2016-04-19 - 17:20
Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK PARTİ Malatya Milletvekili Taha Özhan, Kuzey Irak Yönetimi parlamento heyetini kabul etti.
Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK PARTİ Malatya Milletvekili Taha Özhan, Kuzey Irak Yönetimi parlamento heyetini kabul etti.
Özhan, kabulde yaptığı konuşmada, heyeti TBMM'de ağırlamaktan dolayı duyduğu memnuniyeti ifade ederek, gelecek hafta Erbil'i ziyaret edeceğini söyledi.
Erbil'in ve Süleymaniye'nin Türkiye'nin kardeş şehirleri olduğunu belirten Özhan, Irak'ın hem işgalden önce, hem de işgalden sonra çok zor bir dönemden geçtiğini ifade etti. "İşgalle beraber belli kazanımlar gelse de maalesef büyük sıkıntılar da beraberinde geldi. Kürtler bunun en ağır bedelini işgalden önce fazlasıyla ödediler. Acıları hatırlatmaya gerek yok ama Halepçe ve Enfal bile sadece, bu acıların zirve yapmış noktalarıdır. İnşallah bir daha böyle felaketleri hiçbirimiz yaşamayız" ifadelerine yer veren Özhan şöyle konuştu:
"Tam bir kırılma anında yaşıyoruz. Irak'ta sürdürülemez bir durum var. Bir şekilde bir arada, beraber ve adilane yaşamanın çözümünü bulmak zorundayız. Bağdat'ta huzur olmadan Erbil'de olmayacak, Kerkük'te huzur olmadan da Musul'da huzur olmayacak. Bu artık ortaya çıktı."
Irak Bölgesel Yönetimi'nin ve Türkiye'nin sadece tercih ettikleri için değil, siyasi olarak da, ahlaki olarak da, ekonomik olarak da birbirleriyle beraber çok güçlü bir şekilde ilişki içinde olmak zorunda olduklarına dikkat çeken Özhan, "Türkiye her şeye rağmen büyük bir istikrar adası. Ekonomik istikrarımızı koruyoruz, ekonomimiz Avrupa'da en hızlı büyüyen ekonomilerin başında geliyor. Siyasi olarak bir istikrarsızlık yok, seçimlerden yeni çıktık ve tek başına bir iktidar var. Ve Irak'ın da dostu var şu anda Türkiye'de. Aynı zamanda halklar da birbirlerine dostlar ve bu her geçen gün biraz daha artıyor" ifadelerine yer verdi.
Taha Özhan şunları söyledi:
"Maalesef PKK diye bir sorunumuz var. Ben PKK'yı, kürtlerin başına musallat olmuş son kötülük olarak görüyorum. Hiçbir zaman da kürtlerin dertleriyle dertlenmediler. Kürtlerle muhatap oldukları her sahne savaş, kan ve çatışma oldu. Öcalan Şam'da yirmi yıl kaldı, Suriye'deki kürtleri fark etmedi bile. Bir kez bile Baas rejimi altında o kürtlerin nasıl zulüm altında olduğu aklına bile gelmedi. İlk kez kürtler Suriye'de bu Baas rejimine isyan ettiler, orada da kürtlere yapılabilecek en büyük kötülüğü yaptı."
Özhan, Malatya'da kamplarda yaşayan 18 bin civarında Suriyeli olduğunu söyledi. Bunların neredeyse tamamının 2012 yılında PKK'dan kaçan kürtlerden oluştuğuna dikkat çeken Özhan, son yedi sekiz aydır binlerce insanın bir hiç uğruna öldüğünü belirterek Ankara Kızılay ve Merasim Sokak saldırılarına değindi. Özhan Irak ile ilgili olarak şunları kaydetti:
"Neredeyse 2010 Ocak seçimlerinden bu yana Irak merkezi yönetimi ile verimli bir siyasi ilişki kurmaya çalışıyoruz. On ay sürdü orada hükümetin kurulması. Biz ısrarlı bir şekilde seçimleri kazanmış olan Irakiye'nin hükümete öncülük etmesini tavsiye ettik hep. Ama maalesef Amerika ve kısmen İran'ın destekleriyle dengesiz bir hükümet kuruldu. Maliki yönetimi Saddam'ı aratmayacak işler yaptı. Bundan Irak'ta zarar görmeyen neredeyse hiçbir kesim kalmadı. Biz ısrarla merkezi hükümetle verimli ilişkiler kurup Erbil'le de olabildiğince yoğun işbirliği içine girmeye gayret ettik. Ama Bağdat hükümeti buna yanaşmayınca da Erbil'le ilişkilerimizi çok daha yoğunlaştırdık. Bundan rahatsız oldular. Ama biz biliyoruz ki bu bölgede Türkiye ile Irak bölgesel yönetiminin ilişkilerinin azami düzeyde iyi olması gerekiyor."
Özhan, kabulde yaptığı konuşmada, heyeti TBMM'de ağırlamaktan dolayı duyduğu memnuniyeti ifade ederek, gelecek hafta Erbil'i ziyaret edeceğini söyledi.
Erbil'in ve Süleymaniye'nin Türkiye'nin kardeş şehirleri olduğunu belirten Özhan, Irak'ın hem işgalden önce, hem de işgalden sonra çok zor bir dönemden geçtiğini ifade etti. "İşgalle beraber belli kazanımlar gelse de maalesef büyük sıkıntılar da beraberinde geldi. Kürtler bunun en ağır bedelini işgalden önce fazlasıyla ödediler. Acıları hatırlatmaya gerek yok ama Halepçe ve Enfal bile sadece, bu acıların zirve yapmış noktalarıdır. İnşallah bir daha böyle felaketleri hiçbirimiz yaşamayız" ifadelerine yer veren Özhan şöyle konuştu:
"Tam bir kırılma anında yaşıyoruz. Irak'ta sürdürülemez bir durum var. Bir şekilde bir arada, beraber ve adilane yaşamanın çözümünü bulmak zorundayız. Bağdat'ta huzur olmadan Erbil'de olmayacak, Kerkük'te huzur olmadan da Musul'da huzur olmayacak. Bu artık ortaya çıktı."
Irak Bölgesel Yönetimi'nin ve Türkiye'nin sadece tercih ettikleri için değil, siyasi olarak da, ahlaki olarak da, ekonomik olarak da birbirleriyle beraber çok güçlü bir şekilde ilişki içinde olmak zorunda olduklarına dikkat çeken Özhan, "Türkiye her şeye rağmen büyük bir istikrar adası. Ekonomik istikrarımızı koruyoruz, ekonomimiz Avrupa'da en hızlı büyüyen ekonomilerin başında geliyor. Siyasi olarak bir istikrarsızlık yok, seçimlerden yeni çıktık ve tek başına bir iktidar var. Ve Irak'ın da dostu var şu anda Türkiye'de. Aynı zamanda halklar da birbirlerine dostlar ve bu her geçen gün biraz daha artıyor" ifadelerine yer verdi.
Taha Özhan şunları söyledi:
"Maalesef PKK diye bir sorunumuz var. Ben PKK'yı, kürtlerin başına musallat olmuş son kötülük olarak görüyorum. Hiçbir zaman da kürtlerin dertleriyle dertlenmediler. Kürtlerle muhatap oldukları her sahne savaş, kan ve çatışma oldu. Öcalan Şam'da yirmi yıl kaldı, Suriye'deki kürtleri fark etmedi bile. Bir kez bile Baas rejimi altında o kürtlerin nasıl zulüm altında olduğu aklına bile gelmedi. İlk kez kürtler Suriye'de bu Baas rejimine isyan ettiler, orada da kürtlere yapılabilecek en büyük kötülüğü yaptı."
Özhan, Malatya'da kamplarda yaşayan 18 bin civarında Suriyeli olduğunu söyledi. Bunların neredeyse tamamının 2012 yılında PKK'dan kaçan kürtlerden oluştuğuna dikkat çeken Özhan, son yedi sekiz aydır binlerce insanın bir hiç uğruna öldüğünü belirterek Ankara Kızılay ve Merasim Sokak saldırılarına değindi. Özhan Irak ile ilgili olarak şunları kaydetti:
"Neredeyse 2010 Ocak seçimlerinden bu yana Irak merkezi yönetimi ile verimli bir siyasi ilişki kurmaya çalışıyoruz. On ay sürdü orada hükümetin kurulması. Biz ısrarlı bir şekilde seçimleri kazanmış olan Irakiye'nin hükümete öncülük etmesini tavsiye ettik hep. Ama maalesef Amerika ve kısmen İran'ın destekleriyle dengesiz bir hükümet kuruldu. Maliki yönetimi Saddam'ı aratmayacak işler yaptı. Bundan Irak'ta zarar görmeyen neredeyse hiçbir kesim kalmadı. Biz ısrarla merkezi hükümetle verimli ilişkiler kurup Erbil'le de olabildiğince yoğun işbirliği içine girmeye gayret ettik. Ama Bağdat hükümeti buna yanaşmayınca da Erbil'le ilişkilerimizi çok daha yoğunlaştırdık. Bundan rahatsız oldular. Ama biz biliyoruz ki bu bölgede Türkiye ile Irak bölgesel yönetiminin ilişkilerinin azami düzeyde iyi olması gerekiyor."
