2007-02-20 - 20:30
MORTGAGE (TUTSAT) YASA TASARISININ GÖRÜŞMELERİNE BAŞLANDI
TBMM Genel Kurulunda, Mortgage (tutsat) yasa tasarısının görüşmelerine başlandı.
TBMM Genel Kurulunda, Mortgage (tutsat) yasa
tasarısının görüşmelerine başlandı.
Genel Kurulda, ANAVATAN Grup Başkanvekili Muzaffer Kurtulmuşoğlu'nun aşı ve
serum enstitü kurulmasına ilişkin kanun teklifinin gündemin ön sıralarına
alınmasına ilişkin önergesinin kabul edilmesinin ardından Konut Finansmanı
Sistemine İlişkin Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun
Tasarısının tümü üzerindeki görüşmelere geçildi.
Tasarı, temel yasa olarak ele alınacak.

CHP'Lİ HAMZAÇEBİ ANAVATAN'LI ÖZYER'İN SÖZLERİ
CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, ''Aylık
yüzde 1,55-1,60 konut kredisi faiziyle, Mortgage tasarısının başarıyla uygulanma
imkanı yoktur'' dedi.
TBMM Genel Kurulunda, kamuoyunda Mortgage (tutsat) olarak bilinen Konut
Finansman Sistemine ilişkin tasarının görüşülmesine devam edildi.
Partisinin görüşlerini dile getiren Hamzaçebi, ipotekli konut kredisinin,
sistemde olan bir uygulama olduğunu anımsattı.
Hamzaçebi, tasarının basında ''dar gelirliye umut'' şeklinde yansıtıldığına
işaret ederek, gelişmiş ülkelerde ipotekli konut kredilerinin, sistemde ağırlıklı
bir şekilde yer aldığını kaydetti.
Türkiye'nin nüfus artış hızının yüzde 1.3 iken kentsel nüfus artış hızının
yüzde 3.2 olduğuna işaret eden Hamzaçebi, bunun, kentteki konut talebini
artıracağını, sisteme, konut talebini karşılayacak mekanizmaların yerleştirilmesi
gerekliliğinin ortaya çıkacağını söyledi.
Hamzaçebi, Türkiye'deki mevduat vadesinin ortalama 3 ay olduğunu dile
getirerek, bankaların, bu mevduatla sınırsız bir şekilde 5-10-20 yıl vadeli konut
kredisi açma imkanının olmayacağını vurguladı. Hamzaçebi, tasarıyla, sisteme yeni
kaynaklar getirilmesinin öngörüldüğünü belirtti.
Konut finansman sistemini başarıyla uygulayan ülkelerde, makro ekonomik
istikrarın bulunduğunu ve enflasyonun yüzde 5'in altında olduğunu vurgulayan
Hamzaçebi, ''Türkiye'de enflasyon yüzde 5'in altında değil, konut kredisi
faizleri aylık yüzde 1,55-1,60 düzeyinde. Tasarıyı komisyonda görüştüğümüzde bu
faiz yüzde 1'in altına inmişti. Şimdiki bu oran olağanüstü yüksektir. Bu faizle,
yasanın başarıyla uygulanma imkanı yoktur, dar gelirlinin de bu faizle ev alma
şansı yok veya güçtür'' diye konuştu.
Hamzaçebi, ilk kez konut alacak ücretlilere yönelik getirilen vergi
teşvikinde bütçe dengelerini gözettiğini ifade etti.

-İPOTEKLİ KREDİLER-

AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Açıkalın, partisinin görüşlerini
açıklarken, daha önce ipotekli kredilerin GSMH oranının yok denecek kadar azken,
bu oranın bugün yüzde 4'e çıktığını söyledi. Açıkalın, ABD'de bu oranın yüzde 53,
AB ortalamasının ise yüzde 40 olduğunu belirtti.
Bu tasarının, çerçeve yasa olmadığını ifade eden Açıkalın, tasarıyla, icra
iflas, sermaye piyasası, tüketicinin korunması ve vergi kanunlarında değişiklik
yapıldığını ifade etti.

-''ARAZİ FİYATLARI, AŞAĞI ÇEKİLMELİDİR''-

Anavatan Partisi grubunun görüşlerini açıklayan Muğla Milletvekili Hasan
Özyer, nüfus artışı, göç, adaletsiz ve dengesiz gelir dağılımı gibi etkenlerin
konut ihtiyacına neden olduğunu belirtti.
Kredi kullanarak ev sahibi olmak isteyenlere uygun koşullarda kredi
sağlanmadığı için kendi imkanlarını kullandıklarını belirten Özyer, ev sahipliği
oranının yüzde 60 olduğunu kaydetti.
Küçük yerleşim birimlerindeki konutların düşük standartlarda olduğuna
değinen Özyer, 800 bine yakın konut açığı bulunduğunu, bu açığın her yıl 300 bin
arttığını bildirdi.
Sistemin yıllar önce hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Özyer,
bankaların yüzde 1.5 faizle verdiği konut kredilerinin bu sistemden
kaynaklanmadığını söyledi.
TOKİ'nin kamu çalışanlara yönelik yaptığı konutları aylık bin YTL'nin
üzerinde pazarlamaya çalıştığını ifade eden Özyer, Ankara ve İstanbul'da ev
alınması için 150 bin YTL'ye ihtiyaç olduğunu kaydetti. Özyer, ''Hangi sistemi
getirirseniz getirin, önce düşük gelirli insanların alım gücünü artırmalısınız''
dedi.
Tutsat sisteminde, tüketiciyi korumaya yönelik mekanizma olmadığını belirten
Özyer, ''Sistem, finansmanı sağlayanın riskini asgariye indirme üzerine
kuruludur; tüketiciyi korumaya yönelik değil. Tüketici borcunu ödeyemez duruma
düşerse 4 ayda evi satılabilecek'' dedi.
Özyer, kaçak yapılaşma ve niteliksiz konut yapımının önlenmesinin bu
sistemle mümkün olmayacağını savundu.
TBMM Genel Kurulunda, yasanın tümü üzerindeki görüşmelere devam ediliyor.

DEVLET BAKANI ŞENER'İN SÖZLERİ
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif
Şener, Mortgage (tutsat) yasa tasarısının Türk mali sisteminin en büyük
reformlarından biri olacağını belirterek, ''Bu yasayla, konut edinmeyle
bağlantılı bir kredilendirme mekanizmasının devreye sokulmasından öte doğrudan
doğruya Türk mali sistemini derinden etkileyecek bir büyük reforma, imza atmış
olacağız'' dedi.
Şener, TBMM Genel Kurulunda ele alınan, kamuoyunda Mortgage (tutsat) olarak
bilinen Konut Finansmanı Sistemine ilişkin tasarının görüşülmesi sırasında
Hükümet adına söz aldı. Tutsat sisteminin yeni bir sistem olmadığını, dünyanın
gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerinde yaygın olduğunu kaydeden Şener, şöyle
konuştu:
''Birçok ülkede hayatın bir parçası haline gelen bu sistem maalesef
yıllardır Türkiye'de uygulanma imkanı bulamamıştır. Geçmişteki hükümetler
tarafından böyle bir tasarıya teşebbüs edilmemiştir. Her şeyden önce böyle bir
düzenleme için ekonomik ortamın müsait olması lazımdı. Buna bağlı olarak bazı
mekanizmaların geliştirilmiş olması lazımdı. Bu koşullar yerine
getirilmediğinden, uygun atmosfer olmadığından daha önceki hükümetler döneminde
Mortgage sisteminin yasalaştırılması mümkün olmamıştır.''
Şener, AK Parti Hükümetinin uyguladığı istikrar programları neticesinde
sürdürülebilir ekonominin sağlandığını, enflasyonun tek haneli rakamlara
düşürüldüğünü, bankacılık sektöründe çok olumlu gelişmeler ortaya çıktığını
belirterek, bu gelişmeler doğrultusunda yeni bir mekanizmanın devreye
sokulmasının gerekli görültüğünü ifade etti.
Tutsat sistemiyle vatandaşların konut almalarına imkan sağlanacağını
bildiren Şener, ''Bu sistem sadece ev almakla, konut edindirmekle ilgili değil.
Bu yasayla Türkiye'de radikal bir değişim yaşanacak'' dedi.
Kamuoyunun yaygın bir şekilde anladığı ve algıladığı gibi yasa yürürlüğe
girdiği takdirde konut edinmek isteyen vatandaşların ev sahibi olacağını
yineleyen Şener, vatandaşların konut edinmeyle ilgili kendi mali imkanlarını aşan
finansmanla tanışacağını söyledi.

-''HİÇ PARASI OLAMAYAN KREDİ ALAMAYACAK''-

Ev almak isteyenlerin önce alacakları eski veya yeni bir evi ve fiyatını
belirleyip, kredi için bankaya müracaat edeceğini belirten Şener, sistemin nasıl
işleyeceğini şöyle anlattı:
''Vatandaş, belirlediği evi almak için eğer varsa belli bir miktarını peşin
ödeyecek. Hiç parası olmayan, tamamını kredi alamayacaktır. Bunlar mevzuatla
belirlenecek.
Eğer vatandaş, 100 bin YTL'lik bir konutu edinmek istiyorsa yüzde 20-25'i
tutarında bir miktar kendisi karşılayacak, geri kalanı herhangi bir bankadan veya
finans kurumundan kredi alacaktır. Bununla bu konutu peşin olarak satın
alacaktır. İçine yerleşecektir. Otururken krediyi taksitler halinde
ödeyeceklerdir.''

-''FAİZLERİN AŞAĞI ÇEKİLMESİNE NEDEN OLACAK''

İlk bakışta Tutsat sisteminin şu andaki konut kredisiyle farklı
gözükmediğine dikkati çeken Şener, ''Ancak, şu anda bankalar, konut kredisi
olarak verdikleri parayı finanse edebilmek için ya topladıkları mevduatı
kullanıyorlar, ya yurt dışından sendikasyon kredisi alıyorlar, ya da yurt dışında
oluşturdukları swaplardan kredileri karşılıyorlar. Bu durumda ise mevduatın
vadesi çok kısa olduğu için uzun vadeli kredi vermeye kalktıklarında vade
uyumsuzluğu ortaya çıkıyor, Bu durum karşısında faiz oranları yüksek olmaktadır''
diye konuştu.
Mevcut sistemde ekonomide dalgalanma meydana geldiğinde, yurtdışındaki döviz
kurları ve faizler yükseldiği için Türkiye'deki faizlerin de yükseldiğini
kaydeden Şener, şöyle devam etti:
''Halbuki Mortgage sistemi devreye girdiğinde, bankalar kredi verdikleri
konuta ipotek uygulayacaklar ve bu menkuller uzun vadeli tahvillere
dönüştürülerek, riski olmayan, dalgalanmalara karşı daha istikrarlı, kaynak
sağlama konusunda daha güvenli bir sistem olacak. Bu durum bankaların kredi verme
güçlerini ve miktarlarını yüksek düzeyde gerçekleştirmelerine neden olacak ve
faizlerin aşağı çekilmesine neden olacaktır.''
Konut kredi hacminin 22 milyar YTL'ye çıkış nedeninin tutsat sisteminden
beklentinin sonucu olduğunu belirten Şener, düzenlemenin sadece 2007'ye ait
değil, 10-20 yıl sonra devam eden mekanizma olarak varlığını sürdürmesi için söz
konusu bu düzenlemeye ihtiyaç olduğunu kaydetti.

-''MÜTEAHHİTLİK SEKTÖRÜNE CİDDİYETLİK GELECEKTİR''-

Abdüllatif Şener, sistemin devreye girmesiyle birlikte konutların, imar
planına uygun yapılmaya başlayacağına dikkati çekti.
Şener, ''İnsanımız, imar mevzuatına uygun sağlam konutlarda oturacaklardır.
Doğal afet karşısında 'acaba konutum güvenilir mi değil mi?' endişesi
taşımayacaklardır. Satılmadan önce inceleme yapılacaktır. Müteahhitlik sektörüne
ciddiyetlik gelecektir. Bu aynı zamanda imar mevzuatına uygun olmayan, şehirlerin
düzenini bozan konutların sistemden yararlanmasını engelleyeceği için kentlerimiz
daha yaşanabilir olacaktır'' diye konuştu.
''Bu sistemin devreye girmesiyle birlikte sadece inşaat sektöründe değil,
ekonomimiz büyük ölçüde kayıt altına alınmış olacaktır'' diyen Şener, şöyle devam
etti:
''Bir kere ekonominin kayıt altına alınması inşaat sektörüyle başlayacaktır.
Çünkü bir konutu satın alacağınız zaman değerleme yapılacağı için belli bir
oranda kredi verileceği için kredi miktarı konutun değeri için bir referans
olacaktır. Mortgage sistemiyle konut edinenler, bunun değerini gerek tapuda gerek
emlakte gerçek değeriyle beyan edeceklerdir. Beyanlar gerçek değer üzerinden
yapıldığı takdirde kayıt dışılık önlenmiş olacaktır.
Asıl etkisi inşaatı yapanlara, inşaatı satanlara olacaktır. Müteahhitler,
neticede konutlarını tamamladıktan sonra gerçek değeriyle beyan edileceğini,
kendi hasılatlarını gerçek değerlerinden tespit edileceği için tüm malzemeleri
gerçek değerleriyle defterlerine kayıt yapacaktır. Hasılat gerçek değer üzerinden
tespit edileceği için yüksek vergiler ödeyeceklerinden inşaatın her safhasında
faturalı giriş yapacaklardır. İstihdam ettiklerini resmi kayıtlar üzerinden beyan
edeceklerdir. Tüm maliyetlerini gerçek bedelleri üzerinden belirleyeceklerdir.
Kayıtsız çalıştıkları takdirde ödeyecekleri vergi, ortaya çıkacakları gelir
yüksek çıkacak ve bundan zarar göreceklerdir.''

-''MALZEMELER KAYIT ALTINA ALINACAK''-

Şener, inşaat sektöründe 250 civarında malzeme kullanıldığına dikkati
çekerek, ''Tüm bu malzemeler, zincirleme kayıt altına girmiş olacak. Böylece
Türkiye'de kayıt dışı sektörün ortaya çıkardığı olumsuzluklar, Mortgage
sistemiyle ortadan kaldırılmaya başlanacaktır. Mekanizma yaygınlaştıkça,
ekonomimiz artık kayıt dışı ekonomi olmaktan çıkıp kayıtlı ekonomiye
dönüşecektir'' dedi.
Sistemin ekonomik büyümeye de faydası olacağını vurgulayan Şener, ''İnşaat
sektörü, ekonominin lokomotif bir sektörüdür. Bu sektörde ortaya çıkacak bir
canlanma ekonominin tamamını etkileyecektir. Yüksek büyüme oranında inşaat
sektörünün büyük etkisi var. İnşaat sektörü yıllık yüzde 20 büyümüş, genel
büyümeyi de bu oranda etkilemiştir. İnşaat sektörü, yerli bir sektördür.
Kullandığı malzemeler de yerlidir. Fayansına varıncaya kadar bütün malzemeler
yerli olunca zincirleme sanayimizi harekete geçirecektir'' diye konuştu.

-''İŞSİZLİĞİN AZALTILMASINA DA ETKİSİ OLACAK''

Abdüllatif Şener, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Türkiye'de inşaat sektörünün istihdam katsayısı 4'tür. En yüksek katsayısı
olan sektör, inşaat sektörüdür. İnşaat sektörü sadece büyümeye değil işsizliğin
azaltılmasına da etkisi olacaktır. Bir taraftan işsizliği azaltırken diğer
taraftan ekonominin büyümesini sağlayacaktır. Ekonomik büyümeyi ve istihdamı
artıracak bir sistem.
Sistemin en büyük etkisi de finans sektörünedir. Ülkemizdeki sermaye
geliştirme arayışlarımıza büyük katkı sağlayacak mekanizmadır. Eğer bir ekonomi
sermayesini büyütebiliyorsa, artırabiliyorsa, yaratma kapasite ve kabiliyeti
varsa, bu ekonomi hızla kalkınan ekonomi haline dönüşebilir.
Türkiye'de gayrimenkuller yıllardır kadastro dışı oluşmuştur. Arazimizin
kadastrosu yok, araziler üzerinde ihtilaflar var. Hükümetin en temel
faaliyetlerinden biri kadastro faaliyetlerinin tamamlanmasıdır. 2007'de
kadastronun tamamlanması hedeflenmiştir.
Türkiye'de hükümetimiz döneminde yapılan en temel faaliyetlerden biri
kadastro çalışmalarının büyük bir hızla devam etmekte oluşudur. Türkiye'de
gayrimenkul ipoteğine dayalı krediye de kadastro büyük katkı sağlayacaktır.''

-''BORSADA YENİ BİR ENSTRÜMAN DEVREYE GİRECEK''

Bankaların verdiği konut kredisi karşısında evlere ipotek uygulayacağını ve
bu ipoteklerin tahvile dönüştürüleceğini bildiren Şener, sözlerini, ''Gayrimenkul
kıymete dönüştürülecek İMKB'de işlem görecek. Borsa da böylece yeni bir enstrüman
devreye girecektir. Borsanın derinliği artacaktır. Kurumsal yabancı yatırımcılar
Türkiye'de büyük yatırımlar yapacaktır. Türkiye'de sermaye hacminde büyük bir
patlama meydana gelecektir. Sermaye artması demek Türkiye'nin iyi bir yolda
olduğunu göstermektedir. İşte Mortgage böylesine köklü bir değişimi, dönüşümü
ortaya çıkaracak bir sistemdir. Bu sistemle birlikte Türk mali sisteminin en
büyük reformlarından birine Türkiye imzasını atmış olacaktır.'' diye tamamladı.
TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, Şener'in konuşmasını tamamlamasının
ardından bugünkü çalışma süresinin dolduğunu belirterek, yarın saat 14.00'te
toplanmak üzere birleşimi kapattı.