2007-02-27 - 17:10
CHP'nin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu hakkında, ''Meclis soruşturması açılması'' istemiyle verdiği önerge, 118'e karşı 321 oyla reddedildi.
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, CHP'nin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu hakkında, ''Meclis soruşturması açılması''
istemiyle verdiği önergenin görüşmelerinde söz aldı.
Bakan Aksu, emniyet teşkilatının, 162 yıldır milletin huzuru için
çalıştığını belirterek, Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği hedeflere bağlı
olarak hizmetlerini sürdürmeye devam ettiğini söyledi.
''Emniyet mensupları hakkında, birileri işlerine geldiği gibi tanımlamada
bulunamaz'' diyen Aksu, ''Hiçkimse ulu orta, mesnetsiz bilgilerle konuşamaz''
dedi.
Kadrolaşma iddialarına da cevap veren Aksu, 22 Ağustos 1995 tarihinde CHP
İstanbul İl Kongresinde bir bakanın, ''Hükümetten 5 bin kadro çıkarttım. Tabii ki
örgütüme vereceğim'' dediğini ileri sürerek, ''Kadrolaşmanın alakası bu'' diye
konuştu.
Kamuda personel alımının merkezi KPSS'ye göre yapıldığını, yerleştirmelerin
puan ve tercihlere göre bilgisayar ortamında gerçekleştirildiğini anımsatan Aksu,
''Yıllardır bu ülkede personel atamaları, kadro ve sicil dikkate alınarak
yapılıyor. Emniyet Genel Müdürlüğünde üst düzey kadro konusunda iktidarımız
döneminde emekliye ayrılan iki genel müdür yardımcısı yerine atama yapıldı.
Bunların dışında herhangi bir atama söz konusu değil'' dedi.
Personel terfilerinde müfettiş değerlendirmeleri ve liyakatin göz önünde
bulundurulduğunu ifade eden Aksu, şöyle devam etti:
''Bunun neresi kadrolaşma, neresi partizanlık. CHP iktidarı döneminde
İçişleri Bakanlığında Müsteşar Yardımcısı olan Hasan Celal Güzel, Diyarbakır
Valisi olması için Cumhurbaşkanına sunulmuşken, Diyarbakır'a 7. dereceden nüfus
memuru olarak atandı. Hüsnü Doğan, Antalya Valiliği İl Planlama Müdürlüğüne 7.
dereceden memur olarak atandı. Emniyet Genel Müdürü İsmail Köse, Ağrı Emniyet
Müdürlüğü Şube Müdürlüğüne atandı. Kaymakamlar, genel idari kadroya atanmışlar.
Nalıncı keseri gibi hepsi kendine... Şube müdürlerini Vali yapmışlar'' diye
konuştu.
-''İŞTE SİZİN ANLAYIŞINIZ BU''-
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Enerji Bakanlığı döneminde vekaleten ve
tedviren görevlendirmeler yapıldığını ifade eden Aksu, ''Güvenlik güçlerimiz,
haksız eleştirilere rağmen, terör ve organize suç örgütleriyle kesintisiz
mücadele etmektedir. Canı pahasına görevini yapan emniyet teşkilatımızın fiili
hizmet süresi CHP'li 116 milletvekilinin Anayasa Mahkemesine başvurmasıyla iptal
ettirildi. İşte sizin anlayışınız bu'' diye konuştu.
Aksu'nun konuşma süresini aşmasına itiraz eden bazı CHP'li milletvekilleri
sıra kapaklarına vurarak tepki gösterdi. Bunun üzerine TBMM Başkanvekili İsmail
Alptekin, ''Ayıp oluyor. Yaptığınız size yakışmıyor. Masalara öyle vuramazsınız''
diyerek CHP'li milletvekillerini uyardı.
Daha sonra konuşmasına devam eden Aksu, Türkiye'de meydana gelen önemli
olayların hemen ardından olay yerlerine gittiğini anlattı.
Olayların aydınlanması konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Hükümetin
kararlı iradesi ve duruşunun önem arzettiğini ifade eden Aksu, şunları söyledi:
''Her türlü yasadışıyla mücadele azmimiz, artarak devam edecektir.
Türkiye'nin hukuk devleti olduğu gerçeğini gözardı etmeyelim. Tüm iş ve
işlemlerin yargı denetiminde olduğunu unutmayalım.
Sayın Deniz Baykal ve 59 arkadaşının Başbakan ve benim hakkımda verdiği
Meclis Soruşturması açılması önergesinde ileri sürülen gerekçelerin hukuki
dayanaktan yoksun olduğunu değerlendirmekteyim. Başta Başbakanımız Recep Tayyip
Erdoğan olmak üzere Hükümet olarak görev yetki ve sorumluluklarımızı bugüne kadar
olduğu gibi bugünden sonra da Anayasamız, kanunlar ve çağdaş yönetim ilkelerine
uygun yürüteceğiz.''
-''YÜCE DİVAN'DAN KURTULAMAYACAKTIR''-
İçişleri Bakanı Aksu'nun konuşmasının ardından, CHP Grup Başkanvekili Ali
Topuz, Aksu'nun konuşmasında, ''CHP'nin, polislerle ilgili bir kanun nedeniyle
Anayasa Mahkemesine giderek, polise saygısızlık ve haksızlık yaptığı'' şeklindeki
sözlerinin hakaret içerdiğini öne sürerek söz istedi.
Başkanvekili Alptekin'in söz vermesi üzerine kürsüye gelen Topuz, o dönemde
polislerle ilgili bir düzenleme konusunda Anayasa Mahkemesine ''eşitlik ilkesine
aykırılık'' nedeniyle başvurduklarını bildirdi.
''Dava konusu düzenlemenin, polisler arasında ayrımcılık ve eşitsizlik
yarattığı için'' Anayasa Mahkemesine başvurduklarını hatırlatan Topuz, Bakan
Aksu'nun, CHP'nin başvurusunu bu şekilde yansıtmasını esefle karşıladıklarını
söyledi.
''Sayın Bakanın kendine zerre kadar güveni varsa bu komisyonda aklanır''
diyen CHP Grup Başkanvekili Topuz, ''Buradan kurtulursa, Yüce Divan'dan
kurtulamayacaktır'' dedi.
-''ESKİ, BAYATLAMIŞ İDDİALAR''-
Şahsı adına söz alan AK Parti Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün de soruşturma
açılması istenen konularla önergenin gerekçesi arasında bir ilgi bulunmadığını
söyledi.
Meclis Soruşturması önergesinin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı yıpratmaya
yönelik olduğunu ifade eden Ergün, ''İktidarı yıpratma anlayışı, Türkiye'nin
menfaatlerine zarar veren anlayış haline gelmiştir. Bundan vazgeçilmesi lazım''
dedi.
İddiaların isnatsız olduğunu kaydeden Ergün, ''Suçların delillerinin
değiştirildiği isnatsızdır. Suçlular yakalanmış, yargıya teslim edilmiştir.
Elinizde yeni, bilinmeyen bir bilgi mi var? Yoksa mahkeme önüne yanlış suçlular
mı çıkarılmış. Söz konusu soruşturma açılması önergesi eski, bayatlamış
iddiaların ısıtılıp ileri sürmekten başka bir şey değildir'' diye konuştu.
CHP'Lİ KART:
-''PARTİ DEVLETİ YARATMAYI TEMEL HEDEF OLARAK GÖREN
İKTİDAR, KENDİ ALTERNATİF DERİN DEVLETİNİ YARATMA
GAYRETİNDE''
-CHP'Lİ ERCENK:
-''SAYIN AKSU, SİZ HER DÖNEM İÇİŞLERİ BAKANI OLMAK
ZORUNDA MISINIZ? SÜREKLİ İÇİŞLERİ BAKANI OLMAK GİBİ
GİZLİ BİR GÖREVİZ Mİ VAR?''
-AK PARTİ'Lİ CAN:
-''KENDİ DEDİKODULARI İÇİN SORUŞTURMA ÖNERGESİ VERMEK
HEM CHP'NİN HEM DE MECLİSİN SAYGINLIĞINA GÖLGE
DÜŞÜRÜYOR''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu hakkında
verilen soruşturma önergesi üzerinde önerge sahibi olarak söz alan Kart,
Hükümetin, Cumhuriyet tarihinin en yoğun kadrolaşmasını gerçekleştirdiğini
söyledi. Hükümetin ''örtülü ideolojisi'' doğrultusunda emniyet teşkilatında
örgütlendiğini öne süren Kart, bu teşkilatta parti devleti ve cemaatleşme
anlayışının egemen kılınmak istendiğini ifade etti.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in, ''ortada koli basili akıtan bir çeşme var''
sözlerini hatırlatan Kart, ''Dramatik olan şu; bu çeşmeyi kurutması gereken
Hükümet, bu yapılanmayı organize ediyor, himaye ediyor'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın, skandallar ortaya çıktıktan sonra ''bürokratik oligarşi
ve derin devlet'' gibi kavramlar ortaya attığını savunan Kart, bu sözlerin devlet
ciddiyetinden uzak ve bir aczin ifadesi olduğunu söyledi. Kart, ''Parti devleti
yaratmayı temel hedef olarak gören iktidar, kendi alternatif derin devletini
yaratma gayretinde'' dedi.
Yaşanan olaylarla ilgili olarak tam bir bilgi kirliliği yaratıldığını öne
süren Kart, ''Medyaya mali baskıların yanı sıra haber kaynaklarına doğrudan
müdahale etmekten çekinmeyen, faşizan bir anlayış söz konusu'' diye konuştu.
-''CERRAH, CERAHATİ AKITAMADI''-
Önerge üzerinde kişisel görüşlerini açıklayan CHP Antalya Milletvekili
Tuncay Ercenk, Meclisin tarihi bir oturum yaptığını belirterek, ''Emniyet, asayiş
ve güvenlikte nereden nereye geldiğimizi konuşuyoruz'' dedi. Hiç bir dönemde AK
Parti dönemindeki kadar kadrolaşma yaşanmadığını iddia eden Ercenk, ''Emniyetteki
kadrolaşmalar, tarikat ve cemaatlerin güç dengesine göre yapılıyor'' diye
konuştu.
Yetkisi olmayan kişilerin, bazı olaylar hakkında açıklama yaptığını ifade
eden Ercenk, ''İsmailağa Camisindeki cinayetten sonra 'başı minbere çarptı'
açıklaması yapıldı. Yani Cerrah, cerahati akıtamamıştır'' dedi.
Aksu'nun bakanlık yaptığı dönemlerde işlenen cinayetlerden örnekler veren
Ercenk, ''Sayın Aksu, siz her dönem İçişleri Bakanı olmak zorunda mısınız? Sizin
İçişleri Bakanı olmak gibi gizli bir göreviniz mi var?'' diye sordu.
Ercenk, bugünkü Hürriyet Gazetesi'nin ''Hırsızı Gaspçı Yakaladı'' şeklindeki
manşetini göstererek, ''Bir valinin evini koruyamayan emniyet, vatandaşın can
güvenliğini nasıl koruyacak?'' dedi.
-''ANAYASAYA AYKIRI''-
Kişisel görüşlerini açıklamak üzere söz alan AK Parti Kırıkkale Milletvekili
Ramazan Can, CHP'nin verdiği soruşturma önergesinin, tamamen ''dedikodu ve
şayialar'' üzerine kurulu olduğunu ileri sürdü. Can, ''CHP gibi mazisi derinde
olan bir partinin, kendi dedikodusunun altına imza atarak Türkiye Cumhuriyeti'nin
Başbakanı hakkında soruşturma önergesi vermesi, hem CHP'nin hem de Meclisin
saygınlığına gölge düşürür'' dedi.
Can, önergenin Anayasaya da aykırı olduğunu iddia ederek, ''Biz, CHP ile her
alanda yarışabiliriz ama kadrolaşma konusunda yarışamayız. Dönemin CHP'li Adalet
Bakanı, 'CHP'lileri hakim yapmayacağım da kimi yapacağım' demişti. Şimdi nerede o
hakimler?'' diye sordu.
Derin devletin panzehirinin şeffaflaşma olduğunu kaydeden Can, Hükümetin de
bunun için çalıştığını söyledi.
Can, 1970'li yıllarda CHP'nin, ''MKE'nin bronz üreten prinç fabrikasına,
herhalde princi çeltik (pirinç) zannederek, ziraat mühendisi bir genel müdür
atadıklarını'' öne sürdü. Can, yine o dönemlerde işlenen faili meçhul cinayetler
hakkında, dönemin CHP'li bakanlarının bir şey yapmadığını söyledi.
Görüşmelerin tamamlanmasının ardından gizli oylamaya geçildi.
CHP'nin verdiği soruşturma önergesinin gizli oylamasına 445 katıldı, 118
milletvekili kabul, 321 milletvekili ret, 5 milletvekili çekimser ve 1
milletvekili de boş oy kullandı.
Önergenin reddedilmesinin ardından Başkanvekili Alptekin, birleşime ara verdi.
ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu hakkında, ''Meclis soruşturması açılması''
istemiyle verdiği önergenin görüşmelerinde söz aldı.
Bakan Aksu, emniyet teşkilatının, 162 yıldır milletin huzuru için
çalıştığını belirterek, Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği hedeflere bağlı
olarak hizmetlerini sürdürmeye devam ettiğini söyledi.
''Emniyet mensupları hakkında, birileri işlerine geldiği gibi tanımlamada
bulunamaz'' diyen Aksu, ''Hiçkimse ulu orta, mesnetsiz bilgilerle konuşamaz''
dedi.
Kadrolaşma iddialarına da cevap veren Aksu, 22 Ağustos 1995 tarihinde CHP
İstanbul İl Kongresinde bir bakanın, ''Hükümetten 5 bin kadro çıkarttım. Tabii ki
örgütüme vereceğim'' dediğini ileri sürerek, ''Kadrolaşmanın alakası bu'' diye
konuştu.
Kamuda personel alımının merkezi KPSS'ye göre yapıldığını, yerleştirmelerin
puan ve tercihlere göre bilgisayar ortamında gerçekleştirildiğini anımsatan Aksu,
''Yıllardır bu ülkede personel atamaları, kadro ve sicil dikkate alınarak
yapılıyor. Emniyet Genel Müdürlüğünde üst düzey kadro konusunda iktidarımız
döneminde emekliye ayrılan iki genel müdür yardımcısı yerine atama yapıldı.
Bunların dışında herhangi bir atama söz konusu değil'' dedi.
Personel terfilerinde müfettiş değerlendirmeleri ve liyakatin göz önünde
bulundurulduğunu ifade eden Aksu, şöyle devam etti:
''Bunun neresi kadrolaşma, neresi partizanlık. CHP iktidarı döneminde
İçişleri Bakanlığında Müsteşar Yardımcısı olan Hasan Celal Güzel, Diyarbakır
Valisi olması için Cumhurbaşkanına sunulmuşken, Diyarbakır'a 7. dereceden nüfus
memuru olarak atandı. Hüsnü Doğan, Antalya Valiliği İl Planlama Müdürlüğüne 7.
dereceden memur olarak atandı. Emniyet Genel Müdürü İsmail Köse, Ağrı Emniyet
Müdürlüğü Şube Müdürlüğüne atandı. Kaymakamlar, genel idari kadroya atanmışlar.
Nalıncı keseri gibi hepsi kendine... Şube müdürlerini Vali yapmışlar'' diye
konuştu.
-''İŞTE SİZİN ANLAYIŞINIZ BU''-
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Enerji Bakanlığı döneminde vekaleten ve
tedviren görevlendirmeler yapıldığını ifade eden Aksu, ''Güvenlik güçlerimiz,
haksız eleştirilere rağmen, terör ve organize suç örgütleriyle kesintisiz
mücadele etmektedir. Canı pahasına görevini yapan emniyet teşkilatımızın fiili
hizmet süresi CHP'li 116 milletvekilinin Anayasa Mahkemesine başvurmasıyla iptal
ettirildi. İşte sizin anlayışınız bu'' diye konuştu.
Aksu'nun konuşma süresini aşmasına itiraz eden bazı CHP'li milletvekilleri
sıra kapaklarına vurarak tepki gösterdi. Bunun üzerine TBMM Başkanvekili İsmail
Alptekin, ''Ayıp oluyor. Yaptığınız size yakışmıyor. Masalara öyle vuramazsınız''
diyerek CHP'li milletvekillerini uyardı.
Daha sonra konuşmasına devam eden Aksu, Türkiye'de meydana gelen önemli
olayların hemen ardından olay yerlerine gittiğini anlattı.
Olayların aydınlanması konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Hükümetin
kararlı iradesi ve duruşunun önem arzettiğini ifade eden Aksu, şunları söyledi:
''Her türlü yasadışıyla mücadele azmimiz, artarak devam edecektir.
Türkiye'nin hukuk devleti olduğu gerçeğini gözardı etmeyelim. Tüm iş ve
işlemlerin yargı denetiminde olduğunu unutmayalım.
Sayın Deniz Baykal ve 59 arkadaşının Başbakan ve benim hakkımda verdiği
Meclis Soruşturması açılması önergesinde ileri sürülen gerekçelerin hukuki
dayanaktan yoksun olduğunu değerlendirmekteyim. Başta Başbakanımız Recep Tayyip
Erdoğan olmak üzere Hükümet olarak görev yetki ve sorumluluklarımızı bugüne kadar
olduğu gibi bugünden sonra da Anayasamız, kanunlar ve çağdaş yönetim ilkelerine
uygun yürüteceğiz.''
-''YÜCE DİVAN'DAN KURTULAMAYACAKTIR''-
İçişleri Bakanı Aksu'nun konuşmasının ardından, CHP Grup Başkanvekili Ali
Topuz, Aksu'nun konuşmasında, ''CHP'nin, polislerle ilgili bir kanun nedeniyle
Anayasa Mahkemesine giderek, polise saygısızlık ve haksızlık yaptığı'' şeklindeki
sözlerinin hakaret içerdiğini öne sürerek söz istedi.
Başkanvekili Alptekin'in söz vermesi üzerine kürsüye gelen Topuz, o dönemde
polislerle ilgili bir düzenleme konusunda Anayasa Mahkemesine ''eşitlik ilkesine
aykırılık'' nedeniyle başvurduklarını bildirdi.
''Dava konusu düzenlemenin, polisler arasında ayrımcılık ve eşitsizlik
yarattığı için'' Anayasa Mahkemesine başvurduklarını hatırlatan Topuz, Bakan
Aksu'nun, CHP'nin başvurusunu bu şekilde yansıtmasını esefle karşıladıklarını
söyledi.
''Sayın Bakanın kendine zerre kadar güveni varsa bu komisyonda aklanır''
diyen CHP Grup Başkanvekili Topuz, ''Buradan kurtulursa, Yüce Divan'dan
kurtulamayacaktır'' dedi.
-''ESKİ, BAYATLAMIŞ İDDİALAR''-
Şahsı adına söz alan AK Parti Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün de soruşturma
açılması istenen konularla önergenin gerekçesi arasında bir ilgi bulunmadığını
söyledi.
Meclis Soruşturması önergesinin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı yıpratmaya
yönelik olduğunu ifade eden Ergün, ''İktidarı yıpratma anlayışı, Türkiye'nin
menfaatlerine zarar veren anlayış haline gelmiştir. Bundan vazgeçilmesi lazım''
dedi.
İddiaların isnatsız olduğunu kaydeden Ergün, ''Suçların delillerinin
değiştirildiği isnatsızdır. Suçlular yakalanmış, yargıya teslim edilmiştir.
Elinizde yeni, bilinmeyen bir bilgi mi var? Yoksa mahkeme önüne yanlış suçlular
mı çıkarılmış. Söz konusu soruşturma açılması önergesi eski, bayatlamış
iddiaların ısıtılıp ileri sürmekten başka bir şey değildir'' diye konuştu.
CHP'Lİ KART:
-''PARTİ DEVLETİ YARATMAYI TEMEL HEDEF OLARAK GÖREN
İKTİDAR, KENDİ ALTERNATİF DERİN DEVLETİNİ YARATMA
GAYRETİNDE''
-CHP'Lİ ERCENK:
-''SAYIN AKSU, SİZ HER DÖNEM İÇİŞLERİ BAKANI OLMAK
ZORUNDA MISINIZ? SÜREKLİ İÇİŞLERİ BAKANI OLMAK GİBİ
GİZLİ BİR GÖREVİZ Mİ VAR?''
-AK PARTİ'Lİ CAN:
-''KENDİ DEDİKODULARI İÇİN SORUŞTURMA ÖNERGESİ VERMEK
HEM CHP'NİN HEM DE MECLİSİN SAYGINLIĞINA GÖLGE
DÜŞÜRÜYOR''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu hakkında
verilen soruşturma önergesi üzerinde önerge sahibi olarak söz alan Kart,
Hükümetin, Cumhuriyet tarihinin en yoğun kadrolaşmasını gerçekleştirdiğini
söyledi. Hükümetin ''örtülü ideolojisi'' doğrultusunda emniyet teşkilatında
örgütlendiğini öne süren Kart, bu teşkilatta parti devleti ve cemaatleşme
anlayışının egemen kılınmak istendiğini ifade etti.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in, ''ortada koli basili akıtan bir çeşme var''
sözlerini hatırlatan Kart, ''Dramatik olan şu; bu çeşmeyi kurutması gereken
Hükümet, bu yapılanmayı organize ediyor, himaye ediyor'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın, skandallar ortaya çıktıktan sonra ''bürokratik oligarşi
ve derin devlet'' gibi kavramlar ortaya attığını savunan Kart, bu sözlerin devlet
ciddiyetinden uzak ve bir aczin ifadesi olduğunu söyledi. Kart, ''Parti devleti
yaratmayı temel hedef olarak gören iktidar, kendi alternatif derin devletini
yaratma gayretinde'' dedi.
Yaşanan olaylarla ilgili olarak tam bir bilgi kirliliği yaratıldığını öne
süren Kart, ''Medyaya mali baskıların yanı sıra haber kaynaklarına doğrudan
müdahale etmekten çekinmeyen, faşizan bir anlayış söz konusu'' diye konuştu.
-''CERRAH, CERAHATİ AKITAMADI''-
Önerge üzerinde kişisel görüşlerini açıklayan CHP Antalya Milletvekili
Tuncay Ercenk, Meclisin tarihi bir oturum yaptığını belirterek, ''Emniyet, asayiş
ve güvenlikte nereden nereye geldiğimizi konuşuyoruz'' dedi. Hiç bir dönemde AK
Parti dönemindeki kadar kadrolaşma yaşanmadığını iddia eden Ercenk, ''Emniyetteki
kadrolaşmalar, tarikat ve cemaatlerin güç dengesine göre yapılıyor'' diye
konuştu.
Yetkisi olmayan kişilerin, bazı olaylar hakkında açıklama yaptığını ifade
eden Ercenk, ''İsmailağa Camisindeki cinayetten sonra 'başı minbere çarptı'
açıklaması yapıldı. Yani Cerrah, cerahati akıtamamıştır'' dedi.
Aksu'nun bakanlık yaptığı dönemlerde işlenen cinayetlerden örnekler veren
Ercenk, ''Sayın Aksu, siz her dönem İçişleri Bakanı olmak zorunda mısınız? Sizin
İçişleri Bakanı olmak gibi gizli bir göreviniz mi var?'' diye sordu.
Ercenk, bugünkü Hürriyet Gazetesi'nin ''Hırsızı Gaspçı Yakaladı'' şeklindeki
manşetini göstererek, ''Bir valinin evini koruyamayan emniyet, vatandaşın can
güvenliğini nasıl koruyacak?'' dedi.
-''ANAYASAYA AYKIRI''-
Kişisel görüşlerini açıklamak üzere söz alan AK Parti Kırıkkale Milletvekili
Ramazan Can, CHP'nin verdiği soruşturma önergesinin, tamamen ''dedikodu ve
şayialar'' üzerine kurulu olduğunu ileri sürdü. Can, ''CHP gibi mazisi derinde
olan bir partinin, kendi dedikodusunun altına imza atarak Türkiye Cumhuriyeti'nin
Başbakanı hakkında soruşturma önergesi vermesi, hem CHP'nin hem de Meclisin
saygınlığına gölge düşürür'' dedi.
Can, önergenin Anayasaya da aykırı olduğunu iddia ederek, ''Biz, CHP ile her
alanda yarışabiliriz ama kadrolaşma konusunda yarışamayız. Dönemin CHP'li Adalet
Bakanı, 'CHP'lileri hakim yapmayacağım da kimi yapacağım' demişti. Şimdi nerede o
hakimler?'' diye sordu.
Derin devletin panzehirinin şeffaflaşma olduğunu kaydeden Can, Hükümetin de
bunun için çalıştığını söyledi.
Can, 1970'li yıllarda CHP'nin, ''MKE'nin bronz üreten prinç fabrikasına,
herhalde princi çeltik (pirinç) zannederek, ziraat mühendisi bir genel müdür
atadıklarını'' öne sürdü. Can, yine o dönemlerde işlenen faili meçhul cinayetler
hakkında, dönemin CHP'li bakanlarının bir şey yapmadığını söyledi.
Görüşmelerin tamamlanmasının ardından gizli oylamaya geçildi.
CHP'nin verdiği soruşturma önergesinin gizli oylamasına 445 katıldı, 118
milletvekili kabul, 321 milletvekili ret, 5 milletvekili çekimser ve 1
milletvekili de boş oy kullandı.
Önergenin reddedilmesinin ardından Başkanvekili Alptekin, birleşime ara verdi.
