2005-12-05 - 13:30
CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç TBMM düzenlediği basın toplantısında, güncel konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, Hükümet'in varoşlarda fakirlere poşet,
zenginlere servet dağıttığını ileri sürerek, ''Başbakan ve Maliye Bakanı,
pazarlama faaliyeti öncesinde Hariri ve Ofer ailesine Kurumlar Vergisi'nin
10 puan indirileceği sözünü verdi mi?'' diye sordu.
TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Koç, güncel konulara ilişkin
değerlendirmelerde bulundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2.5 yıl
içinde 96 yurtdışı gezisi planladığını belirten Koç, bunun bir dünya
rekoru olduğunu söyledi. Koç, ''Daha önce espri olarak söylemiştim ama
ciddiye aldılar. Başbakan'ın görmediği yerler arasında Nepal,
Katmandu, Madagaskar, Grönland'ı söylemiştim. Başbakan bizi
yanıltmıyor. Yeni Zelanda'yı unutmuştuk. Hemen biraz daha öteye
giderse Papua Yeni Gine de var. Oraya da uğrayabilir'' dedi.
Başbakan Erdoğan'ın yurtdışı gezileriyle bir tercihte bulunduğunu
belirten Koç, şöyle konuştu:
'' 3 gün Türkiye'de, 1 gün yurtdışında... Başbakan Türkiye'den mi
kaçıyor... Yoksa Başbakan ilk, orta, lise eğitimi sırasında normal
okullarda verilen coğrafya müfredat eğitiminin yetersiz olmasından
kaynaklanan dünya coğrafyasını öğrenme merakını mı gideriyor? Havada
saltanat devam ediyor, karada Türk halkına sefalet reva görülüyor.
Başbakan bence Türkiye'den, Türkiye'deki sorunlardan kaçıyor. Bence
penguenlerin çiftleşme dönemi yaklaşıyor, Antartika bir yeni seçenek
olabilir.''
Kurumlar Vergisi'nin yüzde 30'dan yüzde 20'ye indirilmesine ve
gelir vergisi tarifelerinde 5 puanlık indirime gidilmesine değinen
Koç, sermaye şirketleri, rant geliri elde edenler, serbest meslek
kazancı elde edenlerin daha az vergi ödeyeceğini, buna karşılık ücret
gelirlerinin vergi yükünün değişmeyeceğini ifade etti.
Başbakan Erdoğan'ın, bu düzenlemede, ''yatırımların önüne açmak
istiyoruz'' gerekçesine sığındığını belirten Koç, ''Zengine servet,
fakire de poşet hükümeti... Zengine servet, fakire poşet hükümeti,
okyanus ötesinden de icraatine devam ediyor. Dünyanın neresinde olursa
olsun Başbakan inadından asla vazgeçmiyor. Bu inat, yoksulu daha da
yoksullaştırmak, zengini daha da zenginleştirmektir'' dedi.
-''ALDIĞIN BORCUN FAİZİNİ VERGİLE YİĞİTLİĞİNİ GÖRELİM''-
Varoşlarda poşet içinde ekmek dağıtanların sıra zengin ve
varlıklıya geldiğinde servet dağıttığını öne süren Koç, şöyle konuştu:
''Şirketlerin vergileri 10'ar puan indirilirken sayın Başbakan ve
en büyük ittifak ortağı Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, acaba pazarlama
faaliyeti öncesinde Hariri ve Ofer ailesine Kurumlar Vergisi oranının
10 puan indirileceği sözünü verdiler mi? Bu indirimden Ofer ve Hariri
ailesi, önümüzdeki yıllar dilimi içerisinde ne kadar para kazanacak?
Ofer ve Hariri ailesine sağlanan mali servetin yükünü ücretlilerin
sırtına yüklemek adalet mi? Bunu AKP'li arkadaşlarım kabul
edebiliyorlar mı? Bu AKP, adalet anlayışının, üst gelir gruplarına
kaynak aktarmak olduğunun farkındalar mı?
Başbakan'ın ağzından 'fakir fukara, garip gureba' edebiyatını
duymaya alıştık. Başbakan yoksul insanların sırtından inmeyi düşünüyor
mu? Öyle bir niyeti yok. Başbakan, Avustralya'da 'borç yiğidin
kamçısıdır' demiş. Onların anlayışına göre borçlanacaksın, yüksek faiz
ödeyip rantiyeyi besleyeceksin, üstelik vergi de almayacaksın, sonra
milletin karşısına çıkıp 'borç yiğidin kamçısıdır' diyeceksin. Aldığın
borcun faizini vergile de yiğitliğini görelim. Recep Bey'in yiğitliği,
fakir fukaraya söküyor.''
-''MUTLU AZINLIĞIN İKTİDARI''-
Koç, vergi indirimleriyle önceliğini açıklayan Başbakan Erdoğan'ın
mutlu zanlığı daha da mutlu ettiğini, ezilenleri ve yoksulları yine
dışladığını ve ayrımcılık yaptığını ileri sürdü. Haluk Koç, Erdoğan'ın
siyasi tercihini yaptığını ve ''ben zenginin hükümetiyim, varlıklının
yanındayım, yoksulu sadece miting meydanlarında uhrevi sözlerle
avuturum'' dediğini savundu.
Türkiye'nin bir yandan iç terörle, diğer yandan da sosyal barışını
başka yönden bozacak adaletsizliklerle uğraştığını anlatan Koç, bu
adaletsizliklerin bir noktada kesişmesi halinde ülkede sosyal barışın
çok ciddi şekilde tehlikeye uğrayabileceğini kaydetti.
Dünya Bankası ve IMF'nin hükümete övgüler dizerken istihdam
vergilerinin indirilmesine karşı çıktığını, tarımsal destekler söz
konusu olduğunda da ortalığı toza dumana kattığını ileri süren Koç,
''AKP fakirden alıp zengine veriyor. Artık saflar netleşmiştir. Bu
siyasi iktidar, mutlu azınlığın, siyasetin finansmanını yapan
yandaşların iktidarı, küresel sermayenin iktidarıdır'' dedi.
Başbakan Erdoğan'ın ''vefalı bir siyasetçi'' olduğunu vurgulayan
Koç, ''Öyle bir başbakanımız var ki çocuklarına takılan altınları
bozdurduğu kuyumcusu bile var. O kuyumcu geçtiğimiz günlerde
gerçekleştirilen doğalgaz kontrat devri ihalelerinden birini
kazanıyor, Gazprom'un izniyle. Kuyumcular gazcı oldu şimdi. Ama ilginç
olun şu; Başbakan'ın kuyumcusu olarak ünlenen bu yapıyı Gazprom
nereden keşfetti? Başbakan, Samsun'a bir kez daha gaz vermeye
gidebilir. Sayın Başbakan bunları gözetiyor ama kendisini oy verme
gafletinde bulunan yoksullara vefasını göstermiyor'' diye konuştu.
-''BARZANİ MESELESİ ÇOK BOYUTLU...''-
Dış politikada Irak'taki durumun farklı bir sürece girdiğine
işaret eden Koç, 26 ay önce ''Irak'ın kuzeyinde ve güneyinde kendi
kendini yönetme erkine ulaşmış yapıların bulunması beni mutlu eder''
diyen ABD Başkanı George Bush'un bilinen kehanetinin bugün Irak'ta
tuttuğunu söyledi. Koç, ''Irak'ın toprak bütünlüğünün bozulmayacağını
söyleyen Dışişleri Bakanı ve Başbakan nerede? Önüne gelen yeni
Puzzle'de Irak parçasını nasıl kabul edecekler?'' diye sordu.
Türkiye duvarından çok tuğlanın eksiltildiğini ileri süren Koç,
''Başbakan'ın etrafını kuşatan danışman kadrosunun o tuğlaları
eksiltmek konusunda çok bilinçli, hesaplı adımlar atıyorlar.
Başbakan'ın yakın siyasi tarih, ülke gerçekleri konusundaki yetersiz
bilgisinden yararlanarak o duvardan tuğlalar eksiltilmeye devam
ediliyor'' görüşünü savundu.
Koç, ''Barzani'nin Türkiye'ye PKK konusunda arabuluculuk
önerisinde bulunmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna,
Başbakan Erdoğan'ı, terör örgütünü Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı
siyasi muhatap olarak çıkartacak girişimleri sergilememesi konusunda
uyarıda bulunduklarını ifade etti.
Barzani meselesinin çok boyutlu olduğuna işaret eden Koç,
''böl-yönet-farklılıkları kullan'' yönteminin hala geçerli olduğunu
vurguladı. 1980-2005 arasındaki dünyadaki harita değişikliklerine
dikkati çeken Koç, Kuzey Irak merkezli bir çekim modeli yaratılmak
istendiğini ileri sürdü.
Koç, ''Eğer Hükümet bu denli vurdumduymaz, soyut, afaki, garip
değerlendirmelere devam ederse bu strateji büyük güçlerin desteğiyle
sürer. Kürt kökenli kardeşlerimize seslenmek istiyorum; bu oyunu ancak
onlar bozabilir. Emperyalizmin kucağına oturarak hiçbir kaynağını
kullanamazlar, onlara da yedirmezler. Hep birlikte dayanışarak
emperyalizmin oyununu bozmak zorundayız. Bu ülkeyi 1920'lerde nasıl
koruduysak yine aynı şekilde korumak zorundayız. Onlar da sağduyulu
davranmak zorundadır'' diye konuştu.
zenginlere servet dağıttığını ileri sürerek, ''Başbakan ve Maliye Bakanı,
pazarlama faaliyeti öncesinde Hariri ve Ofer ailesine Kurumlar Vergisi'nin
10 puan indirileceği sözünü verdi mi?'' diye sordu.
TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Koç, güncel konulara ilişkin
değerlendirmelerde bulundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2.5 yıl
içinde 96 yurtdışı gezisi planladığını belirten Koç, bunun bir dünya
rekoru olduğunu söyledi. Koç, ''Daha önce espri olarak söylemiştim ama
ciddiye aldılar. Başbakan'ın görmediği yerler arasında Nepal,
Katmandu, Madagaskar, Grönland'ı söylemiştim. Başbakan bizi
yanıltmıyor. Yeni Zelanda'yı unutmuştuk. Hemen biraz daha öteye
giderse Papua Yeni Gine de var. Oraya da uğrayabilir'' dedi.
Başbakan Erdoğan'ın yurtdışı gezileriyle bir tercihte bulunduğunu
belirten Koç, şöyle konuştu:
'' 3 gün Türkiye'de, 1 gün yurtdışında... Başbakan Türkiye'den mi
kaçıyor... Yoksa Başbakan ilk, orta, lise eğitimi sırasında normal
okullarda verilen coğrafya müfredat eğitiminin yetersiz olmasından
kaynaklanan dünya coğrafyasını öğrenme merakını mı gideriyor? Havada
saltanat devam ediyor, karada Türk halkına sefalet reva görülüyor.
Başbakan bence Türkiye'den, Türkiye'deki sorunlardan kaçıyor. Bence
penguenlerin çiftleşme dönemi yaklaşıyor, Antartika bir yeni seçenek
olabilir.''
Kurumlar Vergisi'nin yüzde 30'dan yüzde 20'ye indirilmesine ve
gelir vergisi tarifelerinde 5 puanlık indirime gidilmesine değinen
Koç, sermaye şirketleri, rant geliri elde edenler, serbest meslek
kazancı elde edenlerin daha az vergi ödeyeceğini, buna karşılık ücret
gelirlerinin vergi yükünün değişmeyeceğini ifade etti.
Başbakan Erdoğan'ın, bu düzenlemede, ''yatırımların önüne açmak
istiyoruz'' gerekçesine sığındığını belirten Koç, ''Zengine servet,
fakire de poşet hükümeti... Zengine servet, fakire poşet hükümeti,
okyanus ötesinden de icraatine devam ediyor. Dünyanın neresinde olursa
olsun Başbakan inadından asla vazgeçmiyor. Bu inat, yoksulu daha da
yoksullaştırmak, zengini daha da zenginleştirmektir'' dedi.
-''ALDIĞIN BORCUN FAİZİNİ VERGİLE YİĞİTLİĞİNİ GÖRELİM''-
Varoşlarda poşet içinde ekmek dağıtanların sıra zengin ve
varlıklıya geldiğinde servet dağıttığını öne süren Koç, şöyle konuştu:
''Şirketlerin vergileri 10'ar puan indirilirken sayın Başbakan ve
en büyük ittifak ortağı Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, acaba pazarlama
faaliyeti öncesinde Hariri ve Ofer ailesine Kurumlar Vergisi oranının
10 puan indirileceği sözünü verdiler mi? Bu indirimden Ofer ve Hariri
ailesi, önümüzdeki yıllar dilimi içerisinde ne kadar para kazanacak?
Ofer ve Hariri ailesine sağlanan mali servetin yükünü ücretlilerin
sırtına yüklemek adalet mi? Bunu AKP'li arkadaşlarım kabul
edebiliyorlar mı? Bu AKP, adalet anlayışının, üst gelir gruplarına
kaynak aktarmak olduğunun farkındalar mı?
Başbakan'ın ağzından 'fakir fukara, garip gureba' edebiyatını
duymaya alıştık. Başbakan yoksul insanların sırtından inmeyi düşünüyor
mu? Öyle bir niyeti yok. Başbakan, Avustralya'da 'borç yiğidin
kamçısıdır' demiş. Onların anlayışına göre borçlanacaksın, yüksek faiz
ödeyip rantiyeyi besleyeceksin, üstelik vergi de almayacaksın, sonra
milletin karşısına çıkıp 'borç yiğidin kamçısıdır' diyeceksin. Aldığın
borcun faizini vergile de yiğitliğini görelim. Recep Bey'in yiğitliği,
fakir fukaraya söküyor.''
-''MUTLU AZINLIĞIN İKTİDARI''-
Koç, vergi indirimleriyle önceliğini açıklayan Başbakan Erdoğan'ın
mutlu zanlığı daha da mutlu ettiğini, ezilenleri ve yoksulları yine
dışladığını ve ayrımcılık yaptığını ileri sürdü. Haluk Koç, Erdoğan'ın
siyasi tercihini yaptığını ve ''ben zenginin hükümetiyim, varlıklının
yanındayım, yoksulu sadece miting meydanlarında uhrevi sözlerle
avuturum'' dediğini savundu.
Türkiye'nin bir yandan iç terörle, diğer yandan da sosyal barışını
başka yönden bozacak adaletsizliklerle uğraştığını anlatan Koç, bu
adaletsizliklerin bir noktada kesişmesi halinde ülkede sosyal barışın
çok ciddi şekilde tehlikeye uğrayabileceğini kaydetti.
Dünya Bankası ve IMF'nin hükümete övgüler dizerken istihdam
vergilerinin indirilmesine karşı çıktığını, tarımsal destekler söz
konusu olduğunda da ortalığı toza dumana kattığını ileri süren Koç,
''AKP fakirden alıp zengine veriyor. Artık saflar netleşmiştir. Bu
siyasi iktidar, mutlu azınlığın, siyasetin finansmanını yapan
yandaşların iktidarı, küresel sermayenin iktidarıdır'' dedi.
Başbakan Erdoğan'ın ''vefalı bir siyasetçi'' olduğunu vurgulayan
Koç, ''Öyle bir başbakanımız var ki çocuklarına takılan altınları
bozdurduğu kuyumcusu bile var. O kuyumcu geçtiğimiz günlerde
gerçekleştirilen doğalgaz kontrat devri ihalelerinden birini
kazanıyor, Gazprom'un izniyle. Kuyumcular gazcı oldu şimdi. Ama ilginç
olun şu; Başbakan'ın kuyumcusu olarak ünlenen bu yapıyı Gazprom
nereden keşfetti? Başbakan, Samsun'a bir kez daha gaz vermeye
gidebilir. Sayın Başbakan bunları gözetiyor ama kendisini oy verme
gafletinde bulunan yoksullara vefasını göstermiyor'' diye konuştu.
-''BARZANİ MESELESİ ÇOK BOYUTLU...''-
Dış politikada Irak'taki durumun farklı bir sürece girdiğine
işaret eden Koç, 26 ay önce ''Irak'ın kuzeyinde ve güneyinde kendi
kendini yönetme erkine ulaşmış yapıların bulunması beni mutlu eder''
diyen ABD Başkanı George Bush'un bilinen kehanetinin bugün Irak'ta
tuttuğunu söyledi. Koç, ''Irak'ın toprak bütünlüğünün bozulmayacağını
söyleyen Dışişleri Bakanı ve Başbakan nerede? Önüne gelen yeni
Puzzle'de Irak parçasını nasıl kabul edecekler?'' diye sordu.
Türkiye duvarından çok tuğlanın eksiltildiğini ileri süren Koç,
''Başbakan'ın etrafını kuşatan danışman kadrosunun o tuğlaları
eksiltmek konusunda çok bilinçli, hesaplı adımlar atıyorlar.
Başbakan'ın yakın siyasi tarih, ülke gerçekleri konusundaki yetersiz
bilgisinden yararlanarak o duvardan tuğlalar eksiltilmeye devam
ediliyor'' görüşünü savundu.
Koç, ''Barzani'nin Türkiye'ye PKK konusunda arabuluculuk
önerisinde bulunmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna,
Başbakan Erdoğan'ı, terör örgütünü Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı
siyasi muhatap olarak çıkartacak girişimleri sergilememesi konusunda
uyarıda bulunduklarını ifade etti.
Barzani meselesinin çok boyutlu olduğuna işaret eden Koç,
''böl-yönet-farklılıkları kullan'' yönteminin hala geçerli olduğunu
vurguladı. 1980-2005 arasındaki dünyadaki harita değişikliklerine
dikkati çeken Koç, Kuzey Irak merkezli bir çekim modeli yaratılmak
istendiğini ileri sürdü.
Koç, ''Eğer Hükümet bu denli vurdumduymaz, soyut, afaki, garip
değerlendirmelere devam ederse bu strateji büyük güçlerin desteğiyle
sürer. Kürt kökenli kardeşlerimize seslenmek istiyorum; bu oyunu ancak
onlar bozabilir. Emperyalizmin kucağına oturarak hiçbir kaynağını
kullanamazlar, onlara da yedirmezler. Hep birlikte dayanışarak
emperyalizmin oyununu bozmak zorundayız. Bu ülkeyi 1920'lerde nasıl
koruduysak yine aynı şekilde korumak zorundayız. Onlar da sağduyulu
davranmak zorundadır'' diye konuştu.
