2012-04-16 - 18:58
TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Oğuz Kağan Köksal, Almanya Federal Cumhuriyeti Meclisi Devlet Sekreteri ve Hristiyan Demokrat Partisi Milletvekili Christian Schmidt'i Milli Savunma Komisyonu Toplantı Salonu'nda kabul etti.
TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Oğuz Kağan Köksal, Almanya Federal Cumhuriyeti Meclisi Devlet Sekreteri ve Hristiyan Demokrat Partisi Milletvekili Christian Schmidt'i Milli Savunma Komisyonu Toplantı Salonu'nda kabul etti.
Milli Savunma Komisyonu Toplantı Salonun'nda Schmidt ve beraberindeki heyetle görüşen Köksal, Almanya ile Türkiye arasındaki iyi ilişkilerin bu tür ziyaretlerle pekiştiğini söyledi.
Almanya'da yaşayan Türklere yönelik ırkçı saldırılara değinen Köksal, Almanya hükümetinin bu tür saldırıları önlemeye çalıştığının farkında olduğunu bildirirken, ''Ancak daha fazla duyarlılık istiyoruz ve bu saldırıların hiç olmamasını arzu etmekteyiz'' diye konuştu.
TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Oğuz Kağan Köksal, sözlerinde şunları kaydetti:
"Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkiler çok geçmişi eskiye dayanan köklü ve tarihi ilişkilerdir. Bu ilişkilerimiz her geçen günde artarak devam etmektedir.
Bu ziyaretlerde bu ilişkilerimizi biraz daha güçlendirip, artırma adına önemlidir. Almanya ile aramızdaki ilişkiler bir başka ülke ile aramızdaki ilişkilerden çok farklıdır. Çünkü Türk vatandaşı olan birçok vatandaşımız Almanya'da yaşamaktadır.
Dolayısıyla da ilişkilerimiz, ekonomik ve siyasal ilişkilerimizin yanı sıra vatandaşlık ilişkileri nedeniyle daha da yakın ilişkiler içerisindeyiz. Bu bakımdan Almanya ile olan gerek bu tür üst düzey ziyaretler, gerekse ekonomik ilişkileri biz önemsiyoruz.
Bu ilişkilerin son zamanda biraz daha artması bizi memnun etmektedir. Geçtiğimiz günlerde TBMM Başkanımız Sayın Cemil Çiçek'in gene bir Almanya ziyareti olmuştu. O ziyaret inanıyorum ki bu ilişkilerimizi biraz daha geliştirme adına önemli idi. Peşinden bu sene TBMM'de önemli bir nokta daha gerçekleşti ki; 2011 tarihinde Samsun Milletvekilimiz Çağatay Kılıç tarafından onun başkanlığında Türk- Alman grup dostluğu kuruldu. Bu da sadece ülkeler arasında değil, parlamentolar arasında da ilişkilerimizi arttıracak bir çalışmadır.
İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere de değinmek istiyorum. Bir taraftan ithalat, ihracat bağlantısı yaparken diğer taraftan da pek çok Alman işadamlarımız Türkiye'de de bazı ortak yatırımlar yapmaktadırlar ki Ben İzmir ve Bursa Valiliği yaptım oralarda da pek çok Türk-Alman işbirliği ile kurulmuş ortaklıklar ve çalışmalar vardır.
Bu da ekonominin bir noktada dostluğu artıracak unsurlardan birisi olduğunu göstermektedir. Dostluklar böyle gelişince, dostlar arasında birtakım talepler ve istekler haliyle olmaktadır. Bu anlamda söylemek gerekirse Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızın ırkçı saldırılara maruz kaldığını üzülerek görmekteyiz. Gerçi bu konuda Almanya hükümeti gereken her şeyi yapmakta ama gene de gönlümüz bu tür olayların olmamasını arzu etmektedir.
Bir başka değinmek istediğim konu ise terör konusudur. Türkiye'nin en önemli sorunlarından biriside PKK terörüdür. Bölücü PKK terörüdür. Bunun la ilgili dostumuz Almanya'nın daha hassas davranmasını arzu ediyoruz. Özellikle Türkiye'den çeşitli yollarla kaçan terör örgütlerinin bir kısmı buralardaki vatandaşlarımızı rahatsız etmekte hatta sadece bizim vatandaşlarımızı değil Alman vatandaşlarını da bir şekilde rahatsız etmektedir. Bizim için problem olduğu kadar önümüzdeki günler de PKK terör örgütünün uzantıları Almanya için de problem olacaktır."
Christian Schmidt de Almanya'da Türklere yönelik saldırılar konusunda eskiye oranla toplum ve resmi makamlar olarak çok daha duyarlı olunduğunu öne sürerek, ''Türklere yönelik işlenen feci cinayetler hiçbir şekilde kabul edilemez. Nürnberg Şehir Meclisi üyeleriyle birlikte saldırıyla uğrayan çiçek dükkanına birlikte gittik. Oradan ben de alışveriş yapmıştım. O yüzden çok etkilendim. Türklere yapılan bu saldırılar emin olun ki Almanya'da merkezi bir konu olarak ele alınıyor'' şeklinde konuştu.
Schmidt, Almanya'nın 20 yıl önce PKK'yı yasa dışı ilan ettiğini hatırlatarak, PKK'nın Almanlara ve Alman hükümetine yönelik de baskı uygulamaya başladığını, bu bakımdan Almanya'da PKK'ya karşı bir duyarlılığın oluştuğunu söyledi.
Terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan'ın bir zamanlar başka Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Almanya'da da adeta ''barış elçisi'' gibi görüldüğünü öne süren Schmidt, ''Artık bu konu Almanya'da iyi biliniyor. PKK'nın mafya benzeri yollarla para topladığı biliniyor. PKK kendi taraftarlarına da dışarıya da aynı baskıyı uyguluyor'' dedi.
Schmidt, füze savunma sistemi konusunda Türkiye'nin verdiği destekten ötürü müteşekkir olduklarını belirterek, Türk Silahlı Kuvvetleri ile birlikte Kosova ve Afganistan'da uyumlu çalışma sergilediklerini anlattı. Schmidt son olarak, Eylül ayında bir ''Türk-Alman Konferansı'' düzenlemek istediklerini belirterek, TBMM Milli Savunma Komisyonu'ndan da bu konuda destek istedi.
Oğuz Kağan Köksal da Schmidt'in PKK konusundaki ifadelerini ''olumlu itiraf'' olarak nitelendirerek, ''Bunlar memnun edici sözler. Terör, ismi ne olursa olsun, nerede olursa olsun terördür'' dedi. Köksal, El Kaide terörüne karşı Almanya ile güvenlik ve istihbarat konularında iyi bir işbirliği içinde olduklarını vurgulayarak, bu işbirliğinin bütün terör örgütlerine karşı sürdürülmesinin önemine işaret etti. (18:58)
Milli Savunma Komisyonu Toplantı Salonun'nda Schmidt ve beraberindeki heyetle görüşen Köksal, Almanya ile Türkiye arasındaki iyi ilişkilerin bu tür ziyaretlerle pekiştiğini söyledi.
Almanya'da yaşayan Türklere yönelik ırkçı saldırılara değinen Köksal, Almanya hükümetinin bu tür saldırıları önlemeye çalıştığının farkında olduğunu bildirirken, ''Ancak daha fazla duyarlılık istiyoruz ve bu saldırıların hiç olmamasını arzu etmekteyiz'' diye konuştu.
TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Oğuz Kağan Köksal, sözlerinde şunları kaydetti:
"Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkiler çok geçmişi eskiye dayanan köklü ve tarihi ilişkilerdir. Bu ilişkilerimiz her geçen günde artarak devam etmektedir.
Bu ziyaretlerde bu ilişkilerimizi biraz daha güçlendirip, artırma adına önemlidir. Almanya ile aramızdaki ilişkiler bir başka ülke ile aramızdaki ilişkilerden çok farklıdır. Çünkü Türk vatandaşı olan birçok vatandaşımız Almanya'da yaşamaktadır.
Dolayısıyla da ilişkilerimiz, ekonomik ve siyasal ilişkilerimizin yanı sıra vatandaşlık ilişkileri nedeniyle daha da yakın ilişkiler içerisindeyiz. Bu bakımdan Almanya ile olan gerek bu tür üst düzey ziyaretler, gerekse ekonomik ilişkileri biz önemsiyoruz.
Bu ilişkilerin son zamanda biraz daha artması bizi memnun etmektedir. Geçtiğimiz günlerde TBMM Başkanımız Sayın Cemil Çiçek'in gene bir Almanya ziyareti olmuştu. O ziyaret inanıyorum ki bu ilişkilerimizi biraz daha geliştirme adına önemli idi. Peşinden bu sene TBMM'de önemli bir nokta daha gerçekleşti ki; 2011 tarihinde Samsun Milletvekilimiz Çağatay Kılıç tarafından onun başkanlığında Türk- Alman grup dostluğu kuruldu. Bu da sadece ülkeler arasında değil, parlamentolar arasında da ilişkilerimizi arttıracak bir çalışmadır.
İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere de değinmek istiyorum. Bir taraftan ithalat, ihracat bağlantısı yaparken diğer taraftan da pek çok Alman işadamlarımız Türkiye'de de bazı ortak yatırımlar yapmaktadırlar ki Ben İzmir ve Bursa Valiliği yaptım oralarda da pek çok Türk-Alman işbirliği ile kurulmuş ortaklıklar ve çalışmalar vardır.
Bu da ekonominin bir noktada dostluğu artıracak unsurlardan birisi olduğunu göstermektedir. Dostluklar böyle gelişince, dostlar arasında birtakım talepler ve istekler haliyle olmaktadır. Bu anlamda söylemek gerekirse Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızın ırkçı saldırılara maruz kaldığını üzülerek görmekteyiz. Gerçi bu konuda Almanya hükümeti gereken her şeyi yapmakta ama gene de gönlümüz bu tür olayların olmamasını arzu etmektedir.
Bir başka değinmek istediğim konu ise terör konusudur. Türkiye'nin en önemli sorunlarından biriside PKK terörüdür. Bölücü PKK terörüdür. Bunun la ilgili dostumuz Almanya'nın daha hassas davranmasını arzu ediyoruz. Özellikle Türkiye'den çeşitli yollarla kaçan terör örgütlerinin bir kısmı buralardaki vatandaşlarımızı rahatsız etmekte hatta sadece bizim vatandaşlarımızı değil Alman vatandaşlarını da bir şekilde rahatsız etmektedir. Bizim için problem olduğu kadar önümüzdeki günler de PKK terör örgütünün uzantıları Almanya için de problem olacaktır."
Christian Schmidt de Almanya'da Türklere yönelik saldırılar konusunda eskiye oranla toplum ve resmi makamlar olarak çok daha duyarlı olunduğunu öne sürerek, ''Türklere yönelik işlenen feci cinayetler hiçbir şekilde kabul edilemez. Nürnberg Şehir Meclisi üyeleriyle birlikte saldırıyla uğrayan çiçek dükkanına birlikte gittik. Oradan ben de alışveriş yapmıştım. O yüzden çok etkilendim. Türklere yapılan bu saldırılar emin olun ki Almanya'da merkezi bir konu olarak ele alınıyor'' şeklinde konuştu.
Schmidt, Almanya'nın 20 yıl önce PKK'yı yasa dışı ilan ettiğini hatırlatarak, PKK'nın Almanlara ve Alman hükümetine yönelik de baskı uygulamaya başladığını, bu bakımdan Almanya'da PKK'ya karşı bir duyarlılığın oluştuğunu söyledi.
Terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan'ın bir zamanlar başka Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Almanya'da da adeta ''barış elçisi'' gibi görüldüğünü öne süren Schmidt, ''Artık bu konu Almanya'da iyi biliniyor. PKK'nın mafya benzeri yollarla para topladığı biliniyor. PKK kendi taraftarlarına da dışarıya da aynı baskıyı uyguluyor'' dedi.
Schmidt, füze savunma sistemi konusunda Türkiye'nin verdiği destekten ötürü müteşekkir olduklarını belirterek, Türk Silahlı Kuvvetleri ile birlikte Kosova ve Afganistan'da uyumlu çalışma sergilediklerini anlattı. Schmidt son olarak, Eylül ayında bir ''Türk-Alman Konferansı'' düzenlemek istediklerini belirterek, TBMM Milli Savunma Komisyonu'ndan da bu konuda destek istedi.
Oğuz Kağan Köksal da Schmidt'in PKK konusundaki ifadelerini ''olumlu itiraf'' olarak nitelendirerek, ''Bunlar memnun edici sözler. Terör, ismi ne olursa olsun, nerede olursa olsun terördür'' dedi. Köksal, El Kaide terörüne karşı Almanya ile güvenlik ve istihbarat konularında iyi bir işbirliği içinde olduklarını vurgulayarak, bu işbirliğinin bütün terör örgütlerine karşı sürdürülmesinin önemine işaret etti. (18:58)
