2024-05-30 - 16:28
TBMM GENEL KURULU TOPLANDI
TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı.

Bozdağ, gündeme geçmeden önce üç milletvekiline gündem dışı söz verdi.

İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, "Mersin'in sorunları", DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, "Kayıplar Haftası", AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurdunuseven, "Afyonkarahisar Gastronomisi, Kültürü ve Turizmi" hakkında gündem dışı konuştu.

İYİ Parti'li Kocamaz, Türkiye'de yetiştirilen birçok ürünün başka ülkelerden ithal edilmesinin, Türk çiftçisine büyük bir darbe olduğunu belirterek, "Hükümet, izlemiş olduğu yanlışların politikalarını terk ederek, ithalat yerine Türk çiftçisine yeterli destek vererek, üretimi artırmaya mecburdur. Mersin'de ve Çukurova'da bütün çiftçiler kan ağlamaktadır. Çiftçilerin borcunu ödeme boyutunu aşmasına rağmen her yıl büyük bir umutla üretmeye devam etmektedir." dedi.

Kocamaz, kayısı ve narenciye üreticilerinin de büyük zarara uğradığını dile getirerek, bu üreticilerin ürettikleri ürünün çok düşük fiyatlarla satıldığını söyledi. Buğday taban fiyatlarının da açıklanmadığını anımsatan Kocamaz, açıklanan çay fiyatlarının ise üreticisinin umudunu kırdığını vurguladı.

DEM Parti'li Eren ise Türkiye tarihinin faali meçhuller ve adalet arayışlarının tarihi olduğunu öne sürdü. 1995 yılından itibaren Türkiye'de her yıl 17-31 Mayıs tarihlerinin kayıplar haftası olarak anıldığını hatırlatan Eren, "Aradan geçen 29 yıla rağmen ne kaybedilenler bulundu ne soruşturmalar açıldı ne de adalet sağlandı. Adalet deli gömleği gibi giydirildi. Hakikat komisyonlarının kurulmadığı, geçmişle yüzleşmenin gerçekleştirilmediği bir yerde adaletten, demokrasiden, insan haklarından söz etmek mümkün değildir." diye konuştu.

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Yurdunuseven de Anadolu'nun önemli kavşak noktalarından biri olan Afyonkarahisar'ın, tarihin, kültürün, termal turizmin, mermerin ve lezzetin başkenti konumunda bulunduğuna dikkati çekerek, "Ankara, İstanbul, İzmir, Konya gibi önemli kentleri birbirine bağlayan Afyonkarahisar'dan yaklaşık yılda 12 milyon araç geçmektedir. Kurtuluş Savaşımızın simgesi kentlerimizden biri Afyonkarahisar büyük zafere de ev sahipliği yapmıştır." ifadesini kullandı.

Türkiye'de termal denilince de akla ilk gelen illerden birinin Afyonkarahisar olduğunu dile getiren Yurdunuseven, Afyonkarahisar'ın aynı zamanda gastronomi alanında da zengin bir kültüre sahip olduğunu aktardı.

TBMM Genel Kurulunda siyasi partilerin grup başkanvekilleri yerlerinden söz aldı.

Akbaşoğlu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin geniş çaplı askeri tatbikatı Efes-2024 Tatbikatı’nın seçkin gözlemci gününün Cumhurbaşkanı ve Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle icra edildiğini belirtti.

Efes-2024 Tatbikatı'na 45 ülkeden yaklaşık 11 bin personelin katıldığını bildiren Akbaşoğlu, "Efes-2024 Tatbikatı'nda yerli ve milli silahlarımız ile hava, kara ve deniz araçlarımız hedefleri tam isabetle vuruyor, tüm gözleri kendi üstlerine çekiyor. İzmir'de kopan fırtına Türk ordusudur." dedi.

Akbaşoğlu, Suriye'nin ve Irak’ın kuzeyinde bölücü örgütün bir teröristan kurmasına asla izin verilmeyeceğini vurgulayarak, "Oldu bittiler karşısında daha evvel ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık, aynı durumla karşılaşmamız halinde harekete geçmekten yine çekinmeyeceğimizi herkesin bilmesini isteriz. DEAŞ'le mücadele argümanının artık bizim nazarımızda hiçbir hükmünün kalmadığının herkes tarafından bilinmesi gerekir. DEAŞ’le göğüs göğüse mücadele eden, bu örgüte sahada en ağır darbeyi indiren ve hezimete uğradan tek NATO müttefiki Türkiye olarak biziz. Dolayısıyla bu örgüt üzerinden ne yapılmak istendiğini, bölgemizde nasıl bir oyun oynandığını çok ama çok iyi biliyoruz. Biz bu hokkabazlıklara kanmayız, prim vermeyiz. Söz konusu ülkemizin toprak bütünlüğü ve milletimizin güvenliği olunca kimseyi dinlemeyiz, hiçbir tehdide boyun eğmeyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin, savunma sanayisinde gerçekleştirdiği atılım sayesinde bölgesinin vazgeçilmez oyuncularından biri haline geldiğinin altını çizen Akbaşoğlu, "2002 yılında sadece 62 savunma projesi yürütülürken bugün bu sayı binleri geçti. 2002 yılında yaklaşık 5,5 milyar dolar bütçeli savunma projeleri yürütülürken şimdiki projelerin hacmi 100 milyar dolara yaklaştı. Kendi savaş gemisini tasarlayan, inşasını ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke arasındayız. İHA ve SİHA üretimindeyse dünyanın ilk 3-4 ülkesi içerisindeyiz." bilgisini paylaştı.

- "Sokaklar güvenli hale getirilmeli ama biz buna insani bir yöntem bulmak zorundayız"

Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, Hakimler ve Savcılar Kurulunca (HSK), İzmir Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Oktay Tabur hakkında kamuoyuna yansıyan görüntüler ve iddialarla ilgili inceleme ve soruşturma başlatılmasının önemli bir gelişme olduğunu belirterek, "Burada sorunları sonradan çözmekten ziyade, sorunlara sebep olan yolları konuşmamız gerekiyor." dedi.

Türkiye'de yeniden güvenli bir iklimin tesis edebilmesi gerektiğini ifade eden Şahin, "Adalet Bakanlığının önünde 'iş bulmak, aş bulmak, ekmek bulmak gecikebilir ama adalet gecikmez, tez verilmelidir.' sözü yazar. İşte, bunun için, biz adaleti gerçekten devletin temeli yapacağımız bir sistemi inşa etmek, adalete olan güven sorununu yeniden tesis etmek zorundayız." ifadesini kullandı.

Şahin, Burdur'da diyaliz sonrası fenalaşan hastaların durumuna da değinerek, hayatını kaybeden hastalara Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı diledi. Şahin, olayın titizlikle ve en ince ayrıntısına kadar araştırılmasını, Meclis'te bu konuda ortak bir komisyon kurulmasını talep etti.

Yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle özellikle emeklilerin zor durumda olduğuna işaret eden Şahin, "En azından bu Kurban Bayramı'nda bayram ikramiyesini bir asgari ücret seviyesinde yapalım, emeklilerimizin de bu anlamda yanında olalım. Bunu da iktidar partisine bir teklif olarak sunuyorum." açıklamasını yaptı.

İsa Mesih Şahin, sahipsiz hayvanlarla ilgili yasa teklifi konusundaki tartışmalara ilişkin de "Bu konuyu hep beraber masaya yatıralım, birlikte bir çözüm yolunu bulalım. Biz uyutma gibi yani hayvanlarımızın katliamı gibi insani olmayan bir yöntemi asla doğru bulmadığımızın altını çiziyorum. Evet, sokaklar güvenli hale getirilmelidir, vatandaşımız rahatlatılmalıdır ama biz buna insani bir yöntem bulmak zorundayız." dedi.

- "Türk çiftçisini zorda bırakmaya kimsenin hakkı yok"

İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, Türkiye'nin geçen yıl özellikle Rusya'dan ve Ukrayna'dan ithal ettiği buğdayların Toprak Mahsulleri Ofisinin silolarında biriktirildiğini belirterek, "Bu niye yapıldı? Özellikle yoğun ithalatın arkasında un fabrikalarına ucuz buğday vermek ve seçim zamanında da bu ucuz buğday marifetiyle ucuz ekmek temin etmek vardı; temel düşünce buydu, siyaseten doğruydu ama tarım için ve Türkiye için doğru bir karar değildi." şeklinde konuştu.

Türk çiftçisinin aylarca kendi buğdayını Toprak Mahsullerinin Ofisine veremediğini dile getiren Çömez, ürünlerini TMO'nun silolarında muhafaza edemeyen çiftçinin büyük bir zarara uğradığını söyledi.

Turhan Çömez, "Şu anda Toprak Mahsulleri Ofisinin silolarında tam 6 milyon ton buğday var, yani birikmiş durumda 6 milyon ton buğday var ancak hala ithalat devam ediyor. Ukrayna'dan ithalat devam ediyor, Rusya'dan ithalat devam ediyor ve Türk hasadı da başladı. Türk çiftçisini bu kadar zorda bırakmaya, bu kadar eziyet etmeye hiç kimsenin hakkı yok. Eğer Türk çiftçisinin bu yılki mahsulü alınmazsa, bu depolar boşaltılıp Türk çiftçisinin ürünleri bu depolara yerleştirilmezse üç dört ay sonra bu ülkede çiftçilik yapacak insan bulamayacağız." değerlendirmesinde bulundu.

- "BM Güvenlik Konseyi acilen toplanmalı"

MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç da İsrail'in Refah saldırılarına tepki göstererek, şöyle konuştu:

"Refah'ta Filistinlilere yapılan vahşi soykırımı bir kez daha telin ediyor, kınıyor, başta günahsız bebekler, çocuklar ve kadınlar olmak üzere vahşice katledilenlere Allah'tan rahmet diliyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Filistin konusundaki çağrılarımıza ve İsrail'e karşı sert ve net tutumumuza devam edeceğimizi belirtmek istiyorum. Bütün dünyayı Filistin ve Filistinliler konusunda çok daha duyarlı olmaya ve iki devletli bir yönetimin bir an önce tesis edilmesi hususunda gayret etmeye davet ediyoruz."

İsrail'in saldırılarının açıkça bir soykırım olduğunun altını çizen Kılıç, "143 ülke, daimi 5 ülkeden büyüktür. Eğer Filistin'in üyeliği Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda daimi üye ülkelerden birinin veya birkaçının oyuyla kabul edilmeyecek olursa ne Birleşmiş Milletlere ne de uluslararası hukuk ve normlara gerek vardır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyini acilen toplanmaya ve İsrail'in saldırılarına son vermesi hususunda karar almaya bir kez daha davet ediyoruz." dedi.

- "Sağlık hizmeti kamusal bir hizmettir"

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Gezi Parkı eylemlerinin üzerinden 11 yıl geçtiğini anımsatarak, "Gezi büyük bir buluşmaydı, büyük bir demokrasi şöleniydi. Hepimiz oradaydık, hepimiz bu barışçıl eylemdeydik, yan yana geldik. Tüm bu barışçıl eyleme kadar neredeyse biber gazı stoklarını tüketecek kadar bir saldırganlığa rağmen gezi direndi, direnmeye devam ediyor." ifadelerini kullandı.

Burdur'da diyaliz sonrası bazı hastaların durumunun kötüleşmesine ilişkin Temelli, "Maalesef bugün 3 yurttaşımızı kaybettik. İnanılmaz bir ihmal var ama bu ihmalin arkasında neyin yattığını çok iyi biliyoruz. Biz, sağlık hizmeti istiyoruz. Kamusal, erişilebilir, ulaşılabilir, nitelikli sağlık hizmeti istiyoruz. Biz, beton binaların içinde sağlığını yitirmiş insanların oradan oraya koşmasını istemiyoruz. Sağlık hizmeti aslında bir kamusal hizmettir. Burdur'da yaşanan vaka kamusal hizmetten ne kadar uzaklaşıldığının aslında bir fotoğrafıdır. " yorumunu yaptı.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın da Türkiye'nin yönetimiyle ilgili sürekli bir skandalın ortaya çıktığını öne sürerek, "Tüm ikazlarımıza rağmen "Bir koyup beş alacağız" diyerek Suriye'ye girdiniz, emperyalizmin maşası oldunuz, Türkiye'de 10 milyon mülteci kaldı. O insanlardan bir kısmı Türkiye'de tutunmaya çalışıyor." dedi.

Suriye'deki "kirli savaşa" katılan ve "yabancı terörist savaşçı" denilen kişilerin Türkiye'de bulunduğunu iddia eden Günaydın, "Bu adamlardan kaçı Türkiye'de herhangi bir yaptırıma tabi tutulmadan, elini kolunu sallayarak aramızda dolaşmaya devam ediyor? Bunların silahtan arındırılması, psikolojik testlerinin yaptırılması, uluslararası mahkemelerde yargılanması, Türk Ceza Kanunu karşısında çeşitli soruşturma, kovuşturma aşamasından geçirilmesine yönelik ne yaptınız?" sorusunu yöneltti.

Genel Kurulda Saadet Partisinin "Siyasi ahlak yasası", İYİ Partinin "Araç muayene ücretleri", DEM Parti'nin "Taksim Gezi Parkı olayları" ve CHP'nin "Dijital platform çalışanları ve kuryelerin sorunları"na ilişkin grup önerileri ayrı ayrı görüşüldü.

Partisinin grup önerisi üzerine konuşan Saadet Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, emeklilerin açlık sınırı altında bir maaşla geçindiğini, "ülkenin üzerinde kara bulutların gezdiğini" söyleyerek, "Peki ne gitti de bu kara bulutlar geldi? Ne oldu da çarşımızdan, pazarımızdan bereket gitti? İnancımız bize 'bir yerde haksız kazanç varsa orada bereket olmaz' diyor. Siyasette ahlak olursa ticarette, eğitimde, sağlıkta, çarşıda, pazarda, sokakta da olur. Siyasette ahlak olmazsa siyasi yozlaşma, toplumun her katmanına sirayet eder. Ahlaksızlık adeta meşruiyet kazanır." diye konuştu.

Ün, siyasi ahlak yasasının bir an önce çıkartılmasını istedi.

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, adaletli ve faziletli bir toplum için ahlakın ön koşul olduğunu söyledi.

Devleti oluşturan tüm erklerin ahlak kurallarına uymasının gerekli olduğuna dikkati çeken Yüksel, temiz siyaset, dürüst bürokrasi ve demokratik toplum idealinin ancak bu kurallara bağlılıkla gerçekleşebileceğini belirtti.

Türkiye'de siyasette etik ve ahlakla ilgili düzenlemelerin genel çerçevesinin Anayasa ile çizildiğini aktaran Yüksel, "AK Parti iktidarları sonrasında ülkemizde siyaset ve siyasi anlayış anlamında bir dönüşüm yaşanmıştır. Buna göre Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu, Kamu Görevleri Etik Kurulu Kurulması Hakkındaki Kanunu'nu kabul ederek uygulamaya koyduk. Bu düzenlemeler partimizin şeffaflık ve etik kuralları konusundaki hassasiyetini belirli şekilde göstermektedir." diye konuştu.

Partisinin grup önerisi üzerine konuşan İYİ Parti Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın, Türkiye'de araç muayene şirketi TÜVTÜRK'ün tekel konumda olduğunu ve rekabet zahmetine bile katlanmadığını savundu.

Vatandaşların bu tekelci anlayışın insafına bırakıldığını dile getiren Yavuz, "İnsanlarımızın mağduriyeti artıyor. Araç muayenesi için randevu almak bile çile haline geldi ve vatandaşlar zamanlarının büyük kısmını harcamak zorunda kalıyor. Zaman ve para israfı yaşanıyor. Muayene ücretlerini kredi kartı ile ödeyenlerden yüzde 3 oranında komisyon alıyorlar. Uygulanan işlem ise sadece 15 dakika sürüyor ve bir silecek bile değiştirilmiyor." ifadelerini kullandı.

DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç da partisinin grup önerisi üzerine yaptığı konuşmada Gezi olaylarını hatırlatarak iktidarın o dönemde elindeki kolluk kuvvetleriyle göstericilere ağır bir saldırı gerçekleştirdiğini savundu.

Görüşmeler sırasında sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek, Gezi Parkı eylemlerinin terör eylemleri olduğunu, bu eylemler sırasında Mustafa Kemal Atatürk ile terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın fotoğraflarını yan yana asanların bugün özgürlüklerden bahsettiğini söyledi.

Gezi'deki taleplerden birinin İstanbul'a yeni havalimanı yapılmaması olduğuna işaret eden Gökçek, "Şu anda İstanbul Havalimanı Avrupa'da 1., dünyada 7. havalimanı durumuna gelmiştir. Bunu istemeyenler, yurt dışının taşeronluğunu yapanlardır. Milletin oyuyla gelmiş olan kişilere darbe yapmaya kalktınız. Ama millet iradesini ortaya koymuş, terör eylemlerini yapanları bir köşeye atmıştır." dedi.

- CHP'li Demir, kürsüde motokurye kıyafeti giydi, kask taktı

Partisinin grup önerisi üzerine konuşan CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, motokurye kazalarından örnekler verdi.

Üniversiteden yeni mezun olan bir motokuryenin kaza sonucu hayatını kaybettiğini dile getiren Demir, "Üniversitenin yeni mezunu bir genç kuryelik yapıyor. Neden? Çünkü iş bulamıyor. Çözümü kurye olmakla buluyor ve çaresizliğinin bedelini ise canıyla ödüyor. İnsan kanı bu kadar ucuz mu?" diye konuştu.

Demir, Türkiye'de motosikletli kuryelerin sayısının bir milyona yaklaştığını, sosyal hakları ve iş güvenlikleri ile ilgili düzenlemelerin yeterli olmadığını kaydetti.

Demir, konuşmasının ardından motokurye kıyafetini giydi, kask taktı.

Ayrı ayrı yapılan yoklamalarda CHP, DEM Parti, İYİ Parti ve Saadet Partisinin gündeme ilişkin grup önerileri kabul edilmedi.

Daha sonra kabul edilen Danışma Kurulunun kararıyla bazı uluslararası sözleşmelerin uygun bulunduğuna dair kanun tekliflerinin görüşmelerine geçildi.