2007-06-27 - 14:12
ANAYASA MAHKEMESİNİN ''367'' KARARI...
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, Anayasa Mahkemesi'nin, ''Cumhurbaşkanı seçiminin birinci ve ikinci turunda toplantı yeter sayısının 367 olması gerektiği'' yönündeki kararının gerekçesini değerlendirdi.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, AK Parti
İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, Anayasa Mahkemesinin, ''Cumhurbaşkanı
seçiminin birinci ve ikinci turunda toplantı yeter sayısının 367 olması
gerektiği'' yönündeki kararının gerekçesini değerlendirirken, ''Anayasanın
omurgası kırılmıştır. Hukuk patlatılmıştır, demokrasi çatlatılmıştır. Bu karar
çok ağır bir karardır'' dedi.
Kuzu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesinin Cumhurbaşkanı
seçimi konusunda ''367'' şartının aranmasına ilişkin gerekçeli kararını, ''Yeni
bir şey yok. Basında çıkmış olan kararlar'' şeklinde yorumladı.
Burhan Kuzu, ''Karar hiç inandırıcı ve tatminkar değil. Bildiğimiz, hiç
kabul etmediğimiz gerekçeler. CHP'nin gerekçelerini aynen yazmış göndermiş.
Kararda, üyelerin kendilerinin bir katkısı yok'' diye konuştu.
Gerekçeli kararda, Tülay Tuğcu'nun yazdığı muhalefet şerhine dikkati çeken
Kuzu, ''Muhalefet şerhi doğrudur. 'Bu davaya biz bakamayız, Meclis kararıdır'
diyor. Bu doğrudur. Ama Anayasa Mahkemesi eskiden beri böyle bir yol tutturmuş.
Meclis kararlarına ilişkin davalara bakıyor'' dedi.

-''MECLİS, BU SAATTEN SONRA KİLİTLENMİŞTİR''-

''Meclis, bu saatten sonra kilitlenmiştir'' diyen Kuzu, 1982 Anayasasının
ana ruhunun Meclisi ve kurumlarını çalıştırmak olduğuna dikkati çekti.
1982 Anayasası için Anayasa kitaplarında ''Tıkanıkları giderici çözüm
yolları bulmuştur'' denildiğini anlatan Kuzu, ''Meclis Başkanı seçiminde,
Cumhurbaşkanı seçiminde, iki Meclis usulünde, yani 1982 öncesi ne kadar
tıkanmışlık varsa hepsine bir çözüm getirilmiştir. Gerçekten Anayasa kitaplarında
yazılanlar doğru...'' diye konuştu.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu, ''Ama maalesef Anayasa Mahkemesinin
gerekçeli kararındaki yorum aynen 1961'deki mantığa dönüşmüştür. Çoğunluğu,
azınlığa mahkum etme gayretidir. Bu, bugün için sağlanmıştır. Türkiye aynen 1980
öncesi tıkanmış döneme dönmüştür. Halbuki 1982 Anayasasının amacı bu değildi. Bir
an önce bu yanlış yorumlara meydan verilmeyecek Anayasanın getirilmesi gerekir.
Bu Anayasanın yeniden baştan sona yazılması gerekir. Bu Anayasanın dili, dünyanın
en kötü anayasasıdır. Böyle yanlış yorum yapanlara, fırsatçılara imkan vermemek
gerekir'' dedi.

-''BU MANTIK, BU YAKLAŞIM DOĞRU DEĞİL''-

Anayasa Mahkemesinin, kararında kendi gerekçelerini kuvvetlendirmek için,
''184 ile Meclis Başkanı seçilir'' dediğini hatırlatan Burhan Kuzu, şunları
söyledi:
''Bu mantık, bu yaklaşım doğru bir yaklaşım değil. Aynı şey Cumhurbaşkanı
için de var. Ne değişiyor anlamak mümkün değil. O günkü Meclis zabıtlarına,
tartışmalarına baktım, hiçbir yerde '367' denmiyor. Çok açık olarak '184'
deniyor. Anayasanın omurgası kırılmıştır. Hukuk patlatılmıştır, demokrasi
çatlatılmıştır. Bu karar çok ağır bir karardır.
'Anayasa uzlaşmaya zorluyor, mecbur kılıyor' diye bir şey yok. Hiçbir metin
kimseyi uzlaşmaya mecbur kılamaz. Uzlaşma gönül işidir. Zorla uzlaşma olur mu?
Böyle bir şey olabilir mi? Getirdiği 4 aşamalı seçimle 'uzlaşmayı sağlayın'
mesajı verilmiştir; Doğrudur. Ama son turda '276 ile seç' diyor. Orada uzlaşmayı
zorlayan ne? En sonda deniliyor ki 'Cumhurbaşkanını seçemezsen seçime gidersin'
diyor. 'Ama illada 367 bir araya gelir' diye bir şey yok.''