
2014-11-11 - 12:11
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ve Ekonomi Bakanlığı'nın 2015 yılı bütçesi kabul edildi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ve Ekonomi Bakanlığı'nın 2015 yılı bütçesi kabul edildi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, bütçe üzerindeki sunum yaptı.
Öte yandan CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, üzerinde "Taşeron ölümdür" yazılı tişörtle komisyona geldi.
Çam, komisyonun duvarına astığı "AKP hükümetinin ve Bakanı Faruk Çelik'in Karnesi" başlıklı pankartta, iş kazalarıyla ilgili bilgilere yer verdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, "Önce Soma'da, ardından İstanbul?daki asansör kazasında ve en son da Ermenek'te, bizi derinden üzen facialar yaşanmıştır. Yaşadığımız bu acılar sorunun mevzuattan ziyade farkındalık eksikliğinden, insan hayatını hiçe sayan kar hırsından ve iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini gereksiz bir maliyet olarak gören zihniyetten kaynaklandığını bize göstermektedir" dedi.
Çelik, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın 2015 yılı bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı sunumda, 2008'de başlayan küresel ekonomik krizin etkilerinin dünya genelinde devam ettiğini belirterek, IMF'ye göre 2013'de yüzde 3,3 büyüyen küresel ekonominin 2014'de de aynı oranda büyümesinin beklendiğini söyledi.
Küresel ekonomide görülen göreceli toparlanmaya rağmen, Avro bölgesindeki düşük büyümenin, gelişmekte olan ülkelerdeki büyümesinin azalmasının, küresel finans koşullarındaki sıkışmanın ve jeopolitik gerginliklerin artmasının kırılganlığı ve ileriye yönelik endişeleri artırdığını dile getiren Çelik, "Hiç kuşkusuz küresel ekonomik kriz, en büyük etkisini işgücü piyasası üzerinde göstermektedir. Önümüzdeki yıllarda küresel ölçekte işsiz sayısının artacağı tahmin edilmektedir" diye konuştu.
Bakan Çelik, hayata geçirdikleri yapısal reformlar, teşvikler ve istihdam paketleri ile işsizlikle mücadelede kayda değer bir iyileşme sağlandığını ve istihdamda önemli artışlar gerçekleştirildiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"28 AB ülkesinde ortalama yüzde 10,1 olan işsizlik oranı, ülkemizde Temmuz 2014 itibariyle 9,8 olarak gerçekleşmiştir. Yine AB ülkelerinde ortalama yüzde 21,6 olan genç işsizlik oranı ülkemizde Temmuz 2014 itibariyle yüzde 18,2 olarak gerçekleşmiştir. Son 5 yılda işgücüne katılma oranı yüzde 45,7'den yüzde 51,3'e, istihdam oranı yüzde 39,8'den yüzde 46,3'e yükselmiş, 5 milyon 795 bin istihdam artışı sağlanmıştır. İstihdam yüklerini hafifletmek ve istihdamı artırmak amacıyla 2004'ten bu yana işverenlere sağlanan prim desteği yaklaşık 41 milyar liradır. Bu teşviklerden her ay ortalama 1,5 milyon işyeri ile 10 milyonu aşkın sigortalı yararlanmaktadır. 2023'de istihdam oranını yüzde 55'e, kadınların işgücüne katılma oranını yüzde 41'e yükseltmeyi, işsizlik oranını ise yüzde 5'e indirmeyi hedefleyen Ulusal İstihdam Stratejisi yürürlüğe girmiştir. Bu dönemde kayıtdışı istihdamla mücadelede önemli gelişmeler yaşanmış, 2002'de yüzde 52,1 olan kayıtdışı istihdam oranı temmuz ayı sonu itibariyle yüzde 36,4'e gerilemiştir."
Son 6 yılda İşkur tarafından 2 milyon 565 bin 231 kişinin işe yerleştirildiğini bildiren Çelik, İşkur tarafından işe yerleştirilenlerin kayıtlı işsizlere oranının 2010'da yüzde 14,5 iken 2014'ün ocak-eylül döneminde yüzde 25,8'e yükseldiğini söyledi.
İşkur'un iş arayanla işçi arayan arasında köprü vazifesi görmek üzere 4 bin iş ve meslek danışmanını göreve başlattığını belirten Çelik, "Bu danışmanlarca 2014 ocak-eylül döneminde 1 milyon 804 bin 427 kişiyle bireysel görüşme yapıldı. Yine İşkur tarafından son 3 yılda ard arda Türkiye'nin en büyük işgücü piyasası talep araştırmaları yapılmış ve yaklaşık 260 bin işyeri ile görüşülerek, işgücü piyasasının röntgeni çekilmiştir. İstihdamında zorluk çekilen işsizlerin çalışma disiplininden uzaklaşmalarını engellemek amacıyla Toplum Yararına Programlar uygulanmıştır. Bu programlardan 2009'dan bu yana yaklaşık 672 bin kişi yararlanmıştır. Son 12 yılda 985 bin kişiye mesleki eğitim verilmiş, 264 bin kişi ise işbaşı eğitim ve girişimcilik programlarından yararlanmıştır" diye konuştu.
Çelik, İşkur'un İşsizlik Sigortası Fonunu piyasa koşullarında etkin bir şekilde yönettiğini belirterek, "20 Ekim 2014 itibariyle toplam fon varlığı 79 milyar 91 milyon 645 bin 744 liradır. Bu fondan 2002'den bu yana yaklaşık 3 milyon 600 bin kişiye toplam 8 milyar lira ödeme yapılmıştır" dedi.
Hükümet olarak son 12 yılda sosyal güvenlik alanında önemli reformlara imza attıklarını ifade eden Çelik, "Aynı dönemde sigortalı sayılarında da önemli artışlar yaşanmış, 2002'de 12 milyon 8 bin olan aktif sigortalı sayısı 19 milyon 482 bine, 5 milyon 887 bin olan pasif sigortalı sayısı ise 10 milyon 795 bine ulaşmıştır. Merkezi yönetim bütçesinden sonra en büyük bütçe olan Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesine bakıldığında; 2014 yılı sonu itibariyle gelirlerin 183 milyar 828 milyon lira, giderlerin 204 milyar 271 milyon lira, açık finansmanının ise 20 milyar 443 milyon lira olacağı tahmin edilmektedir" dedi.
Çelik, 2008'de hayata geçirdikleri Sosyal güvenlik reformu ile sürdürülebilir bir sistem kurulduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"2002?de yüzde 2,27 olan SGK açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya oranının 2014'te yüzde 1,16, 2015'te ise yüzde 0,93 olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. 2002'de 7 milyar 629 milyon lira olan SGK sağlık harcamaları, 2013'te 49 milyar 938 milyon liraya çıkmış, 2014 yılı sonunda ise 54 milyar 906 milyon lira olacağı tahmin edilmektedir. Devlet katkısı hariç prim gelirlerinin emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılama oranının; 2002'de yüzde 60,9 iken, 2014'te yüzde 69,9'a yükseleceği tahmin edilmektedir. 2015 yılı öngörümüz ise yüzde 72,2'dir. Bu veriler, mali açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi hedefine yaklaşmakta olduğumuzu göstermektedir."
Bakan Çelik, 11 Eylül 2014'te yürürlüğe giren 6552 sayılı yasa (Torba yasa) ile çalışma hayatı ve sosyal güvenlik alanında önemli düzenlemeler getirildiğini ifade ederek, bu düzenlemelerin yanında Soma?da hayatını kaybeden bütün işçilerin yakınlarına maaş bağlandığını, madencilere asgari ücretin iki katından az ücret ödenemeyeceği kuralının getirildiğini ve madenciler için 55 olan emeklilik yaşının 50'ye, yıpranma hakkıyla birlikte 43'e indirildiğini söyledi.
Hükümetleri döneminde çalışanların ve emeklilerin aylık ve ücretlerinde de enflasyon oranının üstünde iyileşmeler sağlandığını belirten Çelik, şu bilgileri verdi:
"2002?ye oranla 257 lira olan en düşük SSK işçi emekli aylığı yüzde 307 artışla bin 47 liraya,148,7 lira olan en düşük Esnaf Bağ-Kur emekli aylığı yüzde 470 artışla 848 liraya, 65,8 lira olan en düşük Tarım Bağ-Kur emekli aylığı yüzde 862 artışla 633 liraya, 376 lira olan en düşük memur emekli aylığı yüzde 248 artışla bin 311 liraya yükselmiştir. Emeklilerimizin yıllardır beklediği intibak düzenlemesi hayata geçirilmiş, 1 milyon 783 bin emeklimizin maaşlarında 450 liraya varan iyileştirmeler yapılmıştır. Bekar bir çalışan için asgari ücret 184 liradan yüzde 383 artışla 891 liraya yükselmiştir. Kamuda çalışan toplam personel sayısı 3 milyon 195 bin 938 kişidir. Kamu çalışanlarında örgütlenme oranı yüzde 70?e ulaşmıştır. 2002'de 392 lira olan en düşük memur maaşı yüzde 417 artışla 2 bin 25 liraya, 578 lira olan ortalama memur maaşı da yüzde 303 artışla 2 bin 329 liraya yükselmiştir. 4/C?lilerin ücretlerinde yaklaşık yüzde 40 artış sağlanmış ve bu kapsamda çalışanların emekli oluncaya kadar çalışabilmeleri imkan yanında mesleklerine göre istihdam edilebilme hakkı getirilmiştir."
Çelik, 2002?de 5 bin 777 engelli memur istihdam edilmekteyken bu sayının 38 bin 39 kişiye çıktığını belirterek, son toplu sözleşme ile öğretmenlerimize net 123 lira maaş artışı 150 lira eğitim öğretim tazminatı ile birlikte 273 lira artış sağlandığını bildirdi.
Çalışma hayatının en önemli gündem maddelerinden birisinin iş sağlığı ve güvenliği konusu olduğunu ifade eden Çelik, Türkiye'de ilk kez AB normlarına uygun müstakil İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nın 2012?de yürürlüğe girdiğini anımsattı.
Türkiye genelinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili farkındalık çalışmaları kapsamında 81 ilde çeşitli seminerler ve eğitim faaliyetleri yapıldığını vurgulayan Çelik, İLO'nun 176 ve 167 sayılı sözleşmelerinin komisyondan geçirilerek onaylanmak üzere TBMM gündemine getirildiğini söyledi.
Çelik, 2014 yılında gerek işin yürütümü gerekse de iş sağlığı ve güvenliği yönünden çözüme yönelik insan odaklı teftişlere devam edildiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"İş Teftiş bünyesinde 5 Kasım 2014 itibariyle 15 bin 729 işyerinde teftiş gerçekleştirilmiş. Bu teftişlerden 5 bin 6'sı programlı, 8 bin 350'si şikayet üzerine, 2 bin 373'ü ise işyerinin faaliyetinin durdurulması teftişidir. Bu kapsamda faaliyeti durdurulan işyerlerinin bin 734?ü inşaat, 134'ü ise maden sektöründedir. Bu dönem içerisinde 49 milyon 782 bin 999 lira idari para cezası uygulanmıştır. 41 ilde de farkındalık ve rehberlik toplantıları gerçekleştirilmiştir. Şu ana kadar ifade ettiğim tüm çaba ve gayretlerimize rağmen; önce Soma'da, ardından İstanbul?daki asansör kazasında ve en son da Ermenek'te, bizi derinden üzen facialar yaşanmıştır. Yaşadığımız bu acılar, sorunun mevzuattan ziyade, farkındalık eksikliğinden, insan hayatını hiçe sayan kar hırsından ve iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini gereksiz bir maliyet olarak gören zihniyetten kaynaklandığını bize göstermektedir. Maalesef daha fazla kazanma hırsı, vicdanları adeta kömürden daha kara bir hale getirmiştir. Bakanlık olarak, özellikle inşaat ve maden işyerlerinde, zihniyet dönüşümünü de amaçlayan mevzuat değişikliklerine ilişkin çalışmalarımızı tamamladık. Sayın başbakanımız bu çalışmanın içeriğini yarın kamuoyuyla paylaşacaktır."
Ulusal meslek standartlarının belirlenmesi kapsamında 667 meslek standardının hazırlandığını, bunlardan 569'unun Resmi Gazete'de yayımlandığını bildiren Çelik, "103?ü tehlikeli ve çok tehlikeli işlere ilişkin olmak üzere 149 meslekte sınav ve belgelendirme faaliyetleri gerçekleştirilmiş 19 bin 651 kişiye Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) Mesleki Yeterlilik Belgesi verilmiştir. Çok tehlikeli işlerden başlanmak üzere Bakanlığımızca yayımlanacak mesleklerde MYK Mesleki Yeterlilik Belgeleri?nin zorunlu hale getirilmesine yönelik çalışmalar tamamlanmıştır. 2014'te 43 bin 821 yabancıya çalışma izni verilmiştir. Yabancı istihdam kanun taslağı hazırlanarak Başbakanlığa sunulmuştur. Çocuk işçiliğiyle mücadelemiz kararlılıkla sürmektedir" dedi.
Çelik, Bakanlıklarının 2015 yılı toplam bütçesinin 30 milyar 678 milyon 105 bin lira olduğunu belirterek, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına SGK finansman açığı için 18 milyar 118 milyon 607 bin lira, işveren prim indirimi için 9 milyar 317 milyon 990 bin lira, sandıklara ilişkin teşvik ödemeleri için 243 milyon 532 bin lira olmak üzere toplam 27 milyar 680 milyon 129 bin lira kaynak ayrıldığını kaydetti.
Bakan Çelik, Ermenek'teki maden kazasının ardından basına yansıyan "Bu acı çekilecek gibi değil. Artık bir çözüm bulmalıyız. Ocağı kapatacağımız zaman işveren 50 kişiyi devreye sokuyor. Sorumluluk hepimizde" şeklindeki açıklamaların kendisine ait olmadığını söyledi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2015 yılı bütçesinin görüşmeleri sürüyor.
CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, Plan ve Bütçe Komisyonu girişinde ve koridorlarda çok sayıda sivil polisin bulunduğunu ifade ederek, eleştiride bulundu.
AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, CHP İzmir Milletvekili Musa Çam tarafından, bütçe görüşmelerinin başında asılan pankartın kaldırılmasını talep etti. CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, Şahin'e, "Orada yazan rakamlar doğru, o rakamlar acıtır" karşılığını verdi.
CHP'li Çetin, "Sizin Türkiye'deki çalışma yaşamını altüst ettiğiniz AB ilerleme raporunda madde madde yazılı" dedi.
Isparta'daki mevsimlik işçilerin yaşamını yitirdiği trafik kazasının da bir iş kazası olduğunu belirten Çetin, bunun da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın sorumluluğunda olduğunu savundu.
Son 30 yılda Almanya'da maden kazalarında tek bir kişi ölmezken, Türkiye'de 1580 kişinin yaşamını yitirdiğini ifade eden Çetin, "Soma'da olduğu gibi Ermenek'te de denetlemeyen ve riskleri minimize eden yükümlülükleri zorunlu kılmayan bir hükümetiniz var. Yeterli tedbirleri almadınız. Sorumlu bürokratlar görevden alınmalı, sayın Bakan siz de istifa etmelisiniz. İstifanız, sadece sizin şahsi sorumluluğunuz değil sizden sonrakilerin de sorumlu davranması için de önemli" diye konuştu.
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, Ermenek'teki kazaya değinerek, "Ortada bir sorumlu olması lazım ama sorumlu yok. Vatandaşa 'yeni Türkiye' diyecekseniz sonra 1850'lerde Avrupa'da ve ABD'deki maden kazalarını örnek göstereceksiniz. O zaman niye 2023 ve 'Yeni Türkiye'den' bahsediyorsunuz. Madenleri teknik imkanlara göre çalışmamışsanız sorumlu sizsiniz" dedi.
HDP Hakkari Milletvekilli Adil Zozani de, "Bize göre artık istifa etmeniz gerekiyor. Bu şahsınızla ilgili değil, yönetemiyorsanız, önüne geçemiyorsanız, yapılabilecek en erdemli iş istifa etmektir. Hala bu aşamada beklentimiz budur" değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç, "Muhalefetin anlayışına göre, her işletmenin, çalışanın başına bekçi koyacaksınız. Bunu yapmadığınız sürece olabilecek her türlü kazadan siz sorumlusunuz. Sizin söylediğinize göre Lütfi Elvan'ın da tarım işçilerini taşıyan ve kaza yapan o minibüste olması gerekiyordu" dedi.
Maden kazalarını anımsatan Bilgiç, "Bu olaylara reflekslerle, refleks yasalarıyla yaklaştığımız zaman Türkiye'deki bütün madenleri kapatırız. Tek taraflı bakış açısıyla bu millete, ülkeye ve geleceğimize zarar veririz. Çıban olan bir yeri kangren oldu diye kesip atarak kolay yolu seçiyoruz" ifadelerini kullandı.
HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, "Enerji Bakanı'nın haber spikerliği yapmasını içime sindiremiyorum. Bakanların görevi önlem almaktır, yasa yapmaktır, denetlemektir. İstifa etmek için kaç işçinin ölmesi gerekir. Bunun için ölçünüz nedir?" diye sordu.
CHP Denizli Milletvekili Adnan Keskin, "Bu tür büyük olayları karşısında istifa bir erdemdir" dedi.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, "Asıl sorumlu, ruhsat verme yetkisini kendinde toplayan Recep Tayyip Erdoğan'dır. Sorun, denetimsizlik değil, denetim kararlarının ve gereğinin yerine getirilmemesidir" ifadelerini kullandı.
CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer, "Kapatın madenleri, paranız da çok, 1,5 katrilyona saray yaptırıyorsunuz. Dünyanın 16. ekonomisiyiz diyorsunuz, kapatın madenleri. Beceremiyorsun, başaramıyorsun, kapat işletmeleri. Devlet yapsın bu faaliyetleri" dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, Soma faciasından bu yana 134 maden ocağının faaliyetinin durdurulduğunu bildirdi.
CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, "Soma Tasarısı" gibi lanse edilen torba düzenlemenin komisyon aşamasında "Soma faciasının da iş katliamlarının sonu olacağı hususunda ciddi kuşkularım var" dediğini anımsattı. Kaygılarında haklı çıktığını ifade eden Ayaydın, şunları söyledi:
"Emekçilerimiz ekmek parası için toprağa düşmeye devam etmiştir. Sözde ders alınan, sözde Hükümet gündemine oturan iş cinayetleri, sırf Soma?dan sonra son 5 ayda tam 575 emekçinin canını almıştır. Türkiye, iş kazalarında Avrupa'da 1. dünyada 3. sırada olup, ülkemizdeki işçi ölümleri ortalaması Avrupa Birliği'nin 8 katı düzeyindedir. Türkiye'de AKP İktidarı döneminde 2003?den bugüne yaklaşık 14 bin 500 emekçi hayatını yitirmiştir. 2002 yılında iş kazalarında 872 işçi hayatını kaybederken, sadece 2014?ün ilk 10 ayında yaklaşık bin 600 emekçi hayatını kaybetmiştir."
CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, 2002'den bu yana polis sayısının yüzde 48 artırıldığını, toplu iş sözleşmesinden yararlanan sendikalı sayısının ise yüzde 50 azaldığını kaydetti.
Emeklilikte yaşa takılanları gündeme getirdiklerinde, kendilerine "popülizm yapıyorsunuz" dendiğini belirten Çelebi, "Kaçak saray yapılıyor, trilyonlarca oraya para buluyorsunuz popülizm olmuyor ama emeklilikte yaşa takılanların sorununu buraya getirdiğimde popülizm oluyor. Mağdur ettiğiniz emeklilikte yaşa takılanların sorununu çözün, güzel bir iş yapın" dedi.
Çelebi, "emeklilikte yaşa takılanlar" yazılı tişört giydi.
MHP Manisa Milletvekili Sümer Oral, teknolojinin bu seviyede bulunduğu bir dönemde, madenlerdeki eksikliklerin ortaya çıkarılamamasının, idare adına son derece düşündürücü olduğunu kaydetti.
CHP'li milletvekilleri, salonda, yoklama için Genel Kurul'da bulunan AK Parti'li milletvekillerinin bulunmamasını eleştirdi ve bu durum kısa süreli tartışmaya yol açtı.
CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in "50 kişiyi araya sokuyorlar" sözünü kulaklarıyla duyduğunu belirterek, "Araya sokanların işverenler olduğunu yaptığımız samimi sohbette duydum" dedi.
Bakan Çelik'in, facia olduktan sonra olması gereken bir çalışma bakanı gibi saptamalar yaptığını ancak 10, 15 gün sonra "aslına rücu ettiğini" savunan Özel, "10, 15 gün sonra her zaman yaptığı gibi yapıyor, taşeronu kaldırmıyor ve taşeronu savunuyor" diye konuştu.
Bakan Çelik bu sözlere "Bu tanımlama çok yanlış. Böyle tanımlamanız karaktersizliktir" diyerek tepki gösterdi.
Çelik, milletvekillerinin, "(İşveren 50 kişiyi araya sokuyor) demek başka bir şey, o bölgede başka bir iş imkanı olmadığı için işçiden işverenine, esnafından yöredeki tüm dinamiklere kadar 50 kişinin araya girmesi başka bir şeydir" dedi.
AK Parti Manisa Milletvekili Recai Berber, kıdem tazminatı işverenin kasasında durmaya devam ederse ve işveren "battım" dediğinde bunu almanın yolu olmadığını kaydetti. Berber, şunları söyledi:
"Kıdem tazminatı işverenin cebinde de devletin cebinde de durmasın, ayrı bir fonda toplansın ve bu tarihi sorunu hep birlikte çözelim. Burada mağdur olan işçilerdir. Burada 'işçilerin hakkını savunuyorum' diye ondan sonra 'işverenin kasasında bu paralar dursun' demek doğru değil. Gelin ön yargılarımızdan arınalım, nasıl başka alanlarda birlikte çalıştıysak, bu kıdem tazminatı sorununu da çözelim. Kıdem tazminatı kanunu getirin, bu parlamento işçilerin hakkını koruyacak şekilde kararını verecektir. Bazı yerlerde kıdem tazminatını alamamış bir kardeşiniz olarak bunu söylüyorum."
***HABERİN DEVAMINA İLGİLİ DOKÜMANLAR KISMINDAN ULAŞABİLİRSİNİZ***
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, bütçe üzerindeki sunum yaptı.
Öte yandan CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, üzerinde "Taşeron ölümdür" yazılı tişörtle komisyona geldi.
Çam, komisyonun duvarına astığı "AKP hükümetinin ve Bakanı Faruk Çelik'in Karnesi" başlıklı pankartta, iş kazalarıyla ilgili bilgilere yer verdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, "Önce Soma'da, ardından İstanbul?daki asansör kazasında ve en son da Ermenek'te, bizi derinden üzen facialar yaşanmıştır. Yaşadığımız bu acılar sorunun mevzuattan ziyade farkındalık eksikliğinden, insan hayatını hiçe sayan kar hırsından ve iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini gereksiz bir maliyet olarak gören zihniyetten kaynaklandığını bize göstermektedir" dedi.
Çelik, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın 2015 yılı bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı sunumda, 2008'de başlayan küresel ekonomik krizin etkilerinin dünya genelinde devam ettiğini belirterek, IMF'ye göre 2013'de yüzde 3,3 büyüyen küresel ekonominin 2014'de de aynı oranda büyümesinin beklendiğini söyledi.
Küresel ekonomide görülen göreceli toparlanmaya rağmen, Avro bölgesindeki düşük büyümenin, gelişmekte olan ülkelerdeki büyümesinin azalmasının, küresel finans koşullarındaki sıkışmanın ve jeopolitik gerginliklerin artmasının kırılganlığı ve ileriye yönelik endişeleri artırdığını dile getiren Çelik, "Hiç kuşkusuz küresel ekonomik kriz, en büyük etkisini işgücü piyasası üzerinde göstermektedir. Önümüzdeki yıllarda küresel ölçekte işsiz sayısının artacağı tahmin edilmektedir" diye konuştu.
Bakan Çelik, hayata geçirdikleri yapısal reformlar, teşvikler ve istihdam paketleri ile işsizlikle mücadelede kayda değer bir iyileşme sağlandığını ve istihdamda önemli artışlar gerçekleştirildiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"28 AB ülkesinde ortalama yüzde 10,1 olan işsizlik oranı, ülkemizde Temmuz 2014 itibariyle 9,8 olarak gerçekleşmiştir. Yine AB ülkelerinde ortalama yüzde 21,6 olan genç işsizlik oranı ülkemizde Temmuz 2014 itibariyle yüzde 18,2 olarak gerçekleşmiştir. Son 5 yılda işgücüne katılma oranı yüzde 45,7'den yüzde 51,3'e, istihdam oranı yüzde 39,8'den yüzde 46,3'e yükselmiş, 5 milyon 795 bin istihdam artışı sağlanmıştır. İstihdam yüklerini hafifletmek ve istihdamı artırmak amacıyla 2004'ten bu yana işverenlere sağlanan prim desteği yaklaşık 41 milyar liradır. Bu teşviklerden her ay ortalama 1,5 milyon işyeri ile 10 milyonu aşkın sigortalı yararlanmaktadır. 2023'de istihdam oranını yüzde 55'e, kadınların işgücüne katılma oranını yüzde 41'e yükseltmeyi, işsizlik oranını ise yüzde 5'e indirmeyi hedefleyen Ulusal İstihdam Stratejisi yürürlüğe girmiştir. Bu dönemde kayıtdışı istihdamla mücadelede önemli gelişmeler yaşanmış, 2002'de yüzde 52,1 olan kayıtdışı istihdam oranı temmuz ayı sonu itibariyle yüzde 36,4'e gerilemiştir."
Son 6 yılda İşkur tarafından 2 milyon 565 bin 231 kişinin işe yerleştirildiğini bildiren Çelik, İşkur tarafından işe yerleştirilenlerin kayıtlı işsizlere oranının 2010'da yüzde 14,5 iken 2014'ün ocak-eylül döneminde yüzde 25,8'e yükseldiğini söyledi.
İşkur'un iş arayanla işçi arayan arasında köprü vazifesi görmek üzere 4 bin iş ve meslek danışmanını göreve başlattığını belirten Çelik, "Bu danışmanlarca 2014 ocak-eylül döneminde 1 milyon 804 bin 427 kişiyle bireysel görüşme yapıldı. Yine İşkur tarafından son 3 yılda ard arda Türkiye'nin en büyük işgücü piyasası talep araştırmaları yapılmış ve yaklaşık 260 bin işyeri ile görüşülerek, işgücü piyasasının röntgeni çekilmiştir. İstihdamında zorluk çekilen işsizlerin çalışma disiplininden uzaklaşmalarını engellemek amacıyla Toplum Yararına Programlar uygulanmıştır. Bu programlardan 2009'dan bu yana yaklaşık 672 bin kişi yararlanmıştır. Son 12 yılda 985 bin kişiye mesleki eğitim verilmiş, 264 bin kişi ise işbaşı eğitim ve girişimcilik programlarından yararlanmıştır" diye konuştu.
Çelik, İşkur'un İşsizlik Sigortası Fonunu piyasa koşullarında etkin bir şekilde yönettiğini belirterek, "20 Ekim 2014 itibariyle toplam fon varlığı 79 milyar 91 milyon 645 bin 744 liradır. Bu fondan 2002'den bu yana yaklaşık 3 milyon 600 bin kişiye toplam 8 milyar lira ödeme yapılmıştır" dedi.
Hükümet olarak son 12 yılda sosyal güvenlik alanında önemli reformlara imza attıklarını ifade eden Çelik, "Aynı dönemde sigortalı sayılarında da önemli artışlar yaşanmış, 2002'de 12 milyon 8 bin olan aktif sigortalı sayısı 19 milyon 482 bine, 5 milyon 887 bin olan pasif sigortalı sayısı ise 10 milyon 795 bine ulaşmıştır. Merkezi yönetim bütçesinden sonra en büyük bütçe olan Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesine bakıldığında; 2014 yılı sonu itibariyle gelirlerin 183 milyar 828 milyon lira, giderlerin 204 milyar 271 milyon lira, açık finansmanının ise 20 milyar 443 milyon lira olacağı tahmin edilmektedir" dedi.
Çelik, 2008'de hayata geçirdikleri Sosyal güvenlik reformu ile sürdürülebilir bir sistem kurulduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"2002?de yüzde 2,27 olan SGK açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya oranının 2014'te yüzde 1,16, 2015'te ise yüzde 0,93 olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. 2002'de 7 milyar 629 milyon lira olan SGK sağlık harcamaları, 2013'te 49 milyar 938 milyon liraya çıkmış, 2014 yılı sonunda ise 54 milyar 906 milyon lira olacağı tahmin edilmektedir. Devlet katkısı hariç prim gelirlerinin emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılama oranının; 2002'de yüzde 60,9 iken, 2014'te yüzde 69,9'a yükseleceği tahmin edilmektedir. 2015 yılı öngörümüz ise yüzde 72,2'dir. Bu veriler, mali açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi hedefine yaklaşmakta olduğumuzu göstermektedir."
Bakan Çelik, 11 Eylül 2014'te yürürlüğe giren 6552 sayılı yasa (Torba yasa) ile çalışma hayatı ve sosyal güvenlik alanında önemli düzenlemeler getirildiğini ifade ederek, bu düzenlemelerin yanında Soma?da hayatını kaybeden bütün işçilerin yakınlarına maaş bağlandığını, madencilere asgari ücretin iki katından az ücret ödenemeyeceği kuralının getirildiğini ve madenciler için 55 olan emeklilik yaşının 50'ye, yıpranma hakkıyla birlikte 43'e indirildiğini söyledi.
Hükümetleri döneminde çalışanların ve emeklilerin aylık ve ücretlerinde de enflasyon oranının üstünde iyileşmeler sağlandığını belirten Çelik, şu bilgileri verdi:
"2002?ye oranla 257 lira olan en düşük SSK işçi emekli aylığı yüzde 307 artışla bin 47 liraya,148,7 lira olan en düşük Esnaf Bağ-Kur emekli aylığı yüzde 470 artışla 848 liraya, 65,8 lira olan en düşük Tarım Bağ-Kur emekli aylığı yüzde 862 artışla 633 liraya, 376 lira olan en düşük memur emekli aylığı yüzde 248 artışla bin 311 liraya yükselmiştir. Emeklilerimizin yıllardır beklediği intibak düzenlemesi hayata geçirilmiş, 1 milyon 783 bin emeklimizin maaşlarında 450 liraya varan iyileştirmeler yapılmıştır. Bekar bir çalışan için asgari ücret 184 liradan yüzde 383 artışla 891 liraya yükselmiştir. Kamuda çalışan toplam personel sayısı 3 milyon 195 bin 938 kişidir. Kamu çalışanlarında örgütlenme oranı yüzde 70?e ulaşmıştır. 2002'de 392 lira olan en düşük memur maaşı yüzde 417 artışla 2 bin 25 liraya, 578 lira olan ortalama memur maaşı da yüzde 303 artışla 2 bin 329 liraya yükselmiştir. 4/C?lilerin ücretlerinde yaklaşık yüzde 40 artış sağlanmış ve bu kapsamda çalışanların emekli oluncaya kadar çalışabilmeleri imkan yanında mesleklerine göre istihdam edilebilme hakkı getirilmiştir."
Çelik, 2002?de 5 bin 777 engelli memur istihdam edilmekteyken bu sayının 38 bin 39 kişiye çıktığını belirterek, son toplu sözleşme ile öğretmenlerimize net 123 lira maaş artışı 150 lira eğitim öğretim tazminatı ile birlikte 273 lira artış sağlandığını bildirdi.
Çalışma hayatının en önemli gündem maddelerinden birisinin iş sağlığı ve güvenliği konusu olduğunu ifade eden Çelik, Türkiye'de ilk kez AB normlarına uygun müstakil İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nın 2012?de yürürlüğe girdiğini anımsattı.
Türkiye genelinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili farkındalık çalışmaları kapsamında 81 ilde çeşitli seminerler ve eğitim faaliyetleri yapıldığını vurgulayan Çelik, İLO'nun 176 ve 167 sayılı sözleşmelerinin komisyondan geçirilerek onaylanmak üzere TBMM gündemine getirildiğini söyledi.
Çelik, 2014 yılında gerek işin yürütümü gerekse de iş sağlığı ve güvenliği yönünden çözüme yönelik insan odaklı teftişlere devam edildiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"İş Teftiş bünyesinde 5 Kasım 2014 itibariyle 15 bin 729 işyerinde teftiş gerçekleştirilmiş. Bu teftişlerden 5 bin 6'sı programlı, 8 bin 350'si şikayet üzerine, 2 bin 373'ü ise işyerinin faaliyetinin durdurulması teftişidir. Bu kapsamda faaliyeti durdurulan işyerlerinin bin 734?ü inşaat, 134'ü ise maden sektöründedir. Bu dönem içerisinde 49 milyon 782 bin 999 lira idari para cezası uygulanmıştır. 41 ilde de farkındalık ve rehberlik toplantıları gerçekleştirilmiştir. Şu ana kadar ifade ettiğim tüm çaba ve gayretlerimize rağmen; önce Soma'da, ardından İstanbul?daki asansör kazasında ve en son da Ermenek'te, bizi derinden üzen facialar yaşanmıştır. Yaşadığımız bu acılar, sorunun mevzuattan ziyade, farkındalık eksikliğinden, insan hayatını hiçe sayan kar hırsından ve iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini gereksiz bir maliyet olarak gören zihniyetten kaynaklandığını bize göstermektedir. Maalesef daha fazla kazanma hırsı, vicdanları adeta kömürden daha kara bir hale getirmiştir. Bakanlık olarak, özellikle inşaat ve maden işyerlerinde, zihniyet dönüşümünü de amaçlayan mevzuat değişikliklerine ilişkin çalışmalarımızı tamamladık. Sayın başbakanımız bu çalışmanın içeriğini yarın kamuoyuyla paylaşacaktır."
Ulusal meslek standartlarının belirlenmesi kapsamında 667 meslek standardının hazırlandığını, bunlardan 569'unun Resmi Gazete'de yayımlandığını bildiren Çelik, "103?ü tehlikeli ve çok tehlikeli işlere ilişkin olmak üzere 149 meslekte sınav ve belgelendirme faaliyetleri gerçekleştirilmiş 19 bin 651 kişiye Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) Mesleki Yeterlilik Belgesi verilmiştir. Çok tehlikeli işlerden başlanmak üzere Bakanlığımızca yayımlanacak mesleklerde MYK Mesleki Yeterlilik Belgeleri?nin zorunlu hale getirilmesine yönelik çalışmalar tamamlanmıştır. 2014'te 43 bin 821 yabancıya çalışma izni verilmiştir. Yabancı istihdam kanun taslağı hazırlanarak Başbakanlığa sunulmuştur. Çocuk işçiliğiyle mücadelemiz kararlılıkla sürmektedir" dedi.
Çelik, Bakanlıklarının 2015 yılı toplam bütçesinin 30 milyar 678 milyon 105 bin lira olduğunu belirterek, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına SGK finansman açığı için 18 milyar 118 milyon 607 bin lira, işveren prim indirimi için 9 milyar 317 milyon 990 bin lira, sandıklara ilişkin teşvik ödemeleri için 243 milyon 532 bin lira olmak üzere toplam 27 milyar 680 milyon 129 bin lira kaynak ayrıldığını kaydetti.
Bakan Çelik, Ermenek'teki maden kazasının ardından basına yansıyan "Bu acı çekilecek gibi değil. Artık bir çözüm bulmalıyız. Ocağı kapatacağımız zaman işveren 50 kişiyi devreye sokuyor. Sorumluluk hepimizde" şeklindeki açıklamaların kendisine ait olmadığını söyledi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2015 yılı bütçesinin görüşmeleri sürüyor.
CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, Plan ve Bütçe Komisyonu girişinde ve koridorlarda çok sayıda sivil polisin bulunduğunu ifade ederek, eleştiride bulundu.
AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, CHP İzmir Milletvekili Musa Çam tarafından, bütçe görüşmelerinin başında asılan pankartın kaldırılmasını talep etti. CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, Şahin'e, "Orada yazan rakamlar doğru, o rakamlar acıtır" karşılığını verdi.
CHP'li Çetin, "Sizin Türkiye'deki çalışma yaşamını altüst ettiğiniz AB ilerleme raporunda madde madde yazılı" dedi.
Isparta'daki mevsimlik işçilerin yaşamını yitirdiği trafik kazasının da bir iş kazası olduğunu belirten Çetin, bunun da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın sorumluluğunda olduğunu savundu.
Son 30 yılda Almanya'da maden kazalarında tek bir kişi ölmezken, Türkiye'de 1580 kişinin yaşamını yitirdiğini ifade eden Çetin, "Soma'da olduğu gibi Ermenek'te de denetlemeyen ve riskleri minimize eden yükümlülükleri zorunlu kılmayan bir hükümetiniz var. Yeterli tedbirleri almadınız. Sorumlu bürokratlar görevden alınmalı, sayın Bakan siz de istifa etmelisiniz. İstifanız, sadece sizin şahsi sorumluluğunuz değil sizden sonrakilerin de sorumlu davranması için de önemli" diye konuştu.
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, Ermenek'teki kazaya değinerek, "Ortada bir sorumlu olması lazım ama sorumlu yok. Vatandaşa 'yeni Türkiye' diyecekseniz sonra 1850'lerde Avrupa'da ve ABD'deki maden kazalarını örnek göstereceksiniz. O zaman niye 2023 ve 'Yeni Türkiye'den' bahsediyorsunuz. Madenleri teknik imkanlara göre çalışmamışsanız sorumlu sizsiniz" dedi.
HDP Hakkari Milletvekilli Adil Zozani de, "Bize göre artık istifa etmeniz gerekiyor. Bu şahsınızla ilgili değil, yönetemiyorsanız, önüne geçemiyorsanız, yapılabilecek en erdemli iş istifa etmektir. Hala bu aşamada beklentimiz budur" değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç, "Muhalefetin anlayışına göre, her işletmenin, çalışanın başına bekçi koyacaksınız. Bunu yapmadığınız sürece olabilecek her türlü kazadan siz sorumlusunuz. Sizin söylediğinize göre Lütfi Elvan'ın da tarım işçilerini taşıyan ve kaza yapan o minibüste olması gerekiyordu" dedi.
Maden kazalarını anımsatan Bilgiç, "Bu olaylara reflekslerle, refleks yasalarıyla yaklaştığımız zaman Türkiye'deki bütün madenleri kapatırız. Tek taraflı bakış açısıyla bu millete, ülkeye ve geleceğimize zarar veririz. Çıban olan bir yeri kangren oldu diye kesip atarak kolay yolu seçiyoruz" ifadelerini kullandı.
HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, "Enerji Bakanı'nın haber spikerliği yapmasını içime sindiremiyorum. Bakanların görevi önlem almaktır, yasa yapmaktır, denetlemektir. İstifa etmek için kaç işçinin ölmesi gerekir. Bunun için ölçünüz nedir?" diye sordu.
CHP Denizli Milletvekili Adnan Keskin, "Bu tür büyük olayları karşısında istifa bir erdemdir" dedi.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, "Asıl sorumlu, ruhsat verme yetkisini kendinde toplayan Recep Tayyip Erdoğan'dır. Sorun, denetimsizlik değil, denetim kararlarının ve gereğinin yerine getirilmemesidir" ifadelerini kullandı.
CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer, "Kapatın madenleri, paranız da çok, 1,5 katrilyona saray yaptırıyorsunuz. Dünyanın 16. ekonomisiyiz diyorsunuz, kapatın madenleri. Beceremiyorsun, başaramıyorsun, kapat işletmeleri. Devlet yapsın bu faaliyetleri" dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, Soma faciasından bu yana 134 maden ocağının faaliyetinin durdurulduğunu bildirdi.
CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, "Soma Tasarısı" gibi lanse edilen torba düzenlemenin komisyon aşamasında "Soma faciasının da iş katliamlarının sonu olacağı hususunda ciddi kuşkularım var" dediğini anımsattı. Kaygılarında haklı çıktığını ifade eden Ayaydın, şunları söyledi:
"Emekçilerimiz ekmek parası için toprağa düşmeye devam etmiştir. Sözde ders alınan, sözde Hükümet gündemine oturan iş cinayetleri, sırf Soma?dan sonra son 5 ayda tam 575 emekçinin canını almıştır. Türkiye, iş kazalarında Avrupa'da 1. dünyada 3. sırada olup, ülkemizdeki işçi ölümleri ortalaması Avrupa Birliği'nin 8 katı düzeyindedir. Türkiye'de AKP İktidarı döneminde 2003?den bugüne yaklaşık 14 bin 500 emekçi hayatını yitirmiştir. 2002 yılında iş kazalarında 872 işçi hayatını kaybederken, sadece 2014?ün ilk 10 ayında yaklaşık bin 600 emekçi hayatını kaybetmiştir."
CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, 2002'den bu yana polis sayısının yüzde 48 artırıldığını, toplu iş sözleşmesinden yararlanan sendikalı sayısının ise yüzde 50 azaldığını kaydetti.
Emeklilikte yaşa takılanları gündeme getirdiklerinde, kendilerine "popülizm yapıyorsunuz" dendiğini belirten Çelebi, "Kaçak saray yapılıyor, trilyonlarca oraya para buluyorsunuz popülizm olmuyor ama emeklilikte yaşa takılanların sorununu buraya getirdiğimde popülizm oluyor. Mağdur ettiğiniz emeklilikte yaşa takılanların sorununu çözün, güzel bir iş yapın" dedi.
Çelebi, "emeklilikte yaşa takılanlar" yazılı tişört giydi.
MHP Manisa Milletvekili Sümer Oral, teknolojinin bu seviyede bulunduğu bir dönemde, madenlerdeki eksikliklerin ortaya çıkarılamamasının, idare adına son derece düşündürücü olduğunu kaydetti.
CHP'li milletvekilleri, salonda, yoklama için Genel Kurul'da bulunan AK Parti'li milletvekillerinin bulunmamasını eleştirdi ve bu durum kısa süreli tartışmaya yol açtı.
CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in "50 kişiyi araya sokuyorlar" sözünü kulaklarıyla duyduğunu belirterek, "Araya sokanların işverenler olduğunu yaptığımız samimi sohbette duydum" dedi.
Bakan Çelik'in, facia olduktan sonra olması gereken bir çalışma bakanı gibi saptamalar yaptığını ancak 10, 15 gün sonra "aslına rücu ettiğini" savunan Özel, "10, 15 gün sonra her zaman yaptığı gibi yapıyor, taşeronu kaldırmıyor ve taşeronu savunuyor" diye konuştu.
Bakan Çelik bu sözlere "Bu tanımlama çok yanlış. Böyle tanımlamanız karaktersizliktir" diyerek tepki gösterdi.
Çelik, milletvekillerinin, "(İşveren 50 kişiyi araya sokuyor) demek başka bir şey, o bölgede başka bir iş imkanı olmadığı için işçiden işverenine, esnafından yöredeki tüm dinamiklere kadar 50 kişinin araya girmesi başka bir şeydir" dedi.
AK Parti Manisa Milletvekili Recai Berber, kıdem tazminatı işverenin kasasında durmaya devam ederse ve işveren "battım" dediğinde bunu almanın yolu olmadığını kaydetti. Berber, şunları söyledi:
"Kıdem tazminatı işverenin cebinde de devletin cebinde de durmasın, ayrı bir fonda toplansın ve bu tarihi sorunu hep birlikte çözelim. Burada mağdur olan işçilerdir. Burada 'işçilerin hakkını savunuyorum' diye ondan sonra 'işverenin kasasında bu paralar dursun' demek doğru değil. Gelin ön yargılarımızdan arınalım, nasıl başka alanlarda birlikte çalıştıysak, bu kıdem tazminatı sorununu da çözelim. Kıdem tazminatı kanunu getirin, bu parlamento işçilerin hakkını koruyacak şekilde kararını verecektir. Bazı yerlerde kıdem tazminatını alamamış bir kardeşiniz olarak bunu söylüyorum."
***HABERİN DEVAMINA İLGİLİ DOKÜMANLAR KISMINDAN ULAŞABİLİRSİNİZ***