2014-12-13 - 14:05
TBMM MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKANI KÖKSAL, KOMİSYON GÜNDEMİNDEKİ KONULARI DEĞERLENDİRDİ
TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Oğuz Kağan Köksal, yasalaşan Bedelli Askerlik Kanunu başta olmak üzere diğer konular hakkında bilgi verdi.
TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Oğuz Kağan Köksal, yasalaşan Bedelli Askerlik Kanunu başta olmak üzere diğer konular hakkında bilgi verdi.

Bütçe görüşmelerinden önce bedelli yasasının komisyondan geçtiğini ve Genel Kurul'da kabul edildiğini hatırlatan Oğuz Kağan Köksal, bunun dördüncü bedelli olduğunu belirterek, neden ihtiyaç olduğunu şöyle açıkladı:

"Birinci sebep özellikle asker kaçağı, bakaya, yoklama kaçağı sayısı çok fazla arttı. Bu sayının artması bir noktada artık bir bedelli düşüncesini gündeme getirdi. Bu birikenleri temizleyip yeni bir sayfa açabilmek belki de amaç. Bazen bedelli askerlik bir takım sebeplere dayalı olarak çıkar. Örneğin senenin birisinde çıkan bedelli askerlikten elde edilen gelirler Marmara depremine verilmişti. Geçtiğimiz dönem çıkan bedelli askerlik de şehit ailelerine, polisler de dâhil, yardım yapılma amacını güderek çıkarılmıştı. Şimdi de yine bu birikenleri belirli ölçüde azaltıp, devletle vatandaşı da bir yerde barıştırmak lazım."

Askerliğin bir yükümlülük olduğunun altını çizen Köksal, "Ama bizim kanunumuza anayasamıza yükümlülüğün yanı sıra bir de görevdir. Bir vatani görevdir bir de yükümlülüktür, ikisi bir aradadır" ifadelerine yer verdi.

"Bedelli ile bir taraftan yükümlülük ortadan kalksın, bir taraftan da bedel vererek görev yerine getirilsin, yani bedelli askerliğin özünde böyle bir şey var" görüşünü savunun Köksal, tahminlere göre 700 bin civarında vatandaşın bundan istifade edebileceğini kaydetti.

Köksal, daha önce çıkan bedelli kanunlarında birçok vatandaşın bedelli olmaya hak kazanmasına rağmen bunların yüzde 20-25 civarında bir kısmının bu hakkını kullandığını söyledi. Bu dönemde de 700 bin kişinin tamamının bedelliye başvuracağını beklemediklerini belirten Köksal şunları kaydetti:

"Kanun çıktı, yayımlandıktan sonra yürürlüğe girecek. Kanunun özü, birincisi bedel, 18 milyon Türk lirası olarak belirlendi. Artı, 28 yaşından gün almış olmak, yani 1 Ocak 1988 doğumludan önce olmak gibi bir şart var, bu iki önemli şart. Bir başka, böyle tali şartlar dediğimiz şartlar var. Bunlar da neydi, hiçbir şekilde askerlikle ilişkilendirilmiş olmamak, yani, askere gitmiş, 15 gün askerlik yapmış, kaçmış, bu adam bedellilikten istifade edemeyecek. Yani askerlikle ilişkilendirilmemiş olacak."

"Bedelli askerlikte biraz da şu var, insan işini gücünü kurmuş, askere giderse o kesintiye uğrayacak, bir başka sosyal sebepten? Yani kesintiye uğrayacağını düşündüğü için bedeli verip askerlik yükümlülüğünden kurtulup görevi yerine getirmek istiyor insanlar" ifadelerine yer veren Köksal, yeni çıkan bedelli kanunundan yararlanacak vatandaşların sayısını da bu sebeplerle tam olarak tahmin etmenin mümkün olamayacağını söyledi.

Bedelli askerliğin her çıkışında çeşitli sebeplere dayanarak para alındığını ve bütçelendiğini belirten Köksal, bu seferki sebebin biraz daha farklı olduğunu ve bedelin tamamen Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizasyonunda kullanılacağını, olduğu gibi savunma sanayiine aktarılacağını söyledi.

Köksal şöyle konuştu:

"Bir ülkenin silahlı kuvvetlerinin gücü sadece insan sayısıyla ölçülmez, personel sayısıyla ölçülmez. Elbette ki personel sayısı, asker sayısı önemlidir ama bunun yanı sıra kullandığı teknoloji, silahı, mühimmatı, diğer imkânlarını düşündüğünüz zaman bunlar da önemli bir unsurdur. Hele hele zamanımızda bazı ülkelerin doğrudan doğruya profesyonel askerliğe gittiğini düşünürsek artık şu anda teknoloji ön plana çıkmıştır. İşte bu bedelliyle bir taraftan bedel parası verenler aslında askerlik görevini bir şekilde de şöyle yerine getirdiğini düşünüyoruz, o parayla silahlı kuvvetlerin modernizasyonu, yeni silah alınması, yeni teknoloji alınması, yeni teknolojinin üretilmesi noktasında düşündüğümüz zaman işte bu para buraya gidecek. Dolayısıyla insanlar o parayı verirken bir noktada yine askerlik görevini ifa etmiş duruma gelecek."

Oğuz Kağan Köksal, sözleşmeli er ve erbaşlık ile ilgili Meclis'ten geçen yasa ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu.

Dünyada bütün ülkelerin profesyonel askerliğe gittiğine dikkat çeken Köksal, uzun vadede profesyonel askerliğe geçişin daha faydalı olacağını söyledi. "Doğrudan doğruya profesyonel askerliğe gidip tamamen askerliği kaldırma anlamında değil de belki yarı profesyonel diye düşünürseniz silahlı kuvvetler kendi bazı konularda özellikle uzmanlaşma ihtiyacını giderebilmek için, profesyonel askerliğe bir gidiş için bu kanunlar aslında bir hazırlık mahiyetinde" ifadelerine yer veren Köksal, "Aslında çok da talep olmadı bu işe, neden talep olmadığının araştırılması lazım" şeklinde konuştu.

Sözleşmeli er ve erbaşlık ile ilgili konuda iki madde eklendiğini belirten Köksal, bunlardan birincisinin 20 yaşını doldurmuş olmak kaydıyla orta öğretim mezunlarının başvurabilmesi, ilköğretim mezunlarının yine askerliğini yaparak başvurabilmesi olduğunu söyledi. Bu şekilde sayının biraz daha artacağını düşündüklerini kaydeden Köksal, kanundaki diğer maddelerin de bunu düzenleyen maddeler olduğunu söyledi.

Köksal, "Biz diyoruz ki bu uzmanlık meselesi önemli bir meseledir. Teknolojiniz artacak, gittikçe yeni teknolojiye ulaşacaksınız. Ama o teknolojiyi iki aylık bir erin eline teslim edeceksiniz. Yani onun sıkıntılarını bununla gidermiş olacağız" dedi.

Köksal, daha sonra Milli Mayın Temizleme Merkezi ile ilgili konuda görüşlerini bildirdi:

"Milli Mayın Merkezi ile ilgili yasa tasarısı komisyonumuza geldi, komisyonumuzda görüşüldü, görüşmeler tamamlandı, rapor haline getirildi ve kanunlara gönderildi. Artık Meclis'in gündemine girip tartışılması kaldı. Yani bu noktada Milli Savunma Komisyonu'nun geçirdiği 107 madde, bu kanun iki kanun tasarısı. Yani iki bölümde ele alındı. Birisi, Milli Mayın Temizleme Merkezi, bir diğeri de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin çeşitli kanunlardaki eksiklikleri veya yeni gelişen şartlardan dolayı ihtiyaç duyduğu maddeler birleştirildi, bir kanun tasarısı olarak komisyonumuza geldi.

Biz ülke olarak Ottowa Sözleşmesi'ne imza attık. Ottowa Sözleşmesi'nde sınırlardaki bütün mayınların sökülmesi ve tamamen mayından ari hale getirilmesini biz kabul ettik. Ama kabul ettiğimizin hepsini yapamadık. Bizim mayınlarımızın çoğu Suriye sınırında döşeli. Özellikle, tam ihale noktasına falan gelindiğinde de Suriye'deki olaylar çıkınca da bu bir noktada çalışmaları aksattı. Bunun da denetlenmesi, bunun yapılabilmesi, yapacak firmaların belirlenmesi veya uluslararası akredite meselesi gündeme gelince, onun için bir milli mayın merkezi kurulmasına karar verildi.

Milli Mayın Merkezi doğrudan doğruya Milli Savunma Bakanı'na bağlı olarak çalışacak. Tamamen uzman kişilerden oluşacak ve çok akredite bir kuruluş olacak. Yani bunun verdiği raporlar uluslararası noktada geçerli olacak. Mayınlar temizlenmiştir raporundan sonra da biz o Ottowa Sözleşmesi'ndeki yükümlülüklerimizi yerine getirmiş olacağız."

Milli Mayın Merkezi'nin ağırlıkla Türk Silahlı Kuvvetleri'nde muvazzaf olan veya bu konuda ihtisas görmüş emekli olanların çalışabileceği bir müessese olacağına dikkat çeken Köksal, sonradan mayınların ihale edilip toplanmasına karar verildiği noktada Milli Mayın Merkezi'nin bir taraftan danışmanlık, bir taraftan kontrol, bir taraftan da akredite görevi yapacağını söyledi.