
2020-11-16 - 12:58
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile bağlı kurumların 2021 yılı bütçesi kabul edildi.
AK Parti Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz başkanlığında toplanan komisyonda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının yanı sıra GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Türk Standardları Enstitüsü, Türk Patent ve Marka Kurumu, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Türkiye Bilimler Akademisi, Türkiye Uzay Ajansı bütçeleri ile Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporu ele alınacak.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, bakanlığının bütçesinin sunumuna başladı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK Kovid-19 Platformu'ndaki bilim insanlarının, Ribavirin molekülünün hastalığın tedavisinde etkin olduğunu hayvan deneyleriyle ispatladığını bildirdi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede bilimsel alanda önemli gelişmeler kaydettiklerini ifade eden Varank, Kovid-19 Türkiye Platformu altında aşı ve ilaç alanında 17 projenin başarıyla yürütüldüğünü söyledi. Varank, bu projelerde 167?si STAR bursiyeri olmak üzere 436 araştırmacının gece gündüz çalıştığını vurguladı.
Varank, çalışmaların geldiği aşamaya ilişkin şu bilgileri verdi:
"Hayvan deneylerini başarıyla tamamlayan 4 aşı adayımızın en kısa sürede klinik deney aşamasına geçmesi için gayret gösteriyoruz. Kovid-19 tedavisinde yoğun şekilde kullanılan Favipiravir ilacının etken maddesi, üniversite sanayi iş birliğinde yerli ve milli olarak sentezlendi. Şimdi hastalarımıza şifa dağıtıyor.
TÜBİTAK Kovid-19 Platformu'ndaki bilim insanlarımız, Ribavirin molekülünün hastalığın tedavisinde etkin olduğunu hayvan deneyleriyle ispatladı. Bu molekülle ilgili Faz-3 klinik çalışma yapmak üzere Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna (TİTCK) başvuru yapıldı. Yine bilim insanlarımız doğala özdeş Griffithsin molekülünün enfeksiyonu önleyici ve hasta bireylerde saçılımı azaltıcı etkisi olduğunu klinik öncesi tüm deney sonuçlarıyla kanıtladı. Bununla ilgili de TİTCK başvurusu yapıldı."
Bakan Varank, ithal edilen N-95 ve N-99 maske filtrelerini, TÜBİTAK MAM'da yerli olarak geliştirip sanayiye lisansladıklarını belirtti.
Varank, ayrıca Kovid-19 virüsünün hızlı ve güvenilir şekilde teşhisine yönelik, RNA tabanlı tanı kiti referans malzemelerini Ulusal Metroloji Enstitüsü'nde 3 ay gibi kısa bir sürede üretip satışa sunduklarını kaydetti.
Bakan Varank, TÜBİTAK'ın Ar-Ge ekosistemine yön verdiğini söyledi.
2020'nin ilk 10 ayında özel sektörün 2 bin 686 Ar-Ge projesine 500 milyon lira, akademinin 2 bin 512 Ar-Ge projesine 454 milyon lira, 13 bin 471 bilim insanına da 218,5 milyon lira hibe desteği verdiklerini ifade eden Varank, yerli ilaç-aşı, tıbbi cihaz, güneş enerjisi teknolojileri, nano-teknoloji, ileri malzeme teknolojileri, kişiselleştirilmiş tıp, eklemeli imalat ve akıllı şehirler alanlarında yüksek teknoloji platformlarını ve sanayi yenilik ağlarını desteklediklerini belirtti.
Üniversitelerde, araştırma kurumlarında ve teknoparklarda geliştirilen patentli teknolojilerin sanayiye aktarımı için Patent Tabanlı Teknoloji Transferi Desteği'ni hayata geçirdiklerini anlatan Varank, Siparişe Dayalı Ar-Ge Programı'yla, firmaların ihtiyaç duyduğu Ar-Ge tabanlı ürünleri KOBİ ölçeğindeki tedarikçileri eliyle geliştirmesine destek verdiklerini dile getirdi.
Varank, Ufuk 2020 Programı'nda 744 başarılı projeyle şu ana kadar 365,4 milyon avro fonu Türkiye'ye kazandırdıklarına dikkati çekerek, "Türkiye'nin aldığı hibe destek miktarı ilk kez Avrupa Birliği'ne ödediği katkı payını aştı. 2020 yılında ödememiz gereken 77,8 milyon avroluk katkı payını, yaptığımız müzakereler sonucu doğrudan ülkemizdeki araştırmacılara tahsis ettik." diye konuştu.
Mustafa Varank, sunumunda savunma sanayisine yönelik çalışmalara ilişkin de bilgiler verdi.
TÜBİTAK bünyesinde motor teknolojileri, enerjetik malzemeler, biyomalzeme-biyomekanik-biyoelektronik, yüksek sıcaklık malzemeleri, fotovoltaik ve savunma teknolojileri alanlarında 7 kritik altyapıyı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle hizmete açtıklarını ifade etti.
Hassas Güdüm Kiti?nin (HGK-83) F4 ve F16 uçakları üzerindeki testlerini tamamladıklarını bildiren Varank, şöyle konuştu:
"Kitler bu uçaklarda operasyonel kullanıma artık hazır. Milli imkan ve kabiliyetlerle geliştirilen Ardışık Delici Uçak Bombası, HABRAS Dinamik Test Altyapısı'nda güçlendirilmiş betonu delmeyi başardı. Yer testleri başarıyla tamamlanan Bozdoğan ve Gökdoğan hava-hava füzelerinin uçak üzeri sertifikasyon testlerine başladık. Türkiye'nin ilk yerli ve milli GPS alıcısı KAŞİF, güdüm kitlerine entegre edildi ve gerçekleştirilen atış testiyle sahadaki yüksek hassasiyeti doğrulandı."
Milli işlemci Çakıl'ın ilk prototipini ürettiklerini, başarıyla çalıştırdıklarını ve ASELSAN'ın ürünlerinde kullanılmaya başlanacağını belirten Varank, 59 milyon çipli kimlik kartında da TÜBİTAK BİLGEM?in geliştirdiği Milli Akıllı Kart İşletim Sistemi'nin kullanıldığını söyledi.
Varank, araca monte yüksek güçlü Lazer Silah Sistemi'ni Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim ettiklerini, denizaltılar için geliştirilen milli savaş yönetim sisteminin kabul testlerine başlandığını bildirdi.
Varank, hidroelektrik santralleri için geliştirilen francis türbini, senkron jeneratör, hız regülatörü, ikaz ve SCADA sistemlerinin Kepez-1 Hidroelektrik Santrali'nde kullanıldığını kaydetti.
Antarktika'ya kalıcı üsle mühür vurmak için çalışmaların devam ettiğini dile getiren Varank, 30'u Marmara Bölgesi'nde olmak üzere Türkiye genelindeki 55 sismolojik gözlem istasyonuyla AFAD ve ilgili kurumlara deprem verisi sağladıklarını anlattı.
TÜBİTAK ve TCDD ortaklığında kurulan Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü'nde demir yolu ve deniz araçlarını, motorlar ve alt sistemlerini yerli üreticilerle geliştirip test ettiklerini ifade eden Varank, şöyle devam etti:
"Yerli lokomotiflerde de kullanılacak 1200 beygir gücünde özgün ve milli dizel motorumuzu TÜRASAŞ iş birliğiyle geliştiriyoruz. İlk metre altı çözünürlüklü milli görüntüleme uydumuz İMECE'nin ısıl yapısal yeterlilik ve elektriksel model entegrasyonunu ve RF Modeli testlerini başarıyla tamamladık. İlk milli haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A'nın mühendislik modelini tamamladık, uçuş modelinin yapımına başladık.
TRUBA süper bilgisayarımızın kapasitesini 2 kata kadar artıracak yeni nesil veri merkezimizi ODTÜ'de kuruyoruz. 6550 sayılı Kanun kapsamında Bakanlığımızca desteklenen araştırma altyapılarını güçlendiriyoruz. Bu yıl ODTÜ Güneş Enerjisi Araştırma Merkezi, Ankara Üniversitesi Elektron Hızlandırıcı ve Işınım Tesisi ve Deniz Hukuku Araştırmaları Merkezi'ni de ulusal mükemmeliyet merkezleri olarak destek kapsamına aldık."
Bakan Varank, Milli Uzay Programı ile Türkiye'nin yol haritasını belirlediklerini söyledi.
Uzay konusundaki son dönem gelişmeleri dikkate alarak, Türkiye'nin kabiliyetleri, insan kaynağı ve hedefleri ışığında milli uzay stratejilerini geliştirdiklerini belirten Varank, uzay çalışmalarına ilişkin şu bilgileri verdi:
"Üniversiteler ve diğer kurumlarla iş birlikleri tesis ediyoruz. Yakında kamuoyuyla da paylaşacağımız Milli Uzay Programı'nda uydulardan fırlatma sistemlerine, uzaya erişimden altyapılara kadar somut ve iddialı projeler yer alıyor. Savunma sanayindekine benzer bir ekosistemi uzay sanayinde de oluşturarak, yüzlerce firmamızın bu alanda üretici olmasını sağlayacağız. Bununla birlikte ülkemizin uzaya ilişkin haklarını koruma ve geliştirmeye yönelik uzay hukuku ve mevzuat çalışmalarımız da devam ediyor.
Uzay alanında ikili ve çok taraflı iş birliklerimizi de geliştiriyoruz. Şimdiye kadar üç ülkeyle uluslararası iş birliği anlaşması imzaladık. Bizimle bu alanda daha yakın çalışmak isteyen İtalya, İspanya, Çin, Rusya ve Japonya gibi ülkelerin de aralarında bulunduğu 16 ülkeyle görüşmelerimiz sürüyor."
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Bakanlıkla birlikte bağlı ve ilgili kuruluşların Sayıştay raporlarına değindi.
Bu raporlarda herhangi bir kamu zararı tespiti bulunmadığına işaret eden Varank, "Uygulamaya dönük aksaklıkların bir kısmını zaten düzelttik, diğerleri için de çalışıyoruz. KOSGEB ve TÜBA'nın 2019 yılı Sayıştay denetim raporlarında herhangi bir bulgu yok. Türk Patent ve Marka Kurumu ile Türkiye Uzay Ajansı, 2019 yılı Sayıştay denetimi kapsamına alınmadığından bu sene rapor düzenlenmedi. Bakanlığımız, bağlı, ilgili ve koordine ettiğimiz kuruluşlarla ilgili Sayıştay raporlarında bahsedilen hususları yakından takip ediyoruz." dedi.
Yüksek katma değerli üretim, inovasyon ve girişimcilik öncülüğünde güçlü büyümeyi yakalayacaklarını ifade eden Varank, Türkiye'nin yeni başarı hikayesini kadınlar ve gençler başta olmak üzere girişimciler, ülkesine güvenen sanayiciler, bilim insanları ve emekçilerle birlikte yazacaklarını vurguladı. Varank, şunları kaydetti:
"Savunma ve havacılık, ilaç ve tıbbi cihaz, otomotiv, ana metal, raylı sistemler, makine, beyaz eşya, elektrik-elektronik, kimya ve gıda sektörleri başta olmak üzere üretim kabiliyetlerimizi daha da geliştireceğiz. Ülkemizi biyoteknoloji, kuantum hesaplama, hızlandırıcılar ve yeni nesil nükleer reaktörler gibi çığır açıcı kritik teknolojilerde öncü ülkelerden biri yapmak istiyoruz. Bu hedefleri gerçekleştirebilmek için kurumsal yapımızı daha da güçlendirdik. Bakanlığımızı üretimin ve kalkınmanın hamisi olarak görüyoruz. Atacağımız tüm adımları, paydaşlarımızla istişare ederek belirliyoruz. Ekonomi yönetiminde de bakanlıklarımız arasında tam bir koordinasyon ve iş birliği var. Türkiye'nin istikameti bellidir. Ülkemizi küresel bir üretim ve teknoloji üssü yapmak için tüm kaynaklarımızı seferber etmiş durumdayız."
Mustafa Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının en fazla bütçe artışının olduğu ikinci bakanlık olduğunu söyledi.
Organize sanayi bölgeleri ve sanayi siteleri için kullanılacak bütçenin yüzde 400, TÜBİTAK'ın Ar-Ge bütçesinin yüzde 100 artacağını kaydeden Varank, "Bütçemizdeki bu artışı verimliliği odağa alan, değer oluşturan, oluşturduğu değeri ülkenin dört bir yanına dengeli yayan ve doğayı koruyan üretken projelerde değerlendireceğiz. Milletimizden bize emanet olduğu bilinciyle, 2021 yılı bütçemizi en verimli şekilde kullanacağımızı belirtmek istiyorum." dedi.
Sunumunda, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tehdidiyle küresel ekonomide yaşanan gelişmelere işaret eden Varank, Türkiye'nin salgın sürecini, güçlü sanayi altyapısı ve uyguladığı proaktif politikalar sayesinde başarıyla yönettiğini bildirdi.
Varank, Kovid-19'un ekonomik etkilerinin nisandan itibaren yoğun olarak hissedilmeye başlandığına işaret ederek, Avrupa Birliği (AB) başta olmak üzere neredeyse tüm büyük pazarlarda üretim kayıplarının olduğunu, toplam talepteki daralmanın Türkiye'yi de etkilediğini söyledi.
Salgının ilk günlerinden itibaren, esnek ve dinamik politikalar uyguladıklarını anımsatan Varank, şöyle devam etti:
"Sağlık tedbirlerinin yanı sıra ekonomik sürdürülebilirliği de dikkate aldık. Attığımız koordineli adımlar ve talepteki toparlanmayla birlikte hazirandan itibaren reel sektör canlanmaya başladı. Organize sanayi bölgelerimizin (OSB) eylül ve ekim elektrik tüketimi verileri, pandemi döneminin kayıplarını telafi ettiğimizi gösteriyor. İmalat sanayinde siparişler, üretim, kapasite kullanım oranları ve ihracatta güçlü bir iyileşme var. Ocak-ekim döneminde, reel sektörün yatırım talebi, yıllık yüzde 21 arttı, 159 milyar liralık sabit yatırım için 8 bin 396 teşvik belgesi düzenledik. OSB'lerde 762 yeni fabrika üretime başladı. Üretime geçen sanayi işletmesi sayısı yüzde 14?lük artışla 12 bin 259?a ulaştı. Bugün itibarıyla sanayi bölgelerinde 3 bin 978 tesisin inşaatı devam ediyor. Yatırımlardaki bu güçlü iştah, reel sektörün Türk ekonomisine olan güveninin en temel göstergelerinden birisi."
Varank, Avrupa'daki son kısıtlamaların Türkiye'yi etkileyebileceğine değinerek, bu sebeple dünyadaki gelişmeleri yakından izlediklerini, piyasa dalgalanmalarına ve sanayiye etkilerini değerlendirdiklerini bildirdi.
Ekonomiden sorumlu tüm bakanlıkların geniş bir koordinasyon ve ekip ruhuyla çalıştıklarını vurgulayan Varank, "Kamu ve reel sektördeki bütün paydaşlarımızla açık, şeffaf ve 7/24 işleyen bir istişare mekanizmamız var. 2023'e giden yolda hedeflerimiz çok net." ifadelerini kullandı.
Varank, "Mili Teknoloji Güçlü Sanayi" vizyonuyla katma değerli üretim öncülüğünde büyümeyi teşvik edecek politikalara hız kazandırdıklarını belirterek, geçen yıl açıklanan Sanayi ve Teknoloji Stratejisi'ni hayata geçirmek üzere önemli atılımlar gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Bu kapsamda, Sanayileşme İcra Komitesini kurduklarını vurgulayan Varank, 2019'da kurulan Yapay Zeka, Kutup Araştırmaları ve Raylı Ulaşım Teknolojileri enstitülerinin etki üretmeye başladığını anlattı.
Varank, mobilite, 5G ve ileri bağlantı teknolojileri yol haritalarıyla birlikte, sanayi, sağlık, ticaret ve finansta dijital dönüşüm yol haritalarını oluşturduklarını aktararak Ulusal Yapay Zeka Stratejisi'nin yakında açıklanacağını ifade etti. Varank, Türkiye'nin küresel değer zincirlerindeki payını artırmak ve ülkeye daha fazla yatırı çekmek için Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile birlikte hazırlanan Doğrudan Yabancı Yatırım Stratejisinin de tamamlanmak üzere olduğunu dile getirdi.
Son 1 yılda gerçekleştirilen somut başarılara değinen Varank, başlattıkları Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile yüksek teknolojili ürünlerin Türkiye'de üretilebilmesi için uçtan uca bir destek mekanizmasını hayat geçirdiklerini belirtti. Varank, yaklaşık 2 milyar liralık yatırımla servo motorlar, CNC tezgahları, eklemeli imalat makineleri gibi yüksek teknolojili ürünlerin yerli olarak üretileceğini söyledi.
Varank, Kovid-19 salgınıyla üretim çeşitliliğinin getirdiği avantajların öğrenildiğine işaret ederek, "Bu alanda dünyanın en önemli nonwoven kumaş, maske, tulum ve dezenfektan üreticilerinden biriyiz. Yurt içi üretimin olmadığı alanlarda da gerekli adımları atıyoruz. Halihazırda ülkemizde nitril eldivenler üretilmiyor. Düzenlediğimiz teşvik belgeleriyle, Düzce ve İstanbul'da nitril eldiven yatırımları başladı, hızla devam ediyor. Sanayicilerimiz -80 derece soğutma sağlayan dolaplar da üretmiş, bunu pazarlamanın arayışı içindeler." bilgilerini paylaştı.
Türkiye'nin Otomobili'nin ilk gösterimini yaptıklarını ve fabrika temelinin atıldığını hatırlatan Varank, fabrikanın 18 ayda tamamlanacağını ve araçların 2022'nin son çeyreğinde seri üretim bandından ineceğini belirtti.
Varank, otomobillerin artık ulaşım aracı olmanın ötesinde, elektrikli, otonom, ağa bağlı ve akıllı cihazlara dönüştüğüne dikkati çekerek, "Çevre ve emisyon alanında getirilen yeni düzenlemeler de sektörde reformu zorunlu kılıyor. TOGG ile çevreye duyarlı bir mobilite ekosistemini hayata geçirecek, otomotiv sektörünün de dönüşümüne katkı sağlayacağız." dedi.
Yatırımcılara sunulan hizmetlerin hızı ve kalitesini artırdıklarını vurgulayan Varank, şöyle devam etti:
"Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) aracılığıyla yatırım iştahını ve öngörülebilirliği artıracak düzenlemeleri hayata geçiriyoruz. Sahadan aldığımız geri bildirimlerle, yatırım teşvik sistemimizde önemli değişiklikler yaptık. Yatırımcıların vergi indirimi yerine, sigorta primi desteğinden daha fazla yararlanmasının önünü açtık. İlçe bazlı bölgesel teşvik uygulamasını hayata geçiriyoruz. İmalat sanayi yatırımlarına sağladığımız KDV iade süresini 2 yıl, ilave vergi indirimi desteği süresini 3 yıl uzattık. Salgın nedeniyle yatırımlarını tamamlamakta zorlanan yatırımcılarımıza 1 yıl ek süre verdik. Proje bazlı teşviklerden yararlanan işletmelerin, Ar-Ge'ye daha fazla yatırım yapmalarının özendirecek düzenlemeleri hayata geçirdik."
Mustafa Varank, 2019'da Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranının yüzde 1,06'ya yükseldiğini belirterek, özel sektörün Ar-Ge harcamalarında oynadığı rolün ve bu alandaki insan kaynağının arttığını dile getirdi.
Ar-Ge ve Tasarım Merkezi sayısının 1607'ye, bu firmalarda çalışan personel sayısının 73 bine ulaştığını bildiren Varank, buralarda yürütülen çalışmaları anlattı.
Varank, Kovid-19 döneminde yoğun bakım solunum cihazının bir teknopark firmasının tasarladığına dikkati çekerek, "Cihazın seri üretimi bakanlığımız koordinasyonun Ar-Ge merkezi olan sanayi kuruluşlarımızın iş birliğiyle gerçekleştirildi. 1,8 milyar dolara satılan ve Türkiye'nin ilk Turcorn'u olan Peak Games'in tohumları da yine bir teknoparkta atıldı." şeklinde konuştu.
Sanayide dijital dönüşüme yönelik Ankara ve Bursa model fabrikaların açıldığını dile getiren Varank, İzmir, Gaziantep, Mersin, Konya ve Kayseri'deki model fabrikaların da açılışa hazır olduğunun altını çizdi.
Varank, Sanayi ve Teknoloji Stratejisinde, girişim sermayesi yatırımlarının 2023'e kadar yaklaşık 5 milyar liraya ulaşmasının hedeflendiğini belirterek, bu kapsamda, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile geliştirilen TechInvesTR Programı ile 1 milyar liranın üzerinde bir fon oluşturulacağını bildirdi.
Bölgesel Kalkınma Fonu, Teknoloji ve İnovasyon Fonu ile Bilişim Vadisi Girişim Sermayesi Fonu'nu da hayata geçirdiklerini ifade eden Varank, "Bu sene TÜBİTAK Bireysel Genç Girişimci Programıyla girişimcilerimize 56 milyon liralık kaynak aktardık. KOSGEB aracılığıyla da 14 bin 963 girişimcimiz kendi işlerini kurarak, 416 milyon liralık destekten faydalandı. 2023?e kadar ülkemizden en az 10 Turcorn çıkarmak için potansiyel gösteren girişimlere yönelik, özel bir destek programını hayata geçireceğiz. Ulusal Girişimcilik Stratejimizi, 2021?in ilk çeyreğinde kamuoyuyla paylaşacağız. Stratejide, kadın girişimciliğini teşvik edecek önlemleri de detaylı çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Varank, AB ile yürütülen Rekabetçi Sektörler Programı'na değinerek 260 milyon avroluk kaynağın projelerin kullanımına tahsis edildiğini söyledi.
Girişimcilere sermaye sağlamayı hedefleyen 80 milyon avro bütçeli Türkiye Gelecek Fonu'na ilişkin finansman anlaşmasının 19 Haziran'da Resmi Gazete'de yayımlandığını hatırlatan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, bu Girişim Sermayesi Fonu'nun 2021'de ülkedeki girişimcilerin kullanımına açılacağını kaydetti.
****HABERİN DEVAMINA "İLGİLİ DOKÜMANLAR" BÖLÜMÜNDEN ULAŞABİLİRSİNİZ.****
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, bakanlığının bütçesinin sunumuna başladı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK Kovid-19 Platformu'ndaki bilim insanlarının, Ribavirin molekülünün hastalığın tedavisinde etkin olduğunu hayvan deneyleriyle ispatladığını bildirdi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede bilimsel alanda önemli gelişmeler kaydettiklerini ifade eden Varank, Kovid-19 Türkiye Platformu altında aşı ve ilaç alanında 17 projenin başarıyla yürütüldüğünü söyledi. Varank, bu projelerde 167?si STAR bursiyeri olmak üzere 436 araştırmacının gece gündüz çalıştığını vurguladı.
Varank, çalışmaların geldiği aşamaya ilişkin şu bilgileri verdi:
"Hayvan deneylerini başarıyla tamamlayan 4 aşı adayımızın en kısa sürede klinik deney aşamasına geçmesi için gayret gösteriyoruz. Kovid-19 tedavisinde yoğun şekilde kullanılan Favipiravir ilacının etken maddesi, üniversite sanayi iş birliğinde yerli ve milli olarak sentezlendi. Şimdi hastalarımıza şifa dağıtıyor.
TÜBİTAK Kovid-19 Platformu'ndaki bilim insanlarımız, Ribavirin molekülünün hastalığın tedavisinde etkin olduğunu hayvan deneyleriyle ispatladı. Bu molekülle ilgili Faz-3 klinik çalışma yapmak üzere Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna (TİTCK) başvuru yapıldı. Yine bilim insanlarımız doğala özdeş Griffithsin molekülünün enfeksiyonu önleyici ve hasta bireylerde saçılımı azaltıcı etkisi olduğunu klinik öncesi tüm deney sonuçlarıyla kanıtladı. Bununla ilgili de TİTCK başvurusu yapıldı."
Bakan Varank, ithal edilen N-95 ve N-99 maske filtrelerini, TÜBİTAK MAM'da yerli olarak geliştirip sanayiye lisansladıklarını belirtti.
Varank, ayrıca Kovid-19 virüsünün hızlı ve güvenilir şekilde teşhisine yönelik, RNA tabanlı tanı kiti referans malzemelerini Ulusal Metroloji Enstitüsü'nde 3 ay gibi kısa bir sürede üretip satışa sunduklarını kaydetti.
Bakan Varank, TÜBİTAK'ın Ar-Ge ekosistemine yön verdiğini söyledi.
2020'nin ilk 10 ayında özel sektörün 2 bin 686 Ar-Ge projesine 500 milyon lira, akademinin 2 bin 512 Ar-Ge projesine 454 milyon lira, 13 bin 471 bilim insanına da 218,5 milyon lira hibe desteği verdiklerini ifade eden Varank, yerli ilaç-aşı, tıbbi cihaz, güneş enerjisi teknolojileri, nano-teknoloji, ileri malzeme teknolojileri, kişiselleştirilmiş tıp, eklemeli imalat ve akıllı şehirler alanlarında yüksek teknoloji platformlarını ve sanayi yenilik ağlarını desteklediklerini belirtti.
Üniversitelerde, araştırma kurumlarında ve teknoparklarda geliştirilen patentli teknolojilerin sanayiye aktarımı için Patent Tabanlı Teknoloji Transferi Desteği'ni hayata geçirdiklerini anlatan Varank, Siparişe Dayalı Ar-Ge Programı'yla, firmaların ihtiyaç duyduğu Ar-Ge tabanlı ürünleri KOBİ ölçeğindeki tedarikçileri eliyle geliştirmesine destek verdiklerini dile getirdi.
Varank, Ufuk 2020 Programı'nda 744 başarılı projeyle şu ana kadar 365,4 milyon avro fonu Türkiye'ye kazandırdıklarına dikkati çekerek, "Türkiye'nin aldığı hibe destek miktarı ilk kez Avrupa Birliği'ne ödediği katkı payını aştı. 2020 yılında ödememiz gereken 77,8 milyon avroluk katkı payını, yaptığımız müzakereler sonucu doğrudan ülkemizdeki araştırmacılara tahsis ettik." diye konuştu.
Mustafa Varank, sunumunda savunma sanayisine yönelik çalışmalara ilişkin de bilgiler verdi.
TÜBİTAK bünyesinde motor teknolojileri, enerjetik malzemeler, biyomalzeme-biyomekanik-biyoelektronik, yüksek sıcaklık malzemeleri, fotovoltaik ve savunma teknolojileri alanlarında 7 kritik altyapıyı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle hizmete açtıklarını ifade etti.
Hassas Güdüm Kiti?nin (HGK-83) F4 ve F16 uçakları üzerindeki testlerini tamamladıklarını bildiren Varank, şöyle konuştu:
"Kitler bu uçaklarda operasyonel kullanıma artık hazır. Milli imkan ve kabiliyetlerle geliştirilen Ardışık Delici Uçak Bombası, HABRAS Dinamik Test Altyapısı'nda güçlendirilmiş betonu delmeyi başardı. Yer testleri başarıyla tamamlanan Bozdoğan ve Gökdoğan hava-hava füzelerinin uçak üzeri sertifikasyon testlerine başladık. Türkiye'nin ilk yerli ve milli GPS alıcısı KAŞİF, güdüm kitlerine entegre edildi ve gerçekleştirilen atış testiyle sahadaki yüksek hassasiyeti doğrulandı."
Milli işlemci Çakıl'ın ilk prototipini ürettiklerini, başarıyla çalıştırdıklarını ve ASELSAN'ın ürünlerinde kullanılmaya başlanacağını belirten Varank, 59 milyon çipli kimlik kartında da TÜBİTAK BİLGEM?in geliştirdiği Milli Akıllı Kart İşletim Sistemi'nin kullanıldığını söyledi.
Varank, araca monte yüksek güçlü Lazer Silah Sistemi'ni Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim ettiklerini, denizaltılar için geliştirilen milli savaş yönetim sisteminin kabul testlerine başlandığını bildirdi.
Varank, hidroelektrik santralleri için geliştirilen francis türbini, senkron jeneratör, hız regülatörü, ikaz ve SCADA sistemlerinin Kepez-1 Hidroelektrik Santrali'nde kullanıldığını kaydetti.
Antarktika'ya kalıcı üsle mühür vurmak için çalışmaların devam ettiğini dile getiren Varank, 30'u Marmara Bölgesi'nde olmak üzere Türkiye genelindeki 55 sismolojik gözlem istasyonuyla AFAD ve ilgili kurumlara deprem verisi sağladıklarını anlattı.
TÜBİTAK ve TCDD ortaklığında kurulan Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü'nde demir yolu ve deniz araçlarını, motorlar ve alt sistemlerini yerli üreticilerle geliştirip test ettiklerini ifade eden Varank, şöyle devam etti:
"Yerli lokomotiflerde de kullanılacak 1200 beygir gücünde özgün ve milli dizel motorumuzu TÜRASAŞ iş birliğiyle geliştiriyoruz. İlk metre altı çözünürlüklü milli görüntüleme uydumuz İMECE'nin ısıl yapısal yeterlilik ve elektriksel model entegrasyonunu ve RF Modeli testlerini başarıyla tamamladık. İlk milli haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A'nın mühendislik modelini tamamladık, uçuş modelinin yapımına başladık.
TRUBA süper bilgisayarımızın kapasitesini 2 kata kadar artıracak yeni nesil veri merkezimizi ODTÜ'de kuruyoruz. 6550 sayılı Kanun kapsamında Bakanlığımızca desteklenen araştırma altyapılarını güçlendiriyoruz. Bu yıl ODTÜ Güneş Enerjisi Araştırma Merkezi, Ankara Üniversitesi Elektron Hızlandırıcı ve Işınım Tesisi ve Deniz Hukuku Araştırmaları Merkezi'ni de ulusal mükemmeliyet merkezleri olarak destek kapsamına aldık."
Bakan Varank, Milli Uzay Programı ile Türkiye'nin yol haritasını belirlediklerini söyledi.
Uzay konusundaki son dönem gelişmeleri dikkate alarak, Türkiye'nin kabiliyetleri, insan kaynağı ve hedefleri ışığında milli uzay stratejilerini geliştirdiklerini belirten Varank, uzay çalışmalarına ilişkin şu bilgileri verdi:
"Üniversiteler ve diğer kurumlarla iş birlikleri tesis ediyoruz. Yakında kamuoyuyla da paylaşacağımız Milli Uzay Programı'nda uydulardan fırlatma sistemlerine, uzaya erişimden altyapılara kadar somut ve iddialı projeler yer alıyor. Savunma sanayindekine benzer bir ekosistemi uzay sanayinde de oluşturarak, yüzlerce firmamızın bu alanda üretici olmasını sağlayacağız. Bununla birlikte ülkemizin uzaya ilişkin haklarını koruma ve geliştirmeye yönelik uzay hukuku ve mevzuat çalışmalarımız da devam ediyor.
Uzay alanında ikili ve çok taraflı iş birliklerimizi de geliştiriyoruz. Şimdiye kadar üç ülkeyle uluslararası iş birliği anlaşması imzaladık. Bizimle bu alanda daha yakın çalışmak isteyen İtalya, İspanya, Çin, Rusya ve Japonya gibi ülkelerin de aralarında bulunduğu 16 ülkeyle görüşmelerimiz sürüyor."
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Bakanlıkla birlikte bağlı ve ilgili kuruluşların Sayıştay raporlarına değindi.
Bu raporlarda herhangi bir kamu zararı tespiti bulunmadığına işaret eden Varank, "Uygulamaya dönük aksaklıkların bir kısmını zaten düzelttik, diğerleri için de çalışıyoruz. KOSGEB ve TÜBA'nın 2019 yılı Sayıştay denetim raporlarında herhangi bir bulgu yok. Türk Patent ve Marka Kurumu ile Türkiye Uzay Ajansı, 2019 yılı Sayıştay denetimi kapsamına alınmadığından bu sene rapor düzenlenmedi. Bakanlığımız, bağlı, ilgili ve koordine ettiğimiz kuruluşlarla ilgili Sayıştay raporlarında bahsedilen hususları yakından takip ediyoruz." dedi.
Yüksek katma değerli üretim, inovasyon ve girişimcilik öncülüğünde güçlü büyümeyi yakalayacaklarını ifade eden Varank, Türkiye'nin yeni başarı hikayesini kadınlar ve gençler başta olmak üzere girişimciler, ülkesine güvenen sanayiciler, bilim insanları ve emekçilerle birlikte yazacaklarını vurguladı. Varank, şunları kaydetti:
"Savunma ve havacılık, ilaç ve tıbbi cihaz, otomotiv, ana metal, raylı sistemler, makine, beyaz eşya, elektrik-elektronik, kimya ve gıda sektörleri başta olmak üzere üretim kabiliyetlerimizi daha da geliştireceğiz. Ülkemizi biyoteknoloji, kuantum hesaplama, hızlandırıcılar ve yeni nesil nükleer reaktörler gibi çığır açıcı kritik teknolojilerde öncü ülkelerden biri yapmak istiyoruz. Bu hedefleri gerçekleştirebilmek için kurumsal yapımızı daha da güçlendirdik. Bakanlığımızı üretimin ve kalkınmanın hamisi olarak görüyoruz. Atacağımız tüm adımları, paydaşlarımızla istişare ederek belirliyoruz. Ekonomi yönetiminde de bakanlıklarımız arasında tam bir koordinasyon ve iş birliği var. Türkiye'nin istikameti bellidir. Ülkemizi küresel bir üretim ve teknoloji üssü yapmak için tüm kaynaklarımızı seferber etmiş durumdayız."
Mustafa Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının en fazla bütçe artışının olduğu ikinci bakanlık olduğunu söyledi.
Organize sanayi bölgeleri ve sanayi siteleri için kullanılacak bütçenin yüzde 400, TÜBİTAK'ın Ar-Ge bütçesinin yüzde 100 artacağını kaydeden Varank, "Bütçemizdeki bu artışı verimliliği odağa alan, değer oluşturan, oluşturduğu değeri ülkenin dört bir yanına dengeli yayan ve doğayı koruyan üretken projelerde değerlendireceğiz. Milletimizden bize emanet olduğu bilinciyle, 2021 yılı bütçemizi en verimli şekilde kullanacağımızı belirtmek istiyorum." dedi.
Sunumunda, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tehdidiyle küresel ekonomide yaşanan gelişmelere işaret eden Varank, Türkiye'nin salgın sürecini, güçlü sanayi altyapısı ve uyguladığı proaktif politikalar sayesinde başarıyla yönettiğini bildirdi.
Varank, Kovid-19'un ekonomik etkilerinin nisandan itibaren yoğun olarak hissedilmeye başlandığına işaret ederek, Avrupa Birliği (AB) başta olmak üzere neredeyse tüm büyük pazarlarda üretim kayıplarının olduğunu, toplam talepteki daralmanın Türkiye'yi de etkilediğini söyledi.
Salgının ilk günlerinden itibaren, esnek ve dinamik politikalar uyguladıklarını anımsatan Varank, şöyle devam etti:
"Sağlık tedbirlerinin yanı sıra ekonomik sürdürülebilirliği de dikkate aldık. Attığımız koordineli adımlar ve talepteki toparlanmayla birlikte hazirandan itibaren reel sektör canlanmaya başladı. Organize sanayi bölgelerimizin (OSB) eylül ve ekim elektrik tüketimi verileri, pandemi döneminin kayıplarını telafi ettiğimizi gösteriyor. İmalat sanayinde siparişler, üretim, kapasite kullanım oranları ve ihracatta güçlü bir iyileşme var. Ocak-ekim döneminde, reel sektörün yatırım talebi, yıllık yüzde 21 arttı, 159 milyar liralık sabit yatırım için 8 bin 396 teşvik belgesi düzenledik. OSB'lerde 762 yeni fabrika üretime başladı. Üretime geçen sanayi işletmesi sayısı yüzde 14?lük artışla 12 bin 259?a ulaştı. Bugün itibarıyla sanayi bölgelerinde 3 bin 978 tesisin inşaatı devam ediyor. Yatırımlardaki bu güçlü iştah, reel sektörün Türk ekonomisine olan güveninin en temel göstergelerinden birisi."
Varank, Avrupa'daki son kısıtlamaların Türkiye'yi etkileyebileceğine değinerek, bu sebeple dünyadaki gelişmeleri yakından izlediklerini, piyasa dalgalanmalarına ve sanayiye etkilerini değerlendirdiklerini bildirdi.
Ekonomiden sorumlu tüm bakanlıkların geniş bir koordinasyon ve ekip ruhuyla çalıştıklarını vurgulayan Varank, "Kamu ve reel sektördeki bütün paydaşlarımızla açık, şeffaf ve 7/24 işleyen bir istişare mekanizmamız var. 2023'e giden yolda hedeflerimiz çok net." ifadelerini kullandı.
Varank, "Mili Teknoloji Güçlü Sanayi" vizyonuyla katma değerli üretim öncülüğünde büyümeyi teşvik edecek politikalara hız kazandırdıklarını belirterek, geçen yıl açıklanan Sanayi ve Teknoloji Stratejisi'ni hayata geçirmek üzere önemli atılımlar gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Bu kapsamda, Sanayileşme İcra Komitesini kurduklarını vurgulayan Varank, 2019'da kurulan Yapay Zeka, Kutup Araştırmaları ve Raylı Ulaşım Teknolojileri enstitülerinin etki üretmeye başladığını anlattı.
Varank, mobilite, 5G ve ileri bağlantı teknolojileri yol haritalarıyla birlikte, sanayi, sağlık, ticaret ve finansta dijital dönüşüm yol haritalarını oluşturduklarını aktararak Ulusal Yapay Zeka Stratejisi'nin yakında açıklanacağını ifade etti. Varank, Türkiye'nin küresel değer zincirlerindeki payını artırmak ve ülkeye daha fazla yatırı çekmek için Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile birlikte hazırlanan Doğrudan Yabancı Yatırım Stratejisinin de tamamlanmak üzere olduğunu dile getirdi.
Son 1 yılda gerçekleştirilen somut başarılara değinen Varank, başlattıkları Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile yüksek teknolojili ürünlerin Türkiye'de üretilebilmesi için uçtan uca bir destek mekanizmasını hayat geçirdiklerini belirtti. Varank, yaklaşık 2 milyar liralık yatırımla servo motorlar, CNC tezgahları, eklemeli imalat makineleri gibi yüksek teknolojili ürünlerin yerli olarak üretileceğini söyledi.
Varank, Kovid-19 salgınıyla üretim çeşitliliğinin getirdiği avantajların öğrenildiğine işaret ederek, "Bu alanda dünyanın en önemli nonwoven kumaş, maske, tulum ve dezenfektan üreticilerinden biriyiz. Yurt içi üretimin olmadığı alanlarda da gerekli adımları atıyoruz. Halihazırda ülkemizde nitril eldivenler üretilmiyor. Düzenlediğimiz teşvik belgeleriyle, Düzce ve İstanbul'da nitril eldiven yatırımları başladı, hızla devam ediyor. Sanayicilerimiz -80 derece soğutma sağlayan dolaplar da üretmiş, bunu pazarlamanın arayışı içindeler." bilgilerini paylaştı.
Türkiye'nin Otomobili'nin ilk gösterimini yaptıklarını ve fabrika temelinin atıldığını hatırlatan Varank, fabrikanın 18 ayda tamamlanacağını ve araçların 2022'nin son çeyreğinde seri üretim bandından ineceğini belirtti.
Varank, otomobillerin artık ulaşım aracı olmanın ötesinde, elektrikli, otonom, ağa bağlı ve akıllı cihazlara dönüştüğüne dikkati çekerek, "Çevre ve emisyon alanında getirilen yeni düzenlemeler de sektörde reformu zorunlu kılıyor. TOGG ile çevreye duyarlı bir mobilite ekosistemini hayata geçirecek, otomotiv sektörünün de dönüşümüne katkı sağlayacağız." dedi.
Yatırımcılara sunulan hizmetlerin hızı ve kalitesini artırdıklarını vurgulayan Varank, şöyle devam etti:
"Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) aracılığıyla yatırım iştahını ve öngörülebilirliği artıracak düzenlemeleri hayata geçiriyoruz. Sahadan aldığımız geri bildirimlerle, yatırım teşvik sistemimizde önemli değişiklikler yaptık. Yatırımcıların vergi indirimi yerine, sigorta primi desteğinden daha fazla yararlanmasının önünü açtık. İlçe bazlı bölgesel teşvik uygulamasını hayata geçiriyoruz. İmalat sanayi yatırımlarına sağladığımız KDV iade süresini 2 yıl, ilave vergi indirimi desteği süresini 3 yıl uzattık. Salgın nedeniyle yatırımlarını tamamlamakta zorlanan yatırımcılarımıza 1 yıl ek süre verdik. Proje bazlı teşviklerden yararlanan işletmelerin, Ar-Ge'ye daha fazla yatırım yapmalarının özendirecek düzenlemeleri hayata geçirdik."
Mustafa Varank, 2019'da Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranının yüzde 1,06'ya yükseldiğini belirterek, özel sektörün Ar-Ge harcamalarında oynadığı rolün ve bu alandaki insan kaynağının arttığını dile getirdi.
Ar-Ge ve Tasarım Merkezi sayısının 1607'ye, bu firmalarda çalışan personel sayısının 73 bine ulaştığını bildiren Varank, buralarda yürütülen çalışmaları anlattı.
Varank, Kovid-19 döneminde yoğun bakım solunum cihazının bir teknopark firmasının tasarladığına dikkati çekerek, "Cihazın seri üretimi bakanlığımız koordinasyonun Ar-Ge merkezi olan sanayi kuruluşlarımızın iş birliğiyle gerçekleştirildi. 1,8 milyar dolara satılan ve Türkiye'nin ilk Turcorn'u olan Peak Games'in tohumları da yine bir teknoparkta atıldı." şeklinde konuştu.
Sanayide dijital dönüşüme yönelik Ankara ve Bursa model fabrikaların açıldığını dile getiren Varank, İzmir, Gaziantep, Mersin, Konya ve Kayseri'deki model fabrikaların da açılışa hazır olduğunun altını çizdi.
Varank, Sanayi ve Teknoloji Stratejisinde, girişim sermayesi yatırımlarının 2023'e kadar yaklaşık 5 milyar liraya ulaşmasının hedeflendiğini belirterek, bu kapsamda, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile geliştirilen TechInvesTR Programı ile 1 milyar liranın üzerinde bir fon oluşturulacağını bildirdi.
Bölgesel Kalkınma Fonu, Teknoloji ve İnovasyon Fonu ile Bilişim Vadisi Girişim Sermayesi Fonu'nu da hayata geçirdiklerini ifade eden Varank, "Bu sene TÜBİTAK Bireysel Genç Girişimci Programıyla girişimcilerimize 56 milyon liralık kaynak aktardık. KOSGEB aracılığıyla da 14 bin 963 girişimcimiz kendi işlerini kurarak, 416 milyon liralık destekten faydalandı. 2023?e kadar ülkemizden en az 10 Turcorn çıkarmak için potansiyel gösteren girişimlere yönelik, özel bir destek programını hayata geçireceğiz. Ulusal Girişimcilik Stratejimizi, 2021?in ilk çeyreğinde kamuoyuyla paylaşacağız. Stratejide, kadın girişimciliğini teşvik edecek önlemleri de detaylı çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Varank, AB ile yürütülen Rekabetçi Sektörler Programı'na değinerek 260 milyon avroluk kaynağın projelerin kullanımına tahsis edildiğini söyledi.
Girişimcilere sermaye sağlamayı hedefleyen 80 milyon avro bütçeli Türkiye Gelecek Fonu'na ilişkin finansman anlaşmasının 19 Haziran'da Resmi Gazete'de yayımlandığını hatırlatan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, bu Girişim Sermayesi Fonu'nun 2021'de ülkedeki girişimcilerin kullanımına açılacağını kaydetti.
****HABERİN DEVAMINA "İLGİLİ DOKÜMANLAR" BÖLÜMÜNDEN ULAŞABİLİRSİNİZ.****