2006-08-04 - 09:46
Dün olağanüstü toplanan komisyon, bugün bir sonuç bildirgesi yayımladı. Bildirgede, bir türlü ateşkese yanaşmayan İsrail'in bütün uluslararası sözleşmeleri hiçe saydığına işaret edildi ve BM'nin sessizliğini bozarak gerekenleri acilen yapması istendi. TBMM İnsan Haklarını İnceleme
Komisyonu, Lübnan ve Filistin'deki insan hakları ihlallerinin boyutlarını tespit etmek ve Türkiye'nin yapabileceklerini değerlendirmek üzere, bölgeye gidecek.
İsrail'in Lübnan'a saldırısını görüşmek için olağanüstü toplanan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, yayınladığı toplantı sonuç bildirgesinde, uluslararası kuruluşları somut yaptırım kararları almaya davet etti.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı AK Parti Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, komisyonun dünkü olağanüstü toplantısının ardından hazırladıkları bildiriyi açıkladı.
Komisyon Sözcüsü, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Atilla Maraş'ın okuduğu bildiride, bir türlü ateşkese yanaşmayan İsrail'in bütün uluslararası sözleşmeleri hiçe saydığına işaret edildi ve BM'nin sessizliğini bozarak gerekenleri acilen yapması istendi.
Komisyonun sonuç bildirgesinde şu görüşlere yer verildi:
"Son günlerde İsrail'in Filistin ve Lübnan'da yaptıkları katliamlarla ilgili "insanlık suçu işlediği, insan haklarını açık bir şekilde ihlal ettiği dünya kamuoyu tarafından bilinmektedir. İsrail, bugün bulunduğu sınırlardan kurtulup toprak genişletme hedeflerini gerçekleştirmek için 1967'de Golan'ı, 1973'de Gazze'yi işgal etmiş, bu toprakların yerli halklarını kovarak buralara kendi halkını yerleştirmiştir."
60 yıllık tarihi boyunca İsrail devletinin Ortadoğu'da güttüğü politikalarla barışı, özgürlüğü, güveni, huzuru bombaladığı, dünya kamuoyunun vicdanını rahatsız ettiği görüşüne yer verilen bildirgede, İsrail'in Lübnan'da işlediği vahşet ve devlet terörü neticesinde bine yakın insanın öldüğü, üç bin kişinin yaralandığı ve bir milyondan fazla insanın mülteci konumuna düştüğü tespitine yerverildi.
Komisyon bildirgesinde, "bu insanlık dışı vahşet ve katliamlar daha ne kadar devam edecektir?" diye sorulduktan sonra şu görüşlere yer veriliyor:
"Yoksa daha fazla insanın ölmesi Filistin ve Lübnan'ın haritadan tamamen silinmesi mi bekleniyor? Birleşmiş Milletler (BM), Güvenlik Konseyi, Avrupa Birliği (AB), Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi ve dünya devletleri bu zulme ve vahşete neden susuyorlar ve kayıtsız kalıyorlar? Üstelik başta ABD olmak üzere bazı ülkeler bu katliamlara, devlet terörüne maddi, manevi ve silah yardımı yaparak destek vermeleri de İsrail'i daha da cesaretlendirmektedir."
Lübnan'da gece gündüz demeden sivil hedeflerin sürekli bombalandığı, çocukların, yaşlıların, kadınların hatta BM görevlilerinin dahi katledildiğinin belirtildiği bildiride, bunun ötesinde enerji ve su kaynakları, yollar, köprüler, okullar, hastaneler, bütün alt yapı tesisleri ve meskenlerin yerlebir edilerek bölgede insanların yaşamalarının imkansız hale getirildiği ifade edildi.
İsrail'in dünyanın çeşitli yerlerinden gelen insani yardım konvoylarını bombalamakta bir an bile tereddüt etmediği, bir türlü ateşkese yanaşmayan İsrail'in bütün uluslararası sözleşmeleri, ahlaki ve insani değerleri hiçe saydığı görüşüne yerverilen komisyon bildirisinde, uluslararası kuruluşlara çağrı yapılarak şöyle deniliyor:
"İsrail, bu haliyle insanlık suçu işlemektedir. Ortadoğu coğrafyasında işlenen bu devlete terörüne insanlık adına bu çılgın gidişe tüm dünyanın etkili bir şekilde 'dur' demesi gerekmektedir. Özellikle uluslararası kuruluşlar acilen toplanarak somut yaptırım kararları almalıdırlar. Hangi coğrafyada olursa olsun hiç kimse insanlık suçuna kayıtsız kalamaz. Hizbullah ve diğer örgütlerin de kaçırılan İsrailli askeri serbest bırakmaları ve terör faaliyetlerine de derhal sonvermeleri gerekir. Ortadoğu'da akan kan durmalıdır, durdurulmalıdır. BM, sessizliğini bozarak gerekenleri acilen yapmalıdır. Hiçbir ülke ve hiç kimse bu katliam ve vahşete seyirci kalmamalıdır. İsrail'in bölgede toprak işgal ederek genişleme çabaları durdurulmalıdır. Ortadoğu coğrafyasını kan gölüne çeviren sorumlular uluslararası savaş suçluları mahkemesinde yargılanmalıdır."
''SUÇ DUYURUSU''-
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Elkatmış, bu bildirinin Türkçe ve İngilizce metinlerini, bütün ülkelerin parlamentolarının insan hakları komisyonlarına, başta BM, AB, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, insan haklarını izleme kurullarına, parlamento başkanlarına, büyükelçilere ve milletvekillerine göndereceklerini söyledi.
Lübnan ve Filistin'deki insan hakları ihlallerinin boyutlarını görmek ve tespit etmek, Türkiye'nin yapabileceklerini değerlendirmek üzere komisyondan bir heyetin bölgeye gitmesine karar verdiklerini belirten Elkatmış, ''Savaş nedeniyle elimizi kolumuzu sallayarak hemen gitmemiz mümkün değil. Dışişleri Bakanlığı ile temasta bulunarak, bunun sağlanmasını talep edeceğiz. Bu konudaki yazışmaları hemen başlatıyoruz. Şartlar elverdiği takdirde en kısa zamanda gitmeyi düşünüyoruz'' diye konuştu.
Elkatmış, komisyon üyelerinin tamamının bölgeye gitmek istediğini ancak heyeti 5-6 kişiyle sınırlayacaklarını belirtti.
Bir gazetecinin, ''Bildiride, 'Ortadoğu coğrafyasını kan gölüne çeviren sorumlular uluslararası savaş suçluları mahkemesinde yargılanmalıdır' deniliyor.
Kastettiğiniz İsrail devlet yöneticileri mi?'' sorusuna Elkatmış, ''Nasıl Bosna-Hersek'te katliamları yapan Sırp komutanlar, yetkililer, devlet başkanı yargılanıyorsa, aynı şekilde... Şu veya bu dememiz mümkün değil. Ama buna karar verenler yargılanmalıdır. Bu aynı zamanda bir suç duyurusudur. Uluslararası savaş suçları mahkemesi, bunu suç duyurusu kabul ederek, resen takibata başlaması gerekir'' karşılığını verdi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı AK Parti Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, komisyonun dünkü olağanüstü toplantısının ardından hazırladıkları bildiriyi açıkladı.
Komisyon Sözcüsü, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Atilla Maraş'ın okuduğu bildiride, bir türlü ateşkese yanaşmayan İsrail'in bütün uluslararası sözleşmeleri hiçe saydığına işaret edildi ve BM'nin sessizliğini bozarak gerekenleri acilen yapması istendi.
Komisyonun sonuç bildirgesinde şu görüşlere yer verildi:
"Son günlerde İsrail'in Filistin ve Lübnan'da yaptıkları katliamlarla ilgili "insanlık suçu işlediği, insan haklarını açık bir şekilde ihlal ettiği dünya kamuoyu tarafından bilinmektedir. İsrail, bugün bulunduğu sınırlardan kurtulup toprak genişletme hedeflerini gerçekleştirmek için 1967'de Golan'ı, 1973'de Gazze'yi işgal etmiş, bu toprakların yerli halklarını kovarak buralara kendi halkını yerleştirmiştir."
60 yıllık tarihi boyunca İsrail devletinin Ortadoğu'da güttüğü politikalarla barışı, özgürlüğü, güveni, huzuru bombaladığı, dünya kamuoyunun vicdanını rahatsız ettiği görüşüne yer verilen bildirgede, İsrail'in Lübnan'da işlediği vahşet ve devlet terörü neticesinde bine yakın insanın öldüğü, üç bin kişinin yaralandığı ve bir milyondan fazla insanın mülteci konumuna düştüğü tespitine yerverildi.
Komisyon bildirgesinde, "bu insanlık dışı vahşet ve katliamlar daha ne kadar devam edecektir?" diye sorulduktan sonra şu görüşlere yer veriliyor:
"Yoksa daha fazla insanın ölmesi Filistin ve Lübnan'ın haritadan tamamen silinmesi mi bekleniyor? Birleşmiş Milletler (BM), Güvenlik Konseyi, Avrupa Birliği (AB), Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi ve dünya devletleri bu zulme ve vahşete neden susuyorlar ve kayıtsız kalıyorlar? Üstelik başta ABD olmak üzere bazı ülkeler bu katliamlara, devlet terörüne maddi, manevi ve silah yardımı yaparak destek vermeleri de İsrail'i daha da cesaretlendirmektedir."
Lübnan'da gece gündüz demeden sivil hedeflerin sürekli bombalandığı, çocukların, yaşlıların, kadınların hatta BM görevlilerinin dahi katledildiğinin belirtildiği bildiride, bunun ötesinde enerji ve su kaynakları, yollar, köprüler, okullar, hastaneler, bütün alt yapı tesisleri ve meskenlerin yerlebir edilerek bölgede insanların yaşamalarının imkansız hale getirildiği ifade edildi.
İsrail'in dünyanın çeşitli yerlerinden gelen insani yardım konvoylarını bombalamakta bir an bile tereddüt etmediği, bir türlü ateşkese yanaşmayan İsrail'in bütün uluslararası sözleşmeleri, ahlaki ve insani değerleri hiçe saydığı görüşüne yerverilen komisyon bildirisinde, uluslararası kuruluşlara çağrı yapılarak şöyle deniliyor:
"İsrail, bu haliyle insanlık suçu işlemektedir. Ortadoğu coğrafyasında işlenen bu devlete terörüne insanlık adına bu çılgın gidişe tüm dünyanın etkili bir şekilde 'dur' demesi gerekmektedir. Özellikle uluslararası kuruluşlar acilen toplanarak somut yaptırım kararları almalıdırlar. Hangi coğrafyada olursa olsun hiç kimse insanlık suçuna kayıtsız kalamaz. Hizbullah ve diğer örgütlerin de kaçırılan İsrailli askeri serbest bırakmaları ve terör faaliyetlerine de derhal sonvermeleri gerekir. Ortadoğu'da akan kan durmalıdır, durdurulmalıdır. BM, sessizliğini bozarak gerekenleri acilen yapmalıdır. Hiçbir ülke ve hiç kimse bu katliam ve vahşete seyirci kalmamalıdır. İsrail'in bölgede toprak işgal ederek genişleme çabaları durdurulmalıdır. Ortadoğu coğrafyasını kan gölüne çeviren sorumlular uluslararası savaş suçluları mahkemesinde yargılanmalıdır."
''SUÇ DUYURUSU''-
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Elkatmış, bu bildirinin Türkçe ve İngilizce metinlerini, bütün ülkelerin parlamentolarının insan hakları komisyonlarına, başta BM, AB, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, insan haklarını izleme kurullarına, parlamento başkanlarına, büyükelçilere ve milletvekillerine göndereceklerini söyledi.
Lübnan ve Filistin'deki insan hakları ihlallerinin boyutlarını görmek ve tespit etmek, Türkiye'nin yapabileceklerini değerlendirmek üzere komisyondan bir heyetin bölgeye gitmesine karar verdiklerini belirten Elkatmış, ''Savaş nedeniyle elimizi kolumuzu sallayarak hemen gitmemiz mümkün değil. Dışişleri Bakanlığı ile temasta bulunarak, bunun sağlanmasını talep edeceğiz. Bu konudaki yazışmaları hemen başlatıyoruz. Şartlar elverdiği takdirde en kısa zamanda gitmeyi düşünüyoruz'' diye konuştu.
Elkatmış, komisyon üyelerinin tamamının bölgeye gitmek istediğini ancak heyeti 5-6 kişiyle sınırlayacaklarını belirtti.
Bir gazetecinin, ''Bildiride, 'Ortadoğu coğrafyasını kan gölüne çeviren sorumlular uluslararası savaş suçluları mahkemesinde yargılanmalıdır' deniliyor.
Kastettiğiniz İsrail devlet yöneticileri mi?'' sorusuna Elkatmış, ''Nasıl Bosna-Hersek'te katliamları yapan Sırp komutanlar, yetkililer, devlet başkanı yargılanıyorsa, aynı şekilde... Şu veya bu dememiz mümkün değil. Ama buna karar verenler yargılanmalıdır. Bu aynı zamanda bir suç duyurusudur. Uluslararası savaş suçları mahkemesi, bunu suç duyurusu kabul ederek, resen takibata başlaması gerekir'' karşılığını verdi.
