
2016-08-15 - 16:00
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Türkiye Varlık Fonu Kurulmasına ilişkin yasa teklifinin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Türkiye Varlık Fonu Kurulmasına ilişkin yasa teklifinin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, söz konusu teklifin Anayasa'ya aykırı olduğunu savunarak, Türkiye Varlık Fonu'nun, bu şekilde kurulması halinde anamuhalefet partisi olarak Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunacaklarını söyledi. Temizel, yüzde 100'ü kamu kaynaklarıyla kurulacak bir kurumun denetimine ilişkin düzenlemeye yer verilmemesini eleştirdi.
CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, bu kadar önemli bir fonun denetime tabi olması gerektiğini belirterek, "Bu fonun daha başlangıçta Anayasa'ya aykırı olarak kurulmasını yanlış buluyoruz." ifadesini kullandı.
Böyle bir fonun olmasını kendilerinin de arzu ettiğini dile getiren Kuşoğlu, buna benzer fonların diğer ülkelerde de bulunduğunu ancak bu fonların saydam ve hesap verebilir olduğunu belirtti. Kuşoğlu, Anayasa'ya aykırılığın değerlendirilmesinin ardından çalışmalara devam edilmesi talebinde bulundu.
HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, teklifin geri çekilmesi ve sektör temsilcilerinin de görüşlerinin alınmasının ardından daha derli toplu bir teklif hazırlanması gerektiğini kaydetti. Yıldırım, böyle bir fona neden ihtiyaç olduğuna dair tatmin edici bir gerekçe sunulamadığını ileri sürdü.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, MHP olarak Türkiye Varlık Fonu kurulmasını çok önemsediklerini belirterek, böyle bir fonun ülke ekonomisine katkı sunacağını düşündüklerini dile getirdi. Sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kurumların denetiminin, TBMM adına Sayıştay tarafından yapıldığını anımsatan Kalaycı, "Fon'un Sayıştay denetiminden kaçırıldığını" öne sürerek, bundan vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, düzenlemeyle yeni bir paralel Hazine kurulduğunu ve bunun hiçbir hukuki düzenlemeye tabi olmayacağını iddia etti. Erdoğdu, "Şu an itibarıyla hiçbir denetime tabi olmayacak korkunç bir fon kurmak üzereyiz. Şu an için Hükümet kendi devletinden kaçıyor. Bu usulle memleket ve halk yararına bir şey çıkmayacaktır. Birkaç seneye kadar çok ağır bir tabloyla karşı karşıya kalacağız." görüşünü ileri sürdü.
MHP Samsun Milletvekili Erhan Usta, bir kısım kamu faaliyetlerinin bütçe sistemi dışına çıkarıldığını savunarak, bu durumun da Anayasa'ya aykırı olduğunu iddia etti.
AK Parti Giresun Milletvekili Cemal Öztürk, G20 ülkeleri içinde ulusal varlık fonu olmayan tek ülkenin Türkiye olduğunu belirterek, son yıllarda verilen teşviklerle birlikte ülkede büyüyen bir fon pazarının olduğunu söyledi.
Türkiye Varlık Fonu'nun kurulmasıyla birlikte, büyük yatırımların finansmanın sağlanacağını ve sermaye piyasasının gelişimine katkıda bulunulacağını dile getiren Öztürk, muhalefet partilerinin eleştirilerine katılmadığını belirtti.
Böylece Türkiye'nin küresel bir aktör ve uluslararası arenada daha fazla söz sahibi olmasının sağlanacağını vurgulayan Öztürk, fonla ilgili olarak parlamentonun denetim yetkisinin ise elinden alınmadığını dile getirdi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Türkiye Varlık Fonu, ne kadar çok denetlenirse mi değerli yoksa fon, uluslararası piyasalara çıktığında ne kadar çok yüksek not alırsa, ne kadar şeffaf şekilde uluslararası standartlarda denetlenirse mi bizim amaçladığımız fon olacak? Ben ikincisini tercih ediyorum." dedi.
Zeybekci, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile KDV Kanunu'nda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi üzerinde sunumunu yaparak, milletvekillerinin eleştirilerini yanıtladı.
Teklifin hazırlanması sırasında tüm uzman kuruluşlarla kamu kurum ve kuruluşlarından görüş alındığını anlatan Zeybekci, fonun gerekliliğiyle ilgili kimsenin şüphesinin bulunmadığını söyledi.
Zeybekci, G20 ülkeleri içinde fonu olmayan tek ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çekerek, "Ekonomi Bakanlığı olarak Türkiye'mizin dış ticaretinin, ihracatının artırılması, dış ticaret açığının daraltılması, ülkenin yurt dışındaki ekonomik etkinliğinin artırılmasıyla ilgili çalışmalarımızı yaparken bazen sağımıza solumuza bakarak çaresiz kaldığımız anlar oluyordu. Projelerin finansmanı anlamında sıkıntılar yaşanıyordu. Muasır medeniyet üzerine hedefi olan, 500 milyar dolar ihracat, 25 bin dolar milli gelir hedefi olan, dünyanın 10'uncu, Avrupa'nın 3'üncü büyük ekonomisi olacağım diye yola çıkan bir Türkiye'nin, bir fonunun olmaması, böyle bir kaynağının olamamasının etkilerini çok hissettik." diye konuştu.
Türkiye'nin en önemli problemlerinden birinin cari açık olduğunu dile getiren Zeybekci, Türkiye'nin her yıl en az ortalama yüzde 5,5-6,5 aralığında büyüme ve 1 milyon civarında istihdam yaratma zorunluluğu olduğunu vurguladı.
İşsizlikle ilgili rakamlarda Türkiye'nin bir türlü istenen seviyeye gelemediğini, büyümeyle ilgili de birtakım açmazlar yaşandığını söyleyen Zeybekci, büyümeyle ilgili ileriye doğru adım attıklarında tehlikeli cari açık verdiklerini ifade etti.
Zeybekci, ülkenin kullanılamayan kaynak ve imkanlarının seferber edilmesinin önemine işaret ederek, Türkiye'nin bugüne kadar değerlendiremediği, uzun vadeli gelirler halinde tuttuğu bazı imkan ve kaynakları değerlendirmesi gerektiğini belirtti.
Yasa teklifinin gerekçesinde yer verilen "bürokratik ve yasal engellere takılmadan" sözünün yanlış olduğunu kaydeden Zeybekci, yasal veya bürokratik engellerin değil kuralların bulunduğunu ifade etti.
Hükümet olarak söz konusu yasa teklifi konusundaki katkıları son derece değerli bulduklarını belirten Zeybekci, bu teklifin, verilecek önergelerle ve katkılarla düzeltilmesinin de uygun olduğunu düşündüklerini aktardı.
Denetime tabi olmanın veya olmamanın teknik bir konu olduğunu ve bunun "denetimden kaçma" olarak değerlendirilmemesi gerektiğini dile getiren Zeybekci, Anayasa'nın 165. maddesindeki "Denetlenmesi esasları kanunla düzenlenir" ibaresini anımsatarak, "Buradaki bu düzenleme önceden Merkez Bankasında veya Borsa İstanbul'da yapılmış." diye konuştu.
Bakan Zeybekci, şöyle devam etti:
"Bu fon bir şekilde ölü doğar. Ölü doğma şekli nedir biliyor musunuz? Doğduğu andan itibaren eğer uluslararası arenada, piyasalarda genel kabul gören bir fon yaratamazsanız, bu fonun sürdürülebilirliği yoktur. Piyasaya çıktığı zaman ihraç edeceği bir evrak, vesika veya bir kıymetli menkul değer eğer piyasalar tarafından ciddiye alınmazsa, eğer bu fon şeffaf değilse, bu fon uluslararası piyasaların kabul ettiği standartlarda denetlenmiyorsa zaten istediğiniz kadar Sayıştay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi, Plan ve Bütçe Komisyonu veya yetmedi bütün diğer komisyonlar topyekun hep beraber denetleyelim, bir anlam ifade etmiyor. Yani bizim bize propagandamızdan başka bir anlam ifade etmiyor. Bu fonu, dünya piyasalarında ederi olan bir fon olarak kurmak gibi bir gayemiz, amacımız var. Öyleyse bunun denetleme mekanizması ve şeffaflık kriterleri de uluslararası mekanizmaların denetlemeleri, raporlamaları ve şeffaflık kriterlerine göre olmalı. Dünyada bunun örnekleri var mı? Var."
ABD'deki fonların, yasamanın hiçbir denetimine tabi olmadığını belirten Zeybekci, Singapur, Güney Afrika, Avusturalya, Kuveyt'in bağımsız denetime tabi olduğunu söyledi.
Anayasanın amir hükmünün, Meclis denetiminin nasıl olacağına karar verdiğine dikkati çeken Bakan Zeybekci, "Burayla ilgili tüm aktarımlar Bakanlar Kurulu kararıyla yapılıyor. Bakanlar Kurulu bunu düzenliyor. Bakanlar Kurulunun tüm kararları, uygulamaları, Hükümetin tüm uygulamaları Meclis denetimine tabi değil mi? Meclis'in tüm alanlarında sorgulama mekanizmaları yok mu? Her milletvekilimizin bu fona gelen, gidenle ilgili her türlü soruyu sorma, bunun cevaplarını alma, Meclis'teki diğer sorgulama mekanizmalarını harekete geçirme hakkı var." diye konuştu.
Zeybekci, yapılan yorumları yersiz bulmadığını, endişeler olabileceğini belirterek, fonu Türkiye'nin şu andaki uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarındaki derecelendirme rakamının üzerinde bir derecelendirmeye sahip olması hedefiyle kurduklarını bildirdi.
Komisyon üyelerinin görüşlerine saygı duyduğunu ifade eden Zeybekci, şunları kaydetti:
"Anayasaya aykırılıkla ilgili endişelerinize, 'Yoktur böyle bir endişe' demek gibi noktada değilim. Burada Anayasa'nın tabirini böyle anlıyorum. Meclis, bu iradesiyle Anayasa'daki amir hükmüyle denetimin nasıl olacağına karar verir. Bu da teklifte gayet açık. Sermaye Piyasası Kanunlarına tabi olarak bunu yapar, bağımsız, uluslararası denetime tabidir. Bakanlar Kuruluna rapor verir. Dolayısıyla Bakanlar Kurulu tüm uygulamaları Meclis'in her türlü denetimine tabidir. Bu fon ne kadar çok denetlenirse mi değerli yoksa bu fon uluslararası piyasalara çıktığında ne kadar çok yüksek not alırsa, ne kadar şeffaf şekilde uluslararası standartlarda denetlenirse mi bizim amaçladığımız fon olacak? Ben ikincisini tercih ediyorum. Böyle bir fonla ilgili Hükümet olarak biz bunun arkasındayız. Bu fon, kamu yatırımlarını gerçekleştirsin diye kurulan bir fon değil. Fonun amacı piyasaya müdahale etmek değil piyasaya yorum vermek, hava vermek."
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Plan ve Bütçe Komisyonunda, Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile KDV Kanununda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi'nin görüşmelerinde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
Türkiye Varlık Fonu'nun kaynaklarının net şekilde teklifte açıklandığını ve bu fonun asıl para eden kısmının uluslararası piyasalarda genel kabul görmesi olduğunu anlatan Zeybekci, "Kendi içimize dönük varlık fonu kursaydık, bir anlamı olmazdı." dedi.
Zeybekci, Başbakan Binali Yıldırım'ın, "Sorunları torunlara devretmeyeceğiz." sözününe işaret ederek, torunların varlıklarını bugünden yemek gibi bir durumlarının olmayacağını belirtti.
Fonun şeffaf olması, denetimlerle ilgili elinin ayağının bağlanmaması gerektiğini ifade eden Zeybekci, fonun genel kabul görmesinin Sayıştay raporlarına bakmayacağını dile getirdi.
Teklifin aceleye getirildiği eleştirilerine yanıt veren Bakan Zeybekci, Hazine, Merkez Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Borsa İstanbul, Bankalar Birliği, Ekonomi ve Maliye bakanlıkları ile haftalarca çalışıldığını bildirdi.
Fonun güven duyulan ekonomilerde olduğu bilgisini veren Zeybekci, "Türkiye'de yatırım ortamı uygun olmasaydı, piyasalara çıktığında kimsenin dönüp bakmayacağı bir fonu bile bile kurmanın anlamı var mıydı? Türkiye'nin önümüzdeki dönemle ilgili güven ortamında ne kadar yatırım yapacağını, beklentilerin pozitif olduğunun bilinmesi anlamında bunu söylüyorum. Türkiye Varlık Fonu kurulmasına dair teklif, 'İtibarımız var, uluslararası arenada kredibilitemiz var' teklifidir." diye konuştu.
Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Erkan Kilimci de milletvekillerinin soruları üzerine, 15 Temmuz sonrası portföy çıkışlarının çok sınırlı olduğunu belirtti.
Kilimci, 1 milyar dolar civarında özellikle hisse senedi tarafından çıkışlar gördüklerini ancak son hafta hem Türkiye hem de gelişmekte olan ülkelere çok ciddi bir portföy girişi olduğunu kaydetti.
Döviz satışlarının 15 Temmuz sonrası swap piyasasındaki yurt dışı yerleşiklerin pozisyon kapatmalarıyla sonuçlandığını dile getiren Kilimci, bundan dolayı para piyasalarında bir pozisyon kapatma gördüklerini ancak portföy çıkışlarına bunun yansımadığını bildirdi.
Başkan Yardımcısı Kilimci, 15 Temmuz sonrası çıkan sıcak para miktarının sorulması üzerine 1 milyar dolara yakın bir çıkışın söz konusu olduğunu aktararak, "Fakat son hafta yani bu hafta içinde ciddi bir giriş var, yaklaşık 800 milyon dolarlık. Döviz rezervlerinde bu dönemde bir azalma olmadı." ifadelerini kullandı.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı. Maddelerinin görüşmelerine bugün devam edilecek.
CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, söz konusu teklifin Anayasa'ya aykırı olduğunu savunarak, Türkiye Varlık Fonu'nun, bu şekilde kurulması halinde anamuhalefet partisi olarak Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunacaklarını söyledi. Temizel, yüzde 100'ü kamu kaynaklarıyla kurulacak bir kurumun denetimine ilişkin düzenlemeye yer verilmemesini eleştirdi.
CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, bu kadar önemli bir fonun denetime tabi olması gerektiğini belirterek, "Bu fonun daha başlangıçta Anayasa'ya aykırı olarak kurulmasını yanlış buluyoruz." ifadesini kullandı.
Böyle bir fonun olmasını kendilerinin de arzu ettiğini dile getiren Kuşoğlu, buna benzer fonların diğer ülkelerde de bulunduğunu ancak bu fonların saydam ve hesap verebilir olduğunu belirtti. Kuşoğlu, Anayasa'ya aykırılığın değerlendirilmesinin ardından çalışmalara devam edilmesi talebinde bulundu.
HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, teklifin geri çekilmesi ve sektör temsilcilerinin de görüşlerinin alınmasının ardından daha derli toplu bir teklif hazırlanması gerektiğini kaydetti. Yıldırım, böyle bir fona neden ihtiyaç olduğuna dair tatmin edici bir gerekçe sunulamadığını ileri sürdü.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, MHP olarak Türkiye Varlık Fonu kurulmasını çok önemsediklerini belirterek, böyle bir fonun ülke ekonomisine katkı sunacağını düşündüklerini dile getirdi. Sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kurumların denetiminin, TBMM adına Sayıştay tarafından yapıldığını anımsatan Kalaycı, "Fon'un Sayıştay denetiminden kaçırıldığını" öne sürerek, bundan vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, düzenlemeyle yeni bir paralel Hazine kurulduğunu ve bunun hiçbir hukuki düzenlemeye tabi olmayacağını iddia etti. Erdoğdu, "Şu an itibarıyla hiçbir denetime tabi olmayacak korkunç bir fon kurmak üzereyiz. Şu an için Hükümet kendi devletinden kaçıyor. Bu usulle memleket ve halk yararına bir şey çıkmayacaktır. Birkaç seneye kadar çok ağır bir tabloyla karşı karşıya kalacağız." görüşünü ileri sürdü.
MHP Samsun Milletvekili Erhan Usta, bir kısım kamu faaliyetlerinin bütçe sistemi dışına çıkarıldığını savunarak, bu durumun da Anayasa'ya aykırı olduğunu iddia etti.
AK Parti Giresun Milletvekili Cemal Öztürk, G20 ülkeleri içinde ulusal varlık fonu olmayan tek ülkenin Türkiye olduğunu belirterek, son yıllarda verilen teşviklerle birlikte ülkede büyüyen bir fon pazarının olduğunu söyledi.
Türkiye Varlık Fonu'nun kurulmasıyla birlikte, büyük yatırımların finansmanın sağlanacağını ve sermaye piyasasının gelişimine katkıda bulunulacağını dile getiren Öztürk, muhalefet partilerinin eleştirilerine katılmadığını belirtti.
Böylece Türkiye'nin küresel bir aktör ve uluslararası arenada daha fazla söz sahibi olmasının sağlanacağını vurgulayan Öztürk, fonla ilgili olarak parlamentonun denetim yetkisinin ise elinden alınmadığını dile getirdi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Türkiye Varlık Fonu, ne kadar çok denetlenirse mi değerli yoksa fon, uluslararası piyasalara çıktığında ne kadar çok yüksek not alırsa, ne kadar şeffaf şekilde uluslararası standartlarda denetlenirse mi bizim amaçladığımız fon olacak? Ben ikincisini tercih ediyorum." dedi.
Zeybekci, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile KDV Kanunu'nda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi üzerinde sunumunu yaparak, milletvekillerinin eleştirilerini yanıtladı.
Teklifin hazırlanması sırasında tüm uzman kuruluşlarla kamu kurum ve kuruluşlarından görüş alındığını anlatan Zeybekci, fonun gerekliliğiyle ilgili kimsenin şüphesinin bulunmadığını söyledi.
Zeybekci, G20 ülkeleri içinde fonu olmayan tek ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çekerek, "Ekonomi Bakanlığı olarak Türkiye'mizin dış ticaretinin, ihracatının artırılması, dış ticaret açığının daraltılması, ülkenin yurt dışındaki ekonomik etkinliğinin artırılmasıyla ilgili çalışmalarımızı yaparken bazen sağımıza solumuza bakarak çaresiz kaldığımız anlar oluyordu. Projelerin finansmanı anlamında sıkıntılar yaşanıyordu. Muasır medeniyet üzerine hedefi olan, 500 milyar dolar ihracat, 25 bin dolar milli gelir hedefi olan, dünyanın 10'uncu, Avrupa'nın 3'üncü büyük ekonomisi olacağım diye yola çıkan bir Türkiye'nin, bir fonunun olmaması, böyle bir kaynağının olamamasının etkilerini çok hissettik." diye konuştu.
Türkiye'nin en önemli problemlerinden birinin cari açık olduğunu dile getiren Zeybekci, Türkiye'nin her yıl en az ortalama yüzde 5,5-6,5 aralığında büyüme ve 1 milyon civarında istihdam yaratma zorunluluğu olduğunu vurguladı.
İşsizlikle ilgili rakamlarda Türkiye'nin bir türlü istenen seviyeye gelemediğini, büyümeyle ilgili de birtakım açmazlar yaşandığını söyleyen Zeybekci, büyümeyle ilgili ileriye doğru adım attıklarında tehlikeli cari açık verdiklerini ifade etti.
Zeybekci, ülkenin kullanılamayan kaynak ve imkanlarının seferber edilmesinin önemine işaret ederek, Türkiye'nin bugüne kadar değerlendiremediği, uzun vadeli gelirler halinde tuttuğu bazı imkan ve kaynakları değerlendirmesi gerektiğini belirtti.
Yasa teklifinin gerekçesinde yer verilen "bürokratik ve yasal engellere takılmadan" sözünün yanlış olduğunu kaydeden Zeybekci, yasal veya bürokratik engellerin değil kuralların bulunduğunu ifade etti.
Hükümet olarak söz konusu yasa teklifi konusundaki katkıları son derece değerli bulduklarını belirten Zeybekci, bu teklifin, verilecek önergelerle ve katkılarla düzeltilmesinin de uygun olduğunu düşündüklerini aktardı.
Denetime tabi olmanın veya olmamanın teknik bir konu olduğunu ve bunun "denetimden kaçma" olarak değerlendirilmemesi gerektiğini dile getiren Zeybekci, Anayasa'nın 165. maddesindeki "Denetlenmesi esasları kanunla düzenlenir" ibaresini anımsatarak, "Buradaki bu düzenleme önceden Merkez Bankasında veya Borsa İstanbul'da yapılmış." diye konuştu.
Bakan Zeybekci, şöyle devam etti:
"Bu fon bir şekilde ölü doğar. Ölü doğma şekli nedir biliyor musunuz? Doğduğu andan itibaren eğer uluslararası arenada, piyasalarda genel kabul gören bir fon yaratamazsanız, bu fonun sürdürülebilirliği yoktur. Piyasaya çıktığı zaman ihraç edeceği bir evrak, vesika veya bir kıymetli menkul değer eğer piyasalar tarafından ciddiye alınmazsa, eğer bu fon şeffaf değilse, bu fon uluslararası piyasaların kabul ettiği standartlarda denetlenmiyorsa zaten istediğiniz kadar Sayıştay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi, Plan ve Bütçe Komisyonu veya yetmedi bütün diğer komisyonlar topyekun hep beraber denetleyelim, bir anlam ifade etmiyor. Yani bizim bize propagandamızdan başka bir anlam ifade etmiyor. Bu fonu, dünya piyasalarında ederi olan bir fon olarak kurmak gibi bir gayemiz, amacımız var. Öyleyse bunun denetleme mekanizması ve şeffaflık kriterleri de uluslararası mekanizmaların denetlemeleri, raporlamaları ve şeffaflık kriterlerine göre olmalı. Dünyada bunun örnekleri var mı? Var."
ABD'deki fonların, yasamanın hiçbir denetimine tabi olmadığını belirten Zeybekci, Singapur, Güney Afrika, Avusturalya, Kuveyt'in bağımsız denetime tabi olduğunu söyledi.
Anayasanın amir hükmünün, Meclis denetiminin nasıl olacağına karar verdiğine dikkati çeken Bakan Zeybekci, "Burayla ilgili tüm aktarımlar Bakanlar Kurulu kararıyla yapılıyor. Bakanlar Kurulu bunu düzenliyor. Bakanlar Kurulunun tüm kararları, uygulamaları, Hükümetin tüm uygulamaları Meclis denetimine tabi değil mi? Meclis'in tüm alanlarında sorgulama mekanizmaları yok mu? Her milletvekilimizin bu fona gelen, gidenle ilgili her türlü soruyu sorma, bunun cevaplarını alma, Meclis'teki diğer sorgulama mekanizmalarını harekete geçirme hakkı var." diye konuştu.
Zeybekci, yapılan yorumları yersiz bulmadığını, endişeler olabileceğini belirterek, fonu Türkiye'nin şu andaki uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarındaki derecelendirme rakamının üzerinde bir derecelendirmeye sahip olması hedefiyle kurduklarını bildirdi.
Komisyon üyelerinin görüşlerine saygı duyduğunu ifade eden Zeybekci, şunları kaydetti:
"Anayasaya aykırılıkla ilgili endişelerinize, 'Yoktur böyle bir endişe' demek gibi noktada değilim. Burada Anayasa'nın tabirini böyle anlıyorum. Meclis, bu iradesiyle Anayasa'daki amir hükmüyle denetimin nasıl olacağına karar verir. Bu da teklifte gayet açık. Sermaye Piyasası Kanunlarına tabi olarak bunu yapar, bağımsız, uluslararası denetime tabidir. Bakanlar Kuruluna rapor verir. Dolayısıyla Bakanlar Kurulu tüm uygulamaları Meclis'in her türlü denetimine tabidir. Bu fon ne kadar çok denetlenirse mi değerli yoksa bu fon uluslararası piyasalara çıktığında ne kadar çok yüksek not alırsa, ne kadar şeffaf şekilde uluslararası standartlarda denetlenirse mi bizim amaçladığımız fon olacak? Ben ikincisini tercih ediyorum. Böyle bir fonla ilgili Hükümet olarak biz bunun arkasındayız. Bu fon, kamu yatırımlarını gerçekleştirsin diye kurulan bir fon değil. Fonun amacı piyasaya müdahale etmek değil piyasaya yorum vermek, hava vermek."
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Plan ve Bütçe Komisyonunda, Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile KDV Kanununda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi'nin görüşmelerinde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
Türkiye Varlık Fonu'nun kaynaklarının net şekilde teklifte açıklandığını ve bu fonun asıl para eden kısmının uluslararası piyasalarda genel kabul görmesi olduğunu anlatan Zeybekci, "Kendi içimize dönük varlık fonu kursaydık, bir anlamı olmazdı." dedi.
Zeybekci, Başbakan Binali Yıldırım'ın, "Sorunları torunlara devretmeyeceğiz." sözününe işaret ederek, torunların varlıklarını bugünden yemek gibi bir durumlarının olmayacağını belirtti.
Fonun şeffaf olması, denetimlerle ilgili elinin ayağının bağlanmaması gerektiğini ifade eden Zeybekci, fonun genel kabul görmesinin Sayıştay raporlarına bakmayacağını dile getirdi.
Teklifin aceleye getirildiği eleştirilerine yanıt veren Bakan Zeybekci, Hazine, Merkez Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Borsa İstanbul, Bankalar Birliği, Ekonomi ve Maliye bakanlıkları ile haftalarca çalışıldığını bildirdi.
Fonun güven duyulan ekonomilerde olduğu bilgisini veren Zeybekci, "Türkiye'de yatırım ortamı uygun olmasaydı, piyasalara çıktığında kimsenin dönüp bakmayacağı bir fonu bile bile kurmanın anlamı var mıydı? Türkiye'nin önümüzdeki dönemle ilgili güven ortamında ne kadar yatırım yapacağını, beklentilerin pozitif olduğunun bilinmesi anlamında bunu söylüyorum. Türkiye Varlık Fonu kurulmasına dair teklif, 'İtibarımız var, uluslararası arenada kredibilitemiz var' teklifidir." diye konuştu.
Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Erkan Kilimci de milletvekillerinin soruları üzerine, 15 Temmuz sonrası portföy çıkışlarının çok sınırlı olduğunu belirtti.
Kilimci, 1 milyar dolar civarında özellikle hisse senedi tarafından çıkışlar gördüklerini ancak son hafta hem Türkiye hem de gelişmekte olan ülkelere çok ciddi bir portföy girişi olduğunu kaydetti.
Döviz satışlarının 15 Temmuz sonrası swap piyasasındaki yurt dışı yerleşiklerin pozisyon kapatmalarıyla sonuçlandığını dile getiren Kilimci, bundan dolayı para piyasalarında bir pozisyon kapatma gördüklerini ancak portföy çıkışlarına bunun yansımadığını bildirdi.
Başkan Yardımcısı Kilimci, 15 Temmuz sonrası çıkan sıcak para miktarının sorulması üzerine 1 milyar dolara yakın bir çıkışın söz konusu olduğunu aktararak, "Fakat son hafta yani bu hafta içinde ciddi bir giriş var, yaklaşık 800 milyon dolarlık. Döviz rezervlerinde bu dönemde bir azalma olmadı." ifadelerini kullandı.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı. Maddelerinin görüşmelerine bugün devam edilecek.