2023-11-17 - 13:25
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞININ 2024 YILI BÜTÇESİ TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU'NDA
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, "Yerli kömür kaynaklarımızın ekonomimize kazandırılması enerji arz güvenliğinin sağlanması açısından önemli olup kömür gazlaştırma, karbon yakalama gibi temiz kömür teknolojileri ile ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz." dedi.

Komisyon, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2024 yılı bütçesini sunan Bayraktar, Türkiye Yüzyılı'nı enerjinin de yüzyılı yapacak adımların atılacağı döneme girildiğini belirtti.

Bayraktar, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen şehirlerde elektrik ve doğal gaz başta olmak üzere enerji alt yapısında yenileme çalışmaları yürütüldüğünü ifade etti.

Türkiye'nin üretilen maden çeşitliliği açısından dünyada 8'inci sırada yer aldığını dile getiren Bayraktar, bu zenginliği ekonomiye kazandırmak için sürdürülen çalışmalar neticesinde 2002 yılında 680 milyon dolar olan maden ihracatının 2022'de 6,5 milyar dolara ulaşarak Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığını kaydetti.

Alparslan Bayraktar, 2005'te başlatılan kömür arama çalışması kapsamında linyit rezervinin 20,4 milyar tona, taşkömürü dahil toplam kömür rezervinin ise 21,9 milyar tona ulaştığını söyledi.

Geçen yıl yerli kömür üretiminin 105 milyon ton, ithalatın ise 9 milyar dolar karşılığı 39 milyon ton olarak gerçekleştiğini ifade eden Bayraktar, "Yerli kömür kaynaklarımızın ekonomimize kazandırılması enerji arz güvenliğinin sağlanması açısından önemli olup kömür gazlaştırma, karbon yakalama gibi temiz kömür teknolojileri ile ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz." diye konuştu.

Bayraktar, faaliyetini tamamlayan maden sahalarının rehabilite edilmesi kapsamında son 3 yılda 6 bin 100 hektarlık alanda toplam 6,5 milyon ağaç dikildiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Küresel rezervin yüzde 73'üne sahip olduğumuz bor madeninde 2022 yılında yüzde 63'lük uluslararası pazar payı ile liderliğimizi koruyoruz. Buradaki hedefimiz dünya bor rezerv oranımız kadar pazar payına ulaşmaktır. Bu çerçevede, 2022 yılında yüzde 97'si ihracat olmak üzere 2 milyon 672 bin ton bor ürünleri satışından 1 milyar 320 milyon dolar ciro ile tarihi bir rekor kırdık."

Net enerji ithalatçısı olan Türkiye'nin hidrokarbon sektöründe yaşanabilecek uluslararası fiyat dalgalanmalarından ve tedarik problemlerinden etkilenmemesi amacıyla enerji arz güvenliğini sağlamak için çalıştıklarını anlatan Bayraktar, şunları kaydetti:

"2002 yılında 31,7 milyon ton olan ham petrol ve petrol ürünleri ithalatımız, 2022 yılında 37,7 milyar dolar karşılığı 47,4 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Petrol ve petrol ürünleri ihracatımız ise 2002 yılında 3 milyon ton iken 2022 yılında 12,7 milyon ton olmuştur. 2002 yılında sıvılaştırılmış doğal gaz (LPG) ithalatımız hemen hemen yokken geçtiğimiz yıl 2,3 milyar dolar karşılığı 3,2 milyon ton LPG ithalatı yapıldı.

2002 yılında 17 milyar metreküp olan doğal gaz tüketimimiz 2022 yılında 54 milyar metreküp olarak gerçekleşmiştir. Artan doğal gaz talebinin karşılanması noktasında, 19 bin kilometre iletim ve 192 bin kilometre dağıtım doğal gaz boru hatlarımız, 3'ü LNG Depolama ve Yeniden Gazlaştırma Ünitesi (FSRU) olmak üzere 5 LNG tesisimiz, halihazırda 5,8 milyar metreküp depolama kapasitesine sahip 2 yeraltı doğal gaz depolama tesisimiz büyük avantaj sağlamaktadır. Son 21 yılda günlük doğal gaz giriş kapasitemizi yaklaşık 5 katına çıkararak 447 milyon metreküpe ulaştırdık. Bu sayede farklı tedarik kaynaklarından istediğimiz zamanda ve miktarda doğal gaz temin etme esnekliğine kavuştuk."

Bayraktar, bu yıl nüfusun yüzde 83'üne doğal gaz kullanım imkanı sunulduğunu ve 212 Organize Sanayi Bölgesi'ne (OSB) doğal gaz arzı sağlandığını söyledi.

- "Dünyanın en gelişmiş filolarından birini kurduk"

Dışa bağımlılıkla ve cari açıkla mücadelede yerli hidrokarbon kaynaklarını üretmenin önemli olduğuna işaret eden Bayraktar, 4 derin deniz sondaj ve 2 sismik araştırma gemisinden oluşan dünyanın en gelişmiş filolarından birini kurduklarını dile getirdi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Sakarya gaz sahasında 710 milyar metreküplük doğal gaz rezervi keşfi sonrası doğal gazı 3 yıldan kısa bir sürede halkın kullanımına sunduklarını hatırlatarak, günlük yaklaşık 4 milyon metreküp üretim ile 1,5 milyon hanenin günlük doğal gaz ihtiyacının karşılandığını belirtti.

Mayıs 2021'de Gabar bölgesinde Şehit Esma Çevik sahasında yaılan petrol keşfi sonrası günlük yaklaşık 23 bin varil ham petrol üretildiğini anlatan Bayraktar, nisanda Şehit Aybüke Yalçın sahasında yapılan petrol keşfinin ise Türkiye'de kara alanlarında bugüne kadar yapılmış en büyük, küresel ölçekte de bu yıl yapılan en büyük kara keşfi olduğunu vurguladı.

Bayraktar, yürütülen aktif enerji diplomasisi ile Irak ve Libya başta olmak üzere Afrika, Kafkasya ve diğer coğrafyalarda petrol ve doğal gaz projelerinde yer alınacağını ifade ederek, "Buralarda Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ve Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) gibi milli şirketlerimiz önemli roller üstlenecek." dedi.

- Güneş panellerinde yüzde 77 yerlilik oranına ulaşıldı

Elektrik kurulu gücünün 106 bin megavatın üzerine çıktığına işaret eden Bayraktar, kurulu gücün içinde yerli kaynak oranının, yüzde 55'i yenilenebilir enerji olmak üzere toplam yüzde 66 seviyesinde olduğunu aktardı.

Alparslan Bayraktar, yenilenebilir enerji potansiyelinden azami şekilde yararlanmak için uygulamaya alınan YEKA kapsamında, Avrupa'nın ilk ve tek tam entegre güneş paneli fabrikasını kurduklarını, Avrupa'nın en büyük güneş enerjisi santrali olan Konya Karapınar GES'i devreye aldıklarını anımsattı.

Ekipman üretim alanındaki yerlileştirme çalışmaları ve desteklerle, güneş panellerinde yüzde 77, rüzgar türbinlerinde ise yüzde 60 yerli üretim kabiliyetine ulaşıldığının altını çizen Bayraktar, "Uyguladığımız modeller ve özenle yürüttüğümüz politikalar sonucunda ülkemiz, toplam yenilenebilir enerji kurulu gücü ile Avrupa'da 5'inci, dünya genelinde ise 12'nci sırada yer alıyor." dedi.

Bayraktar, elektrik enerjisi altyapısına yönelik yatırımlar sayesinde, 2002'de 43 bin kilometre olan elektrik iletim hattı uzunluğunu 74 bin kilometreye, 2002'de yaklaşık 780 bin kilometre olan dağıtım hattı uzunluğunu da 1,4 milyon kilometreye ulaştırdıklarını kaydetti.

Bayraktar, sunumunda, yalnızca yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımların, ülkenin artan enerji ihtiyacını sorunsuz karşılayabilmek ve karbon emisyon hedeflerine ulaşabilmek için yeterli olmadığını ifade etti.

Sıfır karbon salınımıyla enerji üreten nükleer güç santrallerinin, elektrik üretiminde sürekli ve güvenilir baz yük kapasite sağlamak ve enerji arzının istikrarını ve kesintisiz elektrik teminini desteklemek açısından önemli olduğunu vurgulayan Bayraktar, dünyada 32 ülkede 412 nükleer reaktörün faaliyette olduğunu, 17 ülkede ise inşaat faaliyetleri devam eden 58 adet reaktörün bulunduğunu belirtti.

Bayraktar, Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi ile nükleer enerji alanında önemli ilerleme katedildiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Şu anda tüm uluslararası güvenlik standartlarına uygun olarak 4 reaktörün aynı anda inşasına devam ediyoruz. 27 Nisan 2023 tarihinde ilk yakıt çubuklarını sahaya getirerek Akkuyu Projemize uluslararası standartlarda nükleer tesis statüsü kazandırdık. Diğer taraftan, Akkuyu sahasında şu anda 30 bine yakın istihdam sağlanmakta olup tamamen devreye alındığında ise 4 bin kişiye sürekli istihdam sağlayacaktır. Bununla birlikte, Akkuyu Nükleer Güç Santrali bütün ünitelerin faaliyete geçmesiyle ülkemizin yıllık elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’unu karşılayacak, yıllık 7 milyar metreküp doğal gaz ithalatı ve 35 milyon ton karbon salınımının da önüne geçecektir. Ayrıca üzerinde çalıştığımız Sinop ve Trakya nükleer güç santrali projelerine yönelik teknoloji sahibi ülkelerle görüşmelerimiz devam etmektedir."

- "Enerji verimliliğini artırıcı yatırımlarla yıllık 816 milyon lira tasarruf elde edildi"

Enerji verimliliğinin en temiz ve en ucuz enerji kaynağı olduğunu belirten Bayraktar, 2017’den beri uygulanan "Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı" kapsamında 2017-2022 döneminde enerji verimliliğine yapılan toplam 7,5 milyar dolarlık yatırım sayesinde 18,7 milyon TEP kümülatif enerji tasarrufu sağlandığını söyledi.

Bayraktar, bu çalışmalar neticesinde 59 milyon ton sera gazı emisyonunu engelleyen, 39 bin 500 ilave istihdama sahip bir sektör oluşturulduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Ayrıca, 2000 yılından bugüne enerji yoğunluğumuzda yüzde 27 düşüş gerçekleştirdik. Özellikle enerji verimliliğinde rekor bir yıl olarak nitelendirdiğimiz 2021 yılında Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre yüzde 2,7 ile dünyada enerji yoğunluğunu en çok iyileştiren ikinci ülke olduk. Diğer taraftan, enerji verimliliğini artırmayı ve özel sektörün finansal yükünü azaltmayı hedefleyen verimlilik artırıcı projeler kapsamında şu ana kadar yapılan 500 milyon lira tutarındaki yatırımlara 126 milyon lira destek verdik. Söz konusu yatırımlar sonucunda yıllık 816 milyon lira karşılığı olan tasarruf elde edilmesini sağladık. Kamu kaynaklarının verimli kullanılması ve enerji maliyetlerinin azaltılması amacıyla Sayın Cumhurbaşkanı'mızın imzasıyla yayımlanan 3 Kasım 2023 tarihli genelgeyle yüzde 15 olan kamu binalarındaki enerji tasarruf hedefini 2030 yılına kadar asgari yüzde 30’a çıkardık."

- 18,2 milyar lira elektrik tüketim desteği sağlandı

Bayraktar, rekabete açık, öngörülebilir, şeffaf ve mali açıdan güçlü bir enerji piyasası oluşturulmasının ve piyasa oyuncularının ticari işlem yapabilecekleri piyasa araçlarının çeşitlendirilmesinin önemine işaret etti.

Salgın sonrası enerji talebinin artmasına karşın küresel arzın yetersiz kalması, uluslararası krizler ve yatırım eksikliği nedeniyle enerji fiyatlarının hızla yükselişe geçtiğini anımsatan Bayraktar, bu fiyat artışlarından vatandaşların asgari düzeyde etkilenmesi için Elektrik Piyasasında Azami Uzlaştırma Fiyatı Uygulaması'nın geliştirildiğini söyledi.

Bayraktar, Sakarya Gaz Sahası'nda üretilen gazın nisan ayında karaya ulaşmasının ardından konut, ibadethane ve cemevi abonelerinin ilk ay tüm tüketimlerinin, sonraki aylarda ise aylık 25 metreküpe denk gelen tüketimlerinden bir yıl boyunca ücret alınmamasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı'nı anımsatarak, şöyle devam etti:

"Bu kapsamda 6,4 milyar metreküp doğal gazı bedelsiz olarak vatandaşlarımıza sunuyoruz. Diğer taraftan, ihtiyaç sahibi hanelere elektrik tüketim desteği verilmesine yönelik Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında hanedeki kişi sayısına göre aylık 150 kilovatsaat karşılığı tutara kadar destekleme yapmaktayız. Bu kapsamda 2019'dan bugüne kadar toplam 18,2 milyar lira tutarında elektrik tüketim desteği verdik. Ayrıca, 2022 yılında 1,9 milyon aileye 1,7 milyon ton kömür desteği sağladık. 2023 yılında da ısınma amaçlı kömür desteği sağlamaya devam ediyoruz. Kömür desteği alan hanelerden isteyenlerin bunu doğal gaz olarak da kullanabilmelerini sağlayacak düzenleme kapsamında 2022 yılından itibaren 634,3 milyon lira tutarında doğal gaz tüketim desteği verdik. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının sağladığı bu desteklerin haricinde, 2022 yılında vatandaşlarımızın elektrik ve doğal gaz tüketimlerinin 270 milyar lirası devletimiz tarafından karşılanmıştır."

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenenlerin enerji faturalarında sağlanan kolaylıklara değinen Bayraktar, bu kapsamda depremde evi ve/veya iş yeri yıkılan, acil yıkılacak, orta ve ağır hasarlı olan vatandaşların depremden önceki ödenmemiş tüm doğal gaz ve elektrik faturalarının silindiğini belirtti.

Bayraktar, sözlerine şöyle devam etti:

"Ayrıca, depremden herhangi bir zarar görmeyen yüksek tüketimli sanayi ve ticarethane aboneleri hariç olmak üzere, Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Malatya illerinin tamamıyla Gaziantep’in İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde elektrik ve doğal gaz faturalarının tahakkuk ve tahsilatlarını erteledik. Erteleme döneminden sonra tanzim edilen faturaları ise faiz uygulamadan 6 eşit taksite bölerek ödeme kolaylığı sağladık.

Bunlarla birlikte, deprem sonrası elektrik ve doğal gaz altyapılarını mümkün olan en kısa sürede tekrar devreye aldık. Bölgedeki şehirlerimizin yeniden inşası kapsamında enerji altyapılarının ivedi şekilde oluşturulması için yoğun gayret sarf ediyoruz. Vatandaşlarımızın yeni yerleşim yerlerinde enerjiye dair herhangi bir sıkıntı yaşamamalarını sağlayacağız."

Bayraktar, madenlerin katma değerli şekilde ekonomiye kazandırılması hedefi kapsamda çalışmalar yürütüldüğünü söyledi.

Bor mineralinden katma değeri yüksek nihai ürün üretilmesine yönelik olarak yıllık 1000 ton kapasiteli Bor Karbür Üretim Tesisi'nin bu yıl devreye alınmasıyla bor karbür üreten beş ülkeden biri konumuna gelindiğini aktaran Bayraktar, ithalat yoluyla karşılanan ferroborun üretilmesi için ise Balıkesir/Bandırma'daki 800 ton kapasiteli tesisin Haziran 2024'te devreye alınacağını ifade etti.

Bayraktar, Eskişehir/Beylikova'da dünyanın tek sahada en büyük ikinci nadir toprak elementleri (NTE) rezervinin keşfedildiğini ve ilk etapta yıllık 1200 ton cevher işleyecek NTE Pilot Üretim Tesisi'nin bu yıl devreye alındığını anımsatarak, "En kısa zamanda endüstriyel üretim tesisinin inşaatına başlayarak yıllık 570 bin ton cevher işlemeyi hedefliyoruz." diye konuştu.

- 2053'e kadar net sıfır emisyon hedefi bulunuyor

Türkiye'nin 2053'e kadar net sıfır emisyonlu bir ekonomi olmasının hedeflendiğini anlatan Bayraktar, gelecek 30 yıllık planların bu hedef doğrultusunda şekillendirildiğini dile getirdi.

Bayraktar, hedef doğrultusunda yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, küçük modüler reaktörlerin de dahil olduğu nükleer enerji, hidrojen, batarya ve diğer depolama sistemleri ile dijitalleşme ve kritik minerallerin öncelikli konu olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Genç ve artan nüfus yapısı, üretim odaklı gelişen sanayisi ve büyüyen ekonomisi ile ülkemizin enerji talebi artmaya devam ediyor. Bu kapsamda, 2035 yılında elektrik tüketimimizin 511 milyar kilovatsaate çıkacağını öngörüyoruz. Bu talebi karşılarken yenilenebilir enerjinin elektrik üretimi içindeki payını yüzde 55'e, kurulu güç içindeki payını ise yüzde 65'e çıkarmayı hedefliyoruz. Bunun için her yıl 3 bin 500 megavat güneş ve 1500 megavat rüzgar santralini devreye alacağız. Ayrıca, bir ilk olarak toplam 5 bin megavat deniz üstü rüzgar kurulu gücünü enerji sepetimize dahil edeceğiz."

Kara ve denizlerde arama çalışmalarının hızlandırılacağına işaret eden Bayraktar, "Sakarya Gaz Sahası'ndaki projenin Faz-1 kısmı tamamlandığında üretimimizi günlük 10 milyon metreküpe, Faz-2 kısmı tamamlandığında ise günlük 40 milyon metreküpe çıkaracağız." ifadesini kullandı.

Bayraktar, Gabar'da 2024 yılı sonunda günlük 100 bin varil üretime ulaşarak yurt içi üretimin toplam günlük 200 bin varilin üzerine çıkarılmasının hedeflendiğini belirterek, "Bu da tüketimimizin yaklaşık yüzde 20'sinin kendi kaynaklarımızdan karşılanması anlamına gelmektedir. Meclisimizin de gündeminde olan Aile ve Gençlik Fonu'nun hayata geçmesiyle maden, doğal gaz, petrol üretimimizden elde edilen geliri vatandaşlarımızın faydasına sunacağız." ifadelerini kullandı.

- 7,2 gigavat nükleer kaynaklı kurulu güç hedefleniyor

Enerji portföyünde 2035'e kadar 7,2 gigavat nükleer kaynaklı kurulu güç hedeflendiğini vurgulayan Bayraktar, büyük ölçekli santrallerden daha hızlı devreye giren küçük modüler reaktörlere yönelik lisanslama ve teknolojik gelişim sürecine yönelik çalışmalar yürütüldüğünü kaydetti.

Bayraktar, tüm sektörlerde enerji verimliliği potansiyelinin ekonomiye kazandırılmasını amaçladıklarına işaret ederek, "2024-2030 dönemini kapsayacak İkinci Enerji Verimliliği Eylem Planı'nı da bu yıl sonuna kadar açıklayacağız." dedi.

Elektrik depolamaya yönelik batarya ve diğer depolama teknolojileri ile hidrojene yönelik çalışmalara hız verildiğini aktaran Bayraktar, "Yine bu yılbaşında kamuoyu ile paylaştığımız Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası çerçevesinde, 2030 yılında 2 gigavat, 2035 yılında 5 gigavat elektrolizör kapasitesini devreye alarak gelişmiş ülkelerle rekabet eden bir hidrojen değer zinciri tesis etmeyi hedefliyoruz. Ülkemizin yenilenebilir enerji potansiyelinin de özellikle yeşil hidrojen üretiminde kilit bir rol oynayacağına inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Bayraktar, İstanbul Finans Merkezi'nin enerjinin yanında madenciliği de kapsayan geniş çaplı bir merkez olarak planlandığına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:

"Bu anlamda ülkemizi, kaynakların piyasa oyuncuları tarafından rekabetçi şekilde fiyatlandırıldığı, iyi işleyen, şeffaf ve erişilebilir bir piyasanın var olduğu bir enerji ve maden ticaret merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz. Bunun yanı sıra iklim değişikliği ile mücadelenin en önemli araçlarından biri olan karbon fiyatlaması için EPİAŞ bünyesinde hali hazırda yürüyen elektrik ve doğal gaz piyasalarının yanına önümüzdeki yıl emisyon ticaretini de eklemeyi hedefliyoruz."

Türkiye'nin enerjide bölgesel aktör haline gelmesi adına enerji diplomasisi ve yeni iş birliklerinin geliştirilmesinin önemli olduğunu ifade eden Bayraktar, "Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve son olarak Moldova ile gaz ihracatı anlaşmalarını hayata geçirdik. Önümüzdeki süreçte ihracat bağlantılarımıza yeni ülkelerin eklenmesine yönelik çalışacağız. 'Tek Millet İki Devlet' şiarı ile enerji alanında Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin ortak amaçları etrafında Nahçıvan'ın doğal gazının temin edilmesine yönelik Iğdır-Nahçıvan Doğal Gaz Boru Hattı Projesi'ni en kısa zamanda tamamlayarak Nahçıvan'ın 500 milyon metreküplük yıllık doğal gaz ihtiyacının tamamını karşılayacağız." diye konuştu.

- 2024 yılı için 61,96 milyar lira bütçe tutarı

Bakan Bayraktar, Sayıştay Başkanlığının Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2022 Mali Yılı Denetim Raporu'nun "Denetim Bulguları" bölümünde "Bakanlık Bütçesinden Ödemesi Yapılan Genel Aydınlatma Gideri Alacaklısı Olan Şirketlerin Bakanlık İlgili Kuruluşu TEİAŞ’a Borçlarını Ödememesi" şeklinde bir bulguya ve "TEİAŞ alacaklarının zamanında tahsili için yasal düzenleme yapılmasının uygun olacağı değerlendirilmiştir." ifadesine yer verildiğini, söz konusu bulguya ilişkin gerekçeli cevabın Sayıştay Başkanlığına gönderildiğini söyledi.

TEİAŞ'ın elektrik dağıtım şirketlerinde birikmiş alacaklarının büyük oranda tahsil edildiğine işaret eden Bayraktar, muaccel alacakların da tahsiline devam edildiğini dile getirdi.

Bayraktar, bakanlık olarak MTA, MAPEG, TENMAK, EPDK ve NDK ile birlikte teklif edilen toplam bütçe tutarının 2024 yılı için 61,96 milyar lira olduğunu bildirdi.

- Elektrikte olağanüstü maliyet artışlarının önüne geçildi

Komisyonda sunum yapan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Mustafa Yılmaz da küresel enerji krizi nedeniyle 18 ay boyunca uygulanan Azami Uzlaştırma Fiyat Mekanizması sayesinde arz güvenliğinin sekteye uğramadığını ve elektrikte vatandaşların olağanüstü maliyet artışlarından korunduğunu belirtti.

Fiyatların makul seviyeye gerilemesiyle uygulamaya 1 Ekim itibarıyla son verildiği belirten Yılmaz, söz konusu uygulamayla elektrik tarifelerinde nihai faturalarda 220 milyar liraya karşılık gelen yüzde 130'luk fiyat artışının önüne geçildiğini ifade etti.

Yılmaz, yenilenebilir enerji kaynaklarından azami düzeyde faydalanabilmek için elektrik depolama sisteminin önemine vurgu yaparak, geçen yıl yapılan düzenleme ile depolamalı Rüzgar Enerji Santrali (RES) ve Güneş Enerji Santrallerinin (GES) kurulabilmesinin önünün açıldığını dile getirdi.

Depolama tesisleri ile emre amade kapasitesinin artacağını ve kesintili üretim yapan rüzgar veya güneş santrallerinin baz yük santrali haline geleceğinin altını çizen Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:

"Kurumumuza depolamalı elektrik üretim tesisi kurmak amacıyla toplam 260 bin 354 megavat gücünde 5 bin 968 adet önlisans başvurusu yapılmıştır. Bu başvuruların 126 bin 729 megavat gücündeki 1883'ü RES projesi, 133 bin 625 megavat gücündeki 4 bin 85'i ise GES projesidir. TEİAŞ tarafından bugüne kadar yaklaşık 33 bin megavat kapasite tahsis edilmiştir. Bu kapasite içerisinden 23 bin 200 megavata karşılık gelen 429 projeye önlisans verilmiştir. Bu projelerden toplam 12 bin 100 megavat gücündeki 176'sı RES, toplam 11 bin 100 megavat gücündeki 253'ü ise GES projesidir."

İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, dünya çapında artan sanayileşme, nüfus, tüketim harcamaları, teknolojik gelişmeler gibi sebeplerden dolayı enerjiye talebin her geçen yıl yüzde 4-5 oranında arttığını söyledi.

Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanmada geride olduğunu savunan Uz, rüzgar ve güneş enerjisi üretiminde hızlı bir gelişme sağlanamadığını ifade etti.

Yenilenebilir enerjide hızlı ve sağlıklı yol alınmasının imkansız olduğunu iddia eden Uz, "Araştırma ve geliştirmeye gerektiği kadar kaynak ayırmıyoruz, rüzgar enerjisi üreticilerini yeteri kadar teşvik edemiyoruz, rüzgar türbinlerini kendimiz üretemiyoruz. Rüzgar türbinlerimiz belli başlı firmalar tarafından yurt dışında üretiliyor. Ülkemizde rüzgar türbinlerinin kanatlarını ve kuleyi üretiyoruz. Diğer sarf malzemeleri jeneratörü, elektronik kontrol ünitesini kendi ülkemizde üretemez miyiz?" diye konuştu.

Madencilikte denetim eksiklikleri bulunduğunu dile getiren Uz, "Yol kenarlarında gördüğümüz yarım bırakılmış hammadde ocakları, taş ocakları içimizi karartıyor. Kontrolsüz tedbirsiz bırakılan maden atıkları sularımızı, toprağımızı kullanılmaz hale getiriyor." dedi.

Rıdvan Uz, denetim eksikliklerinin maden kazalarında yüzlerce cana mal olduğunu da kaydetti.

MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, enerjinin, hayatın devam ettirilebilmesi için vazgeçilmez bir unsur olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin enerji alanında kendi kendine yetebilme ve bazı enerji alanlarında ihracatçı konumuna geldiğini bildiren Ersoy, "Ülkemizde sürekli, kaliteli, katma değeri yüksek, çevreci ve rekabetçi fiyatlarla enerji ve hammadde tedariki noktasında herhangi bir engelimiz kalmamıştır. Enerji alanında gösterilen üstün çalışmalar neticesinde 106 bin megavata yaklaşan elektrik enerjisi kurulu güçle, enerji güvenliğine yönelik sorunlar geride bırakılmıştır. Dört bir yanımızda savaşlar patlar verirken, ülkemizin enerji anlamında kendisini güvence altına alması son derece önemlidir." değerlendirmesinde bulundu.

Ersoy, rüzgar enerjisini diğer enerji çeşitlerine dönüştüren teknolojinin, diğer güç kaynaklarına oranla daha ekonomik olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin geniş yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip olduğunu, bunların başında rüzgar enerjisinin geldiğini kaydetti.

- "21 elektrik dağıtım şirketini özelleştirdiniz"

CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, denetimlerin uygun bir şekilde yapılmadığını öne sürerek, Amasra'daki maden kazasının tedbirsizlikler sonucu meydana geldiğini söyledi. Yavuzyılmaz, Amasra'daki maden kazası öncesinde Sayıştay'ın raporlarında gerekli uyarıların yapıldığını savundu.

Özelleştirme politikalarına da değinen Yavuzyılmaz, "21 elektrik dağıtım şirketini özelleştirdiniz. Bunların yaklaşık olarak 13 milyar dolar getirisi olması gerekiyordu. Özelleştirirken 'şirketler dolar üzerinden özelleştirme borçlarını ödeyecekler' kuralı koyuyorsunuz. Bazı şirketler bunu nakit olarak ödüyorlar, bazıları da taksitle ödeyecekler. 2017 yılında kanun hükmünde kararname çıkararak özelleştirme borcu olan dağıtım şirketlerinin borçlarını dolardan TL'ye çevirdiniz, onlara da 6 taksit yaptınız, devasa bir kamu zararına yol açtınız." şeklinde konuştu.

HEDEP Mersin Milletvekili Perihan Koca da enerjinin kamusal bir hak olduğunu, tüm vatandaşların bu haktan eşit biçimde yararlanabilmesi gerektiğini belirtti.

Enerjinin üretimden tüketime kadar her aşamasının bütüncül bir kamusal planlamayla yönetilmesinin şart olduğunu vurgulayan Koca, "Dışa bağımlılığın azaltılması, sürdürülebilirlik, yenilenebilirlik ve arz güvenliği ilkeleri kamusal planlamanın temelinde yer almalıdır." dedi.

Özelleştirme politikalarını eleştiren Koca, "Son 22 yıllık sürede kamu mülkiyetinde olan elektrik üretim tesisleri çok büyük oranda, dağıtım tesisleri ise tamamen özel sektöre devredilmiştir. Özelleştirme daha ucuz ve kaliteli, kayıp ve kaçağın az olacağı bir sistem vaadiyle başlamıştı. Bugün gelinen noktada Türkiye'de elektrik oldukça pahalı hale gelmiş, elektrik üretim ve dağıtım şirketleri zenginlemiş durumda." ifadelerini kullandı.

- "Enerjide 'tam bağımsız ve merkez ülke' ilkesi"

AK Parti Denizli Milletvekili Nilgün Ök, enerji ve madencilikte tam bağımsız ve merkez ülke olma ilkesiyle yola çıkıldığını ve çalışmaların da bu doğrultuda yapıldığını anlattı.

Ök, hidrojen dahil yenilenebilir enerjinin farklı kaynaklardan üretimi ve depolanması başta olmak üzere enerjide yeşil dönüşümün sağlanmasından kritik minerallerin ülke ekonomisine kazandırılmasına, seragazı salımını en aza indirecek yüksek nitelikli Ar-Ge projelerinden nükleer güç santrallerinin kurulmasına kadar Türkiye'yi enerji ve madencilik sektöründe en gelişmiş ülkeler arasına katacak yatırımların yapılmaya devam edileceğini bildirdi.

Enerji sektörünü stratejik bir alan olarak gördüklerine işaret eden Ök, "İthalatçı olduğumuz bu alanda attığımız adımlarla enerjide dışa bağımlılığı azaltmak, cari açığı cari fazlaya dönüştürmek için birçok önemli çalışmayı da hayata geçirdik. Enerji politikalarımızı milli bir dava olarak görüyoruz." diye konuştu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelerinde milletvekilleri görüşlerini dile getirdi.

AK Parti Aksaray Milletvekili Hüseyin Altınsoy, enerjinin toplumların refah seviyesinin yükseltilmesinde ve ülkelerin kalkınmasında hayati bir öneme sahip olduğunu belirtti.

Türkiye'nin her bir hanesinin doğal gaz konforuna erişebilmesi için çalışmaların aralıksız sürdürüldüğünü ifade eden Altınsoy, "2002 yılında 1,3 milyon olan doğal gaz abone sayısı 20 milyonu geçmiş olup ülkemiz nüfusunun yüzde 80'inden fazlasına doğal gaz kullanım imkanı sunulmuştur. Doğal gazdan aktif olarak faydalanan nüfus ise 60 milyonun üzerindedir." diye konuştu.

Altınsoy, yeni arz kaynaklarının ortaya çıkarılması ve mevcut rezervlerin geliştirilmesine yönelik karada ve denizde yürütülen hidrokarbon arama ve üretim faaliyetleri kapsamında çalışmaların devam ettiğini dile getirerek, hem Karadeniz'de hem de Akdeniz'de 2 sismik araştırma ve 4 derin deniz sondaj gemisinin çalışmalarına devam ettiğini söyledi.

CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, maden kazalarına değinerek, "Sloganınız 'önce insan' olsaydı Soma maden faciasının yaşandığı bir ülkede Amasra maden faciası da yaşanmazdı. Önceliğiniz 'insan' olsaydı Soma Termik Santrali'nin bacasından dumanlar yükselmez, çevre felaketleri yaşanmazdı." ifadelerini kullandı.

Termik santrallerin 13'ünün özelleştirildiğini anımsatan Bakırlıoğlu, şöyle devam etti:

"Şu ana kadar Soma'da termik santralde baca gazı arıtma filtresi çalışması ve yatırım yapılmadı. 2027 yılına kadar da yapılmayacak. Soma'da termik santralde şu anda alarm çalıyor. Soma'da özelleştirmeden önce her yıl yapılan rutin bakımlar, özelleştirme sonrasında bugüne kadar yapılmış değil. Çok ciddi iş güvenliği sorunları var; yangınlar çıkıyor."

İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale, makro ekonomi ile enerji arasındaki bağlantıya bakıldığında yüksek cari işlemler açığının sebebinin enerji ithalatı olduğunu belirterek, "Dünyada bizden çok daha fazla enerji ithal eden ve cari fazla veren ülkeler var. Temel problem, bizim ithal ettiğimiz enerjiyle ne ürettiğimiz?" dedi.

Enerji fiyatlarının üzerinde bir sübvansiyon olduğunu ifade eden Özlale, şunları anlattı:

"Türkiye Avrupa'nın en ucuz enerjilerinden birisini kullanıyor. Buradaki temel problem sübvansiyonların yetersiz olması değil, bizim o 1 birim enerjiyle ne kullandığımız. Enerji verimliliğinde de gidişatımız çok iyi değil. Türkiye ve Avrupa Birliği'ndeki enerji ve verimliliğindeki artışa baktığımızda bizdeki artış Avrupa Birliği'nin çok altında. Önümüzdeki dönem enerji verimliliği konusunda çok daha fazla bir farkındalık ve yatırım yapılması çok önemli."

Özlale, nükleer teknolojilerin de desteklenmesi gerektiğini dile getirerek, "Tıptan tarıma kadar birçok alanda bunun önemine inanıyoruz. Nükleere karşı değiliz ama Akkuyu'ya karşıyız; çünkü teknoloji transferi yok. Özel imtiyazlar verilmiş, merkezi Moskova'da olması dolayısıyla... Akkuyu'nun bendeki karşılığı; Türkiye topraklarında Rusya'nın enerji üretip bize ihraç etmesi, dolayısıyla bizim de onlardan ithal etmemizdir." sözlerini sarf etti.

HEDEP Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, endüstrileşmiş enerji kaynaklarının sadece sivil yaşamı değil, beraberinde askeri, siyasi ve ekonomik stratejileri de belirleyen ana faktörlerin başında geldiğini belirtti.

Son iki yüzyılda yaşanan savaşların, gelişen politik ittifakların da temelinde yine enerji kaynaklarına hakim olma güdüsü yer aldığını aktaran Sayyiğit, "Normal şartlarda insanın hizmetinde büyük bir nimet olması gereken doğal kaynaklar maalesef çatışmanın birer sebebi şeklinde karşımıza çıkmakta. Afrika'nın bazı ülkelerinde elmasın varlığı onlara zenginlik getirmemiş, Orta Doğu'daki petrol rezervleri bir huzur vesilesi olmamıştır." diye konuştu.

- "Enerji, kaynağı elinde bulunduran ülkeler bakımından önemli bir güç"

MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, enerjinin önemli bir üretim girdisi olduğunu dile getirerek, ulaştırmadan ısınmaya, sağlık hizmetlerinden temel ihtiyaca kadar gündelik yaşam için bir zorunluluk olduğunu söyledi.

Enerji arz güvenliğinin de hayati bir husus olduğunu kaydeden Aksu, şu değerlendirmede bulundu:

"Enerji, sahip olduğu vasıflarla küresel ekonominin belirleyici unsuru, kaynağı elinde bulunduran ülkeler bakımından önemli bir güç, diplomasinin etkin bir aracı konumundadır. Enerji, pandemi ve Ukrayna-Rusya savaşıyla birlikte dünyanın en popüler gündemi, toplumsal farkındalığın en yüksek olduğu bir konu olmuştur. Enerji diplomasisi enerjinin önemli bir unsurudur ve Türkiye jeostratejik konumu itibarıyla merkez ülkelerden birisidir. Zengin enerji kaynaklarına sahip Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkelerle üretim, nakil ve diğer alanlarda yapılacak ikili ve çok taraflı anlaşmalar ülkemizin bu gücünü de artıracaktır."

AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, "Gabar, Kato, Bestler Dereler denilince bizim içimiz burkulurdu, hep kötü haberler gelirdi bölgeden. Şimdi petrol haberlerinin gelmesi ve petrolümüzün yüzde 20'sine kadar yerliliğe çıkabilecek olması gerçekten hepimizin zenginliği. Başta Doğu, Güneydoğu olmak üzere Türkiye'mize büyük zenginlik katacak." ifadelerini kullandı.

HEDEP Muş Milletvekili Sezai Temelli de Gabar'daki petrol keşfine ilişkin, "Gabar'la övünüyorlar; sürekli Gabar, Gabar, Gabar... Gabar'da petrolü 30 sene önce bulsak hep beraber sevinirdik ama şimdi tehlike; çünkü fosil yakıt, küresel ısınma, sera gazı etkisi. Kömür bulmak ne kadar kötüyse petrol bularak bütün yatırımları onun üzerine inşa etmek de o kadar riskli." görüşünü savundu.

- "Enerji maliyetlerindeki artış vatandaşa geçim sıkıntısı olarak geri dönüyor"

DEVA Partisi Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, enerjinin, tarih boyunca uluslararası arenada ülkelerin konumlarını belirlemede en büyük etken olduğunu söyledi.

Türkiye'nin doğal gazda yüzde 99, petrolde ise yüzde 90 dışa bağımlı olduğunu belirten Kısacık, "Enerjide dışa bağımlılık, ülkemizin siyasal ve ekonomik manevra alanını daraltırken enerji maliyetlerindeki her artış vatandaşlarımıza geçim sıkıntısı olarak geri dönüyor. Enerjide dışa bağımlı bir ülke, yerli ve milli bir ülke olmaz. Enerjide tam bağımsız ve dünyaya enerji ihraç eden bir Türkiye olmalı." diye konuştu.

MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Türkiye'nin bugün bölgesinde sahip olduğu yerli ve milli arama, tarama ve sondaj gemileriyle hakkını koruduğunu belirterek, sondaj gemileriyle arama tarama faaliyetlerinin sağlanması konusunda Bakanlık yetkililerine teşekkür etti.

Osmanağaoğlu, "Enerji kaynaklarını yağmalamayı kendilerine hak görenlere karşı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin duruşu hem bölge ülkelerine ilham vermiş hem de sömürgeci zihniyet sahiplerine ders olmuştur ve halen anlamayan varsa da onlara liderimiz Devlet Bahçeli'nin 'Türkiye'yi yok sayarak Doğu Akdeniz'deki doğal kaynakların üzerine çöreklenmek isteyen zalimler koalisyonu, egemenlik haklarıyla oynamanın ağır bedelleri olacağını çok iyi bilmeliler' sözlerini hatırlatmak isterim." görüşünü dile getirdi.