
2021-03-03 - 23:59
TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda, mobil telefon kapsama alanının ve internet hizmeti altyapılarının yaygınlaştırılmasının teşvik edilmesi, nakil sırasında yakalanan küpesiz buzağı, kuzu ve oğlaklar ile gebe hayvanların kesime sevk edilmesi uygulamasına son verilmesi, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı'nda alan kılavuzlarının görev yapmaya devam edebilmeleri, TCDD ve TCDD Taşımacılık AŞ'nin bütçelerinin Hazine tarafından desteklenmesine devam edilmesi ile ilgili düzenlemeleri de içeren Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi kabul edildi.
Komisyon, AK Parti Konya Milletvekili Tahir Akyürek başkanlığında toplandı.
Teklif sahibi olarak komisyona bilgi veren AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç, Seyhan Nehri'nde meydana gelen taşkınların en büyüğünün 1949'da gerçekleştiğini, tüm ovanın sular altında kalması nedeniyle 1950-1951'de Seyhan Nehri'ndeki bu taşkınları önlemek için nehrin iki yanına sedde inşaatına başlandığını hatırlattı.
Bu seddelerin yapımı ile seddeler arasında kalan Adana ve Mersin sınırları içindeki toplam 12 köyün, seddelerin dışına çıkarılması zaruretinin ortaya çıktığını anımsatan Kılıç, tahliye edilen köylülere evlerini yapmak üzere DSİ tarafından arsa tahsisinde bulunulduğunu ancak söz konusu kişilere bu arazilerin tapusunun verilmediğini dile getirdi.
Zeminle mülkiyetin DSİ veya maliye arazisine, üzerindeki muhdesatın ise vatandaşlara ait olmasının, vatandaşlar açısından sürekli problem oluşturduğunu belirten Kılıç, "Teklifimizle, bu problemlerin çözümü için söz konusu kişilere rayiç değeri üzerinden taşınılan arazinin tapusunun verilmesi sağlanacak." dedi.
Kılıç, Akşehir Gölü'nün, Konya Akşehir ve Tuzlukçu ilçelerinde yer alan kıyı kesimine ait kıyı kenar çizgisinin ilk olarak 12 Mart 1997'de onaylandığını, onaylı kıyı kenar çizgisinin hatalı olduğu ve iptali gerekçesiyle, Konya İdare Mahkemesince muhtelif esaslarda açılan davalar sonucunda kıyı kenar çizgisinin iptaline karar verildiğini ifade etti.
Mahkeme kararının ifası amacıyla bakanlık tarafından onaylı kıyı kenar çizgisinin iptal edildiğini anımsatan Kılıç, yargılama sonucu oluşturulan bilirkişi raporlarına göre hükmen yeni bir kıyı kenar çizgisinin tespit edildiğini söyledi.
Kılıç, 2019'da bakanlık tarafından kıyı kenar çizgisi belirlendiğini ancak bu tarihe kadar tapuları iptal ve terkin edilenlerden bir kısmı tarafından tazminat davası açıldığını belirtti.
Bunun yanında tazminat davası devam edenlerin bulunduğunu ve mülk sahiplerinden bazılarına da halihazırda tazminat ödendiğini aktaran Kılıç, "Düzenlemeyle, 4 Ocak 2019 tarihli kıyı kenar çizgisi esas alınarak söz konusu taşınmazların sahiplerinin mülkiyet sorunlarının çözülmesi amaçlanıyor. Öte yandan aynı alan içinde bulunan ve daha önce yapılan kadastro çalışmaları sırasında kadastro harici bırakılan taşınmazların Hazine adına tescil edilmesi ve bu taşınmazların kullanıcı veya muhdesat sahiplerine doğrudan kiralanabilmesi hedefleniyor." diye konuştu.
Kılıç, "Teklifimizin bir diğer maddesiyle, 15 Mart 2020'den sonra ihalesi yapılan, henüz uygulama sözleşmesi imzalanmayan, finanse edilmesi planlanan ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına bağlı özel bütçeli kamu idareleri tarafından borç üstlenim anlaşması imzalanacak olan ancak bazı teknik ve mücbir sebeplerle söz konusu özel bütçeli kamu idarelerinin taraf olamadığı projeye, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının borç üstlenim anlaşmasına taraf olması, finansmana erişimde önemli ölçüde avantaj sağlayacaktır." dedi.
Haberleşme ve elektronik iletişim sistemlerinin ulaşılabilir olmasının bir tür kamu hizmeti olduğunu ifade eden Kılıç, söz konusu hizmetlerin bütün yurt sathında düzgün dağıtılmasının, Türkiye'nin her bölgesinde fırsat eşitliğinin sağlanması için de son derece önemli olduğunu belirtti.
Kamu hizmetlerine haiz ancak telekomünikasyon işletmecileri tarafından karşılanmasında mali güçlük bulunması nedeniyle altyapı götürülemeyen yerlere Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca, uygulanan projelerle gerekli yatırımların yapıldığını anlatan Kılıç, şöyle devam etti:
"Uygulanan mevcut sisteme göre işletmecilerden toplanan evrensel hizmet gelirleri yine işletmeciler aracılığı ile yürütülen projeler çerçevesinde evrensel hizmetin bakanlık tarafından belirlenen yerleşim yerlerine götürülmesi için kullanılıyor. Mevcut uygulamada işletmeciler proje kapsamında gerçekleştirdikleri faaliyetlere ilişkin maliyetlerini bir sonraki yıl bakanlığa bildirmekte, bakanlık gerekli denetlemeleri yaptıktan sonra ödenecek miktarı belirlemekte ve ödeme yapılmaktadır. Bu sürece göre bir işletmeci yaptığı bir faaliyetin bedelini yaklaşık 12-24 ay yani ortalama 18 ay sonra alabilmektedir. Bunun neticesinde hizmetin maliyetinin öngörülmesi zorlaşmakta ilave finansman maliyeti oluşmakta evrensel hizmet projelerine olan ilgi azalmakta ve gerçekçi proje bedelleri belirlenememektedir. Öngörülen değişiklikle bu konuda bir düzenleme yapılmakta ve finansman maliyetinin asgariye indirgenerek proje faaliyetlerinin daha gerçekçi değerlerde oluşması amaçlanıyor. Söz konusu değişiklikle evrensel hizmet kapsamında altyapı kurulumlarının daha hızlı ve etkin hale getirilmesi, BTK'ye evrensel hizmet yükümlüsünü doğrudan belirleyebilme yetkisi verilerek, daha fazla yere altyapı ve hizmet götürülmesi hedefleniyor."
Kılıç, düzenlemeyle, toplum sağlığı ile hayvan haklarının korunması arasındaki dengeyi gözeterek, nakil esnasında yakalanan küpesiz buzağı, kuzu ve oğlaklar ile gebe hayvanların kesime sevk edilmesi uygulamasına son verileceğini bildirdi. Kılıç, bu durumda yakalanan hayvanların karantina altına alınacağını ve karantinaya esas olacak hususların, bakanlıkça belirleneceğini ifade etti.
Sanayileşme, kalkınma ve katma değer üreten sanayi tesislerinin devamlılığının sağlanmasının, bir ülke için son derece önemli olduğuna dikkati çeken Kılıç, bütün bu konularda gereken ulaşım ve lojistik imkanlarının sağlanmasında en etkili yolun demir yolları olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin göz bebeği kurumlarından olan TCDD'nin, üzerine düşen bu kritik görevi ifa etmek için yoğun bir tempoyla çalıştığını belirten Kılıç, şöyle devam etti:
"Mevcut yük ve yolcu taşımacılığı hizmetlerinin yeniden yapılanma süreci tamamlanıncaya kadar aksamadan sürdürülmesi ve mevcut altyapının güçlendirilerek vasfının iyileştirilmesi için hem altyapı hem de tren işletmeciliğinden kaynaklanan sorunlar sebebiyle altyapı işletmeciliği ile taşımacılık hizmetlerinin yapılamaz hale gelmesinin önlenmesi amacıyla öngörülen geçiş sürecinin uzatılmasına ihtiyaç duyulmuştur. İşletilmesi ticari olmayan yolcu taşımacılığı için yakın zamanda özel tren işletmecilerinden talep olmadığından, TCDD Taşımacılık AŞ'nin yürüttüğü kamu hizmetinin devamının sağlanması, yolcu taşımacılığında mağduriyetin yaşanmaması için kamu hizmeti yükümlülüğü süresinin uzatılması amaçlanıyor."
Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Tarihi Alanı'nın, milli kimliğin ve milli mücadele ruhunun ortaya konulduğu son derece önemli bir savaşa, Çanakkale muharebelerine şahit olduğunu hatırlatan Kılıç, "Çanakkale Savaşları'nın insanımıza ve özellikle genç nesillere iyi anlatılması son derece önemlidir. Alan kılavuzları bu anlamda önemli bir görevi ifa edecek ve boşluğu dolduracaktır." dedi.
Tarihi alanda görev yapan alan kılavuzlarının, halihazırda rehberlik hizmeti yerine getirmeksizin yönlendirme faaliyeti yapabildiğine ancak alana gelen ziyaretçi yoğunluğu ve turist rehberlerinin sayıca yetersiz kalmaları dikkate alındığında alan kılavuzlarının hizmetine ihtiyaç duyulduğuna değinen Kılıç, "Bu ihtiyacın giderilmesi amacıyla mevzuat çalışması yapılmasına Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu ve Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile çatışma yaşanmaması ve yeniden dava süreciyle uygulamada kesinti yaşanmaması için mevzuatın kanun olarak yapılmasına ihtiyaç duyuldu." diye konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, teklifin, 15 Mart 2020'den sonra ihalesi yapılmış ancak uygulama sözleşmesi imzalanmamış yap-işlet-devret projelerine ilişkin, özel bütçeli kuruluşun yanında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının da borç üstlenim anlaşmasında taraf olabilmesi içeren maddesini eleştirdi.
Hamzaçebi, "Bence böyle dolaylı yoldan tarif yerine 'şu ihale' diye yazılsaydı daha doğru olurdu. Kanun teklifini hazırlayan arkadaşların niyetini anlamış olurduk." dedi.
Bu kapsamda Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un kuralı koyduğuna işaret eden Hamzaçebi, şöyle konuştu:
"Bütün işlemler hazine birliği ilkesi çerçevesinde yürütülür. Hazine birliği nedir? Türkiye'de bütün saymanlıklar Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlıdır. Hazine birliği ancak böyle sağlanır. Hazinenin borç yönetimi de böyle bir şeydir. Borç yönetiminde bir bakan vardır, Hazine ve Maliye Bakanı vardır. Bütün borç yönetimi onun kontrolünde gidecektir hatta Hazine ve Maliye Bakanı bu işi keyfi şekilde kullanmasın diye kanun bazı yetkileri ona da vermemiş, Cumhurbaşkanı'na vermiş. 'Hazine garantisi vermeye Cumhurbaşkanı yetkilidir.' demiş. Şimdi burada bu kural altüst ediliyor; Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, borç üstlenim anlaşması imzalamaya yetkili oluyor. Bu asla kabul edilemez. Görüşümü söylüyorum, takdir elbette komisyonun ama kesinlikle yanlıştır."
CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız, söz konusu maddenin, bu şekilde yasalaşması durumunda devlete büyük zarar vereceğini savunarak, aynı zamanda Anayasa'ya aykırı olduğunu iddia ettiği düzenlemenin geri çekilmesini istedi.
Yıldız, düzenlemenin yasalaşması durumunda iptali için Anayasa Mahkemesine başvuracaklarını bildirdi.
CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı da aynı madde konusunda eleştirilerde bulundu.
Teklifteki, "15 Mart 2020'den sonra ihalesi yapılmış ancak uygulama sözleşmesi imzalanmamış yap-işlet-devret projeleri" ifadesini anımsatan Baltacı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının, bu projeleri ve firmaları açıklamak zorunda olduğunu belirtti. Baltacı, "Bunu bilirsek hem daha ayrıntılı hem de daha açık konuşabiliriz. Hazine ve Maliye Bakanlığının kefilliğinin ötesinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının da kefilliği isteniyor. Akla şu soru geliyor; Hazine ve Maliye Bakanlığı bu projelere ve firmalara kefil olmak istemiyor mu?" diye sordu.
MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek, CHP'li Yıldız ve Baltacı'yı kastederek, "Sanki bizim ihale mevzuatından ya da bu işlerin nasıl yapıldığından hiç bilgimiz yok gibi konuşuyorlar." dedi.
Şimşek, şunları söyledi:
"Büyükşehir ihaleyi yaptı, krediyi nereden bulursan bul. Kredi zaten ne büyükşehirin ne de firmanın hesabına geçiyor. Bu para nasıl ödeniyor? İş yapıldıkça hak ediş esasına göre kredi derecelendirme kuruluşu geliyor, hak edişine bakıyor, kontrolünü yapıyor, parayı hesabına geçiriyor. İş devam ettiği sürece bir problem yok. Karayolları yap-işlet-devret veriyor. Aynı şekilde para firmanın da Karayolları'nın da hesabına geçmiyor. Firma, iş yapıldıkça parayı serbest bırakıyor. Kredi veren kurum, iş yapmadan kimsenin hesabına 3-5 milyar lirayı geçmez. Bunları bilmiyorsanız öğrenin. Bir yanlış anlaşılmaya sebebiyet veriliyor. İki olay birbirinin aynısı. İkisinde de problem çıkarsa devlet el koyuyor. Lütfen olayı anlatırken saptırmayın."
HDP Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı, toplumun ihtiyaç duyduğu düzenlemeleri tam bir uzlaşı içinde yapabilme iradesini ortaya koyabilmenin önemini dile getirerek, komisyona bugüne kadar gelen kanun tekliflerini alelacele çıkarma gayreti olduğunu söyledi.
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu, teklifte şaibeli konuların bulunduğunu, bunların teklifin maddeleri arasına gizlendiğini savundu.
Nuhoğlu, kanun teklifinin, sözleşmesi imzalanmamış yap-işlet-devret projeleri konusundaki düzenlemesinde "şaibe" olduğunu öne sürerek, maddenin tekliften çıkarılmasını talep etti.
CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıklarken söylediği, "Hayvana mal-meta olarak bakmayacağız, canlı olarak bakacağız." sözünü beğendiğini belirtti.
Nakil sırasında yakalanan küpesiz buzağı, kuzu ve oğlaklar ile gebe hayvanların kesime sevk edilmesi uygulamasına son verilmesine ilişkin maddeye değinen Şener, şunları kaydetti:
"Yalnızca Türkiye'de değil dünyada öyle bir zulüm var ki buzağı doğar doğmaz annesi ne onu yalayabiliyor ne emzirebiliyor ne de dağda bayırda beraber koşabiliyor. Buzağıyı doğar doğmaz alıyorlar, iki metre uzunluğundaki bir kutunun içine koyuyorlar. Kesilinceye kadar hareket etmeksizin orada tutuyorlar. Allah aşkına şu mera alanları sürekli meralıktan çıkıyor, koruyalım. Hayvanlar da yaşadıkları süre içinde mutlu yaşasınlar. Hayvan popülasyonunu meralara doğru kaydırmaya başlayalım. Bunun için hayvana, canlı olarak bakmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum."
Teklif sahibi olarak milletvekillerinin eleştirilerine cevap veren AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç, teklifin ikinci maddesindeki konunun, kefalet üzerinden bir anlayışla değerlendirildiğini ancak düzenlemede, kefilliğin söz konusu olmadığını belirtti.
Kılıç, "Proje fesholduktan sonra orada yapılan imalat varsa o imalatın miktarıyla alakalı konu. Topyekun olarak 'Bütün borçları Hazine, o firmaların kredi borçlarını Karayolları üstleniyor.' diye bir yaklaşım sergilendi. Bu doğru değil." dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Enver İskurt, borç üstleniminin tanımını yaparak, "Tamamen yap-işlet-devret projelerine yönelik görevli şirketin sağladığı kredinin; yatırımda kullanılması, imalata girmesi kaydıyla sözleşmenin fesholması halinde kamunun, hazinenin, yapılan yatırımın geriye ödenmesini kreditöre garanti ediyor. Borç üstlenim anlaşması yap-işlet-devret projelerinde bunu öngörüyor. Bu anlamda baktığınız zaman hiçbir kefillik, hak ediş ödeme, taahhüt, ihale şartlarına yönelik hiçbir menfaat, değişiklik söz konusu değil." diye konuştu.
Düzenlemedeki amacı paylaşan İskurt, "Mart 2020'de başlayan pandemiden sonra dünyada ekonomik krizler, yatırımlar, ticaretteki endişeler devam ediyor. Kanun teklifinde 'Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı da dahil olabilir.' diyor yani 'Olacaktır.' da demiyor; sağlanacak kredilerde taraf olacak, üçlü imza koyabilecek." ifadelerini kullandı.
TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda, mobil telefon kapsama alanının ve internet hizmeti altyapılarının yaygınlaştırılmasının teşvik edilmesi, nakil sırasında yakalanan küpesiz buzağı, kuzu ve oğlaklar ile gebe hayvanların kesime sevk edilmesi uygulamasına son verilmesi, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı'nda alan kılavuzlarının görev yapmaya devam edebilmeleri, TCDD ve TCDD Taşımacılık AŞ'nin bütçelerinin Hazine tarafından desteklenmesine devam edilmesi ile ilgili düzenlemeleri de içeren Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi kabul edildi.
AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç ve AK Partili milletvekili arkadaşlarının imzasını taşıyan teklife göre, Seyhan Nehri'nde 1949 ile 1951 yıllarında yaşanan taşkınlar nedeniyle mevcut binalarını boşaltmak durumunda kalanlara, üzerinde bina yapmak üzere DSİ tarafından tahsis edilen arazilerin mülkiyetinin rayiç bedeli üzerinden doğrudan satışını yapmaya arazi maliki idare yetkili olacak.
Doğrudan satış talep eden kişiler, düzenlemenin yürürlüğe girmesinin ardından 6 ay içinde ilgili valiliğe müracaat edecek. Müracaat süresinin sonunda tüm başvuranların hak sahipliği, ilgili valilik bünyesinde oluşturulacak komisyon tarafından değerlendirilecek ve hak sahiplik durumları tespit edilecek. Tespit sonuçları başvuranlara tebliğ edilecek.
15 Mart 2020'den sonra ihalesi yapılmış ancak uygulama sözleşmesi imzalanmamış yap-işlet-devret projelerine ilişkin özel bütçeli kuruluşun yanında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı da borç üstlenim anlaşmasında taraf olabilecek.
Akşehir Gölü'nün, Konya Akşehir ve Tuzlukçu ilçelerinde yer alan kıyı kesiminde, 1970'li yıllardan itibaren yapılan kadastro çalışmaları ile şahıslara ait mülkiyetler ile kadastro harici bırakılmasına karar verilen yerlere ilişkin düzenleme yapılacak. Bu kapsamda 4 Ocak 2019 tarihli kıyı kenar çizgisi dikkate alınarak söz konusu taşınmaz maliklerinin mülkiyet sorunları çözümlenecek.
Mobil telefon kapsama alanının ve internet hizmeti altyapılarının yaygınlaştırılmasını teşvik edecek düzenlemeler yapılacak.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının bütçesinde yer alan ilgili ödeneklerin, evrensel hizmet ödemelerinin yapılabilmesini teminen yıl içinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bütçesine aktarılabilmesine imkan sağlanacak.
Bu kapsamda uluslararası örneklere uygun şekilde, evrensel hizmet yükümlüsünün belirlenmesine yönelik yöntemlerin çeşitlendirilmesi, evrensel hizmet yükümlüsünün birden fazla işletmeci arasından belirlendiği hallerde net maliyet hesabına esas teşkil edecek yöntemin tanımlanması, evrensel hizmet yükümlülerine evrensel hizmet işine ilişkin bedelin yüzde 30'una kadar avans ödenebilmesi ve ortalama 18 ayı bulan ödeme periyotlarının kısaltabilmesine imkan tanınması amaçlanıyor.
Ayrıca evrensel hizmet kapsamında yürütülecek projelerde, zorunlu hallerde altyapı kurulumu gerektiren işlerde evrensel hizmet yükümlüsü olma şartı aranmayabileceği düzenleniyor.
Nakil sırasında yakalanan küpesiz buzağı, kuzu ve oğlaklar ile gebe hayvanların kesime sevk edilmesi uygulamasına son verilecek ve bu hayvanlar karantina altına alınacak.
Bu kapsamda tanımlattırılmamış sığır cinsi hayvanlar ile koyun ve keçilerin nakil sırasında yakalanması halinde; gebe hayvanlar, 6 aylıktan küçük koyun ve keçiler ile bir yaşından küçük sığır cinsi hayvanlar hariç olmak üzere tüm masrafları sahibi tarafından karşılanarak en yakın kesimhanede kestirilecek ve sahibine teslim edilecek.
Tanımlattırılmamış gebe hayvanlar, 6 aylıktan küçük koyun ve keçiler ile bir yaşından küçük sığır cinsi hayvanlar nakil esnasında yakalanması durumunda kestirilmeyecek, sahibinin bilgisi dahilinde karantina altına alınacak. Karantinayla ilgili konular, Tarım ve Orman Bakanlığınca belirlenecek.
Bu önlemler, insan, bitki ve hayvan sağlığı ile çevre için doğrudan ya da dolaylı herhangi bir olumsuz etkiye sebep olmayacak şekilde uygulanacak. Bu iş ve işlemler için yapılacak tüm masraflar sahibi tarafından karşılanacak. İmha ve itlaf halinde Tarım ve Orman Bakanlığınca herhangi bir tazminat ödenmeyecek.
TCDD'nin bazı yatırımlarının finansmanının, işletme bütçesinde yer alan finansman açıklarının ve TCDD Taşımacılık AŞ'ye yapılan sermaye transferi nedeniyle doğan açıklarının sermayesine mahsuben Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından desteklenmesi süresi 2023 yılı sonuna kadar uzatılacak. Bu süreyi 10 yıla kadar uzatmaya Cumhurbaşkanı yetkili olacak.
Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı'nda alan kılavuzlarının görev yapmaya devam edebilmelerine yönelik düzenleme yapılacak. Bu kapsamda kanuna "alan kılavuzu" tanımı eklenecek.
Alan kılavuzu, Tarihi Alan Başkanlığınca belirlenen usul ve esaslara göre, başkanlıkça düzenlenen kurs ve sınav sonucunda başarılı olan ve yetkilendirilen, ziyaretçilere Tarihi Alan ve Çanakkale Savaşları ile ilgili bilgi veren kişiyi ifade edecek.
Teklif sahibi olarak komisyona bilgi veren AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç, Seyhan Nehri'nde meydana gelen taşkınların en büyüğünün 1949'da gerçekleştiğini, tüm ovanın sular altında kalması nedeniyle 1950-1951'de Seyhan Nehri'ndeki bu taşkınları önlemek için nehrin iki yanına sedde inşaatına başlandığını hatırlattı.
Bu seddelerin yapımı ile seddeler arasında kalan Adana ve Mersin sınırları içindeki toplam 12 köyün, seddelerin dışına çıkarılması zaruretinin ortaya çıktığını anımsatan Kılıç, tahliye edilen köylülere evlerini yapmak üzere DSİ tarafından arsa tahsisinde bulunulduğunu ancak söz konusu kişilere bu arazilerin tapusunun verilmediğini dile getirdi.
Zeminle mülkiyetin DSİ veya maliye arazisine, üzerindeki muhdesatın ise vatandaşlara ait olmasının, vatandaşlar açısından sürekli problem oluşturduğunu belirten Kılıç, "Teklifimizle, bu problemlerin çözümü için söz konusu kişilere rayiç değeri üzerinden taşınılan arazinin tapusunun verilmesi sağlanacak." dedi.
Kılıç, Akşehir Gölü'nün, Konya Akşehir ve Tuzlukçu ilçelerinde yer alan kıyı kesimine ait kıyı kenar çizgisinin ilk olarak 12 Mart 1997'de onaylandığını, onaylı kıyı kenar çizgisinin hatalı olduğu ve iptali gerekçesiyle, Konya İdare Mahkemesince muhtelif esaslarda açılan davalar sonucunda kıyı kenar çizgisinin iptaline karar verildiğini ifade etti.
Mahkeme kararının ifası amacıyla bakanlık tarafından onaylı kıyı kenar çizgisinin iptal edildiğini anımsatan Kılıç, yargılama sonucu oluşturulan bilirkişi raporlarına göre hükmen yeni bir kıyı kenar çizgisinin tespit edildiğini söyledi.
Kılıç, 2019'da bakanlık tarafından kıyı kenar çizgisi belirlendiğini ancak bu tarihe kadar tapuları iptal ve terkin edilenlerden bir kısmı tarafından tazminat davası açıldığını belirtti.
Bunun yanında tazminat davası devam edenlerin bulunduğunu ve mülk sahiplerinden bazılarına da halihazırda tazminat ödendiğini aktaran Kılıç, "Düzenlemeyle, 4 Ocak 2019 tarihli kıyı kenar çizgisi esas alınarak söz konusu taşınmazların sahiplerinin mülkiyet sorunlarının çözülmesi amaçlanıyor. Öte yandan aynı alan içinde bulunan ve daha önce yapılan kadastro çalışmaları sırasında kadastro harici bırakılan taşınmazların Hazine adına tescil edilmesi ve bu taşınmazların kullanıcı veya muhdesat sahiplerine doğrudan kiralanabilmesi hedefleniyor." diye konuştu.
Kılıç, "Teklifimizin bir diğer maddesiyle, 15 Mart 2020'den sonra ihalesi yapılan, henüz uygulama sözleşmesi imzalanmayan, finanse edilmesi planlanan ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına bağlı özel bütçeli kamu idareleri tarafından borç üstlenim anlaşması imzalanacak olan ancak bazı teknik ve mücbir sebeplerle söz konusu özel bütçeli kamu idarelerinin taraf olamadığı projeye, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının borç üstlenim anlaşmasına taraf olması, finansmana erişimde önemli ölçüde avantaj sağlayacaktır." dedi.
Haberleşme ve elektronik iletişim sistemlerinin ulaşılabilir olmasının bir tür kamu hizmeti olduğunu ifade eden Kılıç, söz konusu hizmetlerin bütün yurt sathında düzgün dağıtılmasının, Türkiye'nin her bölgesinde fırsat eşitliğinin sağlanması için de son derece önemli olduğunu belirtti.
Kamu hizmetlerine haiz ancak telekomünikasyon işletmecileri tarafından karşılanmasında mali güçlük bulunması nedeniyle altyapı götürülemeyen yerlere Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca, uygulanan projelerle gerekli yatırımların yapıldığını anlatan Kılıç, şöyle devam etti:
"Uygulanan mevcut sisteme göre işletmecilerden toplanan evrensel hizmet gelirleri yine işletmeciler aracılığı ile yürütülen projeler çerçevesinde evrensel hizmetin bakanlık tarafından belirlenen yerleşim yerlerine götürülmesi için kullanılıyor. Mevcut uygulamada işletmeciler proje kapsamında gerçekleştirdikleri faaliyetlere ilişkin maliyetlerini bir sonraki yıl bakanlığa bildirmekte, bakanlık gerekli denetlemeleri yaptıktan sonra ödenecek miktarı belirlemekte ve ödeme yapılmaktadır. Bu sürece göre bir işletmeci yaptığı bir faaliyetin bedelini yaklaşık 12-24 ay yani ortalama 18 ay sonra alabilmektedir. Bunun neticesinde hizmetin maliyetinin öngörülmesi zorlaşmakta ilave finansman maliyeti oluşmakta evrensel hizmet projelerine olan ilgi azalmakta ve gerçekçi proje bedelleri belirlenememektedir. Öngörülen değişiklikle bu konuda bir düzenleme yapılmakta ve finansman maliyetinin asgariye indirgenerek proje faaliyetlerinin daha gerçekçi değerlerde oluşması amaçlanıyor. Söz konusu değişiklikle evrensel hizmet kapsamında altyapı kurulumlarının daha hızlı ve etkin hale getirilmesi, BTK'ye evrensel hizmet yükümlüsünü doğrudan belirleyebilme yetkisi verilerek, daha fazla yere altyapı ve hizmet götürülmesi hedefleniyor."
Kılıç, düzenlemeyle, toplum sağlığı ile hayvan haklarının korunması arasındaki dengeyi gözeterek, nakil esnasında yakalanan küpesiz buzağı, kuzu ve oğlaklar ile gebe hayvanların kesime sevk edilmesi uygulamasına son verileceğini bildirdi. Kılıç, bu durumda yakalanan hayvanların karantina altına alınacağını ve karantinaya esas olacak hususların, bakanlıkça belirleneceğini ifade etti.
Sanayileşme, kalkınma ve katma değer üreten sanayi tesislerinin devamlılığının sağlanmasının, bir ülke için son derece önemli olduğuna dikkati çeken Kılıç, bütün bu konularda gereken ulaşım ve lojistik imkanlarının sağlanmasında en etkili yolun demir yolları olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin göz bebeği kurumlarından olan TCDD'nin, üzerine düşen bu kritik görevi ifa etmek için yoğun bir tempoyla çalıştığını belirten Kılıç, şöyle devam etti:
"Mevcut yük ve yolcu taşımacılığı hizmetlerinin yeniden yapılanma süreci tamamlanıncaya kadar aksamadan sürdürülmesi ve mevcut altyapının güçlendirilerek vasfının iyileştirilmesi için hem altyapı hem de tren işletmeciliğinden kaynaklanan sorunlar sebebiyle altyapı işletmeciliği ile taşımacılık hizmetlerinin yapılamaz hale gelmesinin önlenmesi amacıyla öngörülen geçiş sürecinin uzatılmasına ihtiyaç duyulmuştur. İşletilmesi ticari olmayan yolcu taşımacılığı için yakın zamanda özel tren işletmecilerinden talep olmadığından, TCDD Taşımacılık AŞ'nin yürüttüğü kamu hizmetinin devamının sağlanması, yolcu taşımacılığında mağduriyetin yaşanmaması için kamu hizmeti yükümlülüğü süresinin uzatılması amaçlanıyor."
Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Tarihi Alanı'nın, milli kimliğin ve milli mücadele ruhunun ortaya konulduğu son derece önemli bir savaşa, Çanakkale muharebelerine şahit olduğunu hatırlatan Kılıç, "Çanakkale Savaşları'nın insanımıza ve özellikle genç nesillere iyi anlatılması son derece önemlidir. Alan kılavuzları bu anlamda önemli bir görevi ifa edecek ve boşluğu dolduracaktır." dedi.
Tarihi alanda görev yapan alan kılavuzlarının, halihazırda rehberlik hizmeti yerine getirmeksizin yönlendirme faaliyeti yapabildiğine ancak alana gelen ziyaretçi yoğunluğu ve turist rehberlerinin sayıca yetersiz kalmaları dikkate alındığında alan kılavuzlarının hizmetine ihtiyaç duyulduğuna değinen Kılıç, "Bu ihtiyacın giderilmesi amacıyla mevzuat çalışması yapılmasına Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu ve Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile çatışma yaşanmaması ve yeniden dava süreciyle uygulamada kesinti yaşanmaması için mevzuatın kanun olarak yapılmasına ihtiyaç duyuldu." diye konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, teklifin, 15 Mart 2020'den sonra ihalesi yapılmış ancak uygulama sözleşmesi imzalanmamış yap-işlet-devret projelerine ilişkin, özel bütçeli kuruluşun yanında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının da borç üstlenim anlaşmasında taraf olabilmesi içeren maddesini eleştirdi.
Hamzaçebi, "Bence böyle dolaylı yoldan tarif yerine 'şu ihale' diye yazılsaydı daha doğru olurdu. Kanun teklifini hazırlayan arkadaşların niyetini anlamış olurduk." dedi.
Bu kapsamda Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un kuralı koyduğuna işaret eden Hamzaçebi, şöyle konuştu:
"Bütün işlemler hazine birliği ilkesi çerçevesinde yürütülür. Hazine birliği nedir? Türkiye'de bütün saymanlıklar Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlıdır. Hazine birliği ancak böyle sağlanır. Hazinenin borç yönetimi de böyle bir şeydir. Borç yönetiminde bir bakan vardır, Hazine ve Maliye Bakanı vardır. Bütün borç yönetimi onun kontrolünde gidecektir hatta Hazine ve Maliye Bakanı bu işi keyfi şekilde kullanmasın diye kanun bazı yetkileri ona da vermemiş, Cumhurbaşkanı'na vermiş. 'Hazine garantisi vermeye Cumhurbaşkanı yetkilidir.' demiş. Şimdi burada bu kural altüst ediliyor; Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, borç üstlenim anlaşması imzalamaya yetkili oluyor. Bu asla kabul edilemez. Görüşümü söylüyorum, takdir elbette komisyonun ama kesinlikle yanlıştır."
CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız, söz konusu maddenin, bu şekilde yasalaşması durumunda devlete büyük zarar vereceğini savunarak, aynı zamanda Anayasa'ya aykırı olduğunu iddia ettiği düzenlemenin geri çekilmesini istedi.
Yıldız, düzenlemenin yasalaşması durumunda iptali için Anayasa Mahkemesine başvuracaklarını bildirdi.
CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı da aynı madde konusunda eleştirilerde bulundu.
Teklifteki, "15 Mart 2020'den sonra ihalesi yapılmış ancak uygulama sözleşmesi imzalanmamış yap-işlet-devret projeleri" ifadesini anımsatan Baltacı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının, bu projeleri ve firmaları açıklamak zorunda olduğunu belirtti. Baltacı, "Bunu bilirsek hem daha ayrıntılı hem de daha açık konuşabiliriz. Hazine ve Maliye Bakanlığının kefilliğinin ötesinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının da kefilliği isteniyor. Akla şu soru geliyor; Hazine ve Maliye Bakanlığı bu projelere ve firmalara kefil olmak istemiyor mu?" diye sordu.
MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek, CHP'li Yıldız ve Baltacı'yı kastederek, "Sanki bizim ihale mevzuatından ya da bu işlerin nasıl yapıldığından hiç bilgimiz yok gibi konuşuyorlar." dedi.
Şimşek, şunları söyledi:
"Büyükşehir ihaleyi yaptı, krediyi nereden bulursan bul. Kredi zaten ne büyükşehirin ne de firmanın hesabına geçiyor. Bu para nasıl ödeniyor? İş yapıldıkça hak ediş esasına göre kredi derecelendirme kuruluşu geliyor, hak edişine bakıyor, kontrolünü yapıyor, parayı hesabına geçiriyor. İş devam ettiği sürece bir problem yok. Karayolları yap-işlet-devret veriyor. Aynı şekilde para firmanın da Karayolları'nın da hesabına geçmiyor. Firma, iş yapıldıkça parayı serbest bırakıyor. Kredi veren kurum, iş yapmadan kimsenin hesabına 3-5 milyar lirayı geçmez. Bunları bilmiyorsanız öğrenin. Bir yanlış anlaşılmaya sebebiyet veriliyor. İki olay birbirinin aynısı. İkisinde de problem çıkarsa devlet el koyuyor. Lütfen olayı anlatırken saptırmayın."
HDP Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı, toplumun ihtiyaç duyduğu düzenlemeleri tam bir uzlaşı içinde yapabilme iradesini ortaya koyabilmenin önemini dile getirerek, komisyona bugüne kadar gelen kanun tekliflerini alelacele çıkarma gayreti olduğunu söyledi.
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu, teklifte şaibeli konuların bulunduğunu, bunların teklifin maddeleri arasına gizlendiğini savundu.
Nuhoğlu, kanun teklifinin, sözleşmesi imzalanmamış yap-işlet-devret projeleri konusundaki düzenlemesinde "şaibe" olduğunu öne sürerek, maddenin tekliften çıkarılmasını talep etti.
CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıklarken söylediği, "Hayvana mal-meta olarak bakmayacağız, canlı olarak bakacağız." sözünü beğendiğini belirtti.
Nakil sırasında yakalanan küpesiz buzağı, kuzu ve oğlaklar ile gebe hayvanların kesime sevk edilmesi uygulamasına son verilmesine ilişkin maddeye değinen Şener, şunları kaydetti:
"Yalnızca Türkiye'de değil dünyada öyle bir zulüm var ki buzağı doğar doğmaz annesi ne onu yalayabiliyor ne emzirebiliyor ne de dağda bayırda beraber koşabiliyor. Buzağıyı doğar doğmaz alıyorlar, iki metre uzunluğundaki bir kutunun içine koyuyorlar. Kesilinceye kadar hareket etmeksizin orada tutuyorlar. Allah aşkına şu mera alanları sürekli meralıktan çıkıyor, koruyalım. Hayvanlar da yaşadıkları süre içinde mutlu yaşasınlar. Hayvan popülasyonunu meralara doğru kaydırmaya başlayalım. Bunun için hayvana, canlı olarak bakmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum."
Teklif sahibi olarak milletvekillerinin eleştirilerine cevap veren AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç, teklifin ikinci maddesindeki konunun, kefalet üzerinden bir anlayışla değerlendirildiğini ancak düzenlemede, kefilliğin söz konusu olmadığını belirtti.
Kılıç, "Proje fesholduktan sonra orada yapılan imalat varsa o imalatın miktarıyla alakalı konu. Topyekun olarak 'Bütün borçları Hazine, o firmaların kredi borçlarını Karayolları üstleniyor.' diye bir yaklaşım sergilendi. Bu doğru değil." dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Enver İskurt, borç üstleniminin tanımını yaparak, "Tamamen yap-işlet-devret projelerine yönelik görevli şirketin sağladığı kredinin; yatırımda kullanılması, imalata girmesi kaydıyla sözleşmenin fesholması halinde kamunun, hazinenin, yapılan yatırımın geriye ödenmesini kreditöre garanti ediyor. Borç üstlenim anlaşması yap-işlet-devret projelerinde bunu öngörüyor. Bu anlamda baktığınız zaman hiçbir kefillik, hak ediş ödeme, taahhüt, ihale şartlarına yönelik hiçbir menfaat, değişiklik söz konusu değil." diye konuştu.
Düzenlemedeki amacı paylaşan İskurt, "Mart 2020'de başlayan pandemiden sonra dünyada ekonomik krizler, yatırımlar, ticaretteki endişeler devam ediyor. Kanun teklifinde 'Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı da dahil olabilir.' diyor yani 'Olacaktır.' da demiyor; sağlanacak kredilerde taraf olacak, üçlü imza koyabilecek." ifadelerini kullandı.
TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda, mobil telefon kapsama alanının ve internet hizmeti altyapılarının yaygınlaştırılmasının teşvik edilmesi, nakil sırasında yakalanan küpesiz buzağı, kuzu ve oğlaklar ile gebe hayvanların kesime sevk edilmesi uygulamasına son verilmesi, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı'nda alan kılavuzlarının görev yapmaya devam edebilmeleri, TCDD ve TCDD Taşımacılık AŞ'nin bütçelerinin Hazine tarafından desteklenmesine devam edilmesi ile ilgili düzenlemeleri de içeren Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi kabul edildi.
AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç ve AK Partili milletvekili arkadaşlarının imzasını taşıyan teklife göre, Seyhan Nehri'nde 1949 ile 1951 yıllarında yaşanan taşkınlar nedeniyle mevcut binalarını boşaltmak durumunda kalanlara, üzerinde bina yapmak üzere DSİ tarafından tahsis edilen arazilerin mülkiyetinin rayiç bedeli üzerinden doğrudan satışını yapmaya arazi maliki idare yetkili olacak.
Doğrudan satış talep eden kişiler, düzenlemenin yürürlüğe girmesinin ardından 6 ay içinde ilgili valiliğe müracaat edecek. Müracaat süresinin sonunda tüm başvuranların hak sahipliği, ilgili valilik bünyesinde oluşturulacak komisyon tarafından değerlendirilecek ve hak sahiplik durumları tespit edilecek. Tespit sonuçları başvuranlara tebliğ edilecek.
15 Mart 2020'den sonra ihalesi yapılmış ancak uygulama sözleşmesi imzalanmamış yap-işlet-devret projelerine ilişkin özel bütçeli kuruluşun yanında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı da borç üstlenim anlaşmasında taraf olabilecek.
Akşehir Gölü'nün, Konya Akşehir ve Tuzlukçu ilçelerinde yer alan kıyı kesiminde, 1970'li yıllardan itibaren yapılan kadastro çalışmaları ile şahıslara ait mülkiyetler ile kadastro harici bırakılmasına karar verilen yerlere ilişkin düzenleme yapılacak. Bu kapsamda 4 Ocak 2019 tarihli kıyı kenar çizgisi dikkate alınarak söz konusu taşınmaz maliklerinin mülkiyet sorunları çözümlenecek.
Mobil telefon kapsama alanının ve internet hizmeti altyapılarının yaygınlaştırılmasını teşvik edecek düzenlemeler yapılacak.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının bütçesinde yer alan ilgili ödeneklerin, evrensel hizmet ödemelerinin yapılabilmesini teminen yıl içinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bütçesine aktarılabilmesine imkan sağlanacak.
Bu kapsamda uluslararası örneklere uygun şekilde, evrensel hizmet yükümlüsünün belirlenmesine yönelik yöntemlerin çeşitlendirilmesi, evrensel hizmet yükümlüsünün birden fazla işletmeci arasından belirlendiği hallerde net maliyet hesabına esas teşkil edecek yöntemin tanımlanması, evrensel hizmet yükümlülerine evrensel hizmet işine ilişkin bedelin yüzde 30'una kadar avans ödenebilmesi ve ortalama 18 ayı bulan ödeme periyotlarının kısaltabilmesine imkan tanınması amaçlanıyor.
Ayrıca evrensel hizmet kapsamında yürütülecek projelerde, zorunlu hallerde altyapı kurulumu gerektiren işlerde evrensel hizmet yükümlüsü olma şartı aranmayabileceği düzenleniyor.
Nakil sırasında yakalanan küpesiz buzağı, kuzu ve oğlaklar ile gebe hayvanların kesime sevk edilmesi uygulamasına son verilecek ve bu hayvanlar karantina altına alınacak.
Bu kapsamda tanımlattırılmamış sığır cinsi hayvanlar ile koyun ve keçilerin nakil sırasında yakalanması halinde; gebe hayvanlar, 6 aylıktan küçük koyun ve keçiler ile bir yaşından küçük sığır cinsi hayvanlar hariç olmak üzere tüm masrafları sahibi tarafından karşılanarak en yakın kesimhanede kestirilecek ve sahibine teslim edilecek.
Tanımlattırılmamış gebe hayvanlar, 6 aylıktan küçük koyun ve keçiler ile bir yaşından küçük sığır cinsi hayvanlar nakil esnasında yakalanması durumunda kestirilmeyecek, sahibinin bilgisi dahilinde karantina altına alınacak. Karantinayla ilgili konular, Tarım ve Orman Bakanlığınca belirlenecek.
Bu önlemler, insan, bitki ve hayvan sağlığı ile çevre için doğrudan ya da dolaylı herhangi bir olumsuz etkiye sebep olmayacak şekilde uygulanacak. Bu iş ve işlemler için yapılacak tüm masraflar sahibi tarafından karşılanacak. İmha ve itlaf halinde Tarım ve Orman Bakanlığınca herhangi bir tazminat ödenmeyecek.
TCDD'nin bazı yatırımlarının finansmanının, işletme bütçesinde yer alan finansman açıklarının ve TCDD Taşımacılık AŞ'ye yapılan sermaye transferi nedeniyle doğan açıklarının sermayesine mahsuben Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından desteklenmesi süresi 2023 yılı sonuna kadar uzatılacak. Bu süreyi 10 yıla kadar uzatmaya Cumhurbaşkanı yetkili olacak.
Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı'nda alan kılavuzlarının görev yapmaya devam edebilmelerine yönelik düzenleme yapılacak. Bu kapsamda kanuna "alan kılavuzu" tanımı eklenecek.
Alan kılavuzu, Tarihi Alan Başkanlığınca belirlenen usul ve esaslara göre, başkanlıkça düzenlenen kurs ve sınav sonucunda başarılı olan ve yetkilendirilen, ziyaretçilere Tarihi Alan ve Çanakkale Savaşları ile ilgili bilgi veren kişiyi ifade edecek.