2012-10-31 - 10:22
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2011 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın geneli üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2011 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın geneli üzerinde görüşmelere başlandı.
Tasarı üzerine CHP Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, 2012 yılının ekonomi açısından iyi geçmediğini, pembe tablonun yerini, ülkenin acı gerçeklerinin aldığını savundu. Ayaydın, ''Bizim uyarılarımız bir bir gerçekleşti. Dış olumsuz etkiler olmasa da ekonomideki müzmin sorunlar devam edecekti'' dedi.
Kamuda israf ve verimsizliğin önlenemediğini belirten Ayaydın, giderlerin sürekli arttığını söyledi. Özellikle taşıt alımları konusunda ''taşıt saltanatı'' yaşandığını vurgulayan Ayaydın, bunun ciddi bir israfa neden olduğunu ifade etti. Ayaydın, taşıt alımları ile ilgili israfın önüne öncelikle TBMM'de geçilmesi gerektiğini dile getirdi.
AK Parti'nin ekonomi politikasının günü kurtarmaya yönelik, kısa vadeli olduğunu ileri süren Ayaydın, bunun bedelini, milletin ödediğini kaydetti. Ayaydın, Hükümet'in bu yılki bütçe başarısının, vatandaşa zam yağmuru olarak geri döndüğünü belirtti.
MHP Manisa Milletvekili Sümer Oral, ''2023 hedefine ulaşmayı bir tarafa bırakalım, önümüzdeki yakın yıllarda düşük büyümenin beraberinde getireceği sorunlara hazır olalım'' dedi.
Bütçenin harcama hedeflerinin ve tahsilat tahminlerinin gerçekçi olmadığını anlatan Oral, ''Yıl içinde sorun yaşanacağı ve ilave gelir tedbirlerine başvurulacağı belliydi. 2012 yılı bütçesi doğal bir yıl bütçesi olarak hazırlandı. Oysa küresel ekonominin kırılgan yapısı devam ediyordu'' ifadelerini kullandı.
Bütçe açığının öngörülenin de üzerine çıkmasının, vergi gelirlerinde beklentilerin gerisinde kalınmasından kaynaklandığını belirten Oral, ''Kamu maliyesinde sağlıklı yapının oluşması için bütçenin harcamalar ayağında ve vergi sisteminde ciddi yapısal değişiklikler yapılması gerekiyor. Ama bir hayli gecikildi. Özellikle vergi konusunda 10 yılda önemli düzenlemeler yapılabilirdi'' diye konuştu.
Bağımsız İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, Başbakanın Recep Tayyip Erdoğan'ın açlık grevine karşı yaklaşımının, geçmişte Kenan Evren'in sözlerini anımsattığını iddia etti. Açlık grevindekileri sanki birileri yönlendiriyormuş gibi gösterilmeye çalışıldığını savunan Tüzel, bunun, çaresizliğin itirafı olduğunu ileri sürdü.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in, bütçenin herkesi gözettiğini söylediğini ama aslında gözetmediğini savunan Tüzel, ''Gelir adaletsizliği çarpıcı şekilde görünüyor. Bütçe, sermaye kesiminin ihtiyaçlarını gözetiyor. İstihdamsız büyüme stratejisi izleniyor ve sıcak paraya güveniliyor. Sermayenin rantçı, yağmacı temsilcilerinin bulunduğu sınıfa yanıt veren bir bütçe'' diye konuştu. Tüzel, bu bütçe ile halkın sorunlarına çözüm getirilemeyeceğini öne sürdü.
AK Parti Manisa Milletvekili Recai Berber, komisyonun dünkü toplantısını anımsatarak, muhalefetin, bütçenin içeriğine yönelik eleştirecek bir şey bulamayınca, konu gündemde yer almasın diye komisyonda limon sıkmak dahil her şeyi yaptığını söyledi. Berber, ''Bütçe ciddi bir kanundur. Tartışmalar, bu ciddiyete uygun şekilde yapılmalıydı. Ama tasarının görüşülmeye başlandığı ilk gün bu konuda gölgeleme yapıldı. Yani deyim yerindeyse konuya limon sıkıldı'' dedi.
Türkiye'nin kriz sürecinde reyting puanının nereden nereye geldiğinin belli olduğunu ifade eden Berber, küresel ekonomik krizin Türkiye'yi teğet geçtiğini, bunu dış gözlemcilerin de söylediğini belirtti.
Krizde, dünyanın da takdir ettiği şekilde bir ekonomi yönetimi sergilendiğini anlatan Berber, ülkenin 2013 yılında tekrar büyüme trendine girdiğini, ekonomi yönetimini tebrik ettiğini söyledi.
Dış ticarette de önemli başarılar sağlandığına işaret eden Berber, 50'nin üzerinde ülkeye vizesiz giriş sağlandığını, komşu ülkelerle ticaretin 2 kat, bazı ülkelerle 5 kat artırıldığını vurguladı.
Türkiye'nin ekonomisinin daha önce belli uluslararası ekonomi çevrelerinin etkileriyle yönetildiğini ifade eden Berber, artık ülkenin ekonomisinin bağımsız şekilde yönetildiğinin altını çizdi.
CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt, bütçede, taşıt alımları için ''yurt içi hibe yönteminin'' öngörüldüğünü belirterek, ''Neden böyle bir uygulamayı bütçeye koyuyoruz? Kurumlara kim, neden araç hibe edecek- Sanki vatandaşa zorla bir takım şeyler yaptırılacak gibi hissediyorum'' dedi.
Kurt, Hükümet'in, mali disipline önem verdiğini söylediğini, ancak hala mükellef ile devlet arasında barışın sağlanmadığını iddia etti.
Tasarı üzerine söz alan MHP Sakarya Milletvekili Münir Kutluata, bütçenin ne yeterlik açısından ne güvenirlik açısından istekleri karşılayamadığını söyledi.
Bütçenin büyümeye, istihdama katkı vermesi, adaletli olması ve mali disiplini sağlaması gerektiğini kaydeden Kutluata, ''Ekonomiyle ilgili gidişatın öngörülememesinden dolayı tahmin hataları yaşanmaktadır. Ekonomik göstergelerde tutarsızlıklar vardır. (Bu kadar öngörüsüzlük neden?) diye baktığımızda iktidarın ekonomi politikalarına hakim olamamasından kaynaklanmaktadır'' diye konuştu.
Orta Vadeli Programda büyüme rakamlarında yapılan revizyonlara da değinen Kutluata, ''(Büyümeyi dikkatlice düşürdük) diyorsunuz. Bu nasıl bir büyümedir ki biz bunu düşürmenin peşindeyiz. Şişmiş, ödem yapmış bir büyümenin suyu alınıyor büyüme tahminleri düşürülerek'' dedi.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da bütçeye bakıldığı zaman en büyük adaletsizliğin vergi adetsizliği olduğunun rakamlarla ortaya çıktığını savundu.
''Türkiye, dolaylı vergiler konusunda dünyanın en zalim devleti, kurumsal vergi konusunda da dünyanın en cennet ülkesidir'' diyen Kaplan, vatandaştan, memurdan yüzde 50'ye kadar vergi alınırken, kurumlar vergisinin yüzde 20 düzeyinde olduğunu söyledi.
2013 bütçesinin adeta bir savaş bütçesi olduğunu iddia eden Kaplan, şöyle konuştu:
''İktidar partisinin bir konuşmacısı bütçede en yüksek payın eğitime ayrıldığını söyledi. Hayır, yanılıyorsunuz. Bütçede en yüksek pay eğitime değil, güvenliğe ayrılmıştır. Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Jandarma, Emniyet, Sahil Güvenlik, MİT, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı harcamaları, bir de bütçeye dahil edilmeyen askeri harcamalar alındığı zaman rakam 47 milyar lirayı buluyor. Burada da bu bütçenin güvenlikçi ve savaş bütçesi yanı öne çıkıyor. İçeride savaş, dışarıda savaş.''
CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı da 29 Ekim'de uygulanan şiddeti ve bu şiddete katkı sunanları kınadığını ve lanetlediğini söyledi. Sarı, ''Cumhuriyet bayramlarının halkla kutlanması hiçbir şekilde yasaklanamaz'' dedi.
2013 bütçesinin dünyadaki gelişmeler tam kavranamadan hazırlandığını savunan Sarı, ''Olağanüstü bir dönem yaşıyoruz, bütçemiz hazırlanırken bu olağanüstü gelişmeler göz önüne alınarak hazırlanmalıydı. Bütçedeki hedeflerin tutturulabileceğini sanmıyorum. Büyüme dostu, biraz daha gevşek, büyümeyi önceleyen bir bütçe hazırlanmalıydı'' dedi.
Sarı, bu yıl için öngörülen 3,2'lik ekonomik büyüme hedefinin tutmasının imkansız olduğunu, önümüzdeki yıllarda da yüzde 4-5 oranlarındaki büyümenin de hayal olduğunu savundu.
''2013 yılı bütçesi hedeflerin tutmayacağı bir bütçe, bunu da buradan şimdiden söylüyorum'' diyen Sarı, bütçeyi bu kadar daraltıcı bir şekilde yapmanın yabancı sermayeye sinyal vermenin ötesinde hiçbir nedeni olmadığını kaydetti.
AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Abdulkerim Gök ise ekonomide zaman zaman bir takım değişikliklerin olabileceğini belirterek, şunları söyledi:
''Ben bunu biraz daha basite indirgeyerek bir örnekle anlatmak istiyorum. Örneğin yarın sabah 09.00'da karayolu ile Şanlıurfa'ya bir yolculuk yapacağız. Şanlıurfa'ya yolculuk yaparken şartlarımızı şu andaki durumla değerlendiriyorum, ancak yola çıktığımız andan itibaren yoldaki her türlü olağanüstü şartları da göz önünde bulundurmak zorundayız. Biz bugün Türkiye ekonomisinde her türlü gelişmeyi dünyadaki gelişmelerden bağımsız bir şekilde değerlendiremeyiz.''
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2011 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın geneli üzerinde görüşmeler sürüyor.
CHP İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, çalışan kesimin gelirinin her yıl asgari ücrete doğru gerilediğini, özel sektörde bu sorunun daha fazla hissedildiğini ifade etti. Ülkedeki en büyük sorunlardan birinin taşeron uygulaması olduğunu belirten Aslanoğlu, ''Bu sistemde çalışan kişilerin eline asgari ücretten çok daha az para geçiyor. Bu sistemin sona erdirilmesi gerekiyor'' dedi.
Teşvik sistemini de eleştiren Aslanoğlu, üreten kesimin desteklenmediğini, büyük yatırımcıların, sermayenin desteklendiğini söyledi.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, 2023 yılı hedefinin ilk 10 ekonomi arasına girmek olduğunu, ancak ortalama büyümeye bakıldığında bunun mümkün görünmediğini kaydetti. AK Parti iktidarının Türkiye'yi açık pazar haline getirdiğini savunan Kalaycı, Hükümet'in bu politikayla ülke ekonomisine değil, küresel sermayeye katkı sağladığını ileri sürdü.
Hükümet'in bir yandan ekonominin iyi durumda olduğunu söylediğini, ancak çalışanların ücretlerine sıra gelince bütçe yetersizliğinden bahsettiğini anlatan Kalaycı, bunun ciddi bir çelişki olduğunu dile getirdi. Kalaycı, ''Hükümet'in bütçe yetersizliğini öne sürme hakkı yok. Çünkü 10 yıldır iktidarda. Eğer böyle bir sıkıntı varsa bunun sorumluluğu da yine Hükümet'indir'' dedi.
CHP Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş, uygulanan makroekonomik modelin son yıllarda tökezleyerek gittiğini, bu modelle artık devam edilemeyeceğini belirtti. Yeni bir modele ihtiyaç olduğunu ifade eden Güneş, ''10 yıldır iktidarda olan bir partinin böylesine bir birikimi olması gerekiyor. Aksi halde, 2013 yılında gidilecek yerel seçimlere yavaş büyüme ile girersiniz, iyi netice almazsınız'' dedi.
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, kamu kesimi dengelerinin sürdürülebilir olmadığını, yüksek kayıt dışılık bulunduğunu, vergilerin dolaylı vergilere bağlanmış hale geldiğini vurgulayarak, böyle bir yapıyla daha fazla devam edilmesinin mümkün görünmediğini söyledi.
Kamu sektörünün, yatırımlardan ciddi anlamda çıktığını, bu işin özel sektörün üzerine yıkıldığını anlatan Türeli, ''Özel sektörün işi, dış ticarete konu sektörler, örneğin imalat ve sanayi sektörlerinde uzmanlaşmak. Yoksa, kamunun bıraktığı boşluğu özel sektörle doldurmaya kalkarsanız ciddi anlamda bir başarı söz konusu olmaz'' diye konuştu.
CHP Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş, dünyadaki krizin daha da derinleşmesinin beklendiğini, bunun karşısında yeni şartların değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Hükümet'in geçen yıl olduğu gibi bu yıl da dünyanın yönelimlerini doğru analiz edemediğini savunan Gümüş, bu şekilde hazırlanan bütçenin başarılı olmasının beklenemeyeceğini dile getirdi.
BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt, ülkede milyarder sayısının artmasının, ülkenin zenginleştiği anlamına gelmediğini ifade etti. ''Türkiye'nin Çin'leşmesi'' diye bir kavram ortaya çıktığını söyleyen Kurt, ''Bu, ucuz iş gücü anlamına geliyor. İnsanları karın tokluğuna çalıştırmak anlamına geliyor. Bu anlayışın Türkiye'de de güçlü bir şekilde uygulanacağı anlaşılıyor'' dedi.
Tasarı üzerine söz alan AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, AK Parti iktidarı döneminde uygulanan başarılı ekonomi politikalarıyla, ulaşımdan sağlığa kadar hayal olarak görülenlerin gerçek olmaya devam ettiğini söyledi.
Şahin, ''Yapılanı görmek lazım, yapılanı söylemek lazım. İnsanımız bunun tezahürü olarak bize yüzde 50 nispetinde oy vermiştir, oy vereye de devam etmiştir'' dedi.
AK Parti Kars Milletvekili Ahmet Arslan, günü kurtarmaya çalışan hükümetlerin günübirlik politikalar adına yatırımlar ve işler yaptığını, 10 yıllık bir hükümetin, 2023 yılı hedeflerini ortaya koyan bir hükümetin günübirlik politikalar uygulama şansı olmadığını söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, bütçede insan unsuru bulunmadığını, çalışan, işçi, köylü, çiftçi, emekliye hiç yer verilmediğini ve savurganlık ilkelerinin bulunduğunu iddia etti.
AK Parti Gümüşhane Milletvekili Feramuz Üstün ise, küresel ekonomik krizin olduğu ortamda Türk milletinin istikrarın sürmesini istediğini belirterek, ''Vatandaşlarla karşılaştığımız zaman (AK Parti iktidarı olmasaydı ne olurdu-) diye soruyorlar. Tek tesellileri şu anda güçlü ve istikrarlı bir hükümetin olması'' dedi.
AK Parti Çorum Milletvekili Cahit Bağcı, 2013 bütçenin sosyal yönü kuvvetli bir bütçe olduğunu belirterek, bunun için sağlık ve eğitim harcamalarına bakmanın yeterli olduğunu söyledi.
CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, yeniden yapılandırma tarihinin uzatılması gerektiğini, buna çok ihtiyaç olduğunu söyledi. Susam, alkollü içkiler ve tütün ürünlerinde kayıtdışılığın azaltıldığını söylemenin mümkün olmadığını, yapılan zamlarla hem kaçak sigara hem de kayıtdışı içkinin çok ciddi şekilde teşvik edildiğini savundu.
AK Parti Eskişehir Milletvekili Salih Koca, ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan bütçenin, Türkiye'yi 2023 hedefine daha da yaklaştıracağını ifade etti. Koca, artık IMF'ye bağlı olmadan hazırlanan bütçenin, Türkiye'yi sayılı ekonomilerde biri haline getireceğini kaydetti.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, bütçe hedeflerinin gerçekçi olması gerektiğini, aksi takdirde hedeften sapma oranının yüksek olacağını söyledi. Böyle bir durumda vergi artışlarına gidildiğini belirten Günal, sonuçta halkın mağdur olduğunu kaydetti. Günal, üretim ekonomisine geçilmesi, ekonomi birimleri arasında koordinasyon sağlayarak hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.
CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, ''Gayri ciddi Hükümet'in gayri ciddi bütçesini görüşüyoruz'' dedi. Genç, iktidarın denetimi kaldırdığını, harcamaları istediğiniz gibi yaptığını iddia etti.
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, AK Parti'nin 10 yıllık iktidarında güvenlik, adalet ve refahta bir iyileşme sağlanıp sağlanamadığının sorgulanması gerektiğini söyledi. Akçay, ''Türkiye'nin huzur ve güvenliği tahrip edildi, can ve mal güvenliği kalmadı, devlet otoritesi acze uğradı. Hükümet acz içinde teröristle pazarlık yaparak, taviz ve rüşvetle terörü önleyeceğini düşünüyor'' dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2011 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın geneli üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Bakan Şimşek, bütçede Suriye konusunda özel bir kalem olmadığını belirterek, ''Bugüne kadar, 2012 yılı içinde bütçeden yaklaşık 400 milyon lira ödenek aktardık. Gelecek sene de bu durumun devam etmesi halinde yine yedekten bu karşılanacak. Ama bizim bu çerçevede bir öngörüde bulunmamız zor'' dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın bu yılki bütçe metni ile geçen yıl okuduğu bütçe metninin aynı olduğu yönünde bir eleştiride bulunduğunu anımsatan Şimşek, her iki metnin de elinde olduğunu ancak metinlerin birbirinden tamamen farklı olduğunu, benzerlik bile teşkil etmediğini söyledi.
Kıdem tazminatıyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Şimşek, şunları söyledi:
''Eğer, bütün taraflarla konuşularak bu sistem reforme edilebilirse bu, ülkemizin, işçilerimizin faydasınadır. Çünkü şu anda bundan yararlanan işçi oranı yüzde 10'un altında. Ama eğer, bu yönde bu tarafların bir uzlaşması söz konusu değilse bu konuyu zorlayarak yapma şu anda gündemimizde değil. Daha doğrusu şu anda kıdem tazminatıyla ilgili bir tasarı gündemimizde değil. Bana sorarsanız, bu ülkede bir iş gücü piyasası reformuna ihtiyaç var. OECD istatistiklerine bakın, dünyanın en katı iş gücü piyasası rejimlerinden bir tanesi Türkiye'dedir.
Biz işsizlerin de sesi olmayı, istihdamın artmasını istiyoruz. Burada esneklikleri ne kadar artırırsak ülkemizin lehinedir.''
2/B başvurularına değinen Şimşek, şu ana kadar 387 bin 264 kişinin başvuruda bulunduğunu bildirdi. Şimşek, 30 Ekim itibariyle süresi sona erenlerle oranlandığı zaman başvuru oranının yüzde 86 olduğunu söyledi.
Bunun ciddi bir oran olduğunu belirten Şimşek, ''Maliye Bakanlığı olarak biz de bu konuda çok çabaladık. Bizim derdimiz gerçekten bu sorunun çözülmesi. Burada derdimiz bir gelir değil. Toplam kullanıcılara oranlarsanız, yani henüz başvuru hakkı bitmemiş olanlar. Çünkü bazı tespitler devam ediyor. Onu dahi katarsanız başvuru oranı yüzde 70 oluyor. Ben ümit ederim ki bütün hak sahipleri başvurur ve bundan yararlanır'' diye konuştu.
''Elmas, pırlanta'' gibi ürünlere vergi konusundaki bir soruyu yanıtlayan Şimşek, ''Avrupa'nın bütün ülkelerinde KDV var, Türkiye'de ÖTV var. Türkiye'de yüzde 20 ÖTV var, Avrupa'da ise yüzde 15 ile 25 arası KDV var. Elmas, pırlanta gibi ürünlere yüzde 15, yüzde 25 arası KDV uygulanıyor. Türkiye'de ise bir şekilde zamanında KDV uygulaması yerine yüzde 20 ÖTV getirilmiş. AB ülkelerindeki uygulama KDV ise Meclisimiz takdir ederse Türkiye'de de KDV olmasını, paralellik anlamında doğru buluruz'' dedi.
Tasarrufların düşüklüğüyle ilgili eleştirilerin doğru olduğunu kaydeden Şimşek, bu konuda birçok ülkedeki uygulamaya vakıf olduğunu, Türkiye'deki kadar bireysel tasarrufları, emekliliği teşvik eden cömert bir sistem bilmediğini söyledi.
Şimşek, kamunun tasarrufunun artırılabileceğini ancak bunun da sınırlarının olduğunu ifade ederek, ''2002 yılında toplam yatırımların milli gelire oranı yüzde 18. Toplam tasarruf yüzde 18,6. Toplam açık 0,6. Burada kamunun yatarım tasarruf açığı yüzde 9,8. 2011 yılında kamunun tasarruf açığı yüzde 0,4'e inmiş. Yani kamu olağanüstü çaba göstermiş. Özel sektörde ise olağanüstü bir erime söz konusu. Özel sektörün tasarruflarını teşvik ediyoruz'' ifadesini kullandı.
2009 ve 2012 yıllarında bütçe hedeflerinde sapmanın söz konusu olduğunu bildiren Şimşek, bu sapmaların nedenlerini şöyle açıkladı:
''Çok eleştiriliyoruz ama bu sene yılın ilk yarısında biz memurumuza yüzde 4 vermişiz, enflasyon yüzde 1,9. Bunun ikinci yarısında yüzde 4 vermişiz. Alt iş kollarına ilişkin yapılan düzenlemeler var, onun etkisi yarım milyar lira. Bütçeyi belli rakama göre yapmıştık. Bu çerçevede bakarsanız ilave 3,6 milyar liralık bir etki söz konusu.
Öğretmen atamalarında geçen sene şubat ayında önemli karar alındı. Hesapta yoktu. Eğitim konusu olunca, karşı durmadık. Atamaya izin verdik. Bunun benzeri personelde ilave artışlar gerçekleşti. Bütçede öngörülmeyen bu ilave artış 900 milyon lira.
Terörle daha etki mücadele için gerekli olan savunma ve güvenlik harcamalarına ilave 700 milyon lira para verdik. Aile hekimliğinin genişlemesinde 200 milyon lira ilave oldu. Üniversitelerin makul talepleri oldu. Eğitim için üniversiteler dahil 850 milyon lira harcama yaptık. Hayvancılık, pirim açısından fark ödemeleri için 659 milyon lira ilave para ödedik. Gelir ve kurumlar vergisinde elde etiğimiz, fazla performans nedeniyle mahalli idarelerimize kanun gereği 1,2 milyar lira...
Altyapı yatırımlarında 'dur' denilince durulmuyor. Bu öyle bir iş ki başladınız mı bitirmeniz gerekiyor. Buradaki ilave 6 milyar liraya yakın bir rakam.
Van'a ciddi yatırım yapıldı, 3,6 milyar lira harcandı. Bu sene 850 milyon lira yedekten verdiğimiz para var.
Üniversite harçları konusunda adım attık. Bu sene yürürlüğe girdi. Bu seneye 375 milyon lira etkisi tekabül etti.''
Bütçeyi hazırlarken, ''gelecek sene seçim olabilir'' yaklaşımı içinde olmadıklarını anlatan Şimşek, ''Biz bu bütçeyi aylar öncesinden hazırlamaya başlıyoruz'' dedi.
**** HABERİN DEVAMINI " İLGİLİ DÖKÜMANLAR " BÖLÜMÜNDE BULABİLİRSİNİZ.****
Tasarı üzerine CHP Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, 2012 yılının ekonomi açısından iyi geçmediğini, pembe tablonun yerini, ülkenin acı gerçeklerinin aldığını savundu. Ayaydın, ''Bizim uyarılarımız bir bir gerçekleşti. Dış olumsuz etkiler olmasa da ekonomideki müzmin sorunlar devam edecekti'' dedi.
Kamuda israf ve verimsizliğin önlenemediğini belirten Ayaydın, giderlerin sürekli arttığını söyledi. Özellikle taşıt alımları konusunda ''taşıt saltanatı'' yaşandığını vurgulayan Ayaydın, bunun ciddi bir israfa neden olduğunu ifade etti. Ayaydın, taşıt alımları ile ilgili israfın önüne öncelikle TBMM'de geçilmesi gerektiğini dile getirdi.
AK Parti'nin ekonomi politikasının günü kurtarmaya yönelik, kısa vadeli olduğunu ileri süren Ayaydın, bunun bedelini, milletin ödediğini kaydetti. Ayaydın, Hükümet'in bu yılki bütçe başarısının, vatandaşa zam yağmuru olarak geri döndüğünü belirtti.
MHP Manisa Milletvekili Sümer Oral, ''2023 hedefine ulaşmayı bir tarafa bırakalım, önümüzdeki yakın yıllarda düşük büyümenin beraberinde getireceği sorunlara hazır olalım'' dedi.
Bütçenin harcama hedeflerinin ve tahsilat tahminlerinin gerçekçi olmadığını anlatan Oral, ''Yıl içinde sorun yaşanacağı ve ilave gelir tedbirlerine başvurulacağı belliydi. 2012 yılı bütçesi doğal bir yıl bütçesi olarak hazırlandı. Oysa küresel ekonominin kırılgan yapısı devam ediyordu'' ifadelerini kullandı.
Bütçe açığının öngörülenin de üzerine çıkmasının, vergi gelirlerinde beklentilerin gerisinde kalınmasından kaynaklandığını belirten Oral, ''Kamu maliyesinde sağlıklı yapının oluşması için bütçenin harcamalar ayağında ve vergi sisteminde ciddi yapısal değişiklikler yapılması gerekiyor. Ama bir hayli gecikildi. Özellikle vergi konusunda 10 yılda önemli düzenlemeler yapılabilirdi'' diye konuştu.
Bağımsız İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, Başbakanın Recep Tayyip Erdoğan'ın açlık grevine karşı yaklaşımının, geçmişte Kenan Evren'in sözlerini anımsattığını iddia etti. Açlık grevindekileri sanki birileri yönlendiriyormuş gibi gösterilmeye çalışıldığını savunan Tüzel, bunun, çaresizliğin itirafı olduğunu ileri sürdü.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in, bütçenin herkesi gözettiğini söylediğini ama aslında gözetmediğini savunan Tüzel, ''Gelir adaletsizliği çarpıcı şekilde görünüyor. Bütçe, sermaye kesiminin ihtiyaçlarını gözetiyor. İstihdamsız büyüme stratejisi izleniyor ve sıcak paraya güveniliyor. Sermayenin rantçı, yağmacı temsilcilerinin bulunduğu sınıfa yanıt veren bir bütçe'' diye konuştu. Tüzel, bu bütçe ile halkın sorunlarına çözüm getirilemeyeceğini öne sürdü.
AK Parti Manisa Milletvekili Recai Berber, komisyonun dünkü toplantısını anımsatarak, muhalefetin, bütçenin içeriğine yönelik eleştirecek bir şey bulamayınca, konu gündemde yer almasın diye komisyonda limon sıkmak dahil her şeyi yaptığını söyledi. Berber, ''Bütçe ciddi bir kanundur. Tartışmalar, bu ciddiyete uygun şekilde yapılmalıydı. Ama tasarının görüşülmeye başlandığı ilk gün bu konuda gölgeleme yapıldı. Yani deyim yerindeyse konuya limon sıkıldı'' dedi.
Türkiye'nin kriz sürecinde reyting puanının nereden nereye geldiğinin belli olduğunu ifade eden Berber, küresel ekonomik krizin Türkiye'yi teğet geçtiğini, bunu dış gözlemcilerin de söylediğini belirtti.
Krizde, dünyanın da takdir ettiği şekilde bir ekonomi yönetimi sergilendiğini anlatan Berber, ülkenin 2013 yılında tekrar büyüme trendine girdiğini, ekonomi yönetimini tebrik ettiğini söyledi.
Dış ticarette de önemli başarılar sağlandığına işaret eden Berber, 50'nin üzerinde ülkeye vizesiz giriş sağlandığını, komşu ülkelerle ticaretin 2 kat, bazı ülkelerle 5 kat artırıldığını vurguladı.
Türkiye'nin ekonomisinin daha önce belli uluslararası ekonomi çevrelerinin etkileriyle yönetildiğini ifade eden Berber, artık ülkenin ekonomisinin bağımsız şekilde yönetildiğinin altını çizdi.
CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt, bütçede, taşıt alımları için ''yurt içi hibe yönteminin'' öngörüldüğünü belirterek, ''Neden böyle bir uygulamayı bütçeye koyuyoruz? Kurumlara kim, neden araç hibe edecek- Sanki vatandaşa zorla bir takım şeyler yaptırılacak gibi hissediyorum'' dedi.
Kurt, Hükümet'in, mali disipline önem verdiğini söylediğini, ancak hala mükellef ile devlet arasında barışın sağlanmadığını iddia etti.
Tasarı üzerine söz alan MHP Sakarya Milletvekili Münir Kutluata, bütçenin ne yeterlik açısından ne güvenirlik açısından istekleri karşılayamadığını söyledi.
Bütçenin büyümeye, istihdama katkı vermesi, adaletli olması ve mali disiplini sağlaması gerektiğini kaydeden Kutluata, ''Ekonomiyle ilgili gidişatın öngörülememesinden dolayı tahmin hataları yaşanmaktadır. Ekonomik göstergelerde tutarsızlıklar vardır. (Bu kadar öngörüsüzlük neden?) diye baktığımızda iktidarın ekonomi politikalarına hakim olamamasından kaynaklanmaktadır'' diye konuştu.
Orta Vadeli Programda büyüme rakamlarında yapılan revizyonlara da değinen Kutluata, ''(Büyümeyi dikkatlice düşürdük) diyorsunuz. Bu nasıl bir büyümedir ki biz bunu düşürmenin peşindeyiz. Şişmiş, ödem yapmış bir büyümenin suyu alınıyor büyüme tahminleri düşürülerek'' dedi.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da bütçeye bakıldığı zaman en büyük adaletsizliğin vergi adetsizliği olduğunun rakamlarla ortaya çıktığını savundu.
''Türkiye, dolaylı vergiler konusunda dünyanın en zalim devleti, kurumsal vergi konusunda da dünyanın en cennet ülkesidir'' diyen Kaplan, vatandaştan, memurdan yüzde 50'ye kadar vergi alınırken, kurumlar vergisinin yüzde 20 düzeyinde olduğunu söyledi.
2013 bütçesinin adeta bir savaş bütçesi olduğunu iddia eden Kaplan, şöyle konuştu:
''İktidar partisinin bir konuşmacısı bütçede en yüksek payın eğitime ayrıldığını söyledi. Hayır, yanılıyorsunuz. Bütçede en yüksek pay eğitime değil, güvenliğe ayrılmıştır. Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Jandarma, Emniyet, Sahil Güvenlik, MİT, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı harcamaları, bir de bütçeye dahil edilmeyen askeri harcamalar alındığı zaman rakam 47 milyar lirayı buluyor. Burada da bu bütçenin güvenlikçi ve savaş bütçesi yanı öne çıkıyor. İçeride savaş, dışarıda savaş.''
CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı da 29 Ekim'de uygulanan şiddeti ve bu şiddete katkı sunanları kınadığını ve lanetlediğini söyledi. Sarı, ''Cumhuriyet bayramlarının halkla kutlanması hiçbir şekilde yasaklanamaz'' dedi.
2013 bütçesinin dünyadaki gelişmeler tam kavranamadan hazırlandığını savunan Sarı, ''Olağanüstü bir dönem yaşıyoruz, bütçemiz hazırlanırken bu olağanüstü gelişmeler göz önüne alınarak hazırlanmalıydı. Bütçedeki hedeflerin tutturulabileceğini sanmıyorum. Büyüme dostu, biraz daha gevşek, büyümeyi önceleyen bir bütçe hazırlanmalıydı'' dedi.
Sarı, bu yıl için öngörülen 3,2'lik ekonomik büyüme hedefinin tutmasının imkansız olduğunu, önümüzdeki yıllarda da yüzde 4-5 oranlarındaki büyümenin de hayal olduğunu savundu.
''2013 yılı bütçesi hedeflerin tutmayacağı bir bütçe, bunu da buradan şimdiden söylüyorum'' diyen Sarı, bütçeyi bu kadar daraltıcı bir şekilde yapmanın yabancı sermayeye sinyal vermenin ötesinde hiçbir nedeni olmadığını kaydetti.
AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Abdulkerim Gök ise ekonomide zaman zaman bir takım değişikliklerin olabileceğini belirterek, şunları söyledi:
''Ben bunu biraz daha basite indirgeyerek bir örnekle anlatmak istiyorum. Örneğin yarın sabah 09.00'da karayolu ile Şanlıurfa'ya bir yolculuk yapacağız. Şanlıurfa'ya yolculuk yaparken şartlarımızı şu andaki durumla değerlendiriyorum, ancak yola çıktığımız andan itibaren yoldaki her türlü olağanüstü şartları da göz önünde bulundurmak zorundayız. Biz bugün Türkiye ekonomisinde her türlü gelişmeyi dünyadaki gelişmelerden bağımsız bir şekilde değerlendiremeyiz.''
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2011 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın geneli üzerinde görüşmeler sürüyor.
CHP İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, çalışan kesimin gelirinin her yıl asgari ücrete doğru gerilediğini, özel sektörde bu sorunun daha fazla hissedildiğini ifade etti. Ülkedeki en büyük sorunlardan birinin taşeron uygulaması olduğunu belirten Aslanoğlu, ''Bu sistemde çalışan kişilerin eline asgari ücretten çok daha az para geçiyor. Bu sistemin sona erdirilmesi gerekiyor'' dedi.
Teşvik sistemini de eleştiren Aslanoğlu, üreten kesimin desteklenmediğini, büyük yatırımcıların, sermayenin desteklendiğini söyledi.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, 2023 yılı hedefinin ilk 10 ekonomi arasına girmek olduğunu, ancak ortalama büyümeye bakıldığında bunun mümkün görünmediğini kaydetti. AK Parti iktidarının Türkiye'yi açık pazar haline getirdiğini savunan Kalaycı, Hükümet'in bu politikayla ülke ekonomisine değil, küresel sermayeye katkı sağladığını ileri sürdü.
Hükümet'in bir yandan ekonominin iyi durumda olduğunu söylediğini, ancak çalışanların ücretlerine sıra gelince bütçe yetersizliğinden bahsettiğini anlatan Kalaycı, bunun ciddi bir çelişki olduğunu dile getirdi. Kalaycı, ''Hükümet'in bütçe yetersizliğini öne sürme hakkı yok. Çünkü 10 yıldır iktidarda. Eğer böyle bir sıkıntı varsa bunun sorumluluğu da yine Hükümet'indir'' dedi.
CHP Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş, uygulanan makroekonomik modelin son yıllarda tökezleyerek gittiğini, bu modelle artık devam edilemeyeceğini belirtti. Yeni bir modele ihtiyaç olduğunu ifade eden Güneş, ''10 yıldır iktidarda olan bir partinin böylesine bir birikimi olması gerekiyor. Aksi halde, 2013 yılında gidilecek yerel seçimlere yavaş büyüme ile girersiniz, iyi netice almazsınız'' dedi.
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, kamu kesimi dengelerinin sürdürülebilir olmadığını, yüksek kayıt dışılık bulunduğunu, vergilerin dolaylı vergilere bağlanmış hale geldiğini vurgulayarak, böyle bir yapıyla daha fazla devam edilmesinin mümkün görünmediğini söyledi.
Kamu sektörünün, yatırımlardan ciddi anlamda çıktığını, bu işin özel sektörün üzerine yıkıldığını anlatan Türeli, ''Özel sektörün işi, dış ticarete konu sektörler, örneğin imalat ve sanayi sektörlerinde uzmanlaşmak. Yoksa, kamunun bıraktığı boşluğu özel sektörle doldurmaya kalkarsanız ciddi anlamda bir başarı söz konusu olmaz'' diye konuştu.
CHP Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş, dünyadaki krizin daha da derinleşmesinin beklendiğini, bunun karşısında yeni şartların değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Hükümet'in geçen yıl olduğu gibi bu yıl da dünyanın yönelimlerini doğru analiz edemediğini savunan Gümüş, bu şekilde hazırlanan bütçenin başarılı olmasının beklenemeyeceğini dile getirdi.
BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt, ülkede milyarder sayısının artmasının, ülkenin zenginleştiği anlamına gelmediğini ifade etti. ''Türkiye'nin Çin'leşmesi'' diye bir kavram ortaya çıktığını söyleyen Kurt, ''Bu, ucuz iş gücü anlamına geliyor. İnsanları karın tokluğuna çalıştırmak anlamına geliyor. Bu anlayışın Türkiye'de de güçlü bir şekilde uygulanacağı anlaşılıyor'' dedi.
Tasarı üzerine söz alan AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, AK Parti iktidarı döneminde uygulanan başarılı ekonomi politikalarıyla, ulaşımdan sağlığa kadar hayal olarak görülenlerin gerçek olmaya devam ettiğini söyledi.
Şahin, ''Yapılanı görmek lazım, yapılanı söylemek lazım. İnsanımız bunun tezahürü olarak bize yüzde 50 nispetinde oy vermiştir, oy vereye de devam etmiştir'' dedi.
AK Parti Kars Milletvekili Ahmet Arslan, günü kurtarmaya çalışan hükümetlerin günübirlik politikalar adına yatırımlar ve işler yaptığını, 10 yıllık bir hükümetin, 2023 yılı hedeflerini ortaya koyan bir hükümetin günübirlik politikalar uygulama şansı olmadığını söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, bütçede insan unsuru bulunmadığını, çalışan, işçi, köylü, çiftçi, emekliye hiç yer verilmediğini ve savurganlık ilkelerinin bulunduğunu iddia etti.
AK Parti Gümüşhane Milletvekili Feramuz Üstün ise, küresel ekonomik krizin olduğu ortamda Türk milletinin istikrarın sürmesini istediğini belirterek, ''Vatandaşlarla karşılaştığımız zaman (AK Parti iktidarı olmasaydı ne olurdu-) diye soruyorlar. Tek tesellileri şu anda güçlü ve istikrarlı bir hükümetin olması'' dedi.
AK Parti Çorum Milletvekili Cahit Bağcı, 2013 bütçenin sosyal yönü kuvvetli bir bütçe olduğunu belirterek, bunun için sağlık ve eğitim harcamalarına bakmanın yeterli olduğunu söyledi.
CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, yeniden yapılandırma tarihinin uzatılması gerektiğini, buna çok ihtiyaç olduğunu söyledi. Susam, alkollü içkiler ve tütün ürünlerinde kayıtdışılığın azaltıldığını söylemenin mümkün olmadığını, yapılan zamlarla hem kaçak sigara hem de kayıtdışı içkinin çok ciddi şekilde teşvik edildiğini savundu.
AK Parti Eskişehir Milletvekili Salih Koca, ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan bütçenin, Türkiye'yi 2023 hedefine daha da yaklaştıracağını ifade etti. Koca, artık IMF'ye bağlı olmadan hazırlanan bütçenin, Türkiye'yi sayılı ekonomilerde biri haline getireceğini kaydetti.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, bütçe hedeflerinin gerçekçi olması gerektiğini, aksi takdirde hedeften sapma oranının yüksek olacağını söyledi. Böyle bir durumda vergi artışlarına gidildiğini belirten Günal, sonuçta halkın mağdur olduğunu kaydetti. Günal, üretim ekonomisine geçilmesi, ekonomi birimleri arasında koordinasyon sağlayarak hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.
CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, ''Gayri ciddi Hükümet'in gayri ciddi bütçesini görüşüyoruz'' dedi. Genç, iktidarın denetimi kaldırdığını, harcamaları istediğiniz gibi yaptığını iddia etti.
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, AK Parti'nin 10 yıllık iktidarında güvenlik, adalet ve refahta bir iyileşme sağlanıp sağlanamadığının sorgulanması gerektiğini söyledi. Akçay, ''Türkiye'nin huzur ve güvenliği tahrip edildi, can ve mal güvenliği kalmadı, devlet otoritesi acze uğradı. Hükümet acz içinde teröristle pazarlık yaparak, taviz ve rüşvetle terörü önleyeceğini düşünüyor'' dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2011 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın geneli üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Bakan Şimşek, bütçede Suriye konusunda özel bir kalem olmadığını belirterek, ''Bugüne kadar, 2012 yılı içinde bütçeden yaklaşık 400 milyon lira ödenek aktardık. Gelecek sene de bu durumun devam etmesi halinde yine yedekten bu karşılanacak. Ama bizim bu çerçevede bir öngörüde bulunmamız zor'' dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın bu yılki bütçe metni ile geçen yıl okuduğu bütçe metninin aynı olduğu yönünde bir eleştiride bulunduğunu anımsatan Şimşek, her iki metnin de elinde olduğunu ancak metinlerin birbirinden tamamen farklı olduğunu, benzerlik bile teşkil etmediğini söyledi.
Kıdem tazminatıyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Şimşek, şunları söyledi:
''Eğer, bütün taraflarla konuşularak bu sistem reforme edilebilirse bu, ülkemizin, işçilerimizin faydasınadır. Çünkü şu anda bundan yararlanan işçi oranı yüzde 10'un altında. Ama eğer, bu yönde bu tarafların bir uzlaşması söz konusu değilse bu konuyu zorlayarak yapma şu anda gündemimizde değil. Daha doğrusu şu anda kıdem tazminatıyla ilgili bir tasarı gündemimizde değil. Bana sorarsanız, bu ülkede bir iş gücü piyasası reformuna ihtiyaç var. OECD istatistiklerine bakın, dünyanın en katı iş gücü piyasası rejimlerinden bir tanesi Türkiye'dedir.
Biz işsizlerin de sesi olmayı, istihdamın artmasını istiyoruz. Burada esneklikleri ne kadar artırırsak ülkemizin lehinedir.''
2/B başvurularına değinen Şimşek, şu ana kadar 387 bin 264 kişinin başvuruda bulunduğunu bildirdi. Şimşek, 30 Ekim itibariyle süresi sona erenlerle oranlandığı zaman başvuru oranının yüzde 86 olduğunu söyledi.
Bunun ciddi bir oran olduğunu belirten Şimşek, ''Maliye Bakanlığı olarak biz de bu konuda çok çabaladık. Bizim derdimiz gerçekten bu sorunun çözülmesi. Burada derdimiz bir gelir değil. Toplam kullanıcılara oranlarsanız, yani henüz başvuru hakkı bitmemiş olanlar. Çünkü bazı tespitler devam ediyor. Onu dahi katarsanız başvuru oranı yüzde 70 oluyor. Ben ümit ederim ki bütün hak sahipleri başvurur ve bundan yararlanır'' diye konuştu.
''Elmas, pırlanta'' gibi ürünlere vergi konusundaki bir soruyu yanıtlayan Şimşek, ''Avrupa'nın bütün ülkelerinde KDV var, Türkiye'de ÖTV var. Türkiye'de yüzde 20 ÖTV var, Avrupa'da ise yüzde 15 ile 25 arası KDV var. Elmas, pırlanta gibi ürünlere yüzde 15, yüzde 25 arası KDV uygulanıyor. Türkiye'de ise bir şekilde zamanında KDV uygulaması yerine yüzde 20 ÖTV getirilmiş. AB ülkelerindeki uygulama KDV ise Meclisimiz takdir ederse Türkiye'de de KDV olmasını, paralellik anlamında doğru buluruz'' dedi.
Tasarrufların düşüklüğüyle ilgili eleştirilerin doğru olduğunu kaydeden Şimşek, bu konuda birçok ülkedeki uygulamaya vakıf olduğunu, Türkiye'deki kadar bireysel tasarrufları, emekliliği teşvik eden cömert bir sistem bilmediğini söyledi.
Şimşek, kamunun tasarrufunun artırılabileceğini ancak bunun da sınırlarının olduğunu ifade ederek, ''2002 yılında toplam yatırımların milli gelire oranı yüzde 18. Toplam tasarruf yüzde 18,6. Toplam açık 0,6. Burada kamunun yatarım tasarruf açığı yüzde 9,8. 2011 yılında kamunun tasarruf açığı yüzde 0,4'e inmiş. Yani kamu olağanüstü çaba göstermiş. Özel sektörde ise olağanüstü bir erime söz konusu. Özel sektörün tasarruflarını teşvik ediyoruz'' ifadesini kullandı.
2009 ve 2012 yıllarında bütçe hedeflerinde sapmanın söz konusu olduğunu bildiren Şimşek, bu sapmaların nedenlerini şöyle açıkladı:
''Çok eleştiriliyoruz ama bu sene yılın ilk yarısında biz memurumuza yüzde 4 vermişiz, enflasyon yüzde 1,9. Bunun ikinci yarısında yüzde 4 vermişiz. Alt iş kollarına ilişkin yapılan düzenlemeler var, onun etkisi yarım milyar lira. Bütçeyi belli rakama göre yapmıştık. Bu çerçevede bakarsanız ilave 3,6 milyar liralık bir etki söz konusu.
Öğretmen atamalarında geçen sene şubat ayında önemli karar alındı. Hesapta yoktu. Eğitim konusu olunca, karşı durmadık. Atamaya izin verdik. Bunun benzeri personelde ilave artışlar gerçekleşti. Bütçede öngörülmeyen bu ilave artış 900 milyon lira.
Terörle daha etki mücadele için gerekli olan savunma ve güvenlik harcamalarına ilave 700 milyon lira para verdik. Aile hekimliğinin genişlemesinde 200 milyon lira ilave oldu. Üniversitelerin makul talepleri oldu. Eğitim için üniversiteler dahil 850 milyon lira harcama yaptık. Hayvancılık, pirim açısından fark ödemeleri için 659 milyon lira ilave para ödedik. Gelir ve kurumlar vergisinde elde etiğimiz, fazla performans nedeniyle mahalli idarelerimize kanun gereği 1,2 milyar lira...
Altyapı yatırımlarında 'dur' denilince durulmuyor. Bu öyle bir iş ki başladınız mı bitirmeniz gerekiyor. Buradaki ilave 6 milyar liraya yakın bir rakam.
Van'a ciddi yatırım yapıldı, 3,6 milyar lira harcandı. Bu sene 850 milyon lira yedekten verdiğimiz para var.
Üniversite harçları konusunda adım attık. Bu sene yürürlüğe girdi. Bu seneye 375 milyon lira etkisi tekabül etti.''
Bütçeyi hazırlarken, ''gelecek sene seçim olabilir'' yaklaşımı içinde olmadıklarını anlatan Şimşek, ''Biz bu bütçeyi aylar öncesinden hazırlamaya başlıyoruz'' dedi.
**** HABERİN DEVAMINI " İLGİLİ DÖKÜMANLAR " BÖLÜMÜNDE BULABİLİRSİNİZ.****
