2023-11-01 - 14:23
TİCARET BAKANLIĞININ 2024 YILI BÜTÇESİ TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNDA
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Ticaret Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin görüşmelerine başlandı.

AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan Komisyonda, Ticaret Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin yanı sıra Rekabet Kurumu ile Helal Akreditasyon Kurumunun bütçe, kesin hesap ve Sayıştay Raporları görüşülecek.

Bakanlığının bütçesine ilişkin sunum yapan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, katma değerli ürün ihracatında artış yaşandığını belirterek, "Geçen yıl yüzde 36,9 olan orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının payı, bu yılın ilk 9 ayında yüzde 40,3'e yükseldi." dedi.

Bolat, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının 2024 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, küresel ekonomide, Kovid-19 salgınının hemen akabinde izlenen güçlü ilk toparlanmanın ardından bu yıl üretim ve ticarette zayıf bir seyir yaşandığını söyledi.

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) verilerine göre, mal ticaret hacminin 2023'ün ilk yarısında yıllık bazda yüzde 0,5 oranında azaldığına işaret eden Bolat, bu yavaşlamanın çok sayıda ülkeyi kapsadığını anlattı.

Bakan Bolat, Uluslararası Para Fonunun (IMF) ekim raporuna göre, 2022'de yüzde 3,5 olan küresel büyüme oranının 2023'te yüzde 3'e gerilediğine dikkati çekerek, gelecek yıl da yüzde 2,9'a düşeceğinin öngörüldüğünü ifade etti.

Dünya Ticaret Örgütünün nisanda yüzde 1,7 olarak tahmin ettiği 2023 küresel mal ticaret hacmi büyüme hızı beklentisinin, ekimde yüzde 0,8'e düşürüldüğünü kaydeden Bolat, "Küresel piyasalarda yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen, Türkiye ekonomisi yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata devam etmektedir. 2021 yılında yüzde 11,4 büyüyerek son 50 yılın en hızlı büyüme performansını gösteren ülkemiz, OECD ülkelerine kıyasla oldukça güçlü bir performans sergilerken, mal ve hizmet ihracatının büyümeye katkısı 5,3 puan olmuştur." diye konuştu.

Bolat, güçlü büyüme performansını 2022'de de devam ettiren Türkiye'nin, yüzde 5,5'lik bir büyüme kaydettiğine işaret ederek, bunun yaklaşık yarısının mal ve hizmet ihracatından kaynaklandığını belirtti.

Türkiye ekonomisinin, bu yıl ilk çeyrekte yüzde 3,9, ikinci çeyrekte ise yüzde 3,8 oranında büyüyerek 12 çeyrek kesintisiz büyüme performansını sürdürdüğünü anlatan Bolat, salgın sonrasında Türkiye'nin büyüme performansıyla dünya ülkelerinden önemli oranda pozitif ayrıştığına vurgu yaptı.

Ömer Bolat, uluslararası kuruluşların Türkiye'ye yönelik 2023 yılı büyüme beklentilerine de değinerek, "IMF, 2023 için Türkiye'nin büyüme beklentisini yüzde 1 puan artırarak yüzde 4'e, Dünya Bankası yüzde 1 puan artırarak yüzde 4,2'ye ve OECD de yüzde 0,7 puan artırarak yüzde 4,3'e yükseltmiştir." bilgisini paylaştı.

Diğer taraftan 2020 yılı ocak ayında başlayan salgın döneminden bu yana Türkiye'de büyümeyle paralel olarak 3 milyon 914 bin ilave istihdam sağlandığını hatırlatan Bolat, "Şubat ayındaki deprem felaketine rağmen Kapasite Kullanım Oranı, ekim ayında yüzde 77,4 seviyesinde gerçekleşerek bu yılın en yüksek oranına yükselmiştir. Diğer taraftan Orta Vadeli Program ile güven endekslerinde toparlanma izlenmektedir. Sanayi üretiminin de üçüncü çeyrekte önemli bir toparlanma gösterdiğini gözlemliyoruz." ifadesini kullandı.

- İhracata ilişkin güncel veriler

Bolat, geçen yıl ihracatın yüzde 12,9 artıp 254,2 milyar dolar seviyesine çıktığını kaydederek, söz konusu dönemde küresel mal ihracatından alınan payın da yüzde 1,02'ye yükseldiğini dile getirdi.

Bu yılın ilk iki çeyreğinde ise söz konusu payın yüzde 1,03'e yükseltildiğine dikkati çeken Bolat, "İhracatımız, 2023 yılı ilk çeyreğinde 61,5 milyar dolar, ikinci çeyreğinde ise 61,7 milyar dolar gerçekleşmesinin ardından, üçüncü çeyrekte ise yüzde 3,7 artış ile 64 milyar dolara yükselmiştir. Bu çerçevede Bakanlık olarak yaptığımız etki analizi çalışmasına göre, Kahramanmaraş depreminin, şubat-eylül döneminde ihracatımız üzerindeki olumsuz etkisini, yaklaşık 6 milyar dolar olarak hesaplıyoruz." sözlerini sarf etti.

Bakan Bolat, bu yılın ocak-ağustos döneminde küresel ihracat hacmi yüzde 0,9, küresel ithalat hacmi yüzde 2,9 azalırken, küresel ihracat birim değer endeksinin yüzde 4,6, küresel ithalat birim değer endeksinin de yüzde 3,6 azaldığını aktardı.

Bolat, "İhracat, yaşanan büyük deprem felaketi, dünya üretiminde gözlenen zayıflama, daralan ticaret hacmi ile dünya ticaret fiyatları ve emtia fiyatlarındaki ciddi düşüşlere rağmen 2023 yılı ocak-eylül döneminde 187,2 milyar dolar ile geçtiğimiz yılın aynı dönemindeki değere yakın gerçekleşmiştir. Önemle vurgulamak istediğim bir diğer gelişme ise katma değerli ürün ihracatındaki artıştır. Geçen yıl yüzde 36,9 olan orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının payı, bu yılın ilk 9 ayında yüzde 40,3'e yükseldi." dedi.

- İthalata ilişkin güncel veriler

İthalatın bu yılın ilk çeyreğinde 96,2 milyar dolar, ikinci çeyreğinde 88,2 milyar dolar, üçüncü çeyrekte ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,2 düşüşle 90,1 milyar dolar olarak gerçekleştiğine işaret eden Bolat, böylece yılın ilk 9 ayında ithalatın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,2 artarak 274,4 milyar dolar olduğunu açıkladı.

Bu yılın ağustos ayında cari işlemler açığının 619 milyon dolar olduğunu anımsatan Bolat, "Altın ve enerji hariç tutulduğunda ise cari işlemler hesabında 6,1 milyar dolar ile yılın en yüksek fazlası kaydedilmiştir. Eylül ayında ise cari işlemler hesabında fazla verilmesi beklenmektedir. Orta Vadeli Program kapsamında açığın bu yıl sonuna kadar 42,5 milyar dolara gerilemesi bekleniyor." ifadesini kullandı.

- "12 bin 747 farklı ürünü dünyadaki tüketici ve üreticilerle buluşturuyoruz"

Bolat, Orta Vadeli Program hedefleri kapsamında ihracatı 2024'te 267 milyar dolara, 2026'da 302,2 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerinin altını çizerek, şu anda toplam 114 bin 560 ihracatçı ile Türkiye markasını 200'den fazla ülke ve gümrük bölgesinde, 12 bin 747 farklı ürünü dünyadaki tüketici ve üreticilerle buluşturduklarını söyledi.

Bakanlık olarak, sürdürülebilir bir ihracat artışı ve küresel düzlemde rekabetçilik sağlayabilmek için devlet desteklerini ihracatçı firmalara azami katkıyı sağlayabilecek şekilde kullandırmak gayreti içerisinde olduklarını kaydeden Bolat, "Bu minvalde, 2023 yılında da ihracatçılarımızın yanında olmaya devam ederek mal ihracatı kapsamında yaklaşık 18 bin firmamıza 6,6 milyar lira tutarında destek sağladık." açıklamasında bulundu.

Bolat, rekabetçi bir ihracat politikasının, rekabetçi bir finansman ile mümkün olduğuna dikkati çekerek, "İhracatın finansmanı için Türk Eximbank vasıtasıyla ihracatçılara 2022'de 45 milyar dolar, 2023 yılı ilk 9 ayında toplam 29,8 milyar dolar destek sağlanmış olup bu sene sonunda 41 milyar dolar ihracat destek hacmi hedefleniyor. Bankanın toplam müşteri sayısı bu yıl da artmaya devam etmiş olup, verilen desteklerin yüzde 83,7'si KOBİ'lere gitmektedir." diye konuştu.

Son dönemde, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile yakın koordinasyon içinde yürütülen çalışmalar sonucunda ihracatçıların finansmana ulaşımını rahatlatacak değişikliklere gidildiğini belirten Bolat, bu kapsamda reeskont kredilerinin günlük limitinin günlük 3 milyar 50 milyon liraya yükseltildiğini anlattı.

Bolat, 2028 yılı için küresel mal ihracatında Türkiye'nin payını yüzde 1,3'e, KOBİ'lerin ihracattaki payını yüzde 32'ye, e-İhracatın toplam ihracattaki payını yüzde 10'a, yüksek ve orta-yüksek teknolojili ürün ihracatı payını ise yüzde 50'ye çıkartmayı hedeflediklerini aktararak, bu çerçevede başta Uzak Ülkeler Stratejisi, İslam Ülkeleri İhracat Geliştirme Stratejisi ve Afrika ile Ticareti Geliştirme Stratejisi gibi özel odaklanmış programların hayata geçirildiğini hatırlattı.

- "2028 yılında 200 milyar dolar hizmet ihracatını hedefliyoruz"

Uluslararası hizmet ticaretlerinin de Türkiye için çok rekabetçi bir alan olduğunu vurgulayan Bolat, "Bu alanda da Türkiye'nin hizmet ihracatı son 20 yılda 6,5 kat artarak 89 milyar dolara 2022 yılında ulaşmıştı. Bu yılın ocak-ağustos döneminde de yüzde 14 artışla 63,9 milyar doları bulduk. Yıl sonuna kadar hedefimiz 100 milyar doları aşmak. 2028 yılında 200 milyar dolar hizmet ihracatını hedefliyoruz." ifadesini kullandı.

Bolat, yurt dışı müteahhitlik hizmetleri sektöründe 1972'den bu yana 135 ülkede 486 milyar dolar tutarında 11 bin 800'den fazla projeyi Türk müteahhitlerin üstlendiğini anımsatarak, hedeflerinin bu yıl sonuna kadar bu rakamı 500 milyar doların üzerine çıkarmak olduğunu söyledi.

Bolat yaptığı sunumda, ticaret politikası önlemleri kapsamında 64 ürün grubunda, 23 ülke menşeli 126 dampinge ve sübvansiyona karşı önlemlerin alındığı belirtti.

Bakan Bolat, bu yılın ocak-eylül döneminde söz konusu anti damping önlemleri ve ilave gümrük vergileri uygulanan ürünlerden 54,3 milyar dolar ithalat gerçekleştiğini söyledi.

Türkiye'de bu yılın ilk 6 ayında e-ticaret hacminin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 110 artışla 652 milyar lira olarak gerçekleştiğini belirten Bolat, "Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'da 2022 Temmuz ayında önemli değişiklikler yapılmıştı. Buradaki amaç, rekabeti bozucu ve sınırlayıcı faaliyetler ile tekelleşmeyi önleyerek çok oyunculu bir pazar yapısının tesis edilmesidir. Bu çalışmalarımız devam edecektir." dedi.

- "2023'te 9 bin 761 firma ve 44 bin 802 ürün denetlendi"

Son dönemde fahiş fiyat artışları ve stokçulukla mücadele etmek için önemli çalışmalar yaptıklarını aktaran Bolat, otomotiv, emlak ve diğer alanlarda yaptıkları denetimler sonucu 400 milyon liranın üzerinde idari para cezası uyguladıklarını ifade etti.

Bolat, emlak sektörüne yönelik piyasa gerçekliğinden uzak, spekülatif fiyat artışları sonucu oluşan tüketici mağduriyetlerini ortadan kaldırmak için çalışmaların sürdüğünü dile getirdi.

Gayrimenkul ve ikinci el taşıt satışlarında sahte ilanlarla spekülatif fiyat oluşumlarını engellemek amacıyla getirilen ilan yasağının uygulanmasına bugün başlandığını da hatırlatan Bolat, şöyle konuştu:

"Haklı bir gerekçeye dayanmayan fahiş fiyat artışlarına yönelik de 81 ilde piyasa gözetim ve denetim faaliyetlerimiz devam etmektedir. Bu kapsamda, 2023'te 9 bin 761 firma ve 44 bin 802 ürün denetlenmiştir. Şu ana kadar Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu eliyle tespit edilen firmalara 90 milyon lira para cezası uygulanmıştır."

Bolat, Cumhuriyet'in 100. yılına özel yaptıkları fiyat indirim kampanyası çağrısının gıdadan tekstile, mobilyadan elektroniğe, beyaz eşyadan kozmetiğe kadar birçok alanda karşılık bulduğunu söyledi.

- "234 bin ürünün ithalatta denetimi yapıldı"

Dış Ticarette Risk Esaslı Kontrol Sistemi (TAREKS) uygulamasıyla zararlı ve sağlığa aykırı ürünlerin Türkiye'ye gelmemesi amacıyla gümrüklerde denetim uygulandığını bildiren Bolat, "Bu çerçevede 234 bin ürünün ithalatta denetimi yapılmış ve 424 milyon lira idari para cezası uygulanmıştır." diye konuştu.

Bolat, tüketicinin sağlık ve güvenliğinin korunması, aldatıcı reklamlarla mücadele, fiyat etiketi ile ürün güvenliği ve mesafeli sözleşmelerle ilgili birçok alanda yapılan denetimlerde, 15 Ekim itibarıyla 230 milyon liranın üzerinde idari para cezası uygulandığını ifade etti.

Raf ve kasa fiyatı arasındaki farklılıklara ilişkin ise 44 bin 927 işletmede denetimler yapıldığını söyleyen Bolat, "Bu kapsamda 27 milyon lira idari para cezası uygulanmıştır. 516 bin başvuru tüketici hakem heyetleri nezdinde sonuçlandırılarak 2,7 milyar liralık uyuşmazlık da karara bağlanmıştır." dedi.

- "Depremzede esnafa bu yıl içinde sağlanan finansman tutarı 139 milyar lirayı aştı"

Bolat, 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerden zarar gören esnafın Halkbank'a olan kredi geri ödemelerinin 2 defa ertelendiğine işaret ederek, "Deprem bölgesinde çok uygun şartlarda, esnaflarımıza sürekli olarak indirimli kredi imkanları sağlamaktayız. Bu çerçevede 2022'den bu yana esnaflarımıza 423,5 milyar lira, yüzde 50 ve yüzde 100 faiz indirimli kredi imkanları sağladık. 2023 yılı içerisinde sağladığımız bu finansmanın tutarı 139 milyar lirayı aşmıştır." ifadelerini kullandı.

- Nitelikli personel istihdam desteğini bir personel için yılda 136 bin liraya yükselttik"

Kooperatiflere verilen desteklere değinen Bolat, özellikle kadın kooperatiflerine önemli hibe destekleri sağlandığına dikkati çekti.

Bolat, şunları kaydetti:

"Makine, ekipman ve demirbaş alımı desteğini 400 bin liraya çıkarttık. Sergi ve fuar katılımı desteğini 30 binden 60 bine yükselttik. Nitelikli personel istihdam desteğini bir personel için yılda 136 bin liraya, iki personel için 273 bin liraya yükselttik. Öte yandan Kasım 2019'dan bu yana Türkiye dahil 33 farklı ülkeden 143 akreditasyon talebi gelmiştir. Helal Akreditasyon Kurumu toplam 50 akreditasyon kararı almış ve bugüne kadar helal belge sayısı 1200'ü aşmış bulunmaktadır."

İhracat ve ithalat beyannamesine ilişkin bilgileri de paylaşan Bolat, "Bu yılın 9 ayında 2,3 milyon ithalat, 3,6 milyon ihracat beyannamesi kapsamında işlemler gerçekleştirildi." dedi.

Bolat, gümrüklerin de dijitalleştirildiğine ve modernleştirildiğine işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:

"Bu yıl Edirne-Pazarkule ile Ardahan-Posof-Türkgözü Gümrük Kapısı modernizasyonunu tamamlayıp hizmete açtık. Ağrı-Doğubayazıt-Gürbulak ve Şanlıurfa-Ceylanpınar Gümrük Kapısı'ndaki modernleştirme devam ediyor. Gümrük süreçleri de BİLGE Gümrük Platformu sayesinde elektronik işleme kavuşturulmuştur. Burada özellikle kaçakçılıkla mücadele konusunda Gümrük Kaçakçılık ve Muhafaza birimimiz yoğun bir mücadele sergilemektedir. Bu yıl 27 Ekim itibarıyla 19 milyar 100 milyon lira değerinde kaçak eşya ele geçirdik. Bunun 3,6 milyar lirası, yaklaşık 8,8 tonunu uyuşturucu oluşturmaktadır."

Bakan Bolat, 2024 bütçesini, "kayıt dışı ekonomiyle mücadele", "ticaretin düzenlenmesi, geliştirilmesi ve kolaylaştırılması" ve "tüketicinin korunması, ürün ve hizmetlerin güvenliği ve standardizasyonu" yaklaşımıyla hazırladıklarına işaret etti.

Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, bu yıl, "çalışan ayartmama anlaşmaları" sebebiyle 27 teşebbüs için toplamda 252 milyon lira ceza uyguladıklarını, bu alanda 35 teşebbüsü kapsayan 3 soruşturmaya da devam ettiklerini bildirdi.

Küle, Ticaret Bakanlığı ile ilgili ve bağlı kuruluşlarının 2024 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı konuşmada, kurumun, rekabeti kısıtlayıcı anlaşma ve uygulamaları, hakim durumdaki teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemekle yükümlü olduğunu hatırlattı.

Kovid-19 salgınına rağmen yerinde incelemelere ara vermediklerini ve soruşturma sayılarını artırdıklarını belirten Küle, 2020'den bu yana soruşturma sayısında 2 kat, yerinde inceleme sayılarında yaklaşık yüzde 65 artış sergilediklerini söyledi.

Küle, özellikle düşük ve orta gelirli vatandaşların harcamalarını etkileyen sektörlerde, suni fiyat artışlarını engellemek amacıyla harekete geçtiklerini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Un, maya, yumurta, ekmek üzerinden oynanan oyunları cezalandırdık. Ekmekten temizlik ürünlerine kadar çok sayıda tedarikçinin raf fiyatlarını belirlediğini tespit ettik. Bu ürünlerin satıldığı zincir marketlerin kartel oluşumlarını ortaya çıkardık. Sadece temel gıda ürünlerindeki rekabet ihlallerini son 4 yılda yaklaşık 3,7 milyar lira ile cezalandırdık. 2023 yılında ise şimdiye kadar verdiğimiz ceza 2,15 milyar lirayı buldu."

- "Deprem bölgesinde sektör incelemeleri başlattık"

Küle, şirketlerin, çalışanların ücretlerini ve yan haklarını sınırlandırmaları konusunu da takip ettiklerini aktararak, "2023'te çalışan ayartmama anlaşmaları sebebiyle 27 teşebbüs için toplamda 252 milyon lira ceza kestik. Bu alanda 35 teşebbüsü kapsayan 3 soruşturmamıza ise devam ediyoruz." dedi.

Dijital pazarlarda tüketicilerin sömürüldüğünü, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin ise dev teknoloji firmalarının besleyicisi durumuna düştüğünü tespit ettiklerini söyleyen Küle, "Bu çerçevede, Google, Facebook, Yemeksepeti, Sahibinden, Trendyol, Çiçek Sepeti, Obilet gibi hakim durumdaki teşebbüslerin ihlallerini tespit ettik, bu pazarlarda rakip rekabetinin önünü açtık. E-pazaryerleri, çevrim içi reklamcılık, ilaç, akaryakıt, hızlı tüketim malları perakendeciliği sektörlerini inceledik. Mobil ekosistemlere ve deprem bölgesindeki piyasalara yönelik sektör incelemeleri başlattık." bilgisini verdi.

Küle, depremden etkilenen illerin yeniden inşasında önemli olan hazır beton ve çimento sektörlerindeki incelemeleri de sürdürdüklerini belirtti.

Soruşturmalar sonucunda son 4 yılda toplam 10,4 milyar lira para cezası verdiklerini dile getiren Küle, çalışmalarının, tüketici refahı üzerindeki etkilerini ölçmek amacıyla bir analiz gerçekleştirdiklerine işaret etti. Küle, şunları kaydetti:

"Buna göre, 2021-2022 yıllarında, tüketiciye yıllık ortalama 67,3 milyar lira fayda sağladığımız ortaya çıkıyor. Bu fayda, 2022 yılı Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'nın binde 7,2'sine tekabül etmektedir. Geçmişte yaptığımız gibi önümüzdeki dönemde de sektör incelemelerimizle sektörlerin röntgenini çekmeye, resen veya şikayetle tespit ettiğimiz her rekabet sorununa müdahaleye devam edeceğiz. Raf fiyatlarına yapılan müdahaleleri soruşturmayı sürdürüyoruz."

Dijital pazarlarda açtıkları soruşturmalara devam ettiklerini aktaran Küle, "Dijital pazarlarda ardıl müdahale araçlarımız, rekabete aykırı davranışların etkisini bertaraf etmekte geç kalmamıza sebep olmaktadır. Bunun için Avrupa Birliği ve üye ülkelerde olduğu gibi dijital pazarlara öncül müdahale aracı sağlayan mevzuat değişikliğine ihtiyacımız var." diye konuştu.

HEDEP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, AK Parti iktidarında İsrail ile ticari ilişkilerin artarak devam ettiğini söyledi.

AK Parti'nin iktidara geldiği dönemde İsrail ile 1,41 milyar dolar olan ticaret hacminin 2022 yılında 8 milyar doları aştığını ifade eden Tiryaki, "Bir yandan 'İsrail devlet değil, örgüttür' veya 'terör devleti' diyeceksin diğer taraftan ticaret hacmini arttıracaksın. İsrail'e söylediğiniz sözler konusunda samimi değilsiniz. Bizler İsrail ile ticaretin devam etmesini ve ilişkilerin kesilmemesini istiyoruz. Ayrıca Filistin'in haklarını da savunuyoruz. Ama siz bir ülkeyi terör örgütü olarak ilan ediyorsunuz, sonra da ticaretinizi arttırıyorsunuz." diye konuştu.

Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Selim Temurci, Türkiye'nin istihdamı destekleyecek bir büyümeyi sağlayamadığını savundu.

Ülkenin, barınma ile sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişimde ciddi sorunlar yaşadığını ileri süren Temurci, "Asgari ücret adeta ortalama ücret haline gelmiş durumda. Ama şimdi 20 bin liranın altında kira bulunmuyor. Gelirin adil paylaşımı konusunda adım atılması lazım. Türkiye'de 20 yılda olağanüstü güzel şeyler yapıldı. Türkiye'yi tekrar adalet ve demokrasiyle buluşturmamız lazım." dedi.

- "Ucuz krediye ulaşmak problem"

CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, günümüzde beşeri sermayenin fiziki sermayeden daha önemli hale geldiğini, bu nedenle beşeri sermayenin güçlendirilmesine ilişkin yatırımların arttırılması gerektiğini kaydetti.

Esnafın sorunlarına değinen Bakırlıoğlu, "Bakanlar değişiyor ama esnafın sorunları değişmiyor. Esnafımızın sıkıntıları her geçen gün artıyor. Kiralar çok yüksek. Elektrik ücretlerine çok zam yapıldı. Esnafımızın elektrik maliyetlerinde indirim sağlayacak bir düzenleme yapılması lazım. Esnaf Bağ-Kur primini ödeyemiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Bakırlıoğlu, esnafın, sanayicinin krediye ulaşmakta ciddi problem yaşadığını öne sürerek, "Devlet destekli ucuz krediler veriliyor ama buna ulaşmak da problem. Bu kredilerin adı var ama ortada para yok." dedi.

Emeklilere bir defaya mahsus ödenen 5 bin liradan çalışan emeklilerin yararlandırılmadığını anımsatan Bakırlıoğlu, üretime katkısı olan emeklilerin cezalandırıldığını savundu.

- "Çıraklık müessesesi piyasaya kazandırılmalı"

İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale, ithalatın ihracattan daha fazla arttığını belirterek, "Önümüzdeki dönem ithalat tablosunu azaltacaksak doğru bir politika izlememiz lazım. İthalat, ekonomi politikamızın kötü tasarlanmasından artıyor." diye konuştu.

İhracatçının en çok ihtiyaç duyduğu şeyin nitelikli insan gücü olduğunu söyleyen Özlale, çıraklık müessesesinin tekrar piyasaya kazandırılması gerektiğini kaydetti.

Enflasyonla mücadeleye değinen Özlale, "Enflasyonla mücadelede başarılı olmak isteniyorsa üretim zincirinin tekelleşmesini engellememiz lazım. Fahiş fiyatların nedeni budur. Bütün üretim zincirlerine hakim olunduğu için piyasada monopol oluşuyor." dedi.

- "Birçok alanda güçlü performans"

MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Gazze'de tarihin gördüğü en alçak zulmün yaşandığını, bütün dünyanın ise bu insanlık suçunu sadece izlediğini ifade etti.

Salgın ve Rusya-Ukrayna savaşının ticareti daralttığına dikkati çeken Osmanağaoğlu, "Dünyayı etkileyen bu olumsuz şartlara rağmen Türkiye, ekonomi başta olmak üzere birçok alanda güçlü performans sergilemiştir. Büyüme devam etmiş, ihracatta rekorlar kırılmıştır." diye konuştu.

Osmanağaoğlu, 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra bölgede iktisadi hayatın adeta durduğuna dikkati çekerek, "Ancak bölgedeki temel mağduriyetlerin giderilmesinden hemen sonra iktisadi düzen tekrar kurulmuş ve bu felaketin ekonomi üzerindeki olumuz etkisi sınırlandırılmıştır." ifadelerini kullandı.

2024 bütçesinin her yönüyle mali disiplini esas alan, yapısal reformları öne çıkaran bir özelliğe sahip olduğunu dile getiren Osmanağaoğlu, enflasyonun düşürülmesiyle ilgili alınan önlemlerin sonuç vermeye başladığını kaydetti.

- "Yeşil ve dijital dönüşüm desteğine devam edeceğiz"

AK Parti Kırşehir Milletvekili Necmettin Erkan da Kovid-19 salgınıyla küresel ekonomide son 75 yılın en büyük şokunun yaşandığını anımsattı.

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın da devam ettiğini belirten Erkan, "Küresel piyasalarda yaşanan tüm olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye ekonomisi büyümeye devam etmektedir. 2021 yılında yüzde 11,4 oranında büyüyen ülkemiz bu performansını 2022 yılında da devam ettirerek yıllık yüzde 5,5 oranında büyüme oranına ulaşmıştır. Uluslararası kuruluşlar da ülkemiz için 2023 yılı büyüme beklentilerini art arda yukarı yönlü güncellemektedir." dedi.

İhracatta önemli başarılara imza attıklarının altını çizen Erkan, "Önümüzdeki dönemde de ihracatımızın daha iyi seviyelere çıkacağını bekliyoruz. Böylece, dış¸ ticaret açığında yaşanacak gerileme, cari işlemler açığındaki düşüşü de destekleyecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Erkan, önümüzdeki dönemde ihracat ve is¸ dünyasının önünü açmaya devam edeceklerini, yes¸il ve dijital dönüşüm sürecinde ikili, bölgesel ve çok taraflı platformlarda firmalara destek olmayı sürdüreceklerini kaydetti.

Esnaf ve sanatkarın iktisadi ve sosyal yapının temeli olduğunu vurgulayan Erkan, salgın döneminde hibe ve kira desteği sağlandığını, Kahramanmaraş merkezli depremde zarar gören esnaf ve sanatkarın kredi ödemelerinin ertelendiğini, kredi ve kefalet kooperatiflerine gecikmiş¸ borçların faizlerinin silindiğini anımsattı.

Ticaret Bakanlığının 2024 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler devam ediyor.

CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, Bakanlığın çok önemli görevler üstlendiğini vurgulayarak "Ticaret Bakanlığının bütçesi çok düşük. Bakanlığın, merkezi bütçeden daha fazla pay alması gerekir. Kayıt dışı ekonomiye ayrılan bütçe de yetersiz, bu rakamın da artırılması gerekir. Kurumdaki denetim elemanı sayısının artırılması lazım." diye konuştu.

Akay, ihracatçının düşük faizli veya ödemesiz orta vadeli kredilerle finansa ulaşmasının sağlanması gerektiğini, bunun sağlanması durumunda ekonominin olumlu etkileneceğini kaydetti.

HEDEP Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Diyarbakır ve Mardin gibi illerin ekonomik açıdan üst sıralarda olduğunu, daha sonra sınır ticaretinin yasaklandığını, bölgenin kalkınmasını sağlayacak tedbirlerin alınmadığını belirterek bilinçli şekilde bölgenin geri bırakıldığını ileri sürdü.

İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban, AK Parti'nin enflasyonla mücadelede kalıcı çözüm bulmasının mümkün olmadığını iddia etti. Gürban, "Enflasyonla mücadelenin kalıcı olabilmesi için iktidarın büyümeyi değil, kalkınmayı öncelikli kılması gerekir. 'Faiz enflasyona neden oluyor.' diyerek fiyat artışıyla mücadeleyi, teolojik yaklaşımlara bağlamak, sürekli vurguladığımız liyakat sorununa işaret etmektedir. Yani faiz enflasyonu ortaya çıkarmaz, tam tersine enflasyon faizin sebebidir. Enflasyonun bir diğer sebebi de gelecek beklentisinin olumsuz yöne kaymasıdır. Eğer firmalar ve bireyler gelecekte tahsilat veya ödeme sıkıntısı çekeceklerini düşünürlerse fiyatların içine risk primini de yerleştirir. Böylece fiyatlar artar ve enflasyon da yükselir. Bunun sorumlusu ekonomi yönetimi ve siyasal iktidardır." dedi.

MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, yerli üreticiyi koruyacak ve destekleyecek finansal modellerin geliştirilmesine yönelik çalışmaların genişletilmesi gerektiğini ifade etti.

Gümrük idarelerini güçlendirmek ve hizmetlerin daha etkili bir şekilde sunulabilmesi için önemli modernizasyon çalışmalarının yapıldığını kaydeden Aksu, "Gümrüklerde, teknoloji alt yapısının ve personel kapasitesinin de güçlendirildiği biliniyor. Gümrük işlemlerinin dijital ortama taşınması ve bu suretle dış ticaret işlemlerinde karşılaşılan zaman ve maliyet kayıplarının minimum düzeye indirilmesi için genişleyen hacme bağlı olarak çalışmalar hızlandırılmalı, teknik cihaz ve sistemler tüm sahalarda yaygınlaştırılmalı." diye konuştu.

CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli ise "Türkiye ekonomisinde ciddi yapısal problemleri var. Her şeyden önce yurt içi tasarrufları yeterli değil, yani cari işlemler açığı var. Bu sorun uzun yıllardır devam eden çözülemeyen ve ağırlaşan bir problem." dedi.

Türeli, "faiz sebep enflasyon sonuç" tezinin yaşanan ekonomik krizi doğurduğunu, kiraların ve diğer ürün fiyatlarının yükseldiğini, polisiye yöntemlerle bu sorunlarla baş etmenin mümkün olmadığını söyledi.

AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar da "Çıraklık müessesi sanayimiz için çok büyük bir açıktı. İki yıl öncesine kadar yaklaşık 190 bin civarında çıraklık öğrencisine destek veriliyordu. Şimdi bu sayı bir milyonu aştı. Organize Sanayi Bölgelerinde (OSB) açılan meslek lisesi kolejleri çok önemli, nitelikli eğitim veriliyor. Bunların sayısının arttırılması gerekir. OSB'lere ruhsat verilirken meslek lisesi koleji açılması şart koşulabilir. Bu geleceğimiz açısından önemli bir yatırım." diye konuştu.

Kırkpınar "üç harfli marketlerle" mücadele edilmesi gerektiğine inandığını belirterek "Tarladan vatandaşa gıdanın ulaşması noktasında üretim zincirinin sağlıklı şekilde işlemesi için ciddi bir denetimin olması gerekir. Farklı şirketler adı altında aynı firmalar faaliyetlerini sürdürüyor. Anadolu'nun çeşitli köylerine kadar bu marketler açılıyor. Sürücü kursu veya eczanelere uygulanan tedbirler bu market ve alışveriş merkezlerine de uygulanabilir." değerIendirmesinde bulundu.

DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Medeni Yılmaz ise Türkiye'nin konumu itibarıyla tarım ve hayvancılığa çok müsait olduğunu ama üretimde hak ettiği yerde olmadığını söyledi.

Tarımdaki ithalat ve ihracat rakamlarını anımsatan Yılmaz, "Elbette girdi maliyetleri çok yüksek. Ama nüfus hareketleri de tarım ve hayvancılık aleyhine gelişiyor. Köyler boşaldı, tarımla uğraşan insanlarımızın sayısı ve köylerde yaşayan genç nüfus azaldı. Köylerde yaşayan nüfusun yaş ortalaması yükseldi. Vatandaşlarımız tarımsal üretimden vazgeçti. Bu da gıda ithalatına bizi mecbur bıraktı." dedi.