2014-07-03 - 18:40
TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU...
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, "torba kanun" olarak bilinen İş Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda değişiklik yapan tasarının bir maddesi daha kabul edildi. Özelleştirme uygulamaları hakkında verilen yargı kararlarına ilişkin 85. maddenin görüşmelerine ise cuma günü saat 14.00'te yapılacak birleşimde devam edilecek.
Bilim Sanayi ve teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Eğer ben iktidara geliyorsam üst düzey kadroları belirleme hakkına sahip olmalıyım. Ben benden önceki dönemin genel müdürüyle çalışmak zorunda olmamalıyım. Eğer, o genel müdür benim politikalarıma inanmıyorsa ben onunla nasıl yol yürüyeceğim?" dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, kamuoyunda "Torba Kanun" olarak bilinen İş Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı görüşüldü.

Tasarının bugünkü görüşmeleri, ilk görüşmeleri dün yapılan ve tartışma yaşanan memurların atama, görevden alma ve son verme, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleriyle ilgili verilen iptal ve yürütmenin durdurulmasına dair mahkeme kararlarına ilişkin düzenlemeyi içeren 82. madde üzerinden başladı.

Muhalefet partilerine mensup milletvekilleri düzenlemeyi eleştirerek, hukuk devleti ilkelerine ve anayasaya aykırı olduğunu savundu.

HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, maddeye ilişkin görüşlerini aktarırken anayasaya aykırılığını savunduğu bazı cümlelerini Kürtçe olarak da tekrarladı. Kaplan, "Başka nasıl anlatayım, hangi dilde anlatayım" ifadesini kullandı.

CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin de söz alarak, birleşimin başında hükümeti temsil eden Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın herhangi bir konuşma yapmadan yerini Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'a bıraktığını ifade ederek, Komisyon Başkanı Recai Berber'in tavrını eleştirdi. Berber'in milletvekillerinin konuşmaları sırasında sordukları soruların yanıtlanmasını sağlamadan birleşime ara verdiğini ve bakan değişikliği yaşandığını kaydeden Çetin, komisyonun çalışma yöntem ve usullerinin çiğnendiğini ileri sürdü.

Daha sonra söz alan muhalefet milletvekilleri de komisyon çalışmalarının uzun süredir devam ettiğini, koşulları ağır bir çalışma süreci yaşandığını, ancak ilgili bakanların komisyona katılmadıklarını ya da yeterli süre kalmadıklarını ifade ederek, durumu eleştirdiler.

CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli de tasarının 82. maddesinin alt komisyonda tartışmalı bir oturumda eklendiğini ifade ederek, "Bunun yeri Plan Bütçe Komisyonu değil. Anayasa Komisyonuna gitmesi gereken bir madde" dedi. Maddenin sakıncalı hususlar içerdiğini, kabul edilemez olduğunu ileri süren Türeli, yargıya müdahale anlamı taşıdığını, güçler ayrılığı ilkesini ihlal ettiğini söyledi.

Türeli'nin ardından söz alan Bakan Işık, düzenleme hakkında bilgi verdi ve hükümetin görüşünü aktardı.

"Biz maddenin bu haliyle kapsamının çok geniş olduğu, uygulamada keyfiyete sebep olabileceği kanaatindeyiz" diyen Işık, iktidarların göreve gelirken halka verdikleri sözleri yerine getirebilmeleri için çalışacağı üst düzey bürokratları belirleme hakkı olması gerektiğine işaret etti. Işık, "Hükümet politikalarını uygulayacak olan bürokrasidir. Eğer siz iktidarsanız ve sizin politikalarınızı benimsemeyen bir genel müdür, müsteşar varsa sizin politikalarınız nasıl hayata geçecek?" diye sordu.

Işık şöyle devam etti:

"Bütün kamu çalışanlarını ilgilendiren değil ama hükümet politikalarının uygulanmasında inisiyatif alması gereken bürokraside, hükümetin çalışıp çalışmamaya karar verme yetkisinin olması gerek. Belki bu anayasada düzenlenmeli.

Hepimiz siyasetçiyiz. Bunu bana göre bütün partilerin savunması lazım. Neden? Eğer ben iktidara geliyorsam üst düzey kadroları belirleme hakkına sahip olmalıyım. Ben benden önceki dönemin genel müdürüyle çalışmak zorunda olmamalıyım. Eğer, o genel müdür benim politikalarıma inanmıyorsa ben onunla nasıl yol yürüyeceğim? Bu demokrasinin en temel gereklerinden bir tanesi. Eğer ben bu politikaları uygulamakla ilgili halktan yetki aldıysam, halka hesabı da ben vereceğim. Eğer bir iktidar kendisiyle aynı düşünce yapısına sahip olmayan bir müsteşarla çalışmak zorunda kalıyorsa o zaman o iktidara hesap sorulması çok kolay değil. Siyasetin güç kaybettiği noktalar bu noktalardır. "

Düzenlemenin üçlü kararname ile atanan bürokratlar, daire başkanlığı ve üstü makamları kapsaması gerektiğine işaret eden Işık, buna yönelik bir önerge vermeyi düşündüklerini de söyledi.

Görevden alınan bürokratların yeniden işe dönüşlerine ilişkin çok sayıda mahkeme kararı olduğunu belirten Işık, yargının yürütmenin yerine geçemeyeceğini söyledi. Işık, yargının yerindelik denetimi yapamayacağını da vurguladı.

Işık, "Özellikle yargı içine sızan bir yapı ne gelirse hükümetin aleyhine hangi karar verilmesi gerekiyorsa onu veriyor. Eğer böyle bir durumda bizim Meclis olarak demokrasiyi savunmamız, 'yerindelik denetimi yapamazsın arkadaş' dememiz lazım. Düz memur, uzman bu arkadaşlarımızın bu noktada kapsama alınmasının doğru olmadığı kanaatindeyiz" diye konuştu.

Madde kapsamına kolluk kuvvetlerini de girdiğini hatırlatan Işık, "Hükümet kolluk kuvvetlerini mutlaka sevk ve idare etme kabiliyetine sahip olmalıdır" dedi. Işık, sözlerini, "Kamuda üst düzey yöneticilerde bizim bu söylediğimiz kapsama girecek toplam 5 bin 152 kişi var. Büyükşehirlerde de bin 922 kişi olduğunu arkadaşlarımız verdiler. Toplamda 10 binin altında, 8 bin 461 kişi var" şeklinde sürdürdü. Düzenlemenin telafisi mümkün olmayan bir durum ortaya çıkarmayacağını da söyleyen Işık, düzenlemede görevine son verme, sürülme gibi bir uygulama olmadığını belirtti.

Muhalefet milletvekillerinin emniyet mensuplarının kapsama alınmasına tepki göstermeleri üzerine Işık, "Emniyet hizmetlerinde 259 bin kişi vardır. Hiçbirin görevine son verme hakkı getirmiyor" dedi. Milletvekillerinin çok sayıda polis memurunun görev yerinin değiştirildiği yönündeki eleştirilerine de Işık, "Doğu'ya emniyette sürekli gidilir. Doğu bu memleketin parçası değil mi? Emniyet mensuplarının şark hizmeti bizim geleneğimizde zaten var" karşılığını verdi.

Bakanın açıklamalarının ardından CHP Denizli Milletvekili Adnan Keskin söz alarak, Bakan Işık'tan İçişleri Bakanlığı'na "17 Aralık'tan bugüne emniyet müdürü, müdür yardımcısı, komiser düzeyinde kaç kişinin görevinden alındığını, kaç kişinin çalıştığı ilden başka ile gönderildiğini" sorarak bilgi vermesi talebinde bulundu.

Işık, aldığı bilgi doğrultusunda "3 bin 700 kişi il içerisinde görev yeri değiştirilen, amir, memur toplam emniyet güçlerimiz. Ama normal rutin emniyetin şark tayinleri var. 11 bin 400 batıdan doğuya rutin, 11 bin 600 de doğudan batıya rutin" değerlendirmesinde bulundu. Işık, Keskin'in il dışı tayinlerle ilgili sorusu üzerine, "Rutin dışı, il dışı tayin yok" dedi.

Işık, şu anda paralel yapıyla bir mücadele olduğunu ve buna meclisin tamamının sahip çıkması gerektiğini söyledi.

Bakan Işık, CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu'nun 17 Aralık'ta ortaya çıkan ses kayıtlarının montaj olup olmadığı yönündeki sorusuna da yanıt verdi. Bakan Işık, şunları söyledi:

"Montaj mı derseniz, kesinlikle montaj. Bu ses kayıtları 5, 6 ses kaydının biraraya getirilip mantojlanması. Farklı dönemlerde yapılmış konuşmaların biraraya getirilmesiyle oluşturulmuş bir kayıt. Belli bölümleri de tamamen ekleme. Konunun bütünlüğünü tamamen değiştirecek bölümlerde ciddi ekleme var. Bunlardan en çarpıcı örneği medyayla da paylaştım, (tamamen sıfırlandı mı?) hece hece eklenmiş. Sesler gerçek ama siz bir konuşma yapıyorsunuz, bu konuşmadaki kelimeleriniz alınıyor, hece hece kesiliyor ve ekleniyor. Biraz acemice de yapılmış bir şey."

Ses kayıtlarını ilk dinlediğinde bunların montaj olduğunu hissettiğini ve bunu söylediğini de hatırlatan Işık, Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nın talebi üzerine TÜBİTAK'ın ses kaydına ilişkin inceleme yaptığını aktardı.

Rapora ilişkin iş ve işlemin Ankara Cumhuriyet Savcılığı ile TÜBİTAK arasında gerçekleştiğini, bu nedenle raporun başka kişilerin incelemesine açılıp açılamayacağına ilişkin hukuki durumu bilmediğini belirten Işık, "Sır gibi saklanmış bir rapor değil. Aslında ben işin uzmanlarının özellikle alıp incelemesini istiyorum" dedi.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Biz yargıya saygılıyız. Yargının büyük bir kısmının gerçekten vicdanıyla anayasaya, hukuka ve kanunlara göre karar verdiği inancındayız. Paralel yapıya yönelik yaptığımız eleştiri 'bütün yargıya yapılıyor' denilirse bu büyük bir haksızlık olur" dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, kamuoyunda "Torba Kanun" olarak bilinen İş Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı görüşülüyor.

Komisyonda hükümeti temsil eden Bakan Fikri Işık, tasarının memurların atama, görevden alma ve son verme, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleriyle ilgili verilen iptal ve yürütmenin durdurulmasına dair mahkeme kararlarına ilişkin düzenlemeyi içeren 82. maddesine ilişkin görüşmeler sırasında milletvekillerinin eleştirilerine yanıt verdi.

Işık'ın konuşmasının başında herkesin aynı ülkede yaşadığını ve aynı tarihi paylaştığını belirterek, "35 yıl önce iki parti birbirine kurşun sıkıyordu, bugün ortak cumhurbaşkanı adayı gösteriyor" ifadesini kullanması CHP ve MHP milletvekillerinin tepkisine neden oldu. Bakan Işık'tan sözlerini düzeltmesini isteyen milletvekilleri, cümlenin maksadını aştığını savundular.

Bunun üzerine Işık da iki görüşün o dönem çatıştığını kast etmeye çalıştığını belirterek, "12 Eylül öncesinde karşıt iki görüşün birbirine silah sıktığı bir ülkeden, o görüşün mensupları olduğunu bildiğimiz bugünkü iki parti ortak cumhurbaşkanı adayı gösteriyor. Bu güzel bir şey, bunu tahkir için söylemedim. Asla. Dün şu oldu onun için bugün bu olmaz gibi bir görüşü benimsememeliyiz. Ortak paydamız demokrasi ise güçlenmesi için ne yapabiliriz noktasında olmalıyız" diye konuştu.

Tasarının 82. maddesinin önerge ile düzenlenecek halinin demokrasiye hizmet eder nitelikte olduğunu belirten Işık, muhalefetin kamu görevlilerine yönelik olumsuz bir düzenleme olarak görmesini eleştirdi. Işık, "Böyle bir düzenlemeyi bütün kamu görevlilerine kin ve nefret olarak sunmak çok büyük bir haksızlıktır. Bizim burada kendi işinde gücünde olan hiçbir memurla bir işimizin olmayacağı çok açıktır" dedi.

Işık, şu değerlendirmelerde bulundu.

"Biz yargıya saygılıyız. Yargının büyük bir kısmının gerçekten vicdanıyla anayasaya, hukuka ve kanunlara göre karar verdiği inancındayız. Hakimlerin, yargının önemli bir kısmı bu ülkede vatanını seven, anayasaya, hukuka, kanunlara bağlı insanlardır. Ama maalesef sizler de bizler de biliyoruz ki bu yargının da emniyetin de içine sızan ve ülkeye yönelik bazı operasyonlar yöneten bir çete var. Bu çetenin adı paralel yapı, başkası başka şekilde ifade eder. Bu paralel yapıya yönelik yaptığımız eleştiri (bütün yargıya yapılıyor) denilirse bu büyük bir haksızlık olur. Aynı şekilde emniyet içindeki bu yapılanmaya yönelik yaptığımız eleştiri, 'bütün emniyete yapılıyor' denilirse haksızlık olur."

Bakan Işık, bazı milletvekillerinin "TÜBİTAK'taki atamalara ilişkin eleştirilerine de yanıt verdi.

"(Hayvanat bahçesinden TÜBİTAK'ın başına adam getirildi) ifadesi gerçekten çok haksız bir ifade" diyen Işık, bu sözlerle bir kişinin 20 yıllık emeğine saygısızlık yapıldığını söyledi. Bakanlık bünyesindeki bir enstitünün çıkaracağı derginin editörlüğüne 20 yıllık dergicilik tecrübesi olan bir ismin getirildiğini, bu kişinin meslek yaşamının 2 yılında Ankara'da hayvanat bahçesi şube müdürlüğü, 2 yıl da işçi sağlığı ve iş güvenliği şube müdürlüğü yaptığını anlattı.

Tasarının, dün tartışmalarla başlayan ve bugün de görüşmelerine devam edilen memurların atama, görevden alma ve son verme, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleriyle ilgili verilen iptal ve yürütmenin durdurulmasına dair mahkeme kararlarına ilişkin düzenlemeyi içeren 82. maddesi, AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç'in verdiği ve kabul edilen önerge ile değiştirildi.

Kamu görevlilerine ilişkin madde, önerge ile kapsamı daraltılarak kabul edildi.

Buna göre aralarında valiler, büyükelçiler, il emniyet müdürleri, kaymakamlar, bakan yardımcıları, genel müdür ve yardımcıları gibi üst düzey yöneticilerin bulunduğu, Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin ekli 1 ve 2 sayılı cetvellerde gösterilen ünvanları taşıyan görevliler ile farklı atama usullerine tabi olsalar dahi daire başkanı ve üstü görevlere, sivil memurlar hariç kolluk teşkilatlarının kadrolarına açıktan, naklen veya vekaleten yapılan atama ve bu görevlerden alınma, bu görevlerle ilgili yer değiştirme, görev ve ünvan değişikliği işlemleri hakkında verilen mahkeme kararlarının gereği, ilgilinin kazanılmış hak aylık derecesine uygun başka bir kadroya atanması suretiyle iki yıl içinde yerine getirilecek.

Bu görevliler hakkında mezkur işlemlerin uygulanması telafisi güç veya imkansız zararlar doğurmayacak.

Kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, görevden alma, göreve son verme, naklen veya vekaleten atama, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleriyle ilgili olarak verilen iptal ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının gereğini yerine getirmeyen kamu görevlisi hakkında ceza soruşturması ve kovuşturması yapılamayacak, ancak disiplin hükümleri saklı olacak.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, "torba kanun" olarak bilinen İş Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda değişiklik yapan tasarının bir maddesi daha kabul edildi. Özelleştirme uygulamaları hakkında verilen yargı kararlarına ilişkin 85. maddenin görüşmelerine ise bugün saat 14.00'te yapılacak birleşimde devam edilecek.

Komisyonun 12 saat süren görüşmelerinde, hükümeti önce Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ardından Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık daha sonra ise Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci temsil etti.

Görüşmelerine 2 Temmuz akşamı başlanan iktidar ve muhalefet milletvekilleri arasında tartışmalara neden olan 82. madde, yapılan görüşmelerin ardından iktidar partisinin verdiği önerge ile kapsamı daraltılarak kabul edildi.

Komisyonda kabul edilen düzenleme şöyle:

"Aralarında valiler, büyükelçiler, il emniyet müdürleri, kaymakamlar, bakan yardımcıları, genel müdür ve yardımcıları gibi üst düzey yöneticilerin bulundu, Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin ekli 1 ve 2 sayılı cetvellerde gösterilen unvanları taşıyan görevliler ile farklı atama usullerine tabi olsalar dahi daire başkanı ve üstü görevlere, sivil memurlar hariç kolluk teşkilatlarının kadrolarına açıktan, naklen veya vekaleten yapılan atama ve bu görevlerden alınma, bu görevlerle ilgili yer değiştirme, göreve unvan değişikliği işlemleri hakkında verilen mahkeme kararlarının gereği, ilgilinin kazanılmış hak aylık derecesine uygun başka bir kadroya atanması suretiyle iki yıl içinde yerine getirilecek.

Bu görevliler hakkında mezkur işlemlerin uygulanması telafisi güç veya imkansız zararlar doğurmayacak.

Kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, görevden alma, göreve son verme, naklen veya vekaleten atama, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleriyle ilgili olarak verilen iptal ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının gereğini yerine getirmeyen kamu görevlisi hakkında ceza soruşturması ve kovuşturması yapılamayacak, ancak disiplin hükümleri saklı olacak.

Komisyon özelleştirme uygulamaları hakkında verilen yargı kararlarına ilişkin 85. maddenin görüşmelerine ise bugün saat 14.00'te başlayacak birleşimde devam edecek."