2006-11-20 - 23:00
2007 BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ...
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçesi üzerinde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtlayan Yıldırım, demiryolunda uzun yılların ihmalinin bugünden yarına değişmesi ve taşımacılıktaki payının 1950'li yıllar düzeyine gelmesinin mümkün olmadığını belirterek, sürekli yatırım ve yenilenmelerle 10-15 yılda değişimin görülebileceğini söyledi.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, bugüne kadar
tümüyle yabancılara verilen liman olmadığını, denizcilik idaresinin
özelleştirilmesinin de söz konusu olmadığını bildirdi.

Bu konuda istikrarın da önemli olduğunu kaydeden Yıldırım, ''Türkiye'de ulaştırma
bakanlarının ömrü, ortalama 7.5 aydır. 7.5 ayda bir şey yapamazsınız, bakanlığı
bile tanıyamazsınız'' dedi.

Haydarpaşa Limanı ile ilgili soruları da yanıtlayan Yıldırım, limanının
demiryolu bağlantısı da olması nedeniyle yıllarca ''transfer limanı'' olarak
çalıştığına işaret etti. Bugün gelinen noktada Marmaray Projesi ve
Ankara-İstanbul Hızlı Tren projesi dikkate alındığında Marmaray Projesi'nin
Söğütlüçeşme'de yeraltına girdiğini ve denizaltında devam ederek Kazlıçeşme'de
dışarıya çıktığını, 13.6 kilometre olarak yeraltı ve denizaltında gittiğini
anlatan Yıldırım, demiryolunun Söğültüçeşme'de sona erdiğini hatırlattı.

Haydarpaşa'nın da bulunduğu bölgenin, İstanbullu'nun isteği doğrultusunda
değerlendirileceğine işaret eden Yıldırım, şunları söyledi:

''Buranın uzun vadede şehir içinde yük trafiğine ayrılacak bir liman olarak
devam etmesi mümkün değildir, uygun da değildir. Buranın kruvaziyer limanına,
yolcu limanına dönüştürülmesi söz konusu olacak. Bununla ilgili etrafında çeşitli
etkinliklerin yer alacağı, sit alanı olduğu için de tabiat ve kültür varlıklarını
koruma kurullarının belirleyeceği esaslar dahilinde burada bir proje
yapılacaktır. Bunun için bilgi ofisi oluşturulmuştur. Görüşler buraya
aktarılıyor. Bu çerçevede yapılan plan kurula takdim edilecek ve yarışma sonucu
buraya nasıl bir proje yapılacağı da ortaya çıkacak. Haydarpaşa Limanını
kaldırsak ne olacak? O boşluğu, Marmara'da devam eden liman inşaatları
dolduracak. Aksi halde kamyonların, konteynır yüklü TIR'ların İstanbul'un
göbeğine girmesi ve bu limanda faaliyeti sürdürmesi, orta ve uzun vadede mümkün
gözükmektedir. İstanbul ve Türkiye gerçekleriyle de uyuşmamaktadır.''

-''YABANCIYA VERİLEN LİMAN YOK''-

Bakan Yıldırım, bugüne kadar tamamen yabancıya verilen liman olmadığını, 7
limanı TCDD'nin işlettiğini, geri kalanı ise yüzde 90-95'ini Türk yatırımcılar ve
denizcilerin aldığını söyledi. Türkiye'nin transit limana ihtiyacı olduğunu
belirten Yıldırım, şöyle konuştu:

''Herkesin fabrikasının önüne bir iskele yapmasıyla limancılık olmaz. Bu
doğru değil. Bunun için limanlar mastır planı çalışması devam ediyor. Buna göre;
akaryakıt ve doğalgaz gibi yanıcı maddeler nerede, konteynırların hangi bölgede
ve diğer genel yüklemeleri hangi limanlarda yapacağımız ortaya çıkacak ve liman
gelişim bölgeleri de bu şekilde tespit edilecek. Tespit edilmiş çalışmalar var.
Mersin ve Çandarlı, önemli bir transfer limanı olacak, Karadeniz'de ise Karasu
ile Filyos Limanı önemli bir aktarma limanı olacak. Diğerler ise kabotaj
hattımızdan transfer limanlarına taşımla yapacak limanlar olarak hizmet
verecek.''

Yıldırım, denizcilik idaresinin özeleştirilmesinin söz konusu olmadığını,
idarenin kural koyup denetlediğini belirterek, ''Limanı kim işletirse işletsin...
Kıyı yapılar mülkiyete konu değil. Ne yaparsanız yapın, üst işletmesini kiraya
verirsiniz. Bir süre sonra devlete geri döner'' dedi.

-''ANKARA-İSTANBUL HIZLI TREN PROJESİ GECİKTİ''-

1973 yılında lise öğrencisiyken Demirel'in seçimlerde ''Ankara-İstanbul
arasının 3 saate ineceğine'' dair beyanatlarını okuduğunu belirten Yıldırım,
konuyla ilgili ilk olarak 1975 yılında bir çalışma yapıldığını ve ihalenin 5
kısım halinde 1976'da yapıldığını ifade etti. 50 kilometre tünel kazıldığını, bu
işten 5 büyük firmanın doğduğunu kaydeden Yıldırım, 700 trilyon harcandıktan
sonra projenin içinden çıkılamayacağının görüldüğünü ve terk edildiğini söyledi.
Yapılanın, toplam işin ancak yüzde 5 olduğunu, hızlı tren hayalinin de ''bir
başka bahara ertelendiğini'' anlatan Yıldırım, aynı yanlışa düşmemek için işin
başında hattın devam edilebilir olmasının mümkün olmadığını tespit ettiklerini
kaydetti.

Hızlı tren işletmeciliği için düz hat olması gerektiğini, bu nedenle proje
tadilatını yaptıktan sonra işe başladıklarını belirten Yıldırım, ''2005 sonunda
bitecekti, bitmedi. 2006'da da bitmedi. Hollanda Ulaştırma Bakanı, bize ''Bizde
hızlı trenin yapımı 10 yılda bitmezdi' dedi. Projenin peşindeyiz. Önümüzdeki
Nisan ayında 250 kilometrelik kısmında inşallah deneme seferlerine başlanacak''
dedi.

Esenkent-Sincan arasının ihale edildiğini, gecikmeli gitmekle birlikte
yapılacağını kaydeden Yıldırım, ''Sincan-Ankara arasında zorluğumuz var. Oraya
bir şey yapamayacağız, sadece iyileştireceğiz. Çünkü muazzam bir kamulaştırma
bedeli çıkıyor. Neredeyse mevcut projenin yarısı kadar süre ve maliyet getiriyor.
Oradaki zaman kaybını dikkate aldık, bu 3 saatin içinde...Onu istasyon ve
altyapılarıyla değiştirip, aynı şekilde devam edeceğiz'' diye konuştu.
Projenin 2. kısmının 2 etap olarak ve birbirine paralele ihale edildiğini
belirten Yıldırım, ancak yargısal boyut nedeniyle her iki etap için de
mahkemelerin, yürütmeyi durdurma taleplerini reddettiğini, sözleşme yapıldığını
ve işin başlayacağını bildirdi. Projeyi 19 teknik uzmanının defalarca
değerlendirdiğini, ancak kaybedenin hem yargıya hem de ihale kurumuna gittiğini
anlatan Yıldırım, sonucun ortaya çıktığını ve her şeyin anlaşıldığını söyledi.

Yıldırım, ''Hiç kimse devletin bir işini, bile bile kamu zararı doğacak
şekilde bir kimseye veremez. Bunun sorumluluğunu ben emretsem bile kimse alamaz.
Hukuk sürecinin nereye gideceğini bilemiyorum ama yürütmeyi durdurma taleplerini
mahkemeler yerinde görmedi ve projenin önünü açtı'' dedi.
Yıldırım, 4 yılda 569 kilometresi yol yapımı, 3931 kilometresi ise yenileme
olmak üzere toplam 4500 kilometre demiryolunda bakım ve yenilemesi yapıldığını
bildirdi.

Demiryoluyla ilgili 19 proje hazırlandığını belirten Yıldırım,kaynak
bulunduğunda bunların hayata geçirilebileceğini vurguladı. Yıldırım,
demiyollarında yeni bir yapılanmaya ihtiyaç olduğunu, hem işletmecilik hem de
yatırımın aynı kuruluşta olduğu modelin artık dünyada terk edildiğini söyledi.

-YALOVA'DAKİ TERSANE YERLERİ-

Yıldırım, Yalova Altunova'da tersane yerlerinin tahsis edildiğini,
dolguların da yapıldığını, konuyla ilgili bir hukuki sürecin de yaşandığını
belirterek, Danıştay'ın, yürütmeyi durdurmayı kaldırdığını söyledi. İşlemlerin
sürdüğünü kaydeden Yıldırım, şunları kaydetti:

''Limanlar, denizlerin kıyısında olmak zorundadır. Dünyada her yerde
denizden dolgu yapılarak alınıyor. Liman yapıları, şehir yapıları gibi yatay
yapılardır. Deprem riskleri bütün ayrıntılarıyla hesap edilir. Japonya deprem
bölgesindedir ama orada deniz ortasında bile limanlar var. Bugünkü teknolojiyle
bu riskleri ortadan kaldıracak her türlü inşaatlar yapılıyor. Endişeleri çok
haklı görmüyorum. Bunun tedbirleri alınıyor. Sadece Yalova'da değil, tüm sahil
şeridimizde deniz yapılarının yapılarak ülke ekonomisine döviz kazandıracak
hizmetlerin yapılmasını istiyoruz. Yapılan tahsislerle, Türkiye, 2013 yılında
gemi inşaatında 5. sıraya yükselmiştir. Kapasite 3 kat artacak.''

Genelkurmay'ın 15 Ekim 2004 tarihindeki yazısında yapılacak faaliyetlerin,
askeri yasak ve güvenlik bölgeleri açısından sakınca teşkil edilmeyeceğinin
bildirildiğini anlatan Yıldırım, CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''Ama
Genelkurmay'ın 2006 tarihli yazısı farklı'' demesi üzerine, ''Bir kuruluş,
işlemin bir noktasında olumlu bir başka noktasında görüşünü değiştirdiyse, bu
ayrı bir konu. Onu ben bilemem. Doğrudan sorumluluğumda olan bir iş de değil,
Maliye ve Bayındırlık bakanlığınındır'' dedi.

-''ARKASINDA DURAMAYACAĞIMIZ İŞ YOKTUR''-

Binali Yıldırım, yaptıkları bütün işlerin yargıya tabi olduğunu ifade
ederek, ''Arkasında durmayacağımız iş yoktur. Ancak hatamız varsa da kabul
ederiz. Bilerek bir hatamız, kastımız olamaz'' dedi.

Kurumlar vergisinin Telekom için indirildiğine yönelik eleştirileri
yanıtlarken Yıldırım, Telekom devrede yokken kurumlar vergisinin indirildiğini
söyledi. Yıldırım, bu indirimden İş Bankası'nın, Akbank'ın, Turkcell'in de
yararlandığını vurgulayarak, ''Bunlar yararlanınca bir şey olmuyor da başkası
yararlanınca niye bir şey oluyor?'' diye sordu.

-''İLETİŞİM VERGİSİ İNECEK''-

Türkiye'nin yüzde 55'lik iletişim vergisiyle dünyada ilk sırada yer aldığını
dile getiren Yıldırım, ''Şimdi, bu vergiyi indirdiğimizde 'Oger için indirdi'
denilecek. Milletin menfaati için indireceğiz. Oger'i anlamayız, Oger kim? Bu
memleketin işini ona buna soramayız'' diye konuştu.

Yıldırım'ın konuşmasının ardından Ulaştırma Bakanlığı, Telekomünikasyon
Kurumu, Denizcilik Müsteşarlığı ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün 2007 yılı
bütçeleri kabul edildi.Verilen önergelerle, Ekinlik Adası Mendirek İnşaatı için 1
milyon 500 bin YTL olmak üzere, çeşitli balıkçı barınakları için ek ödenek
konuldu.