2008-07-25 - 14:53
CHP Genel Başkan Yardımcısı, Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, TBMM'de düzenlediğini basın toplantısında, AK Parti iktidarının, Türkiye'nin ve Ankara'nın su sorununun çözümü için hiçbir yatırım yapmadığını; kelime oyunlarıyla Ankaralıların sağlığıyla kumar oynandığını iddia etti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı, Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, TBMM'de düzenlediğini basın toplantısında, hükümetin, su sorununun çözümüne yönelik politikalarını eleştirdi.
''Şehir Şebeke Suları'' konulu dün gerçekleştirilen toplantıda, İçişleri
Bakanı Beşir Atalay, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlu tarafından yapılan açıklamalarının, ''Temenni açıklamaktan
öteye geçemediğini'' ileri süren Ateş, Bakan Eroğlu'nun Ankara içme
suyuna yönelik açıklamalarının ise üzüntü verici olduğunu iddia etti.
Veysel Eroğlu'nun, DSİ Genel Müdürü olduğu dönemde bu konuda yapılan
araştırmalara işaret ederek, ''Bir düşüncenin namusu vardır. Atılan
imzanın bir onuru, şerefi vardır'' diyen Ateş, Eroğlu'nun, ''Ankara'ya,
Kesikköprü suyunun getirilmesi en uygun ve en kolay çözümdür'' sözünün
gerçeği yansıtmadığını öne sürdü. Gerede'den 1'inci kalite suyun
Ankara'ya getirilmesi için sağlanan 250 milyon dolarlık krediyi
Büyükşehir Belediyesinin elinin tersiyle ittiğini anlatan Ateş,
Kesikköprü'den getirilecek suyun maliyetinin ise 500 milyon dolar
olacağının ifade edildiğini savundu.
Eroğlu'nun, ''Şu anda bütün parametreler açısından su standartlara
uygundur. Kalite problemi yoktur. Olduğunu iddia eden varsa, buyursun
gelsin'' dediğini ifade eden Ateş, 2005 yılında DSİ'nin yaptırdığı
''Hirfanlı ve Kesikköprü Baraj Gölleri ve Havzalarında Kirlilik
Araştırması''ndan alıntılar yaptı.
-''...KİMLİĞİNİ UNUTMUŞA BENZİYOR''-
CHP'li Ateş, Eroğlu'nun DSİ Genel Müdürü olduğu dönemde yapılan
araştırmada, Ankara içme suyun sertliği 8.5 iken Kızılırmak suyunun
sertliğinin 45.5, klorür miligramın Ankara suyunda 8 iken Kızılırmak
suyusunda 239, sülfat oranı da Ankara suyunda 21 iken, Kızılırmak
suyusunda 336 olduğunun tespit edildiğini anlattı. Ateş, ''Sayın Eroğlu,
kırmızı plakalı araca, koltuklara oturunca, DSİ Genel Müdürlüğündeki
kimliğini unutmuşa benziyor'' dedi.
DSİ'nin 2005 yılı Aralık ayında yayınladığı araştırmada, Hirfanlı ve
Kesikköprü baraj göllerinin 2. sınıf su kalitesinde olduğu, içme suyu
olarak kullanılamayacağı; Kızılırmak suyunun klorür, sülfat ve sertlik
değerlerinin çok yüksek olduğu tespitlerine yer verildiğini anlatan
Ateş, şöyle konuştu:
''Sayın Eroğlu, kelime oyunu yaparak, 'Kızılırmak suyunu İvedik'teki
arıtma tesisine veriyoruz' diyor. Bakan Veysel Eroğlu'na değil, bilim
adamı Veysel Eroğlu'na soruyorum: Elini vicdanına koysun söylesin.
Kızılırmak suyunu arıtacak bir arıtma sistemi Ankara'da var mıdır, yok
mudur? Kızılırmak suyunu arıtacak bir sistem, İvedik Organize Sanayi
Bölgesindeki ASKİ'nin arıtma tesislerinde var mıdır, yok mudur?
Yoktur... Kelime oyunları yaparak, Ankaralıların sağlığı ile bunlar
kumar oynamaktadırlar. Şu anda Kızılırmak'tan ne oranda su verildiğini
bilmiyoruz. Bu açıklanmıyor. Kelime oyunlarıyla Ankaralıların sağlığıyla
oynanmaktadır.''
AK Parti'li yöneticileri su sorunun çözümü konusunda yatırım yapmamakla
suçlayan CHP'li Ateş, ''Bunlar, tıpkı ağustos böceği gibi laf söyleyip
gezdiler. Su sorununun çözümü için hiçbir yatırımda bulunmadılar'' dedi.
Yılmaz Ateş, 1998 yılında Ankara milletvekili olarak, Kızılırmak
Havzasının durumuyla ilgili olarak yöneltiği soru önergesine dönemin
Çevre Bakanı İmren Aykut tarafından verilen yanıtta, 51 yerleşim
biriminin kanalizasyonu ile 63 fabrikanın atıklarının hiçbir arıtmaya
tabi tutulmadan Kızılırmak nehrine bırakıldığına yer verildiğini de
sözlerine ekledi.
''Şehir Şebeke Suları'' konulu dün gerçekleştirilen toplantıda, İçişleri
Bakanı Beşir Atalay, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlu tarafından yapılan açıklamalarının, ''Temenni açıklamaktan
öteye geçemediğini'' ileri süren Ateş, Bakan Eroğlu'nun Ankara içme
suyuna yönelik açıklamalarının ise üzüntü verici olduğunu iddia etti.
Veysel Eroğlu'nun, DSİ Genel Müdürü olduğu dönemde bu konuda yapılan
araştırmalara işaret ederek, ''Bir düşüncenin namusu vardır. Atılan
imzanın bir onuru, şerefi vardır'' diyen Ateş, Eroğlu'nun, ''Ankara'ya,
Kesikköprü suyunun getirilmesi en uygun ve en kolay çözümdür'' sözünün
gerçeği yansıtmadığını öne sürdü. Gerede'den 1'inci kalite suyun
Ankara'ya getirilmesi için sağlanan 250 milyon dolarlık krediyi
Büyükşehir Belediyesinin elinin tersiyle ittiğini anlatan Ateş,
Kesikköprü'den getirilecek suyun maliyetinin ise 500 milyon dolar
olacağının ifade edildiğini savundu.
Eroğlu'nun, ''Şu anda bütün parametreler açısından su standartlara
uygundur. Kalite problemi yoktur. Olduğunu iddia eden varsa, buyursun
gelsin'' dediğini ifade eden Ateş, 2005 yılında DSİ'nin yaptırdığı
''Hirfanlı ve Kesikköprü Baraj Gölleri ve Havzalarında Kirlilik
Araştırması''ndan alıntılar yaptı.
-''...KİMLİĞİNİ UNUTMUŞA BENZİYOR''-
CHP'li Ateş, Eroğlu'nun DSİ Genel Müdürü olduğu dönemde yapılan
araştırmada, Ankara içme suyun sertliği 8.5 iken Kızılırmak suyunun
sertliğinin 45.5, klorür miligramın Ankara suyunda 8 iken Kızılırmak
suyusunda 239, sülfat oranı da Ankara suyunda 21 iken, Kızılırmak
suyusunda 336 olduğunun tespit edildiğini anlattı. Ateş, ''Sayın Eroğlu,
kırmızı plakalı araca, koltuklara oturunca, DSİ Genel Müdürlüğündeki
kimliğini unutmuşa benziyor'' dedi.
DSİ'nin 2005 yılı Aralık ayında yayınladığı araştırmada, Hirfanlı ve
Kesikköprü baraj göllerinin 2. sınıf su kalitesinde olduğu, içme suyu
olarak kullanılamayacağı; Kızılırmak suyunun klorür, sülfat ve sertlik
değerlerinin çok yüksek olduğu tespitlerine yer verildiğini anlatan
Ateş, şöyle konuştu:
''Sayın Eroğlu, kelime oyunu yaparak, 'Kızılırmak suyunu İvedik'teki
arıtma tesisine veriyoruz' diyor. Bakan Veysel Eroğlu'na değil, bilim
adamı Veysel Eroğlu'na soruyorum: Elini vicdanına koysun söylesin.
Kızılırmak suyunu arıtacak bir arıtma sistemi Ankara'da var mıdır, yok
mudur? Kızılırmak suyunu arıtacak bir sistem, İvedik Organize Sanayi
Bölgesindeki ASKİ'nin arıtma tesislerinde var mıdır, yok mudur?
Yoktur... Kelime oyunları yaparak, Ankaralıların sağlığı ile bunlar
kumar oynamaktadırlar. Şu anda Kızılırmak'tan ne oranda su verildiğini
bilmiyoruz. Bu açıklanmıyor. Kelime oyunlarıyla Ankaralıların sağlığıyla
oynanmaktadır.''
AK Parti'li yöneticileri su sorunun çözümü konusunda yatırım yapmamakla
suçlayan CHP'li Ateş, ''Bunlar, tıpkı ağustos böceği gibi laf söyleyip
gezdiler. Su sorununun çözümü için hiçbir yatırımda bulunmadılar'' dedi.
Yılmaz Ateş, 1998 yılında Ankara milletvekili olarak, Kızılırmak
Havzasının durumuyla ilgili olarak yöneltiği soru önergesine dönemin
Çevre Bakanı İmren Aykut tarafından verilen yanıtta, 51 yerleşim
biriminin kanalizasyonu ile 63 fabrikanın atıklarının hiçbir arıtmaya
tabi tutulmadan Kızılırmak nehrine bırakıldığına yer verildiğini de
sözlerine ekledi.
