDV'nin kaldırılması ile birlikte çiftçimize yıllık yaklaşık 2,7 milyar liralık bir kaynağı da ayrıca sağlıyoruz." ifadelerini kullandı.
Ağbal, sürdürülebilir büyüme noktasında bireysel emekliliğin önemine dikkati çekerek, "Bireysel emeklilik sistemindeki katılımcı sayısı 6,5 milyon kişiye, birikmiş? fon tutarı ise devlet katkısı dahil 58,3 milyar liraya ulaştı. Sistem kapsamında bu yıl sonu itibarıyla bütçeden aktarılacak devlet katkısı tutarı 8,5 milyar liraya ulaşacak. 2017 yılı bütçesinden bu amaçla 3,9 milyar lira ayırdık. Böylece 2017 yılı sonunda bütçeden karşılanan toplam devlet katkısı tutarı 12,4 milyar liraya ulaşmış? olacak." diye konuştu.
Bakan Ağbal, 2017 yılı bütçesinde en büyük payı yine eğitime ayırdıklarını bildirerek, "Eğitime ayırdığımız kaynağı 122 milyar liraya çıkarıyor, böylelikle bütçe giderlerinin yaklaşık yüzde 20'sini eğitime ayırıyoruz. Başka bir ifadeyle, 2017 yılında vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 24'u?nu? eğitime harcayacağız. 2002 yılında merkezi yönetim bütçesinden eğitime ayırdığımız kaynak milli gelirin yüzde 3,2'si iken 2017 yılında bu oranı yüzde 5,1'e çıkarıyoruz." dedi.
Ağbal, teknoloji kullanımını yaygınlaştırarak eğitimde kaliteyi artırmak için başlatılan FATI?H projesine de 2017 yılında 1 milyar lira kaynak ayırıldığını söyledi.
Ağbal ayrıca, YURTKUR dahil yükseköğretime merkezi yönetim bütçesinden ayrılan kaynağın 2017 yılında 37 milyar liraya çıkarıldığını kaydetti.
****HABERİN DEVAMINI "İLGİLİ DOKÜMANLAR" BÖLÜMÜNDE BULABİLİRSİNİZ.****
Küresel ekonominin bu yıl beklentilerin altında bir büyüme performansı gösterdiğini ifade eden Ağbal, buna karşın, görünümde meydana gelen tedrici iyileştirmelerle, büyümenin gelecek yıl hız kazanacağını söyledi.
ABD ekonomisinin, bu yılın ilk yarısında, beklenenden daha düşük büyümesi, İngiltere'nin AB'den ayrılma kararı ve gelişmekte olan ülkelerde büyümenin tahmin edilene göre yavaşlaması nedeniyle küresel ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 3,1 seviyesinde olmasının beklendiğini anlatan Ağbal, "2016 yılı için tahmin edilen global büyüme oranı küresel finansal krizin meydana geldiği 2009 yılından sonra en düşük büyüme oranını ifade ediyor." diye konuştu.
Ağbal, küresel ekonomik faaliyetlerde canlanma, emtia fiyatlarında nispi toparlanma ve finansal koşullardaki gelişmelerin etkisiyle gelecek yıl büyümenin yüzde 3,4'e doğru ivmelenmesinin beklendiğini aktardı.
Küresel ekonomideki toparlanmanın esas sürükleyicisinin gelişmekte olan ülkeler olmasının beklendiğini dile getiren Ağbal, bu yıl yüzde 2,1 büyüyen Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerin 2017'de yüzde 3 ile belirgin bir şekilde toparlanmasının tahmin edildiğini bildirdi.
Büyümenin hızlanması ve ekonomik canlanmanın sağlanması amacıyla uygulana gelen genişlemeci para politikalarının yeterliliği ve sürdürülebilirliğine ilişkin kaygılar nedeniyle maliye politikasının öne çıkan bir araç olmaya başladığına dikkati çeken Bakan Ağbal, "Potansiyel büyüme oranlarının artırılması için yapısal reformlara daha fazla ağırlık verilmesi gerektiği yaygın bir şekilde ifade edilmektedir." ifadesini kullandı.
Gelişmiş ülkelerde ekonomik faaliyetin beklenene göre zayıf seyrettiğini kaydeden Ağbal, ABD ekonomisi için büyüme tahminin yüzde 2,2'den yüzde 1,6'ya revize edildiğini hatırlattı. Ağbal, ABD ekonomisinn 2017 yılında ise yüzde 2,2 büyümesinin beklendiğini söyledi.
Avro bölgesinde ise ekonomik aktivite ve büyümede ılımlı ve istikrarlı iyileşmenin sürdüğünü anlatan Ağbal, Avrupa'daki olumlu gelişmelerin gelecek yıl Türkiye'yi de olumlu etkileyeceğini belirtti.
Gelişmekte olan ülke ekonomilerinin son yıllarda beklentinin altında bir performans gösterdiğinin altını çizen Ağbal, bu ülkeler için bu yıl yüzde 4,2 olarak öngörülen büyüme oranının, gelecek yıl yüzde 4,6'ya ulaşmasının tahmin edildiğini hatırlattı.
Küresel ticaretin son 5 yılda yüzde 3 gibi düşük bir oranda büyüdüğüne dikkati çeken Ağbal, korumacılık eğilimlerinin de küresel ticareti sınırlandırdığının altını çizdi. Ağbal, bu yıl yüzde 2,3 olarak beklenen küresel ticaret hacminin global talep ve emtia fiyatlarında beklenen canlanma ile gelecek yıl yüzde 3,8'e ulaşmasının beklendiğini söyledi.
Amerikan Merkez Bankasının (Fed) faiz oranlarını kademeli ve sınırlı bir şekilde artırmasının tahmin edildiğini anımsatan Ağbal, küresel düzeyde düşük seyreden faiz ortamının gelişmekte olan ülkelere sermaye akışını desteklemesinin öngörüldüğünü ifade etti.
Türkiye ekonomisine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Ağbal, ekonominin iç ve dış konjoktürdeki olumsuzluklara rağmen yüksek oranda büyümeye devam ettiğine dikkati çekti.
Türkiye'nin yılın ilk yarısında yüzde 3,9 ile Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerin 2,5 katı daha hızlı büyüdüğünün altını çizen Ağbal, "Türkiye, son 27 çeyrektir kesintisiz büyüyerek Çin ve Hindistan hariç diğer gelişmekte olan ülkelerden pozitif olarak ayrışmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Ağbal, 15 Temmuz'daki darbe girişimi, terör saldırıları, turizmdeki daralma ve zayıf dış talebe rağmen bu yılı yüzde 3,2 büyüme ile kapatacaklarını tahmin ettiklerini belirtti.
Dış politikadaki oluşturdukları olumlu gelişmeler ve gerçekleştirdikleri yapısal reformlar sayesinde gelecek yıl ekonominin canlanacağını ve büyümenin yukarı yönlü ivmeleneceğini öngördüklerini dile getiren Ağbal, gelecek yıl ekonominin yüzde 4,4 büyümesini beklediklerini kaydetti.
İşsizlik konusuna değinen Ağbal, Türkiye'nin 2007 yılından bu yana sağladığı 6,8 milyon ilave istihdam ile OECD ülkeleri arasında en yüksek istihdam sağlayan ülke olduğuna dikkati çekti.
Ağbal, bu yıl sonunda yüzde 10,5 bekledikleri işsizlik oranlarının, gelecek yıl sonunda yüzde 10,2'ye düşmesini beklediklerini ifade etti.
Enflasyon beklentilerini de paylaşan Ağbal, bu yıl yüzde 7,5 olarak tahmin ettikleri enflasyonun gelecek yıl yüzde 6,5'e ineceğini tahmin ettiklerini bildirdi.
Ağbal, son 6 yıldır azalma eğiliminde olan cari açığın bu yıl Türkiye'nin dış ticaret ortaklarında talebin beklenenden düşük artması ve turizm gelirlerinde yaşanan gerilemenin cari açıktaki iyileşmeyi sınırladığını kaydederek, geçen yıl yüzde 4,5 olarak gerçekleşen cari açığın milli gelire oranının bu yıl ve 2017'de sırasıyla yüzde 4,3 ve yüzde 4,2 olacağını öngördüklerini aktardı.
Güçlü bankacılık sisteminin ülke ekonomisini dalgalanmalara karşı koruyan en önemli unsurlardan olduğunu dile getiren Maliye Bakanı Ağbal, küresel ekonomideki belirsizliklere rağmen sektörün temel rasyolarının güçlü olduğunu ve sağlıklı yapısını koruduğunu ifade etti.
"Türkiye 2002 yılından bu yana uyguladığı mali disiplin ve ihtiyatlı makro ekonomik politikalar sayesinde kamu maliyesinde küresel ölçekte örnek gösterilen bir ülke haline gelmiştir." diyen Ağbal, 2002 yılında yüzde 10,8 olan genel devlet açığının milli gelire oranının 2015 yılında yüzde 0,1 olarak gerçekleştiğini, bu yıl için yüzde 1,9 olarak öngördükleri oranın gelişmekte olan ülke ortalamalarının yarısından az, OECD ortalamasından ise 1 puan düşük olduğunu söyledi.
2017-2019 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program hakkında da bilgi veren Ağbal, programın temel amaçlarının sürdürülebilir büyüme ve kapsayıcı büyümeyi desteklemek, enflasyonu aşağı çekmek, istihdamı artırmak, cari açığı sınırlamak ve mali disiplini kararlı bir şekilde devam ettirmek olduğunu kaydetti.
Söz konusu program döneminde büyümenin kademeli olarak artarak yüzde 4,4'ten yüzde 5'e yükselmesini hedeflediklerini anlatan Ağbal, "Gerçekleştirdiğimiz ve önümüzdeki dönemde de hızla uygulamaya koyacağımız yapısal reformlar; yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı desteklemek suretiyle ülkemizin potansiyel büyüme oranını yukarı çekecektir." dedi.
Naci Ağbal, gelecek dönemde yapısal reformlara yargı, eğitim, reel ekonomide dönüşüm ve kamu yönetimi olmak üzere 4 temel eksende devam edeceklerini kaydetti.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, 2017 yılı bütçesinde bütçe giderlerini 645,1 milyar lira, faiz hariç bütçe giderlerini 587,6 milyar lira, bütçe gelirlerini 598,3 milyar lira, vergi gelirlerini 511,1 milyar lira, bütçe açığını 46,9 milyar lira, faiz dışı fazlayı ise 10,6 milyar lira olarak öngördüklerini belirtti.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2017 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı'nın sunumunu yapan Ağbal, 2015 yılı Kesin Hesap Kanun
Tasarısı'na göre bütçe giderlerinin 506,3 milyar lira, bütçe gelirlerinin 482,8 milyar lira, bütçe açığının 23,5 milyar lira, faiz dışı fazlanın ise 29,5 milyar olarak gerçekleştiğini bildirdi.
Ağbal, 2016 yılında merkezi yönetim bütçe giderlerinin 581,1 milyar lira, gelirlerinin 546,5 milyar lira, bütçe açığının 34,6 milyar lira, faiz dışı fazlanın ise 16,9 milyar lira olmasını tahmin ettiklerini söyledi.
2017 yılı bütçesinin AK Parti hükümetleri tarafından hazırlanan 15'inci bütçe olduğunu vurgulayan Ağbal, "Bu çok partili siyasi hayatımız döneminde hiçbir iktidara nasip olmamış rekor niteliğinde bir başarıdır. 2017 yılı bütçemizi ülkemizin orta vadeli programda açıkladığımız ekonomik, mali ve sosyal hedeflerine uyumlu olacak şekilde hazırladık. Gelecek yıl ve takip eden yıllarda mali disiplinden taviz vermeden kamu maliyesi alanında elde ettiğimiz kazanımları korumayı hedefliyoruz." diye konuştu.
Maliye Bakanı Ağbal, 2017 yılı bütçesinde bütçe giderlerini 645,1 milyar lira, faiz hariç bütçe giderlerini 587,6 milyar lira, bütçe gelirlerini 598,3 milyar lira, vergi gelirlerini 511,1 milyar lira, bütçe açığını 46,9 milyar lira, faiz dışı fazlayı ise 10,6 milyar lira olarak öngördüklerini bildirdi.
Bütçenin dağılımı hakkında da bilgi veren Ağbal, şöyle devam etti:
"2017 yılı bütçe dağılımında; personel giderleri 162,2 milyar lira, sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri 27,1 milyar lira, mal ve hizmet alım giderleri 52,1 milyar lira, cari transferler 249,3 milyar lira, sermaye giderleri 66,2 milyar lira, sermaye transferleri 10,9 milyar lira, borç verme giderleri 12,9 milyar lira, yedek ödenekler 6,4 milyar lira, faiz giderleri ise 57,5 milyar liradır.
Bu hedefler çerçevesinde 2017 yılında bütçe açığımızın milli gelire oranının yüzde 1,9, faiz dışı fazlanın ise yüzde 0,4 olmasını öngörüyoruz. Devam eden yıllarda bu oranları daha da iyileştirmeyi hedefliyoruz. 2017 yılında bütçe gelirlerinin 2016 yılsonu tahminine göre yüzde 9,5 oranında artarak 598,3 milyar liraya ulaşmasını tahmin ediyoruz."
Naci Ağbal, 2017 yılı vergi gelirlerinin alt kalemleri hakkında da "Gelir vergisi 108,9 milyar lira, kurumlar vergisi 46,2, dahilde alınan KDV 57,1 milyar lira, özel tüketim vergisi 136,4 milyar lira, ithalde alınan KDV 83,7 milyar lira, motorlu taşıtlar vergisi 11,3 milyar lira, BSMV 13 milyar lira, damga vergisi 15,2 milyar lira, harçlar 19,8 milyar lira, diğer vergiler ise 19,5 milyar liradır." bilgisini paylaştı.
Özelleştirme gelirleri hakkında da bilgi veren Ağbal, 2002-2015 yıllarında gerçekleştirilen özelleştirme gelirinin 58,8 milyar dolar olduğunu belirtti. Ağbal, bu yıl 21 Ekim itibarıyla 3,3 milyar dolar özelleştirme geliri elde edildiğini bildirerek, yılsonuna kadar toplam gelirin 5 milyar dolara ulaşmasını beklediklerini, 2017 yılında ise 13 milyar liralık bir gelir hedeflendiğini aktardı.
Ağbal, bütçe giderleri içerisinde faiz giderlerindeki azalışa dikkati çekerek, "Son 14 yılda bütçeden faiz ödemelerine ayrılan kaynağı sürekli bir şekilde aşağı çekiyoruz. 2002 yılında bütçe giderlerimizin yüzde 43'u faiz harcamalarına giderken bu oranı 2017 yılında yüzde 8,9'a düşürüyoruz." dedi.
Ağbal, 2002 yılında her 100 liralık verginin 86 lirasının faize giderken, 2017 yılında sadece 11 lirasının faiz harcamalarına gittiğini söyledi.
Gelecek yıl bütçesinin büyümeyi esas aldığını belirten Ağbal, kamu yatırımları ve reel ekonomiye verilecek desteklerle yatırımları ve ihracatı artırmayı hedeflediklerini kaydetti.
Ağbal, 2016 yılında bütçeden yatırıma ayırılan 60 milyar liralık kaynağın 2017 yılında 78 milyar liraya çıkarılacağını anlatarak, yatırımlara daha fazla kaynak ayırma politikasına OVP döneminde devam edeceklerini bildirdi.
Kamu yatırımları içerisinde en yüksek payı 22,1 milyar lira ile ulaştırma sektörüne ayırdıklarını belirten Ağbal, eğitim alanındaki yatırımlar için 13,7 milyar lira, tarım sektöründeki yatırımlar için 10,3 milyar lira ve sağlık sektöründeki yatırımlar için 7,1 milyar lira kaynak tahsis edileceğini dile getirdi.
Ağbal ayrıca 2002 yılında 8,5 yıl olan kamu yatırımlarının ortalama tamamlanma süresini önemli bir iyileşme sağlayarak 2016 yılı itibarıyla 3,7 yıla indirdiklerinin altını çizdi.
Bakan Ağbal, 2017 yılı bütçesinde reel sektör desteklerinin de önemli ölçüde artırılacağını söyledi.
Özel sektör aracılığıyla büyüme stratejisinin devam ettiğini vurgulayan Ağbal, "Geçen yıl iki katına çıkardığımız reel kesim desteklerini bu yıl da yüzde 16 artırarak 32,4 milyar lira seviyesine çıkarıyoruz." diye konuştu.
Gelecek yıl işletmelerin sosyal güvenlik kurumuna ödemesi gereken 22 milyar lira tutarındaki işveren priminin de devlet bütçesinden karşılanacağını belirten Ağbal, BAĞ-KUR primlerindeki 5 puanlık indirimle esnafın ödediği primde 82 lira ila 530 lira arasında indirim sağladıklarını, bu destek için bütçeden 1,5 milyar lira kaynak ayırdıklarını bildirdi.
Ağbal, özel sektör yatırımlarının artırılması amacıyla sosyal güvenlik prim desteği, faiz desteği ve enerji desteği verildiğini, bu destekler için bütçeden 2017 yılında yaklaşık 600 milyon lira kaynak ayrıldığını kaydetti.
Bakan Ağbal, ihracatın desteklenmesine yönelik ayrılan kaynağın da 1 milyar liradan 3 milyar liraya çıkarıldığını vurgulayarak, bu çerçevede mevcut desteklere ayrılan kaynağın artırıldığını, yeni destek unsurlarının hayata geçirildiğini belirtti.
Yeni açılacak teşvik programları hakkında da bilgi veren Ağbal, "Yeni açacağımız teşvik programlarında ihracatçımızın rekabetçi gücünü artıracak şekilde maliyetleri aşağı çeken destekler getiriyoruz. Teknoloji yoğun ürünlerin ihracatına ve ihracatın finansmanına destek sağlıyoruz. İhracatta uyguladığımız KDV iadesi sistemi ile 2016 ve 2017 yılları için ihracatçılarımıza sırasıyla 26,8 ve 30,1 milyar lira KDV iadesi yapılacağını tahmin ediyoruz." dedi.
Ağbal, 2017 yılında turizm sektörüne verilen destekleri yaklaşık 4 katına çıkararak bütçeden 522 milyon liralık kaynak ayırıldığını bildirdi. Genç girişimcilere KOSGEB üzerinden hibe veya faizsiz kredi olarak 2017 bütçesinden 650 milyon lira kaynak ayırdıklarını anlatan Ağbal, KOSGEB'e bütçeden 1,1 milyar lira kaynak aktarılacağın söyledi.
Reel sektörün finansmana ucuz erişiminin önemine de değinen Ağbal, 2017 yılında bu amaçla Halk Bankası aracılığıyla kullandırılan esnaf kredileri için faiz desteği olarak 1,3 milyar lira, tarım ve hayvancılık sektöründe düşük maliyet finansman için Ziraat Bankası aracılığıyla verilecek tarımsal kredilere faiz destek tutarı olarak 2,4 milyar lira kaynak ayrıldığını dile getirdi.
Ağbal, 2017 yılında Ar-Ge harcamaları için yaklaşık 5,8 milyar lira kaynak ayrılacağının altını çizdi.
Bakan Ağbal, hükümetin reform alanlarından birinin de kamu yönetimi olduğunu belirterek, 2017 yılında mahalli idarelere 58,4 milyar liralık kaynak aktarılacağını bildirdi.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Cazibe Merkezleri Programının önemine vurgu yapan Ağbal, bu çerçevede 2017 yılı bütçesinde yaklaşık 12 milyar lira kaynak ayırıldığını, yatırımcıların bu programı dört gözle beklediklerini kaydetti.
Ağbal, 2017 yılında ise KÖYDES projesi için 840 milyon lira, SUKAP projesi için yaklaşık 700 milyon lira, kalkınma ajanslarına 532 milyon lira, SODES projesi için de 264 milyon lira kaynak ayırdıklarını dile getirdi.
Tarım sektörünü güçlü bir şekilde desteklemeye devam ettiklerini kaydeden Ağbal, "2017 yılında bütçemizden tarıma ayırdığımız kaynağı yüzde 21,5 oranında artırarak 30,9 milyar liraya çıkartıyoruz. Tarımsal destek programları için ayırdığımız kaynağı 2016 yılı ödeneklerine göre yüzde 10,3 oranında artırarak 12,8 milyar liraya çıkarıyoruz. Tarım sektörü yatırım ödeneklerini 10,3 milyar liraya yükseltiyoruz. Yemde ve gübrede KDV'nin kaldırılması ile birlikte çiftçimize yıllık yaklaşık 2,7 milyar liralık bir kaynağı da ayrıca sağlıyoruz." ifadelerini kullandı.
Ağbal, sürdürülebilir büyüme noktasında bireysel emekliliğin önemine dikkati çekerek, "Bireysel emeklilik sistemindeki katılımcı sayısı 6,5 milyon kişiye, birikmiş? fon tutarı ise devlet katkısı dahil 58,3 milyar liraya ulaştı. Sistem kapsamında bu yıl sonu itibarıyla bütçeden aktarılacak devlet katkısı tutarı 8,5 milyar liraya ulaşacak. 2017 yılı bütçesinden bu amaçla 3,9 milyar lira ayırdık. Böylece 2017 yılı sonunda bütçeden karşılanan toplam devlet katkısı tutarı 12,4 milyar liraya ulaşmış? olacak." diye konuştu.
Bakan Ağbal, 2017 yılı bütçesinde en büyük payı yine eğitime ayırdıklarını bildirerek, "Eğitime ayırdığımız kaynağı 122 milyar liraya çıkarıyor, böylelikle bütçe giderlerinin yaklaşık yüzde 20'sini eğitime ayırıyoruz. Başka bir ifadeyle, 2017 yılında vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 24'u?nu? eğitime harcayacağız. 2002 yılında merkezi yönetim bütçesinden eğitime ayırdığımız kaynak milli gelirin yüzde 3,2'si iken 2017 yılında bu oranı yüzde 5,1'e çıkarıyoruz." dedi.
Ağbal, teknoloji kullanımını yaygınlaştırarak eğitimde kaliteyi artırmak için başlatılan FATI?H projesine de 2017 yılında 1 milyar lira kaynak ayırıldığını söyledi.
Ağbal ayrıca, YURTKUR dahil yükseköğretime merkezi yönetim bütçesinden ayrılan kaynağın 2017 yılında 37 milyar liraya çıkarıldığını kaydetti.
****HABERİN DEVAMINI "İLGİLİ DOKÜMANLAR" BÖLÜMÜNDE BULABİLİRSİNİZ.****