2024-05-28 - 17:01
CHP TBMM GRUP TOPLANTISI
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Uluslararası Adalet Divanı'nın saldırıları durdurma kararına rağmen Refah bölgesinde masum sivillerin bulunduğu çadır kampı bombalandı ve 40 Gazzeli daha hayatını kaybetti. İsrail devletinin bu katliamını bir kez daha kınıyoruz. Tüm dünya ülkelerini Filistin'i tanımaya davet ediyorum." çağrısında bulundu.

CHP Genel Başkanı Özel, CHP TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, CHP ailesinin büyümeye devam ettiğini belirterek, Prof. Dr. Taner Demirer'i kürsüye davet etti.

Ödüllü bilim insanı Prof. Dr. Demir'in sağlık politikaları alanında partiye katkıları olacağını ifade eden Özel, grup salonunda bulunan çok sayıda üniversite öğrencisini de Meclisteki makamına beklediğini söyledi.

28 Mayıs 1918'de bağımsızlığına kavuşan Azerbaycan'ın Cumhuriyet Bayramını kutladığını ifade eden Özel, "Kuruluşunun 106. yılını kutlayan Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimiz. Üzüntüsü bizim üzüntümüzdür." diye konuştu.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta barış, dünyada barış" sözünü anımsatan Özel, yapılacak ilk seçimlere kadar Türkiye'de ana muhalefet partisi olduklarını ancak yurt dışında Türkiye partisi olduklarını, gelecekte Türkiye'yi yönetecek iktidar partisi olacaklarını söyledi.

17 Nisan'da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisindeki konuşmasında Azerbaycan'ın uğradığı haksızlığı dile getirdiğini ve bu konuda üzerine düşeni yapmak istediğini dile getirdiğini aktaran Özel, Azerbaycan'ın konsey kurullarında temsil edilmesini önemsediklerini ifade etti. Özel, "Dost ve kardeş Azerbaycan'ın Avrupa Konseyinde yeniden temsili için üzerimize düşeni yapmak için her iki tarafa da bir kez daha sesleniyoruz ve bunu önemle bekliyoruz." dedi.

Yurt içinde ve uluslararası arenada ısrarla savundukları bir diğer konunun da Filistin meselesi olduğunu dile getiren Özel, 7 Ekim'den bu yana İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının devam ettiğini anımsattı.

Özel, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 36 binin üzerinde insanın hayatını kaybettiğini dile getirerek, "Uluslararası Adalet Divanı'nın saldırıları durdurma kararına rağmen Refah bölgesinde masum sivillerin bulunduğu çadır kampı bombalandı ve 40 Gazzeli daha hayatını kaybetti. İsrail devletinin bu katliamını bir kez daha kınıyoruz. Tüm dünya ülkelerini Filistin'i tanımaya davet ediyorum." çağrısında bulundu.

Özgür Özel, yurt dışında Filistin'in tanınması konusunda girişimlerde bulunduklarını belirterek, "Bugün ikisi siyasi akrabalarımız tarafından yönetilen Norveç ve İspanya'nın ayrıca İrlanda'nın Filistin'i tanıyacaklarını bilmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Başta sosyalist erternasyonelde yardımcılığı görevini de üstlendiğim İspanya Başbakanı kıymetli dostum olmak üzere üç ülkenin de yöneticilerine yürekten teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.

- "Srebrenitsa için kanun teklifi hazırladık"

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunun geçen hafta 11 Temmuz'da Srebrenitsa'da yaşanan vahşeti "soykırım" olarak nitelendirdiğini ayrıca "Anma Günü" olarak belirlediğini ifade eden Özel, BM'de alınan karardan duyduğunu memnuniyeti dile getirdi.

Özel, CHP Genel Başkanı seçildikten sonra ilk ziyaretini Kıbrıs'a ardından da Saraybosna'ya gerçekleştirdiğini hatırlatarak, orada hem Filistin hem de Ukrayna'da yaşananlar için bütün dünyaya barış çağrısını tekrar ettiklerini söyledi.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda alınan Srebrenitsa kararının çok kıymetli olduğunu ifade eden Özel, "Çok değerli üç grup başkanvekilimiz dün Merkez Yönetim Kurulunda alınan karar gereğince planladılar ve bugün Meclis'te grubu bulunan, temsil edilen siyasi partilerin temsilcilerini ziyaret ettiler. Dün hazırlayıp Meclis Başkanlığına sunduğumuz kanun teklifi, 11 Temmuz'u 'Srebrenitsa soykırımını anma günü' olarak Türkiye'de belirlenmesine yöneliktir. Tüm siyasi partilere, Srebrenitsa katliamının yıl dönümünü kanun yoluyla 'anma günü' ilan etmek ve bu konuda ilk adımı atan ülke olmak üzere davette bulunuyorum." diye konuştu.

- "Bu esaret son bulmalıdır"

Özel, bugün önemli bir tarihin yıl dönümü olduğunu belirterek, "Tarihimizin en geniş katılımlı en barışçıl gösterilerinden birisi olan Gezi Parkı'nda ağaç katliamı yapılarak topçu kışlası yapılmasına karşı çıkanların bir araya gelmeleri ile başlayan toplumsal duyarlılık, çevrenin korunması, toplumsal gösteri ve protesto hakkının kullanılmasına yönelik Gezi Parkı eylemlerinin 11. yıl dönümündeyiz. Buradan Gezi'yi selamlıyorum. Türkiye'nin neredeyse tüm illerinde düzenlenen gösteriler siyasi iktidarın orantısız güç kullanmasıyla fevkalade kötü sonuçlar doğurmuştur." ifadelerini kullandı.

Gezi Parkı eylemlerinde hayatını kaybedenlerin isimlerini sayan Özel, "Hatıraları önünde eğiliyoruz. Aileleri, ailemizdir. Gezi, Türkiye'nin birbirini en çok seven ailesidir. O günlerde kısa mesafeli biber gazı atışları, tazyikli su ve plastik mermi kullanımı ile 91 kişi kafa travması geçirmiş, 10 kişi gözünü kaybetmiş, binlerce yaralı hastanelerde tedavi altına alınmıştır. Ancak 11 yılın sonunda bugün o protestoları organize ettikleri ve bunun darbe girişimi olduğu iddiasıyla Tayfun Kahraman, Can Atalay, Çiğdem Mater, Mine Özerden ve Osman Kavala tutuklu durumundadır." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptığı görüşmelerde de bu konuyu dile getirdiğini aktaran Özel, Gezi Parkı eylemleri sonrasında yaşananların Türkiye'de iç hukuk marifetiyle ve hızla çözülmesinin önemini ifade ettiğini söyledi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen Gezi Parkı tutuklamalarının anayasa ihlali olduğunu ifade eden Özel, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Arkadaşlarımızın içeride tutulması anayasa ihlalidir. Hukuk devletinin askıya alınmasıdır. Büyük bir haksızlıktır. Kendilerine zulümdür. Ailelerine yaşatılan büyük bir dramdır. Bu süreçte sayın Erdoğan'a arz edilmek üzere ilettiğimiz dosyada da bir örneği bulunan bir belgeyi bir kez daha paylaşmak isterim. Taksim Dayanışması, Erdoğan ile görüştüğünde, görüşlerini kamuoyuyla paylaştılar. O görüşmede, Taksim Dayanışması 'Erdoğan Türkiye'ye gelmesin', 'Hükümet istifa etsin", "Ülkeyi Gezi yönetsin" demedi. Deseydi, darbe olurdu. Ne dedi; 'Gezi Parkı'ndaki ağaçlar kesilmesin. Taksim'e Topçu Kışlası yapılmasın, AKM yıkılmasın yerine AVM yapılmasın, şiddetle eylemleri bastırarak arkadaşlarımızı öldüren emniyet müdürleri; İstanbul, Ankara, Hatay emniyet müdürleri görevden alınsın. Gaz bombası silah gibi kullanılmasın. Taksim ve Kızılay 1 Mayıs'ta açık olsun. İfade özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılsın...' Bu 7 taleple gittiler. Bütün Türkiye bu talepleri duydu. Taksim Gezi Parkı'na bugün MHP'nin Meclis Başkanvekili Celal Adan başkanlığında İstanbul İl Başkanı'nın milletvekillerinin bulunduğu heyet gitti. Açıklama yaptılar. Sayın Bahçeli, Gezi'ye 'toplumun hassasiyetleri'; Erdoğan'a 'bu hassasiyetleri gözetmeyen diktatörlük sevdalısı' dedi. Şimdi bugün ikisi birden dönüp Gezi'ye 'darbe girişimi' diyerek, her biri en az 2 bazısı 3 kez beraat eden arkadaşlarımız içeride tutulmaktadır. Tayfun Kahraman, çevre hassasiyetinin ve çatışma olmadan bu eylemin bitmesinin aracısıdır. Tayfun Kahraman, Can Atalay, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Osman Kavala, her birisi orada her birimizin yerine tutulmaktadır. Bu esaret son bulmalıdır."

Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Erzincan'ın İliç ilçesindeki maden ocağında meydana gelen heyelanda 9 kişinin kaybolduğunu, 4 kişinin bulunduğunu, 5 kişinin daha cenazelerine ulaşılması için çabaların sürdüğünü söyledi.

Soruşturma dosyasına sunulan 250 sayfalık yeni bilirkişi raporunu incelediklerini kaydeden Özel, raporda 7 Ekim 2021 tarihli çevresel etki değerlendirme (ÇED) olumlu kararını veren yetkililerin asli kusurlu olduğuna hükmedildiğini belirtti.

CHP Genel Başkanı Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"ÇED olumlu karar verilmesini uygun bulan Murat Kurum'un o süreçte iddiası şuydu; 'Benim belgelerde imzam yok'. Oysa o imza, belge bulundu. 07.10.2021 tarihli ÇED olumlu kararı veren yetkililerin asli kusurlu olduğuna karar vermişler, altında da imzalar. Bir gün sonra ÇED raporu veriliyor, facia yaşanıyor, bilirkişi, bu faciadan 'ÇED raporunu kim verdiyse o sorumludur' diyor. Sorumlulara sadece 16 milyon ceza kesen, sonra da bu şirketin 225 milyon vergi cezasını affedenlere söylüyorum, bilirkişi 'asli sorumlu şudur' diyor ya asli sorumlu bu düzendir, bu düzenden beslenenlerdir, bu düzeni kuran ve yönetenlerdir."

Özel, Hazine ve Maliye Bakanlığınca vergi kaçakçılığına yönelik kurulan ihbar hattını eleştirerek, şunları paylaştı:

"Hazine Bakanlığı, çıkmış vergi kaçıranlar için ihbar hattı kurmuş. Sadece bir yılda servet sahiplerinin 660 milyar liralık vergisini Plan Bütçe Komisyonunda kim affettiyse, vergi kaçırtan da vergi kaçıran da odur. Sayın Erdoğan, dünkü konuşmasında dünyadaki servet eşitsizliğinin en yüksek seviyeye çıktığını, fakirden zengine bir servet transferi yaşandığını ifade etmiş. Geçtiğimiz sene tam 1.2 trilyon lira kur korumalı mevduatla 'koy paranı buraya, kur garantisi benden, çıkarsa farkı ödeyeceğiz'. Nereden ödeyeceksin? Garibanların cebinden ödeyeceksin. 1.2 trilyon fakirden alındı, zenginlere verildi. Dünya tarihinin en büyük yoksuldan zengine fon transferi yapan kur korumalı mevduatı kim çıkardıysa kul hakkını yiyen de onlardır."

Buğday üreticisinin zor zamanlar yaşadığını dile getiren Özel, geçen yıldan 7 milyon ton buğdayın depoda olduğunu savundu. Özel, buğdayda üretici maliyetinin kiloda 11 lira olduğunu, Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) halen daha fiyat açıklamadığını, serbest piyasada 9 liradan satılan buğdayın 15 liradan satılması gerektiğini vurguladı. Özel, TMO'nun en az 15 liradan buğday taban fiyatı açıklaması gerektiğini ileri sürdü.

- "Katletmek, öldürmek niyetinde olanlara sesleniyoruz"

Özgür Özel, sahipsiz köpeklere de değinerek, şöyle konuştu:

"Yaşamlarını tehdit eden bir kanun çalışmasıyla ilgili endişeler, tartışmalar var. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konuda tutumumuz, nettir. Türkiye'de başıboş sokak köpekleri sorunu vardır. Bu sorun özellikle sabahleyin erken saatlerde okula yayan gitmek zorunda olan çocukların, gençlerin, bu sorun servise gitmek isteyen emekçilerin, sabah erken saatte camiye giden yaşlıların bir güvenlik sorunu haline dönüşmüştür. Bu sorun elbette ki çözülmelidir. Ancak bu sorunun çözümü noktasına gelince ekonomiyi de bahane ederek canları katletmek, öyle masumlaştırmayın 'uyutmak' deyince soruyor Sayın Bahçeli, 'Güneşin altında hep uyuyor. Ne kadar uyuyacaklar' diyor. Katletmek, öldürmek niyetinde olanlara sesleniyoruz."

2021 yılında hayvan haklarının korunması, hayvanlara eziyet ve kötü muamelenin önlenmesine yönelik komisyon çalışması yapıldığını hatırlatan Özel, yapılan çalışmanın net olduğunu, popülasyonun düşürülmesi için uyutma, itlaf ve öldürme önerilerinin olmadığını dile getirdi.

- "Böyle bir yaklaşımın sonuç vermesi imkansız"

Çalışmanın altında AK Parti ve MHP'nin de imzasının olduğunu anımsatan Özel, şu ifadeleri kullandı:

"Burada 101. sayfada hayvan hakları fonunun kurulması var. Diyor ki 'yerel yönetimlerin parası, gönüllülerin parası yetmez. Bir hayvan hakları fonu kuralım. Buraya vergilerden küçük kesintiler, at yarışından, milli piyangodan küçük kesintiler yapalım, bunun ihtiyacını fazlasıyla karşılar. Gelin diyor 'kapsamlı ve etkili bir kısırlaştırma yapalım, yeni bakım evleri inşa edelim'. Ve diyor ki bu sorun şu hızla çözülür. 2020'den bugüne ülkeyi yönetenler, bu konuda parmaklarını kıpırdatmadılar, şimdi 'tasarruf genelgesi var, belediyeler, il müdürlükleri para harcamasın, ne yapalım, toplayalım öldürelim'. Böyle bir yaklaşımın sonuç vermesi imkansız."

Özgür Özel, 1389 belediyenin 290'ında geçici bakımevi olduğunu, diğerlerinde olmadığını dile getirerek, olmayan yerlerde de hiç kısırlaştırma yapılmadığını aktardı.

- Sorunu caniliğe, cinayete prim vermeden hep beraber çözeceğiz"

Sahipsiz köpeklerin barınağa alınıp, sahiplenen olmazsa 30 gün sonra öldürüleceği yönünde öneri olduğunu belirten Özel, şunları kaydetti:

"Yahu kısırlaştırma yapılınca 10 gün bakım evinde kalıyor. Yani diyorsun ki bütün köpekleri koyacak bakımevi yapacağım, kapasitesini de 3 katı yapacağım, sahiplenmesini takip edeceğim, eğer alınmadıysa öldüreceğim. Bir eczacı olarak o ötenazi ilacının maliyetini de biliyorum, inanılmaz yüksek. 'Acı çekmeden uyutacağım' diyor, 'öldüreceğiz' diyor. Bunu yapmanın maliyeti kısırlaştırmaktan pahalı.

Eğer ötenazi ilacı yerine çamaşır suyu enjekte edip 6 saat bağırta bağırta öldürecekseniz maliyeti 2 katına çıkıyor, toplam 6 kat maliyet var. Kimse kimseyi kandırmasın, burada bir anlayış, bir tutum, bir bilgisizlik yoksa inanılmaz bir vicdansızlık var. Hayvan hakları günlerinde Evliya Çelebi'nin anlattıklarını övüne övüne anlatanlar şimdi maliyeti bahane ediyorlarsa; nasıl Hayırsızada rezaletine bir kez daha niyetlenebiliyorlar?

Buradan bütün paydaşlara sesleniyorum, feda edecek bir canımız daha yoktur. Ancak barınak sayılarını arttırmak, büyük bir kısırlaştırma kampanyası başlatmak durumundayız. Sorunu göreceğiz, caniliğe, cinayete prim vermeden hep beraber çözeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı olarak elimi taşın altına koymaya ben hazırım. El uzatıyorum."

Hafta sonu yapılan emekli mitingine de değinen Özel, emeklilerin haklarını hem sandıkta hem de meydanlarda aradıklarını, 81 ilden Ankara'ya geldiklerini söyledi.

Özel, 2 Haziran'da Rize'ye giderek, çay üreticilerinin de haklarını savunacaklarını açıkladı.