2007-12-27 - 17:20
TBMM AB Uyum Komisyonunda, Türkiye-AB ilişkilerinde son duruma ilişkin sunum yapan AB Genel Sekreteri Oğuz Demiralp, tarama sürecinin son aşamasına gelindiğini söyledi.
AB Genel Sekreteri Oğuz Demiralp, hukuki
açıdan Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinde herhangi bir sapma veya
değişme olmadığını bildirdi.
TBMM AB Uyum Komisyonunda, Türkiye-AB ilişkilerinde son duruma ilişkin
sunum yapan Demiralp, tarama sürecinin son aşamasına gelindiğini söyledi.
Türkiye'nin müzakere sürecinin kendine özgü siyasi sorunları bulunduğunu
dile getiren Demiralp, 8 faslın açılmasının ertelendiğini, Fransa'nın
engellemeleri nedeniyle de 5 faslın açılmasında güçlükler olduğunu
belirtti.
Bugünkü şartlar itibariyle açtırılabilecek 21 fasıl bulunduğunu bildiren
Demiralp, ''Bu çerçevede şimdiye kadar 6 fasıl açıldı, 1 fasıl
kapatıldı. Bu 6 faslın hiçbirinde açılış kriteri yoktu. Bundan sonra
açılış kriteri olmayan ekonomik ve mali, eğitim ve kültür fasılları var.
Bu iki fasılda da bazı siyasi güçlükler var. Bunların aşılmasına
çalışılıyor'' dedi.
Demiralp, Kıbrıs ve Fransa sorunları nedeniyle engellenen fasıllar da
dahil olmak üzere bütün fasıllarda açılış kriterleriyle karşılaşmanın
kaçınılmaz olduğunu belirterek, katılım sürecinde, 2008'den itibaren
açılış kriterlerinin karşılanmasında yoğunlaşılması gerektiğini bildirdi.
Bu kapsamda çıkartılması gereken yasalara hız verilmesi gerektiğini
anlatan Demiralp, ''Sendikalar Yasası, 2008 yılında çıkartılırsa sosyal
politikalar faslını açma imkanı var'' dedi.
Demiralp, AB'nin günlük hayata etkilerini vatandaşlara anlatmada sıkıntı
çektiklerini, AB sürecinde yapılan işlerin vatandaşın günlük yaşam
kalitesini direkt etkilediğini söyledi.
AB ile mali işbirliğinin hibeler, topluluk programları ve AB Yatırım
Bankasından sağlanan kredilerden oluştuğunu anlatan Demiralp, birliğin
2008'de Türkiye'ye hibe için ayırdığı kaynağın 540 milyon avro
olduğunu, bundan yararlanmak için yüzlerce proje yürütüldüğünü kaydetti.
-FRANSA'NIN TUTUMU-
AB Genel Sekreteri Oğuz Demiralp, AB Uyum Komisyonu üyesi
milletvekillerinin sorularını da yanıtladı. CHP İstanbul Milletvekili
Şükrü Elekdağ, AB'de yapılan son zirvede, Türkiye'nin birliğe
katılımından söz edilmeyerek, üyelik hedefinin karartıldığını öne sürdü.
Elekdağ'ın, bununla ilgili ne gibi çalışmalar yapıldığını sorması
üzerine Demiralp, Türkiye'nin konuyla ilgili gereken tepkiyi ortaya
koyduğunu bildirdi.
''Hukuki açıdan önemli olan şey, 19 Aralıkta katıldığımız konferanstır.
O konferansın adı 'Katılım Konferansı'dır'' diyen Demiralp, şöyle devam
etti:
''Dolayısıyla hukuki açıdan katılım sürecinin sapması veya değişmesi söz
konusu değildir. Fransa, 'Katılım perspektifi ortadan kalktı' gibi bir
imaj yaratmaya çalışıyor. Bunun da nedeni, Türkiye'de AB'ye yönelik bir
tepki uyandırmak, 'Siz bizi istemiyorsunuz, biz de sizi hiç istemiyoruz'
havası yaratıp, AB sürecini Türkiye'de soğutmaktır.''
CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen'in sorusu üzerine Demiralp, birlik
içinde Türkiye ile ilgili 3 grup ülke bulunduğunu belirtti. Demiralp,
''Bunlar, Türkiye'yi destekleyenler, üyeliğine karşı çıkanlar,
Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi gibi üyeliği istismar
edenlerdir. Şu anda Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkanlar ile üyeliği
istismar edenler arasındaki koalisyon öne çıkmış durumda. Onun için zor
bir süreçten geçiyoruz'' diye konuştu.
-''TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİNDE GERİYE GİDİŞ VAR''-
Toplantıda milletvekilleri, AB-Türkiye ilişkilerine yönelik
değerlendirmelerde de bulundu. CHP'li Öymen, Türkiye'nin AB
ilişkilerinde geriye gidiş olduğunu savunarak, ''Bazı ülkeler bize
güçlük çıkarıyor. Fransa'nın önerisi, oy birliğiyle kabul ediliyor.
AB'de bizim gerçek dostumuz kim, bunu belirlemek zorundayız. AB
tarihinde Türkiye'ye yapılan muamelenin hiçbiri, başka bir ülkeye
yapılmamıştır. Bize yapılan haksızlığa karşı gereken tepkiyi
göstermeliyiz'' diye konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ ise Türkiye'nin birlik içinde
ikinci sınıf statüye yönlendirilmek istendiğini söyledi. Birliğin, maç
başladıktan sonra kale değiştirmeye çalıştığını ifade eden Elekdağ, ''Bu
işi ciddiye almalıyız, aktif hareket etmeliyiz. Hükümet ve Meclisimiz,
Türkiye'ye yapılan haksızlıklara karşı ortak tepki göstermelidir. Fransa
ve Almanya, Türkiye ile AB arasına yavaş yavaş duvar örüyor'' dedi.
Elekdağ, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili bakanın, yakın çevresinde
bulunan arkadaşlarının görüşlerine çok değer verdiğini belirterek, AB
Genel Sekreteri Demiralp'e, toplantıda konuşulanları, Cumhurbaşkanı Gül
ve ilgili bakana iletmesi ricasında bulundu.
AK Parti Karaman Milletvekili Lutfi Elvan, Genel Sekreter Demiralp'e
güvendiklerini dile getirerek, ''Ancak Genel Sekreterliğin altyapısı
yeterli değil, güçlendirilmesi lazım'' dedi. Müzakerelerle ilgili
Türkiye'nin fasıl koşullarını yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan
Elvan, önümüzdeki süreçte yeni fasıllar açılmasını beklediklerini
söyledi.
CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur da Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci
Ali Babacan'ın Komisyona gelerek bilgi vermemesini eleştirdi. Erbatur,
''Sayın Başkan sizden rica ediyorum; Sayın Babacan bu komisyona gelsin
ve bu konuları onunla konuşalım'' diye konuştu.
açıdan Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinde herhangi bir sapma veya
değişme olmadığını bildirdi.
TBMM AB Uyum Komisyonunda, Türkiye-AB ilişkilerinde son duruma ilişkin
sunum yapan Demiralp, tarama sürecinin son aşamasına gelindiğini söyledi.
Türkiye'nin müzakere sürecinin kendine özgü siyasi sorunları bulunduğunu
dile getiren Demiralp, 8 faslın açılmasının ertelendiğini, Fransa'nın
engellemeleri nedeniyle de 5 faslın açılmasında güçlükler olduğunu
belirtti.
Bugünkü şartlar itibariyle açtırılabilecek 21 fasıl bulunduğunu bildiren
Demiralp, ''Bu çerçevede şimdiye kadar 6 fasıl açıldı, 1 fasıl
kapatıldı. Bu 6 faslın hiçbirinde açılış kriteri yoktu. Bundan sonra
açılış kriteri olmayan ekonomik ve mali, eğitim ve kültür fasılları var.
Bu iki fasılda da bazı siyasi güçlükler var. Bunların aşılmasına
çalışılıyor'' dedi.
Demiralp, Kıbrıs ve Fransa sorunları nedeniyle engellenen fasıllar da
dahil olmak üzere bütün fasıllarda açılış kriterleriyle karşılaşmanın
kaçınılmaz olduğunu belirterek, katılım sürecinde, 2008'den itibaren
açılış kriterlerinin karşılanmasında yoğunlaşılması gerektiğini bildirdi.
Bu kapsamda çıkartılması gereken yasalara hız verilmesi gerektiğini
anlatan Demiralp, ''Sendikalar Yasası, 2008 yılında çıkartılırsa sosyal
politikalar faslını açma imkanı var'' dedi.
Demiralp, AB'nin günlük hayata etkilerini vatandaşlara anlatmada sıkıntı
çektiklerini, AB sürecinde yapılan işlerin vatandaşın günlük yaşam
kalitesini direkt etkilediğini söyledi.
AB ile mali işbirliğinin hibeler, topluluk programları ve AB Yatırım
Bankasından sağlanan kredilerden oluştuğunu anlatan Demiralp, birliğin
2008'de Türkiye'ye hibe için ayırdığı kaynağın 540 milyon avro
olduğunu, bundan yararlanmak için yüzlerce proje yürütüldüğünü kaydetti.
-FRANSA'NIN TUTUMU-
AB Genel Sekreteri Oğuz Demiralp, AB Uyum Komisyonu üyesi
milletvekillerinin sorularını da yanıtladı. CHP İstanbul Milletvekili
Şükrü Elekdağ, AB'de yapılan son zirvede, Türkiye'nin birliğe
katılımından söz edilmeyerek, üyelik hedefinin karartıldığını öne sürdü.
Elekdağ'ın, bununla ilgili ne gibi çalışmalar yapıldığını sorması
üzerine Demiralp, Türkiye'nin konuyla ilgili gereken tepkiyi ortaya
koyduğunu bildirdi.
''Hukuki açıdan önemli olan şey, 19 Aralıkta katıldığımız konferanstır.
O konferansın adı 'Katılım Konferansı'dır'' diyen Demiralp, şöyle devam
etti:
''Dolayısıyla hukuki açıdan katılım sürecinin sapması veya değişmesi söz
konusu değildir. Fransa, 'Katılım perspektifi ortadan kalktı' gibi bir
imaj yaratmaya çalışıyor. Bunun da nedeni, Türkiye'de AB'ye yönelik bir
tepki uyandırmak, 'Siz bizi istemiyorsunuz, biz de sizi hiç istemiyoruz'
havası yaratıp, AB sürecini Türkiye'de soğutmaktır.''
CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen'in sorusu üzerine Demiralp, birlik
içinde Türkiye ile ilgili 3 grup ülke bulunduğunu belirtti. Demiralp,
''Bunlar, Türkiye'yi destekleyenler, üyeliğine karşı çıkanlar,
Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi gibi üyeliği istismar
edenlerdir. Şu anda Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkanlar ile üyeliği
istismar edenler arasındaki koalisyon öne çıkmış durumda. Onun için zor
bir süreçten geçiyoruz'' diye konuştu.
-''TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİNDE GERİYE GİDİŞ VAR''-
Toplantıda milletvekilleri, AB-Türkiye ilişkilerine yönelik
değerlendirmelerde de bulundu. CHP'li Öymen, Türkiye'nin AB
ilişkilerinde geriye gidiş olduğunu savunarak, ''Bazı ülkeler bize
güçlük çıkarıyor. Fransa'nın önerisi, oy birliğiyle kabul ediliyor.
AB'de bizim gerçek dostumuz kim, bunu belirlemek zorundayız. AB
tarihinde Türkiye'ye yapılan muamelenin hiçbiri, başka bir ülkeye
yapılmamıştır. Bize yapılan haksızlığa karşı gereken tepkiyi
göstermeliyiz'' diye konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ ise Türkiye'nin birlik içinde
ikinci sınıf statüye yönlendirilmek istendiğini söyledi. Birliğin, maç
başladıktan sonra kale değiştirmeye çalıştığını ifade eden Elekdağ, ''Bu
işi ciddiye almalıyız, aktif hareket etmeliyiz. Hükümet ve Meclisimiz,
Türkiye'ye yapılan haksızlıklara karşı ortak tepki göstermelidir. Fransa
ve Almanya, Türkiye ile AB arasına yavaş yavaş duvar örüyor'' dedi.
Elekdağ, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili bakanın, yakın çevresinde
bulunan arkadaşlarının görüşlerine çok değer verdiğini belirterek, AB
Genel Sekreteri Demiralp'e, toplantıda konuşulanları, Cumhurbaşkanı Gül
ve ilgili bakana iletmesi ricasında bulundu.
AK Parti Karaman Milletvekili Lutfi Elvan, Genel Sekreter Demiralp'e
güvendiklerini dile getirerek, ''Ancak Genel Sekreterliğin altyapısı
yeterli değil, güçlendirilmesi lazım'' dedi. Müzakerelerle ilgili
Türkiye'nin fasıl koşullarını yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan
Elvan, önümüzdeki süreçte yeni fasıllar açılmasını beklediklerini
söyledi.
CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur da Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci
Ali Babacan'ın Komisyona gelerek bilgi vermemesini eleştirdi. Erbatur,
''Sayın Başkan sizden rica ediyorum; Sayın Babacan bu komisyona gelsin
ve bu konuları onunla konuşalım'' diye konuştu.
