2012-01-19 - 13:16
TBMM DIŞİŞLERİ KOMİSYONU...
TBMM Dışişleri Komisyonu, bildiri yayımlayarak, Fransa Ulusal Meclisinde kabul edilen 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddini suç sayan teklifin yasalaşmamasını, Fransa Senatosu Kanunlar Komisyonunda sergilenen sağduyunun, Senato Genel Kurulunda da hakim olmasını istedi.
TBMM Dışişleri Komisyonu, bildiri yayımlayarak, Fransa Meclisinde kabul edilen 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddini suç sayan teklifin yasalaşmamasını, Fransa Senatosu Kanunlar Komisyonunda sergilenen sağduyunun, Senato Genel Kurulunda da hakim olmasını istedi.

AK Parti İstanbul Milletvekili Volkan Bozkır'ın başkanlığında toplanan TBMM Dışişleri Komisyonu, Fransa Ulusal Meclisinde kabul edilerek, Senato'ya sevk edilen 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddini suç sayılmasını öngören teklifi değerlendirdi.

Toplantı sonrasında, AK Parti, CHP ve MHP'li üyelerin oylarıyla bir bildiri yayımlanırken, BDP bildiriye imza koymadı.

Bildiriyi okuyan Bozkır, ''Dostluğa sığmayan ve Avrupa değerlerine bağlı olduğu iddiasında bulunan, demokratik bir ülkeye yakışmayan bu yasa tasarısının yasalaşmamasını, Fransa Senatosu Kanunlar Komisyonunda sergilenen sağduyunun, Senato Genel Kurulunda da hakim olmasını diliyoruz'' dedi.

TBMM Dışişleri Komisyonu, Fransa Senatosu Kanunlar Komisyonu'nda sergilenen sağduyunun, Senato Genel Kurulu'nda da hakim olmasını isteyerek, Türkiye'nin, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddiaların reddini suç sayan teklifin Senato'da kabul edilmesi halinde Fransa ile ilişkilerde gerekli adımları atma mecburiyetinde kalacağını bildirdi.

Komisyon üyesi olmayan AK Parti Ankara Milletvekili Seyit Sertçelik ve MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin komisyona konuyla bilgi verdi.

Volkan Bozkır, komisyonun, BDP Van Milletvekili Nazmi Gür dışında, AK Parti, CHP ve MHP'li üyelerin oylarıyla bir bildiri yayımlandığını belirterek, bildiriyi okudu.

Bildiride, Fransa'da 1915 olaylarına ilişkin devam eden tartışmada, bir görüşü temel alıp, diğer görüşleri yasaklamaya yönelik atılan adımların, ne milletlerarası dostluk ne uluslararası hukuk ne de evrensel demokratik değerlerle bağdaştığı belirtildi.

Fransa Ulusal Meclisi'nde 22 Aralık 2011'de kabul edilen, amacı sözde Ermeni soykırımının inkarının ceza konusu yapılması olan teklifin, 23 Ocak 2012'de Senato'da ele alınmasının beklendiği anımsatılarak, Senato Kanunlar Komisyonu'nda dün görüşülen teklif hakkında kabul edilmezlik önergesinin, 23 kabul, 9 karşı ve 8 çekimser oyla kabul edildiği vurgulandı.

Bildiride, bu önergenin benimsenmesinin, Senato'nun geleneksel akilliğinin göstergesini oluşturduğunu, Fransa yasalarına göre bile bu teşebbüsün ne kadar hukuk dışı olduğunu ortaya koyduğu ifade edilerek, şunlar kaydedildi:

''Ayrıca Mayıs 2011'de yine benzer bir yasa teklifi konusunda aynı doğrultuda verilen kararla tutarlıdır. Genel Kurul toplantısında da aynı sağduyulu yaklaşımın gösterileceği umulmaktadır.

Bu yasa tasarısı, ifade özgürlüğünü tüm diğer anayasal hakların üzerinde gören Fransız anayasal düzeni ile düşünce ve ifade özgürlüğünün demokratik toplumlarda hangi istisnai hallerde yasalarla sınırlandırılabileceğini sınırlarını açıkça ortaya koyan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ihlali anlamına gelmektedir. Ayrıca, çağdaş temel hak ve özgürlüklerin beşiği ve özgürlük, eşitlik ve kardeşlik kavramlarıyla hür dünyaya ilham kaynağı olmuş Fransız milleti ile bugüne kadar özdeşleştirilen ve AB'nin temelini teşkil eden ortak değerlerle de ters düşmektedir.''

Bildiride, Fransa'da önde gelen tarihçilerin, Fransız tarihindeki tartışmalı olayların tarihçilerin değerlendirmesine bırakılması gerektiğini söylediği, ancak bazı milletvekillerinin 1915 olaylarının tartışılmasına dahi tahammül edemeyerek, tarihsel dayanağı olmayan Ermeni iddialarını sorgulamayı dahi suç haline getiren yasal düzenlemeler yapmaya çalışmalarının açık bir çelişki olduğu vurgulandı.

Dışişleri Komisyonu bildirisinde, Türkiye'nin öteden beri, geçmişteki tartışmalı olaylara ilişkin gerçeklerin ulusal siyasi kurumlar yerine, tarihçiler tarafından değerlendirmesi gerektiğini savunduğuna işaret edildi. Fransa Parlamentosu'nda özel olarak bu konuda araştırma yapmak üzere oluşturulan komisyonun raporunda da tarihin parlamentolar tarafından değil, tarihçiler tarafından irdelenmesi gerektiğinin açıkça belirtildiği kaydedildi.

Bildiride, şu görüşlere yer verildi:

''Üzerinde hukuki ve bilimsel oydaşmanın bulunmadığı bir konunun üçüncü bir ülkenin siyasi organlarına tek taraflı olarak taşınması kabulü şayan değildir. Gerek Cezayir gerek uluslararası mahkemelerce kabul edilmiş diğer soykırımlar konusunda sessiz kalan Fransız Parlamentosu'nun sadece kendisinin yasayla kabul ettiği Ermeni iddialarının aksini söylemeyi cezaya tabi tutması, siyasi oportünizm çabasının bir sonucu olarak, tarihe ve diğer milletlere karşı yapılmış açık bir ikiyüzlülük teşkil edecektir.

Bu süreç, bugün asılsız Ermeni iddiaları konusunda Fransa'nın tutumuna dair Türk kamuoyunda mevcut olumsuz izlenimi daha da derinleştirmektedir. Böyle bir gelişme parlamentolarımız ve parlamenterlerimiz arasında mevcut işbirliğini olumsuz etkileyeceği gibi önemli bir işbirliği potansiyeli taşıyan iki ülke arasındaki ilişkilere de onarılmaz şekilde zarar verecektir. ''

TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Ulusal Meclis oylaması öncesinde karşıtlarına gönderdikleri mektuplarla konu hakkındaki haklı tepkileri ve hassasiyetleri dile getirdiği anımsatıldı. TBMM'den bir heyetin de Fransa'ya giderek, milletvekili ve senatörlerle yoğun temaslarda bulunduğu, ancak bu çabaların tasarının Ulusal Meclisten geçmesini önleyemediği anımsatıldı.

Bildiride, ''Ulusal parlamentoların asli görevinin, ülkeler ve halklar arasında barış, istikrar, dostluk ve işbirliğinin tesisi ve geliştirilmesini sağlayacak bir ortam yaratılması olduğuna inanan TBMM Dışişleri Komisyonu üyeleri olarak, dostluğa sığmayan ve Avrupa değerlerine bağlı olduğu iddiasında bulunan, demokratik bir ülkeye yakışmayan bu yasa tasarısının yasalaşmamasını, Fransa Senatosu Kanunlar Komisyonu'nda sergilenen sağduyunun, Senato Genel Kurulu'nda da hakim olmasını diliyoruz. Yasa tasarısının tüm çabalarımıza ve uyarılarımıza rağmen Senato'da kabul edilmesi halinde Türkiye Fransa ile ilişkiler bakamından gerekli adımlar atmak mecburiyetinde kalacaktır'' denildi.

Bozkır, bildirinin ardından soruları yanıtladı.

Yeniden Fransa'ya gidip gidilmeyeceğine ilişkin soruya Bozkır, şu yanıtı verdi:

''Hayır. 3 partiden oluşan bir komisyonla Fransa'da gerekli temasları yaptık. Bunun bir korsan baskısı edasıyla, herkesin gözünden kaçırılarak, Meclisten geçirilmesini önlediğimizi düşünüyorum. Şu anda Fransız kamuoyu, basını, siyaseti bu korsan edasıyla Meclise getirilen teklifin getireceği sakıncaları, iki ülkeye vereceği zararları öğrenmiş durumdadır. Bu temaslar, bu açıdan amacına ulaştı. İş, bütün bu tabloya bakarak, gerçekten doğru kararı vermesi beklenen Fransız senatörlerinde bulunuyor. Doğru kararı vereceklerini ümit ediyoruz. Vermedikleri takdirde Türkiye-Fransa ilişkilerinin hasar göreceğini, kaçınılmaz şekilde gelecekle ilgili başka resme bakacağımızı buradan açıklıyoruz.'' (13.20)