
2016-01-13 - 15:47
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda doğum yapanlara çalışma hayatında yeni hakları getirilmesini de içeren "Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 9 maddesi kabul edildi.
Plan ve Bütçe Komisyonu, AK PARTİ Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığında, doğum yapanlara çalışma hayatında yeni haklar getirilmesini de içeren, "Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" ile AK PARTİ Çanakkale Milletvekili ve Grup Başkanvekili Bülent Turan ile bazı milletvekillerinin imzasıyla hazırlanan, alan kılavuzlarının Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı sınırları içinde görev yapmalarına olanak sağlayan düzenlemenin de yer aldığı teklifin görüşülmesi gündemiyle toplandı.
CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, toplantının başında usule dair söz alarak, torba kanun uygulamalarını eleştirdi. TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a da bu uygulamaya yönelik eleştirilerini sunduklarını belirten Kuşoğlu, ilgisiz konuların bir araya toplandığı torba düzenlemelerin yasama etiğine aykırı olduğunu savundu.
Komisyon Başkanı Bilgiç de Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da bu konuda açıklamaları bulunduğunu belirterek, "Torba yasa arzu edildiği için başvurulan bir yöntem değil, maalesef zorunluluktan ortaya çıkıyor" dedi.
TBMM Genel Kurulu çalışmalarında grup önerileri nedeniyle gündeme ancak geç saatlerde geçilebildiğine işaret eden Bilgiç, bunların grupların iş birliği ile aşılması gerektiğini kaydetti.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal da torba kanun uygulamasının doğru bir yaklaşım olmadığını belirterek, "Torba tamam da dört tane arka arkaya torba olur mu?" diye konuştu.
Komisyon üyelerinin düzenlemelere ilişkin ayrıntılı inceleme yapma ve konunun muhatabı olan bakanı dinleme imkanı bulamadıklarını da vurgulayan Günal, gündemdeki düzenlemenin alt komisyonda ele alınmasını önerdi.
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu da torba yasa uygulamalarının niteliksiz yasalar yapılmasına yol açtığını savunarak, "Şu konuda Türkiye'de herkes hemfikir torba yasa kötü bir şeydir" değerlendirmesinde bulundu.
HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım da iktidarın torba kanun uygulamalarıyla ihtisas komisyonlarını çalıştırmadığını, yangından mal kaçırırcasına yasa çıkardığını iddia etti.
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı söz alarak kendisinin komisyon üyesi olmadığını, ancak bir hekim olarak doğum yapan kadınlara ilişkin düzenlemelerin sağlık komisyonu yerine, bu komisyonda ele alınmasını eleştirdi.
"Allah rızası için söyleyin, siz doğum yapan bir kadının ne kadar süreyle emzirmesi gerektiğinden ne anlarsınız? Şöyle bir bakıyorum içinizde kadın bile yok" diyen Atıcı, düzenlemelerin uzmanlık alanlarına ilişkin komisyonlarda görüşülmemesinin yanlış uygulamalara yol açacağına işaret etti.
AK PARTİ Nevşehir Milletvekili Ebubekir Gizligider ise torba kanun konusundaki eleştirilerin bir bölümüne katıldığını, ancak asıl sorunun İçtüzük'ten kaynaklandığını bildirdi.
Gizligider, İçtüzük'te gerekli düzenlemeler yapılmazsa, torba kanun uygulamalarına devam etmek zorunda kalınacağını belirterek, torba kanunun istisnai bir uygulama haline gelebilmesi için önce İçtüzük düzenlemesinin yapılması gerektiğini kaydetti.
CHP'li Aykut Erdoğdu'nun iktidara yönelik eleştirilerin basın organlarında yer almadığını ileri sürmesi ve "Bu kameralar boşuna bana dönmesin, Bakanın beyanını almak için geliyorlar" şeklindeki sözlerine, bazı AK PARTİ milletvekilleri "TRT'nin basılmasını da eleştirebiliyor musunuz?" diyerek tepki gösterdi.
AK PARTİ Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu'nun konuşmasında Gezi olaylarının Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerine işaret ederek, "Gezi kalkışması bir ihanetti" şeklindeki sözlerine ise CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı tepki gösterdi.
Atıcı, "Gezi'de ben de vardım. Gezi ihanetti diyemezsiniz" diye konuştu. Bu sırada kısa süreli tartışma yaşandı.
Komisyon Başkanı Bilgiç üyeleri, konuşmalarında usul tartışması sınırları içinde kalmaları konusunda uyardı.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam ise Gezi olaylarında gençlerin sokaklarda dövülerek öldürüldüğünü ifade ederek, "Asıl bu olayı bir faiz lobisine bağlamak ve 'darbedir' demek ihanettir" değerlendirmesinde bulundu.
Muhalefet partisi milletvekillerinin usule ilişkin eleştirilerinin ardından söz alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, sunum yaptı.
Soylu, konuşmasının başında dün Sultanahmet Meydanı'nda yaşanan terör saldırısını kınadı.
Muhalefet partisi temsilcilerinin usul tartışmalarındaki eleştirilerine değinen ve yapıcı eleştirilerin de bulunduğunu ifade eden Soylu, Türkiye'nin üst üste seçimlerden geçtiğine dikkati çekti.
Soylu, şöyle konuştu:
"Çok doğaldır ki seçim dönemlerinde siyasi partilerin ve siyasi hayatın konsantrasyonunun seçim sonucuna daha çok yöneldiği bir dönemdir. 2014 ve 2015'te dört büyük seçim yaptık. Yine çok doğaldır ki bu tartışmalar yerine her birimiz seçim bölgelerinde çalışmalar yaptık. Ve dört seçimden de Türkiye demokrasisini güçlendirerek çıktı. Hepimiz bu ülkenin evladıyız. Biz 10 yıl, 15 yıl, 20 yıl önce bu sıralarda rejim tartışması yapıyorduk. Allah'a şükürler olsun ki bugün sistem tartışması yapıyoruz. Bu Türkiye'nin 17'inci büyük ekonomi olması kadar önemli bir şeydir. Bunu hep birlikte gerçekleştirdik. Bugün İçtüzük, Anayasa nasıl olsun, bu tartışmaları ortaya koyuyoruz. Bu Türkiye'nin doğru bir istikamette gittiğinin en önemli delili ve ifadesidir."
Toplumların bir olayı desteklemesinin o olayın meşruiyetini sağlamayacağına vurgu yapan Bakan Soylu, "Meşruiyet hukuk, kurallar ve milli irade dairesindedir. 1960 darbesinde bu ülkede darbe yapıldığı gece de, rahmetli Menderes idam edildiği gece de davullar çaldı. Onu da topluluklar desteklediler. Ama sessiz çoğunluk evine kapandı ve belki de demokrasinin en temel unsurlarından biri olan sandığa sığındı, önüne sandığın gelmesini bekledi. Milletin rey gücünden başka gücü yoktur. Hiçbirimizin silahla, tehditle, şantajla demokrasiyi farklılaştırma gücümüz yoktur. Hukukun dışında başka bir gücümüz yoktur" değerlendirmesinde bulundu.
Tasarının annelik, ebeveynlik ve evlatlık hakkı ile kadın istihdamını dengeli şekilde gözeten düzenlemeleri içerdiğini, güvenlik güçleri ile muhtarın haklarında da iyileştirmeler getirdiğini belirten Soylu, komisyon üyelerine tasarı hakkında bilgi verdi.
Uzman erbaş ve uzman jandarmalar hakkındaki düzenlemelere ilişkin Soylu, şunları kaydetti:
"Uzman erbaş ve uzman jandarma 96 bin kişi. Bize yıllık maliyeti 38 milyon liradır. Emniyet görevlilerimizin ek göstergeleri, 243 bin çalışan, 118 bin emekli, 361 bin kişi, yaklaşık maliyeti 220 milyon liraya gelmektedir. Ve yüzde 25 hizmet tazminatı artışı da toplam 853 milyon lira yıllık bir maliyet oluşturmaktadır. Takdir edersiniz ki bunlar hem demokrasinin, siyasetin gereği bizim 1 Kasım seçimlerine giderken milletimize olan taahhütlerimizdir. Bugüne kadar yine Meclis'imize teşekkür ediyoruz, bir taraftan emeklilerle ilgili yaptığımız taahhütler, Plan ve Bütçede asgari ücretle ilgili taahhütler Yüce Meclis'ten geçerek kanunlaşmada. Siyasetin hep birlikte yükseltilmesini sağlayan ve millet, siyaset ilişkisinde güven endeksini en üst noktaya çıkarabilecek bir anlayışı ortaya koyan çalışmalardır."
Bir kilo ette yem maliyetinin etkisinin yüzde 70 olduğuna işaret eden Soylu, "KDV'nin yemde kaldırılması maliyeti yüzde 5.6 oranında azaltmakta yine bu konuda önemli bir avantaj ortaya koymaktadır. Yine gübrede de üretici maliyetine yüzde 2.7'lik bir azaltıcı etki ortaya koymaktadır. Bu iki alan da bizim açımızdan çok önemlidir" diye konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, 6. madde üzerindeki konuşmasında, madde ile kadın memurlara doğum yapmaları halinde analık izni sonrasında birinci doğumda 2 ay, ikinci doğumda 4 ay, sonraki doğumlarda ise 6 ay süreyle günlük çalışma süresinin yarısı kadar, mali ve sosyal haklarda herhangi bir kesinti yapılmaksızın çalışma imkanı tanınmasına değindi. Yarım zamanlı çalışma imkanının her doğumda aynı süre için verilmesini isteyen Temizel, "Siz bunu örneğin, dört ay yapın, her doğum için geçerli yapın, isteyen istediği kadar çocuk doğursun" dedi.
Komisyonda hükümeti temsilen bulunan Maliye Bakanı Naci Ağbal da "Geçmişte hükümet olarak nüfus politikası bağlamında yaptığımız geniş kapsamlı bir çalışma vardı, özellikle çocuk sayısının artırılması noktasında teşvikler getirmek istedik. Meclis'te yasal düzenlemeler yaptık. Burada da yapılan düzenleme ile 2 aylık bir yeni imkan getiriyoruz" diye konuştu.
CHP milletvekillerinin bu sürenin eşitlenmesinin tıbbi açıdan da gerekli olduğunu söylemeleri üzerine Ağbal, konuyu Sağlık Bakanı ile görüşeceğini, tıbbi açıdan daha faydalı bir düzenleme yapma imkanı varsa bunun Genel Kurul aşamasında düzenlenebileceğini belirtti.
Ağbal, "Kadının çalışma hayatına daha fazla katılmasını sağlamak üzere bu tür imkanları daha da getireceğiz. Özellikle özel sektörde bazı imkanları kadınlarımıza sağlamamız halinde daha fazla çalışma imkanı bulacaklardır. Bunu da teşvik etmek istiyoruz" diye konuştu.
Maliye Bakanı Ağbal'ın komisyondan ayrılması üzerine görüşmelere Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç devam etti.
HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, tasarının emniyet hizmetleri sınıfına dahil kadrolarda bulunanların yararlandığı emniyet hizmetleri tazminat oranlarına ilişkin maddesinde söz alarak zaman zaman farklı kadrolara yönelik düzenleme yapılmasını eleştirerek, genel düzenlemelere gitmek gerektiğini söyledi. Yıldırım, Emniyet içindeki sivil memurların da düzenlemelerden istifade etmesinin önünün açılmasını isteyerek, iş barışının bozulmaması için bunun zorunlu olduğunu dile getirdi.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam ise zor koşullarda çalışan polislerin sendikallaşması gerektiğine işaret ederek, özgür iradeleriyle bu haklarını kullanabilmelerine yönelik düzenlemeler yapılmasını istedi.
MHP Samsun Milletvekili Erhan Usta ise parça parça yapılan düzenlemelerin maliyetinin genel bir personel reformundan fazla olduğunu belirtti. Usta, görev tanımlarının yapılmasının buna göre de ücret belirlenmesinin önemine dikkati çekti.
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, madde üzerindeki konuşmasında tasarının ilgili komisyonda olmadığını, hükümeti de konuyla ilgisi bulunmayan Gençlik ve Spor Bakanı'nın temsil ettiğini ifade ederek, bu duruma tepki gösterdi.
Bakan Kılıç söz alarak ilgili bakanların komisyonda sorulara yanıt verdiğini, ancak haklı gerekçelerle ilerleyen saatlerde ayrıldıklarını belirtti.
Atıcı ise bakanların ayrılma gerekçelerine itiraz etmediğini ancak ilgili bakanlar gelemeyecekse komisyonun çalışmalarına ara vermesi gerektiğini söyledi.
AK PARTİ İzmir Milletvekili Hamza Dağ ise görüşülen konuların AK PARTİ'nin seçim beyannamesinde yer aldığını bu nedenle yalnızca ilgili bakanın değil, alanlara çıkarak seçim kampanyası yürütülen tüm milletvekillerinin konuya hakim olduklarını söyledi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda doğum yapanlara çalışma hayatında yeni hakları getirilmesini de içeren "Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 9 maddesi kabul edildi.
Tasarının komisyondaki görüşmelerinde hükümeti, önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, ardından Maliye Bakanı Naci Ağbal daha sonra Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç olmak üzere üç ayrı bakan temsil etti.
AK PARTİ Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığında toplanan Komisyon'da, kabul edilen maddeler şöyle:
"Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunan ve mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla 29 yaşını doldurmamış tam mükellef gerçek kişilerin, faaliyete başladıkları takvim yılından itibaren üç vergilendirme dönemi boyunca elde ettikleri bu kazançların bir kısmı gelir vergisinden müstesna olacak.
Ticari kazancı basit usulde tespit edilen mükelleflerin sadece basit usulde tespit edilen ticari kazançlarının 8 bin lirasına kadar olan kısmı üzerinden gelir vergisi alınmayacak.
8 bin TL'lik yıllık indirim tutarı, her yıl günün ekonomik koşullarına uygun olarak yeniden belirlenecek.
Öğrenimi devam eden 25 yaşını doldurmamış gençlere verilen pasaportlardan harç alınmayacak.
Memurların doğum sonrası aylıksız izinde geçirdikleri her yıl için bir kademe ilerlemesi ve her 3 yıl için bir derece yükselmesi verilecek.
Kadın memurlara doğum yapmaları halinde analık izni sonrasında birinci doğumda 2 ay, ikinci doğumda 4 ay, sonraki doğumlarda ise 6 ay süreyle günlük çalışma süresinin yarısı kadar, mali ve sosyal haklarda herhangi bir kesinti yapılmaksızın çalışma imkanı tanınıyor. Çoğul doğumlarda söz konusu sürelere birer ay ilave edilecek. Bebeğin engelli doğması halinde ise her halükarda 12 ay süreyle çalışan kadın memura yarı zamanlı çalışma imkanı getirilecek.
3 yaşını doldurmamış bir çocuğu, eşiyle veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi halinde memur olan eşlerine, çocuğun teslim edildiği tarihten itibaren 8 hafta izin verilecek.
Memurlara, doğum öncesi analık izninin başlaması gereken tarihten önce gerçekleşen doğumlarda, doğumdan analık izninin başladığı tarihe kadarki süre doğum sonrası analık iznine ilave edilecek.
Doğum sonrasında kadın memurların analık izni bitiminde başlayan 24 ay aylıksız izin, istekleri halinde 2, 4 ve 6 aylık yarı zamanlı çalışma süresinin bitiminde de başlatılabilecek. Bu imkandan evlat edinenler de yararlanacak.
Emniyet hizmetleri sınıfına dahil kadrolarda bulunanların yararlandığı emniyet hizmetleri tazminat oranları yüzde 25 oranında artırılacak.
Emniyet hizmetleri sınıfına dahil personelden yükseköğrenimli olanların ek göstergeleri de yükseltilecek."
CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, toplantının başında usule dair söz alarak, torba kanun uygulamalarını eleştirdi. TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a da bu uygulamaya yönelik eleştirilerini sunduklarını belirten Kuşoğlu, ilgisiz konuların bir araya toplandığı torba düzenlemelerin yasama etiğine aykırı olduğunu savundu.
Komisyon Başkanı Bilgiç de Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da bu konuda açıklamaları bulunduğunu belirterek, "Torba yasa arzu edildiği için başvurulan bir yöntem değil, maalesef zorunluluktan ortaya çıkıyor" dedi.
TBMM Genel Kurulu çalışmalarında grup önerileri nedeniyle gündeme ancak geç saatlerde geçilebildiğine işaret eden Bilgiç, bunların grupların iş birliği ile aşılması gerektiğini kaydetti.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal da torba kanun uygulamasının doğru bir yaklaşım olmadığını belirterek, "Torba tamam da dört tane arka arkaya torba olur mu?" diye konuştu.
Komisyon üyelerinin düzenlemelere ilişkin ayrıntılı inceleme yapma ve konunun muhatabı olan bakanı dinleme imkanı bulamadıklarını da vurgulayan Günal, gündemdeki düzenlemenin alt komisyonda ele alınmasını önerdi.
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu da torba yasa uygulamalarının niteliksiz yasalar yapılmasına yol açtığını savunarak, "Şu konuda Türkiye'de herkes hemfikir torba yasa kötü bir şeydir" değerlendirmesinde bulundu.
HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım da iktidarın torba kanun uygulamalarıyla ihtisas komisyonlarını çalıştırmadığını, yangından mal kaçırırcasına yasa çıkardığını iddia etti.
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı söz alarak kendisinin komisyon üyesi olmadığını, ancak bir hekim olarak doğum yapan kadınlara ilişkin düzenlemelerin sağlık komisyonu yerine, bu komisyonda ele alınmasını eleştirdi.
"Allah rızası için söyleyin, siz doğum yapan bir kadının ne kadar süreyle emzirmesi gerektiğinden ne anlarsınız? Şöyle bir bakıyorum içinizde kadın bile yok" diyen Atıcı, düzenlemelerin uzmanlık alanlarına ilişkin komisyonlarda görüşülmemesinin yanlış uygulamalara yol açacağına işaret etti.
AK PARTİ Nevşehir Milletvekili Ebubekir Gizligider ise torba kanun konusundaki eleştirilerin bir bölümüne katıldığını, ancak asıl sorunun İçtüzük'ten kaynaklandığını bildirdi.
Gizligider, İçtüzük'te gerekli düzenlemeler yapılmazsa, torba kanun uygulamalarına devam etmek zorunda kalınacağını belirterek, torba kanunun istisnai bir uygulama haline gelebilmesi için önce İçtüzük düzenlemesinin yapılması gerektiğini kaydetti.
CHP'li Aykut Erdoğdu'nun iktidara yönelik eleştirilerin basın organlarında yer almadığını ileri sürmesi ve "Bu kameralar boşuna bana dönmesin, Bakanın beyanını almak için geliyorlar" şeklindeki sözlerine, bazı AK PARTİ milletvekilleri "TRT'nin basılmasını da eleştirebiliyor musunuz?" diyerek tepki gösterdi.
AK PARTİ Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu'nun konuşmasında Gezi olaylarının Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerine işaret ederek, "Gezi kalkışması bir ihanetti" şeklindeki sözlerine ise CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı tepki gösterdi.
Atıcı, "Gezi'de ben de vardım. Gezi ihanetti diyemezsiniz" diye konuştu. Bu sırada kısa süreli tartışma yaşandı.
Komisyon Başkanı Bilgiç üyeleri, konuşmalarında usul tartışması sınırları içinde kalmaları konusunda uyardı.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam ise Gezi olaylarında gençlerin sokaklarda dövülerek öldürüldüğünü ifade ederek, "Asıl bu olayı bir faiz lobisine bağlamak ve 'darbedir' demek ihanettir" değerlendirmesinde bulundu.
Muhalefet partisi milletvekillerinin usule ilişkin eleştirilerinin ardından söz alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, sunum yaptı.
Soylu, konuşmasının başında dün Sultanahmet Meydanı'nda yaşanan terör saldırısını kınadı.
Muhalefet partisi temsilcilerinin usul tartışmalarındaki eleştirilerine değinen ve yapıcı eleştirilerin de bulunduğunu ifade eden Soylu, Türkiye'nin üst üste seçimlerden geçtiğine dikkati çekti.
Soylu, şöyle konuştu:
"Çok doğaldır ki seçim dönemlerinde siyasi partilerin ve siyasi hayatın konsantrasyonunun seçim sonucuna daha çok yöneldiği bir dönemdir. 2014 ve 2015'te dört büyük seçim yaptık. Yine çok doğaldır ki bu tartışmalar yerine her birimiz seçim bölgelerinde çalışmalar yaptık. Ve dört seçimden de Türkiye demokrasisini güçlendirerek çıktı. Hepimiz bu ülkenin evladıyız. Biz 10 yıl, 15 yıl, 20 yıl önce bu sıralarda rejim tartışması yapıyorduk. Allah'a şükürler olsun ki bugün sistem tartışması yapıyoruz. Bu Türkiye'nin 17'inci büyük ekonomi olması kadar önemli bir şeydir. Bunu hep birlikte gerçekleştirdik. Bugün İçtüzük, Anayasa nasıl olsun, bu tartışmaları ortaya koyuyoruz. Bu Türkiye'nin doğru bir istikamette gittiğinin en önemli delili ve ifadesidir."
Toplumların bir olayı desteklemesinin o olayın meşruiyetini sağlamayacağına vurgu yapan Bakan Soylu, "Meşruiyet hukuk, kurallar ve milli irade dairesindedir. 1960 darbesinde bu ülkede darbe yapıldığı gece de, rahmetli Menderes idam edildiği gece de davullar çaldı. Onu da topluluklar desteklediler. Ama sessiz çoğunluk evine kapandı ve belki de demokrasinin en temel unsurlarından biri olan sandığa sığındı, önüne sandığın gelmesini bekledi. Milletin rey gücünden başka gücü yoktur. Hiçbirimizin silahla, tehditle, şantajla demokrasiyi farklılaştırma gücümüz yoktur. Hukukun dışında başka bir gücümüz yoktur" değerlendirmesinde bulundu.
Tasarının annelik, ebeveynlik ve evlatlık hakkı ile kadın istihdamını dengeli şekilde gözeten düzenlemeleri içerdiğini, güvenlik güçleri ile muhtarın haklarında da iyileştirmeler getirdiğini belirten Soylu, komisyon üyelerine tasarı hakkında bilgi verdi.
Uzman erbaş ve uzman jandarmalar hakkındaki düzenlemelere ilişkin Soylu, şunları kaydetti:
"Uzman erbaş ve uzman jandarma 96 bin kişi. Bize yıllık maliyeti 38 milyon liradır. Emniyet görevlilerimizin ek göstergeleri, 243 bin çalışan, 118 bin emekli, 361 bin kişi, yaklaşık maliyeti 220 milyon liraya gelmektedir. Ve yüzde 25 hizmet tazminatı artışı da toplam 853 milyon lira yıllık bir maliyet oluşturmaktadır. Takdir edersiniz ki bunlar hem demokrasinin, siyasetin gereği bizim 1 Kasım seçimlerine giderken milletimize olan taahhütlerimizdir. Bugüne kadar yine Meclis'imize teşekkür ediyoruz, bir taraftan emeklilerle ilgili yaptığımız taahhütler, Plan ve Bütçede asgari ücretle ilgili taahhütler Yüce Meclis'ten geçerek kanunlaşmada. Siyasetin hep birlikte yükseltilmesini sağlayan ve millet, siyaset ilişkisinde güven endeksini en üst noktaya çıkarabilecek bir anlayışı ortaya koyan çalışmalardır."
Bir kilo ette yem maliyetinin etkisinin yüzde 70 olduğuna işaret eden Soylu, "KDV'nin yemde kaldırılması maliyeti yüzde 5.6 oranında azaltmakta yine bu konuda önemli bir avantaj ortaya koymaktadır. Yine gübrede de üretici maliyetine yüzde 2.7'lik bir azaltıcı etki ortaya koymaktadır. Bu iki alan da bizim açımızdan çok önemlidir" diye konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, 6. madde üzerindeki konuşmasında, madde ile kadın memurlara doğum yapmaları halinde analık izni sonrasında birinci doğumda 2 ay, ikinci doğumda 4 ay, sonraki doğumlarda ise 6 ay süreyle günlük çalışma süresinin yarısı kadar, mali ve sosyal haklarda herhangi bir kesinti yapılmaksızın çalışma imkanı tanınmasına değindi. Yarım zamanlı çalışma imkanının her doğumda aynı süre için verilmesini isteyen Temizel, "Siz bunu örneğin, dört ay yapın, her doğum için geçerli yapın, isteyen istediği kadar çocuk doğursun" dedi.
Komisyonda hükümeti temsilen bulunan Maliye Bakanı Naci Ağbal da "Geçmişte hükümet olarak nüfus politikası bağlamında yaptığımız geniş kapsamlı bir çalışma vardı, özellikle çocuk sayısının artırılması noktasında teşvikler getirmek istedik. Meclis'te yasal düzenlemeler yaptık. Burada da yapılan düzenleme ile 2 aylık bir yeni imkan getiriyoruz" diye konuştu.
CHP milletvekillerinin bu sürenin eşitlenmesinin tıbbi açıdan da gerekli olduğunu söylemeleri üzerine Ağbal, konuyu Sağlık Bakanı ile görüşeceğini, tıbbi açıdan daha faydalı bir düzenleme yapma imkanı varsa bunun Genel Kurul aşamasında düzenlenebileceğini belirtti.
Ağbal, "Kadının çalışma hayatına daha fazla katılmasını sağlamak üzere bu tür imkanları daha da getireceğiz. Özellikle özel sektörde bazı imkanları kadınlarımıza sağlamamız halinde daha fazla çalışma imkanı bulacaklardır. Bunu da teşvik etmek istiyoruz" diye konuştu.
Maliye Bakanı Ağbal'ın komisyondan ayrılması üzerine görüşmelere Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç devam etti.
HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, tasarının emniyet hizmetleri sınıfına dahil kadrolarda bulunanların yararlandığı emniyet hizmetleri tazminat oranlarına ilişkin maddesinde söz alarak zaman zaman farklı kadrolara yönelik düzenleme yapılmasını eleştirerek, genel düzenlemelere gitmek gerektiğini söyledi. Yıldırım, Emniyet içindeki sivil memurların da düzenlemelerden istifade etmesinin önünün açılmasını isteyerek, iş barışının bozulmaması için bunun zorunlu olduğunu dile getirdi.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam ise zor koşullarda çalışan polislerin sendikallaşması gerektiğine işaret ederek, özgür iradeleriyle bu haklarını kullanabilmelerine yönelik düzenlemeler yapılmasını istedi.
MHP Samsun Milletvekili Erhan Usta ise parça parça yapılan düzenlemelerin maliyetinin genel bir personel reformundan fazla olduğunu belirtti. Usta, görev tanımlarının yapılmasının buna göre de ücret belirlenmesinin önemine dikkati çekti.
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, madde üzerindeki konuşmasında tasarının ilgili komisyonda olmadığını, hükümeti de konuyla ilgisi bulunmayan Gençlik ve Spor Bakanı'nın temsil ettiğini ifade ederek, bu duruma tepki gösterdi.
Bakan Kılıç söz alarak ilgili bakanların komisyonda sorulara yanıt verdiğini, ancak haklı gerekçelerle ilerleyen saatlerde ayrıldıklarını belirtti.
Atıcı ise bakanların ayrılma gerekçelerine itiraz etmediğini ancak ilgili bakanlar gelemeyecekse komisyonun çalışmalarına ara vermesi gerektiğini söyledi.
AK PARTİ İzmir Milletvekili Hamza Dağ ise görüşülen konuların AK PARTİ'nin seçim beyannamesinde yer aldığını bu nedenle yalnızca ilgili bakanın değil, alanlara çıkarak seçim kampanyası yürütülen tüm milletvekillerinin konuya hakim olduklarını söyledi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda doğum yapanlara çalışma hayatında yeni hakları getirilmesini de içeren "Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 9 maddesi kabul edildi.
Tasarının komisyondaki görüşmelerinde hükümeti, önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, ardından Maliye Bakanı Naci Ağbal daha sonra Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç olmak üzere üç ayrı bakan temsil etti.
AK PARTİ Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığında toplanan Komisyon'da, kabul edilen maddeler şöyle:
"Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunan ve mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla 29 yaşını doldurmamış tam mükellef gerçek kişilerin, faaliyete başladıkları takvim yılından itibaren üç vergilendirme dönemi boyunca elde ettikleri bu kazançların bir kısmı gelir vergisinden müstesna olacak.
Ticari kazancı basit usulde tespit edilen mükelleflerin sadece basit usulde tespit edilen ticari kazançlarının 8 bin lirasına kadar olan kısmı üzerinden gelir vergisi alınmayacak.
8 bin TL'lik yıllık indirim tutarı, her yıl günün ekonomik koşullarına uygun olarak yeniden belirlenecek.
Öğrenimi devam eden 25 yaşını doldurmamış gençlere verilen pasaportlardan harç alınmayacak.
Memurların doğum sonrası aylıksız izinde geçirdikleri her yıl için bir kademe ilerlemesi ve her 3 yıl için bir derece yükselmesi verilecek.
Kadın memurlara doğum yapmaları halinde analık izni sonrasında birinci doğumda 2 ay, ikinci doğumda 4 ay, sonraki doğumlarda ise 6 ay süreyle günlük çalışma süresinin yarısı kadar, mali ve sosyal haklarda herhangi bir kesinti yapılmaksızın çalışma imkanı tanınıyor. Çoğul doğumlarda söz konusu sürelere birer ay ilave edilecek. Bebeğin engelli doğması halinde ise her halükarda 12 ay süreyle çalışan kadın memura yarı zamanlı çalışma imkanı getirilecek.
3 yaşını doldurmamış bir çocuğu, eşiyle veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi halinde memur olan eşlerine, çocuğun teslim edildiği tarihten itibaren 8 hafta izin verilecek.
Memurlara, doğum öncesi analık izninin başlaması gereken tarihten önce gerçekleşen doğumlarda, doğumdan analık izninin başladığı tarihe kadarki süre doğum sonrası analık iznine ilave edilecek.
Doğum sonrasında kadın memurların analık izni bitiminde başlayan 24 ay aylıksız izin, istekleri halinde 2, 4 ve 6 aylık yarı zamanlı çalışma süresinin bitiminde de başlatılabilecek. Bu imkandan evlat edinenler de yararlanacak.
Emniyet hizmetleri sınıfına dahil kadrolarda bulunanların yararlandığı emniyet hizmetleri tazminat oranları yüzde 25 oranında artırılacak.
Emniyet hizmetleri sınıfına dahil personelden yükseköğrenimli olanların ek göstergeleri de yükseltilecek."