2005-03-29 - 13:00
BAŞBAKAN VEKİLİ GÜL: ''TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ VE ÇIKARLARI 600 BİN KİŞİNİN (KIBRIS RUM KESİMİ) İPOTEĞİNE ASLA TERK EDİLMEYECEK''
Gül, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, geçen hafta bazı dış politika olaylarının öne plana çıktığını bildirerek, konuya ilişkin bilgiler verdi.
Başbakan Vekili Abdullah Gül, Kırgızistan'da işbaşına gelen yeni simaların hepsinin Türkiye ve Türk dostu olduğunu belirterek, ''Türklere ve Türkiye'ye karşı bir hasmane durum asla söz konusu değildir'' dedi.

Gül, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, geçen hafta bazı dış politika olaylarının öne plana çıktığını bildirerek, konuya ilişkin bilgiler verdi.

Abdullah Gül, kardeş ülke Kırgızistan'da meydana gelen olayları yakından, dikkatle takip ettiklerini anlattı. Bu ülkede seçimden sonra bazı sokak olaylarının başladığını, muhaliflerin başkente geldiklerini ve hükümetin değiştiğini ifade eden Gül, ''Yeni ortaya çıkan simalar, Kırgızistan devlet yapısı içinde bilinen simalardır. Dolayısıyla devlet geleneğinden gelen insanlar. Yeni simaların hepsi Türkiye dostu ve Türk dostu insanlar'' diye konuştu.

İlk günden itibaren gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirten Gül, şunları söyledi:

''Kırgızistan'a hemen ilk gün içinde Türkiye'den bir heyet gönderdik. Kırgızistan'a bu karışıklık içerisinde ulaşın ilk heyet Türk heyeti oldu, havaalanına inen ilk uçak da Türk uçağı oldu. Bu heyetin başında, Kırgızistan bağımsızlığını kazandığında ilk büyükelçi olarak gönderdiğimiz Metin Göker ve Kafkas Dairesi Başkanımız yer aldı. Orada herkesle görüşmeler yaptılar. Türkiye ile ilişkilerin dahada güçlendirileceği, daha da kuvvetlendirileceği karşılıklı olarak teyit edildi.

AB SÜRECİ
Gümrük Birliği Protokolü ile ilgili bilgiler de veren Gül, AB sürecinin kararlı bir şekilde devam ettiğini söyledi. Hükümetin hedefi ve niyetinde bir sapma ve yavaşlamanın söz konusu olmadığını kaydeden Gül, ''AB hedefi nihayetinde, kendi halkımızın hayat standardını yükseklere çıkarma hedefidir. Demokratik olarak da sosyo ekonomik olarak da... Bu hedeften herhangi bir sapma söz konusu değildir. Günü geldiğinde müzakereler başlayacaktır ve 2005 bitmeden bir çok konuda müzakere yapılacak ve bazı fasıllar belki de kapanacaktır'' diye
konuştu.

AB müktesebatı ile ilgili bazı gelişmeler olduğunu anlatan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Gümrük Birliği Protokolü bu çerçevededir. Geçen 1 Mayıs 2004 tarihide AB'ye 10 yeni ülke katıldı. Bu ülkelerden birisi de Kıbrıs Rum Yönetimidir. AB'nin üye sayısı 15'den 25'e çıktı. AB hukukuna göre, tam üye olan bütün ülkeler AB müktesebatını otomatik olarak üstlenirler. Yani AB'nin hukukunu, genelgelerini, yönetmeliklerini, AB'nin diğer ülkelerle yaptığı bütün anlaşmaları üstlenirler.

1 Mayıs 2004 tarihinde 10 yeni ülke de bunları üstlendi. Bunların bir parçasında da AB'nin Türkiye ile yaptığı anlaşmalar vardır. Türkiye ile ilgili anlaşmayı da 10 yeni ülke üstleniyor. Protokol dediğimiz ve konuştuğumuz konu budur. Bu, Türkiye'nin AB'nin Gümrük Birliği anlaşmasıdır. AB'nin 15 eski üyesi ile Türkiye arasında mallar serbestçe dolaşıyor. Yeni 10 ülke daha girdiğine göre, 25 ülkeyle serbestçe Türk mallarının gidebilmesi, satılabilmesi, herhangi bir engellenmeyle karşılanmaması, Kıbrıs Rum kesimi de buna dahil olmak üzere oralardan da gelecek malların Türkiye'ye girmesidir.

Şimdi fiilen 1 Mayıs 2004'ten beri uygulanmakta olan bu durum... Şimdi önümüzde AB Komisyonu, yani 25 ülke adına AB Komisyonu ile Türkiye tarafından bir protokole bağlanacaktır. Tamamen teknik bir konudur. Bununla ilgili işlemler başlamıştır. Müzakereler yapılmıştır.

Bu müzakerelerin neticesinde sadece malların dolaşımı Gümrük Birliği sınırına girdiği için kabul edilmiştir. Limanların ve havaalanlarının açılması söz konusu değildir. Sadece mal hareketleri serbest olacaktır. Bununla ilgili protokolün imzalanma sürecini başlattık.

Bu bir süreçtir. Şu anda imzalanan herhangi bir şey yoktur. AB'nin iç hukuku gereği bu aylar alacaktır. Sonra imza aşamasına gelince de imzalanacaktır. Orada AB'nin 25 ülkesinden biri Rum Kesimi olduğu için ve Rumlarla Türkiye ve KKTC arasında bir tanıma söz konusu olmadığı için, kalıcı bir çözüm bulunmadığı için, Türkiye'nin bugünkü pozisyonu aynen devam edecektir.

Bununla ilgili uluslararası hukukun verdiği tüm imkanlar kullanılacaktır. Onu da zaten dünya alem bilmektedir.''

Gül, bu çerçevede Kıbrıs'ta kalıcı bir çözüm istediklerini hatırlatarak, bu yönde BM'ye de devamlı telkinde bulunduklarını söyledi. Sorunun çözümünün BM'nin öncülüğünde gerçekleşebileceğine dikkati çeken Gül, Türkiye'nin KKTC'yi tanımaya devam edeceğini vurguladı.

Başbakan Vekili Gül, ''Bu mal hareketi Rumların yetkilerinin, hukuklarının, otoritelerinin geçtiği bugünkü sınırları ile kapsamlıdır. Dolayısıyla bugün hangi sınırlarda hükümleri geçiyorsa o sınırlarda mal hareketi olacaktır'' dedi.

Gül, Türkiye'nin geleceği ve çıkarlarının 600 bin kişinin ipoteğine asla terk edilemeyeceğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

''Türkiye, ne yaptığını bilerek hareket edecektir. Türkiye, ne AB'nin içindeki radikal Türkiye karşıtı unsurların oyununa gelecektir ne de başkalarının... Şüphesiz ki sıkıntılar söz konudur. Türkiye içinde muhalifler olabilir. AB içinde (Türkiye 70 milyonluk ülke, AB'ye girmesin) deyip Türkiye'den çekinenler olabilir. Biz, inandığımız yolda, kararlı bir şekilde devam etme azmindeyiz.''

Gül, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, son Bakanlar Kurulu toplantısında hükümetin Acil Eylem Planı'nın gözden geçirildiğini anımsattı. Hükümeti kurduklarında, ''Acil Eylem Planı'nı'' yürürlüğe soktuklarını ifade eden Gül, plandaki faaliyetlerin yüzde 75'ini gerçekleştirdiklerini söyledi.

İktidarlarının neler yapacağını halka ilan ettiklerini kaydeden Gül, şöyle devam etti:

''Acil eylem planımızda, yapısal değişiklikleri Türkiye'ye 'yapacağız' diye duyurmuştuk. Hastaneleri birleştireceğimizi, sosyal güvenlik konularını, yapısal reformları yapacağımızı, gelir idaresi kanununu çıkaracağımızı ifade etmiştik. Biz o zaman, Dünya Bankası ve IMF ile tanışmamıştık, bunlarla temasa geçmemiştik. Bunlarla şunu söylüyorum; bu doğru programlar, tabii ki IMF, Dünya Bankası tarafından desteklendi.

Hastanelerde insanların 3 yıl öncesine kadar çocuklarını, eşlerini yakınlarını rehin bırakmak zorunda kaldığını ifade eden Başbakan Vekili Gül, atılan reform niteliğindeki adımlarla artık bu görüntülerin yaşanmadığını söyledi.

Abdullah Gül, konuşmasının sonunda, milletvekillerine, ''Onun içinAK Parti'li olarak başınız dik gezebilirsiniz. Bakmayın, 'AK parti yavaşladı, moral bozukluğu var'...Bunların hepsi AK Parti'yi kıskananların arzularıdır'' diye seslendi.

Gül'ün konuşmasının ardından, grubun basına kapalı bölümüne geçilirken, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nun, milletvekillerine, Ermeni soykırımı iddialarına ilişkin bilgi vereceğibildirildi.