2006-02-20 - 15:40
TBMM'de gazetecilerle sohbet eden Fatsa, Hamas heyetinin Türkiye ziyaretiyle ilgili soruyu yanıtlarken, bu konuda farklı açıklamalar ve tepkiler geldiğine işaret ederek, ''Herkes ayrı telden bir şeyler söyledi'' diye konuştu.
AK Parti Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa,
Hamas için ''terör örgütüdür'' diyenlerin, geçmişte bunu Arafat ve El
Fetih için de söylediğini ifade ederek, ''Onları terör örgütü ve
terörist kabul edenler; oturdular, onlarla barış anlaşmaları
yapabildiler. Bu, Hamas ile de mümkün olabilir'' dedi.
TBMM'de gazetecilerle sohbet eden Fatsa, Hamas heyetinin Türkiye
ziyaretiyle ilgili soruyu yanıtlarken, bu konuda farklı açıklamalar ve
tepkiler geldiğine işaret ederek, ''Herkes ayrı telden bir şeyler
söyledi'' diye konuştu.
Olayların iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Fatsa,
Türkiye'nin, bölgede inisiyatif aldığını; barışın sağlanması konusunda
bölge ülkelerinin çoğundan daha fazla sorumluluğu olduğunu söyledi.
Filistin'de demokratik bir seçim yapıldığını hatırlatan Fatsa,
şöyle konuştu:
''Seçim, Filistin'in kendi kontrolünde olan ve İsrail'in kontrol
altında tuttuğu yerlerde yapıldı. O gün, Hamas'ın seçime girmesine
kimse karşı çıkmadı. Hatta, ilgili ülkeler nezdinde de Hamas'ın
demokratik seçime katılmasından duyulan memnuniyet vardı. Hamas'ın
mücadelesini demokratik platformda yürütme talebinden duyulan
memnuniyet de dile getirildi. Kimse karşı çıkmadı. Belki bütün
dünyada, El Fetih'in kazanmasından yanaydı beklentiler... Ama Filistin
halkının iradesi, Hamas'tan yana oldu. Bu, bir irade beyanıdır. Birçok
kesimde Hamas yasadışı bir örgüt olarak ifade edilebilir ama
Filistin'de yasal bir organizasyondur. Seçimi kazandıktan sonra dünya
ve bölge ülkelerinde, bundan sonraki süreçle ilgili farklı düşünceler
ortaya atıldı. Bu konudaki ilk net açıklamayı, Başbakanımız Davos'tan
yaptı; 'herkesin bu seçim sonuçlarını iyi okuması, Hamas'a fırsat
verilmesi, barış sürecine Hamas'ın katkı koyması gerektiğini'
söyledi.''
Hamas heyetinin Türkiye'de Dışişleri Bakanı Abdullah Gül,
Dışişleri Bakanlığı bürokratları ve AK Parti yetkilileriyle görüşmeler
yaptığını hatırlatan Fatsa, bu görüşmelerle ilgili farklı açıklamalar
ve tepkiler geldiğine dikkati çekti.
-''BİRTAKIM BASIN YAYIN KURULUŞU...''-
Ne görüşüldüğünün, kiminle görüşüldüğünün değil, ilgili tarafa
neler söylendiğinin önemli olduğunu savunan Fatsa, şöyle devam etti:
''Hamas'ın, halkı ve Filistin'in geleceğiyle ilgili sorumluluğu ve
endişesi varsa bundan sonra bu mücadelenin demokratik platformda
olması, barış sürecine katkı sağlaması, silah ve demokrasinin birlikte
olmayacağı; siyasi sorumluluğu alacaklarsa silahı bırakmaları; İsrail
ile karşılıklı olarak birbirlerini tanımaları; bu sürecin silahlı
mücadeleyle artık yürümeyeceği; Hamas'ın almış olduğu sorumlulukla
barış sürecine katkı sağlaması gerektiği, daha önce olduğu gibi bu kez
de söylendi. Bilinen ve dünyanın beklediği bu gelişmeyi, bir kez daha
bu ülkede sorumlulara bire bir anlatılmasından öte bir şey değildir.
Bu yapılmıştır. Birtakım basın yayın kuruluşundan, ABD ve İsrail'den
daha fazla tenkit aldık.''
Fatsa, bir gazetecinin, ''Eğer amaç arabuluculuksa, AK Parti niye
bu kadar çekingen tavır sergiledi?'' sorusuna karşılık, görüşmelerin
gizli tutulmadığını, içeriği konusunda kamuoyunun bilgilendirildiğini
söyledi.
-''TÜRKİYE'NİN YAPMAK İSTEDİĞİ...''-
Gizli kapaklı bir şey olmadığını, heyetin Türkiye'ye geleceğinin
daha önce Bakanlar Kurulu'nun gündemine geldiğini ve görüşmelerin
gizli değil açık yapılması yönünde karar alındığını ifade eden Fatsa,
şunları kaydetti:
''Tabii farklı şeyler söylendi. 'Hamas terör örgütüdür' gibi...
Unutmayın ki geçmişte Yaser Arafat ve El Fetih için aynı şeyler
söyleniyordu. Sonuçta, onları terör örgütü ve terörist kabul edenler;
oturdular, onlarla barış anlaşmaları yapabildiler. Bu, Hamas ile de
mümkün olabilir. Türkiye'nin yapmak istediği, artık bölgede kan
dökülmeden, gerginlik ve huzursuzluk olmadan gelinen bu sürece katkı
sağlamak, Filistin'de demokratik işleyişi mümkün kılma yönünde
elindeki imkanları ortaya koymaktır. Belki dünyanın söylemek
istediğini, söyleyemediğini biz söylüyoruz.''
''Hamas, bundan etkilenmiş görünmüyor'' denilmesi üzerine Fatsa,
''ülke olarak, bölgeye karşı sorumlulukları gereği görevlerini
yaptıklarını'' belirterek, bunun sonuçlarının gelecek günlerde
görüleceğini söyledi.
Fatsa, ''Hamas da bu sorumluluğu yüklendiği zaman ne kadar ağır
bir yükün altına girdiğini, neyin olabilir neyin olamaz olduğunu,
nelere dikkat etmesi gerektiğini herhalde görecektir'' dedi.
TBMM'de gazetecilerle sohbet eden Fatsa, Genel Kurul'un bu haftaki
gündemi ve çalışma saatleriyle ilgili bilgi verdi. Kredi kartlarıyla
ilgili düzenlemenin 23 Şubat Perşembe günü ele alınmasının
beklendiğini kaydeden Fatsa, ''polis memurunun intiharının,
düzenlemede değişikliği yol açıp açmayacağı'' sorusu üzerine, daha
önce gündeme gelen bu konuda hem muhalefet hem de kendi gruplarından
farklı görüşlerin ortaya atıldığını söyledi.
Konuyla ilgili olarak milletvekilleri tarafından verilen yasa
tekliflerine işaret eden Fatsa, polis memurunun intiharının üzücü
olduğunu, hiçbir şeyin insan hayatından daha önemli olmadığını
söyledi.
'Sanki kredi kartları kullananların bir sorumsuzluğu varmış
gibi... Hep olay öyle değerlendirildi'' diyen Fatsa, oysa bankaların
kimsenin geliri, giderine ve talebine bakmadan adrese kart
gönderdiğini; bunun, kredi kartı kullanımının keyfiyetine neden
olduğunu belirtti.
Fatsa, ''Öyle oldu ki kişinin elindeki bütün kredi kartları
birbirlerinin kefili oldu. Biriyle ödeyemedi, diğeriyle aldı onu
ödedi. İç içe ve arabesk bir şey çıktı. Başı sonu belli olmayan...
Kredi kartlarında çok keyfi bir kullanım oldu. Bunu, sadece
kullananların sorumluluğuyla açıklamak çok hakkaniyetli olmaz. Bu
kadar keyfi olarak kredi kartı dağıtanların da en az onlar kadar
sorumluluğu vardır'' dedi.
Kredi kartlarıyla ilgili düzenleme Genel Kurul'da görüşülürken,
yaşanan sıkıntıları ve beklentileri dile getireceklerine dikkati çeken
Fatsa, ''Eğer gerekiyorsa bununla ilgili ilaveler yapabilme imkanı
vardır. Genel Kurul, buna müsaittir'' görüşünü kaydetti.
-POLİS MEMURUNUN İNTİHARI-
Bir polis memurunun kredi kartı borcu yüzenden yaşamına son
vermesinden duyduğu üzüntüyü dile getiren Fatsa, konuya ilişkin, TBMM
İdare Amiri'nden bilgi aldığını kaydetti. Fatsa, ''Arkadaşın kredi
kartından kaynaklanan bazı sıkıntıları olmuş. Bankadan kullandığı
ihtiyaç kredileri olmuş. Doğrulanamamış olsa da sanki tefecilik
ilişkisi olduğu gibi haberler de var. Arkadaşın elinde, bu borcunu
fazlasıyla ödeyebileceği gayrimenkul imkanları olduğu ifade ediliyor.
Bunun dışında başka gerekçeleri var mı bilemiyorum'' diye konuştu.
Fatsa, ''Düzenlemede değişiklik yapılması ve kapsamın genişlemesi
mümkün olabilir mi?'' sorusuna, ''Eğer sıkıntıyı giderici, bir takım
bazı ilave tedbirler ve imkanlar sağlanması gerekiyorsa bu da
görüşülür. Önergelerle değişiklik yapılabilir'' karşılığını verdi.
Bir soru üzerine, konuyla ilgili farklı taleplerin komisyonda da
dile getirildiğini hatırlatan Fatsa, ''Teknik bir konudur. Benim bir
teklifim yok. Varılan mutabakatı samimi ve ciddi kabul ederiz. Ama göz
ardı edilmiş başka şeyler varsa ilaveler yapılabilir'' dedi.
-''CİDDİ BİR ÇALIŞMA YAPILIYOR''-
Fatsa, bir soru üzerine, malvarlığıyla ilgili düzenleme konusunda
başlatılan çalışmanın sürdüğünü belirterek, ''Arkadaşlar çalışıyor.
İyi ve ciddi bir çalışma yapılıyor. Yakın zamanda bir taslak
kamuoyunun gündemine gelebilir'' diye konuştu.
Meclis Başkanlığı tarafından kendilerine verilen İçtüzük
değişiklik taslağı üzerinde, partilerinden hukukçu milletvekillerinin
çalışma yaptığını anlatan Fatsa, aynı çalışmayı diğer partilerin de
yaptığına işaret etti. Fatsa, ''Biz kendi vardığımız noktaları, önce
kendi içimizde değerlendireceğiz. Sonra düşüncelerimizi, teklifin
sahibi olan Meclis Başkanlığı'na götüreceğiz'' dedi.
Hamas için ''terör örgütüdür'' diyenlerin, geçmişte bunu Arafat ve El
Fetih için de söylediğini ifade ederek, ''Onları terör örgütü ve
terörist kabul edenler; oturdular, onlarla barış anlaşmaları
yapabildiler. Bu, Hamas ile de mümkün olabilir'' dedi.
TBMM'de gazetecilerle sohbet eden Fatsa, Hamas heyetinin Türkiye
ziyaretiyle ilgili soruyu yanıtlarken, bu konuda farklı açıklamalar ve
tepkiler geldiğine işaret ederek, ''Herkes ayrı telden bir şeyler
söyledi'' diye konuştu.
Olayların iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Fatsa,
Türkiye'nin, bölgede inisiyatif aldığını; barışın sağlanması konusunda
bölge ülkelerinin çoğundan daha fazla sorumluluğu olduğunu söyledi.
Filistin'de demokratik bir seçim yapıldığını hatırlatan Fatsa,
şöyle konuştu:
''Seçim, Filistin'in kendi kontrolünde olan ve İsrail'in kontrol
altında tuttuğu yerlerde yapıldı. O gün, Hamas'ın seçime girmesine
kimse karşı çıkmadı. Hatta, ilgili ülkeler nezdinde de Hamas'ın
demokratik seçime katılmasından duyulan memnuniyet vardı. Hamas'ın
mücadelesini demokratik platformda yürütme talebinden duyulan
memnuniyet de dile getirildi. Kimse karşı çıkmadı. Belki bütün
dünyada, El Fetih'in kazanmasından yanaydı beklentiler... Ama Filistin
halkının iradesi, Hamas'tan yana oldu. Bu, bir irade beyanıdır. Birçok
kesimde Hamas yasadışı bir örgüt olarak ifade edilebilir ama
Filistin'de yasal bir organizasyondur. Seçimi kazandıktan sonra dünya
ve bölge ülkelerinde, bundan sonraki süreçle ilgili farklı düşünceler
ortaya atıldı. Bu konudaki ilk net açıklamayı, Başbakanımız Davos'tan
yaptı; 'herkesin bu seçim sonuçlarını iyi okuması, Hamas'a fırsat
verilmesi, barış sürecine Hamas'ın katkı koyması gerektiğini'
söyledi.''
Hamas heyetinin Türkiye'de Dışişleri Bakanı Abdullah Gül,
Dışişleri Bakanlığı bürokratları ve AK Parti yetkilileriyle görüşmeler
yaptığını hatırlatan Fatsa, bu görüşmelerle ilgili farklı açıklamalar
ve tepkiler geldiğine dikkati çekti.
-''BİRTAKIM BASIN YAYIN KURULUŞU...''-
Ne görüşüldüğünün, kiminle görüşüldüğünün değil, ilgili tarafa
neler söylendiğinin önemli olduğunu savunan Fatsa, şöyle devam etti:
''Hamas'ın, halkı ve Filistin'in geleceğiyle ilgili sorumluluğu ve
endişesi varsa bundan sonra bu mücadelenin demokratik platformda
olması, barış sürecine katkı sağlaması, silah ve demokrasinin birlikte
olmayacağı; siyasi sorumluluğu alacaklarsa silahı bırakmaları; İsrail
ile karşılıklı olarak birbirlerini tanımaları; bu sürecin silahlı
mücadeleyle artık yürümeyeceği; Hamas'ın almış olduğu sorumlulukla
barış sürecine katkı sağlaması gerektiği, daha önce olduğu gibi bu kez
de söylendi. Bilinen ve dünyanın beklediği bu gelişmeyi, bir kez daha
bu ülkede sorumlulara bire bir anlatılmasından öte bir şey değildir.
Bu yapılmıştır. Birtakım basın yayın kuruluşundan, ABD ve İsrail'den
daha fazla tenkit aldık.''
Fatsa, bir gazetecinin, ''Eğer amaç arabuluculuksa, AK Parti niye
bu kadar çekingen tavır sergiledi?'' sorusuna karşılık, görüşmelerin
gizli tutulmadığını, içeriği konusunda kamuoyunun bilgilendirildiğini
söyledi.
-''TÜRKİYE'NİN YAPMAK İSTEDİĞİ...''-
Gizli kapaklı bir şey olmadığını, heyetin Türkiye'ye geleceğinin
daha önce Bakanlar Kurulu'nun gündemine geldiğini ve görüşmelerin
gizli değil açık yapılması yönünde karar alındığını ifade eden Fatsa,
şunları kaydetti:
''Tabii farklı şeyler söylendi. 'Hamas terör örgütüdür' gibi...
Unutmayın ki geçmişte Yaser Arafat ve El Fetih için aynı şeyler
söyleniyordu. Sonuçta, onları terör örgütü ve terörist kabul edenler;
oturdular, onlarla barış anlaşmaları yapabildiler. Bu, Hamas ile de
mümkün olabilir. Türkiye'nin yapmak istediği, artık bölgede kan
dökülmeden, gerginlik ve huzursuzluk olmadan gelinen bu sürece katkı
sağlamak, Filistin'de demokratik işleyişi mümkün kılma yönünde
elindeki imkanları ortaya koymaktır. Belki dünyanın söylemek
istediğini, söyleyemediğini biz söylüyoruz.''
''Hamas, bundan etkilenmiş görünmüyor'' denilmesi üzerine Fatsa,
''ülke olarak, bölgeye karşı sorumlulukları gereği görevlerini
yaptıklarını'' belirterek, bunun sonuçlarının gelecek günlerde
görüleceğini söyledi.
Fatsa, ''Hamas da bu sorumluluğu yüklendiği zaman ne kadar ağır
bir yükün altına girdiğini, neyin olabilir neyin olamaz olduğunu,
nelere dikkat etmesi gerektiğini herhalde görecektir'' dedi.
TBMM'de gazetecilerle sohbet eden Fatsa, Genel Kurul'un bu haftaki
gündemi ve çalışma saatleriyle ilgili bilgi verdi. Kredi kartlarıyla
ilgili düzenlemenin 23 Şubat Perşembe günü ele alınmasının
beklendiğini kaydeden Fatsa, ''polis memurunun intiharının,
düzenlemede değişikliği yol açıp açmayacağı'' sorusu üzerine, daha
önce gündeme gelen bu konuda hem muhalefet hem de kendi gruplarından
farklı görüşlerin ortaya atıldığını söyledi.
Konuyla ilgili olarak milletvekilleri tarafından verilen yasa
tekliflerine işaret eden Fatsa, polis memurunun intiharının üzücü
olduğunu, hiçbir şeyin insan hayatından daha önemli olmadığını
söyledi.
'Sanki kredi kartları kullananların bir sorumsuzluğu varmış
gibi... Hep olay öyle değerlendirildi'' diyen Fatsa, oysa bankaların
kimsenin geliri, giderine ve talebine bakmadan adrese kart
gönderdiğini; bunun, kredi kartı kullanımının keyfiyetine neden
olduğunu belirtti.
Fatsa, ''Öyle oldu ki kişinin elindeki bütün kredi kartları
birbirlerinin kefili oldu. Biriyle ödeyemedi, diğeriyle aldı onu
ödedi. İç içe ve arabesk bir şey çıktı. Başı sonu belli olmayan...
Kredi kartlarında çok keyfi bir kullanım oldu. Bunu, sadece
kullananların sorumluluğuyla açıklamak çok hakkaniyetli olmaz. Bu
kadar keyfi olarak kredi kartı dağıtanların da en az onlar kadar
sorumluluğu vardır'' dedi.
Kredi kartlarıyla ilgili düzenleme Genel Kurul'da görüşülürken,
yaşanan sıkıntıları ve beklentileri dile getireceklerine dikkati çeken
Fatsa, ''Eğer gerekiyorsa bununla ilgili ilaveler yapabilme imkanı
vardır. Genel Kurul, buna müsaittir'' görüşünü kaydetti.
-POLİS MEMURUNUN İNTİHARI-
Bir polis memurunun kredi kartı borcu yüzenden yaşamına son
vermesinden duyduğu üzüntüyü dile getiren Fatsa, konuya ilişkin, TBMM
İdare Amiri'nden bilgi aldığını kaydetti. Fatsa, ''Arkadaşın kredi
kartından kaynaklanan bazı sıkıntıları olmuş. Bankadan kullandığı
ihtiyaç kredileri olmuş. Doğrulanamamış olsa da sanki tefecilik
ilişkisi olduğu gibi haberler de var. Arkadaşın elinde, bu borcunu
fazlasıyla ödeyebileceği gayrimenkul imkanları olduğu ifade ediliyor.
Bunun dışında başka gerekçeleri var mı bilemiyorum'' diye konuştu.
Fatsa, ''Düzenlemede değişiklik yapılması ve kapsamın genişlemesi
mümkün olabilir mi?'' sorusuna, ''Eğer sıkıntıyı giderici, bir takım
bazı ilave tedbirler ve imkanlar sağlanması gerekiyorsa bu da
görüşülür. Önergelerle değişiklik yapılabilir'' karşılığını verdi.
Bir soru üzerine, konuyla ilgili farklı taleplerin komisyonda da
dile getirildiğini hatırlatan Fatsa, ''Teknik bir konudur. Benim bir
teklifim yok. Varılan mutabakatı samimi ve ciddi kabul ederiz. Ama göz
ardı edilmiş başka şeyler varsa ilaveler yapılabilir'' dedi.
-''CİDDİ BİR ÇALIŞMA YAPILIYOR''-
Fatsa, bir soru üzerine, malvarlığıyla ilgili düzenleme konusunda
başlatılan çalışmanın sürdüğünü belirterek, ''Arkadaşlar çalışıyor.
İyi ve ciddi bir çalışma yapılıyor. Yakın zamanda bir taslak
kamuoyunun gündemine gelebilir'' diye konuştu.
Meclis Başkanlığı tarafından kendilerine verilen İçtüzük
değişiklik taslağı üzerinde, partilerinden hukukçu milletvekillerinin
çalışma yaptığını anlatan Fatsa, aynı çalışmayı diğer partilerin de
yaptığına işaret etti. Fatsa, ''Biz kendi vardığımız noktaları, önce
kendi içimizde değerlendireceğiz. Sonra düşüncelerimizi, teklifin
sahibi olan Meclis Başkanlığı'na götüreceğiz'' dedi.
