2010-02-03 - 20:22
TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, TBMM Genel Kurulu'nda dün akşam yaşanan tartışmayla ilgili, ''Sayın Arınç'ın sergilediği tavır, kesinlikle bir baskıdır, şiddettir. Elinden gelse, imkan bulsa, fiziki şiddet uygulamaktan bile çekinmeyecek durumdaydı'' dedi.
TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, TBMM Genel
Kurulu'nda dün akşam yaşanan tartışmayla ilgili, ''Sayın Arınç'ın sergilediği
tavır, kesinlikle bir baskıdır, şiddettir. Elinden gelse, imkan bulsa, fiziki
şiddet uygulamaktan bile çekinmeyecek durumdaydı'' dedi.
Mumcu, yaptığı yazılı açıklamada, dün akşam TBMM Genel Kurulunda meydana
gelen olaylar hakkında dün Başkanlık kürsüsünden bir açıklama yaptığını
anımsattı.
Ancak Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın bugün yaptığı
basın toplantısının, birkaç noktaya daha açıklık getirilmesini gerekli kıldığını
kaydeden Mumcu, tartışmayla ilgili şunları ifade etti:
''Verilen arada kürsü arkasında Katip Üye sayın Murat Özkan ile
oturduğumuz sırada, sayın Arınç hışımla odaya girip Meclisi yönetemediğimi,
Başkanlık kürsüsüne yakışmadığımı ileri sürmüştür. Kendisine, Meclisi İçtüzüğe
uygun yönettiğimi, kürsüye yakışıp yakışmadığımın takdirinin ise kendisine ait
olmadığını söyledim. Ara verilmeden önce AKP Grup Başkanvekili Ayşenur
Bahçekapılı'yı neden uyardığım konusunda sorgulamaya kalkışması üzerine, bunun
Meclisi yöneten başkanvekilinin takdiri olduğunu, bu takdire karışmaya hakkı
olmadığını belirttim.
CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal'ın ceketini iliklemeden kürsüye
gelerek Başkanlık Divanına saygısızlık ettiğini, sarhoş taklidi de yaparak,
Soysal'ın sarhoş olduğunu iddia edip, kendisinin Meclisi yönetirken böyle şeylere
izin vermediğini söylemesi üzerine, 'Siz nasıl konuşuyorsunuz? Sarhoş olduğunu
nereden biliyorsunuz? Ayrıca sizin Meclisi nasıl yönettiğiniz de herkesin
belleğinde' dedim. Meclisi yönetemediğimi, kötü yönettiğimi yineleyince, nasıl
yöneteceğimi kendisinden öğrenmeyeceğimi ifade ettim. Sayın Arınç'tan sonra AKP
Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da Başkanlık odasında aynı esef verici tavrı
sergilemiştir, Elitaş'ı da kınıyorum.''
-''ANAYASA'YA AYKIRI DEĞİL''-
Yaşanan olayların ''biat kültürünün biçimlendirdiği insanların,
dillerinden düşürmedikleri demokrasiyi, demokrasinin temeli olan kuvvetler
ayrımını, kuvvetlerin birbirinden bağımsızlığını aslında içlerine
sindiremediklerini gösterdiğini'' savunan Mumcu, ''Anayasanın 94. maddesini
hatırlatan, İçtüzüğü gayet iyi bildiğini söyleyen Arınç'ın, aynı İçtüzük
gereğince ne yapılması gerektiğini de iyi bilmesi gerekir. Ayrıca Anayasa
Mahkemesinin 1970/32 esas sayılı kararının da Başkanvekillerinin parti grup
toplantılarına katılmasını Anayasaya aykırı bulmadığını da bilmesi gerekir''
dedi. Mumcu, şunları kaydetti:
''Genel Kurul adabını iyi bildiğini iddia eden sayın Arınç, Bakanlar
Kurulu üyesi olduğunu, ne kadar örtbas etmeye çalışırsa çalışsın, sergilediği
tavır, yürütmenin yasamaya baskısından başka bir şey değildir. Başkanvekillerini
birbiriyle mukayese etme şeklinde sergilediği, en hafif deyimle densizliği de
kendisine yakıştıramadım. Öte yandan, 'emanetçilik' görevine soyunan sayın
Arınç'ın buna ihtiyaç duymasını da hayret ve ibretle izledim.
Kendisi, Hukuk Fakültesinde Uğur Mumcu'nun da derslerine girdiğini
söylemek gereğini duymaktadır. Ama öyle anlaşılıyor ki onun verdiği hukuk
derslerini ya iyi algılayamamış ya da o derslerde bulunmamıştır. Sayın Arınç'ın
sergilediği tavır, kesinlikle bir baskıdır, şiddettir. Bir kez daha kınıyorum;
çünkü elinden gelse, imkan bulsa, fiziki şiddet uygulamaktan bile çekinmeyecek
durumdaydı.''
Kurulu'nda dün akşam yaşanan tartışmayla ilgili, ''Sayın Arınç'ın sergilediği
tavır, kesinlikle bir baskıdır, şiddettir. Elinden gelse, imkan bulsa, fiziki
şiddet uygulamaktan bile çekinmeyecek durumdaydı'' dedi.
Mumcu, yaptığı yazılı açıklamada, dün akşam TBMM Genel Kurulunda meydana
gelen olaylar hakkında dün Başkanlık kürsüsünden bir açıklama yaptığını
anımsattı.
Ancak Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın bugün yaptığı
basın toplantısının, birkaç noktaya daha açıklık getirilmesini gerekli kıldığını
kaydeden Mumcu, tartışmayla ilgili şunları ifade etti:
''Verilen arada kürsü arkasında Katip Üye sayın Murat Özkan ile
oturduğumuz sırada, sayın Arınç hışımla odaya girip Meclisi yönetemediğimi,
Başkanlık kürsüsüne yakışmadığımı ileri sürmüştür. Kendisine, Meclisi İçtüzüğe
uygun yönettiğimi, kürsüye yakışıp yakışmadığımın takdirinin ise kendisine ait
olmadığını söyledim. Ara verilmeden önce AKP Grup Başkanvekili Ayşenur
Bahçekapılı'yı neden uyardığım konusunda sorgulamaya kalkışması üzerine, bunun
Meclisi yöneten başkanvekilinin takdiri olduğunu, bu takdire karışmaya hakkı
olmadığını belirttim.
CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal'ın ceketini iliklemeden kürsüye
gelerek Başkanlık Divanına saygısızlık ettiğini, sarhoş taklidi de yaparak,
Soysal'ın sarhoş olduğunu iddia edip, kendisinin Meclisi yönetirken böyle şeylere
izin vermediğini söylemesi üzerine, 'Siz nasıl konuşuyorsunuz? Sarhoş olduğunu
nereden biliyorsunuz? Ayrıca sizin Meclisi nasıl yönettiğiniz de herkesin
belleğinde' dedim. Meclisi yönetemediğimi, kötü yönettiğimi yineleyince, nasıl
yöneteceğimi kendisinden öğrenmeyeceğimi ifade ettim. Sayın Arınç'tan sonra AKP
Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da Başkanlık odasında aynı esef verici tavrı
sergilemiştir, Elitaş'ı da kınıyorum.''
-''ANAYASA'YA AYKIRI DEĞİL''-
Yaşanan olayların ''biat kültürünün biçimlendirdiği insanların,
dillerinden düşürmedikleri demokrasiyi, demokrasinin temeli olan kuvvetler
ayrımını, kuvvetlerin birbirinden bağımsızlığını aslında içlerine
sindiremediklerini gösterdiğini'' savunan Mumcu, ''Anayasanın 94. maddesini
hatırlatan, İçtüzüğü gayet iyi bildiğini söyleyen Arınç'ın, aynı İçtüzük
gereğince ne yapılması gerektiğini de iyi bilmesi gerekir. Ayrıca Anayasa
Mahkemesinin 1970/32 esas sayılı kararının da Başkanvekillerinin parti grup
toplantılarına katılmasını Anayasaya aykırı bulmadığını da bilmesi gerekir''
dedi. Mumcu, şunları kaydetti:
''Genel Kurul adabını iyi bildiğini iddia eden sayın Arınç, Bakanlar
Kurulu üyesi olduğunu, ne kadar örtbas etmeye çalışırsa çalışsın, sergilediği
tavır, yürütmenin yasamaya baskısından başka bir şey değildir. Başkanvekillerini
birbiriyle mukayese etme şeklinde sergilediği, en hafif deyimle densizliği de
kendisine yakıştıramadım. Öte yandan, 'emanetçilik' görevine soyunan sayın
Arınç'ın buna ihtiyaç duymasını da hayret ve ibretle izledim.
Kendisi, Hukuk Fakültesinde Uğur Mumcu'nun da derslerine girdiğini
söylemek gereğini duymaktadır. Ama öyle anlaşılıyor ki onun verdiği hukuk
derslerini ya iyi algılayamamış ya da o derslerde bulunmamıştır. Sayın Arınç'ın
sergilediği tavır, kesinlikle bir baskıdır, şiddettir. Bir kez daha kınıyorum;
çünkü elinden gelse, imkan bulsa, fiziki şiddet uygulamaktan bile çekinmeyecek
durumdaydı.''
