2007-04-23 - 15:55
ANAVATAN GENEL BAŞKANI MUMCU: ''YÜCE MECLİS; KAYNAĞINI HALKTAN ALMAYAN HİÇ BİR EGEMENLİK İDDİASINA MEŞRUİYET TANIYAMAZ. TANIRSA KENDİ MEŞRUİYETİ TARTIŞMALI HALE GELİR''
Mumcu, TBMM'nin açılışının 87. yıldönümü ve Ulusal Egemenlik ve çocuk Bayramı dolayısıyla özel gündemle toplanan Genel Kurulda yaptığı konuşmada, devletin hem varlık hem de meşruiyet sebebinin, ''Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir'' ve ''tam bağımsızlık'' prensiplerine sadakat olduğunu söyledi.
Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu,
''Yüce Meclis, kaynağını halktan almayan hiç bir egemenlik iddiasına meşruiyet
tanıyamaz. Tanırsa kendi meşruiyeti tartışmalı hale gelir'' dedi.
Mumcu, TBMM'nin açılışının 87. yıldönümü ve Ulusal Egemenlik ve çocuk
Bayramı dolayısıyla özel gündemle toplanan Genel Kurulda yaptığı konuşmada,
devletin hem varlık hem de meşruiyet sebebinin, ''Hakimiyet kayıtsız şartsız
milletindir'' ve ''tam bağımsızlık'' prensiplerine sadakat olduğunu söyledi.
Bir devletin, bütün kurum ve kuruluşlarıyla bu prensipler üzerinde
örgütlenmesi halinde varılacak noktanın demokrasi olduğu ifade eden Mumcu, ''Bu
itibarla yüce Meclis, kaynağını halktan almayan hiç bir egemenlik iddiasına
meşruiyet tanıyamaz. Tanırsa kendi meşruiyeti tartışmalı hale gelir'' dedi.
''Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir'' prensibinin, Türkiye
Cumhuriyeti'nin kuruluşu için sağlam bir temel teşkil ettiğini belirten Mumcu,
''Birinci Büyük Millet Meclisi, bugünkü birlik ve bütünlüğümüzün en büyük
teminatıdır. Bu sözleşmeyi sık sık okumamız gerekiyor. Zaman zaman
karşılaştığımız rejim tartışmalarında Birinci Büyük Millet Meclisinin hakemliğine
başvurmamız gerekiyor. O Meclisin oluşum biçimi ve çalışma prensipleri, bu ülkede
yaşayan herkes için, her dilden, her dinden, her mezhepten yurttaşlarımız için
tarihi bir belge kıymetindedir. Bir millet, kendi kendisini, günlük mülahazalarla
değil, bu tür belgelerle tanımlar'' diye konuştu.

-''DERİN ENDİŞELER TAŞIMAKTADIR''-

Devletin temelinde köklü, yaygın ve etkin bir toplumsal mutabakat olması
halinde tarihi yolculuğuna güven içinde devam edeceğini belirten Mumcu, ''Ne
yazık ki biz bu mutabakatlarımızı yeterince hatırlayamıyoruz. Onun içindir ki
Atatürk'e müracaat mecburiyetimiz her geçen gün daha da artıyor. Bu tarihi
vesikayı, bu milli vasiyeti doğru okumadığımız ve ondan bugün için rasyonel
sonuçlar üretmediğimiz sürece, Atatürk'e bağlılık yeminlerimizin bize bir faydası
olmayacak'' dedi.
Egemenlik kavramının anlamı ve aidiyetinin, devletin ve rejimin karakterini
belirlediğini söyleyen Mumcu, ''Hukukun dışında hiçbir güç, seçilmiş siyasetçinin
siyaset etme yetkisini sınırlayamaz. Şayet seçilmiş siyasetçi, sınırsız bir
yetkiye sahip olduğunu düşünüyorsa yanılıyor. Demokratik rejim, halkın yurttaşlık
bilinci, hukuk ve siyaset üzerinde ideal bir dengeye oturmuştur'' diye konuştu.
''Türk milleti, devletin üzerine oturduğu temel prensipler konusunda derin
endişeler taşımaktadır'' diyen Mumcu, şöyle devam etti:
''Ülkemizin bağımsızlığının tehdit altında olduğuna dair bir kanaat her
geçen gün insanlarımızın zihnine egemen olmaktadır. Ülkemizin küresel rekabette
geri kalması, ekonomik olarak değer üreten bir ülke olmak yerine ucuz iş gücü ve
hammadde temin eden bir ülke durumuna düşmesi, diğer bir ifadeyle uydulaşması ve
bir tür sömürüye maruz kalması, bu endişeleri arttırmaktadır. Ne yazık ki milli
iradenin Meclise tam olarak yansımasını mümkün kılacak demokratik reformlar hala
gerçekleştirilememiştir.
Bugün Türk halkının neredeyse yarısı bu kutsal çatı altında temsil imkanı
bulamamaktadır. Bu, milli iradeyi ve onun mekanizması olan demokrasiyi sakatlayan
bir durumdur ve esasen TBMM'nin temel prensiplerine aykırıdır. Türkiye rejimini
belli kurumlar ve belli statüler üzerine oturtan bir ülkedir. Bu statüko
demokrasimizi sürekli risk ve tehditlere açık hale getirmektedir.''

-''YENİ BİR ANAYASA YAPILMALIDIR''-

''Geliniz, cumhurbaşkanını halka seçtirelim'' diyen Mumcu, insanlara, hesap
soracağı, denetleyeceği kendi devlet başkanlarını seçme hakkının verilmesini
istedi.
Cumhurbaşkanının halka seçtirilmesi için zaman ve fırsat olduğunu savunan
Mumcu, konuşmasını şöyle tamamladı:
''Bu Meclis, yeni bir Anayasa yapmalıdır. Hala bir darbe anayasası ile
yönetilmemiz en başta milli egemenlik prensibinin ruhuna aykırıdır. TBMM, sadece
günübirlik siyasal olgulara dönük eylem ve tutumlar gösteren bir kurum olarak
görülemez. Milli iradenin tecelligahı olmak, millet iradesinin orta ve uzun
vadeli özlem ve ideallerine de hizmet etmeyi zorunlu kılar.
Hepimiz, TBMM'nin 87. yılında ülkemizin karşı karşıya bulunduğu temel
sorunlar karşısında ortak sorumluluklara sahip olduğumuzu görmeliyiz. TBMM,
önümüzdeki günlerde başta bölücülük olmak üzere, ülkemizin karşı karşıya
bulunduğu tehdit ve tehlikelere karşı yepyeni bir anlayışla yaklaşmak ve buna
ilişkin kararlar almak durumundadır.''