Komisyon, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı.
Komisyonda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının yanı sıra Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Türk Standartları Enstitüsü, Türk Patent ve Marka Kurumu, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Türkiye Bilimler Akademisi, Türkiye Uzay Ajansı bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları, GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının bütçe ve kesin hesabı, Kalkınma Ajansları Denetim Raporu (Ahiler, Batı Akdeniz, Bursa Eskişehir, Bilecik, Dicle, Doğu Anadolu, Kuzeydoğu Anadolu) ele alınacak.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2024 yılı bütçelerine ilişkin sunum yaptı.
Bakanlık olarak, kritik teknolojilerde bağımsızlık, katma değerli üretim ve yüksek teknoloji ihracatını artırma, nitelikli istihdamı sağlama ve topyekün kalkınma hedefleriyle çalışmaları sürdürdüklerini belirten Kacır, "Savaşlar, ticaret ve teknolojide korumacılık, küresel salgınlar, iklim değişikliği, afetler, gıda, su, enerji, ham madde krizleri bulunduğumuz zor coğrafyada milletimizin istiklal ve istikbali için Milli Teknoloji Hamlesi ile ifade ettiğimiz hedeflerimizi gerçekleştirmeyi zorunluluk kılmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Kacır, Türkiye ekonomisinin 12 çeyrektir büyümesini kesintisiz sürdürdüğünü belirterek, salgından bu yana 3 yılda dünya ekonomisinin yüzde 7 büyürken Türkiye ekonomisinin yüzde 20 büyüme kaydettiğini ifade etti.
Yıllık 254 milyar dolarlık ihracatın 240 milyar dolarının sanayi ürünlerinden oluştuğunu vurgulayan Kacır, şöyle konuştu:
"İmalat sanayimiz, kalkınmamızın lokomotifi olmayı sürdürüyor. 21 yılda 101'e yükselen teknoloji geliştirme bölgeleri, desteklediğimiz 1295 AR-GE ve 325 tasarım merkezi ile ülkemizde teknoloji seviyesi yüksek üretim kapasitesi inşa ettik. Bu yatırımlar neticesinde son 5 yılda imalat sanayinde yüksek teknoloji üretimi yüzde 58 büyüdü. Araştırma ve inovasyon ekosistemi, planlı sanayi alanları, girişimcilik kültürü ve nitelikli insan kaynağıyla Türkiye'yi son 21 yılda küresel bir üretim üssü haline getirdik."
- "Savunma ve havacılık ihracatımız 17 kat arttı"
Kacır, Türkiye'nin ticari araç üretiminde Avrupa'nın lideri olduğunu ve otomotiv ihracatının 13 kat artarak 31,5 milyar dolara yükseldiğini dile getirdi.
Türkiye'nin, askeri insansız hava aracı üretiminde dünyada bir numara olduğuna dikkati çeken Kacır, "Savunma ve havacılık ihracatımız 17 kat arttı, 4,4 milyar dolara yükseldi. Beyaz eşya üretiminde Avrupa lideriyiz. Güneş paneli üretiminde Avrupa'da lideriz, dünyada dördüncüyüz. Çimento ve seramik sağlık gereçleri üretiminde Avrupa birincisiyiz. Türkiye Yüzyılı'nda, yeşil ve dijital dönüşümü hızlandıracak, ülkemizi küresel düzeyde ileri teknoloji üretim merkezi haline getirecek, bilgi temelli dijital ekonomiyi büyütecek, yenilikçi ve girişimci insan kaynağımızı güçlendireceğiz."
Kacır, 6 Şubat depremlerinin ardından tüm imkanları deprem bölgesi için seferber ettiklerini anlatarak, bölge sanayisinin kaybının 8 milyar doların üzerinde olduğunu bildirdi.
Deprem bölgesinin yeniden inşası için çalışmalar yaptıklarını dile getiren Kacır, "Depremden etkilenen 65 ilçede gerçekleştirilecek yatırımları, en üst seviyedeki yatırım teşvikleriyle destekliyoruz. Deprem öncesinde teşvik belgesi düzenlenen fakat yatırımına devam edemeyecek yatırımcıları mağdur etmemek için 1222 yatırımı tamamlanmış saydık. Devam eden 5 bin 962 yatırıma ilişkin teşvik belgesi sürelerini 3 yıl uzattık. Organize Sanayi Bölgelerinde (OSB) altyapı ihtiyaçlarının karşılanması için 11 ilde yaklaşık 26 milyar lira tutarında 49 yatırım projesini sürdürüyoruz." bilgisini verdi.
Kacır, deprem bölgesindeki işletmelere destek sağladıklarını, kalkınma ajansları ve bölge kalkınma idareleri eliyle 124 projeye 1,36 milyar lira kaynak aktardıklarını vurguladı.
TÜBİTAK'ın imkanlarını afet bölgesi için harekete geçirdiklerini belirten Kacır, "Depremden etkilenen illerdeki araştırmacılarımızın 79, firmalarımızın 20 AR-GE projesini destekledik. 2 bin 500'e yakın öğrencimize ve araştırmacımıza burs sağladık." dedi.
- AR-GE'ye 11,3 milyar dolarlık kaynak
Kacır, inşa ettikleri AR-GE ve yenilik ekosistemiyle Türkiye artık teknolojide paradigma değişiminin seyircisi değil öncüsü olduğunu dile getirerek, 2002'de Türkiye'nin toplam AR-GE harcamalarının 1 milyar 212 milyon dolar olduğunu anımsattı.
Gelinen noktada AR-GE'ye yılda 11,3 milyar dolar kaynak ayırdıklarını bildiren Kacır, "Özel sektörün AR-GE harcamalarındaki payı yüzde 29'dan yüzde 61'e yükseldi. Aynı dönemde tam zaman eş değer AR-GE personeli sayımız 29 binden 222 bine çıktı. İlk defa bizim dönemimizde firmaların AR-GE ve tasarım merkezlerine destek sağladık. AR-GE ve tasarım merkezlerimizdeki proje sayısı 87 bini aştı. Önümüzdeki dönemde teşviklerimizden büyük ölçekte yararlanan AR-GE merkezlerinin stratejik alanlarda AR-GE faaliyetleri yürütmeye odaklanmasını sağlayacak düzenlemeler gerçekleştireceğiz." ifadelerini kullandı.
Kacır, 60 ile yayılan teknoparklarda 9 bin 800'den fazla firmanın teknoloji ve yenilik odaklı 69 binden fazla projeye imza attığına dikkati çekerek, milyar dolar değerlemeyi aşan 7 Türk teknoloji girişiminin 6'sının AR-GE teşvikleriyle başarıya ulaştığını söyledi.
Doğuştan elektrikli, yerli ve milli akıllı otomobil Togg'un artık yollarda olduğunu işaret eden Kacır, "Yıl sonuna kadar teslimatı tamamlanması planlanan 20 bin araç için gerçekleşen 177 bin 467 araçlık talep, milletimizin yerli ve milli otomobil markasına hasret ve güveninin önemli bir göstergesi. Bugüne kadar 9 binden fazla araç teslim edildi. Otomotiv sektörümüzün rekabet gücünü elektrikli araçlarda da sürdürmesi için ülkemizde batarya üretim kapasitesini artırmak zorundayız. Bu doğrultuda yaklaşık 35 gigawatt saat kapasite hedefiyle gerçekleşecek araç batarya üretim tesisi yatırımlarına teşvik verdik." diye konuştu.
- "Çip tasarımı ve üretiminde ülkemizin yetkinliklerini artırıyoruz"
Kacır, tüm şehirlerde hızlı şarj istasyonları kurulmasını sağladıklarını bildirerek, 81 şehirde 10 bin 100 halka açık şarj bağlantısına ulaştıklarını belirtti.
Türkiye'nin elektrikli araç başına düşen hızlı şarj istasyonu sayısında Avrupa'da birinci olduğunu anlatan Kacır, şunları kaydetti:
"Teknolojik ürünlerin en kritik bileşeni çip tasarımı ve üretiminde ülkemizin yetkinliklerini artırıyoruz. Savunma sanayimizde milli akıllı mühimmatların fotodedektörlerinin ve milli radar sistemlerinin çiplerini yerli olarak tasarlıyor ve üretiyoruz. Kuracağımız yeni çip üretim tesisiyle otomotiv, beyaz eşya ve savunma gibi sektörlerde kullanılan gelişmiş sensörlerin tasarım ve imalatını ülkemizde yapabilir hale geleceğiz. Rekabet Öncesi İşbirliği Programı ile milli tasarım çiplerin endüstride kullanımını yaygınlaştırmayı hedefliyoruz."
- "Sanayimizin yüksek teknoloji yatırımlarını hızlandıracağız"
Orta yüksek ve yüksek teknoloji odaklı 65,9 milyar liralık yatırım tutarında 185 proje ile cari açığın kapanmasına yılda 7 milyar dolar katkı sağlayacaklarını vurgulayan Kacır, "Yenilikçi ve Yıkıcı Teknolojiler Çağrısı" ile sanayinin yüksek teknoloji yatırımlarını hızlandıracaklarını söyledi.
Kacır, kamu alımlarında yerlileşmeye öncelik verdiklerini, Sanayileşme İcra Komitesi'nin alacağı tedbirlerle yerlileşmeyi ve teknoloji kazanımını, kamu alımlarının odağına yerleştireceklerini kaydetti.
Sanayicilere altyapısı güçlü ve çevre dostu planlı sanayi alanları sunduklarını bildiren Kacır, şöyle konuştu:
"Son 21 yılda, sayısını 192'den 353'e çıkardığımız OSB'de üretimde olan parsellerin sayısı 11 binden 58 bine, çalışan sayısı da 415 binden 2,5 milyona yükseldi. Aynı dönemde 74 ilde 155 OSB projesi için 38,2 milyar lira, kurduğumuz modern sanayi siteleri için ise 67 ilde 144 projeye 11,4 milyar lira kaynak kullandırdık. Ulusal Sanayi Alanları Master Planı ile lojistik bağlantıları dikkate alarak, kümelenme anlayışına uygun sürdürülebilir, yeşil sanayi alanları oluşturacağız. Bu yılın on ayında, 285 bin ilave istihdam sağlayacak, yatırım tutarı 1 trilyon lira olan 12 bin 987 yatırım için teşvik belgesi düzenledik. Yatırım teşvik belgesi sayısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29 artış sağlanmış olması yatırım iştahının devam ettiğinin önemli bir göstergesi."
- "Lider teknoloji girişimlerini destekleyeceğiz
Kacır, yatırımcılara bu yıl 7 milyar lira nakdi destek ödemesi gerçekleştirdiklerini ifade ederek, "Yatırım teşvik sistemimizi revize ederek, büyük ölçekli yatırımlarla arz güvenliğini sağlayacak, yüksek teknolojiye yönelik yatırımları artıracak, böylece cari açığın azaltılması ve fiyat istikrarı hedefine daha fazla katkı vereceğiz." dedi.
Türkiye'nin yeni nesil endüstri politikasının somut örneği Togg'un proje bazlı teşvik sistemiyle gerçekleştiğini ifade eden Kacır, ilk kez bir sivil teknoloji girişimine teşvikler kapsamında kamu alım garantisi sunduklarını anlattı.
AR-GE, yerli teknoloji ve tedarik ekosistemi yol haritası oluşturduklarını dile getiren Kacır, "Önümüzdeki dönemde batarya teknolojileri, çip üretimi, uzay teknolojileri, biyoteknoloji, hiper ölçekte veri merkezleri, güneş, rüzgar ve hidrojen enerjisi sistemleri alanlarında lider teknoloji girişimlerini destekleyeceğiz." açıklamasında bulundu.
Kacır, bölgesel gelişme politikalarıyla refahın yurt sathında dengeli yayılmasını sağladıklarını söyledi.
Bugüne kadar kalkınma ajanslarıyla 25 bin 591 projeye 42,2 milyar liralık destek sağladıklarını bildiren Kacır, bölge kalkınma idareleri aracılığıyla son 10 yılda 5 bin 890 projeye 20,5 milyar liralık kaynak aktardıklarını ifade etti.
Uluslararası fonların bölgesel kalkınma amaçlı kullanımını önemsediklerini ifade eden Kacır, şunları kaydetti:
"Kalkınma ajanslarımız ve bölge kalkınma idarelerimizin koordinasyonunda 363,3 milyon avroluk dış kaynak kullanımı gerçekleştirdik. Girişimcilik, tedarik zinciri, akıllı uzmanlaşma, yaratıcı endüstriler ve sosyal girişimcilik alanlarındaki projelerimize 263 milyon avro ilave dış kaynak sağlıyoruz. Model fabrikalarımızda sunduğumuz yalın üretim, dijital dönüs¸üm eğitim ve danıs¸manlık hizmetleri ile işletmelerimizin verimliliklerinde yüzde 76'ya varan artış sağlıyoruz. Kocaeli, Denizli, Eskişehir, Samsun, Trabzon ve Malatya ile model fabrikalarımızın sayısını 8'den 14'e çıkarıyoruz."
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, milli hava-hava füzeleri GÖKDOĞAN ve BOZDOĞAN'ın, İHA ve insansız deniz aracı platformlarından atılabilecek yeni nesil füze ailesi KUZGUN'un 2024'te Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine gireceğini bildirdi.
Kacır, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2024 yılı bütçelerine ilişkin yaptığı sunumda, 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda sanayiyi Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'na hazırladıklarını söyledi.
Dünya Bankası işbirliğiyle 450 milyon dolar bütçeli Yeşil Sanayi Projesi'nde, KOBİ'ler başta olmak üzere imalatçıların AR-GE ve yatırım faaliyetlerini destekleyeceklerini belirten Kacır, "Önümüzdeki dönemde dijital ve yeşil dönüşüm desteklerini daha da kuvvetlendireceğiz." dedi.
Teknoloji girişimlerinin sayısını artıracak Turcorn100 programını başlattıklarını hatırlatan Kacır, 182 girişime toplam 590 milyon lira yatırım yapılarak bir kaldıraç etkisi oluşturulduğunu, bu girişimlerin toplam 23,1 milyar lira sermaye kaynağına eriştiğini kaydetti.
Mehmet Fatih Kacır, bu yıl 33 bin bilim insanı ve öğrenciye TÜBİTAK eliyle 2,3 milyar lira destek sağladıklarına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Doktora burslarımızı aylık 20 bin liraya, doktora sonrası araştırma burslarımızı 25 bin liraya yükselttik. Uluslararası ve Bölgesel Bilim Olimpiyatları'nda öğrencilerimiz bu yıl rekor kırarak 12'si altın toplam 71 madalya aldı. Slovenya'da düzenlenen 12'nci Avrupa Kızlar Matematik Olimpiyatı'nda Türkiye iki altın ve iki gümüş madalyayla ülke sıralamasında 2'inci oldu. Dünyanın en büyük bilim ve mühendislik Yarışması ISEF'te 12 lise öğrencimiz ödül aldı. Tüm illerimizden 3 bin 300'den fazla okuldaki 250 bin öğrencinin 50 binin üzerindeki projesi TÜBİTAK bilim fuarlarında sergilenecek. Ülkemize yenilikçi bir fen lisesi modeli kazandırmak üzere kurduğumuz TÜBİTAK Fen Lisesi'nde öğrenci sayımız 270'e ulaştı. Bu yıl 10 bin lisans ve ön lisans öğrencimizi TÜBİTAK araştırma projelerinde destekledik."
- "5 Avrupa Dijital İnovasyon Merkezi kuracağız"
Uluslararası Lider ve Genç Araştırmacılar programlarıyla 199 lider bilim insanının Türkiye'ye geldiğini belirten Kacır, İstanbul ve Kocaeli'de açtıkları yeni nesil yazılım okullarında 692 öğrenciye ücretsiz yazılım eğitimi verdiklerini söyledi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, bilim merkezi sayısını 19'a çıkardıklarına işaret ederek, yıl sonuna kadar 7 bilim merkezini daha hizmete açacaklarını dile getirdi.
AR-GE programı Ufuk Avrupa kapsamında, 405 projede 233 milyon avroluk fonu Türkiye'ye kazandırdıklarını ifade eden Kacır, "Gümrük Birliği, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Dijital Dönüşüm ana eksenlerinde AB mevzuatını uyumlaştırma çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 7,5 milyar avro bütçeli Dijital Avrupa Programı'na katıldık. Program kapsamında süper bilgisayarlara, yapay zeka test ve deney tesislerine, açık veri alanlarına KOBİ'lerimiz ve araştırmacılarımız için erişim imkanı sağlayacağız. Ülkemizde 2024'te, 5 Avrupa Dijital İnovasyon Merkezi kuracağız." dedi.
- "İthal ürünleri yerlileştirmeye yönelik 104 KOBİ projesini destekledik"
Bu yılın 10 ayında 4 bin hazır ambalajlı ürünü, üreticisinde denetlediklerini de aktaran Kacır, piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetleriyle, 25 bin sanayi ürününe yönelik denetim gerçekleştirdiklerini söyledi.
Kacır, yılbaşından bu yana 61 işletmeye 5,2 milyar lira destek sağladıklarını belirterek, "KOBİ Finansman Destekleri ile 4,5 milyar liralık kredi hacmi oluşturduk. Acil Destek Programları ile sel ve yangın felaketlerinden etkilenen KOBİ'lerimizin de yardımına koştuk. 2 bin 375 KOBİ'mizin 505 milyon lira krediye faizsiz erişimini sağladık. Son bir yılda ithal ürünleri yerlileştirmeye yönelik 104 KOBİ projesini destekledik." dedi.
- "Yerli tasarım başvurularında Avrupa birinciliğine yükseldik"
Türkiye'nin ilk yerli ve milli yüksek çözünürlüklü görüntüleme uydusu İMECE'yi uzaya fırlattıklarını hatırlatan Kacır, şöyle devam etti:
"Elektro optik kamerasından haberleşme ekipmanlarına, uçuş bilgisayarından yazılımlarına milli olarak tasarlayıp ürettiğimiz uydumuz ile dünyanın herhangi bir yerinden hiçbir sınırlandırma olmadan görüntü alabiliyoruz. Türkiye'nin ilk milli haberleşme uydusu Türksat-6A'nın testlerini büyük ölçüde tamamladık. Uyduyu önümüzdeki aylarda fırlatmayı hedefliyoruz. Geliştirdiğimiz milli hava-hava füzeleri GÖKDOĞAN ve BOZDOĞAN, İHA ve insansız deniz aracı platformlarından atılabilecek yeni nesil füze ailesi KUZGUN, 2024'te Türk Silahlı Kuvvetlerimizin envanterine girecek. Açık denizlerde Türk donanmasını düşman tehditlerine karşı uyaracak düşük frekansları algılama kabiliyetine sahip milli sonarı geliştiriyoruz."
Mehmet Fatih Kacır, askeri hava trafik kontrol yazılımını millileştirdiklerini ve 3 askeri havaalanında devreye aldıklarını da söyledi.
Milli Uzay Programı ile Türkiye'nin uzaydaki yetkinliklerinin artırıldığını belirten Kacır, "Ay'a erişebilen sayılı ülkeler arasına girmemizi sağlayacak Ay Araştırma Programı kapsamında Milli Hibrit İtki Sistemimiz ile çalışan uzay aracımızın tasarımını tamamladık, üretim süreci devam ediyor. Uzaya Erişim ve Uzay Limanı Programı kapsamında, uzay araçlarını uzaya bağımsız gönderme kabiliyetine ve fırlatma teknolojilerine yönelik çalışmalarımıza devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.
- Patent başvurularındaki artış
Türkiye'de 2002'den bu yana, bir yılda gerçekleşen yerli patent başvurularının sayısının 414'ten 9 bin 9'a, yerli patent tescilleri sayısının ise 73'ten 3 bin 407'ye yükseldiğini vurgulayan Kacır, şunları söyledi:
"Dünyada yerli patent başvurularında 13'üncü, marka başvurularında 5'inci, tasarım başvurularında 3'üncü sıradayız. Bu yıl yerli tasarım başvurularında Avrupa birinciliğine yükseldik. Uluslararası başvurular kapsamında ülke sıralamasına göre, 1771 patent başvurusuyla 16'ıncı, 2 bin 550 marka başvurusuyla 8'inci ve 505 tasarım başvurusuyla 11'inci sırada yer aldık. Bugün 1487'ye ulaşan tescilli coğrafi işaretimizle ülkemizin tarihi ve kültürel değerlerinin tanıtılmasına farklı bir düzlemde katkı sağlıyoruz."
Kacır, Türkçe'nin en kapsamlı sosyal bilimler, mühendislik, doğa bilimleri, sağlık ve yaşam bilimleri terimleri sözlüklerini güncellediklerini aktararak, "Milli Mücadelenin Yerel Tarihleri Projesi ile 12 ciltlik bilimsel eseri basıma hazırladık. Türk Maarif Ansiklopedisi'ni önümüzdeki yıl yayımlamayı hedefliyoruz." dedi.
Bu yıl laboratuvarlarda 70 binden fazla test ve kalibrasyon hizmeti gerçekleştirdiklerini dile getiren Kacır, ithalat denetimi süreçlerini yalınlaştırdıklarını, 115 bin ürün denetimi yaparak 3 bin 200 uygunsuz ürünün Türkiye'ye girişini engellediklerini belirtti.
Kacır, Togg'a tam araç ulusal tip onay belgesi, TÜRASAŞ tarafından üretilen milli elektrikli tren setine ise ulusal yeterlilik belgesi düzenlediklerini söyledi.
TSE Ankara Kalite Kampüsü inşaatının büyük oranda tamamlandığını ifade eden Kacır, burada 40 bin metrekarelik laboratuvar alanıyla sanayicilerin test ve deney ihtiyaçlarının karşılanacağını sözlerine ekledi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2024 yılı bütçe görüşmelerinde, milletvekilleri söz aldı.
HEDEP Muş Milletvekili Sezai Temelli, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ı eleştirerek, "Sunumunuz için teşekkür ediyorum, gerçekten hepimizi motive etti, uzay için biz de kendimize yer ayırtmak istiyoruz. Hayaller Uzay Yolu gerçekler Gazap Üzümleri, maalesef öyle." diye konuştu.
Filistin'de yaşamını yitirenlerin sayısının 10 bine ulaştığını, bunlardan 4 binden fazlasının da çocuk olduğunu ifade eden Temelli, dünyanın bu konuda sessiz kaldığını söyledi.
Orta Doğu'da savaşı körükleyen yaklaşımların nelere mal olduğunun en açık göstergesini Gazze'de Filistinliler'in yaşadığını öne süren Temelli, şöyle konuştu:
"Çünkü bugün silah sanayisine yapılmış yatırımlar, silah teknolojisi üzerinden gelişimi, büyümeyi önüne koymuş olan iktidarlar adeta bu insanlık dramının yaşanmasında birinci dereceden sorumludurlar. Bugün Filistin halkına, Kürt halkına yönelik saldırılar yarın bugün bütün dünyayı büyük bir ateş çemberine sürükleyecektir. Üçüncü büyük dünya savaşı, üçüncü büyük paylaşım savaşının aslında bunlar belki de ilk adımları. Büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız, sürüklendiğimiz yer böyle bir şey."
Teknolojik anlamdaki gelişmelerin silah sanayisine endekslendiği yönünde değerlendirmelerde bulunan Temelli, bunlardan dolayı ülkenin yoksul olduğunu öne sürdü. Temelli, teknoloji ve sanayinin önümüzdeki dönem yeniden yapılanması için başka bir perspektife gerek olduğunu savunarak, bunun yolunun da demokrasiden, demokratik cumhuriyetten geçtiğini söyledi.
İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale, Türkiye'nin, istenildiği gibi yüksek gelirli ülkelere yaklaşamadığını öne sürerek, "Biz üst orta gelirli bir ülkeyiz, üst orta gelirli ülkelerin yüksek gelirli ülkelere kişi başı milli geliri yakınsarken bizler son on sene içerisinde hep bir patinaj yapıyoruz." dedi.
Türkiye'nin bilgi ve iletişim teknolojisi yatırımlarını artırması gerektiğini ifade eden Özlale, Türkiye'nin en büyük problemlerinden binini de ücretler olduğunu öne sürdü. Özlale, ücretlerin düşük olduğu bir yerde talebin insanları borçlandırarak sağlanabileceğini öne sürerek, "Türkiye'nin şu andaki en büyük problemi verimsizlikten dolayı, istediğimiz verimlilik artışını sağlayamadığımızdan dolayı, doğru rekabet politikasını geliştiremediğimizden dolayı ücretlerin, dolayısıyla vatandaşımızın satın alma gücünün düşmesidir." diye konuştu.
Sezai Temelli ile ayrıştığı noktanın savunma sanayi olduğunu dile getiren Özlale, "Dünyanın iktisadi tarihine, iktisadi kalkınmasına baktığınız zaman savunma sanayisi yatırımları bir ülkenin kalkınmasında, büyümesinde faydalı oluyor ama benim buradaki ön plana çıkarmak istediğim şey şu: Sağlıklı büyüyen ülkelerde savunma sanayisine yapılan yatırımlarda ortaya çıkan teknoloji diğer sektörlere aktarılmalı." değerlendirmesinde bulundu.
- Komisyon başkanı Muş'tan Temelli'ye "Filistin" tepkisi
Komisyon Başkanı Mehmet Muş, Sezai Temelli'nin "Bugün Filistin halkına, Kürt halkına yönelik saldırılar yarın bugün bütün dünyayı büyük bir ateş çemberine sürükleyecektir." ifadesiyle, Filistin'de yapılan soykırımın, Türkiye'nin terörle mücadelesiyle özdeştirdiğini söyledi. Gazze'de yaşananların soykırım olduğu değerlendirmesinde bulunan Muş, şöyle konuştu:
"Bugün Filistin halkına karşı yapılan bir soykırım; fosfor bombalarıyla etrafı kuşatılmış, hiçbir şeyin girişine, çıkışına izin verilmeden, bir halk topyekün yok ediliyor orada. Şimdi, bunun ile Türkiye'nin teröre karşı sürdürmüş olduğu faaliyetler aynı kefeye koyulmuş; bunu bir kere kabul etmediğimizi ifade etmek isterim. Türkiye'de herhangi bir halka karşı bir saldırı kesinlikle yoktur, olamaz. Türkiye’nin sadece terör örgütüne yönelik operasyonları vardır, vatandaşlarına, kendi halkına karşı asla ve asla böyle bir şey söz konusu değildir, sınır ötesinde de yaptığı faaliyetler DEAŞ ve PKK'nın Suriye uzantısı YPG gibi terör örgütlerine yöneliktir."
Muş, bir soykırımla özdeşleştirmenin doğru olmadığını dile getirerek, bu ifadelerinin kimseye faydası bulunmadığını belirtti.
Temelli, İsrail soykırımıyla özdeşleştirilmiş bir cümle kullanmadığını savunarak, zorlama bir izahat yapıldığını ve bunu kabul etmediğini söyledi.
- "Yerli ve milli katkıyı dikkatle takip ediyoruz"
MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, Türkiye'nin sanayi ve teknolojide aldığı mesafeyi, kazanımlarını bilimin ve bilimsel düşüncenin çıktılarının sanayiyle entegrasyonu sonucunda elde edilen yerli ve milli katkıyı dikkatle takip ve takdir ettiklerini ifade ederek, "Parti olarak yerel kaynakları harekete geçiren, çevre normlarına uygun ileri teknoloji kullanan ve yüksek katma değerli ürün üreten, özgün tasarım ve marka geliştiren, dijital çağa uyum sağlayan ve sanayi dönüşümünü sağlıklı bir şekilde gerçekleştiren, ara malı ithalat bağımlılığını azaltan, nitelikli iş gücü istihdam eden, uluslararası rekabet gücüne sahip bir sanayileşme öngörüyoruz. Bu süreçte teknoloji yatırımlarının yönlendirilmesini önemli ve gerekli görüyoruz." dedi.
Günümüz küresel güç mücadelesinin teknolojik gelişim, dijital dönüşüm gibi parametreler üzerinden şekillendiğini vurgulayan Aksu, "Türkiye bu mücadelede yaşanan tüm zorluklara ve olumsuz etkenlere rağmen, güçlü sanayi altyapısı ve bu alanda uyguladığı politikalar sayesinde üretim çarklarını döndürmeye devam eden, büyümede gıpta edilecek bir performans ortaya koyabilen bir ülke olmuştur." diye konuştu.
Aksu, Türkiye'nin küresel bir güç haline gelmesinin yolunun dünya bilim ve teknolojisine katkıda bulunan ülkeler arasında yer alan bir ülke konumuna gelmesinden geçtiğini belirterek, bu doğrultuda, ülkede bilimin ve bilimsel düşüncenin hayat bulacağı ve itibar göreceği bir iklimin oluşturulmasının önemli olduğuna işaret etti.
AK Parti Samsun Milletvekili Ersan Aksu da soykırıma dönüşen İsrail zulmünü lanetlediğini belirttiği konuşmasında, "Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ülkemizin rekabet gücünü ve refah seviyesini artırmak için toplumun her kesimi ve ilgili kurumlarla iş birliği içerisinde faaliyet göstermekte, yüksek katma değerli, orta yüksek ve yüksek teknoloji ürünlerin yerli imkân ve kabiliyetlerle üretimine destek vererek ülkemizi dünyanın güçlü ekonomilerinden biri yapmak hedefine doğru sağlam adımlarla ilerlemektedir." dedi.
Teknolojinin küresel rekabetin merkezinde olduğu çağda bilgi üretimi ve bilginin ekonomik değere dönüştürülmesinin esas olduğunu belirten Aksu, "Günümüzde en değerli 10 global şirketin 7'si teknoloji odaklıdır, bu yüzden teknoloji ve inovasyon ekosistemimizi güçlendirme adımlarını atmak durumundayız. Milli teknoloji hamlesiyle girişimcilik kültürünü yaygınlaştırıyor ve girişimciler için gerekli olan tüm destek ve altyapıları sağlıyoruz." diye konuştu.
Aksu, milli ve özgün teknolojik ürün ve sistemler geliştirilmesine yönelik çalışmalarla Türkiye'nin küresel rekabet gücünün artırılması, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığımızın sağlanması amacıyla yola çıkan "Milli Teknoloji Hamlesi"yle Türkiye'nin pek çok dünya ülkesine örnek olmanın yanı sıra sadece birkaç küresel şirketin ve ülkenin menfaatleri yerine küresel ortak menfaatin ön plana çıkarılmasına katkıda bulunmak amacıyla çalışmalarını yürüttüğünü ve daha adil bir dünyanın inşası için çalışıldığını kaydetti.
- "Hizmetler sektörü ekonomide ağırlığını koydu"
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, Türkiye'nin sanayileşmede yaşadığı dönemlere değinerek, "Bugün geldiğimiz noktada sanayi sektörünün bir anlamda yerinde durduğunu, durakladığını, tabii ki zaman içinde bir şeyler gelişiyor, rakamlar büyüyor ama genel anlamda paylar olarak baktığınızda çok ciddi pay artışları sanayide yok, daha çok hizmetler sektörü büyümüştür yani Türkiye aslında sanayileşmeyi, bir anlamda o süreçleri tamamlamadan hizmetler sektörünün bir anlamda ekonomide ağırlığını koyduğu bir yapıya geçmiştir." diye konuştu.
Kamu ve özel sektör iş birliğine yönelik eleştirilerini dile getiren Türeli, "Özel sektör üretim yapacak, ihracat yapacak, araştırma-geliştirme, üniversiteyle iş birliği yapacak, kamu da burada bu sürecin içinde olacak fakat bugün ne yazık ki kamu-özel iş birliği projeleri de adeta devlette bir kara delik oluşturdu." dedi.
Türkiye'de il ve bölgeler itibarıyla gelişmişlik farklarının çok açık ve net olduğunu öne süren Türeli, sanayinin de dengeli olmayan bir yapı içinde geliştiğini iddia etti.
Türeli, bölgesel eşitsizliğin azalması için doğrudan yatırımların yapılması, insan kaynaklarının geliştirilmesi ve yetişmiş insan gücünün bölgede tutulması için seçici politikalara ihtiyaç bulunduğunu savundu.
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ülke için çok önemli bir bakanlık olduğunu vurgulayarak, "Böyle önemli bir bakanlığın 78 milyar 995 milyonluk bir bütçeyle kalması bizi üzüyor. Gerçekten daha fazla pay alması gerekir 11 trilyon 911 milyarlık bir bütçe içerisinde yani yüzde 1 bile değil, binde 6'lık bir rakam." diye konuştu. Akay, konuşmasında Sayıştay raporlarında gördüğü eksiklik ve sıkıntılara dair değerlendirmede bulundu.
HEDEP Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, yaşamsal önemde etkinlik ve çalışmaları olması gereken bir bakanlığın bütçesinin görüşüldüğünü belirterek, "Burada 'bilimsel çalışma' dediğimizde, 'teknoloji üretimi' dediğimizde, daha çok emekçiden, işçiden yana konuşmalıyız diye düşünüyorum. Bugün KOBİ'ler de en yaygın üretim merkezleri içinde yer almaktadır. Dolayısıyla, sayıları milyonları bulan üretenler konuşulmadan, emekçilerin hakkı teslim edilmeden yapılan sunumlar da bizce eksiktir ve sermaye taraftarlığıdır." görüşünü paylaştı. Sayyiğit, teknoloji ve bilimin üretileceği yerlerin, üniversiteler olduğunu, ancak 1980'lerden bugüne YÖK eliyle üniversitelerin özerkliğinin ortadan kaldırıldığını ileri sürdü.
AK Parti Elazığ Milletvekili Ejder Açıkkapı, "Planlı sanayi alanları, girişimcilik kültürü ve nitelikli insan kaynağıyla Türkiye son 21 yılda küresel bir üretim üssü haline gelmiştir; bununla ancak gurur duyulur, 'daha iyisi olsun' temennisinde bulunulur. Savunma sanayisine baktığımız zaman askeri insansız hava aracı üretiminde dünyada bir numara olmak, ancak ve ancak bir övünç kaynağı olmalıdır." sözlerini sarf etti.
CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, bakanlığın sanayicilere kullandırdığı kredinin takibinin yapılmadığına, Sayıştay raporlarında yer verildiğini öne sürerek, kredilerin kime verildiğini, takibinin neden yapılmadığını sordu. Yıllar geçmesine karşın Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının kapsamlı bir çalışma yapmaması nedeniyle kalkınma ajanslarının kendi bölgelerinde etkili ve verimli çalışmalarının engellendiğini söyleyen Erdem, kalkınma ajanslarının hukuksal kimliğinin yasal bir zemine oturtulamadığını kaydetti.
MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, bir ülkenin savunma ve güvenlik alanındaki bağımsızlığının o ülkenin ekonomik ve finansal bağımsızlığını da arttırdığını da belirtti. Öztürk, Organize Sanayi Bölgelerinin mevcut sanayi kapasitesini artırdığını dile getirerek, "Bu minvalde, roket ve roket sistemleri alanında da Kırıkkale'de bir ihtisas organize sanayi bölgesi kurulmasının, savunma sanayisinin geliştirilmesi noktasında çok faydalı olacağı kanaatindeyim." diye konuştu.
- "Sanayide durgunluk var"
İYİ Parti Ankara Milletvekili Adnan Beker, Türkiye'nin savunma sanayisi alanında bir hayli yol katettiğini ve güzel gelişmeler olduğunu anımsatarak, "İHA, SİHA teknolojisi, yerli otomobilimiz TOGG, TCG Anadolu gemimiz gerçekten hepimizin göğsünü kabartıyor. ASELSAN, HAVELSAN, TAİ ve Makine ve Kimya Endüstrisi başta olmak üzere, emeği geçen tüm kurum, kuruluş, kişiler ve bürokratlardan Allah razı olsun." ifadesini kullandı. Beker, bu projeler kendilerini gururlandırırken, sanayide bir durgunluk olduğunu savunarak, esnafın, sanayicinin, işveren ve işçilerin seslerini duyuramadığını söyledi.
HEDEP Hakkari Milletvekili Öznur Bartin, iktidarın 2024 bütçe teklifinde de sermayenin, savaşın bütçesini gördüklerini ileri sürerek, bu savaş bütçesinin etkilerinin en derin yaşandığı yerin Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı iller olduğunu iddia etti.
Hakkari ve çevre kentlere, sanayi ve teknoloji alanında yatırımlar yapılsaydı işsizlik ve yoksulluk kenti olmayacağını ve sosyoekonomik göstergelerde bu bölgenin kentlerinin son sıralarda yer almayacağını savunan Bartin, bir harita göstererek "Aslında TÜİK'in ve diğer birçok resmi kurumun verileri de kürdistan haritasını göstermektedir." dedi.
Bartin'in bu ifadesi üzerine, bazı milletvekilleri tepki gösterdi.
Komisyon Başkanı Mehmet Muş, farklı görüşlere rağmen uyulması gereken Anayasa ve kanunlar olduğunu belirterek, "Anayasa'nın 3. maddesi devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğunu ifade eder. Sayın Bartin, kaldırdığınız, gösterdiğiniz o haritada ne yapıyor Türkiye Cumhuriyeti Devleti? Daha fazla yatırımın gitmesini istediği yerlere daha fazla teşvik veriyor, daha fazla şirketi oraya yönlendirmeye çalışıyor. O gösterdiğiniz harita kürdistan bölgesi değil. 6. bölge olarak, daha fazla yatırımın gitmesini istediğimiz yerler olarak bulunmakta." açıklamasında bulundu.
Muş, Kürt kimliğine savaş açmak, Kürtlerin kazanımlarına saldırmak gibi bir şeyin olamayacağını, herkesin Türkiye Cumhuriyet vatandaşlığıyla bu ülkeye bağlı olduğunu kaydetti. Herkesin hakkının aynı olduğunu belirten Muş, "Sizin ile Sayın Bakanın hakkı aynı, onun sizden bir kuruş fazla hakkı yok bu ülkede." ifadesini kullandı.
Mehmet Muş, kasıtlı olarak bir bölgenin geri bırakılması gibi bir şeyin de söz konusu olmadığını, geri kalmış olan bölgeleri hızla kalkındıracaklarını ve buna herkesin katkı vermesi gerektiğini vurguladı.
HEDEP Muş Milletvekili Sümeyye Boz'un da bütçe üzerine yaptığı konuşmada benzer ifade kullanması üzerine Muş, ona da Anayasa'nın 3. maddesini hatırlattı.
İYİ Parti Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın ise bakanlığın bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, HEDEP milletvekillerinin ifadelerine tepki gösterdi.
Aydın, HEDEP milletvekillerinin hem komisyonda hem de Genel Kurul'da benzer şekilde davrandıklarına dikkati çekerek, daha duyarlı olmaları talebinde bu
