2008-09-10 - 17:00
AK Parti Grup Başkanvekilleri Bekir Bozdağ, Nihat Ergün ve Mustafa Elitaş TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Almanya'da devam eden Deniz Feneri Derneği davasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bozdağ, "Baykal bunu ispat edemezse iftiracının, müfterinin tekidir."dedi.
-TBMM Haber Sitesi- AK Parti Grup Başkanvekilleri Bekir Bozdağ, Nihat Ergün ve Mustafa Elitaş TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
Son günlerde AK Parti'ye karşı bir iftira kampanyası yürütüldüğünü ileri süren Bozdağ, "Bu kampanyanın taşeronları farklı olabilir ancak hakikatleri başkalaştırarak, çarpıtarak gerçeği hakikat yerine ikame ederek insanları lekelemek mümkün değildir" dedi.
Bozdağ, Almanya'da devam eden Deniz Feneri davası ile ilgili olarak; CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, dava devam ederken AK Parti'den birilerinin soruşturmayı etkilemeye yönelik baskılar yaptığını dile getirdiğini belirterek, soruşturmayı yöneten Alman savcının açıklama yaptığını ve yargıya baskı yapılamayacağını söylediğine işaret etti.
"İDDİANIZIN BELGESİNİ ORTAYA KOYACAKSINIZ"
Alman savcının 'Türk hükümeti ile hiçbir temasımız olmadı' dediğini hatırlatarak, "Burada bir baskı var ama CHP'nin baskısı var" diyen Bozdağ, şunları kaydetti:
" Türkiye'de AK Parti ile baş edemeyen siyasiler oradan buradan çamur toplayarak, AK Parti'nin yolunu kesmek istiyor olabilir. Böyle bir iddiayı dile getirenler; eğer Türk Hükümetinden Almanya'da devam eden soruşturmaya bir baskı bir müdahale varsa, bunu kim yapmıştır? Açıklaması lazım. Hangi bakan? Dışişleri Bakanı mı? İçişleri Bakanı mı? Adalet Bakanı mı? Başka bir bakan mı? Kim yaptıysa bunu açıklamak zorunda.. Peki bu baskı kime yapılmıştır? Savcıya mı yapıldı? Hakime mi yapıldı? Siyasi yetkililere mi yapıldı? Nerede yapıldı? Nasıl yapıldı? Ne zaman yapıldı? Bununla ilgili belgeleri kamuoyu ile paylaşmak zorundadırlar. Onun dışında şu soruya cevap ver, bu soruya cevap ver? Bir iddia atıyorsun, soru sorarak bir iddia atılır mı? CHP'nin yaptığı; soruları sorarak iftira yapıyorlar. İddianızın belgesini ortaya koyacaksınız."
CHP Genel Başkanı Baykal'ın 'Firdevs Ermiş'in 7 defa sorulması üzerine 7 defa aynı cevabı verdiğini' söylediğini belirten Bozdağ, bunun bir "yalan" ve "iftira" olduğunu söyleyerek, 7. kez ifadesi alınırken bu konunun sorulduğunu söyledi.
"Bir parti genel başkanına, bir belgeyi çarpıtmak, hakikat gibi sunmak yakışır mı?" diye soran Bozdağ, "Bu, CHP zihniyeti, bunlar her şeyi çarpıtıyorlar, ellerinden gelse güneşi de çarpıtıp, başka şey diyecekler ama beceremiyorlar" dedi.
"BAYKAL BUNU İSPAT EDEMEZSE İFTİRACININ, MÜFTERİNİN TEKİDİR"
CHP'nin her şeyi çarpıttığını ifade eden Bozdağ şunları söyledi:
"Ortada böyle bir para yok. Böyle verilmiş bir para yok, veren yok, alan yok. Belge yok. Bunu söyleyen Baykal'a söylüyorum; Bunu ispat etmesi lazım. Kim vermiş? Nerede vermiş? Ne zaman vermiş? Nasıl vermiş? İmza var mı? Kanıt var mı? Bunu açık açık ifade etmesi, belgelendirmesi lazımdır. Aski taktirde Baykal bunu ispat edemezse iftiracının, müfterinin tekidir."
BOZDAĞ: "KENDİ PARTİSİNİ SOYMAK İÇİN NELER YAPIYORLAR, TÜRKİYE'Yİ NE HALE GETİRİRLER"
AK Parti'nin finansmanın açık olduğunu ve hesaplarının partinin internet sitesinde görülebileceğini ifade eden Bozdağ, CHP'ye yönelik eleştirilerde bulundu.
CHP'nin 2005 kesin hesabı incelemelerine ile ilgili Anayasa Mahkemesinin kararından bazı bölümleri okuyan Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:
"Taksi ücretlerine tenezzül edecek bir ahlak düşüklüğü, bir hortumculuk, hırsızlık. Bunları Türkiye'yi emanet edin bakalım. Kendi partisini soymak için neler yapıyorlar, Türkiye'yi ne hale getirirler. Bahşiş parasına tenezzül eden bir anlayış, taksi ücretlerinde 10 Avro'nun önüne 1 rakamı koyan bir anlayış, alıcısı olmayan firmaları varmış gibi gösteren bir anlayış. CHP'nin şunu cevaplandırması lazım; buradaki paralar kimin cebine gitti, bu mükerrer kayıtları yapanlar, tahrifat yapanlar kim? Baykal, kendi partisini hırsızlayan, hortumlayan, soyan, milletin hazinesinden gelen parasını soyan bu kişilerle ilgili ne yaptı? Parti içi bir inceleme, soruşturma başlattı mı?"
SORULAR?
Bir gazetecinin Deniz Feneri Derneği davasında yolsuzluk olup olmadığına ilişkin sorusu üzerine Bozdağ:
" Orada bir soruşturma, tahkikat var. Bir ahlaksızlık, hırsızlık, yolsuzluk varsa, kim yaptıysa, cezasının verilmesinden yanayız. Milletin, yetimin hakkına, hukukuna tecavüz edenlere herkes hak ettiği cezayı vermelidir. Yanlış yaptığı iddia edilen insanlar yargılanırken, bunlarla hiçbir irtibatı bulunmayanları bunun içine katmak, ahlaksızlığın büyüğüdür" şeklinde konuştu.
Diğer bir gazetecinin "Bu konuların Türkiye'de de araştırılması gerekmiyor mu?" sorusuna ise Bozdağ şunları kaydetti:
"Yeri geldiği zaman yargıya niye müdahale ediyorsunuz, yeri geldiğinde niye müdahale etmiyorsunuz? Biz de şaşırdık. Bu konuda soruşturma yapmaya, cumhuriyet başsavcıları yetkilidir. Savcıların vereceği karardır, üzerine düşeni yapacaklardır veya yapıyorlardır. Bunun hükümetle bir ilgisi yoktur. Cumhuriyet savcıları, ihbar geldiğinde soruşturma yapmaya, dava açmaya ya da açmamaya yetkilidir. Onlara ait bir yetkiyi, basın bizim kullanmamızı istiyor. Kullandığımız zaman da niye müdahale ediyorsunuz diye bağırıyor"
Son günlerde AK Parti'ye karşı bir iftira kampanyası yürütüldüğünü ileri süren Bozdağ, "Bu kampanyanın taşeronları farklı olabilir ancak hakikatleri başkalaştırarak, çarpıtarak gerçeği hakikat yerine ikame ederek insanları lekelemek mümkün değildir" dedi.
Bozdağ, Almanya'da devam eden Deniz Feneri davası ile ilgili olarak; CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, dava devam ederken AK Parti'den birilerinin soruşturmayı etkilemeye yönelik baskılar yaptığını dile getirdiğini belirterek, soruşturmayı yöneten Alman savcının açıklama yaptığını ve yargıya baskı yapılamayacağını söylediğine işaret etti.
"İDDİANIZIN BELGESİNİ ORTAYA KOYACAKSINIZ"
Alman savcının 'Türk hükümeti ile hiçbir temasımız olmadı' dediğini hatırlatarak, "Burada bir baskı var ama CHP'nin baskısı var" diyen Bozdağ, şunları kaydetti:
" Türkiye'de AK Parti ile baş edemeyen siyasiler oradan buradan çamur toplayarak, AK Parti'nin yolunu kesmek istiyor olabilir. Böyle bir iddiayı dile getirenler; eğer Türk Hükümetinden Almanya'da devam eden soruşturmaya bir baskı bir müdahale varsa, bunu kim yapmıştır? Açıklaması lazım. Hangi bakan? Dışişleri Bakanı mı? İçişleri Bakanı mı? Adalet Bakanı mı? Başka bir bakan mı? Kim yaptıysa bunu açıklamak zorunda.. Peki bu baskı kime yapılmıştır? Savcıya mı yapıldı? Hakime mi yapıldı? Siyasi yetkililere mi yapıldı? Nerede yapıldı? Nasıl yapıldı? Ne zaman yapıldı? Bununla ilgili belgeleri kamuoyu ile paylaşmak zorundadırlar. Onun dışında şu soruya cevap ver, bu soruya cevap ver? Bir iddia atıyorsun, soru sorarak bir iddia atılır mı? CHP'nin yaptığı; soruları sorarak iftira yapıyorlar. İddianızın belgesini ortaya koyacaksınız."
CHP Genel Başkanı Baykal'ın 'Firdevs Ermiş'in 7 defa sorulması üzerine 7 defa aynı cevabı verdiğini' söylediğini belirten Bozdağ, bunun bir "yalan" ve "iftira" olduğunu söyleyerek, 7. kez ifadesi alınırken bu konunun sorulduğunu söyledi.
"Bir parti genel başkanına, bir belgeyi çarpıtmak, hakikat gibi sunmak yakışır mı?" diye soran Bozdağ, "Bu, CHP zihniyeti, bunlar her şeyi çarpıtıyorlar, ellerinden gelse güneşi de çarpıtıp, başka şey diyecekler ama beceremiyorlar" dedi.
"BAYKAL BUNU İSPAT EDEMEZSE İFTİRACININ, MÜFTERİNİN TEKİDİR"
CHP'nin her şeyi çarpıttığını ifade eden Bozdağ şunları söyledi:
"Ortada böyle bir para yok. Böyle verilmiş bir para yok, veren yok, alan yok. Belge yok. Bunu söyleyen Baykal'a söylüyorum; Bunu ispat etmesi lazım. Kim vermiş? Nerede vermiş? Ne zaman vermiş? Nasıl vermiş? İmza var mı? Kanıt var mı? Bunu açık açık ifade etmesi, belgelendirmesi lazımdır. Aski taktirde Baykal bunu ispat edemezse iftiracının, müfterinin tekidir."
BOZDAĞ: "KENDİ PARTİSİNİ SOYMAK İÇİN NELER YAPIYORLAR, TÜRKİYE'Yİ NE HALE GETİRİRLER"
AK Parti'nin finansmanın açık olduğunu ve hesaplarının partinin internet sitesinde görülebileceğini ifade eden Bozdağ, CHP'ye yönelik eleştirilerde bulundu.
CHP'nin 2005 kesin hesabı incelemelerine ile ilgili Anayasa Mahkemesinin kararından bazı bölümleri okuyan Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:
"Taksi ücretlerine tenezzül edecek bir ahlak düşüklüğü, bir hortumculuk, hırsızlık. Bunları Türkiye'yi emanet edin bakalım. Kendi partisini soymak için neler yapıyorlar, Türkiye'yi ne hale getirirler. Bahşiş parasına tenezzül eden bir anlayış, taksi ücretlerinde 10 Avro'nun önüne 1 rakamı koyan bir anlayış, alıcısı olmayan firmaları varmış gibi gösteren bir anlayış. CHP'nin şunu cevaplandırması lazım; buradaki paralar kimin cebine gitti, bu mükerrer kayıtları yapanlar, tahrifat yapanlar kim? Baykal, kendi partisini hırsızlayan, hortumlayan, soyan, milletin hazinesinden gelen parasını soyan bu kişilerle ilgili ne yaptı? Parti içi bir inceleme, soruşturma başlattı mı?"
SORULAR?
Bir gazetecinin Deniz Feneri Derneği davasında yolsuzluk olup olmadığına ilişkin sorusu üzerine Bozdağ:
" Orada bir soruşturma, tahkikat var. Bir ahlaksızlık, hırsızlık, yolsuzluk varsa, kim yaptıysa, cezasının verilmesinden yanayız. Milletin, yetimin hakkına, hukukuna tecavüz edenlere herkes hak ettiği cezayı vermelidir. Yanlış yaptığı iddia edilen insanlar yargılanırken, bunlarla hiçbir irtibatı bulunmayanları bunun içine katmak, ahlaksızlığın büyüğüdür" şeklinde konuştu.
Diğer bir gazetecinin "Bu konuların Türkiye'de de araştırılması gerekmiyor mu?" sorusuna ise Bozdağ şunları kaydetti:
"Yeri geldiği zaman yargıya niye müdahale ediyorsunuz, yeri geldiğinde niye müdahale etmiyorsunuz? Biz de şaşırdık. Bu konuda soruşturma yapmaya, cumhuriyet başsavcıları yetkilidir. Savcıların vereceği karardır, üzerine düşeni yapacaklardır veya yapıyorlardır. Bunun hükümetle bir ilgisi yoktur. Cumhuriyet savcıları, ihbar geldiğinde soruşturma yapmaya, dava açmaya ya da açmamaya yetkilidir. Onlara ait bir yetkiyi, basın bizim kullanmamızı istiyor. Kullandığımız zaman da niye müdahale ediyorsunuz diye bağırıyor"
