2007-04-04 - 12:50
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol ve Konya Milletvekili Atilla Kart, TBMM'de ortak bir basın toplantısı düzenlediler.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol ve Konya milletvekili Atilla Kart TBMM'de ortak bir basın toplantısı düzenlediler.
Anadol, TBMM'nin 14 Şubat 2007 tarihli birleşiminde pusula göndererek yoklamaya katılan 27 kişinin aslında Genel Kurulda bulunmadıklarının anlaşılmasıyla ortaya çıkan durumu son derece düşündürücü ve üzüntü verici şeklinde değerlendirerek, CHP'nin konu hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.
CHP'nin bu konuda TBMM Başkanlığı'na iki kez yazı yazdığını ve sonrasında da Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını belirten Anadol, AK Parti'nin sahip olduğu çoğunluğa rağmen kritik oylamalarda hileli yollara başvurduğu iddiasında bulundu. Anadol: "Bu sadece etik ihlalle geçiştirilebilecek bir olay değildir. Evrakta sahtecilik ve resmi belgeyi yok etme ile yasal görev kötüye kullanılmıştır" dedi.
Konya milletvekili Atilla Kart ise söz konusu tarihte TBMM Genel Kurulu'nda bulunan 139 milletvekilinin tamamını şüpheli göstererek suç duyurusunda bulundukları için üzüntü duyduklarını ancak, TBMM'nin saygınlığı için bu girişimin zorunlu olduğunu belirtti. Kart; "Bu konuda karşımıza iki iddia çıkıyor. TBMM Başkanlığı bu pusulaların tasnife tabi tutulmadığı için suçun oluşmadığını iddia ediyor ki bu yanlıştır. Suçun bütün şartları, bütün koşulları oluşmuştur, bu sahteciliktir. İkincisi ise söz konusu 27 pusulanın sahiplerinin bunları daha önce hazırlayıp arkadaşlarına bırakmış olmaları ihtimalidir. Arkadaşları bunları bu şekilde kullanmış olabilirler ki, bu da suçtur, sahteciliktir" dedi. Kart, TBMM Başkanlığı'nın bunların ancak özel incelemeyle anlaşılabileceği yolundaki ifadesi üzerine de, "biz de aynı şeyi söylüyoruz. O özel incelemeyi savcılık makamı yapacak. 139 milletvekilinin tamamının imza ve yazı örnekleri alınmalı ve bu tahkikat yapılmalıdır" dedi. Atilla Kart, daha önce kritik oylamalarda da sahte oy kullanıldığına ya da çeşitli hileli yollara başvurulduğuna dair şüpheleri olduğunu da sözlerine ekleyerek "kamuoyu önünde bunun takipçisi olacağız" dedi.
ADALET BAKANLIĞI YENİ KAOTİK SÜREÇLERİ BAŞLATIYOR
Yargıçlar ve Savcılar Birliği'nin 'İdari ve Adli Yargıyla İlgili Sınav ve Mülakata İlişkin Yönetmeliğin İptali ve Yürütmenin Durdurulması' talebiyle açılmış davanın sonucundaki yürütmeyi durdurma kararından bahseden Kart: "Bugün 482 adayın yaklaşık 200'ü hakim olarak göreve başlayacak. Varlık sebebi hukuku ve yargı kararlarını uygulamak olan Adalet Bakanlığı'nın yeni kaotik süreçleri başlattığını görüyoruz. Bugün mülakat sonucunda staja başlayacak olan yargıçların stajlarının iptali söz konusudur. Bu yargıç adaylarının, geleceğe yönelik olarak mesleki konularından uğrayacakları mağduriyetler ve ileride onların verdikleri kararlar açısından tazmini imkansız durumların ortaya çıkacağı açıktır. Bürokraside olduğu gibi, yargıda da her ne pahasına olursa olsun gözü dönmüş bir şekilde kadrolaşmayı hedef alan bir siyasi anlayış ve kadroyla karşı karşıya olduğumuz bir kez daha ortaya çıkmıştır" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol ise bu durumu "AKP'nin yargıyı kuşatma niyeti değil eylemini ortaya koyuyor" şeklinde yorumladı.
DARBE SÖYLENTİLERİ
Kemal Anadol, bir gazetecinin son günlerde gündemde yer alan darbe iddiaları için sorduğu soruya ise "Sayın Başbakan hergün daha sinirleri bozuk bir şekilde televizyonlarda görünüyor. Her zamanki gibi dikkatleri dağıtıyor. Yarattığı karambolde istediği sonucu elde etmeye çalışıyor. Darbe söylentilerinin öznesi olan Deniz Kuvvetleri eski Komutanı kendisiyle ilgili üretilen bütün söylentilerin uydurma olmadığını söylemekte. Bu konuda duyarlı hale gelen Sayın Başbakan, Danıştay saldırısından sonra güvenlik mensupları Genel Kurmay kapısında basına servis yaparken, suç işlerken neredeydi? Kendi yandaşlarının görev alması için uğraşan Başbakan, hukukun uygulanması için samimi bir çabada bulunabilir mi? Danıştay saldırısından sonra sürprizlerle karşılaşabilirsiniz demişti Sayın Başbakan, o sürprizlerin kaynağının hükümete ve AKP'ye bağlı güçler olduğu ortaya çıktı" şeklinde yanıt verdi.
Anadol, TBMM'nin 14 Şubat 2007 tarihli birleşiminde pusula göndererek yoklamaya katılan 27 kişinin aslında Genel Kurulda bulunmadıklarının anlaşılmasıyla ortaya çıkan durumu son derece düşündürücü ve üzüntü verici şeklinde değerlendirerek, CHP'nin konu hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.
CHP'nin bu konuda TBMM Başkanlığı'na iki kez yazı yazdığını ve sonrasında da Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını belirten Anadol, AK Parti'nin sahip olduğu çoğunluğa rağmen kritik oylamalarda hileli yollara başvurduğu iddiasında bulundu. Anadol: "Bu sadece etik ihlalle geçiştirilebilecek bir olay değildir. Evrakta sahtecilik ve resmi belgeyi yok etme ile yasal görev kötüye kullanılmıştır" dedi.
Konya milletvekili Atilla Kart ise söz konusu tarihte TBMM Genel Kurulu'nda bulunan 139 milletvekilinin tamamını şüpheli göstererek suç duyurusunda bulundukları için üzüntü duyduklarını ancak, TBMM'nin saygınlığı için bu girişimin zorunlu olduğunu belirtti. Kart; "Bu konuda karşımıza iki iddia çıkıyor. TBMM Başkanlığı bu pusulaların tasnife tabi tutulmadığı için suçun oluşmadığını iddia ediyor ki bu yanlıştır. Suçun bütün şartları, bütün koşulları oluşmuştur, bu sahteciliktir. İkincisi ise söz konusu 27 pusulanın sahiplerinin bunları daha önce hazırlayıp arkadaşlarına bırakmış olmaları ihtimalidir. Arkadaşları bunları bu şekilde kullanmış olabilirler ki, bu da suçtur, sahteciliktir" dedi. Kart, TBMM Başkanlığı'nın bunların ancak özel incelemeyle anlaşılabileceği yolundaki ifadesi üzerine de, "biz de aynı şeyi söylüyoruz. O özel incelemeyi savcılık makamı yapacak. 139 milletvekilinin tamamının imza ve yazı örnekleri alınmalı ve bu tahkikat yapılmalıdır" dedi. Atilla Kart, daha önce kritik oylamalarda da sahte oy kullanıldığına ya da çeşitli hileli yollara başvurulduğuna dair şüpheleri olduğunu da sözlerine ekleyerek "kamuoyu önünde bunun takipçisi olacağız" dedi.
ADALET BAKANLIĞI YENİ KAOTİK SÜREÇLERİ BAŞLATIYOR
Yargıçlar ve Savcılar Birliği'nin 'İdari ve Adli Yargıyla İlgili Sınav ve Mülakata İlişkin Yönetmeliğin İptali ve Yürütmenin Durdurulması' talebiyle açılmış davanın sonucundaki yürütmeyi durdurma kararından bahseden Kart: "Bugün 482 adayın yaklaşık 200'ü hakim olarak göreve başlayacak. Varlık sebebi hukuku ve yargı kararlarını uygulamak olan Adalet Bakanlığı'nın yeni kaotik süreçleri başlattığını görüyoruz. Bugün mülakat sonucunda staja başlayacak olan yargıçların stajlarının iptali söz konusudur. Bu yargıç adaylarının, geleceğe yönelik olarak mesleki konularından uğrayacakları mağduriyetler ve ileride onların verdikleri kararlar açısından tazmini imkansız durumların ortaya çıkacağı açıktır. Bürokraside olduğu gibi, yargıda da her ne pahasına olursa olsun gözü dönmüş bir şekilde kadrolaşmayı hedef alan bir siyasi anlayış ve kadroyla karşı karşıya olduğumuz bir kez daha ortaya çıkmıştır" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol ise bu durumu "AKP'nin yargıyı kuşatma niyeti değil eylemini ortaya koyuyor" şeklinde yorumladı.
DARBE SÖYLENTİLERİ
Kemal Anadol, bir gazetecinin son günlerde gündemde yer alan darbe iddiaları için sorduğu soruya ise "Sayın Başbakan hergün daha sinirleri bozuk bir şekilde televizyonlarda görünüyor. Her zamanki gibi dikkatleri dağıtıyor. Yarattığı karambolde istediği sonucu elde etmeye çalışıyor. Darbe söylentilerinin öznesi olan Deniz Kuvvetleri eski Komutanı kendisiyle ilgili üretilen bütün söylentilerin uydurma olmadığını söylemekte. Bu konuda duyarlı hale gelen Sayın Başbakan, Danıştay saldırısından sonra güvenlik mensupları Genel Kurmay kapısında basına servis yaparken, suç işlerken neredeydi? Kendi yandaşlarının görev alması için uğraşan Başbakan, hukukun uygulanması için samimi bir çabada bulunabilir mi? Danıştay saldırısından sonra sürprizlerle karşılaşabilirsiniz demişti Sayın Başbakan, o sürprizlerin kaynağının hükümete ve AKP'ye bağlı güçler olduğu ortaya çıktı" şeklinde yanıt verdi.
