2016-11-16 - 10:19
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 2017 yılı bütçesi kabul edildi.
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 2017 yılı bütçesi kabul edildi.
Komisyon, 2017 yılı bütçesi üzerindeki çalışmalarını sürdürüyor.
AK Parti Adana Milletvekili Mehmet Şükrü Erdi·nç başkanlığında toplanan Komisyonda, Orman ve Su İşleri Bakanlığının yanı sıra Orman Genel Müdürlüğü, DSİ Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve Türkiye Su Enstitüsü'nün bütçesi ele alındı.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "Dünyada pek çok ülkede orman varlığı hızla azalıyor. Türkiye'de 2002'de 20,8 milyon hektar olarak aldığımız orman alanını şu anda 22,3 milyon hektara çıkardık. Bir buçuk milyon hektar yani 15 milyon dekar orman alanı artmıştır. Bunun tapusu da var." dedi.
Eroğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının 2017 yılı bütçesi üzerine sunum yaptı.
Ormancılık faaliyetlerine büyük önem verdiklerini belirten Bakan Eroğlu, şu ana kadar 3 milyar 750 milyon fidanı toprakla buluşturduklarını bildirdi.
Türkiye'nin meteoroloji çalışmalarında dünyanın ilk 7 ülkesi arasında girdiğini kaydeden Eroğlu, "En ileri teknoloji şu anda bizde. Tahminleri de yüzde 90'ın üzerine çıkardık." ifadesini kullandı.
Orman teşkilatının daha önce sadece ormanlık alanlarda faaliyet gösteren bir kurum olduğunu anlatan Bakan Eroğlu, "Şu anda ülkemizin tamamına hatta Orta Asya'ya, Balkanlar'a, Afrika'ya kadar hizmet eder hale geldik. Dünyada pek çok ülkede orman varlığı hızla azalıyor. Türkiye'de 2002'de 20,8 milyon hektar olarak aldığımız orman alanını şu anda 22,3 milyon hektara çıkardık. Bir buçuk milyon hektar yani 15 milyon dekar orman alanı artmıştır. Bunun tapusu da var." diye konuştu.
Yapılan bu çalışmalarla odun servetinin de arttığını ifade eden Eroğlu, "Odun serveti, 1,2 milyar metreküpten 1,6 milyar metreküpe yükseldi. Bu, bütün dünyanın takdirini topladı." bilgisini verdi.
Bakan Eroğlu, bütün kurumlara, belediyelere ücretsiz fidan tahsis ettiklerini, fidan üretiminin 2016'da 338 milyona yükseldiğini bildirdi.
Alım garantili fidan üretimini başlattıklarını, fidan ve süs bitkileri borsasının kurulduğunu ve ilk ihracatın da yapıldığını aktaran Eroğlu, şu ana kadar 3 milyar 750 milyon fidanın toprakla buluşturulduğunu kaydetti.
Ağaçlandırmada bir rekora imza attıklarına işaret eden Eroğlu, "Geçmişte ortalama 68 bin 500 hektarlık alanda çalışma yapılırken, biz ortalama 342 bin hektar, yani 3 milyon 420 bin dekarlık alanda her yıl çalışma yapıyoruz. Yani 5 katı arttırdık." diye konuştu.
"Şu ana kadar 17 bin 43 kilometre yol kenarına ağaçlandırma yaptık." diyen Eroğlu, artık okul bahçeleri, üniversite kampüsleri, mezarlık, mabed gibi alanların da ağaçlandırıldığını anlattı.
Gençlerin ormanı sevmelerini çok önemsediklerini ve bu amaçla her şehirde "Şehir Ormanı Projesi" başlattıklarını aktaran Eroğlu, "Şu anda Rize'de de muhteşem bir orman kuruyoruz. Onu da müjdeleyeyim." dedi.
Eroğlu, ormanların da artık kırsal kalkınmanın lokomotifi olarak kullanıldığını vurgulayarak, "Aşağı yukarı 26 tane eylem planımız var. 5 bin köye 5 bin gelir getirici orman kuruyoruz, şu anda çoğu da bitti. Bin 702 köye orman kurduk ve 4,2 milyon adet gelir getirici fidan diktik." ifadelerini kullandı.
"Millet ormancılığına" geçtiklerini belirten Bakan Eroğlu, "Ceviz Eylem Planı" kapsamında yıl sonu itibarıyla 2,8 milyon ceviz fidanının vatandaşlara dağıtılmış olacağını kaydetti.
Şu ana kadar 5,7 milyon badem fidanının dikildiğini aktaran Eroğlu, ayrıca zeytin ağaçlarının kesilmesini yasakladıklarını ve aşılama çalışmalarını başlattıklarını vurguladı.
Bakan Eroğlu, bal ormanlarının kurulmasına yönelik çalışmalar kapsamında vatandaşa hibe ve kredi desteği verildiğini belirterek, şunları söyledi:
"Vatandaşlarımız 286 bal ormanı talep etti. Hepsini kurduk. İnşallah bu sayıyı da 465'e çıkarmayı planlıyoruz. Şu anda bal üretiminde 6. sıradan 2. sıraya yükseldik. Bu çalışmalar dünyada çok ses getirdi. Mesela Dünya Arıcılık Kongresi 2017 yılında Türkiye'de toplanacak."
Tıbbi ve aromatik bitkilerin yüzde 80'inin ormanlarda bulunduğuna işaret eden Eroğlu, dünyada bununla ilgili 15 milyar dolarlık bir pazar olduğuna dikkati çekti.
Defneden, mantara kadar birçok çalışma yürüttüklerini kaydeden Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Karadeniz'de likapa seferberliğini başlattık. Likapa ağaçlarını ormanlık alana dikiyoruz, vatandaşa da kura çekerek veriyoruz. Salep seferberliğine başladık. Şu anda 400 bin ton yılda tıbbi aromatik bitki olan ürünleri hazırladık ve piyasası oluştu. Bu yeterli değil, bizim hedefimiz 2019'da 500 bin tona çıkmak ve 2023 yılına kadar da 5 milyar dolarlık ihracat yapmak. Şu anda 600 milyon dolarlık ihracat var. Yeterli değil. Türkiye'de de potansiyel var. Hatta önümüzdeki Mayıs ayında Konya'da Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Uluslararası Kongresi'ni toplayacağız. Kongrenin teması da tabii ve sağlıklı hayat."
Eroğlu, 2016'da 20 milyon metreküplük odun hammaddesinin hazırlanarak, ekonomiye kazandırıldığını ve 2016'da 2,7 milyar lira gelir elde edildiğini belirtti.
Çölleşme ile mücadele hakkında bilgileri de paylaşan Eroğlu, "Bu yıl 667 bin dekar alanda erozyonla mücadele çalışmasını yürütüyoruz. Hemen hemen bitti yıl sonu hedefleri. Bu yıl sonuna kadar 800 bin dekara çıkaracağız. Bu çok önemli. Toprakları artık kaybetmek istemiyoruz." ifadelerini kullandı.
Sel, çığ ve heyelanla mücadeleye ilişkin yeni bir misyon başlattıklarını, AFAD ve ilgili bakanlıklar, belediyeler gibi bütün kurumlarla iş birliği halinde havza bazlı çalışmaların yürütüldüğünü anlatan Bakan Eroğlu, bu kapsamda önümüzdeki hafta Rize'de ulusal büyük bir kongrenin toplanacağını bildirdi.
Sellere yüzde 90 oranında çare bulduklarını kaydeden Eroğlu, heyelanları önlemek için şu anda 13 heyelan kontrol projesi, 10 tane çığ kontrol, 223 tane yukarı havza sel kontrol projesinin yürütüldüğünü açıkladı.
Türkiye'nin çölleşmeyle mücadele alanındaki çalışmalarının dikkati çektiğini vurgulayan Eroğlu, BM'nin çölleşme ile mücadeleye yönelik taraflar konferansının geçen yıl Ankara'da gerçekleştirildiğini anımsattı.
Eroğlu, Afrika'da yürütülen "Yeşil duvar" çalışmalarına yönelik her türlü desteğin verildiğini, BM Kuzey Akdeniz Bölgesi Koordinasyon Merkezi'nin de İstanbul'da açıldığını belirtti.
Orman yangınlarına karşı başarılı çalışmalar yaptıklarını belirten Eroğlu, yangın sırasında kullanılan ileri teknoloji sistem hakkında bilgi verdi. Bir yerde yangın olduğunda yangın harekat merkezine yangının yeri, arazinin, bitki örtüsünün durumu, kaç helikopterin bölgeye gittiği, helikopterlerin hızı, nereden su alacağı gibi bilgilerin ulaştığını anlatan Eroğlu, odasında oturduğu yerden bu bilgilere ulaştığını söyledi.
"Bunu gururla ifade edeyim, dünyanın en ileri teknolojisi bizde." diyen Eroğlu, yangınla mücadelede 2 bin 300 kara aracı, 35 hava aracı, 19 bin personelin çalıştığını aktardı.
Gözetleme kulelerinde kameralı takip sistemleriyle çalışıldığına dikkati çeken Eroğlu, ABD'de California'nın bu sistemi denemek için istediğini anlattı.
Kameralı sistemin dumanı gördüğü anda en yakın işletme müdürülüğü, bölge müdürlüğü ve Ankara'ya bilgi verdiğini belirten Eroğlu, "En geç 15 dakika içinde yangın mahalline müdahale ediliyor. Yangınların sayısı arttı ama hızlı müdahale edildiği için yanan alan azaldı." diye konuştu.
Türkiye'de yanan orman alanlarının Akdeniz ülkelerine göre daha az olduğunu ve yangınla mücadele konusunda başarılı olunduğunu vurgulayan Eroğlu, "(Yanan alanlar birilerine peşkeş çekilecek) şeklinde haberler yapılıyor. Yanan alanların 1 metrekaresini dahi başka maksatla kullandırmıyoruz ve bir yılda ağaçlandırma şeklinde talimatımız var." ifadesini kullandı.
Ormanlık alanlarla ilgili yapılanları anlatan Eroğlu, "Artık ormanların tapusu var. Ormanların yüzde 70-75'inin tapusunu verdik. 2016 yılında da yüzde 82'si tescil edildi. İnşallah 2019'da tamamını tescil edeceğiz. Tapusu belli olunca orada işgal ve ihtilaf mümkün olmuyor. İhtilaflar da ortadan kalktı." açıklamasını yaptı.
Veysel Eroğlu, Bakanlar Kurulunda dün kabul edilen Kop Dağı Milli Müdafaası Tarihi Milli Parkıyla milli park sayısının 42'ye çıktığını bildirdi.
Doğa turizminin gelir getiren ve doğal güzellikleri anlatan yeni bir turizm anlayışı olduğunu ifade eden Eroğlu, 81 ilin Tabiat Turizmi Master Planı ve Uygulama Eylem Planlarını tamamladıklarını dile getirdi.
Milletvekillerinden bu konuda kendi illeriyle ilgili görüş isteyen Eroğlu, turizmle ilgilenen bütün kurum ve kuruluşlar ve belediyelerin de katıldığı çalışmaları başlattıklarını söyledi.
Bir milletvekilinin "Çevrecileri de çağırıyor musunuz?" sorusuna Eroğlu, "Herkes var. En iyi çevreci benim herhalde. Marjinal çevreciler derseniz, gelsinler; başımız üzerinde yerleri var ama önce benim kitaplarımı okusunlar da 150 tane kitabı ondan sonra." yanıtını verdi.
Eroğlu, sulak alanları ve biyolojik çeşitliliği de koruduklarını dile getirerek, Türkiye'de ilk defa ekolojik köprüler yaptıklarını vurguladı.
Devlet Su İşlerinin (DSİ) 113 milyar liralık yatırım yaptığına dikkati çeken Bakan Eroğlu, "DSİ'nin yatırımları, kendisini 5-10 yıl arasında geri ödeyen en fizibil, en ekonomik yatırımlar. 14 yılda 6 bin 298 tesisi tamamladık. Bunların içinde 411 baraj, 482 HES, 782 gölet, bin 68 sulama tesisi, 176 içme suyu temin tesisi, 14 atık su arıtma tesisi, 3 bin 353 dere ıslahı ve bir de bazı bölgelerde hayvan içme suyu göletleri yapmaya başladık." dedi.
85 milyon dekar sulanabilir zirai arazinin yüzde 75,6'sını suladıklarının altını çizen Veysel Eroğlu, şöyle devam etti:
"Ama bu yeterli değil. Tamamını sulamamız gerekir diye düşünüyorum. Hatta 2016, 2017, 2018, 2019 yıllarını sulama hamle yılları ilan ettik. 8,5 milyon hektarlık ekonomik sulanabilir alan var. Hedefimiz, bunu bir an önce sulamak. Modern sulamayla inşallah buna da muvaffak olacağız. 2019 yılına kadar 11,3 milyon dekar alanı sulayacağız. Benim hedefim 20 milyon dekar. Arkadaşlara talimatı verdik, onlar da bunun sözünü verdiler. 2019 yılında hedefimiz en az 75,6 milyon dekar araziyi sulamaya açacağız. Bunun yıllık zirai gelir artışı 3 milyar lira."
Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, sulamalarda barajlar, göletler ve ana kanalların büyük kısmını tamamladıklarını ifade etti. Ana kanalların "suni nehirler" kadar olduğunu söyleyen Eroğlu, buna örnek olarak 221 kilometre uzunluğundaki Mardin-Ceylanpınar ana kanalını gösterdi.
İçme suyu konusunda dünyada en çok tesis inşa eden bakan unvanına sahip olduğunu belirten Eroğlu, "Şehirlerimizin içme suyu eylem planıyla çoğunun 2040-2071 yılları arasındaki su meselesini kökünden çözdük. 41 milyon kişiye ilave içme suyu kazandırdık. 176 içme suyu tesisini ülkemize kısa zamanda kazandırdık. Susuz şehir bırakmadık." diye konuştu.
Hidroelektrikte de muazzam bir yol alındığını vurgulayan Eroğlu, yılda 92.5 milyar kilovatsaat üretecek kapasiteye ulaşıldığına işaret etti .
Hedeflenenin yıllık 180 milyarı yakalamak olduğunu dile getiren Eroğlu, şöyle konuştu:
"Şunu gururla ifade edeyim, HES'lerde doğalgaz'ı 2016 yılında geçtik. Doğalgaz şu anda 22 bin 676 megavat, HES'ler 26 bin 655 megavat. Burada muazzam bir tasarrufumuz var. Hedef 2019 yılında 127 milyar kilovata çıkarmak. Enerjide özel sektörü devreye soktuk, 60 milyar dolar yükü kaldırdık. İkili iş birliği anlaşmalarını tasfiye ettik, yap-işlet-devrete döndük. Tesisleri artık teker teker değil, toplu açıyoruz."
Meteorolojide yaptıkları çalışmaları da anlatan Eroğlu, bin 674 ileri teknoloji meteorolojik gözlem istasyonu bulunduğunu, 81 ilde 3 saatlik tahminlere başladıklarını belirtti.
Bölge ve il ayrımı gözetmeksizin Bölgesel Gelişim Projeleri başlattıklarını aktaran Eroğlu, tüm projelerin günümüzdeki durumu hakkında bilgi verdi.
Zamanla yarıştıklarını ifade eden Eroğlu, şunları kaydetti:
"1 Ocak'tan itibaren bir seferberlik başlattım. Bu sene 15 Kasım'a kadar illerde 344 tesisin açılışını yaptık ve 524 tesisin temelini attık. Toplam 868 tesisi,18 milyar 260 milyon liralık yatırımı, bir kısmı açılış, bir kısmı temel atma olmak üzere vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. 2023 yılı hedefimiz, kendi sahamızdaki ilk 7 ülke arasına girmek. İnşallah bunu da başaracağımıza inanıyoruz."
Bakan Eroğlu, konuşmasının ardından TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki milletvekilleri adına dikilen fidanların sertifikasını toplantıya başkanlık eden AK Parti Adana Milletvekili Mehmet Şükrü Erdinç'e verdi.
Bakanlık bütçesi üzerinde görüşlerini ifade eden CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, doğa ve yaşam konusunda bütün sivil toplum örgütleriyle birlikte çalışılması gerektiğini söyledi.
Orman ve Su İşleri Bakanlığının yaptıklarını takdirle karşıladığını dile getiren ve kaynakların doğru kullanılmasının önemine değinen Temizel, "Bana göre orman ve suyun önüne geçecek hiçbir yatırım yoktur. Orman ve su birincil yatırımdır." dedi.
Türkiye Su Enstitüsü kurulmasının önemli olduğunu belirten Temizel, ancak 5 milyar lira bütçesi olan bu kurumun bugüne kadar ciddi bir çalışmasını görmediğini savundu.
Temizel, ülkede yeni orman alanları yaratmanın değerli olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
"Orman bir yaşamdır. Ağaç dikerken bu yaşamı kuramıyorsunuz. Dolayısıyla park yapmakla orman yapmayı birbirinden ayırmamız gerekiyor. Orman ve orman altı değerlerini Türkiye yeniden üretemiyor. Orman altı ürünler sanayi girdisi olarak değerlendirilmediği müddetçe hiçbir anlam ifade etmez. Bu alanda gerçek bir üretim planlaması yapılmıyor."
Temizel, ağaç, orman ve orman ürünleri tanımının genişletilmesi ve ekonomik değer üretecek yeni projelerin üretilmesi gerektiğini belirtti. Sanayi ürünü olarak değerlendirilecek bir alanın da sığla ormanları olduğunu ifade eden Temizel, "Sığladan vazgeçmememiz gerekiyor. Bu gelecekte çok değerli olacak." diye konuştu.
Betonla dere ıslahı yapılmayacağını ve bunun yanlış olduğunu dile getiren Temizel, dere ıslahı konusunun yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Konya Ovası'ndaki suyun tükendiğini ve her yıl kuraklık yaşandığına dikkati çekerek, buradaki hububat rekoltesinin ve yeraltı su kaynaklarının da azaldığını aktardı.
Konya Ovası'nın su ihtiyacına bakıldığında Mavi Tünel vasıtasıyla gelen suyun, ihtiyacın onda biri kadar olduğunu ifade eden Kalaycı, tarımda su kullanımına kota uygulamasının ise sona erdirilmesini istedi. Kalaycı, Konya Ovası'nın su ihtiyacının karşılanması için yeni Mavi Tünel projelerinin gerektiğini dile getirdi.
AK Parti Antalya Milletvekili İbrahim Aydın, son yıllarda yapılan en önemli şeyin ulusal ağaçlandırma seferberliği olduğunu vurgulayarak, dünyada orman alanlarının azalmasına karşın Türkiye'de bu alanların arttığını belirtti.
Orman yangınlarıyla mücadele konusunda ise önemli bir aşama kaydedildiğini ve başarı sağlandığını anlatan Aydın, odun dışı orman ürünleri alanında yeni çalışmalar yapılması gerektiğini kaydetti.
CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, dere ıslah projelerinin betonlaştırmayla yapılmaması gerektiğini söyledi. Doğa koruma konusunda yeteri kadar ilerleme kaydedilmediğine ilişkin yorumlar yapıldığını aktaran Durmaz, projelerin doğayla uyumlu bir şekilde hayata geçirilmediği şeklindeki eleştirilerin de dikkate alınmasını istedi.
CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, bütün çevrecilere teşekkür ettiğini dile getirerek, "Size, Hükümetinize ve Sayın Cumhurbaşkanı'na da çevrecileri düşman olarak görmeyin önerisinde bulunuyorum. Bunların tamamı vatansever, memleketsever, insansever insanlar." dedi.
Türkiye'nin su zengini olmadığına dikkati çeken Bekaroğlu, ÇED raporlarının neredeyse zorunlu olmaktan çıkarıldığını ileri sürdü ve erozyonun da önemli bir sorun olarak devam ettiğine dikkati çekti.
Rize için de çok fazla şeyler yapılmadığını savunan Bekaroğlu, "Cumhurbaşkanı'nın memleketinde, ben başka kelime kullanmayayım ama Rize'nin içinde kanalizasyon akıyor." ifadesini kullandı.
Su kullanım hakkının devredilmesinin ne anlama geldiğinin halk tarafından merak edildiğini dile getiren Bekaroğlu, kanal tipi HES projelerinin Türkiye'nin enerji ihtiyacının ne kadarını karşılayacağını sordu.
Karadeniz Sahil Yolu'nun da bir set görevi gördüğünü ve denize akamayan derelerin sellere neden olduğunu anlatan Bekaroğlu, "Sayın Bakanım çok iddialı konuşuyorsunuz. 'Yaptık, ettik'. Yani neredeyse haşa filan, bir noktaya kadar geliyorsunuz. Bu tarzınız yanlış." değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, su ve orman yatırımlarında Hükümetin rekordan rekora koştuğunu ifade ederek, Türkiye'nin en çok ağaçlandırma yapan ilk 3 ülke arasına girdiğini söyledi.
CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, Bursa'da orman sahaları içinde faaliyet gösteren mermer ve taş ocaklarının çevreye zarar verdiğini ve bunların çoğunun ruhsatsız olduğunu savunarak, orman köylülerinin de bu nedenle sıkıntılar yaşadığını ileri sürdü.
CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekci, bölge ekolojisini bozmayan yatırımlara karşı olmadıklarını belirterek, Dünya Doğayı Koruma Birliğinin, insan kaynaklı suistimaller sonucu kaybedilen hayvan ve bitki türleriyle ilgili ekosistem karnesine göre, Türkiye'de 17 bitki ve hayvan türünün kaybolduğunu savundu.
İstanbul'da kuzey ormanlarının yok edildiğini ve buraya gökdelenler inşa edildiğini söyleyen Yedekci, öte yandan yeşil yol projelerinin de birtakım sıkıntılara neden olduğunu savundu. Türkiye'nin çevre katliamlarına açık hale geldiğini iddia eden Yedekci, hidroelektrik santrallerin yapımında bu konuya dikkat edilmesini istedi.
***HABERİN DEVAMINA İLGİLİ DOKÜMANLAR KISMINDAN ULAŞABİLİRSİNİZ***
Komisyon, 2017 yılı bütçesi üzerindeki çalışmalarını sürdürüyor.
AK Parti Adana Milletvekili Mehmet Şükrü Erdi·nç başkanlığında toplanan Komisyonda, Orman ve Su İşleri Bakanlığının yanı sıra Orman Genel Müdürlüğü, DSİ Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve Türkiye Su Enstitüsü'nün bütçesi ele alındı.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "Dünyada pek çok ülkede orman varlığı hızla azalıyor. Türkiye'de 2002'de 20,8 milyon hektar olarak aldığımız orman alanını şu anda 22,3 milyon hektara çıkardık. Bir buçuk milyon hektar yani 15 milyon dekar orman alanı artmıştır. Bunun tapusu da var." dedi.
Eroğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının 2017 yılı bütçesi üzerine sunum yaptı.
Ormancılık faaliyetlerine büyük önem verdiklerini belirten Bakan Eroğlu, şu ana kadar 3 milyar 750 milyon fidanı toprakla buluşturduklarını bildirdi.
Türkiye'nin meteoroloji çalışmalarında dünyanın ilk 7 ülkesi arasında girdiğini kaydeden Eroğlu, "En ileri teknoloji şu anda bizde. Tahminleri de yüzde 90'ın üzerine çıkardık." ifadesini kullandı.
Orman teşkilatının daha önce sadece ormanlık alanlarda faaliyet gösteren bir kurum olduğunu anlatan Bakan Eroğlu, "Şu anda ülkemizin tamamına hatta Orta Asya'ya, Balkanlar'a, Afrika'ya kadar hizmet eder hale geldik. Dünyada pek çok ülkede orman varlığı hızla azalıyor. Türkiye'de 2002'de 20,8 milyon hektar olarak aldığımız orman alanını şu anda 22,3 milyon hektara çıkardık. Bir buçuk milyon hektar yani 15 milyon dekar orman alanı artmıştır. Bunun tapusu da var." diye konuştu.
Yapılan bu çalışmalarla odun servetinin de arttığını ifade eden Eroğlu, "Odun serveti, 1,2 milyar metreküpten 1,6 milyar metreküpe yükseldi. Bu, bütün dünyanın takdirini topladı." bilgisini verdi.
Bakan Eroğlu, bütün kurumlara, belediyelere ücretsiz fidan tahsis ettiklerini, fidan üretiminin 2016'da 338 milyona yükseldiğini bildirdi.
Alım garantili fidan üretimini başlattıklarını, fidan ve süs bitkileri borsasının kurulduğunu ve ilk ihracatın da yapıldığını aktaran Eroğlu, şu ana kadar 3 milyar 750 milyon fidanın toprakla buluşturulduğunu kaydetti.
Ağaçlandırmada bir rekora imza attıklarına işaret eden Eroğlu, "Geçmişte ortalama 68 bin 500 hektarlık alanda çalışma yapılırken, biz ortalama 342 bin hektar, yani 3 milyon 420 bin dekarlık alanda her yıl çalışma yapıyoruz. Yani 5 katı arttırdık." diye konuştu.
"Şu ana kadar 17 bin 43 kilometre yol kenarına ağaçlandırma yaptık." diyen Eroğlu, artık okul bahçeleri, üniversite kampüsleri, mezarlık, mabed gibi alanların da ağaçlandırıldığını anlattı.
Gençlerin ormanı sevmelerini çok önemsediklerini ve bu amaçla her şehirde "Şehir Ormanı Projesi" başlattıklarını aktaran Eroğlu, "Şu anda Rize'de de muhteşem bir orman kuruyoruz. Onu da müjdeleyeyim." dedi.
Eroğlu, ormanların da artık kırsal kalkınmanın lokomotifi olarak kullanıldığını vurgulayarak, "Aşağı yukarı 26 tane eylem planımız var. 5 bin köye 5 bin gelir getirici orman kuruyoruz, şu anda çoğu da bitti. Bin 702 köye orman kurduk ve 4,2 milyon adet gelir getirici fidan diktik." ifadelerini kullandı.
"Millet ormancılığına" geçtiklerini belirten Bakan Eroğlu, "Ceviz Eylem Planı" kapsamında yıl sonu itibarıyla 2,8 milyon ceviz fidanının vatandaşlara dağıtılmış olacağını kaydetti.
Şu ana kadar 5,7 milyon badem fidanının dikildiğini aktaran Eroğlu, ayrıca zeytin ağaçlarının kesilmesini yasakladıklarını ve aşılama çalışmalarını başlattıklarını vurguladı.
Bakan Eroğlu, bal ormanlarının kurulmasına yönelik çalışmalar kapsamında vatandaşa hibe ve kredi desteği verildiğini belirterek, şunları söyledi:
"Vatandaşlarımız 286 bal ormanı talep etti. Hepsini kurduk. İnşallah bu sayıyı da 465'e çıkarmayı planlıyoruz. Şu anda bal üretiminde 6. sıradan 2. sıraya yükseldik. Bu çalışmalar dünyada çok ses getirdi. Mesela Dünya Arıcılık Kongresi 2017 yılında Türkiye'de toplanacak."
Tıbbi ve aromatik bitkilerin yüzde 80'inin ormanlarda bulunduğuna işaret eden Eroğlu, dünyada bununla ilgili 15 milyar dolarlık bir pazar olduğuna dikkati çekti.
Defneden, mantara kadar birçok çalışma yürüttüklerini kaydeden Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Karadeniz'de likapa seferberliğini başlattık. Likapa ağaçlarını ormanlık alana dikiyoruz, vatandaşa da kura çekerek veriyoruz. Salep seferberliğine başladık. Şu anda 400 bin ton yılda tıbbi aromatik bitki olan ürünleri hazırladık ve piyasası oluştu. Bu yeterli değil, bizim hedefimiz 2019'da 500 bin tona çıkmak ve 2023 yılına kadar da 5 milyar dolarlık ihracat yapmak. Şu anda 600 milyon dolarlık ihracat var. Yeterli değil. Türkiye'de de potansiyel var. Hatta önümüzdeki Mayıs ayında Konya'da Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Uluslararası Kongresi'ni toplayacağız. Kongrenin teması da tabii ve sağlıklı hayat."
Eroğlu, 2016'da 20 milyon metreküplük odun hammaddesinin hazırlanarak, ekonomiye kazandırıldığını ve 2016'da 2,7 milyar lira gelir elde edildiğini belirtti.
Çölleşme ile mücadele hakkında bilgileri de paylaşan Eroğlu, "Bu yıl 667 bin dekar alanda erozyonla mücadele çalışmasını yürütüyoruz. Hemen hemen bitti yıl sonu hedefleri. Bu yıl sonuna kadar 800 bin dekara çıkaracağız. Bu çok önemli. Toprakları artık kaybetmek istemiyoruz." ifadelerini kullandı.
Sel, çığ ve heyelanla mücadeleye ilişkin yeni bir misyon başlattıklarını, AFAD ve ilgili bakanlıklar, belediyeler gibi bütün kurumlarla iş birliği halinde havza bazlı çalışmaların yürütüldüğünü anlatan Bakan Eroğlu, bu kapsamda önümüzdeki hafta Rize'de ulusal büyük bir kongrenin toplanacağını bildirdi.
Sellere yüzde 90 oranında çare bulduklarını kaydeden Eroğlu, heyelanları önlemek için şu anda 13 heyelan kontrol projesi, 10 tane çığ kontrol, 223 tane yukarı havza sel kontrol projesinin yürütüldüğünü açıkladı.
Türkiye'nin çölleşmeyle mücadele alanındaki çalışmalarının dikkati çektiğini vurgulayan Eroğlu, BM'nin çölleşme ile mücadeleye yönelik taraflar konferansının geçen yıl Ankara'da gerçekleştirildiğini anımsattı.
Eroğlu, Afrika'da yürütülen "Yeşil duvar" çalışmalarına yönelik her türlü desteğin verildiğini, BM Kuzey Akdeniz Bölgesi Koordinasyon Merkezi'nin de İstanbul'da açıldığını belirtti.
Orman yangınlarına karşı başarılı çalışmalar yaptıklarını belirten Eroğlu, yangın sırasında kullanılan ileri teknoloji sistem hakkında bilgi verdi. Bir yerde yangın olduğunda yangın harekat merkezine yangının yeri, arazinin, bitki örtüsünün durumu, kaç helikopterin bölgeye gittiği, helikopterlerin hızı, nereden su alacağı gibi bilgilerin ulaştığını anlatan Eroğlu, odasında oturduğu yerden bu bilgilere ulaştığını söyledi.
"Bunu gururla ifade edeyim, dünyanın en ileri teknolojisi bizde." diyen Eroğlu, yangınla mücadelede 2 bin 300 kara aracı, 35 hava aracı, 19 bin personelin çalıştığını aktardı.
Gözetleme kulelerinde kameralı takip sistemleriyle çalışıldığına dikkati çeken Eroğlu, ABD'de California'nın bu sistemi denemek için istediğini anlattı.
Kameralı sistemin dumanı gördüğü anda en yakın işletme müdürülüğü, bölge müdürlüğü ve Ankara'ya bilgi verdiğini belirten Eroğlu, "En geç 15 dakika içinde yangın mahalline müdahale ediliyor. Yangınların sayısı arttı ama hızlı müdahale edildiği için yanan alan azaldı." diye konuştu.
Türkiye'de yanan orman alanlarının Akdeniz ülkelerine göre daha az olduğunu ve yangınla mücadele konusunda başarılı olunduğunu vurgulayan Eroğlu, "(Yanan alanlar birilerine peşkeş çekilecek) şeklinde haberler yapılıyor. Yanan alanların 1 metrekaresini dahi başka maksatla kullandırmıyoruz ve bir yılda ağaçlandırma şeklinde talimatımız var." ifadesini kullandı.
Ormanlık alanlarla ilgili yapılanları anlatan Eroğlu, "Artık ormanların tapusu var. Ormanların yüzde 70-75'inin tapusunu verdik. 2016 yılında da yüzde 82'si tescil edildi. İnşallah 2019'da tamamını tescil edeceğiz. Tapusu belli olunca orada işgal ve ihtilaf mümkün olmuyor. İhtilaflar da ortadan kalktı." açıklamasını yaptı.
Veysel Eroğlu, Bakanlar Kurulunda dün kabul edilen Kop Dağı Milli Müdafaası Tarihi Milli Parkıyla milli park sayısının 42'ye çıktığını bildirdi.
Doğa turizminin gelir getiren ve doğal güzellikleri anlatan yeni bir turizm anlayışı olduğunu ifade eden Eroğlu, 81 ilin Tabiat Turizmi Master Planı ve Uygulama Eylem Planlarını tamamladıklarını dile getirdi.
Milletvekillerinden bu konuda kendi illeriyle ilgili görüş isteyen Eroğlu, turizmle ilgilenen bütün kurum ve kuruluşlar ve belediyelerin de katıldığı çalışmaları başlattıklarını söyledi.
Bir milletvekilinin "Çevrecileri de çağırıyor musunuz?" sorusuna Eroğlu, "Herkes var. En iyi çevreci benim herhalde. Marjinal çevreciler derseniz, gelsinler; başımız üzerinde yerleri var ama önce benim kitaplarımı okusunlar da 150 tane kitabı ondan sonra." yanıtını verdi.
Eroğlu, sulak alanları ve biyolojik çeşitliliği de koruduklarını dile getirerek, Türkiye'de ilk defa ekolojik köprüler yaptıklarını vurguladı.
Devlet Su İşlerinin (DSİ) 113 milyar liralık yatırım yaptığına dikkati çeken Bakan Eroğlu, "DSİ'nin yatırımları, kendisini 5-10 yıl arasında geri ödeyen en fizibil, en ekonomik yatırımlar. 14 yılda 6 bin 298 tesisi tamamladık. Bunların içinde 411 baraj, 482 HES, 782 gölet, bin 68 sulama tesisi, 176 içme suyu temin tesisi, 14 atık su arıtma tesisi, 3 bin 353 dere ıslahı ve bir de bazı bölgelerde hayvan içme suyu göletleri yapmaya başladık." dedi.
85 milyon dekar sulanabilir zirai arazinin yüzde 75,6'sını suladıklarının altını çizen Veysel Eroğlu, şöyle devam etti:
"Ama bu yeterli değil. Tamamını sulamamız gerekir diye düşünüyorum. Hatta 2016, 2017, 2018, 2019 yıllarını sulama hamle yılları ilan ettik. 8,5 milyon hektarlık ekonomik sulanabilir alan var. Hedefimiz, bunu bir an önce sulamak. Modern sulamayla inşallah buna da muvaffak olacağız. 2019 yılına kadar 11,3 milyon dekar alanı sulayacağız. Benim hedefim 20 milyon dekar. Arkadaşlara talimatı verdik, onlar da bunun sözünü verdiler. 2019 yılında hedefimiz en az 75,6 milyon dekar araziyi sulamaya açacağız. Bunun yıllık zirai gelir artışı 3 milyar lira."
Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, sulamalarda barajlar, göletler ve ana kanalların büyük kısmını tamamladıklarını ifade etti. Ana kanalların "suni nehirler" kadar olduğunu söyleyen Eroğlu, buna örnek olarak 221 kilometre uzunluğundaki Mardin-Ceylanpınar ana kanalını gösterdi.
İçme suyu konusunda dünyada en çok tesis inşa eden bakan unvanına sahip olduğunu belirten Eroğlu, "Şehirlerimizin içme suyu eylem planıyla çoğunun 2040-2071 yılları arasındaki su meselesini kökünden çözdük. 41 milyon kişiye ilave içme suyu kazandırdık. 176 içme suyu tesisini ülkemize kısa zamanda kazandırdık. Susuz şehir bırakmadık." diye konuştu.
Hidroelektrikte de muazzam bir yol alındığını vurgulayan Eroğlu, yılda 92.5 milyar kilovatsaat üretecek kapasiteye ulaşıldığına işaret etti .
Hedeflenenin yıllık 180 milyarı yakalamak olduğunu dile getiren Eroğlu, şöyle konuştu:
"Şunu gururla ifade edeyim, HES'lerde doğalgaz'ı 2016 yılında geçtik. Doğalgaz şu anda 22 bin 676 megavat, HES'ler 26 bin 655 megavat. Burada muazzam bir tasarrufumuz var. Hedef 2019 yılında 127 milyar kilovata çıkarmak. Enerjide özel sektörü devreye soktuk, 60 milyar dolar yükü kaldırdık. İkili iş birliği anlaşmalarını tasfiye ettik, yap-işlet-devrete döndük. Tesisleri artık teker teker değil, toplu açıyoruz."
Meteorolojide yaptıkları çalışmaları da anlatan Eroğlu, bin 674 ileri teknoloji meteorolojik gözlem istasyonu bulunduğunu, 81 ilde 3 saatlik tahminlere başladıklarını belirtti.
Bölge ve il ayrımı gözetmeksizin Bölgesel Gelişim Projeleri başlattıklarını aktaran Eroğlu, tüm projelerin günümüzdeki durumu hakkında bilgi verdi.
Zamanla yarıştıklarını ifade eden Eroğlu, şunları kaydetti:
"1 Ocak'tan itibaren bir seferberlik başlattım. Bu sene 15 Kasım'a kadar illerde 344 tesisin açılışını yaptık ve 524 tesisin temelini attık. Toplam 868 tesisi,18 milyar 260 milyon liralık yatırımı, bir kısmı açılış, bir kısmı temel atma olmak üzere vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. 2023 yılı hedefimiz, kendi sahamızdaki ilk 7 ülke arasına girmek. İnşallah bunu da başaracağımıza inanıyoruz."
Bakan Eroğlu, konuşmasının ardından TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki milletvekilleri adına dikilen fidanların sertifikasını toplantıya başkanlık eden AK Parti Adana Milletvekili Mehmet Şükrü Erdinç'e verdi.
Bakanlık bütçesi üzerinde görüşlerini ifade eden CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, doğa ve yaşam konusunda bütün sivil toplum örgütleriyle birlikte çalışılması gerektiğini söyledi.
Orman ve Su İşleri Bakanlığının yaptıklarını takdirle karşıladığını dile getiren ve kaynakların doğru kullanılmasının önemine değinen Temizel, "Bana göre orman ve suyun önüne geçecek hiçbir yatırım yoktur. Orman ve su birincil yatırımdır." dedi.
Türkiye Su Enstitüsü kurulmasının önemli olduğunu belirten Temizel, ancak 5 milyar lira bütçesi olan bu kurumun bugüne kadar ciddi bir çalışmasını görmediğini savundu.
Temizel, ülkede yeni orman alanları yaratmanın değerli olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
"Orman bir yaşamdır. Ağaç dikerken bu yaşamı kuramıyorsunuz. Dolayısıyla park yapmakla orman yapmayı birbirinden ayırmamız gerekiyor. Orman ve orman altı değerlerini Türkiye yeniden üretemiyor. Orman altı ürünler sanayi girdisi olarak değerlendirilmediği müddetçe hiçbir anlam ifade etmez. Bu alanda gerçek bir üretim planlaması yapılmıyor."
Temizel, ağaç, orman ve orman ürünleri tanımının genişletilmesi ve ekonomik değer üretecek yeni projelerin üretilmesi gerektiğini belirtti. Sanayi ürünü olarak değerlendirilecek bir alanın da sığla ormanları olduğunu ifade eden Temizel, "Sığladan vazgeçmememiz gerekiyor. Bu gelecekte çok değerli olacak." diye konuştu.
Betonla dere ıslahı yapılmayacağını ve bunun yanlış olduğunu dile getiren Temizel, dere ıslahı konusunun yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Konya Ovası'ndaki suyun tükendiğini ve her yıl kuraklık yaşandığına dikkati çekerek, buradaki hububat rekoltesinin ve yeraltı su kaynaklarının da azaldığını aktardı.
Konya Ovası'nın su ihtiyacına bakıldığında Mavi Tünel vasıtasıyla gelen suyun, ihtiyacın onda biri kadar olduğunu ifade eden Kalaycı, tarımda su kullanımına kota uygulamasının ise sona erdirilmesini istedi. Kalaycı, Konya Ovası'nın su ihtiyacının karşılanması için yeni Mavi Tünel projelerinin gerektiğini dile getirdi.
AK Parti Antalya Milletvekili İbrahim Aydın, son yıllarda yapılan en önemli şeyin ulusal ağaçlandırma seferberliği olduğunu vurgulayarak, dünyada orman alanlarının azalmasına karşın Türkiye'de bu alanların arttığını belirtti.
Orman yangınlarıyla mücadele konusunda ise önemli bir aşama kaydedildiğini ve başarı sağlandığını anlatan Aydın, odun dışı orman ürünleri alanında yeni çalışmalar yapılması gerektiğini kaydetti.
CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, dere ıslah projelerinin betonlaştırmayla yapılmaması gerektiğini söyledi. Doğa koruma konusunda yeteri kadar ilerleme kaydedilmediğine ilişkin yorumlar yapıldığını aktaran Durmaz, projelerin doğayla uyumlu bir şekilde hayata geçirilmediği şeklindeki eleştirilerin de dikkate alınmasını istedi.
CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, bütün çevrecilere teşekkür ettiğini dile getirerek, "Size, Hükümetinize ve Sayın Cumhurbaşkanı'na da çevrecileri düşman olarak görmeyin önerisinde bulunuyorum. Bunların tamamı vatansever, memleketsever, insansever insanlar." dedi.
Türkiye'nin su zengini olmadığına dikkati çeken Bekaroğlu, ÇED raporlarının neredeyse zorunlu olmaktan çıkarıldığını ileri sürdü ve erozyonun da önemli bir sorun olarak devam ettiğine dikkati çekti.
Rize için de çok fazla şeyler yapılmadığını savunan Bekaroğlu, "Cumhurbaşkanı'nın memleketinde, ben başka kelime kullanmayayım ama Rize'nin içinde kanalizasyon akıyor." ifadesini kullandı.
Su kullanım hakkının devredilmesinin ne anlama geldiğinin halk tarafından merak edildiğini dile getiren Bekaroğlu, kanal tipi HES projelerinin Türkiye'nin enerji ihtiyacının ne kadarını karşılayacağını sordu.
Karadeniz Sahil Yolu'nun da bir set görevi gördüğünü ve denize akamayan derelerin sellere neden olduğunu anlatan Bekaroğlu, "Sayın Bakanım çok iddialı konuşuyorsunuz. 'Yaptık, ettik'. Yani neredeyse haşa filan, bir noktaya kadar geliyorsunuz. Bu tarzınız yanlış." değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, su ve orman yatırımlarında Hükümetin rekordan rekora koştuğunu ifade ederek, Türkiye'nin en çok ağaçlandırma yapan ilk 3 ülke arasına girdiğini söyledi.
CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, Bursa'da orman sahaları içinde faaliyet gösteren mermer ve taş ocaklarının çevreye zarar verdiğini ve bunların çoğunun ruhsatsız olduğunu savunarak, orman köylülerinin de bu nedenle sıkıntılar yaşadığını ileri sürdü.
CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekci, bölge ekolojisini bozmayan yatırımlara karşı olmadıklarını belirterek, Dünya Doğayı Koruma Birliğinin, insan kaynaklı suistimaller sonucu kaybedilen hayvan ve bitki türleriyle ilgili ekosistem karnesine göre, Türkiye'de 17 bitki ve hayvan türünün kaybolduğunu savundu.
İstanbul'da kuzey ormanlarının yok edildiğini ve buraya gökdelenler inşa edildiğini söyleyen Yedekci, öte yandan yeşil yol projelerinin de birtakım sıkıntılara neden olduğunu savundu. Türkiye'nin çevre katliamlarına açık hale geldiğini iddia eden Yedekci, hidroelektrik santrallerin yapımında bu konuya dikkat edilmesini istedi.
***HABERİN DEVAMINA İLGİLİ DOKÜMANLAR KISMINDAN ULAŞABİLİRSİNİZ***
