
2011-11-01 - 17:11
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Başbakanlık, MİT Müsteşarlığı, MGK Genel Sekreterliği, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı bütçeleri görüşüldü. Görüşmelerin ardından, Başbakanlık, MİT Müsteşarlığı, MGK Genel Sekreterliği, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının 2012 yılı bütçeleri kabul edildi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Başbakanlık, MİT Müsteşarlığı, MGK Genel Sekreterliği, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı bütçelerinin görüşülmesine başlandı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye hem bölgesinde hem dünyada ağırlığını giderek daha fazla hissettiren bir ülke konumuna geldiğini belirterek, ''Huzur ve istikrarını koruyan, sorunlarının üstüne kararlılıkla giden, hedeflerini kaybetmeyen ve adımlarını her gün biraz daha ileriye atan bir Türkiye'nin önü açıktır'' dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Başbakanlık, MİT Müsteşarlığı, MGK Genel Sekreterliği, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı bütçelerinin görüşülmesine devam ediliyor.
Bütçeler üzerinde Komisyona bilgi veren Başbakan Yardımcısı Arınç, Cumhuriyetin 100. yılına yaklaşırken, Türkiye'nin sivil bir uzlaşma anayasasını hak ettiğini ifade ederek, ''Toplumsal uzlaşma temelinde hazırlanacak yeni anayasa, Cumhuriyetimizin değiştirilemez nitelikleri olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerini tam olarak hayata geçirecek, bireylerin haklarını en etkili şekilde koruyacak, temel hak ve özgürlükleri İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin getirdiği ilke ve standartlarda güvence altına alacaktır'' diye konuştu.
Başbakanlık Stratejik Planında, ulusal ve uluslararası stratejilerin belirlenmesinde ve politikaların uygulanmasında kurumun etkinliğini artırma; vatandaşa daha hızlı, kaliteli ve güvenilir kamu hizmeti verilmesini sağlama; şeffaf, hesap verebilir, verimli ve etkili çalışan bir kamu yönetiminin gerçekleştirilmesine öncülük etme; karar alma süreçlerine toplumsal unsurların ve bireylerin daha fazla katılımına imkan veren bir yönetim yapısının kurulması ve Başbakanlık merkez teşkilatının kurumsal kapasitesini geliştirme başlıklarında bir dizi taahhüt altına girildiğini belirten Arınç, Başbakanlığın bu amaç ve hedeflerine ulaşabilmesi için 2012 Mali Yılı Bütçe Tasarısında teklif edilen toplam ödenek tutarının 861 milyon 757 bin TL olduğunu bildirdi.
2011 yılı toplam ödeneğininse 5 milyar 115 milyon 122 bin TL olduğunu anımsatan Arınç, Başbakanlık bütçesinin yüzde 83 oranında azaldığını kaydetti. Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bunun nedeni teşkilat yapılarındaki düzenlemeler nedeniyle Başbakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşların doğrudan ilgili hizmet bakanlıklarına bağlanmasıdır. Bu kuruluşlara yapılan transferlerin Başbakanlık bütçesinden ayrılması nedeniyle bütçe büyüklüğünde azalış meydana gelmiştir. Hedefimiz, Başbakanlığın koordinasyon ve yönlendirme kapasitesini artırmak ve Başbakanlığı bir hizmet bakanlığı olmaktan çıkarmaktır. Başbakanlık bütçesinden halen transfer almakta olan kuruluşlar Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığıdır. Bu kuruluşlara ayrılan transfer miktarı 132 milyon 544 bin TL'dir ve bütçenin yüzde 15'ine tekabül etmektedir.
Transfer tertiplerindeki miktar hariç tutulduğunda Başbakanlık merkez teşkilatı 2012 yılı bütçe teklifi 729 milyon 213 bin TL'dir. Bu miktar 2011 yılında 622 milyon 923 bin TL idi. Dolayısıyla 2012 yılı bütçe teklifi 2011 yılı başlangıç ödeneğine göre yüzde 11,2 oranında artmıştır. Transferler hariç tutulduğunda 2012 yılı Başbakanlık toplam ödenek teklifinin yüzde 55'i cari gider, yüzde 21'i yatırım gideri, yüzde 12'si personel ve sosyal güvenlik gideri, yüzde 12'si ise transferlerden oluşmaktadır. Başbakanlık bütçesindeki artış tüm arşiv binalarının bir araya toplanmasını sağlayacak Milli Arşiv Sitesi inşaatı için yatırım bütçesine 120 milyon TL ödenek ayrılması ile Türkiye'nin Barışı Destekleme Harekatlarına Katılım Konsepti çerçevesindeki faaliyetlere ayrılan ödeneklerdeki artışlardan kaynaklanmaktadır.''
Başbakanlığın temel işlevlerinden birisinin koordinasyon vazifesi olduğunu belirten Arınç, ''Kamu kesimindeki düzenleme, iş ve işlevlerin Hükümet önceliklerini yansıtması ile bu öncelikler çerçevesinde tutarlılığın sağlanması Başbakanlığın gözettiği hususlardır'' dedi.
Bu kapsamda; Devlet ve millet ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla gereken düzenlemelerin vakit geçirilmeden yapıldığını dile getiren Arınç, AB müktesebatının devralınmasına ilişkin düzenlemelerin de buna dahil olduğunu söyledi. Arınç, bu kapsamda Ekim ayı itibarıyla çeşitli konulara ilişkin bin 95 kararname sonuçlandırıldığını, 103 kanun tasarısının TBMM Başkanlığına sevk edildiğini bildirdi.
''Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'' ile kanun ve kanun hükmünde kararname taslakları hakkında Düzenleyici Etki Analizi (DEA) yapılması zorunluluğunu getirdiklerini anımsatan Arınç, ''Performans Programına koyduğumuz bir gösterge dahilinde bu analizlerin gerek nitelik gerekse nicelik olarak artırılmasını yakından takip ediyoruz'' açıklamasında bulundu.
7 Ekim 1920 tarihinden bugüne kadar yayımlanmış Resmi Gazetelerin elektronik ortama aktarıldığını ve fihristi çıkartılarak kullanıcıların hizmetine sunulmasına ilişkin yürütülen projenin tamamlandığını belirten Arınç, söz konusu projeyle yaklaşık 950 bin sayfa Resmi Gazete'nin elektronik ortama aktarıldığını kaydetti.
Yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla kodifiye edilen mevzuatın, Başbakanlık internet sitesinde yer alan Mevzuat Bilgi Sistemine (MBS) aktarıldığını belirten Arınç, vatandaşın ücretsiz olarak yürürlükteki her türlü mevzuata hızlı ve güvenilir bir şekilde ulaşabilmesine imkan sağlandığını söyledi.
Ayrıca, Devlet teşkilatının düzenli bir şekilde işlemesini sağlamak amacıyla çıkarılan Başbakanlık genelgelerinin yürürlükte olanlarının tamamının elektronik ortama aktarıldığını ve Başbakanlık internet sitesinde yayımlandığını anlatan Arınç, Başbakanlıkta uzmanlaşmanın sağlanması ve nitelikli personelin istihdamının hedeflendiğini, bu kapsamda, sektörel ve disiplinler arası uzmanlaşmaya önem verildiğini bildirdi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, sözlerine şöyle devam etti:
''Arşivlerimizin eşsiz kültürel zenginliğini gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında ilgililere sunmayı ve bu zenginliği dünyaya tanıtmayı; Türkiye'nin dış politikadaki tezlerini tarihi belgeler ışığında bilimsel temelde desteklemeyi, yerli ve yabancı kamuoyunu aydınlatmayı hedeflemekteyiz.
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğümüz; milli arşiv politikasının esaslarını belirlemekte, bu esasların uygulanmasını takip etmekte, kamu kurum ve kuruluşlarında teşekkül eden arşiv belgelerinin Genel Müdürlüğe devrini sağlayarak geçmişten intikal eden belgelerle birlikte muhafaza etmekte, tasnif işlemlerini tamamlayarak Türk ve dünya kamuoyunun erişimine sunmaktadır.
Arşivlerimizle ilgili bu hedeflerimiz doğrultusunda arşivlerimizden en ileri düzeyde yararlanılması için çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Özellikle Osmanlı Arşivleri sayı ve ilmi değer itibarıyla büyük ehemmiyete sahip olmasına rağmen, evrakları tek ve sağlıklı bir merkezde depolayacak; tasnif, restorasyon ve araştırma hizmetleri gibi birbiriyle ilişkili ve bu maksada matuf hizmetler için inşa edilmiş arşiv mekanlarına sahip değildir. İstanbul'da 5 ayrı alanda dağınık halde bulunan arşiv ünitelerini bir araya toplamak, arşiv belgelerinin uygun şartlarda ve mekanlarda muhafazasına ve modern bir site içinde toplanması suretiyle güvenliğinin daha kolay ve rahat sağlanmasına imkan verecek uygun bir arazide biyolojik, nükleer saldırı, sabotaj gibi her türlü tehlikeye karşı, ülke tarihine ait belgelerin güvenliğini sağlayacak teknik donanıma sahip modern bir 'Milli Arşiv Sitesi' yapılması çalışmalarında sona yaklaşılmış olup 2012 yılı içinde sitenin hizmete geçirilmesi hedeflenmektedir.
Ayrıca arşiv belgelerinin elektronik ortama aktarılması, elektronik olarak ulaşımının sağlanması ve Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünün çalışmalarının etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla teknoloji alanına yönelik yatırımların hayata geçirilmesi hedeflenmektedir. Yapılacak bu ve bunun gibi diğer yatırımlarla arşivlerimizi, hizmet sunum kalitesi ve erişilebilirlik açısından dünyanın gelişmiş ülke arşivleriyle rekabet edebilecek bir düzeye getirmek için çalışmalarımız tüm hızıyla devam etmektedir.''
Kamu hizmetlerinin sunumunda idari basitleştirme çalışmalarımız devam ettiğini dile getiren Arınç, kırtasiyeciliğin azaltılması, yerel yönetimlere yetki devri, mevzuatsızlaştırma ve kadınların çalışma hayatındaki sorunları gibi konuların uzmanlar tarafından çalışıldığını söyledi.
Bugün vatandaşın, devlet ile olan işlerinin büyük bir kısmını internet üzerinden kolaylıkla yapabildiğini anımsatan Arınç, ''Okul kaydından vergi ödemelerine, araç satışından tapu muamelelerine, ihracat-ithalattan trafik işlemlerine kadar birçok hizmet elektronik ortamda verilebilir hale getirildi. Kamudaki işlemlerin resmi olarak elektronik ortamda gerçekleşmesine imkan sağlayan e-imza uygulaması da birçok alanda hayata geçirildi'' dedi.
Kamu hizmetlerinde ''beyana güven, basitleştirme ve mükerrer bilgi istememe''nin esas hale getirilmesi uğraşının da devam ettiğini belirten Arınç, vatandaşların kamu idareleriyle olan ilişkileri daha sıcak ve memnuniyet verici hale getirmek için hizmetlerin daha kaliteli hale getirilmesi çabaları yanında bürokratik işlemlerin ve evrakların azaltılması ile işlem sürelerinin kısaltılması çalışmalarına da devam edileceğini söyledi.
Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) projesiyle bilişim ve iletişim teknolojilerine dayanan bir halkla ilişkiler uygulaması ile müracaatlar her zaman ve her yerden yapılabildiğini anımsatan Arınç, ''BİMER kamusal iletişimi hızlı bir biçimde sağlarken, coğrafi uzaklığı da ortadan kaldırmış, vatandaşlarımız seslerini ülkenin en ücra köşesinden Ankara'ya duyurma imkânına kavuşmuştur'' dedi.
2011 yılının ilk 8 ayında BİMER'e yapılan başvuruların sayısının 580 bin 302'ye ulaştığını bildiren Arınç, bu başvurularla ilgili olarak Başbakanlık, bakanlıklar, valilikler ve belediyeler düzeyinde 883 bin 282 adet işlem gerçekleştirildiğini ifade etti.
Arınç, vatandaşlara ve sivil toplum kuruluşlarına insan haklarıyla ilgili konularda bilgi, materyal ve rehberlik desteği sağlandığını, böylece insan haklarına ilişkin olarak vatandaşlarımızın bilinç düzeyinin artırılması için her türlü destek verildiğini söyledi.
Türkiye'de insan haklarının kurumsallaşmasının temellerini güçlendirmeyi, il ve ilçe insan hakları kurullarının etkinliğini ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmalara katılımını artırmayı hedeflediklerini dile getiren Başbakan Yardımcısı Arınç, 2011 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığına 1358, kamu kurum ve kuruluşlarına 1275 adet başvuruda bulunulduğunu bildirdi.
Başbakana doğrudan bağlı kuruluşlarla ilgili bilgi veren Arınç, Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansına 33 milyon TL ödenek ayrıldığını kaydetti.
MİT'in 2011 yılı bütçesinin 665 milyon 568 bin TL olduğunu, 2012 yılı bütçesinin ise yüzde 13'lük artışla 750 milyon 942 bin TL olduğunu söyleyen Arınç, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin 2011 yılı bütçesinin 13 milyon 640 bin, 2012 yılı bütçesi ise 14 milyon 376 bin 500 TL, artışın yüzde 5 olduğunu bildirdi.
Arınç, ''Türkiye hem bölgesinde, hem dünyada ağırlığını giderek daha fazla hissettiren bir ülke konumuna gelmektedir. Huzur ve istikrarını koruyan, sorunlarının üstüne kararlılıkla giden, hedeflerini kaybetmeyen ve adımlarını her gün biraz daha ileriye atan bir Türkiye'nin önü açıktır'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, hiçbir şiddet ve terör odağının nüfuz edemeyeceği en büyük gücün, milletin birlik ve beraberlik ruhu olduğunu belirterek, ''Bunu da yüce milletimiz en son Van depreminde dosta düşmana en açık şekilde göstermiştir'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, terörle mücadelenin sadece güvenlik tedbirleriyle başarıya ulaşamayacağı, meselenin diğer boyutlarının da ele alınması gerektiğinin artık herkes tarafından kabul edilen bir gerçek olduğunu söyledi.
Bu nedenle, sorunun bütün boyutlarını dikkate alarak, çalışmaların bu çerçevede bütüncül bir yaklaşım içerisinde yürütüldüğünü ifade eden Arınç, ''Hepimizin malumu olduğu üzere özellikle son çeyrek asırda kanlı ve tahrip edici hale gelen ciddi bir terör meselesi ile karşı karşıyayız. Bu meselenin tanımlanması ve kaynakları konusunda ne düşünürsek düşünelim üzerinde herkesin birleştiği hepimizi yaralayan bir gerçek vardır. O da bu meselenin ülkemize ve insanımıza her bakımdan kaybettiren, on binlerce insanımızın canına mal olan kaynaklarımızı ve enerjimizi tüketen yakıcı bir mesele olduğudur'' diye konuştu.
Terör meselesinin de cesaret, samimiyet ve kararlılıkla çözülebileceğine inandıklarını dile getiren Arınç, ''Bu gerçekle yüzleşilmesi ve milletimize yıllardır acı çektiren bu sorunun palyatif tedbirlerle değil, gerçek ve kalıcı müdahalelerle çözüme kavuşturulması gerekmektedir'' dedi. Arınç, şunları söyledi:
''Bu anlayışla, yıllardır insanımıza acı veren terörün sonlandırılması, temel hak ve özgürlükler alanının genişletilmesi ve milli birlik ve beraberliğimizin güçlendirilmesi amacıyla Milli Birlik ve Kardeşlik Sürecini başlattık. Başlattığımız bu çalışmanın iki önemli ayağı bulunmaktadır. Bir taraftan temel hak ve özgürlükler alanının genişletilerek demokratik standardımızı yükseltmek, diğer taraftan da terörü sonlandırarak huzur, güven ve refah içerisinde varlığını sürdüren bir Türkiye'ye kavuşmaktır. Yürüttüğümüz bu süreç ile devlet ve millet olarak bütünlüğümüzü pekiştirecek; demokratik standartlar yükseltilecektir. Herkese ve ülkemizin her köşesine bu çalışmalarımızın ulaşması gerekmektedir.
Milletimizin de desteği ile terör sona erecek, Türkiye huzura kavuşacak, yüreği dağlanan analara yenileri eklenmeyecek, kardeşlik duygusu pekişecek, herkes daha güçlü bir Türkiye'de yaşayacak, demokrasimizin standardı yükselecek, demokratikleşerek terör sorununu çözen Türkiye dünyaya örnek olacak, bölgemizde ve dünyada daha etkili bir aktör olacaktır.''
Terörle mücadelede vizyonunu ''insan-odaklı güvenliğin özgürlükler, haklar ve demokrasi ekseninde sağlanması'' olduğunu dile getiren Arınç, ''Biz, hiçbir şiddet ve terör odağının nüfuz edemeyeceği en büyük gücün, milletimizin birlik ve beraberlik ruhu olduğunu iyi biliyoruz. Bunu da yüce milletimiz en son Van depreminde dosta düşmana en açık şekilde göstermiştir'' dedi.
Güvenlik alanında temel yaklaşım öldürmek değil, yaşatmak olduğunu dile getiren Başbakan Yardımcısı Arınç, ''Ama terör olduğu sürece mücadele kararlılıkla sürdürülecektir. İnsan hakları ve özgürlüklerine verdiğimiz önem terörle mücadelede alacağımız etkin önlemler ve mücadeleye kesinlikle engel olmayacaktır'' diye konuştu.
Terörle mücadelede konunun tüm sosyal boyutlarıyla derinlemesine inceleme ve araştırmasını yapmak, bu paralelde çözüm odaklı stratejiler üretmek bu alanda faaliyet gösteren kurumların koordinasyonunu sağlamak üzere Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığının kurulduğunu anımsatan Arınç, Müsteşarlık bünyesinde; terörle mücadelenin bilimsel ölçütlerde sürdürülebilmesi için araştırma geliştirme çalışmaları dahil, her türlü ulusal ve uluslararası bilimsel faaliyetler yürütüleceğini söyledi.
Terörle çok boyutlu mücadelenin sürdürülmesinin, Müsteşarlık tarafından üretilecek olan, işsizliği azaltmaya ve istihdamı artırmaya yönelik projelerin, çocuklara, gençlere, kadınlara yönelik sosyal projelerin, terör örgütlerine katılımları engellemeye yönelik projelerin aracılığıyla sağlanacağını dile getiren Arınç, şöyle konuştu:
''Bu ve benzeri projeler yanında, Doğu ve Güneydoğu Bölgesi İlleri Sosyo-Ekonomik ve Sosyo-Politik Yapı araştırması, Terör Örgütüne Katılımın Faktörel Analizi ve Karşıt Politikalar araştırması, Doğu ve Güneydoğu Bölgesinden Göç Almış İller Sosyo-Ekonomik ve Sosyo-Politik Yapı araştırması, Terörle Mücadele Politikaları Toplumsal Algılama araştırması, terörün beşeri maliyeti ve benzeri araştırmalar bu Müsteşarlığımız tarafından gerçekleştirilmektedir.
Ayrıca her yıl hazırlanması zorunlu olan terörle mücadele raporu kapsamında '2011 yılı Terörle Mücadele Raporu' hazırlanmakta olup, çalışma bittiğinde yayınlanacaktır.
Terörle mücadelede çok önemli yer tutan kurumsal hafızanın oluşturulması için gereken çalışmalar Müsteşarlığımız tarafından yürütülmeye başlanmıştır.
Başka ülkelerin terörle mücadele deneyimlerinden istifade edilecek şekilde bilgi paylaşımı sağlayacak faaliyetler de yine bu birim tarafından yerine getirilmektedir.
Kadrolu, sözleşmeli ve geçici olarak istihdam edilen toplam 71 personeli bulunan Müsteşarlığın, 2011 yılı Bütçesi 14 milyon 666 bin TL olup, 2012 yılı için 19 milyon 123 bin TL ödenek teklif edilmiştir.
Ayrıca; Müsteşarlık teşkilat kanununda öngörülen İstihbarat Değerlendirme Merkezi kuruluş çalışmaları son aşamaya gelmiştir. Merkezin çalışmasına ilişkin Yönerge hazırlanmış olup, ilgili kurumların temsilcilerinden oluşacak merkez bu yönerge dahilinde hizmet vermeye başlayacaktır. Böylelikle her zaman dile getirilen terörle mücadelede stratejik istihbaratın koordinasyonu konusunda bir boşluk doldurulacaktır.''
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile İl Afet ve Acil Durum Müdürlüklerinin çalışmaları hakkında da bilgi veren Arınç, ''Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı''nın hazırlandığını, 2012-2023 yılları arasını kapsayan bu planın ana amacının ''depremlerin neden olabilecekleri fiziksel, ekonomik, sosyal, çevresel ve politik zarar ve kayıpları önlemek'' olduğunu kaydetti.
Bütünleşik afet tehlike haritalarının üretilmesi çalışmaları sürdüğünü anlatan Arınç, AFAD'ın koordinasyonunda; son dönemde 1500'den fazla yurtiçi ve yurtdışı insani ve acil yardım faaliyeti icra edildiğini bildirdi.
Haiti'den Kıbrıs'a, Arnavutluk ve Karadağ'dan Moğolistan'a, Şili'den Pakistan'a, Kırgızistan'dan Afganistan ve Gazze'ye 30'dan fazla ülkeye insani yardım yapıldığını dile getiren Arınç, 2011 yılında ihaleli işlerde kullanılmak üzere ayrılan meblağın 295 milyon TL olduğunu ifade etti.
AFAD'ın 2012 Yılı Bütçe Tasarısında Cari Harcama ve Transferler için 286 milyon 558 bin, Sermaye Transferleri için 23 milyon, Sermaye Giderleri için 350 milyon 160 bin, Borç Verme (Evini Yapana Yardım) için 108 milyon 143 bin olmak üzere toplam 767 milyon 861 bin TL ödenek teklif edildiğini söyledi.
*** HABERİN DEVAMINI 'İLGİLİ DÖKÜMANLAR' BÖLÜMÜNDE BULABİLİRSİNİZ.***
(19.36)
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye hem bölgesinde hem dünyada ağırlığını giderek daha fazla hissettiren bir ülke konumuna geldiğini belirterek, ''Huzur ve istikrarını koruyan, sorunlarının üstüne kararlılıkla giden, hedeflerini kaybetmeyen ve adımlarını her gün biraz daha ileriye atan bir Türkiye'nin önü açıktır'' dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Başbakanlık, MİT Müsteşarlığı, MGK Genel Sekreterliği, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı bütçelerinin görüşülmesine devam ediliyor.
Bütçeler üzerinde Komisyona bilgi veren Başbakan Yardımcısı Arınç, Cumhuriyetin 100. yılına yaklaşırken, Türkiye'nin sivil bir uzlaşma anayasasını hak ettiğini ifade ederek, ''Toplumsal uzlaşma temelinde hazırlanacak yeni anayasa, Cumhuriyetimizin değiştirilemez nitelikleri olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerini tam olarak hayata geçirecek, bireylerin haklarını en etkili şekilde koruyacak, temel hak ve özgürlükleri İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin getirdiği ilke ve standartlarda güvence altına alacaktır'' diye konuştu.
Başbakanlık Stratejik Planında, ulusal ve uluslararası stratejilerin belirlenmesinde ve politikaların uygulanmasında kurumun etkinliğini artırma; vatandaşa daha hızlı, kaliteli ve güvenilir kamu hizmeti verilmesini sağlama; şeffaf, hesap verebilir, verimli ve etkili çalışan bir kamu yönetiminin gerçekleştirilmesine öncülük etme; karar alma süreçlerine toplumsal unsurların ve bireylerin daha fazla katılımına imkan veren bir yönetim yapısının kurulması ve Başbakanlık merkez teşkilatının kurumsal kapasitesini geliştirme başlıklarında bir dizi taahhüt altına girildiğini belirten Arınç, Başbakanlığın bu amaç ve hedeflerine ulaşabilmesi için 2012 Mali Yılı Bütçe Tasarısında teklif edilen toplam ödenek tutarının 861 milyon 757 bin TL olduğunu bildirdi.
2011 yılı toplam ödeneğininse 5 milyar 115 milyon 122 bin TL olduğunu anımsatan Arınç, Başbakanlık bütçesinin yüzde 83 oranında azaldığını kaydetti. Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bunun nedeni teşkilat yapılarındaki düzenlemeler nedeniyle Başbakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşların doğrudan ilgili hizmet bakanlıklarına bağlanmasıdır. Bu kuruluşlara yapılan transferlerin Başbakanlık bütçesinden ayrılması nedeniyle bütçe büyüklüğünde azalış meydana gelmiştir. Hedefimiz, Başbakanlığın koordinasyon ve yönlendirme kapasitesini artırmak ve Başbakanlığı bir hizmet bakanlığı olmaktan çıkarmaktır. Başbakanlık bütçesinden halen transfer almakta olan kuruluşlar Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığıdır. Bu kuruluşlara ayrılan transfer miktarı 132 milyon 544 bin TL'dir ve bütçenin yüzde 15'ine tekabül etmektedir.
Transfer tertiplerindeki miktar hariç tutulduğunda Başbakanlık merkez teşkilatı 2012 yılı bütçe teklifi 729 milyon 213 bin TL'dir. Bu miktar 2011 yılında 622 milyon 923 bin TL idi. Dolayısıyla 2012 yılı bütçe teklifi 2011 yılı başlangıç ödeneğine göre yüzde 11,2 oranında artmıştır. Transferler hariç tutulduğunda 2012 yılı Başbakanlık toplam ödenek teklifinin yüzde 55'i cari gider, yüzde 21'i yatırım gideri, yüzde 12'si personel ve sosyal güvenlik gideri, yüzde 12'si ise transferlerden oluşmaktadır. Başbakanlık bütçesindeki artış tüm arşiv binalarının bir araya toplanmasını sağlayacak Milli Arşiv Sitesi inşaatı için yatırım bütçesine 120 milyon TL ödenek ayrılması ile Türkiye'nin Barışı Destekleme Harekatlarına Katılım Konsepti çerçevesindeki faaliyetlere ayrılan ödeneklerdeki artışlardan kaynaklanmaktadır.''
Başbakanlığın temel işlevlerinden birisinin koordinasyon vazifesi olduğunu belirten Arınç, ''Kamu kesimindeki düzenleme, iş ve işlevlerin Hükümet önceliklerini yansıtması ile bu öncelikler çerçevesinde tutarlılığın sağlanması Başbakanlığın gözettiği hususlardır'' dedi.
Bu kapsamda; Devlet ve millet ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla gereken düzenlemelerin vakit geçirilmeden yapıldığını dile getiren Arınç, AB müktesebatının devralınmasına ilişkin düzenlemelerin de buna dahil olduğunu söyledi. Arınç, bu kapsamda Ekim ayı itibarıyla çeşitli konulara ilişkin bin 95 kararname sonuçlandırıldığını, 103 kanun tasarısının TBMM Başkanlığına sevk edildiğini bildirdi.
''Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'' ile kanun ve kanun hükmünde kararname taslakları hakkında Düzenleyici Etki Analizi (DEA) yapılması zorunluluğunu getirdiklerini anımsatan Arınç, ''Performans Programına koyduğumuz bir gösterge dahilinde bu analizlerin gerek nitelik gerekse nicelik olarak artırılmasını yakından takip ediyoruz'' açıklamasında bulundu.
7 Ekim 1920 tarihinden bugüne kadar yayımlanmış Resmi Gazetelerin elektronik ortama aktarıldığını ve fihristi çıkartılarak kullanıcıların hizmetine sunulmasına ilişkin yürütülen projenin tamamlandığını belirten Arınç, söz konusu projeyle yaklaşık 950 bin sayfa Resmi Gazete'nin elektronik ortama aktarıldığını kaydetti.
Yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla kodifiye edilen mevzuatın, Başbakanlık internet sitesinde yer alan Mevzuat Bilgi Sistemine (MBS) aktarıldığını belirten Arınç, vatandaşın ücretsiz olarak yürürlükteki her türlü mevzuata hızlı ve güvenilir bir şekilde ulaşabilmesine imkan sağlandığını söyledi.
Ayrıca, Devlet teşkilatının düzenli bir şekilde işlemesini sağlamak amacıyla çıkarılan Başbakanlık genelgelerinin yürürlükte olanlarının tamamının elektronik ortama aktarıldığını ve Başbakanlık internet sitesinde yayımlandığını anlatan Arınç, Başbakanlıkta uzmanlaşmanın sağlanması ve nitelikli personelin istihdamının hedeflendiğini, bu kapsamda, sektörel ve disiplinler arası uzmanlaşmaya önem verildiğini bildirdi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, sözlerine şöyle devam etti:
''Arşivlerimizin eşsiz kültürel zenginliğini gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında ilgililere sunmayı ve bu zenginliği dünyaya tanıtmayı; Türkiye'nin dış politikadaki tezlerini tarihi belgeler ışığında bilimsel temelde desteklemeyi, yerli ve yabancı kamuoyunu aydınlatmayı hedeflemekteyiz.
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğümüz; milli arşiv politikasının esaslarını belirlemekte, bu esasların uygulanmasını takip etmekte, kamu kurum ve kuruluşlarında teşekkül eden arşiv belgelerinin Genel Müdürlüğe devrini sağlayarak geçmişten intikal eden belgelerle birlikte muhafaza etmekte, tasnif işlemlerini tamamlayarak Türk ve dünya kamuoyunun erişimine sunmaktadır.
Arşivlerimizle ilgili bu hedeflerimiz doğrultusunda arşivlerimizden en ileri düzeyde yararlanılması için çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Özellikle Osmanlı Arşivleri sayı ve ilmi değer itibarıyla büyük ehemmiyete sahip olmasına rağmen, evrakları tek ve sağlıklı bir merkezde depolayacak; tasnif, restorasyon ve araştırma hizmetleri gibi birbiriyle ilişkili ve bu maksada matuf hizmetler için inşa edilmiş arşiv mekanlarına sahip değildir. İstanbul'da 5 ayrı alanda dağınık halde bulunan arşiv ünitelerini bir araya toplamak, arşiv belgelerinin uygun şartlarda ve mekanlarda muhafazasına ve modern bir site içinde toplanması suretiyle güvenliğinin daha kolay ve rahat sağlanmasına imkan verecek uygun bir arazide biyolojik, nükleer saldırı, sabotaj gibi her türlü tehlikeye karşı, ülke tarihine ait belgelerin güvenliğini sağlayacak teknik donanıma sahip modern bir 'Milli Arşiv Sitesi' yapılması çalışmalarında sona yaklaşılmış olup 2012 yılı içinde sitenin hizmete geçirilmesi hedeflenmektedir.
Ayrıca arşiv belgelerinin elektronik ortama aktarılması, elektronik olarak ulaşımının sağlanması ve Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünün çalışmalarının etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla teknoloji alanına yönelik yatırımların hayata geçirilmesi hedeflenmektedir. Yapılacak bu ve bunun gibi diğer yatırımlarla arşivlerimizi, hizmet sunum kalitesi ve erişilebilirlik açısından dünyanın gelişmiş ülke arşivleriyle rekabet edebilecek bir düzeye getirmek için çalışmalarımız tüm hızıyla devam etmektedir.''
Kamu hizmetlerinin sunumunda idari basitleştirme çalışmalarımız devam ettiğini dile getiren Arınç, kırtasiyeciliğin azaltılması, yerel yönetimlere yetki devri, mevzuatsızlaştırma ve kadınların çalışma hayatındaki sorunları gibi konuların uzmanlar tarafından çalışıldığını söyledi.
Bugün vatandaşın, devlet ile olan işlerinin büyük bir kısmını internet üzerinden kolaylıkla yapabildiğini anımsatan Arınç, ''Okul kaydından vergi ödemelerine, araç satışından tapu muamelelerine, ihracat-ithalattan trafik işlemlerine kadar birçok hizmet elektronik ortamda verilebilir hale getirildi. Kamudaki işlemlerin resmi olarak elektronik ortamda gerçekleşmesine imkan sağlayan e-imza uygulaması da birçok alanda hayata geçirildi'' dedi.
Kamu hizmetlerinde ''beyana güven, basitleştirme ve mükerrer bilgi istememe''nin esas hale getirilmesi uğraşının da devam ettiğini belirten Arınç, vatandaşların kamu idareleriyle olan ilişkileri daha sıcak ve memnuniyet verici hale getirmek için hizmetlerin daha kaliteli hale getirilmesi çabaları yanında bürokratik işlemlerin ve evrakların azaltılması ile işlem sürelerinin kısaltılması çalışmalarına da devam edileceğini söyledi.
Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) projesiyle bilişim ve iletişim teknolojilerine dayanan bir halkla ilişkiler uygulaması ile müracaatlar her zaman ve her yerden yapılabildiğini anımsatan Arınç, ''BİMER kamusal iletişimi hızlı bir biçimde sağlarken, coğrafi uzaklığı da ortadan kaldırmış, vatandaşlarımız seslerini ülkenin en ücra köşesinden Ankara'ya duyurma imkânına kavuşmuştur'' dedi.
2011 yılının ilk 8 ayında BİMER'e yapılan başvuruların sayısının 580 bin 302'ye ulaştığını bildiren Arınç, bu başvurularla ilgili olarak Başbakanlık, bakanlıklar, valilikler ve belediyeler düzeyinde 883 bin 282 adet işlem gerçekleştirildiğini ifade etti.
Arınç, vatandaşlara ve sivil toplum kuruluşlarına insan haklarıyla ilgili konularda bilgi, materyal ve rehberlik desteği sağlandığını, böylece insan haklarına ilişkin olarak vatandaşlarımızın bilinç düzeyinin artırılması için her türlü destek verildiğini söyledi.
Türkiye'de insan haklarının kurumsallaşmasının temellerini güçlendirmeyi, il ve ilçe insan hakları kurullarının etkinliğini ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmalara katılımını artırmayı hedeflediklerini dile getiren Başbakan Yardımcısı Arınç, 2011 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığına 1358, kamu kurum ve kuruluşlarına 1275 adet başvuruda bulunulduğunu bildirdi.
Başbakana doğrudan bağlı kuruluşlarla ilgili bilgi veren Arınç, Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansına 33 milyon TL ödenek ayrıldığını kaydetti.
MİT'in 2011 yılı bütçesinin 665 milyon 568 bin TL olduğunu, 2012 yılı bütçesinin ise yüzde 13'lük artışla 750 milyon 942 bin TL olduğunu söyleyen Arınç, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin 2011 yılı bütçesinin 13 milyon 640 bin, 2012 yılı bütçesi ise 14 milyon 376 bin 500 TL, artışın yüzde 5 olduğunu bildirdi.
Arınç, ''Türkiye hem bölgesinde, hem dünyada ağırlığını giderek daha fazla hissettiren bir ülke konumuna gelmektedir. Huzur ve istikrarını koruyan, sorunlarının üstüne kararlılıkla giden, hedeflerini kaybetmeyen ve adımlarını her gün biraz daha ileriye atan bir Türkiye'nin önü açıktır'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, hiçbir şiddet ve terör odağının nüfuz edemeyeceği en büyük gücün, milletin birlik ve beraberlik ruhu olduğunu belirterek, ''Bunu da yüce milletimiz en son Van depreminde dosta düşmana en açık şekilde göstermiştir'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, terörle mücadelenin sadece güvenlik tedbirleriyle başarıya ulaşamayacağı, meselenin diğer boyutlarının da ele alınması gerektiğinin artık herkes tarafından kabul edilen bir gerçek olduğunu söyledi.
Bu nedenle, sorunun bütün boyutlarını dikkate alarak, çalışmaların bu çerçevede bütüncül bir yaklaşım içerisinde yürütüldüğünü ifade eden Arınç, ''Hepimizin malumu olduğu üzere özellikle son çeyrek asırda kanlı ve tahrip edici hale gelen ciddi bir terör meselesi ile karşı karşıyayız. Bu meselenin tanımlanması ve kaynakları konusunda ne düşünürsek düşünelim üzerinde herkesin birleştiği hepimizi yaralayan bir gerçek vardır. O da bu meselenin ülkemize ve insanımıza her bakımdan kaybettiren, on binlerce insanımızın canına mal olan kaynaklarımızı ve enerjimizi tüketen yakıcı bir mesele olduğudur'' diye konuştu.
Terör meselesinin de cesaret, samimiyet ve kararlılıkla çözülebileceğine inandıklarını dile getiren Arınç, ''Bu gerçekle yüzleşilmesi ve milletimize yıllardır acı çektiren bu sorunun palyatif tedbirlerle değil, gerçek ve kalıcı müdahalelerle çözüme kavuşturulması gerekmektedir'' dedi. Arınç, şunları söyledi:
''Bu anlayışla, yıllardır insanımıza acı veren terörün sonlandırılması, temel hak ve özgürlükler alanının genişletilmesi ve milli birlik ve beraberliğimizin güçlendirilmesi amacıyla Milli Birlik ve Kardeşlik Sürecini başlattık. Başlattığımız bu çalışmanın iki önemli ayağı bulunmaktadır. Bir taraftan temel hak ve özgürlükler alanının genişletilerek demokratik standardımızı yükseltmek, diğer taraftan da terörü sonlandırarak huzur, güven ve refah içerisinde varlığını sürdüren bir Türkiye'ye kavuşmaktır. Yürüttüğümüz bu süreç ile devlet ve millet olarak bütünlüğümüzü pekiştirecek; demokratik standartlar yükseltilecektir. Herkese ve ülkemizin her köşesine bu çalışmalarımızın ulaşması gerekmektedir.
Milletimizin de desteği ile terör sona erecek, Türkiye huzura kavuşacak, yüreği dağlanan analara yenileri eklenmeyecek, kardeşlik duygusu pekişecek, herkes daha güçlü bir Türkiye'de yaşayacak, demokrasimizin standardı yükselecek, demokratikleşerek terör sorununu çözen Türkiye dünyaya örnek olacak, bölgemizde ve dünyada daha etkili bir aktör olacaktır.''
Terörle mücadelede vizyonunu ''insan-odaklı güvenliğin özgürlükler, haklar ve demokrasi ekseninde sağlanması'' olduğunu dile getiren Arınç, ''Biz, hiçbir şiddet ve terör odağının nüfuz edemeyeceği en büyük gücün, milletimizin birlik ve beraberlik ruhu olduğunu iyi biliyoruz. Bunu da yüce milletimiz en son Van depreminde dosta düşmana en açık şekilde göstermiştir'' dedi.
Güvenlik alanında temel yaklaşım öldürmek değil, yaşatmak olduğunu dile getiren Başbakan Yardımcısı Arınç, ''Ama terör olduğu sürece mücadele kararlılıkla sürdürülecektir. İnsan hakları ve özgürlüklerine verdiğimiz önem terörle mücadelede alacağımız etkin önlemler ve mücadeleye kesinlikle engel olmayacaktır'' diye konuştu.
Terörle mücadelede konunun tüm sosyal boyutlarıyla derinlemesine inceleme ve araştırmasını yapmak, bu paralelde çözüm odaklı stratejiler üretmek bu alanda faaliyet gösteren kurumların koordinasyonunu sağlamak üzere Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığının kurulduğunu anımsatan Arınç, Müsteşarlık bünyesinde; terörle mücadelenin bilimsel ölçütlerde sürdürülebilmesi için araştırma geliştirme çalışmaları dahil, her türlü ulusal ve uluslararası bilimsel faaliyetler yürütüleceğini söyledi.
Terörle çok boyutlu mücadelenin sürdürülmesinin, Müsteşarlık tarafından üretilecek olan, işsizliği azaltmaya ve istihdamı artırmaya yönelik projelerin, çocuklara, gençlere, kadınlara yönelik sosyal projelerin, terör örgütlerine katılımları engellemeye yönelik projelerin aracılığıyla sağlanacağını dile getiren Arınç, şöyle konuştu:
''Bu ve benzeri projeler yanında, Doğu ve Güneydoğu Bölgesi İlleri Sosyo-Ekonomik ve Sosyo-Politik Yapı araştırması, Terör Örgütüne Katılımın Faktörel Analizi ve Karşıt Politikalar araştırması, Doğu ve Güneydoğu Bölgesinden Göç Almış İller Sosyo-Ekonomik ve Sosyo-Politik Yapı araştırması, Terörle Mücadele Politikaları Toplumsal Algılama araştırması, terörün beşeri maliyeti ve benzeri araştırmalar bu Müsteşarlığımız tarafından gerçekleştirilmektedir.
Ayrıca her yıl hazırlanması zorunlu olan terörle mücadele raporu kapsamında '2011 yılı Terörle Mücadele Raporu' hazırlanmakta olup, çalışma bittiğinde yayınlanacaktır.
Terörle mücadelede çok önemli yer tutan kurumsal hafızanın oluşturulması için gereken çalışmalar Müsteşarlığımız tarafından yürütülmeye başlanmıştır.
Başka ülkelerin terörle mücadele deneyimlerinden istifade edilecek şekilde bilgi paylaşımı sağlayacak faaliyetler de yine bu birim tarafından yerine getirilmektedir.
Kadrolu, sözleşmeli ve geçici olarak istihdam edilen toplam 71 personeli bulunan Müsteşarlığın, 2011 yılı Bütçesi 14 milyon 666 bin TL olup, 2012 yılı için 19 milyon 123 bin TL ödenek teklif edilmiştir.
Ayrıca; Müsteşarlık teşkilat kanununda öngörülen İstihbarat Değerlendirme Merkezi kuruluş çalışmaları son aşamaya gelmiştir. Merkezin çalışmasına ilişkin Yönerge hazırlanmış olup, ilgili kurumların temsilcilerinden oluşacak merkez bu yönerge dahilinde hizmet vermeye başlayacaktır. Böylelikle her zaman dile getirilen terörle mücadelede stratejik istihbaratın koordinasyonu konusunda bir boşluk doldurulacaktır.''
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile İl Afet ve Acil Durum Müdürlüklerinin çalışmaları hakkında da bilgi veren Arınç, ''Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı''nın hazırlandığını, 2012-2023 yılları arasını kapsayan bu planın ana amacının ''depremlerin neden olabilecekleri fiziksel, ekonomik, sosyal, çevresel ve politik zarar ve kayıpları önlemek'' olduğunu kaydetti.
Bütünleşik afet tehlike haritalarının üretilmesi çalışmaları sürdüğünü anlatan Arınç, AFAD'ın koordinasyonunda; son dönemde 1500'den fazla yurtiçi ve yurtdışı insani ve acil yardım faaliyeti icra edildiğini bildirdi.
Haiti'den Kıbrıs'a, Arnavutluk ve Karadağ'dan Moğolistan'a, Şili'den Pakistan'a, Kırgızistan'dan Afganistan ve Gazze'ye 30'dan fazla ülkeye insani yardım yapıldığını dile getiren Arınç, 2011 yılında ihaleli işlerde kullanılmak üzere ayrılan meblağın 295 milyon TL olduğunu ifade etti.
AFAD'ın 2012 Yılı Bütçe Tasarısında Cari Harcama ve Transferler için 286 milyon 558 bin, Sermaye Transferleri için 23 milyon, Sermaye Giderleri için 350 milyon 160 bin, Borç Verme (Evini Yapana Yardım) için 108 milyon 143 bin olmak üzere toplam 767 milyon 861 bin TL ödenek teklif edildiğini söyledi.
*** HABERİN DEVAMINI 'İLGİLİ DÖKÜMANLAR' BÖLÜMÜNDE BULABİLİRSİNİZ.***
(19.36)