
2016-08-10 - 13:35
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Proje bazlı teşvik uygulaması, şehit yakınına ÖTV'siz araç, ticari araçların yenilenmesinde vergi teşviki, Hakkari ve Şırnak'ın ilçeye dönüştürülerek, Yüksekova ve Cizre illerinin kurulması, terörle ilişkili belediyelerle ilgili düzenlemeleri de içeren Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı'nın 24 maddesi kabul edildi.
Proje bazlı teşvik uygulaması, şehit yakınına ÖTV'siz araç, ticari araçların yenilenmesinde vergi teşviki, Hakkari ve Şırnak'ın kaldırılarak Yüksekova ve Cizre illerinin kurulması, terörle ilişkili belediyelerle ilgili düzenlemeleri de içeren Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmeler, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda devam ediyor.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Şırnak ve Hakkari'nin ilçe; iki ilçenin il yapılmasının kabul edilemeyeceğini savundu. Güneydoğu'da büyük sıkıntı yaşandığını, bunun bir sonuç olduğunu, esas sorunu çözmedikleri sürece sıkıntıların süreceğini öne süren Çam, o illeri ilçe yaparak, sorunun çözülemeyeceğini iddia etti.
Çam, yıllardır il olan bu illerin, ilçe yapılarak cezalandırılmasının kentte yaşayanlara haksızlık olduğunu söyleyerek, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, böyle kin ve nefret duygularıyla yasa çıkarmamalıdır. Bu düzenleme antidemokratiktir. İlleri ilçe yapma kararımız insan haklarına, hukuka, o insanlara yapılacak en büyük yanlışlık." dedi.
HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, HDP'nin dışlanmasının, birlik ve beraberlik tablosuna zarar verdiğini, bunun ciddi bir eksiklik olduğunu öne sürdü. Tan, Hakkari ve Şırnak'ın il hakkının iptal edilmemesini isteyerek, bu illerin yüzde 80'nin devlet bürokrasisiyle geçindiğini ifade etti.
Tan, yeni illerin kurulabileceğini ancak müktesep hakların alınmaması gerektiğini vurguladı.
CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, Şırnak ve Hakkari'nin ilçe yapılmasına ilişkin düzenlemenin sonuçlarıyla ilgili etki analizi yapılması gerektiğini dile getirdi.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Hakkari ve Şırnaklıların kaderiyle oynandığını ileri sürerek, bu illerin statülerinin alınmasına karşı olduklarını kaydetti. Kalaycı, tasarıdan bu maddelerin çekilmesini talep ederek, daha sonra ilgililerin bilgi vermesi, gerekirse bu konuda kapalı oturum yapılması gerektiğini belirtti.
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, ortak önergeyle, bu illerin ilçe yapılmasına dair düzenlemenin çekilmesini isteyerek, OHAL dönemi geçtikten sonra, bölgeyle, yaşamları ve barışla ilgili düzenlemeleri birlikte konuşmaları gerektiğini söyledi. Paylan, "Bir darbe, travma yaşamış topluma, özellikle bölge o travmayı bir yıldır yaşıyor, bir kez daha yaşatmak ne hakka ne adalete sığar. Bu toz bulutu içinde bunu değerlendirmeyelim. Şırnak ve Hakkari'nin il olmaktan çıkarılması, bölücü, ötekileştirici bir tavırdır, vazgeçelim." diye konuştu.
"Ortada bir müsebbip varsa, bir darbe varsa bunun hazırlık sürecine bakmamız lazım. Kim milleti birbirine düşürdü? Kim bizi birbirimize düşürdü? Kim Türk ve Kürt gençlerini birbirine düşürüp onların canlarını aldı, bu kanlardan, canlardan nemalandı?" değerlendirmesinde bulunan Paylan, bunlara bakmadan Şırnak ve Hakkari'nin ilçe yapıldığını, belediyelere kayyım atama yetkisinin valilere verildiğini vurguladı.
Paylan'ın, FETÖ soruşturmasında tutuklanan bazı kamu görevlilerinin, daha önce verdikleri bilgilerle ve raporlarla hükümeti yanılttığını söylemesi üzerine, Maliye Bakanı Naci Ağbal, bugün 5 güvenlik görevlisinin şehit olduğunu anımsattı. Ağbal, "Kim yapıyor bunları? Bütün bu soruları kendinize sorun. Sizin içinizde kim size rapor veriyor? Sizi kim kandırıyor? Sizin aklınızda kim var?" sorularını yöneltti.
Garo Paylan'ın her türlü darbeye karşı olduğunu belirtmesi üzerine de Ağbal, "Darbeye karşı olduğun kadar terörizme karşı olduğunu da söyle. 'Ben her türlü terörizme karşıyım' de." ifadesini kullandı. Paylan'ın, "Ben her türlü teröre, her türlü şiddete karşıyım." sözlerinin ardından Ağbal, "PKK dahil mi?" sorusunu yöneltti. Paylan da "Elbette her türlü şiddete karşıyım." cevabını verdi.
Komisyon Başkanı, AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç, devletin asla kendi vatandaşını cezalandıramayacağını bildirdi. Bilgiç, kendilerine güvenlik gerekçesinin söylendiğini ancak bunun da daha açıklığa kavuşması gerektiğini ifade etti.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, eleştirileri yanıtlarken, torba kanunların bir ihtiyaç olduğunu belirtti. Ağbal, kamu kurumlarının, farklı alanlarda hizmet üretirken önlerine yeni sorunlar ve ihtiyaçların ortaya çıktığına dikkati çekerek, "Mevcut kanunlar bu ihtiyaçları karşılamadığı durumlarda, o konularla ilgili yasal düzenleme yapma ihtiyacı ortada. Zaman zaman da kanunları yanlış, eksik yapıyoruz. İlk başta uygulamada karşılaşacağımız sorunları çok fazla göremediğimiz için kanunu tadil eden kanunlar getiriyoruz. Torba yasaları doğuran nedenler çok çeşitli ama ihtiyaçlarımızı gideriyor." diye konuştu.
Hakkari ve Şırnak'ın il yapılmasıyla ilgili maddenin görüşmelerinde ilgili bakanın gerekli açıklamaları yapacağını anlatan Ağbal, hükümet olarak yaptıkları değerlendirmede, bunun şu anda gerekli olduğunu düşündüklerini belirtti.
Ağbal, muhalefetin bu konuyla ilgili açıklama taleplerinin doğru olduğunu dile getirdi.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasından sonra maddelerine geçildi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, İçişleri Bakanlığına, güvenlik gerekçesiyle ihtiyaç duyduğu, kamu kurum ve kuruluşları ile belediyelere ait taşınmazların tahsisine ilişkin düzenlemenin bir müsadere ve mala el koyma olmadığını belirtti.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, proje bazlı teşvik uygulaması, şehit yakınlarına ÖTV'siz araç, ticari araçların yenilenmesinde vergi teşviki, Hakkari ve Şırnak illerinin kaldırılarak Yüksekova ve Cizre illerinin kurulması, terörle ilişkili belediyelerle ilgili düzenlemeleri de içeren Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın maddeleri üzerindeki görüşmeler sürüyor.
Tasarıda yer alan, İçişleri Bakanlığının güvenlik gerekçesiyle ihtiyaç duyduğu kamu kurum ve kuruluşları ile belediyelere ait taşınmazların, Bakanlar Kurulu kararıyla Hazine adına tescil ve İçişleri Bakanlığına tahsis edilmesini ve mahkemelerce ihtiyati tedbir ve yürütmenin durdurulması kararlarının verilemeyeceğini düzenleyen madde konusunda muhalefet partilerinin milletvekillerince eleştiriler dile getirildi.
Eleştiriler üzerine söz alan Sağlık Bakanı Akdağ, "Bu kanunun, bazı arkadaşlarımızın ifade ettiği gibi bir müsadere kanunu, halkın iradesine ve mala el koymayla hiçbir alakası olmadığı çok net olarak açık." dedi.
Bakan Akdağ, şunları kaydetti:
"İçişleri Bakanlığı güvenlik gerekçesiyle ihtiyaç duyduğu zaman bir usule ait olarak kamuya ait malları bir şekilde Hazine tescil edecek ve İçişleri Bakanlığına tahsis edecek. Yargıya kapalı değil. Yargıya kapalı gibi görünen tarafı yürütmeyi durdurmayla alakalı tarafı. Çünkü güvenlik gerekçesi var, iş acil. Daha sonra elbette yine bu yargıya götürülebilir, yargı bu hususta kararını verir."
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hali hazırda resen imar planı yapabildiğini de aktaran Akdağ, "Burada bir amaca uygun imar planı değişikliği yapılacak." görüşünü dile getirdi.
Akdağ, terörle mücadele etmek için acil ihtiyaç olduğunda güvenlik gerekçesiyle hızlı davranabilmeleri gerektiğinin altını çizerek, bedel tespitlerinin usulüne uygun yapılacağını da kaydetti.
Recep Akdağ, "Terörü engellemek, terörün bu ülkede oluşturduğu, hiçbirimizin tahammül edemediği ağır hasarı önlemek için bir tedbir olmak üzere bir madde getiriyoruz. Bu, devletin terörize edilmesi falan gibi lütfen yorumlanmasın. O zaman inciniyoruz. Bana göre, madde, bir ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır. Bu ihtiyacı karşılamak için de usul ve maksada uygun şekilde düzenlenmiştir." diye konuştu.
Akdağ, tasarıda bakanlığıyla ilgili maddelere ilişkin bilgi verdi.
Üniversite dışında çalışan 758 tıp fakültesi öğretim üyesinin bulunduğunu, bunun yarıya yakının Çapa ve Cerrahpaşa'dan olduğunu belirten Akdağ, Çapa ve Cerrahpaşa'nın günden güne geriye gittiğini ifade etti. Akdağ, bakanlığa geldikten sonra en önemli stratejik hedeflerinden birinin bu üniversiteleri ayağa kaldırmak, destek olmak olduğunu belirtti.
Bakan Akdağ, öğretim üyelerinin bir taraftan üniversitede, bir taraftan dışarda çalışması halinde bu tıp fakültelerinin ayağa kalkabileceğini düşünmediğini söyledi.
Proje bazlı teşvik uygulaması, şehit yakınına ÖTV'siz araç, ticari araçların yenilenmesinde vergi teşviki, Hakkari ve Şırnak'ın ilçeye dönüştürülerek, Yüksekova ve Cizre illerinin kurulması, terörle ilişkili belediyelerle ilgili düzenlemeleri de içeren Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı'nın 24 maddesi kabul edildi.
Tasarının Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelerinde verilen önergelerle, Türkiye Varlık Fonu kurulmasına dair hükümler ile AOÇ arazisi ve Orman Kanunu'na yönelik düzenlemeler çıkarıldı.
Tasarının, 22 maddesi kabul edilirken, 2 yeni madde eklendi.
Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı'nda kabul edilen maddelere göre, defin ruhsatını, mevtanın muayenesinden sonra belediye tabiplerinin yanı sıra toplum sağlığı merkezi tabipleri ve aile hekimleri de verebilecek. Bu ruhsatın yerleşim yeri bazında hangi tabiplerce verileceğini, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu belirleyecek.
DSİ Genel Müdürlüğü muhasebe hizmetleri, 5 yıl daha Maliye Bakanlığı personelince yürütülecek.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının açılış izniyle faaliyet gösteren özel kreş ve gündüz bakım evlerinin beş vergilendirme dönemi boyunca elde edilen kazançları, Gelir ve Kurumlar Vergisi'nden istisna tutulacak.
Gayrimenkul sahiplerince yapılan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamalar, doğrudan gider olarak indirilebilecek.
Bakanlar Kuruluna, vergiye tabi işlemlere taraf veya aracı olanlara vergi kesintisi yaptırmaya ve belirli şartlar altında farklı kesinti oranları tespit etmeye ilişkin yetki verilecek.
Gaziantep'in Şahinbey ilçesi sınırları içerisinde düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Gecekondu Kanunu'na göre ilgili idarelerce yapılan arsa veya konut tahsis işleminin gerçekleştirilememesi halinde, arsa veya konut tahsisi için ödenen bedeller, tebligatı müteakip en geç 3 ay içerisinde, kanuni faiziyle hak sahiplerine veya mirasçılarına ödenecek. Hak sahipleri, bunun dışında ilgili idareden herhangi bir hak, bedel ve tazminat talep edemeyecek.
Arsa veya konut tahsis işleminin gerçekleştirilememesi nedenleriyle arsa veya konutların adlarına tescili, bedel veya tazminat ve benzeri taleplerle açılan ve henüz kesinleşmeyen her türlü davalarda da bu hüküm uygulanacak. Reddedilen davaların yargılama giderleri davalı idare tarafından ödenecek.
Merkez Bankasına, iki imza taşımak koşuluyla reeskonta ve avansa kabul edilecek ticari senet ve vesikaların türlerini, uygulamayla ilgili diğer konuları düzenleme yetkisi verilecek. Verilecek kredilerin en yüksek sınırı ve kredi türlerine göre limitleri para politikası ilkeleri göz önünde tutularak, Merkez Bankasınca belirlenecek.
Rektör yardımcılarının görev süresi, rektörün görev süresiyle sınırlı olacak.
Taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları, bunların koruma alanları ve sit alanlarında, İmar Kanunu ilgili maddesi kapsamına giren ruhsata tabi olmayan tadilat ve tamiratları, kültür varlıkları yönünden bünyesinde koruma, uygulama ve denetim büroları kurulan yerlerde yetkili idarelerden, bu büroların olmadığı yerlerde koruma bölge kurulu müdürlüklerinden; tabiat varlıkları ve doğal sit alanları yönünden ise Çevre ve Şehircilik İl müdürlüklerinden izin almadan ya da izne aykırı yapanlar veya yaptıranlar, 6 aydan 3 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılacak.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, alan başkanlarını atayacak ve maaşlarını ödeyecek. Düzenlemenin yasalaştığı tarihte görev yapan alan başkanları, danışma kurulu üyeleri, eşgüdüm ve denetleme kurulu üyelerinin görevleri sona erecek. Bu kişilerin yerine, en geç 6 ay içinde bakanlıkça görevlendirme yapılacak.
Kültür ve Turizm Bakanlığına yönetim planını hazırlama veya hazırlattırma konusunda yetki verilecek. Bakanlıkça yapılan veya yaptırılan her türlü proje ve uygulamalarda, bu düzenlemeyle koruma, uygulama ve denetim bürolarına verilen görev ve yetkiler koruma bölge kurulu müdürlükleri tarafından kullanılacak.
Kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak, kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da doğal afet yaşanan yerlerde özel mülkiyette bulunan korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının onarımı, restorasyonuna yönelik proje ve uygulama işleri, maliklerinin ve diğer ilgililerin muvafakatı aranmadan, bedelsiz olarak, Kültür ve Turizm Bakanlığınca gerçekleştirilebilecek. Bu kapsamda yürütülen proje ve uygulama işlerinden bir mali yıl içinde tamamlanması mümkün olmayanlar için 4 yılı geçmemek üzere gelecek yıllara yaygın yüklenmeye girişilebilecek.
Tasarı, Kamulaştırma Kanunu'nun satın almaya ilişkin hükümlerinde de değişiklik yapıyor. Malik veya yetkili temsilcisi ile kamulaştırılacak taşınmaz için komisyonla arasında tutanak düzenlecek. Tutanakta, malikin kimlik bilgilerine ve taşınmazların tapuda tesciline veya terkinine dair kabul beyanları yer alacak. Bu tutanak, ferağ beyanı sayılacak ve ayrıca tapuda bu beyana gerek kalmayacak.
İçişleri Bakanlığının güvenlik gerekçesiyle ihtiyaç duyduğu kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler ve il özel idareleri dahil mahalli idareler ve diğer kamu tüzel kişilerine ait taşınmazlar, kaynak veya irtifak hakları Bakanlar Kurulu kararıyla Hazine adına tescil ve İçişleri Bakanlığına tahsis edilecek.
Taşınmazın bedeli, tescil işleminden itibaren 60 gün içinde valiliklerce tespit edilecek. Bedele ilişkin itirazlar Danıştaya yapılacak. İtirazlar tescil işlemini durdurmayacak. Mahkemelerce ihtiyati tedbir ve yürütmenin durdurulması kararları verilemeyecek. Bu taşınmazlara ilişkin ihtiyaç duyulan imar planı değişiklikleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca resen yapılacak veya yaptırılacak.
Tasarı, devlet üniversiteleri ile Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşları arasında yürütülen işbirliği ve birlikte kullanım protokollerinin uygulanmasında ortaya çıkan ihtiyaçlar ve sorunlar çerçevesinde düzenleme yapıyor.
İlgili üniversite ve özel hastanenin yetkili makamları arasında işbirliği protokolü imzalanacak, Sağlık Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulunun onayıyla uygulamaya konulacak. İşbirliği yapılan özel hastane, üniversite için sağlık uygulama ve araştırma merkezi kabul edilecek. Burada fiilen görev yapacak olan üniversite öğretim elemanları, ilgili dekan ve hastane yöneticisinin talebi üzerine rektör tarafından görevlendirilecek. Görevlendirilen üniversite personeline kendi mevzuatı uygulanacak.
Birlikte kullanıma geçilen sağlık tesislerinin döner sermaye hesapları, sadece birlikte kullanılan birimlerle sınırlı olmak, birlikte kullanıma geçildikten sonraki tasarruflara etkili olmamak şartıyla birleştirilecek. Birlikte kullanımdaki sağlık tesislerinde görevli öğretim elemanları dahil tüm personel, ihtiyaç duyulan tıbbi ve bilimsel danışmanlık, nöbet, konsültasyon ve diğer sağlık hizmetlerini yerine getirecek. Nöbet tutan öğretim üyelerine nöbet ücretleri ödenecek.
Tıp ve/veya diş hekimliği fakültesi bulunan, ancak sağlık uygulama ve araştırma merkezi bulunmayan veya bu merkezde yeterli kapasite ve eğitim altyapısı bulunmayan vakıf üniversiteleri, tıp ve diş hekimliğinde lisans eğitimi, tıp, diş hekimliği ve eczacılıkta uzmanlık eğitimi ile araştırma faaliyetleri için yeterli kapasite ve eğitim alt yapısı bulunan özel hastaneler ile bütçeleri ayrı olmak şartıyla işbirliği yapabilecek.
Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yurtdışında tabiplik veya tıpta uzmanlık eğitimini tamamlayan tıp doktorları, 6 ay içinde Türkiye'ye dönmek ve en az 3 yıl süreyle Türkiye'de fiilen çalışmak şartıyla mecburi hizmetten muaf olacak.
Yurtdışında görev yapan doçent ve profesör unvanına sahip tıp doktoru akademisyenler, Türkiye'de en az 3 yıl süreyle fiilen akademik kadroda çalışmak kaydıyla mecburi hizmetten muaf tutulacak.
Aile hekimlerinin asgari 8 saat nöbet tutma mecburiyeti kaldırılacak. Aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına, belirtilen yerlerde haftalık çalışma süresi ve mesai saatleri dışında nöbet verilecek.
Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İşbirliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun çerçevesinde, idare, yüklenicinin sözleşme kapsamına giren faaliyetlerini bütün aşamalarda denetleyebileceği gibi denetletebilecek.
Tasarının görüşmeleri yarın da devam edecek.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Şırnak ve Hakkari'nin ilçe; iki ilçenin il yapılmasının kabul edilemeyeceğini savundu. Güneydoğu'da büyük sıkıntı yaşandığını, bunun bir sonuç olduğunu, esas sorunu çözmedikleri sürece sıkıntıların süreceğini öne süren Çam, o illeri ilçe yaparak, sorunun çözülemeyeceğini iddia etti.
Çam, yıllardır il olan bu illerin, ilçe yapılarak cezalandırılmasının kentte yaşayanlara haksızlık olduğunu söyleyerek, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, böyle kin ve nefret duygularıyla yasa çıkarmamalıdır. Bu düzenleme antidemokratiktir. İlleri ilçe yapma kararımız insan haklarına, hukuka, o insanlara yapılacak en büyük yanlışlık." dedi.
HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, HDP'nin dışlanmasının, birlik ve beraberlik tablosuna zarar verdiğini, bunun ciddi bir eksiklik olduğunu öne sürdü. Tan, Hakkari ve Şırnak'ın il hakkının iptal edilmemesini isteyerek, bu illerin yüzde 80'nin devlet bürokrasisiyle geçindiğini ifade etti.
Tan, yeni illerin kurulabileceğini ancak müktesep hakların alınmaması gerektiğini vurguladı.
CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, Şırnak ve Hakkari'nin ilçe yapılmasına ilişkin düzenlemenin sonuçlarıyla ilgili etki analizi yapılması gerektiğini dile getirdi.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Hakkari ve Şırnaklıların kaderiyle oynandığını ileri sürerek, bu illerin statülerinin alınmasına karşı olduklarını kaydetti. Kalaycı, tasarıdan bu maddelerin çekilmesini talep ederek, daha sonra ilgililerin bilgi vermesi, gerekirse bu konuda kapalı oturum yapılması gerektiğini belirtti.
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, ortak önergeyle, bu illerin ilçe yapılmasına dair düzenlemenin çekilmesini isteyerek, OHAL dönemi geçtikten sonra, bölgeyle, yaşamları ve barışla ilgili düzenlemeleri birlikte konuşmaları gerektiğini söyledi. Paylan, "Bir darbe, travma yaşamış topluma, özellikle bölge o travmayı bir yıldır yaşıyor, bir kez daha yaşatmak ne hakka ne adalete sığar. Bu toz bulutu içinde bunu değerlendirmeyelim. Şırnak ve Hakkari'nin il olmaktan çıkarılması, bölücü, ötekileştirici bir tavırdır, vazgeçelim." diye konuştu.
"Ortada bir müsebbip varsa, bir darbe varsa bunun hazırlık sürecine bakmamız lazım. Kim milleti birbirine düşürdü? Kim bizi birbirimize düşürdü? Kim Türk ve Kürt gençlerini birbirine düşürüp onların canlarını aldı, bu kanlardan, canlardan nemalandı?" değerlendirmesinde bulunan Paylan, bunlara bakmadan Şırnak ve Hakkari'nin ilçe yapıldığını, belediyelere kayyım atama yetkisinin valilere verildiğini vurguladı.
Paylan'ın, FETÖ soruşturmasında tutuklanan bazı kamu görevlilerinin, daha önce verdikleri bilgilerle ve raporlarla hükümeti yanılttığını söylemesi üzerine, Maliye Bakanı Naci Ağbal, bugün 5 güvenlik görevlisinin şehit olduğunu anımsattı. Ağbal, "Kim yapıyor bunları? Bütün bu soruları kendinize sorun. Sizin içinizde kim size rapor veriyor? Sizi kim kandırıyor? Sizin aklınızda kim var?" sorularını yöneltti.
Garo Paylan'ın her türlü darbeye karşı olduğunu belirtmesi üzerine de Ağbal, "Darbeye karşı olduğun kadar terörizme karşı olduğunu da söyle. 'Ben her türlü terörizme karşıyım' de." ifadesini kullandı. Paylan'ın, "Ben her türlü teröre, her türlü şiddete karşıyım." sözlerinin ardından Ağbal, "PKK dahil mi?" sorusunu yöneltti. Paylan da "Elbette her türlü şiddete karşıyım." cevabını verdi.
Komisyon Başkanı, AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç, devletin asla kendi vatandaşını cezalandıramayacağını bildirdi. Bilgiç, kendilerine güvenlik gerekçesinin söylendiğini ancak bunun da daha açıklığa kavuşması gerektiğini ifade etti.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, eleştirileri yanıtlarken, torba kanunların bir ihtiyaç olduğunu belirtti. Ağbal, kamu kurumlarının, farklı alanlarda hizmet üretirken önlerine yeni sorunlar ve ihtiyaçların ortaya çıktığına dikkati çekerek, "Mevcut kanunlar bu ihtiyaçları karşılamadığı durumlarda, o konularla ilgili yasal düzenleme yapma ihtiyacı ortada. Zaman zaman da kanunları yanlış, eksik yapıyoruz. İlk başta uygulamada karşılaşacağımız sorunları çok fazla göremediğimiz için kanunu tadil eden kanunlar getiriyoruz. Torba yasaları doğuran nedenler çok çeşitli ama ihtiyaçlarımızı gideriyor." diye konuştu.
Hakkari ve Şırnak'ın il yapılmasıyla ilgili maddenin görüşmelerinde ilgili bakanın gerekli açıklamaları yapacağını anlatan Ağbal, hükümet olarak yaptıkları değerlendirmede, bunun şu anda gerekli olduğunu düşündüklerini belirtti.
Ağbal, muhalefetin bu konuyla ilgili açıklama taleplerinin doğru olduğunu dile getirdi.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasından sonra maddelerine geçildi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, İçişleri Bakanlığına, güvenlik gerekçesiyle ihtiyaç duyduğu, kamu kurum ve kuruluşları ile belediyelere ait taşınmazların tahsisine ilişkin düzenlemenin bir müsadere ve mala el koyma olmadığını belirtti.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, proje bazlı teşvik uygulaması, şehit yakınlarına ÖTV'siz araç, ticari araçların yenilenmesinde vergi teşviki, Hakkari ve Şırnak illerinin kaldırılarak Yüksekova ve Cizre illerinin kurulması, terörle ilişkili belediyelerle ilgili düzenlemeleri de içeren Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın maddeleri üzerindeki görüşmeler sürüyor.
Tasarıda yer alan, İçişleri Bakanlığının güvenlik gerekçesiyle ihtiyaç duyduğu kamu kurum ve kuruluşları ile belediyelere ait taşınmazların, Bakanlar Kurulu kararıyla Hazine adına tescil ve İçişleri Bakanlığına tahsis edilmesini ve mahkemelerce ihtiyati tedbir ve yürütmenin durdurulması kararlarının verilemeyeceğini düzenleyen madde konusunda muhalefet partilerinin milletvekillerince eleştiriler dile getirildi.
Eleştiriler üzerine söz alan Sağlık Bakanı Akdağ, "Bu kanunun, bazı arkadaşlarımızın ifade ettiği gibi bir müsadere kanunu, halkın iradesine ve mala el koymayla hiçbir alakası olmadığı çok net olarak açık." dedi.
Bakan Akdağ, şunları kaydetti:
"İçişleri Bakanlığı güvenlik gerekçesiyle ihtiyaç duyduğu zaman bir usule ait olarak kamuya ait malları bir şekilde Hazine tescil edecek ve İçişleri Bakanlığına tahsis edecek. Yargıya kapalı değil. Yargıya kapalı gibi görünen tarafı yürütmeyi durdurmayla alakalı tarafı. Çünkü güvenlik gerekçesi var, iş acil. Daha sonra elbette yine bu yargıya götürülebilir, yargı bu hususta kararını verir."
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hali hazırda resen imar planı yapabildiğini de aktaran Akdağ, "Burada bir amaca uygun imar planı değişikliği yapılacak." görüşünü dile getirdi.
Akdağ, terörle mücadele etmek için acil ihtiyaç olduğunda güvenlik gerekçesiyle hızlı davranabilmeleri gerektiğinin altını çizerek, bedel tespitlerinin usulüne uygun yapılacağını da kaydetti.
Recep Akdağ, "Terörü engellemek, terörün bu ülkede oluşturduğu, hiçbirimizin tahammül edemediği ağır hasarı önlemek için bir tedbir olmak üzere bir madde getiriyoruz. Bu, devletin terörize edilmesi falan gibi lütfen yorumlanmasın. O zaman inciniyoruz. Bana göre, madde, bir ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır. Bu ihtiyacı karşılamak için de usul ve maksada uygun şekilde düzenlenmiştir." diye konuştu.
Akdağ, tasarıda bakanlığıyla ilgili maddelere ilişkin bilgi verdi.
Üniversite dışında çalışan 758 tıp fakültesi öğretim üyesinin bulunduğunu, bunun yarıya yakının Çapa ve Cerrahpaşa'dan olduğunu belirten Akdağ, Çapa ve Cerrahpaşa'nın günden güne geriye gittiğini ifade etti. Akdağ, bakanlığa geldikten sonra en önemli stratejik hedeflerinden birinin bu üniversiteleri ayağa kaldırmak, destek olmak olduğunu belirtti.
Bakan Akdağ, öğretim üyelerinin bir taraftan üniversitede, bir taraftan dışarda çalışması halinde bu tıp fakültelerinin ayağa kalkabileceğini düşünmediğini söyledi.
Proje bazlı teşvik uygulaması, şehit yakınına ÖTV'siz araç, ticari araçların yenilenmesinde vergi teşviki, Hakkari ve Şırnak'ın ilçeye dönüştürülerek, Yüksekova ve Cizre illerinin kurulması, terörle ilişkili belediyelerle ilgili düzenlemeleri de içeren Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı'nın 24 maddesi kabul edildi.
Tasarının Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelerinde verilen önergelerle, Türkiye Varlık Fonu kurulmasına dair hükümler ile AOÇ arazisi ve Orman Kanunu'na yönelik düzenlemeler çıkarıldı.
Tasarının, 22 maddesi kabul edilirken, 2 yeni madde eklendi.
Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı'nda kabul edilen maddelere göre, defin ruhsatını, mevtanın muayenesinden sonra belediye tabiplerinin yanı sıra toplum sağlığı merkezi tabipleri ve aile hekimleri de verebilecek. Bu ruhsatın yerleşim yeri bazında hangi tabiplerce verileceğini, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu belirleyecek.
DSİ Genel Müdürlüğü muhasebe hizmetleri, 5 yıl daha Maliye Bakanlığı personelince yürütülecek.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının açılış izniyle faaliyet gösteren özel kreş ve gündüz bakım evlerinin beş vergilendirme dönemi boyunca elde edilen kazançları, Gelir ve Kurumlar Vergisi'nden istisna tutulacak.
Gayrimenkul sahiplerince yapılan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamalar, doğrudan gider olarak indirilebilecek.
Bakanlar Kuruluna, vergiye tabi işlemlere taraf veya aracı olanlara vergi kesintisi yaptırmaya ve belirli şartlar altında farklı kesinti oranları tespit etmeye ilişkin yetki verilecek.
Gaziantep'in Şahinbey ilçesi sınırları içerisinde düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Gecekondu Kanunu'na göre ilgili idarelerce yapılan arsa veya konut tahsis işleminin gerçekleştirilememesi halinde, arsa veya konut tahsisi için ödenen bedeller, tebligatı müteakip en geç 3 ay içerisinde, kanuni faiziyle hak sahiplerine veya mirasçılarına ödenecek. Hak sahipleri, bunun dışında ilgili idareden herhangi bir hak, bedel ve tazminat talep edemeyecek.
Arsa veya konut tahsis işleminin gerçekleştirilememesi nedenleriyle arsa veya konutların adlarına tescili, bedel veya tazminat ve benzeri taleplerle açılan ve henüz kesinleşmeyen her türlü davalarda da bu hüküm uygulanacak. Reddedilen davaların yargılama giderleri davalı idare tarafından ödenecek.
Merkez Bankasına, iki imza taşımak koşuluyla reeskonta ve avansa kabul edilecek ticari senet ve vesikaların türlerini, uygulamayla ilgili diğer konuları düzenleme yetkisi verilecek. Verilecek kredilerin en yüksek sınırı ve kredi türlerine göre limitleri para politikası ilkeleri göz önünde tutularak, Merkez Bankasınca belirlenecek.
Rektör yardımcılarının görev süresi, rektörün görev süresiyle sınırlı olacak.
Taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları, bunların koruma alanları ve sit alanlarında, İmar Kanunu ilgili maddesi kapsamına giren ruhsata tabi olmayan tadilat ve tamiratları, kültür varlıkları yönünden bünyesinde koruma, uygulama ve denetim büroları kurulan yerlerde yetkili idarelerden, bu büroların olmadığı yerlerde koruma bölge kurulu müdürlüklerinden; tabiat varlıkları ve doğal sit alanları yönünden ise Çevre ve Şehircilik İl müdürlüklerinden izin almadan ya da izne aykırı yapanlar veya yaptıranlar, 6 aydan 3 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılacak.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, alan başkanlarını atayacak ve maaşlarını ödeyecek. Düzenlemenin yasalaştığı tarihte görev yapan alan başkanları, danışma kurulu üyeleri, eşgüdüm ve denetleme kurulu üyelerinin görevleri sona erecek. Bu kişilerin yerine, en geç 6 ay içinde bakanlıkça görevlendirme yapılacak.
Kültür ve Turizm Bakanlığına yönetim planını hazırlama veya hazırlattırma konusunda yetki verilecek. Bakanlıkça yapılan veya yaptırılan her türlü proje ve uygulamalarda, bu düzenlemeyle koruma, uygulama ve denetim bürolarına verilen görev ve yetkiler koruma bölge kurulu müdürlükleri tarafından kullanılacak.
Kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak, kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da doğal afet yaşanan yerlerde özel mülkiyette bulunan korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının onarımı, restorasyonuna yönelik proje ve uygulama işleri, maliklerinin ve diğer ilgililerin muvafakatı aranmadan, bedelsiz olarak, Kültür ve Turizm Bakanlığınca gerçekleştirilebilecek. Bu kapsamda yürütülen proje ve uygulama işlerinden bir mali yıl içinde tamamlanması mümkün olmayanlar için 4 yılı geçmemek üzere gelecek yıllara yaygın yüklenmeye girişilebilecek.
Tasarı, Kamulaştırma Kanunu'nun satın almaya ilişkin hükümlerinde de değişiklik yapıyor. Malik veya yetkili temsilcisi ile kamulaştırılacak taşınmaz için komisyonla arasında tutanak düzenlecek. Tutanakta, malikin kimlik bilgilerine ve taşınmazların tapuda tesciline veya terkinine dair kabul beyanları yer alacak. Bu tutanak, ferağ beyanı sayılacak ve ayrıca tapuda bu beyana gerek kalmayacak.
İçişleri Bakanlığının güvenlik gerekçesiyle ihtiyaç duyduğu kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler ve il özel idareleri dahil mahalli idareler ve diğer kamu tüzel kişilerine ait taşınmazlar, kaynak veya irtifak hakları Bakanlar Kurulu kararıyla Hazine adına tescil ve İçişleri Bakanlığına tahsis edilecek.
Taşınmazın bedeli, tescil işleminden itibaren 60 gün içinde valiliklerce tespit edilecek. Bedele ilişkin itirazlar Danıştaya yapılacak. İtirazlar tescil işlemini durdurmayacak. Mahkemelerce ihtiyati tedbir ve yürütmenin durdurulması kararları verilemeyecek. Bu taşınmazlara ilişkin ihtiyaç duyulan imar planı değişiklikleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca resen yapılacak veya yaptırılacak.
Tasarı, devlet üniversiteleri ile Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşları arasında yürütülen işbirliği ve birlikte kullanım protokollerinin uygulanmasında ortaya çıkan ihtiyaçlar ve sorunlar çerçevesinde düzenleme yapıyor.
İlgili üniversite ve özel hastanenin yetkili makamları arasında işbirliği protokolü imzalanacak, Sağlık Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulunun onayıyla uygulamaya konulacak. İşbirliği yapılan özel hastane, üniversite için sağlık uygulama ve araştırma merkezi kabul edilecek. Burada fiilen görev yapacak olan üniversite öğretim elemanları, ilgili dekan ve hastane yöneticisinin talebi üzerine rektör tarafından görevlendirilecek. Görevlendirilen üniversite personeline kendi mevzuatı uygulanacak.
Birlikte kullanıma geçilen sağlık tesislerinin döner sermaye hesapları, sadece birlikte kullanılan birimlerle sınırlı olmak, birlikte kullanıma geçildikten sonraki tasarruflara etkili olmamak şartıyla birleştirilecek. Birlikte kullanımdaki sağlık tesislerinde görevli öğretim elemanları dahil tüm personel, ihtiyaç duyulan tıbbi ve bilimsel danışmanlık, nöbet, konsültasyon ve diğer sağlık hizmetlerini yerine getirecek. Nöbet tutan öğretim üyelerine nöbet ücretleri ödenecek.
Tıp ve/veya diş hekimliği fakültesi bulunan, ancak sağlık uygulama ve araştırma merkezi bulunmayan veya bu merkezde yeterli kapasite ve eğitim altyapısı bulunmayan vakıf üniversiteleri, tıp ve diş hekimliğinde lisans eğitimi, tıp, diş hekimliği ve eczacılıkta uzmanlık eğitimi ile araştırma faaliyetleri için yeterli kapasite ve eğitim alt yapısı bulunan özel hastaneler ile bütçeleri ayrı olmak şartıyla işbirliği yapabilecek.
Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yurtdışında tabiplik veya tıpta uzmanlık eğitimini tamamlayan tıp doktorları, 6 ay içinde Türkiye'ye dönmek ve en az 3 yıl süreyle Türkiye'de fiilen çalışmak şartıyla mecburi hizmetten muaf olacak.
Yurtdışında görev yapan doçent ve profesör unvanına sahip tıp doktoru akademisyenler, Türkiye'de en az 3 yıl süreyle fiilen akademik kadroda çalışmak kaydıyla mecburi hizmetten muaf tutulacak.
Aile hekimlerinin asgari 8 saat nöbet tutma mecburiyeti kaldırılacak. Aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına, belirtilen yerlerde haftalık çalışma süresi ve mesai saatleri dışında nöbet verilecek.
Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İşbirliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun çerçevesinde, idare, yüklenicinin sözleşme kapsamına giren faaliyetlerini bütün aşamalarda denetleyebileceği gibi denetletebilecek.
Tasarının görüşmeleri yarın da devam edecek.