2015-01-29 - 16:05
TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU...
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Gençlik ve Spor Bakanlığı, internet suçları, İGDAŞ'ın özelleştirilmesi, Sağlık Bilimleri Üniversitesi kurulması, Kızılay ve Yeşilay ile ilgili düzenlemeleri de içeren "Torba Kanun" teklifinin ilk 4 maddesi kabul edildi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Gençlik ve Spor Bakanlığı, internet suçları, İGDAŞ'ın özelleştirilmesi, Sağlık Bilimleri Üniversitesi kurulması, Kızılay ve Yeşilay ile ilgili düzenlemeleri de içeren "Torba Kanun" teklifinin maddeleri üzerindeki görüşmeler sürüyor.

Müezzinoğlu, teklifin ebelere uzmanlık ve sertifikasyon hakkı veren birinci maddesinin görüşülmesi sırasında yaptığı konuşmada, sağlığın dinamik bir alan olduğunu söyledi.

Müezzinoğlu, "Ebelere hemşirelerde olduğu gibi bir uzmanlık, sertifikasyon hakkı veriyoruz. Burada bir 'paralel yapı, eğitime el attınız' falan yok. Ebe nereden mezun oluyorsa, yine oradan olacak. Uzman ebe nerede eğitim görüyorsa orada eğitim görecek. Ama sistemin doğru, sürdürülebilir ve geliştirebilir eksik ayaklarının da tamamlanmasıyla ilgili bir teklif bu" diye konuştu.

Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İrfan Şencan da Türkiye'de şu an 52 bin 179 ebe bulunduğunu belirterek, bunların 24 bininin birinci basamak sağlık hizmetlerinde, 23 bin 845'inin ikinci ve üçüncü basamak kamu sağlık tesislerinde ve 3 bin 567'sinin de özel sektörde çalıştığını söyledi.

Görüşmeler sırasında zaman zaman usul tartışması yaşandı.

CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı, ilgili ve ilgisiz bütün tasarıların bu komisyona getirildiğini ifade ederek, 4 yıldır komisyonla alakalı olmayan bir sürü yasanın geçirildiğini ifade etti.

CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer, "Burayı çerçi dükkanına çevirdiniz" ifadesini kullanırken, CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, "Ebelerin sorunları niye buraya geliyor?" ve HDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani "Ebelerle ilgili ne uzmanlığımız var?" sorularını yöneltti.

Zozani ayrıca torbanın tasarı değil, teklif olduğunu belirterek, bakanlık ve bakanlık yetkililerinin bilgi veremeyeceğini, teklif sahibinin bilgi vermesi gerektiğini kaydetti.

AK Parti sıralarından itiraz gelmesi üzerine Zozani, "Okuyun, tasarı ile teklif arasındaki farkı görün. İşinize göre teklif, işinize göre tasarı" karşılığını verdi.

Daha sonra AK Parti Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl teklife ilişkin bilgi vererek, "Teklif veren bir kişi olarak Sayın Zozani beni ne kadar tanıyor bilemem ama..." ifadesi üzerine Zozani gülerek, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın olduğu bütün resimlerde sizi gördüğüm için çok iyi tanıyorum" dedi.

Aytuğ Atıcı da yine teklifin ilk maddesini eleştirerek, "Yarın 'bir kadın doğum kliniğinin, bir doğumhanenin idaresini yetkilendirilmiş ebeye ve yüksek lisans mezunu uzman ebeye verdim' diye yönetmelik çıkarırsınız. Bu durumda lise mezunu bir ebe, yüksek lisans mezunu bir insanın üzerinde yönetici olacak" diye konuştu.

Bu dönemde sezaryen oranlarının pik yaptığını belirten Atıcı, şunları söyledi:

"20 sene önce sezaryen oranları yüzde 20'lerin altındayken bu ebelerin hiçbir tanesi üniversite mezunu değildi. Lise mezunu bu ebeler şakır şakır doğum yaptırıyordu. Birdenbire sezaryen oranları özel hastanelerde yüzde 90'ları, üniversite hastanelerinde yüzde 60'ları, devlet hastanelerinde yüzde 50'leri geçti, akıllara ziyan."

CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli de teklifin içinde elektrik piyasasıyla, Ulaştırma Bakanlığı, madenlerle ilgili maddeler bulunduğuna dikkati çekerek, "Böyle ucube bir durum yok. Öbür komisyonları lağvedelim hepsi bu komisyonda...Gerekirse ikili, üçlü bir yapı kurulsun. Bu komisyonun ebelikle ne ilgisi var? Hiçbir ilgimiz yok" şeklinde konuştu.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "YÖK'de ciddi bir reforma ihtiyacımız var. Önümüzdeki süreçlerde inşallah Türkiye bunu başarır. Çok daha modern, çağdaş bir yükseköğretim sistemi oluşur" dedi.

Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Gençlik ve Spor Bakanlığı, internet suçları, İGDAŞ'ın özelleştirilmesi, Sağlık Bilimleri Üniversitesi kurulması, Kızılay ve Yeşilay ile ilgili düzenlemeleri de içeren "Torba Kanun" teklifinin maddeleri üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Sağlığın hizmet, eğitim ve kalkınma boyutu olan önemli bir alan olduğunu ve hizmet boyutu itibariyle de son 12 yılda önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirten Yılmaz, bunu TÜİK aracılığıyla doğrudan vatandaşların memnuniyetini ölçerek gördüklerini söyledi.

Yılmaz, 12 yıl önce sağlık alanında yüzde 40'ın altında olan memnuniyetin en son ölçümlere göre yüzde 75'e kadar ulaştığını ifade ederek, bu ilerlemede reform, yenilik, hastanelerin birleştirilmesi ve birçok başka alanda yapılan çalışmaların etkileri olduğunu kaydetti.

Yılmaz, muhalefetin itirazları üzerine, "Bu TÜİK'in ölçümleri. Biz tarafsız bir ölçüm olarak yapıyoruz. İsterseniz gelirsiniz teknik detaylarına da birlikte bakabiliriz" karşılığını verdi.

Şu anda 133 bin doktor olduğunu belirten Yılmaz, ihtiyaç duyulan doktor sayısında da Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı hesaplamalarda 200, 210 bin civarında bir rakamın telaffuz edildiğini söyledi.

Yılmaz, Türkiye'de 100 bin kişiye düşen hekim sayısının 174, AB'de 346, OECD'de 321 olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla bizim mevcut ortalamamızda OECD arasında halen önemli bir farklılık var. Burada tabi politika olarak biz doktorlarımızın ve sağlık personelimizin sayısının artması gerektiğini öngördük. Geçmişte yapılan çalışmalarla önemli oranda kontenjanlar ve fakültelerin sayısı arttı. Bugün önemli bir yere gelmiş durumdayız."

Konuşmalarda "Mezun olanlar işsiz mi kalacak" diye bir endişenin dile getirildiğine işaret eden Yılmaz, "Ben hiçbir şekilde bu endişeye katılmıyorum. Halen ciddi bir açığımız var. Yani 67 bin, 77 bin civarında, o ölçeklerde bir açıktan bahsediyoruz" dedi.

Sağlığa yeni bir ekonomik alan olarak baktıklarını belirten Yılmaz, şunları kaydetti:

"Bir taraftan ülkemizin ihtiyaçlarını karşılarken bir taraftan da sağlık turizmi, sağlık endüstrileri diye bir kavram var. İlaç ve tıbbi cihaz üretimini yurtiçinde artırmak istiyoruz. Cari açığımızın kapatılması adına da önemli bir alandır. Son kalkınma planımızda da biz dönüşüm programlarını yaparken sağlık endüstrilerini ve sağlık turizmini de Türkiye'nin önemli alanlarından biri olarak tespit etmiş durumdayız. Dolayısıyla bir taraftan devletimizin yaptığı şehir hastaneleri diğer taraftan normal kanallarla yaptığımız yatırımlar, özel sektörün yaptığı yatırımlar ve üniversitelerimiz."

Yılmaz, bazı konuşmaları dinlerken YÖK konusunda herkesin mutabık olduğunu gördüğünü ifade ederek, şunları söyledi:

"Doğrusu onu mutlulukla dinledim. YÖK'de ciddi bir reforma ihtiyacımız var. Bu tabi anayasal bir değişiklik gerektiriyor. İktidarıyla, muhalefetiyle bugüne kadar yapılamamış belki gerçekten bir eksiklik. Keşke iktidarla muhalefet arasında hep uzlaşma olsa ve anayasayı değiştirsek, YÖK sisteminde ciddi değişiklikler yapsak. Bu hepimizin ortak arzusu ama bugüne kadar maalesef olmadı. Önümüzdeki süreçlerde bunu inşallah Türkiye başarır. Çok daha modern, çağdaş bir yükseköğretim sistemi oluşur.

Mevcut sistem içinde de yapılabilecek işler var, kanunla düzenlenebilecek işler var. YÖK, anayasa her şeyi çok detaylı düzenlemiş değil. Maddeye baktım ve 'bazı hususlarda kanunla düzenlenir' diyor. Bu kanunla düzenleme imkanını biz sistemimizi daha ileriye taşımak için en azından daha çoğulcu bir yapıya doğru kullanmak durumundayız."

Yeni bir üniversite kurulduğunu belirten Yılmaz, teklifte buna ilişkin yer alan maddede muhalefetin de eleştirilerini dikkate alarak düzeltmeler ve değişiklikler yapıldığını kaydetti. Yılmaz, bu üniversitenin akademik bakımdan tamamen YÖK sistemi içinde devam edeceğini, rektör atamalarından akademik diğer işlemlere kadar YÖK sistemi içinde bir üniversite olarak tarif edildiğini belirtti.

Yükseköğretim alanında Türkiye'deki reformların devam etmesi ve çeşitliliğin artırılması gerektiğine inandığını vurgulayan Yılmaz, "Böyle tek tipçi bir mantık doğru değil. 'Bütün üniversitelerimiz tek bir tip olsun, tek şekilde olsun' diye düşünmek bugünkü dünyanın gerçeklerine de ihtiyaçlarımıza da uygun değil" diye konuştu.

Yılmaz, ayrıca konuşması sırasında muhalefetin eleştirileri üzerine, "Bu seviyede tartışacaksak isterseniz hiç tartışmayalım. Ama biz bu ülkenin kalkınmasından, gelişmesinden bahsediyoruz" karşılığını verdi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Gençlik ve Spor Bakanlığı, internet suçları, İGDAŞ'ın özelleştirilmesi, Sağlık Bilimleri Üniversitesi kurulması, Kızılay ve Yeşilay ile ilgili düzenlemeleri de içeren "Torba Kanun" teklifinin ilk 4 maddesi kabul edildi.

Teklifin görüşmeleri sırasında 4. madde üzerinde söz alan CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, üniversitelerin bütçesini mütevelli heyetinin onaylayamayacağını, bunun anayasaya aykırı olduğunu söyledi.

Türeli, şunları kaydetti:

"Anayasa Mahkemesi bu hükmü iptal edecek, çok net bir durum var ortada. Bu konuya ilişkin sistem zaten ilgili yasalarda tanımlanmış. Bu tip bir değişlik hiçbir devletin hiçbir planlamasında yer almıyor. Belli ki bu konu hiç tartışılmamış. Bu teklif ile üniversitelere ilişkin yeni bir sistem yaratılmak isteniyor ama bu sistem Anayasa?ya uyumlu değildir."

MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal da AK Parti Konya Milletvekili Kerim Özkul'un iki farklı kanun teklifinde imzasının farklı olduğunu iddia ederek, "Meclis Başkanlığı'na yazı yazıp yarın sabah ıslak imzalarını isteyeceğim. Gerekirse adli tıbba 'bu imzalar aynı adamların mı' diye soracağım. Bu iki imza aynı mı? Birinin kuyruğu nerede, biri nerede? Birinde 'ö' var, birinde yok. Bu Meclis'e, bize hakarettir" dedi.

Teklifin kabul edilen bazı maddeleri şöyle:

Lisans mezunu ebeler meslekleriyle ilgili lisansüstü eğitim alarak uzmanlaştıktan ve diplomaları Sağlık Bakanlığı'nca tescil edildikten sonra uzman ebe olarak çalışacaklar. Ebeler meslekleriyle ilgili olan özellik arz eden birim ve alanlarda belirlenecek esaslar çerçevesinde yetki belgesi alacaklar.

Ek ders ücretleri, özel eğitime muhtaç öğrencilerin eğitim ve öğretim gördüğü kurumlarda görevli öğretmen ve yöneticiler ile bu öğrencilere yönelik olarak açılan özel sınıf öğretmenlerine ve cezaevlerinde görevli öğretmenlere yüzde 25, Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi kapsamında görev alan yönetici ve öğretmenlere yüzde 100 fazlasıyla ödenecek.

Teklifle İstanbul'da Sağlık Bilimleri Üniversitesi adıyla yeni bir üniversite kurulacak. Üniversite; Tıp Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Sağlık Bilimleri Enstitüsünden oluşacak.

Üniversitenin mütevelli heyeti, Sağlık Bakanı, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, Rektör, Bakanın seçeceği bir üye ile Yükseköğretim Kurulu tarafından seçilen profesör unvanına sahip bir üye olmak üzere, toplam 5 üyeden oluşacak.

Üniversite, yabancı dilde eğitim veren program açma, yabancı yükseköğretim kurumları ile ortak program yürütme de dahil olmak üzere yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarıyla her türlü iş birliğine dair protokol yapabilecek.

Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane adıyla hizmet vermek üzere inşa edilen ve halen Marmara Üniversitesi adına tahsisli olan Haydarpaşa Kampüsü, Sağlık Bilimleri Üniversitesine tahsis edilecek.

Komisyon, teklifin görüşmelerine 3 Şubat Salı günü devam edecek.